“Bu gazete kupüründe ne yazdığını bilmiyorum. Japonca mı, hangi dilde onu da bilmiyorum. Ama, bu kâğıt parçasını toprağa gömünce bir bitki(çiçek) yeşeriyor; tohum alaşımlı, özütlü bir kâğıtta kelimeler, cümleler icat etmişler… Şiir dili:- dilin şiirle sürekli genişleyen ‘imgesel alan derinliği’ geliyor aklıma; “Sıkı şiir dediğimiz şey de bu kâğıdın özütü gibi olmalı!” diyorum kendime. Dilin tüm zamanlardaki yaşamını, salınımını ve varoluşunu düşünüyorum.* Sonuç şu: Tüm retorik katmanları (logos, ethos ve pathos) sürdürülebilirliklerini ‘imgesel alan derinliği’nin milimetrik(karınca adımlarıyla) gelişimine borçludur.”
Zafer Yalçınpınar
Temmuz 2018
* “Şöyle söylemekle sanıyorum, felsefeyle ilgili tutumumu özetlemiş oluyorum: Felsefenin aslında şiir olarak kurulması gerekir. Buradan da, bana öyle geliyor ki, düşüncemin ne denli şimdiye, geleceğe ya da geçmişe ait olduğu çıkar. Çünkü böylelikle, yapabilmek istediğini tam yapamayan biri olduğumu itiraf ediyorum.” (Ludwig Wittgenstein, Yan Değiniler, Çev: Oruç Aruoba, 6:45 Yay., 1999, s.23) Oruç Aruoba’nın Notu: Şiir olarak kurmak: “dichten”. Birçok başka dilde olduğu gibi, Türkçe’de de tam karşılığı olmayan bir fiil: Şiirlemek(?!)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.