“Solungaçlar” by Zy
Erenköy 2020
Tüm Fotoğraflar:
https://zaferyalcinpinar.tumblr.com
acıyı bırakıyorum
gökyüzünün derinliklerine
ağaçların üzerinde,
kelimeler yürüyor.
nasıl olur
dağın tepesinde,
en büyük taşlar
__________duruyor.
şu geçidin ölçüsü fena değil.
kuşlar doğmaya hazırlanıyor,
yarın sabah başlayacak her şey.
havada asılı duran bulut
yaşama soğuyan toprak
sonsuz ufuk çizgisi
bir ırmağın sonu
akşama doğru!
mecburen,
kendi hiçliğimi biriktiriyorum
göz bebeklerindeki
____________ölümle
en kısa gündüzden.
Zafer Yalçınpınar
25 Aralık 2020
Eşlenik bir yan okuma: En Uzun Geceden
Yalçınpınar’ın tüm şiirlerini ve şiir kitaplarını https://bit.ly/zypsiir adresinden okuyabilirsiniz.
Ayrıca bkz:
Haydi 2’den Dörtlükler (1)
Haydi 2’den Dörtlükler (2)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sokak Sanatı başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
Detaylar için bkz: https://subyayin.com/yayin/fotobooklet-wittgensteinin-evindeki-felsefi-dusunceleri/
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Ludwig Wittgenstein” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ludwig-wittgenstein adresinden ulaşabilirsiniz.
Geçtiğimiz günlerde Seyyit Nezir, yapay zekâ, endüstri 4.0 ve türevi algoritmik insansızlaşmaya karşı Aydınlık Gazetesi kapsamında özel bir soruşturma gerçekleştirdi. 23/11/2020 tarihli Aydınlık Gazetesi’nde yayımlanan jenerik cevabımın bütünsel -teknik- metni aşağıdadır. (Ve tabiî ki Ece Ayhan‘ın şiirinde kurguladığı “düzayak çivit badanalı bir kent” çağrışımı, mevcut insansızlaşma sorunsalına çözüm olarak bir 50 yıl kadar ileri sonuçlar doğurabilme gücündedir hâlâ! Korkmayın!) Zy
Endüstri 4.0 söyleminin en güçlü yöntemsel kazanımı olarak lanse edilen “yapay zekâ” (AI) üzerine konuşacaksak, bu çoklu değişken/üretken algoritmalı otomasyon biçimini sonuç/karar kümesi açısından ikiye ayırmamız gerekiyor: Yani, yapay zekâ uygulamalarının niceliksel alandaki etki ve başarılarını, niteliksel alandaki etki ve başarılarla -ya da niteliksel alanda, çoğunluk; tutarsızlıklarla- karıştırmamamız gerekiyor. Konunun bu noktası çok önemlidir! Niceliksel alanı, yani sayılarla veya gölge değişkenlerle (0,1 tipi süreç geçişkenliğiyle) ifade edilen ileri modelleme biçimlerini düşündüğümüzde, EVET!, yapay zekâ gerçekten de son on yılda zekâsını ve karar kalitesini arttırmıştır: niceliksel alanda mükemmele yakınlaşmıştır: (n)/sonsuz boyutlu (sınırsız)/geçişken sayısal modelleme, dijital eşanlı ileri ve geri veri besleme sistemleriyle -ki buna ‘büyük veri işleme modeli’ denir- %99,999 tutarlı sonuçlar/kararlar/geçişler üretiyor. KABUL! Bu durum son yirmi yılın dijitalleşme/veri toplama sürecinin (ki buna da endüstri 3.0 veya bilişim çağı deniyor) doğal sonucudur. Gerçekten de bugün, örneğin Google Haritalar’ın süre-rotasyon başarısı veya Facebook’un yüz tanıma sistemi mükemmeldir, diyebiliriz. Sanayi verimlilik otomasyonları da robotik üretimsel yetkinliğe ulaşmıştır, falan… Yaşasın klasik kalkınmamız!
Ve fakat, niteliksel -sözel- alanda başarı bu kadar belirgin değildir… Bunca yıla, bunca retorik verisine ve bunca geliştirici hegamonik güce rağmen Google Çeviri’nin tutarlılık oranı -özgün söylemlerde- hâlâ %50-60 seviyelerinde bulunuyor. Şöyle diyebiliriz: Google Çeviri, benim rüyalarımın, şiirimin, auramın, yaşantımın veya dil iklimimin biricik söylemlerini -eğer popüler kültürün sıralı bir tekrarı ya da tekrarlanmış bir türevi (retrosu veya replikası) değilse- düzgünce modelleyemiyor ve tahmin edemiyor hâlâ! Neler neler gördük bu yolda! Sosyolojik söylem analiz programları (n-vivo) mı istersiniz, bilişsel veya nörolojik duygulanım haritaları mı istersiniz, hiçbiri -en yüksek koşullarda- %50-60 seviyesini geçemedi. Burada, sanatın özünde yer alan eşsizlik eylemi -ve söylemi- kilit bir konudur. Bu eşsizlik, gerçek sanatı popüler kültürün bilindik verilerinden ayıran biricik unsurdur ve henüz ‘marjinal faydası’ modellenememiştir. Şimdi, bir soru da benden gelsin akıllı robotlara: “Selam robot! Evet, düşünebiliyorsun, karar verebiliyorsun, hemen hemen her şeyi kartezyen sistemde haritalayabiliyorsun, analiz edebiliyorsun ve modelleyebiliyorsun. Fakat, soruyorum, dahası semantik olarak vurguluyorum sana: Rüya görebilecek misin!” Ya da Ece Ayhan’ın diliyle şöyle sorayım sana: “Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?”
Bu sorunun cevabı henüz verilmemiştir! İnsan evlâdı da, yapay zekâ da verememiştir. Sonuç şudur: “Ayıptır söylemesi vakitsiz Üsküdarlıyız abiler!”
Zafer YALÇINPINAR
23 Kasım 2020, Aydınlık Gazetesi
Kavramsal soruşturmaya verilen diğer cevapların tümünü aşağıdaki bağlantılarda görebilirsiniz:
1/ https://www.aydinlik.com.tr/ne-yapmali-dizisi-devam-ediyor-birlesmek-ya-da-olmamak-224023
2/ https://www.aydinlik.com.tr/haber/seyyit-nezir-sordu-aydinlar-ve-sanatcilar-yanitladi-insanla-temas-eden-orgutluluk-224229
3/ https://www.aydinlik.com.tr/haber/seyyit-nezir-sordu-aydinlar-ve-sanatcilar-yanitladi-ezilenler-teknolojiyi-kullanabilmeli-223894
4/ https://www.aydinlik.com.tr/seyyit-nezir-sordu-aydinlar-ve-sanatcilar-yanitladi-cin-janus-un-aydinlik-yuzu-223948
5/ https://www.aydinlik.com.tr/haber/seyyit-nezir-sordu-aydinlar-ve-sanatcilar-yanitladi-insanlik-son-bunalimi-nasil-asacak-223795
6/ https://www.aydinlik.com.tr/haber/kuresel-bunalim-ve-aydinlar-2243348/ https://www.aydinlik.com.tr/haber/kuresel-bunalim-ve-aydinlar-224334
9/ https://www.aydinlik.com.tr/haber/mucadele-ve-hik%C3%A2yesi-224916-1
Kaynak: Aydınlık Gazetesi
uyanıyorum
saat kaç
güneş nerde
ben nerdeyim
seninle
evrende
Zafer Yalçınpınar
Aralık 2020
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerini ve şiir kitaplarını https://bit.ly/zypsiir adresinden okuyabilirsiniz.
(…)
Erkekler:
Şükürler olsun golf toplarına,
Şükürler olsun tenis fanilama!
Başımı özgücümle ayıkladım
Ezdim bitlerini, koydum yanına;
Şimdi yalnız sanadır dualarım
Ey, ölü deniz!
Ve sırtında gezdirdiğin
Itırlı, hafif akşama.
(…)Mandolin Çalan Kızlar:
Ne iyiliğin çağrısı ne uğultusu göklerin
Titreştirebilir telimi
Ama öyle taze bir görkemi var etimin
Havarisi kirli ayağını sokar ya
Takunyasını yakıp bir kaba
Ve kral içine süzülür
Islak boşluğuma
Hokkabaz hüneriyle
Kırar kilidimi
Ve izleyenler
İtişip gülüşenler
Bir alkış tutar
Bu çelikten tınıya
Öylesine çoğalmış uyanıyorum
Kısılmış sesimle
Yeni bir şarkı daha için.
-Bana gelince
Ben kötülüğü seçmiştim
Çünkü biliyorum
Yalnızca kötülük
Eterlenmiş bir yürekte
Sürükler hüznünü
Yaşamın ve ölümün
Ve okumuştum bir yerde
Doğduğumu
Hızar talaşında
Sağ kolunu bırakıp da ustam
Aynaya bakmak için
Delirdiği gün.
(…)Sonu gelmeyen bir şiirin adıyla
2009
Kuruladı terini…
Çekip giderken bir kez daha
Dönüp baktım dünyaya:
Biz nasıl ulaştık bu sonucu?
Altı üstü uzun, ölü bir yaz ikindisiydi galiba
Ama ben sakınmadım, yaşadım.
HASAN GÜÇLÜ KAYA
“Ölümsüz”, biri Yayınları, 1. Baskı, 2017
Yusuf Melikşah Alparslan Beyhan yanıtladı: “İstanbul baştan aşağı yıkılsaydı ne yapardım?” Okumak için: https://upas.evvel.org/?p=1481
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com