Eki
23
2024
--

Video: FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA’YA SAYGI (Zafer Yalçınpınar anlatıyor…) (10 Ekim 2024)

15 Ekim 2008’de vefat eden büyük şair
Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı saygıyla anıyoruz…


(Video çekimi ve her zamanki dostluğu için
Anıl Yurdakul‘a çok teşekkür ederim.) (Z. Yalçınpınar)


“Dağlarca’nın Şiirlerindeki Sonsuzluk”
https://evvel.org/daglarcanin-siirlerindeki-sonsuzluk-zafer-yalcinpinar


Duyuyor musunuz / Bir betikti burda evren /
bin bir sözcüğü ışıldardı / birbirine
https://evvel.org/evren-bin-bir-sozcugu-isildardi
-birbirine-fazil-husnu-daglarca


“Yaşamamalarda”
https://evvel.org/yasamamalarda-fazil-husnu-daglarca


Güneşi Doğduran
https://evvel.org/gunesi-dogduran-fazil-husnu-daglarca


Haydi-2’den Dörtlükler (1)
https://evvel.org/haydi-2den-dortlukler-fazil-husnu-daglarca

Haydi-2’den Dörtlükler (2)
https://evvel.org/haydi-2den-dortlukler-2-fazil-husnu-daglarca

Haydi-2’den Dörtlükler (3)
https://evvel.org/haydi-2den-dortlukler-3-fazil-husnu-daglarca


PEGÜ HÖS
https://upas.evvel.org/?p=1423


Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitap Kapakları Seçkisi
https://evvel.org/fazil-husnu-daglarca-kitap-kapaklari-seckisi


‘Dağlarca’nın Haysiyeti’ bizim meşru direnişimizdir!
https://evvel.org/daglarcanin-haysiyeti-
bizim-mesru-direnisimizdir-z-yalcinpinar


Dağlarca’nın Önemi
https://evvel.org/daglarcanin-onemi


Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Sivaslı Karınca’sı için Çizimler
https://evvel.org/fazil-husnu-daglarcanin-sivasli-
karincasi-icin-cizimler-nurullah-berk-1960


Yanık Çocuklar Koçaklaması’ndan… (Resimler: Mustafa Aslıer)
https://evvel.org/yanik-cocuklar-kocaklamasindan-
fazil-husnu-daglarca-resimler-mustafa-aslier


Oranın Kör Basamakları
https://evvel.org/daglarca-oranin-kor-basamaklari



Dar olan…
https://evvel.org/dar-olan-daglarca


“Dağlarca 100 Yaşında” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/daglarca-100-yasinda-sergisinden-izlenimler


Başlangıç Olayı
https://evvel.org/baslangic-olayi


Üç Şiir: “Yanmak, Gündüz, Yeşil”
https://evvel.org/uc-siir-yanmak-gunduz-yesil-f-h-daglarca


Ece Ayhan ve Dağlarca
https://evvel.org/ece-ayhan-ve-daglarca


Denizden Gelen…
https://evvel.org/denizden-gelen


Görmek
https://evvel.org/gormek


“Bir sanat eseriyle karşı karşıya olduğumuzu anlasak,
daha doğrusu anlasalar, bize yetecek.” (O. Rifat)
https://evvel.org/bir-sanat-eseriyle-karsi-karsiya-oldugumuzu
-anlasak-daha-dogrusu-anlasalar-bize-yetecek-o-rifat


Albüm: Banu Kanıbelli / Dağlarca
https://youtu.be/hZFQrerOQKY


Sessizlik
https://evvel.org/sessizlik


Meçhul Çocukların El İşi Vazifesi
https://evvel.org/mechul-cocuklarin-el-isi-vazifesi-daglarca


Kalıt
https://evvel.org/kalit


Kişilik
https://evvel.org/siir-kisilik-fh-daglarca


Dağlarca İmzaları ve “Karşı Duvar” Dergisi
https://evvel.org/daglarca-imzalari-ve-karsi-duvar-dergisi


Eyl
24
2024
--

Albüm: DAĞLARCA (Banu Kanıbelli)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilere http://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
04
2024
--

Yeditepe Dergisi’nin ilk sayısında; Fazıl Hüsnü Dağlarca, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve İlhan Berk (Nisan 1950)


Yeditepe Dergisi’nin 1 Nisan 1950 tarihli ilk sayısında…
Fazıl Hüsnü Dağlarca, (N.) İlhan Berk ve
Bedri Rahmi Eyüboğlu‘ndan… kupürler…

(Görselleri büyüterek okumak/incelemek için üzerlerine tıklayın…)





Hamiş: EVV3L kapsamındaki Yeditepe Dergisi ilgilerine https://evvel.org/ilgi/yeditepe-dergisi adresinden, Fazıl Hüsnü Dağlarca ilgilerine https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden, İlhan Berk ilgilerine https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden, Bedri Rahmi Eyüboğlu ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
16
2023
--

Güneşi Doğduran (Fazıl Hüsnü Dağlarca)


Güneşi Doğduran‘dan şiirler…
Fazıl Hüsnü Dağlarca, 3. Baskı, 1999, Doğan Kitap


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
15
2023
--

Duyuyor musunuz / Bir betikti burda evren / bin bir sözcüğü ışıldardı / birbirine (Fazıl Hüsnü Dağlarca)


(…) “Küçükken annemin üstümü örtüp gittiği gecelerde sözcükler gelirdi bana. Önce ayaklarımı ısıtırlar, sonra ellerimi, beni öperlerdi. Ben de öperdim onları. Birdenbire aydınlanırdı bir parmak, kolumdaki gaz lambası büyük avizelere dönüşürdü. Ben sözcüklerin nerelerden geldiklerini, evlerini, ağaçlarını, çiçeklerini düşünürdüm. Annelerini düşünürdüm sözcüklerin. Gece yaşamım sürüp giderdi, düş yaşamım da. Nasıl geçerdi uzun bir süre bilmiyorum. Yine sözcüklerin en güzeli uyandırırdı beni.

Sizler sevgili yapıtlarım, benim güneşlerimsiniz.

Hepinize başlarken ayrı ayrı sözlükler doğar içime. Ayrı ayrı gerçek basamakları, ayrı ayrı biçim yapıları, ayrı ayrı sesler, seslenmeler, ayrı ayrı sayı direnmeleri başlar bende.

Sizler odalarsınız. Birinden birine geçilen ya da geçilmeyen odalar. Ben bu odaların tümü. Sizlerin de bendeki kalabalık olmanız ne güzel. Taşıdığınız yönler yan yana getirilirse 360 dereceyi kaç kez aşar bilemiyorum. Bakış larınız öbür gerçekleri görürken, söylediğim bitiştirimlerle özel evreninizi yaratmaktasınız. Dışı dış doğaya değen, içi iç doğamızda olan.

Havaya Çizilen Dünya, ilk yapıtımsın. Sen kendi başına çok pencereli bir evsin. İçerdeki 21 yaşındaki çok elli bir genç, bütün yöreyi görmek için bütün pencereleri açmıştır. İnanıyor musun?



“Çocuk ve Allah”, 1. Baskı, 1935
Kapak: Ali Suavi Sonar

Çocuk ve Allah; İkinci kitabım; Sen bilinçaltımın biraz daha kalın çizgilerle yazıya geçirilmiş tasarımısın. En çok okunan yapıtımsın. ..Birbirinden ayrılmış ikişer dizeler büyük gerçekle yüz yüzedirler. Büyük gerçekle birleşmişlerdir. Seni bütün derinliğine dek inceleyecek birisi çıkarsa, işi çok güç. Diyebilirim ki ben seni açıklamak için sonraki yazdıklarıma ulaştım. Bitiremedim seni bugün bile.

Bana verdiğin evren, ne güzel ki sende bitmiyordu. Sen benim açık kapılar ülkemsin.

Seni yazarken İstanbul’dan ayrılmıştım. Anadolu’ya ilk doğu görevimi yapmak üzere atanmıştım. Bu süre, o günlerde üç yıl olarak belirlenmişti. Kendimi bilmediğim bölgelere götürürken İstanbul’dan evden o mutlu ortamlardan ayrılmıştım. Bir elimde bilinmez, bir elimde senin tasarın vardı. Sana “romanım” gözüyle bakıyordum. Bütün yaşamımı kapsıyordu biraz. … Yapıtın yürüyüşü kalın çizgileriyle bir ölümlüyü anlatır. Onun çocukluğundan başlayan sıcaklığı önce kendi gövdesini bulmuştur. Sonra yeryüzündeki öbür gövdeleri bulmuştur: ağaç, su, dağ, ova, dizi dizi kışlalar.

Kimi yerde 5 numaralı gaz lambalarının ışığı altında, kimi yerde mumla Ağrı dağı sırtlarında, Aras kıyılarında, çadırda, kağnı üzerinde, üç yıl bütün boş vakitlerimde, görev dışı sürelerimde yapıtımı ortaya çıkarmaya uğraştım. Açılır kapanır masa, açıır kapanır iskemle yaptırdım bu amaçla. Katır sırtında taşınsın, her yerde çalışabileyim diye. Üç yıllık zorunlu Doğu görevi biterken, bir şansla İstanbul’a atandım. Yeni yapıtım bitmişti. Onu bağrıma basarak İstanbul’a geldim.



Dağlarca’ya ithafen imzalı kitaplar…

Yayımlandığın günlerde Peyami Safa Cumhuriyet gazetesinin ikinci yüzünde iki büyük yazı yayımlamıştı. O yazılarda senin Türkçeye kazandırılmış, Türkçeye özgü bir “sürrealizm” olduğunu ileri sürmüştü. (ki sonradan birçok yazar bu konuda birleşmişlerdi.) Peyami Safa’nın bu yazısı Çocuk ve Allah’ın kimliği olmuştur. Yıllar sonra arkadaşım Cemal Süreyya’nın “Çocuk ve Allah yeni şiirimizin anayasasıdır” yargısına dek uzamıştır.” (…)


Kaynak: https://acikradyo.com.tr/arsiv-icerigi/fazil-husnu-daglarca-sohbeti


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
02
2023
--

Yanık Çocuklar Koçaklaması’ndan… (Fazıl Hüsnü Dağlarca) (Resimler: Mustafa Aslıer)


Fazıl Hüsnü Dağlarca
“Yanık Çocuklar Koçaklaması”
Arkın Kitabevi, 1975
Resimler: Mustafa Aslıer



İşbu özel kitaptan ve kitabın içerdiği resimlerden haberdar olmamızı sağlayarak eserden iki sayfa/şiiri bizlerle paylaşan sıkı araştırmacı H. Can Yücel‘e çok teşekkür ediyoruz. H. Can Yücel daha önce (Adalı Dergisi, 2016) ressam Mustafa Aslıer hakkında çok kapsamlı bir inceleme yazısı kaleme almıştı. Yazının tam metnini https://arsiv.adalidergisi.com/cms/2010-2019/2016/sayi-130-nisan-2016/makale/1274/sanata-adanmis-bir-omur-mustafa-aslier adresinden okuyabilirsiniz.


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
12
2022
--

Kar Fırtınası’nda, Kadıköy’de, Dağlarca…


Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı yasla (…)

F.H. Dağlarca

Aybar Kar Fırtınası, Kadıköy, Mart 2022
Fotoğraf: Zafer Yalçınpınar


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca ilgilerine https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
17
2020
--

Haydi 2’den Dörtlükler (3) (Fazıl Hüsnü Dağlarca)


Ayrıca bkz:
Haydi 2’den Dörtlükler (1)
Haydi 2’den Dörtlükler (2)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Kas
26
2020
--

Haydi 2’den Dörtlükler (2) (Fazıl Hüsnü Dağlarca)



Ayrıca bkz:
Haydi 2’den Dörtlükler (1)
Haydi 2’den Dörtlükler (3)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
15
2020
--

Haydi 2’den Dörtlükler (Fazıl Hüsnü Dağlarca)


Ayrıca bkz:
Haydi 2’den Dörtlükler (2)
Haydi 2’den Dörtlükler (3)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
04
2020
--

Zabilo’nun Dilinden: “PEGÜ HÖS” (Fazıl Hüsnü Dağlarca)


Fazıl Hüsnü Dağlarca
AYLAM (uzay çağında olmak), 1962, Kitap Yayınevi, s.74


Zabilo’nun dilini anlamak için
https://upas.evvel.org/?p=1423
adresini ziyaret ediniz.


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
30
2020
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitap Kapakları Seçkisi (2. Edisyon)


2017 yılının Ekim ayında büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca‘nın poetikasını saygıyla anmak ve yayımlanan şiir kitaplarının kapak tasarımları ile imgesel alan derinliğine katkılarını işaret etmek amacıyla koleksiyon öğeleri taşıyan kısa bir seçki hazırlamıştık. Bugün, seçkiye yeni kapaklar/buluntular ekleyerek 2.edisyonu oluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitap Kapakları Seçkisi’ne https://bit.ly/daglarcakitapkapak adresinden -pdf dosyası biçiminde- ulaşabilirsiniz. İyi okumalar/izlenimler dileriz…” (Zy)



Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
16
2019
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Arşivi ve Cavit Mukaddes’in Çalışmaları Hakkında…

“2008 yılında şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vefatından sonra İstanbul-Kadıköy mahkemesinin kararıyla Dağlarca’nın evi mühürlendi; geride bıraktığı şiir dosyalarıyla, terekeleriyle ve kişisel eşyalarıyla beraber… Aynı mahkemenin aldığı karar doğrultusunda Cavit Mukaddes, Dağlarca’nın geride bıraktığı edebi mirasını (şiirleri-el yazıları-tuttuğu notlar dahil) toparlamakla görevlendirildi. Şairin vefatından sonra evini (mahkeme heyetiyle beraber) ilk ziyaret eden kişi Cavit Mukaddes’tir. Çok zor bir süreç ve çalışmayla tüm şiir dosyaları toparlandı, tutanaklar tutuldu ve 11 ciltlik muazzam bir şiir dosyası hazırlanarak, yayınlanması için Cavit Mukaddes tarafından Kadıköy Adliyesi’nin ilgili birimine teslim edildi. Çalışma aşamasında Cavit Mukaddes kendi tercihiyle şair-ressam Ruşen Eşref Yılmaz’ı (uzun yıllar Dağlarca’nın yanı başında ona her alanda yardım eden kişiyi) da bilgilendirdi, desteğini aldı ve nihai karar ile toparlanma çalışmasını beraberce yaptılar. Eserler toplu dosya biçimde (tek nüsha olarak) mahkemeye emanet edildi. Dağlarca’nın vefatından sonra yayımlanan tüm şiir kitapları-çalışmalarında Cavit Mukaddes’in emeği ve titiz çalışmasının sonucunu görmek mümkündür.”


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
16
2019
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Aforizmaları’ndan… (I)

“Eskiden kurtulmak, bir an bir önceki andan kurtulmakla başlar.” (Eskiden Kurtulmak, s.13)

“Yapışkandır eski. Birçok uluslar eskilerinden kurtulduklarını “sanırlar”. İşte asıl eski, bu sanı içinde sürüp gidendir. (Eskiden Kurtulmak, s.14)

“Dalkavuklar eskiden yalnız söylerlerdi. Bugün yazıyorlar da. Bu yüzden inandırdıkları daha çok.” (Dalkavuk, s.19)

“Devletler, hükûmetler değişir, dalkavuklar değişmez.” (Dalkavuk, s.19)

“Dalkavuklar unutkanlığımızla yaşarlar. Bu unutkanlıkta onları geçmişlerinden kurtarmışızdır.” (Dalkavuk, s.19)

“Dalkavuk “yavaşça”dır. Yavaşça değiştirir efendisini.” (Dalkavuk, s.19)

“Bir elma dalından düşse, biraz daha kızarsa bir üzüm, sen de, ben de, öteki de kıpırdamışızdır. Biz düşünürken elmanın, üzümün titrediği gibi. Çünkü genel olay’ın, doğanın içindeyiz hep.” (Olay, s.21)

“Bütün doğa bir tek olaydır, aralıksız sürüp gider. Bizler de ona, bilmeden, biraz bilerek, sonra yine bilmeden katılır gideriz. (Olay, s.21)

“Aydın kimdir? İlkin ışıyan.” (Aydınla Toplum, s.27)

“Işımayan yanıdır toplum aydının. Bu ışımamış yan büyük olursa aydın büyük olmaz.” (Aydınla Toplum, s.27)

“Gözlük bakma gücümüzü çoğaltır. Görme gücümüzü değil.” (Gözlük, s.30)

“Güçsüz, güçlünün karşıtı değildir. Onun yoğudur.” (Güç, s.33)

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
“Karşıdüşünce”, Vatan Gazetesi Yazıları (1961-1962)
Hazırlayan: Erol Gökşen, YKY, 1. Baskı, 2018


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fazıl Hüsnü Dağlarca başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Oca
11
2018
--

Afrika dahil: “Cemal Süreya Anma Etkinliği Konuşması” (9 Ocak 2018, CKM-Kadıköy, Tam Metin)

Zafer Yalçınpınar
Cemal Süreya Anma Etkinliği, 9 Ocak 2018
Caddebostan Kültür Merkezi-KADIKÖY


Konuşmanın pdf dokümanı biçimini
https://bit.ly/cemalsureya2018 adresinden arşivleyebilirsiniz.


“Çok daha kalabalık toplulukların karşısında hiç heyecanlanmadan çeşitli konuşmalar gerçekleştirmiş olmama rağmen bugün, burada, son derece heyecanlıyım. Demin, sizin oturduğunuz koltuklardayken bu durumun nedenini düşündüm.  Çünkü, Cemal Süreya -tıpkı Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Ece Ayhan gibi- çok büyük bir şairdir! İnanmasanız da fark etmeseniz de büyük ve küçük şairler vardır! Böyle bir ayrım vardır! Cemal Süreya büyük bir şair olduğu için, bugün, burada, çok heyecanlıyım!

Her şeyden önce, Cemal Süreya’nın Ece Ayhan ve Sezai Karakoç’la birlikte 1950’li yılların ortasında Türk Şiiri’ndeki aurayı değiştiren ve ‘İkinci Yeni’ ismini verdikleri yenilikçiliğin kurucusu olduğunu hatırlatmak, yani Cemal Süreya’nın ve arkadaşlarının Türk Dili üzerinde yeni bir duygu-durum, yeni bir şiirsellik oluşturduğunu söylemek, vurgulamak gerekiyor. Bu yeniliğin hem okurda hem de diğer -küçük, büyük- şairlerde karşılığı olmuştur ve söz konusu yenilik bir şiir akımına dönüşmüştür. Bu yeni şiirin özellikleri nelerdi… Neden bu kadar sevildi… Neden hâlâ çok büyük bir içtenlikle ve samimiyetle takip ediliyor! Bu büyüklüğü iyice düşünmek ve analiz etmek gerekiyor…

Cemal Süreya ve kendisinin “Güvercin Curnatası” olarak tanımladığı ikinci yeni akımı ne yaptı, neyi değiştirdi… 1950’li yıllarda dünya şiirinden çeviriler yaparak 2. Dünya Savaşı sonrası dünyada oluşan yeni hümanizmin duygu-durumunu, yeni şiirsel dili anlamaya ve Türkçe’ye aktarmaya başladılar. O dönemde Türkçe’de garip akımı kasırgası esiyordu. Garip akımı şiire sadeleşme ve imgede basitleşme getirmişti. Bu durum hikâyelemeci ve biraz da kuru bir şiir ve söylem ortaya çıkarmıştır. Cemal Süreya ve arkadaşları bu sade şiir dilini daha sofistike bir hâle çevirmek, şiir dilini ileriye taşımak için imgelemin güçlenmesini sağladılar. İmgelemin özgürlüğüne inandılar. Karmaşık bir yapıydı bu, ancak imgesel olarak dili geliştiren, Türk Dili’nin imgesel alan derinliğini arttıran ve genişleten bir söyleyiş, bir tını buldular. Zarif, tabii ki modern ve çok ama çok kuvvetli bir şiir oluşturdular. Öyle ki 80’lerin ve 90’ların şairleri bu akımın gölgesinde kalmışlardır! İkinci yeni öyle güçlüdür ki 80’lerin ve 90’ların şairlerini gölgede bırakmıştır! Bugün, 60 sene sonrasında bile bu hakikati görmeliyiz, kabul etmeliyiz artık!

İkinci yeni şiiri geleceğe uzanan, güçlü bir şiirdir! Bir zamanlar, bir edebiyat soruşturması kapsamında bir çakma profesör çıkıp ikinci yeni akımının etkisini kaybettiğini mırıldanmış, bir zamanlar… Bu mutat zevat hiçbir bilimsel açıklamaya, dahası poetikaya değinmeden niyet belirtmeye veya kendince, kendi çetesine ümit vermeye kalkmıştır. Bu komediyi gördüğümde emin oldum: 80’lerin, 90’ların bu şair profesörleri ve bağlı çeteleri acz içinde, ikinci yeninin büyük şiirinin gölgesinde kalmıştır! Çakma şairler acz içindedir bugün…

Sonuçta, hâlâ, burada, bu toplulukta, Türkçe’ye baktığımızda, zamanların sonunda, Cemal Süreya ve arkadaşlarının şiiri, yürürlükte olan baskın ve en güçlü şiir akımıdır… Geleceği belirlemektedir ve geleceğe uzanmaktadır. İkinci yeni şiiri yürürlükteki dili imgesel olarak geliştirmekte, tahayyül gücüne güç katmakta ve şiir dilini etkilemektedir; son derece de kuvvetlidir, etkindir ve insanlığı sürekli geliştirmektedir! Cemal Süreya’nın “Üvercinka” adlı şiirinde ifade ettiği gibi: “Afrika dahil!”

Zafer Yalçınpınar, 9 Ocak 2018
Cemal Süreya Anma Etkinliği Konuşması’nın tam metni…

Caddebostan Kültür Merkezi-Kadıköy



Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Poetika Çalışmaları’na https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
29
2017
--

“Yaşamamalarda” (Fazıl Hüsnü Dağlarca)

İlk burgaçta yok olur
Sandalların çoğu
Kırmızı çizgilerle açılır
Kapalı boş avuçlarımız

(Boşluk, s.14)


O en uzak
En iri gezegenler var ya
Belki de sıcak değildir
Bendekinden

Evrenin
Kendini döndüğü
Uzun değildir
Benim kendimi döndüğümden

(Uzun Dede, s.19)


Elimle sundum yavaş yavaş
İşitiliyordu otların içindeki özsu
Neden sonra gözlerim kamaştı?
Yanıt:
Işığın sesinde değil aradığımız
Sesin ışığında

(Karanlığa Başlamak, s.24)


Yok olmuş evlerin kapısında asılıdır ormanın yangını

Yokluğumuz aramaktadır ilk yokluğumuzu bizim

(Boş Salı, s.40)


Bütün doğa köprüdür
Ulaştırır beni sana
Ulaştırmıştır çünkü
Gökyüzünü yeryüzüne

(Köprülerimiz, s.42)


Dengesi bozulmaz güzelliğin
Daha kırmızı açılır zakkumlarımız
Karanlığı eksilir karanlığın

(Günlerden Düşen Yaprak, s.46)


Bir sürüdür yinelenen sözcükler
Ağızları açık yaradılışa
Oluşturur ilk özneleri, ilk dizeleri

Nereye gitseler
Çobanı ararlar ayakları birer bakış
Yeraltını da görürler öbür gökyüzünü de

(Aydınlatma, s.50)


Sokak lambaları bekler
Yarını değil
Dünü bekler

Kışın kıyılarda sandallar
Tersine çevrilmiş yüzüdür
Göğün

(Adı Konmamış Yaratıklarla Yüz Yüze, s.67)

 

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
“Yaşamamalarda” (Kaçaklar-3), YKY, Ekim 2017


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
16
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kadıköy-Kalamış Parkı’nda alternatif bir şiir buluşmasıyla yâd edildi…

Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, ölüm yıldönümü olan 15 Ekim’de Kadıköy-Kalamış parkında yer alan Dağlarca Heykeli’nin önünde alternatif bir şiir buluşmasıyla yâd edildi. Buluşma kapsamında şair Hüseyin Alemdar, Memet Zeki Gündüz, Rasim Savak, Furkan Berber ve Zafer Yalçınpınar, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın kişiliği, yaşamı ve poetikasına ilişkin kapsamlı bilgileri katılımcılarla paylaştılar: Dağlarca şiirinin Türkçe’yi korumak ve geliştirmek açısından önemi ile Dağlarca’nın onurlu tavrı, yurtseverliği ve haysiyet mücadelesi değişik anılarla/örneklerle dile getirildi.

Yaklaşık iki saat süren etkinlikte, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetine aykırı ve hatırasına saygısızlık olarak Beşiktaş Belediyesi tarafından üç yıldır düzenlenen Dağlarca Şiir Ödülü’ndeki çelişkili, yakışıksız tavırlar, hem konuşmacılar hem de katılımcılar tarafından eleştirildi. Geçtiğimiz yıllarda bu ödülün her aşamasındaki çelişkili tutumlara dair çeşitli eleştirel edebiyat soruşturmaları ulusal basında yankılanmıştı. Tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş Belediyesi, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetini çiğneyerek bu yarışmanın üçüncüsünü düzenledi.

Dağlarca Şiir Ödülü’ne karşı gerçekleştirilen eleştirel edebiyat soruşturmalarının tam metinlerini aşağıdaki adreslerden okuyabilirsiniz:

2015: https://bit.ly/sorusturma
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2



Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
15
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitap Kapakları Seçkisi

Okumak/izlemek için: https://bit.ly/daglarcakitapkapak


“Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca‘nın poetikasını saygıyla anmak ve yayımlanan şiir kitaplarının kapak tasarımları ile imgesel alan derinliğine katkılarını işaret etmek amacıyla koleksiyon öğeleri taşıyan kısa bir seçki hazırladık. Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitap Kapakları Seçkisi’ne https://bit.ly/daglarcakitapkapak adresinden -pdf dosyası biçiminde- ulaşabilirsiniz. İyi okumalar/izlenimler dileriz…” (Zy)



Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
14
2017
--

‘Dağlarca’nın Haysiyeti’ bizim meşru direnişimizdir! (Zafer Yalçınpınar)

2000’li yılların başına kadar edebiyat-şiir ödülleri mütevazı ve gösterişsiz birliktelikler olarak düşünülüyordu. Yazar ve şairler birincil olarak ‘ödül kazanmayı’ düşünmez, varoluşunu, şiirini ya da edebiyatını ‘ödül kazanmak’ üzerinden biçimlendirmezdi. Şair ve yazar için ‘ödül kazanmak’ olsa olsa nahif bir teyitti.  Bu çeşit bir nahif varoluş nedeniyle de ödüller Türkiye’deki edebiyat geleneğinde belli bir oranda saygın, düzgün veya geçerli bir konumlandırmaya sahipti. Ancak, 2003-2006 döneminde, edebiyat-şiir ödüllerinin organizasyonu bir tür masonik yapının eline devredildi. Sorosçu ve ‘sinsi’ bir adamın ‘örgütlemesi’yle hareket eden oligarşi, 2006 itibariyle ortaya çıkıp “Bundan sonra Türkiye’de edebiyat-şiir konularında ödül dağıtma işi bizden sorulur!” demeye başladı. Bir tür çeteleşme yaşandı ve liyakat esaslı olması gereken ödüller, birdenbire çıkar esaslı işleyen, ticari karşılığı olan ve statü dağıtmaya yarayan bir ‘sistematiğe’ bağlandı.

2015’e geldiğimizde, bir mırıldanma başladı: Çoğu insan Türkiye’de edebiyat ve şiir ödüllerinin ne kadar hakkaniyetsiz, ne kadar liyakatsiz ve sonuçta da ne kadar ‘anlamsız’ olduğunun farkına vardı. Sayılar ortadaydı artık! Günümüzde, işbu kifayetsiz muhterisler, utanmadan, sıkılmadan, tüm şaibelerde vites artırıp, yalan sarmallarına dolanıp, her türlü ahlaki ve ideolojik duruşu yok sayıp -tıpkı siyasal iktidarın diğer sahipleri gibi- bir yol izlemeye karar verdiler: “Hesap vermemek için hesabı büyütmek!” Günümüzdeki durum, maalesef, bundan ibarettir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk Şiiri’nin en büyük isimlerinden biridir: Poetikası vatan, ulus, özgürlük, bayrak ve emek kavramlarının yurtseverlik bileşkesinde buluşan evrensel imgesinin devamıdır, belirleyicisidir ve belki de geleceğidir. Yurtsever ve sosyalist düşünceyi birbirini tamamlayan -ayrılmaz- bileşenler olarak gören Louis Aragon, “Parti’m Fransa’nın renklerini verdi bana” diyerek ulusal bayrağı sahiplenmekle nazizme karşı nasıl bir Fransız direniş ruhu oluşturduysa bir benzerini Fazıl Hüsnü Dağlarca savunmuştur.

Yurtseverlik ve sosyalizm, Seçici Kurul sözcüsü Ataol Behramoğlu’nun poetikasında birbirini öteleyen kavramlar olarak tanımlanıyor. Bu aşamada tartışma, ödül hattının çok ötesinde bütün maddi ve manevi değerlerin satıh olarak savunmasına dönüşmüştür. “Dağlarca’nın Haysiyeti” bizim meşru direnişimizdir. Dağlarca’nın kuşatılmasına karşı ölene kadar direneceğim. Ben öldükten sonra da “Dağlarca’nın Haysiyeti”ni dostlarım ve haysiyetli okurlar üstlenip direnecektir. Bunu herkes böylece bilsin.

Zafer Yalçınpınar
15 Ağustos 2016, Aydınlık Gazetesi


Önemli Not: 8-15 Ağustos 2016 tarihleri arasında Aydınlık Gazetesi’nin Kültür-Sanat sayfalarında yayımlanan ‘2. Dağlarca Şiir Ödülü’ soruşturmasının tam metnine https://bit.ly/daglarcasorusturma2 adresinden pdf dosyası biçeminde ulaşabilirsiniz. 2015‘te (Dağlarca Şiir Ödülü’nün ilk yılında) Üvercinka Dergisi çevresince gerçekleştirilen diğer eleştirel soruşturma da https://bit.ly/sorusturma adresinden okunabilir.


daglarcadirenisimizdir

15 Ağustos 2016, Aydınlık Gazetesi’nden…


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
13
2017
--

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Haysiyetimizdir! 15 Ekim’de Kalamış Parkı’nda buluşuyoruz!

Büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca‘yı ölüm yıldönümü olan 15 Ekim 2017 Pazar günü Kadıköy’de anmak ve Beşiktaş Belediyesi tarafından üç yıldır düzenlenen Dağlarca Şiir Ödülü‘ndeki çelişkili, yakışıksız tavırları eleştirmek için Kadıköy-Kalamış Parkı‘nda, saat 16.00‘da Dağlarca Heykeli’nin önünde buluşuyoruz!


Bilindiği gibi, iki yıldır Beşiktaş Belediyesi tarafından Belediye Başkanı Murat Hazinedar‘ın himayesinde (!)  “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü” düzenleniyor… Geçtiğimiz yıllarda bu ödülün her aşamasındaki çelişkili ve saygısızlık içeren tutumlara dair çeşitli eleştirel edebiyat soruşturmaları yayımlandı. Gelen tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş Belediyesi, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetini çiğneyerek bu yarışmanın üçüncüsünü düzenlendi. Mevcut hakkaniyetsiz ödüle karşı oluşturduğumuz eleştirel soruşturmaların tüm boyutlarıyla irdelenmesi ve önemsenmesi gerektiğini, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Türk Şiiri’nin ve Türk Dili’nin korunmasının bir haysiyet meselesi olduğunu düşünüyoruz! Eleştirel soruşturmaların tam metinlerini aşağıdaki adreslerden okuyabilirsiniz:

2015: https://bit.ly/sorusturma
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2


Ayrıca bkz: https://evvel.org/ilgi/daglarca

Eki
11
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca Haysiyetimizdir! 3. Dağlarca Şiir Ödülü’ne Karşıyız!

Bilindiği gibi, iki yıldır Beşiktaş Belediyesi tarafından Belediye Başkanı Murat Hazinedar‘ın himayesinde (!)  “Fazıl Hüsnü Dağlarca Şiir Ödülü” düzenleniyor… Geçtiğimiz yıllarda bu ödülün her aşamasındaki çelişkili ve saygısızlık içeren tutumlara dair çeşitli eleştirel edebiyat soruşturmaları yayımlandı. Gelen tüm eleştirilere rağmen Beşiktaş Belediyesi, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vasiyetini çiğneyerek bu yarışmanın üçüncüsünü düzenlendi. Mevcut hakkaniyetsiz ödüle karşı oluşturduğumuz eleştirel soruşturmaların tüm boyutlarıyla irdelenmesi ve önemsenmesi gerektiğini, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Türk Şiiri’nin ve Türk Dili’nin korunmasının bir haysiyet meselesi olduğunu düşünüyoruz! Eleştirel soruşturmaların tam metinlerini aşağıdaki adreslerden okuyabilirsiniz:

2015: https://bit.ly/sorusturma
2016: https://bit.ly/daglarcasorusturma2

 


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
09
2017
--

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Sivaslı Karınca’sı için Çizimler (Nurullah Berk, 1960)


Hamişler:

1/ “Sivaslı Karınca Çizimleri/Nurullah Berk” arşiv çalışmasının pdf dosyası biçemine https://evvel.org/sivaslikarinca.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” ilgilerine https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden, “Yeditepe Yayınevi” ilgilere ise https://evvel.org/ilgi/yeditepe-dergisi adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
12
2017
--

Kitap İncelemeleri: “Dağlarca’nın Şiirlerindeki Sonsuzluk” (Zafer Yalçınpınar)

Fazıl Hüsnü Dağlarca, 1940 yılında yayımlanan “Çocuk ve Allah” adlı ikinci şiir kitabı ile o günlerde geçerli olan şiir dilini geliştirecek kuvvetli bir “zihinsellik” kurmuştur ve bizâtihi İkinci Yeni şairlerinden bazıları -örneğin Ece Ayhan ve Cemal Süreya- Dağlarca’nın yarattığı şiirsel alan derinliğini kendilerine mihenk olarak kabul ettiklerini yazılarında belirtmişlerdir. Dağlarca, “Türkçe Katında Yaşamak” adlı şiirinde Türk Dili’ne bağlılığını “Türkçem, benim ses bayrağım” diyerek ifade etmiş ve hayatı boyunca bu doğrultuda 70’e yakın şiir kitabı kaleme almıştır. Kısacası; Fazıl Hüsnü Dağlarca, şiirleriyle ve yarattığı imgesel alan derinliğiyle Türk Dili’ni geleceğe taşımış, bu gelişimi icra ederken de Türk Dili’nin retorikten arınmış motiflerine, haysiyetine ve tarihsel önemine özen göstermiştir.

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın vefatının(2008) ardından sürdürülen arşiv çalışmaları sonucunda daha önce yayımlanmış şiir kitaplarına girmeyen dosyalar dolusu şiir bulundu ve bulunan şiirler geçtiğimiz Ocak ayında “Kaçaklar” üst-başlığıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmaya başlandı. Serinin ilk cildi ‘Üç Okumalı Dizeler, Göründüğüm’ adı altında toplanmış ve kitabın editörlüğünü Ömer Aygün ile İlknur Yurtbaşı gerçekleştirmiş.

‘Kaçaklar’ serisine ‘Üç Okumalı Dizeler’ ile başlanmasının nedenini, Dağlarca’nın teknik benzerlik gösteren ve özel bir yapı taşıyan şiirlerinin editöryal açıdan birlikte ele alınması ve aslında ‘Üç Okumalı Dizeler’deki biçemin “kendiliğinden bütünlenmesi” olarak görüyorum. Yani, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın bu kitapta toplanan şiirleri (bu şiir dosyası) dize yapısının bir gereği olarak “kendiliğinden” bütünleniyor. Şiirlerdeki dizeler aralarına ‘/’ işareti konarak ikiye ayrılmış ve farklı okumalara imkân tanıyor: Kitaptaki dizelerin ‘/’ işareti öncesi olan ilk bölümlerinin alt alta okunması; ‘/’ işareti sonrası -ikinci- bölümlerinin alt alta okunması ve tüm dizelerin ‘/’ işareti gözetilmeksizin alt alta -olağan, bilindik- biçimde okunması şeklinde ‘üç okuma’ imkânı bulunuyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca, bu teknik özelliğin imgesel avantajını ve tarihsel boyutunu kitabın ilk şiiri olan “Yansıma” adlı şiirin ilk dörtlüğünde şu şekilde anlatmış:

Söz konusu “üç okuma” tekniğinin kitapta yer alan 32 şiiri üçe katlayarak 96 şiire eriştirdiğini görüyoruz. Böylelikle kitaptaki şiirler hem semantik, hem de imgesel açıdan müthiş bir alan derinliği hesabı taşıyor: Dağlarca şiirinin imgesel alan derinliğinin, içerdiği duyguların ve işaret ettiği uzamın “tarih boylu ya da tarih kadar geniş kapsamlı” olduğunu düşündüğümüzde, ‘Üç Okumalı Dizeler’de “üçe katlanmış bir sonsuzluk” seziyoruz. Bununla birlikte, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi tüm hayatı boyunca sadece şiir kaleme almış (kendini hakikatin yakıcılığına vermiş) bir şairin sezdirdiği ‘üçe katlanmış sonsuzluk’ duygusuyla Türk Edebiyatı’nda başka hiçbir şiirde karşılaşmadığımı -açık yüreklilikle- itiraf etmeliyim. Son iki yıldır Beşiktaş Belediyesi tarafından verilen ve şiddetle karşı olduğumuz Dağlarca Şiir Ödülü’nün jürisinin arasında da, ödülü alan(paylaşan) şairlerin arasında da Dağlarca’yla birlikte anılacak, Dağlarca şiirindeki “yüceliği ve sonsuzluğu” hak edecek biri -maalesef- yok… Görünüşe göre, olamaz da.

Dağlarca’nın tarih, insanlık, yaşam, vatan ve emek konularını işlediği sonsuz şiirlerinin içerisinde bana tuhaf bir dilsel “özgörü ve özgürlük” sağlayan “İç Orman” adlı şiirden üç dizeyle bu kısa yazıyı bitirmeyi/bitirebilmeyi çok önemsiyorum:

Zafer Yalçınpınar
Aydınlık Gazetesi Kültür-Sanat Sayfası, 28 Mart 2017


Hamişler:

1/ Yazının ‘pdf’ biçemine https://bit.ly/daglarcasonsuzluk adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden, tüm kitaplarına ve özgeçmişine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.


Ayrıca Bkz:

-Nilgün Marmara’nın Kâğıtları’ndaki İmgelem
https://bit.ly/nilgunmarmarakagitlar
Aydınlık Kitap, Sayı: 241, 9 Aralık 2016

-Oktay Rifat’ın Dışarıda Kalan Şiirleri
https://bit.ly/oktayrifatdisarida
Aydınlık Kitap, Sayı: 235, 28 Ekim 2016

-Ingeborg Bachmann ve Dil Felsefesi
https://bit.ly/bachmanndilfelsefesi
Aydınlık Kitap, Sayı: 220, 8 Temmuz 2016

-“Nicanor Parra’nın ‘Karşışiir’leri”
https://bit.ly/nicanorparrakarsisiir
Aydınlık Kitap, Sayı: 216, 10 Haziran 2016

-Werner Herzog’un Bakışının Biçimini Taşıyan Bir Yolculuk
https://bit.ly/herzogbuzdayurur
Aydınlık Kitap, Sayı: 214, 27 Mayıs 2016

-Julio Cortázar’ın zihninden; “Küba Devrimi’nin Başlangıç ‘Buluşma’sı”
https://bit.ly/cortazarbulusma
Aydınlık Kitap, Sayı: 211, 6 Mayıs 2016

-Alfred Jarry’den “Günler ve Geceler” Ötesi Tinsellik
https://bit.ly/alfredjarrygunlergeceler
Aydınlık Kitap, Sayı: 202, 4 Mart 2016

-ECE AYHAN ile ‘KARA GERÇEK’
https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/eceayhanilekaragercek.jpg
Aydınlık Kitap, Sayı: 195, 15 Ocak 2016

Mar
30
2017
--

Şiir: “İç Orman” (Fazıl Hüsnü Dağlarca)

Söylemedir / Ne varsa yerde gökte
Benim dağ taş dile getirdiğim / (…)
Düşler, atalarımdan kalma gözlem / (…)
(…)

Yeryüzülüğümüz bizi izlerken / Geleceklere varırken
Yan yanadır aydınlık / Damdan dama köy
Yer avlanmış geyiği / Bakışı eskilliğin
Acısı kalır bende / Doğurur ilk yılanı

Nerde mi diyorsunuz? / Düşünceler kentinde
Asya ormanlarında / Son dinozorun iskeleti
Ki gökyüzü / Kızılderili bakakalır
Öylesine kartaldır uçmaz / Ya da bakışsız

Uğultu / Deprem soluk alamamış benliğimdir
Bu korkunç uğultu / Ayak sesleri yalnızlığımda
İçinde yittiğimiz imgelerden mi gelmektedir / (…)
Gelmemektedir / (…)

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Üç Okumalı Dizeler (Göründüğüm), Ocak 2017, YKY, 1. Baskı, s.16


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com