Bkz: https://onedio.com/haber/yavuz-cetin-in-
ilk-albumu-plak-formatinda-donuyor-585471
EVV3L’in “Yavuz Çetin” başlıklı ilgilerine
https://evvel.org/ilgi/yavuz-cetin adresinden ulaşabilirsiniz.
Bkz: https://onedio.com/haber/yavuz-cetin-in-
ilk-albumu-plak-formatinda-donuyor-585471
EVV3L’in “Yavuz Çetin” başlıklı ilgilerine
https://evvel.org/ilgi/yavuz-cetin adresinden ulaşabilirsiniz.
Bkz: https://jaguarkitap.com/books-edebiyat-disi/gozyaslari-ve-azizler/
E.M. Cioran ile gerçekleştirilen bir söyleşinin tam metni için;
https://evvel.org/soylesi-beter-duskunu-emcioran
İngiltere’nin “North Somerset” adlı bölgesinde
Banksy’nin disütopya temalı sıkı sergisi “DISMALAND” açıldı!
Bkz: https://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/
banksyden-sira-disi-bir-sergi-parki-dismaland-127041
Bkz: https://onedio.com/haber/banksy-terk
-edilmis-binayi-sergiye-cevirdi-569204
Bkz: https://www.thisiscolossal.com/2015/08/dismaland/
Bkz: https://mashable.com/2015/08/20/banksy-dismaland-vine-tour/
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden “Gerçeküstü” başlıklı ilgilere ise https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.
“Aylık edebiyat dergisi Üvercinka, Eylül 2015 sayısında ana konuyu edebiyatta “kanon” sorununa ve ödül tartışmalarına ayırdı. Dergide ödüller ve Dağlarca adına konan ödülün niteliği de değerlendirmeye alındı.
Berkiz Berksoy’un orta sayfalarda “Kanon ve Tanpınar” ilişkisini irdeleyen akademik çalışmasını, Volkan Hacıoğlu’nun “Batı Kanonu” başlıklı yazısı izliyor. Ekrem Kahraman’ın “Sözde Çağdaşlar” denemesi, küreselleşmeyle gelen çağdaşlık tanımını ele alarak kanon sorununa bir başka açıdan kaynak oluşturuyor. Koray Feyiz, “Kültür Endüstrisi ve Şiir” incelemesinde, Frankfurt Okulu düşünürlerinin yaklaşımlarını sergileyerek modernizm ve postmodernizme dair saptamalarıyla kanon tartışmaları için zemin sağlıyor.
DAĞLARCA ADINA KONAN ÖDÜLÜN ETİK TUTARSIZLIKLARI ELE ALINIYOR
Derginin “Biz Hangi Kanonu Uyumsuyoruz?” başlıklı kapak yazısında, ödüller ve edebiyat kanonu ilişkisi açımlanarak, Dağlarca adına konan ödülün edebî etik bağlamında tutarsızlıkları konu ediliyor. Derginin “Biz Hangi Kanonu Uyumsuyoruz?” başlıklı kapak yazısında, ödüller ve edebiyat kanonu ilişkisi açımlanarak, Dağlarca adına konan ödülün edebî etik bağlamında tutarsızlıkları konu ediliyor. Seyyit Nezir, ödül konusunda Volkan Hacıoğlu’nun düzenlediği soruşturma yanıtlarını, “Dağlarca’yı Özelleştirmek” başlıklı değerlendirmeyle sunuyor. Abdullah Şevki, ödüllerin işleyişine yönelik ağır eleştiriler getirdiği “Ödül Saplantısı” yazısında, can çekişen şiire Dağlarca Ödülü’nün çare olmayacağını, sonuçta şairin adının zarar göreceğini vurguluyor. Osman Çutsay, edebiyat ve ödül piyasasına savaş açan Taylan Kara’nın kitabını “Sanat Oligarşisi Sallanırken” başlıklı polemik yazısında vurucu söylemiyle tartışırken; Kaan Turhan, Kara’nın kitabında ele alınan “bilinmeyen yazarlara bilinen paraların dağıtılması” gerçeğine “Vasat Edebiyatı Çürütüyor” yazısında dikkat çekiyor. Celil Denktaş da kanon konusuna “Çok Kültürlülük” açısından ışık tutuyor.”
Kaynak: soL Haber Portalı
Rüzgâr Defteri‘nden…
Rüzgâr Defteri’nin Facebook Sayfası:
https://www.facebook.com/ruzgardefteri
Rüzgâr Defteri’ni
https://www.oyunyayinevi.com/urun/ruzgar-defteri/
adresinden çevrimiçi olarak satın alabilirsiniz.
Hamiş: Yalçınpınar’ın 2015 yılı öncesinde yayımlanan tüm kitaplarının pdf biçemine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden, tüm şiirlerine ise https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz. Zafer Yalçınpınar kimdir? sorusunun cevabı da https://bit.ly/zykimdir adresinde yer alıyor. (Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com)
Temmuz ayında kaybettiğimiz Dr. Özgür Uçkan‘ın özgürlük düşüncesine ve yaşama bakış tarzına ilişkin olarak Barış Yarsel, Karga Mecmua’nın 96. sayısında özel bir yazı kaleme almış. Yazının tam metnine https://www.kargamecmua.org/dergi/sayi/96/1023 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: Dr. Özgür Uçkan, 2013 yılının Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz “Poetika 2013 Odak Çalışmaları”na çok kapsamlı bir yazıyla destek vermişti. “Şiir ve Hakikat” başlıklı bu önemli incelemenin tam metnine de https://evvel.org/dr-ozgur-uckanin-poetikasi-siir-ve-hakikat adresinden ulaşabilirsiniz.
İllüstrasyon: Ertuğ Uçar
Kuleden görünenler gözlerinin;
kulenin içi bedeninindir.
(…)Fener sekiz kattan oluşur. Kuleye taş örgüsünün iyice genişlediği zemin kattan girilir. Çelik merdivenler önce erzak deposuna, sonra yakıt katına, ve daha sonra genel bakım için korudukları alet edevatı koydukları atölye katına ulaşır. Beşinci katta yatakları ve banyoları bulunur. Altıncı katta yaşarlar. Küçük bir mutfak, üç küçük koltuk ve daracık cama yanaştırılmış tahta bir masa vardır. Yedinci katta feneri çalıştıran mekanizma, sekizinci katta ise fener vardır. Balkona yedinci kattan çıkılır.
O şimdi “lokal” diye adlandırdıkları altıncı katta. Hava mevsime uygun şekilde durgun. Pencerenin yanındaki tahta masaya dirseğini dayamış eli çenesinde dışarı bakıyor. (…) Gözlerini dışarıda pencerenin sağından soluna doğru ilerliyor gözüken denize değil de pencerenin çerçevesine sabitlerse arkadaki her şey iyice bulanıklaşıyor. Bugünkü gibi gökyüzü ve denizin renklerinin birbirine döndüğü havalarda çerçevenin içine sadece mavileri kırpışan bir gri hâkim oluyor. O, gözlerini çerçeveye sabitleyip dışarı bakıyor. O, bunu yapmayı çok seviyor. O aslında tam da şimdi çok konuşmak istiyor. Saatlerce kâğıt oynayıp tek bir laf etmeyen, günler boyu hiç ses çıkarmayan adam, kıpırdamadan seyredip durduğu dalgalar ve gidiş yönleri hakkında, çerçevenin içinden beyaz kuşlar hakkında, çerçevenin yukarısını kaplayan şu bulut hakkında konuşmak istiyor. Bazı dalgalar köpük taşıyor. Bazı beyaz kuşlar denize değecek kadar alçak uçuyor. Bulut çok ilerilere yağmur bırakıyor. O, bunları anlatmak, duvara asılı şu resim hakkında diğerleriyle sohbet etmek istiyor. Her gün aynı noktada aynı duruşta seyrettiği bu manzara parçası onu çok etkiliyor. Bu bir metre karelik fotoğraf durmadan değişiyor.Her gün aklına kazıdıklarını, bir sonraki gün göremiyor. Resme bir köşeden giren bulut çıkmak bilmiyor bazen. Ufuk çizgisi yok oluyor kimi gün. Deniz göklere yükseliyor, gökyüzü kulelerinin dibine iniyor. Kuşların dengesi bozuluyor. Konuşacak ne çok şey oluyor bu fotoğrafın önünde. Kafasında hiç aşina olmadığı bir tasvir etme isteğiyle aynı dalgalara her gün değişik isimler, aynı denize her gün değişik sıfatlar buluyor… ve ne zaman ona da garip gelen bir şekilde gevezelik etmek istese diğer ikisi bu masadan uzakta oluyor. (…)
Ertuğ Uçar
“Yalnızlığın 17 Türü”, Alef Yayınevi, Mart 2007, 1. Baskı, ss. 8-9
Önemli Not: Son yıllarda okuduğum en sıkı öykü kitabının Ertuğ Uçar tarafından kaleme alınan “Yalnızlığın 17 Türü” olduğunu söylemeliyim. Edebiyat oligarşisi tarafından piyasalandırılan ve Bakanlık’tan para desteği alan şu “vasatî edebiyat ortamı”nda gerdan kırarak gezinen “ödüllü öykü yazarları”nın hemen hemen hepsine “Sizin ve sizin gibilerin daha kırk bin fırın ekmek yemesi gerek!” dercesine güçlü Ertuğ Uçar’ın imgelemi! Uçar’ın metinleri, zihnimde, Sait Faik’le özdeşleşen bir duygudurumun oluşmasını sağlıyor. “Öykülemeci anlatım” türünün alan derinliği göz önüne alındığında Ertuğ Uçar’ın “gerçek bir zirve”ye doğru hareket ettiğini görüyoruz. Belki de zirveye ulaşmıştır bile… (Zy)
Rüzgâr Defteri‘nden…
İlhan Berk’le Görüşme’den Fotoğraflar (2006)
https://evvel.org/ilhan-berkle-gorusmeden-fotograflar-2006
Rüzgâr Defteri’ni
https://www.oyunyayinevi.com/urun/ruzgar-defteri/
adresinden çevrimiçi olarak satın alabilirsiniz.
Hamiş: Yalçınpınar’ın 2015 yılı öncesinde yayımlanan tüm kitaplarının pdf biçemine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden, tüm şiirlerine ise https://bit.ly/zypsiirler adresinden ulaşabilirsiniz. Zafer Yalçınpınar kimdir? sorusunun cevabı da https://bit.ly/zykimdir adresinde yer alıyor. (Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com)
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com