Tem
12
2025
--

YANKI ODASI // 31. Bölüm // ECE AYHAN’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 3. Kısım // 12 Temmuz 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 31. Bölümü’nde ‘kara gerçeğin sivil şairi Ece Ayhan‘ı saygıyla anıyor ve evvel.org arşivinin içinde gezindik…

Ece Ayhan’a Saygı Özel Yayınları‘nın Diğer Kısımları:

2. Kısım: Yankı Odası, 9. Bölüm, 25 Temmuz 2024
1. Kısım: Yankı Odası, 8. Bölüm, 13 Temmuz 2024

evvel.org kapsamındaki 20 küsur yıllık Ece Ayhan arşiv çalışmalarımıza (ve çalışmalarımızın detaylı indeksine) https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan için hazırladığımız web sitesi ise burada…


32. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Tem
10
2025
--

Video: ECE AYHAN ÇAĞLAR kimdir? (Zafer Yalçınpınar anlatıyor…) (18 Temmuz 2024)

Sağolsun, Anıl Yurdakul‘la birlikte Ece Ayhan‘a dair belgesel bir kısa video çalışmasına imza attık:- çokça gevezelik ettik yani… Anıl‘ın çekimini gerçekleştirerek yayına hazırladığı 15 dakikalık bu video kaydında Ece Ayhan’ın poetikası hakkında “doğru kabul edilen yanlışları” düzelterek, yani bu kez “edebiyat tarihini düzünden okuyarak!” 20 yıllık analizlerim sonucunda elde ettiğim çıkarımlarımı anlatmaya çalıştım. Örneğin, Ece Ayhan’ın hangi söylemlerle, kimler tarafından “nasıl ve neden” yanlış tanıtıldığını veya itibarsızlaştırıldığını ya da tersine nasıl yüceltildiğini dile getirdim. Ece Ayhan yaşıyor olsaydı bizim bu video için -yarı şakayla da olsa- “Yeni sesler, çatlak!” yorumunda bulunurdu belki de… Her neyse… Ece Ayhan’ın poetikasındaki gerçekleri merak edenler için, iyi avlar (good hunting!) dilerim.

Zafer Yalçınpınar
20 Temmuz 2024


Ece Ayhan’a dair video arşivine https://youtube.com/playlist?list=PL-xdB10oBNDXU6wkU5PgEecyyg1BePwuh adresinden ulaşabilirsiniz.



Hamiş: “Ece Ayhan” başlıklı araştırmalara https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, Ece Ayhan araştırmalarının indeksine https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden, Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
08
2025
--

Ece Ayhan’ın Son Günceleri… (1997-2000)

Ece Ayhan’ın vefatından kısa bir süre (birkaç yıl) önce Öküz Dergisi’nde yayımlanan son günce metinleri Ece Ayhan’ın kitaplarında yer almıyor ve fazla bilinmiyor… Ece Ayhan yaşamı ile poetikasına ilgi duyan okurlarımızla (ve edebiyat tarihçileriyle) işbu “çevik ve etkili” metinleri -20 küsur yıl sonra tekrarlayıp, vurgulayıp- paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. (Zy)

(Günceleri okumak için üzerlerine tıklayınız..)


Öküz Dergisi Arşivi’nden…
Ece Ayhan’la gerçekleştirilmiş bir röportaj!
(Okumak için resimlerin üzerine tıklayınız..)


EVV3L’in Ece Ayhan Arşivi
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/2
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/3
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/4
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/5
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/6
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/7
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/8
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/9
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/10
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/11
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/12
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/13


EVV3L’in Ece Ayhan İlgileri İndeksi (2007-2025)
https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf


Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Tem
07
2025
--

Biyografi / Portre: ECE AYHAN (Sıddık Akbayır)

“Otuz İki Kısım Tekmili Birden
ECE AYHAN”
Sıddık Akbayır
Ekim 2024, 35 Sayfa
okumak için: https://upas.evvel.org/32eceayhan.pdf


Sıddık Akbayır, hazırladığı biyografi ve portre çalışmalarıyla yakın dönem edebiyat tarihine çözümleme-karşılaştırma açısından en çok katkıyı sağlayan araştırmacılardan biridir. Akbayır’ın 2008 yılında Ece Ayhan’a dair kaleme aldığı ve çeşitli şiir mecralarında yayımlanan sıra dışı portre çalışmasını -gözden geçirilmiş olarak, bir kez daha- okurun ilgisine sunmaktan mutluluk duyuyoruz.


Hamiş: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.


EVV3L’in Ece Ayhan Arşivi
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/2
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/3
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/4
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/5
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/6
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/7
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/8
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/9
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/10
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/11
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/12
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/13

Tem
06
2025
--

Cezaevinde Ece Ayhan tarafından İlhan Berk’e yazılmış iki mektup… (1969)

Cezaevinde Ece Ayhan tarafından İlhan Berk’e yazılmış iki mektup… (1969)
Ece Ayhan, “Hoşça Kal -İlhan Berk’e Mektuplar”, 3. Baskı 2019, ss.7-8
(Mektupları büyüterek okumak/incelemek için üzerlerine tıklayınız.)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan arşivine https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, İlhan Berk arşivine ise https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
05
2025
--

Ortak Hayal Sergisi’nden Görüntüler (Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, Kadıköy)

3 Haziran 2025’te Kadıköy, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde açılışı gerçekleşen Ortak Hayal Sergisi, Nâzım Hikmet’in etrafında kurulan, sadece onun düşünsel etkisiyle değil; doğrudan dostluk, yoldaşlık, tartışma ve üretim ilişkileriyle şekillenen kültürel evrenin izini sürüyor…


Görselleri büyütmek için üzerlerine tıklayın…



Sergiye dair detaylı bilgilere https://haber.sol.org.tr/haber/nazimin-62-olum-yildonumunde-sergi-ortak-hayal-398777 adresinden ulaşabilirsiniz.


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerine https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
02
2025
--

PERÇEMLİ SOKAK’IN GİRİŞİNDE YER ALAN POETİKA / SUNU METNİ (Oktay Rifat, 1956)



Perçemli Sokak‘ın ilk baskısında (1956, Yeditepe Yayınları)
Oktay Rifat‘ın kaleme aldığı sunu / Poetika metninin orjinal görüntüleri…
(Zafer Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan)

(Görselleri büyütmek için üzerlerine tıklayın…)



Oktay Rifat, Perçemli Sokak, Yeditepe Yay., 1. Baskı 1956, ss. 2-9

Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan Oktay Rifat başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/oktay-rifat adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
30
2025
--

ECE AYHAN’IN KAYMAKAMLIK GÖREVİ SIRASINDA YAŞADIKLARI HAKKINDA: Denizli’deki Olaylar, Görevden Uzaklaştırma, Emekliye Sevk, İddialar, Açıklamalar, Dava Süreci, Hükümlülük, Resmi Belgeler ve KUMPAS İHTİMALİ! (1966-1968)


Erdoğan Alkan, “Ece Ayhan ve Şiiri”
Varlık Dergisi, Eylül 2002, Sayı: 1140, s. 46-47

Erdoğan Alkan, “Ece Ayhan ve Şiiri”
Varlık Dergisi, Eylül 2002, Sayı: 1140, s. 47-48
(İşbu yazının “Yeniden Birlikte” başlıklı bölümünde Ece Ayhan’ın
Denizli’de yaşanan olaylara ilişkin açıklamaları/son sözü bulunuyor.)
(Görselleri büyüterek okumak/incelemek için üzerlerine tıklayınız.)


Yukarıda, 1966’da Ece Ayhan’ın Tahir Galip Harmancı‘yla birlikte kaymakamlık görevinden uzaklaştırılışına ve Denizli’de yaşanan ilk olaya (vukuata) dair resmi evraklar (Evrak 1,2,3) görünüyor. Bu ilk olay gerçekleştiğinde Tahir Galip Harmancı Denizli’nin Çameli ilçesinde, Ece Ayhan ise Çardak ilçesinde kaymakamdır. Harmancı’nın uzaklaştırılışındaki gerekçe açıklaması (Evrak-1) çok önemlidir çünkü Denizli’de yaşanan bu ilk olayda iki kaymakamın birlikte hareket ettiği düşünülmektedir. Ece Ayhan’ın hüküm giydiği ırza tasaddı olayının ise bu ilk olayın ardından ikinci vukuat olarak geliştiği düşünülmektedir. (Zy) (Evrakları büyüterek okumak için üzerlerine tıklayınız.)


İkinci Olaya Dair Ece Ayhan için Açıklanan Gerekçeli Karar ve Ece Ayhan’ın Hükümlülüğü, 28 Ocak 1968 (Görseli büyüterek okumak/incelemek için üzerlerine tıklayınız.)

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN; Çardak Kaymakamı iken, 2/9 1966 tarihinde Bakanlık emriyle alınıp, 6435 sayılı Kanunun 1. Maddesi uyarınca, 5/3 1967 tarihinden itibaren emekliye sevkedilen ve daha sonra açmış olduğu dâvâ sonunda emeklilik işlemi iptal edilen Ece Ayhan Çağlar’ın, Bakanlık emirinde geçen 6 aylık sürenin bitimi olan 1/4/1967 tarihinden itibaren 6435 sayılı Kanunun 1. Maddesinin 3. Bendi gereğince emekliye sevkedildiği, adresi meçhul olduğundan ilanen tebliğ olunur. (Milliyet Gazetesi-İlan)


“Ece Ayhan 1962 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde kaymakamlık görevine başladı. Aynı yıl Deniz Hafize Hanım’la evlendi. Gürün’de kaymakamlık yaptığı sırada, genç bir çocukla ilişkisi olduğu iddia edildi. 1963’te Çorum’un Alaca ilçesi kaymakamlığına atandı. Aynı yerde Belediye Başkanlığı da yapan Ayhan hakkındaki tecavüz söylentileri giderek yoğunlaşınca, buradan da ayrıldı ve Denizli’nin Çardak ilçesi kaymakamlığına tayin edildi. Çardak’ta kısa bir süre görev yapan Ece Ayhan, 1966’da kaymakamlıktan ve devlet memurluğundan ayrıldı. Bu ayrılmanın Ece Ayhan’ın kendi isteğinden mi yoksa bir türlü peşini bırakmayan ‘genç çocuğa tecavüz’ iddiaları nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nın Ayhan’a ‘işten el çektirme’ cezası uygulamasından mı kaynaklandığı hiç açıklanmadı. Ece Ayhan’ın eşcinselliğini öne sürenler, bakanlıktaki kişisel dosyasında herhangi bir istifa dilekçesi bulunmadığını, Ece Ayhan’ın Gürün’de karıştığı iddia edilen ‘tecavüz suçlaması’ nedeniyle devlet memurluğundan kovulduğunu söylediler. (…)” Lemi Özgen, K Dergisi, Sayı:100,  29 Ağustos 2008, s.5


Abdurrahim Sercan, “Şair Ece Ayhan’dan Bugüne Tarikatlar”
Üvercinka Dergisi, Sayı: 20, Haziran 2016, s.18


Cezaevinde Ece Ayhan tarafından İlhan Berk’e yazılmış iki mektup… (1969)
Ece Ayhan, “Hoşça Kal -İlhan Berk’e Mektuplar”, 3. Baskı 2019, ss.7-8
(Mektupları büyüterek okumak/incelemek için üzerlerine tıklayınız.)


EVV3L’in Ece Ayhan Arşivi
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/2
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/3
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/4
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/5
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/6
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/7
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/8
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/9
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/10
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/11
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/12
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/13


EVV3L’in Ece Ayhan İlgileri İndeksi (2007-2024)
https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf


Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Haz
30
2025
--

ECE AYHAN VİDEO ARŞİVİ

Ece Ayhan’a dair video arşivine https://youtube.com/playlist?list=PL-xdB10oBNDXU6wkU5PgEecyyg1BePwuh adresinden ulaşabilirsiniz.


Hamiş: “Ece Ayhan” başlıklı araştırmalara https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, Ece Ayhan araştırmalarının indeksine https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden, Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
27
2025
--

“Yaşasın Kötülük ve de Ötesi” (Ece Ayhan’ın yayımlanmamış kitabı hakkında!)


Öküz Dergisi, Sayı: 40, Eylül 1997
(Metni büyütmek için üzerine tıklayınız…)

Öküz Dergisi arşivinde Ece Ayhan’ın güncelerinin yanı sıra, kendi el yazısıyla kaleme aldığı mektuplar da bulunuyor. Öküz Dergisi’nin 40. sayısında yayımlanan 13 Ocak 1997 tarihli mektubunda Ece Ayhan, Morötesi Requiem metninin devamı (veya tamamlayıcısı) niteliğinde bir başka metinden bahsediyor. “Yaşasın Kötülük ve de Ötesi” adını verdiği bu metnin akıbeti bilinmiyor…


Öküz Dergisi, Sayı: 39, Ağustos 1997
(Metni büyütmek için üzerine tıklayınız…)

90’lı yılların sonunda (tahminen 1996-1998 döneminde) Ece Ayhan’ın “final niteliğinde bir anlatı, özel bir minyatür” kaleme aldığını, bu doğrultuda çalıştığını biliyoruz. Önceleri tek -bütünsel- bir kitap olarak düşünülen bu anlatının adı “Melanet” olarak belirlenir… Sonradan, bu “final niteliğindeki anlatı”nın Ece Ayhan tarafından -bilinçli olarak- ikiye bölündüğünü ve bir bölümünün “Morötesi Requiem” adıyla 2001 yılında YKY’den yayımlandığını biliyoruz. Peki diğer bölüme ne oldu?

Bazı çevreler bu bölümün ilk baskı yayımlanırken Morötesi Requiem’e dahil edildiğini iddia ediyor. Bazı çevreler ise Morötesi Requiem’in ilk baskısı yayımlandıktan sonra, -kitabın tepki çekerek mahkeme kararıyla yasaklanıp toplatılması nedeniyle- diğer bölümün kitap olarak yayımlanmasına YKY’nin cesaret edememiş olduğunu düşünüyorlar. (Enis Batur YKY’den ayrıldığı için kitabın yayımlanmadığını dile getirenler de var.) Morötesi Requiem’in 2001 yılında yayımlanmasından hemen bir yıl sonra Ece Ayhan’ın vefatı sonucu kitabın yarım kalmış olma ihtimali de tahminlerin arasında bulunuyor.

Benim kanaatim Ece Ayhan’ın el yazısıyla kaleme aldığı bu metninin hâlen kayıp (gizli) ve tamamlanmamış/yayımlanmamış olduğu yönünde… Çünkü,YKY tarafından çıkarılan Kitap-lık dergisinin 1997 tarihli 29-30 nolu ortak sayısında ‘Yaşasın Kötülük ve de Ötesi’den çeşitli parçalar‘a yer verilmiş; ayrıca da “Work in Progress” (hazırlanmaya/yazılmaya devam ediliyor) şeklinde bir üst başlık/not koyulmuş… Sonra detaylı inceledim; Kitap-lık dergisinde yer alan bu parçalar Morötesi Requiem’in hiçbir baskısında bulunmuyor. (Yani bu bölümün Morotesi Requiem’in ilk baskısına dahil edildiği yönündeki iddia da çürümüş durumda…)

Nihayetinde… Ece Ayhan’ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Morötesi Requiem’le birlikte düşündüğü ‘Yaşasın Kötülük ve de Ötesi’ adlı metnin nerde, kimde olduğunu bilen ya da bu metnin akıbetine dair detaylı, doğrulanmış bilgi sahibi olan biri var ise zafery@yandex.com adresine e-posta gönderebilir… Böyle bir bilgiye ulaşırsam, şimdiden, “yerden göğe kadar teşekkür ederim.”

Zafer Yalçınpınar, Temmuz 2024

Yaşasın Kötülük ve de Ötesi’nden parçalar…
(3 sayfa uzunluğundaki parçaları okumak için tıklayın…)


Ece Ayhan’ın Öküz Dergisi’nde Yayımlanan
Mektupları – Kendi el yazısıyla…
(Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayın…)


EVV3L’in Ece Ayhan Arşivi
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/2
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/3
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/4
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/5
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/6
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/7
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/8
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/9
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/10
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/11
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/12
https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan/page/13



Ece Ayhan Kitapları’nın Çeşitli Baskıları
(Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…)

EVV3L’in Ece Ayhan İlgileri İndeksi (2007-2024)
https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf


Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html



Ece Ayhan Kitapları’nın Çeşitli Baskıları
(Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…)
Haz
26
2025
--

ECE AYHAN VE İLHAN BERK İÇİN SAVUNMA (5 Eylül 2024)


ECE AYHAN VE İLHAN BERK İÇİN SAVUNMA

Duyduğuma göre İlhan Berk ve Ece Ayhan’a karşı itibarsızlaştırma/kıskançlık hamleleri varmış ortalıkta gene… Hiç değişmedi, 40 yıldır hep aynı şeyler! Madem öyle, işbu mutat laklakıyat taifesine karşı biz de -her daim- yalın gerçekleri söylemek zorundayız. 90’ların radyolarındaki gibi; bizden gelsin o septik-egosantrik taifeye:

Türkiye’de “poetika tasarımı, şiir dili, şiirsel yük ve imgelemin özgürleşmesi” açısından baktığımızda, İlhan Berk’in veya Ece Ayhan’ın yanına yaklaşabilecek düzeyde bir şiir aurası hâlâ yoktur. 1950 kuşağının kurduğu poetika -şiir sanatının kapsamı gözetildiğinde- hâlâ zirvededir. Teknolojinin yükselişi ve yığışımın (sosyolojik çokluk, sosyal medya, sosyal mühendislik ve bunların yarattığı doksozof kümesinin) niceliksel olarak artmasıyla birlikte kültür endüstrisi yaygınlaştı ama bu yaygınlık etkili bir poetika gelişimine veya niteliğe dönüşmedi. Yani, Türk Şiiri’nde çok uzun soluklu (50 yılı aşkın) bir “nafile ve ıskarta” dönem yaşandı. 2000’lerin başında biraz umut vardı, ve fakat o kabiliyetli gençleri de 2007 yılından itibaren neo-liberalizmin psikopolitik tüketim oyunlarıyla ve diğer palyatif psikolojik yaklaşımlarla zehirleyip -zihnen- öldürdüler! Hatta öyle ki koca bir kuşak doğumundan itibaren iğdiş edildi, zombileştirildi! (Bkz: Gen-Z)

Bunları neden söylüyorum: İtibarsızlaştırma hamlesine katılanlar da bu hamleyi yönetmeye çalışan “kötülük dayanışması” bileşenleri de bırakın tarihin ön sayfalarını/saflarını, tarihin çöplüğünde bile konumlanamayacak derecede garip-gureba ve meczup takımına dönüşmüş durumdadır. Bu tekaüt olmuş ve dolaşımdan çıkarılmış taifeye benim/kişisel tavsiyem; enerjilerini “emeklilerin ekonomik haklarını savunmak” falan gibi eylemlerde harcamaları ya da lümpenleşmiş pembe popolu arkadaşlarıyla birlikte rantçı/beleşçi ortamlara -misal; Anadolu Yakası Ev Sahipleri, Emlâkçılar ve İnşaatçılar Birliği’ne falan- yanlamaları… 

Son sözümüz gayet açık: Türk Şiiri’nin haysiyetine musallat olmayı bırakın artık! 

Zafer Yalçınpınar / 5 Eylül 2024


Hamiş: EVV3L kapsamındaki İlhan Berk ve Ece Ayhan arşiv çalışmalarımızın indeksine https://evvel.org/evvelindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
25
2025
--

YANKI ODASI // 9. Bölüm // ECE AYHAN’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 2. Kısım // 25 Temmuz 2024 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 9. Bölümü’nde ‘kara gerçeğin sivil şairi Ece Ayhan‘ı saygıyla andık ve evvel.org arşivinin içinde gezindik…

Ece Ayhan odağında gerçekleştirmeyi planladığımız özel yayınlarımız kısımlar halinde devam edecek…

evvel.org kapsamındaki 20 yıllık Ece Ayhan arşiv çalışmalarımıza (ve çalışmalarımızın detaylı indeksine) https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan için hazırladığımız web sitesi ise burada…


Yaz döneminde olmamız sebebiyle canlı yayınlarımız seyrekleşecek. Ekim 2024’e kadar 10 veya 15 günde 1 canlı yayın gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ekim 2024 itibariyle ise her Pazar, 23.00’da canlı yayında olacağız. Yaz dönemindeki canlı yayın tarihlerimizi ve saatlerimizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmenizi önemle rica ediyoruz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Haz
21
2025
--

“Ece (Ayhan) hiç kuşkusuz büyük bir şair. Bunu çoğu söyleyemiyorlarsa, düşündürücüdür, dürüstlük değildir.” (İlhan Berk, 1982)


İlhan Berk‘ten Özcan Yalım’a Mektup, 3 Ocak 1982
“Ece Ayhan Çağlar anlatıyor…”, Haz: Eren Barış, Dipnot Yay., 1. Baskı, ss. 107-108
(Büyüterek okumak için görsele tıklayınız…)

Hamiş: Ece Ayhan başlıklı araştırmalara https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, Ece Ayhan araştırmalarının indeksine https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden, Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz. EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgileri de şurada: https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk

Haz
13
2025
--

“Gilgameş’in Uyku Denkleminden Ölümsüzlüğe Ulaşmak” (Yiğit Barut)

“Gilgameş’in Uyku Denkleminden
Ölümsüzlüğe Ulaşmak”
Yiğit Barut
Haziran 2025, 18 Sayfa
okumak için: https://upas.evvel.org/gilgames.pdf


İ.T.Ü. Edebiyat Kulübü’nden tanıdığımız Yiğit Barut, Gilgameş (Gılgamış) Destanı’na şiirsel bir yaklaşım katarak, okuyucunun zihninde uyku, ölüm korkusu ve ölüm(süzlük) kavramlarıyla biçimlenen düşsel bir çerçeve/denklem oluşturuyor.


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Haz
11
2025
--

2. Edisyon: ÇALMAYAN & KÖTÜ (Zafer Yalçınpınar)

Çalmayan & Kötü, Zafer Yalçınpınar
2. Edisyon, Plüton Yayın, 2025
80 Sayfa, Şiir Kitabı


İlk edisyonları açık kaynaklı e-kitap olarak 2014 ve 2018’de çeşitli dijital platformlar aracılığıyla okura sunulan ‘Çalmayan’ ve ‘Kötü’ adlı şiir dosyalarının ikinci edisyonları 2025 Dünya Şiir Günü kapsamında bütünleşik bir kitap olarak yayımlandı. Plüton Yayın tarafından gerçekleştirilen özel basılı nüshanın içerdiği 35 şiir, Zafer Yalçınpınar‘ın olgunluk dönemi eserleri olarak değerlendirilebilir…


Basılı nüshayı satın almak için…

Kitapyurdu linki:
https://www.kitapyurdu.com/kitap/calmayan-kotu/715071.html

Shopify linki:
https://plutonkolektif.myshopify.com/products/
calmayan-kotu-zafer-yalcinpinar



Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm eserlerine ücretsiz (tam metin pdf) olarak https://zaferyalcinpinar.info adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
05
2025
--

DÜĞÜMSÜZ YOL (Zafer Yalçınpınar)

Yol ayaklarınızı götürür sizin
Yürüdüm dersiniz
Köylere ilçelere kentlere
Girer çıkar o
Siz hepsinden kovulmuşçasına uzak
Kocaman körlüğünüzle kocaman uzak
Vardım dersiniz hep
(…)
Oysa
Öteki yolu aradığınızı sizin
Bir evrensel gök bilir
Bir ben bilirim
Bir siz bilmezsiniz 
[1]

Yol -yolun kendisi- sonsuz bir devinime işaret ediyor: -varlığı bir yere ulaşmak üzerine tasarlanmış olsa da- bir yere ulaşıldığında bile hareketlilik içeriyor. Yolun dünyayı çevrelemiş dev bir ejderha veya bir yılankavi süzülüş olduğunu söyleyelim artık… Aslında mecazlardan kurtulabiliriz ve yolun -gerçekten de- bir yılan olduğunu söyleyebiliriz; en geniş çerçeveden uzamla yoğrulmuş ‘doğa’ya baktığımızda! Misal; yolun çizgisi başka; ağaçların çizgisi gibi değil:- Keskinliği daha az, daha yuvarlak motiflerle dolu, çok daha kıvrımlı, çok daha yılankavi:- akışkan işte!

Yol unutkanlık ve umarsızlık içeriyor, yerleri unuttuğumuzu sanıyoruz, halbuki her yerde, ‘yeni yer’ diyebileceğimiz tüm varış noktalarında çok az yeni şey var. (Oruç Aruoba, “Yeni / yer / yoktur.” [2] der. Çünkü ‘Yeni yol vardır.’) Yenilik, bir ‘varış’ değildir, hayal etme becerisiyle biçimlenmiş bir düşünce kıvrımıdır. Yenilik; yolun yaratımı ve devinimiyle birlikte doğuşkan olduğu bilinen; öncesinde berrak, saydam, apaçık bir birikintidir belki de; bir göletin oluşumundan sonra yeraltı sularının diğer su kollarından biriyle buluşana kadar var gücüyle yönüne devam etmeye çalışması gibi!

Önemli bir soru: Kıvrımların, yolun kıvrımlarının akışkan yapısı, oluşturduğu motifler, daha çok düşünceye mi benziyor, yoksa daha çok hayale mi benziyor? Yoldaki yalnızlık, yolun biricik bütünlenişi, tedirginlik yaratması, temkinli olma ihtiyacı, tüm bunlar… Düşünce mi üretir, yoksa hayal mi?

Harita varışları (sonuçlar, başarılar, kilometre taşları veya yerleşik düzen) bir çözüm değildir: Varışların hepsi düğümlüdür. Çözüm dediğimiz şey bir düğüm gibi olamaz; düğümden türemiş, düğümden sıkıştırılmış bir noktasallık ya da çitlenmiş, duvarlanmış, etrafı çevrilmiş bir sınırlılık da olamaz. Çözüm:- yerleşik veya durağan olamaz, o bir yol gibi devingen (yeraltında veya yüzeyde, nerede hareketliyse orada) olmalıdır sanıyorum, çünkü kâinatta devinmeyen hiçbir şey (zerre) yoktur.

Geride bıraktığın yerdeki zorluklar ile varmak istediğin yerdeki zorluklar arasında bir bağ kurarsan eğer, bu bağın adına “yol” diyebilirsin.

Ve evet, yol da çözüm de düğümsüzdür!
Ve evet, Aruoba’nın dediği gibi “—özgürlük de, yol açabilmektir.” [3]

Nihayetinde; mücadele eden, yol açmaya çalışan, özgürlük ve anlam arayan genç arkadaşlarıma ‘Sahicilikle, bâki selamlar!’ diyorum.

Zafer YALÇINPINAR
23 Nisan 2025


[1]  Fazıl Hüsnü Dağlarca, “Uzaklarla Giyinmek”, Tüm Zamanlar Yayıncılık, 2. Baskı, 1997, s. 49
[2]  Oruç Aruoba, “Yürüme”, Metis Yayınları, 5. Baskı, 2023, s.144
[3]  Oruç Aruoba, “Yürüme”, Metis Yayınları, 5. Baskı, 2023, s.114


Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm yazıları ve eserlerini https://zaferyalcinpinar.info adresinden okuyabilir, arşivleyebilirsiniz.

Haz
01
2025
--

Ustamız Oruç Aruoba’yı saygı ve özlemle anıyoruz…


Oruç Aruoba (14 Temmuz 1948 – 31 Mayıs 2020)
(Fotoğraf: Zafer Yalçınpınar8 Mayıs 2011)


(…)
Yaşamın, seni ulaşman gereken düzeyin altında tutmağa çalışan eğilimlerle (bu arada kendininkilerle de) savaşmakla geçecek. –Bu yüzden de, ulaşman gereken düzeye ulaşamayacaksın; yani, başarılı olacak o eğilimler, sonunda. Zaten, belki, istedikleri de budur:

Senin, onlarla savaşmak yüzünden, ulaşman gereken düzeyin altında kalman…

Ama savaşacaksın, gene de: sonuç her iki durumda da aynı olmayacak mı zaten – sen, zaten, ulaşman gereken düzeyin altında kalmayacak mısın ki? –Ama, savaşırsan, en azından (nereye gelebilirsen) geldiğin düzeye savaşarak gelmiş olacaksın –bu da boşuna olmayacak.

Oruç Aruoba
“De Ki İşte”, Metis Yayınları, 2001, s.44


Yankı Odası‘nda Oruç Aruoba’ya Saygı Özel Yayınları
(5. Bölüm, 2 Haziran 2024) (6. Bölüm, 9 Haziran 2024)



Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
6:45 Yayın, Nisan 2021
(Özel eklentilerle genişletilmiş, bahar nüshası!)


Usta Defteri‘nin Upas Yayın kapsamında yayımlanan
pdf biçimli tam metnine https://upas.evvel.org/ustadefteri.pdf
adresinden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.


Usta Defteri‘ne dair gerçekleştirilen
özel bir söyleşiye https://upas.evvel.org/?p=1628
adresinden ulaşabilirsiniz.


EVV3L kapsamında yayımlanan 
Oruç Aruoba Çalışmaları‘na
aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:

1/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba
2/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/2
3/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/3
4/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/4

May
30
2025
--

YANKI ODASI // 8. Bölüm // ECE AYHAN’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 1. Kısım // 13 Temmuz 2024 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 8. Bölümü’nde ‘kara gerçeğin sivil şairi Ece Ayhan‘ı saygıyla anıyoruz.

Ece Ayhan odağında gerçekleştirmeyi planladığımız özel yayınlarımız önümüzdeki günlerde kısımlar halinde devam edecek…

evvel.org kapsamındaki 20 yıllık Ece Ayhan arşiv çalışmalarımıza (ve çalışmalarımızın detaylı indeksine) https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan için hazırladığımız web sitesi ise burada…


Yaz döneminde olmamız sebebiyle canlı yayınlarımız seyrekleşecek. Ekim 2024’e kadar 10 veya 15 günde 1 canlı yayın gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ekim 2024 itibariyle ise her Pazar, 23.00’da canlı yayında olacağız. Yaz dönemindeki canlı yayın tarihlerimizi ve saatlerimizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmenizi önemle rica ediyoruz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

May
29
2025
--

Söyleşi: ORUÇ ARUOBA, USTA, USTALIK VE USTA DEFTERİ’NE DAİR… (Zafer Yalçınpınar)


31 Mayıs 2020 tarihinde vefat eden ustamız Oruç Aruoba’yı saygıyla anıyoruz: Upas Yayın’ın dostlarından Emrah Sönmezışık, Alparslan Beyhan, Cem Onur Seçkin ve B. Emir Alisipahi geçtiğimiz ay 6:45 Yayın tarafından kitaplaştırılan Oruç Aruoba, Usta Defteri hakkında Zafer Yalçınpınar’a çeşitli sorular yönelterek, usta ve ustalık olgularını irdeliyor…


ORUÇ ARUOBA, USTA, USTALIK
VE USTA DEFTERİ‘NE DAİR…


Emrah Sönmezışık: Oruç Oruoba ile gerçekleştirdiğiniz görüşmelerin “ustalık ile yaşama onuru” kıymeti taşıdığını belirtiyorsun. Usta ve ustalık kavramları birbirini oluşturan ve birbirinden ayrılması güç kavramlar. Kitabın girişindeki söylemin usta-çırak ilişkisinin ötesinde bir anlam mı taşımakta?

Zafer Yalçınpınar: Oruç Aruoba, 80’ler öncesi akademik yaşantısında da akademiden ayrıldıktan sonraki dönemde de “anlama, anlatma, öğrenme, öğretme” gibi işlevleri usta-çırak ilişkisi şeklinde biçimlendirmiştir. Evet, Aruoba akademiyi terk etmiştir, fakat anlamayı, anlatmayı, öğrenmeyi ve öğretmeyi bırakmamıştır. 90’ların sonunda ve 2000’lerin başında Gümüşlük Akademisi ile Açık Üniversite kapsamında gerçekleştirdiği çalışmalar da bunu gösteriyor. Bu örneklerle birlikte bizim tüm görüşmelerimizde de bize aynı şekilde yaklaşmıştır. Hatta edebiyat, yayıncılık ve felsefe çevresinden yaşça büyük isimlere “Oruç Aruoba benim ustamdır,” dediğimde karşı taraftan “Oruç Aruoba hepimizin ustasıdır!” cevabını, tepkisini alıyorum. Burada önemli olan şey, Oruç Aruoba’nın hiçbir zaman, hiçbir durum karşısında bir “üstat” gibi davranmamasıdır. Üstat, tek başınadır. Üstatlar uğraştığı işleğin gizlerini ve özünü üçüncü kişilere aktarmazlar. Buna karşın “usta” öyle değildir. Usta, işleğin gizini ve özünü “yaşayarak” en iyi şekilde kavrar ve çeşitli yöntemlerle işleğin gizini-özünü yani zanaatını çırağına (hatta, çırak bu aktarımın idrakine eşzamanlı olarak kavuşmasa bile) aktarmaya çalışır. Usta iyiyse, çırak (çırağın kendisi farkına varmadan) zamanla ustalaşır. Usta öldüğünde yaşamının anlamı ve özü, çırağına, çıraklarına geçer. Aruoba’nın en önemli sözüdür çıraklarına: “Anlam, hep, sonradan gelir.” Bu silsile, ahilikten günümüze uzanan bir şekilde, ustanın hayatının anlamı ve sonucudur da. Fakat, üstat tek başınadır. Üstat öldüğünde yaşamının anlamını da kendisiyle beraber götürür. Bu bağlamda kesin bir şekilde söylüyorum: Oruç Aruoba ustaydı, ustamdı, ustamızdı. Günümüzün üstatları gibi yapmazdı ustamız! Örneğin, yaşarken kendi heykelini diktirtmemiştir, örneğin kendini yaşayan en büyük şair seçtirtmemiştir. Usta, diğer her şeyle birlikte “zamanlama”nın ve “yaşamın anlamı”nın da ustasıdır. Ustalık; ustanın kendi işleğiyle birlikte yaşamının anlamını önce yüklenmesi, sonra da çıraklarına özgün yöntemlerle aktarmasıdır.      

Alparslan Beyhan:Bir mühendis, ne kadar ahmaksa o kadar mühendistir. İyi bir mühendisse, yani, ahmaktır zaten. Üzülme!” Bu sözü biraz açar mısın?

Zafer Yalçınpınar: Açıklayayım. Mühendis tipolojisi, matematiksel modelleme (algoritma), mantık ve bilgi teorisi açısından deterministik sınama, ölçme ya da deneyleme yöntemleriyle çalışır. Fakat özellikle de kapitalist endüstri devrimi sonrasında matematiksel modellemenin değiştiği, deterministik bileşenlerin yanına her zaman %3, %5, %10 oranında bir stokastik bileşen, “hata payı” eklendiği görülür. Yani, matematiksel modeldeki deterministik bileşenlerinin açıklayamadığı her şey kendini stokastik bileşende ifade eder. Bunun felsefedeki karşılığı “bulanık mantık” veya “dilsel görelilik” olarak tanımlanabilir. Buna bilim dünyasında “entropi”,“insan faktörü”, “metal yorgunluğu” veya başka isimler de koyuldu. Mühendis tipolojisi ister ki modelinde “stokastik” bileşen olmasın. Her şey keskin, pürüzsüz, hatasız, sıfır hatayla işlesin ve kurduğu model 6 Sigma teorisindeki gibi mükemmelleşme yolunda çalışsın falan… Tamam, belki üretim, makineler, robotlar ve yazılım dünyasında durum böyledir veya özellikle endüstri 4.0 tipi büyük veri algoritmalarıyla teorik bir mükemmeliyete yaklaşılıyor. Ama hiçbir zaman bu mükemmeliyet hayali pratikte gerçekleşmeyecek. Çünkü hesaplama dili olan matematikte “sayılamaz sonsuz” diye bir kavram var. Ya da örneğin “pi sayısı” diye deterministik açıdan tam olarak ne/kaç olduğu kesinleşmemiş bir sayı var hâlâ… Şimdi bu tip bilinmezler varken tutup, “Ben pi sayısını tam olarak biliyorum, ben her şeyi mükemmelleştirdim, mükemmel bir model yarattım.” diyen bir mühendis -en hafif tabiriyle- ahmaktır. Fakat aynı mühendis söz konusu “hatasız modelleme gayreti” yolunda ilerlediği, çabaladığı için de deterministik gelişim açısından -yani hata payını azaltmak yolunda- iyi ve başarılı bir mühendistir. Aruoba, “ahmak” ifadesiyle bu çelişkiyi ve imkânsızlığı anlatmaya çalışıyor. Endüstri 4.0’ın ve dijitalleşmenin konuşulduğu çeşitli mecralarda şu şiirsel soruyu dile getiriyorum hep: “Robotlar düşünebiliyorlar, tutarlı hesaplarla öngörüler yapabiliyorlar ve hatta şiir yazabiliyorlar. Fakat rüya görebilecekler mi?” Ya da Ece Ayhan’ın efsanevi bir dizesiyle sorarsak; “düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?” Bilmem, anlatabildim mi…

Alparslan Beyhan: Aruoba’nın yazılarının toplanacağı iki ayrı çalışmanın bahsi geçiyor kitapta. “Yerli Yersiz Felsefe” ve “Benzemezler“. “Yerli Yersiz Felsefe” yazısını ve başka birtakım yazıları da ayrı ayrı yayımladın. Fakat sanırım “Benzemezler“i henüz bir araya getirmedin? Böyle bir niyetin veya çalışman var mı?

Zafer Yalçınpınar: Var… Yıllardır bu çalışmaları evvel.org kapsamında gerçekleştiriyor ve Aruoba’nın kitaplaşmamış metinlerini araştırıyoruz. Önümüzdeki yıllarda, acele etmeden, ustamızın istediği gibi “doğru bir işlekle” bu araştırmaları toparlayacağız, değerlendireceğiz ve başka birçok önemli yaklaşımla birlikte önce Türkçe’nin zihnine -sonrasında da insanlığın zihnine- sunacağız.

Alparslan Beyhan: Aruoba’nın yazmaya niyetlenip de yazamadığı, başlayıp da bitiremediği bir metin var mıydı son döneminde?

Zafer Yalçınpınar: Aruoba’nın yayımlanan son yazısının gezi parkı direnişi zamanında Tayyip Erdoğan’a ithafen kaleme aldığı açık mektup (Cumhuriyet Gazetesi, 17 Ağustos 2013) olduğunu tahmin ediyorum. Fakat, Usta Defteri’nde aktardığım görüşme sırasında (Mayıs 2011’de) “Bülent Arınç, Şevket Kazan ve Kasaba Avukatlığı” başlıklı bir yazıyı sürdürdüğünü ancak tamamlayamadığını ifade etmişti.

Alparslan Beyhan: Üst dudağını dik tutmanın mânâsı… Alternatif bir okuma olarak, bunu, dişlerimizi sıkarak mücadele ederken üst dudağımızın aldığı şekle yorabilir miyiz? Yani Usta, burada “terzi“liği bırakmamanı salık veriyor olabilir mi acaba? Eğer öyleyse, bu vasiyeti tutuyor musun?

Zafer Yalçınpınar: “Bilemiyorum Altan.” Bu tip şeylere zaman karar verir. Dahası, sizler, gelecek kuşaklar karar verecek. Ve şu kesin: “Anlam, hep, sonradan gelir.” Çeşitli iniş-çıkış ve türbülanslarla birlikte, Aruoba’nın öğüdünü uygulamaya ve işaret ettiği yolda ilerlemeye çalışıyorum…

B. Emir Alisipahi: “Yer görelidir; mutlak olan, yoldur —ya da, yürümek…” (Yürüme, s.123) “Hiç umut etme kazanacağın yolunda!” diyor sana Oruç Aruoba. Usta için yolu kazanmak -atımızdan inmeden- salt yolda olmak anlamı mı taşıyordu? Bu tümce, senin yaşamında neleri uyandırmıştır?

Zafer Yalçınpınar: Oruç Aruoba’nın “Yürüme” adlı kitabı -gerçekten de- en kuvvetli ve yol gösterici eseridir. Bir telefon görüşmemizde Aruoba’ya kendi hayatımla ilgili özel bir durumdan bahsetmiş ve anlatının sonuna da Yürüme’den şu tümceyi eklemiştim: “Yeni yer yoktur.” Aruoba anlattığım olaya gülmüş ve şöyle demişti: “Evet, yeni yer yoktur. Çünkü, yeni yol vardır.” Şimdi, sorduğun soruya Aruoba’nın tümceleriyle cevap vermek çok daha iyi olacak, sanıyorum: “Yaşamın, seni ulaşman gereken düzeyin altında tutmağa çalışan eğilimlerle (bu arada kendininkilerle de)savaşmakla geçecek. –Bu yüzden de, ulaşman gereken düzeye ulaşamayacaksın; yani, başarılı olacak o eğilimler, sonunda. Zaten, belki, istedikleri de budur: Senin, onlarla savaşmak yüzünden, ulaşman gereken düzeyin altında kalman… Ama savaşacaksın, gene de: sonuç her iki durumda da aynı olmayacak mı zaten – sen, zaten, ulaşman gereken düzeyin altında kalmayacak mısın ki? –Ama, savaşırsan, en azından (nereye gelebilirsen) geldiğin düzeye savaşarak gelmiş olacaksın –bu da boşuna olmayacak.” (De Ki İşte, s.44)

B. Emir Alisipahi: “Kurtuluş yoktur masalardan.” (İlhan Berk, Şeyler Kitabı, s.64) İlhan Berk, şeylerin tabiatını kurcalarken masa hakkında “Etik, masanın doğası gereğidir.” diyordu. Bu söylemin bir yansıması olarak usta, sandalyenin, sandalyelerin, masaya, masalara göre biçimlenmesi gerektiğini mi tembihliyordu bize?

Zafer Yalçınpınar: Güzel bir analoji kurdun kafanda… Fakat, hayır, Aruoba Gümüşlük Akademisi’ndeki masa-sandalye hikâyesini anlatırken benim “Ustamın tahtı…” söylemimle dalga geçiyordu sanki… “Gözünde büyütüyorsun her şeyi…” der gibiydi. Gülüyordu bana, masa-sandalye hikâyesini anlatırken…

Cem Onur Seçkin: “Şimdi, siz evlisiniz. Mutlu olmak için -kimsenin haberi olmadan- gidin, boşanın. Kimseye haber vermeyin. Sadece siz ikiniz bilin bunu. Daha mutlu olacağınızdan eminim. Ben bunu kendi eşime önermiştim. Ama o kabul etmedi. Sonra, gerçekten boşandık.” deyişiyle  ilginç bir diyaloga giriyor Usta. Aruoba’nın burada bahsetmek istediği şeyi biraz daha açabilir misin? Sence bir duygu-düşünce diyalektiği savunucusu günümüzde bu “evlilik” denilen kamu sponsor şirketlerini tamamen mi reddetmelidir?

Zafer Yalçınpınar: Bir kere, senin de vurgulamaya çalıştığın gibi evlilik dediğimiz resmî birliktelik türü (eğer boşanma ile sonuçlanırsa işbu boşanma süreçleri de dâhil olmak üzere) düğün, kiralama, lojistik, ev sahibi olma, eşya satın alma, doğum, çocuğun eğitimi falan gibi çekirdek aile konularını (özellikle de son 20 yılda) endüstrileştirdi. Eskiden -yarı şakayla- “evlilik müessesesi” denirdi. Şimdilerde ekonomik işlem hacmi olarak koskocaman bir “evlilik sektörü ve endüstrisi”nden bahsedebiliriz. Fakat Oruç Aruoba, senin de aktardığın söylemle, mevcut düzeneğin kapitalist bileşenlerine işaret etmiyordu. Aile ve evlilik kavramının toplumsal katman ve halkalardaki sosyolojik etkileşimini, bu etkileşimin bireyler ve ilişki üzerindeki olumsuzluğunu anlatmaya çalışıyordu. Evlilik, şu veya bu biçimde farklı bir sosyal statü oluşturuyor ve bazı teamüllerle birlikte sosyolojik katmanları ilişkiye dâhil ediyor. Bu da birbirini seven iki insan arasındaki ilişkinin saflığını, özünü ve niteliğini -üstelik de resmî bir şekilde- değiştiriyor. Diğer sosyolojik katmanların müdahalesiyle ilişkinin özü değişiyor; sosyolojik açıdan saflığını ve sivilliğini kaybediyor. Basitçe söylersek; evlilik sonrasında -zamanla- evlenen insanların “bağlılık biçimi” değişiyor, sosyal statü nedeniyle duygusal aşınmalar, farklı öz-değerlendirmeler ve sosyal baskılar oluşuyor. Oruç Aruoba, “İle” adlı eserinin bazı epizotlarında böylesi duygusal erozyonlardan bahseder ve bu tip konuları detaylıca irdeler.   

Alparslan Beyhan: Kitabın takdiminde “Aruoba’nın yayıncılık, yayınevleri ve editörlük ortamına dair anlattığı bazı olaylar ile dile getirdiği bazı isimler -ustanın kendisinin de işbu olaylarla ve isimlerle anılmak -istemediği” için kitaba alınmadı, diyorsun. İsim vermeden de olsa, Aruoba, nelerden/kimlerden dertliydi o sıralar?

Zafer Yalçınpınar: Bu sorunun cevabını geleceğe bırakıyorum. Fakat bu soruna -zamanı gelince- en yüksek perdahtan cevap vereceğimden emin olabilirsin. Tüm taifeye, hepinize, bu güzel sorular ve yaklaşımlar için çok teşekkür ediyorum…

31 Mayıs 2021
upas.evvel.org



Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
6:45 Yayın, Nisan 2021
Satın almak için tıklayın…


Hamiş: Yaklaşık 15 yıldır, EVV3L kapsamında gerçekleştirilen “Oruç Aruoba Arşivi” çalışmalarının tümüne https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz

May
20
2025
--

YANKI ODASI // 27. Bölüm // SAİT FAİK ABASIYANIK’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 10 Mayıs 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 27. Bölümü’nde çakır hikâyeci Sait Faik Abasıyanık‘ı saygı ve özlemle andık, evvel.org arşivinin içerisinde gezindik. (Sait Faik arşivimize ve araştırma çalışmalarımıza https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.)


27. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com