Ağu
31
2014
0

“Sözgelimi, edebiyatçı arkadaşlarımın yüzde 99’u pis herifler. Yaşayarak gördüm! Ya sahtekâr, ya hırsız. ” (Ece AYHAN)

(…)
Ahmet Soysal: İkisi nasıl bir arada olur. İçerikteki o iki unsur? Karanlıkla iyimserlik nasıl bir arada olur şiirde, sıkı örülmüş bir şiirde?

Ece Ayhan: Ama, insanın yarısı kötülüktür, bence.

A.S.: Yarısından fazlası hatta, diyorsunuz…

E.A.: Türkiye’de fazla. Yüzde 99. 60 yaşına kadar birtakım şeyler gördüm. Sözgelimi, edebiyatçı arkadaşlarımın yüzde 99’u pis herifler. Yaşayarak gördüm! Ya sahtekâr, ya hırsız. (…)

Ece Ayhan
“Ayıptır Söylemesi: Rimbaud” başlıklı söyleşisinden…
Aynalı Denemeler, YKY, 4.Baskı, s.66


EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
30
2014
0

Tüm zamanların en iyi gitar riff’i: “Whole Lotta Love” (Led Zeppelin)

(…) “BBC Radyo dinleyenleri ve ünlü plak şirketlerinin katılımıyla gerçekleştirilen Tüm Zamanların En İyi Gitar Riff’leri anketinde birinciliği Britanya’lı rock grubu Led Zeppelin’in ‘Whole Lotta Love’ parçası kazandı. ABD ’li rock grubu Guns N’ Roses’ın ‘Sweet Child O’Mine’ parçasının ikinci sırada yer aldığı ankette, Deep Purple’ın ‘Smoke On The Water‘ı da üçüncü oldu.” (…)

Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/gelmis_gecmis_
en_iyi_gitar_riffi_led_zeppelinden-1209320

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Ağu
29
2014
0

İlhan Berk’in Kendi El Yazısıyla; “GÜNLÜK İŞLERDENMİŞ GİBİ ÖLÜM” ve “ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM”

ilhanberkelyazisi1

“İlhan Berk’in kendi el yazısıyla
‘Günlük İşlerdenmiş Gibi Ölüm’ adlı şiiri…”


 Değerli dost ve yazar Akif Kurtuluş, twitter’da, İlhan Berk’in -kendi el yazısıyla- iki şiirini paylaşmış.
Akif Kurtuluş’a bu sıkı paylaşım için çok teşekkür ederiz. (Zy)


 

ilhanberkelyazisi2

“İlhan Berk’in kendi el yazısıyla
‘Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım’ adlı şiiri…”
(Akif Kurtuluş Arşivi’nden…)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
28
2014
0

Duvarlara; “Şiir Baskını!”

durma

#şiirsokakta


“(…)Şiir Sokakta, ifade olarak çok eskidir aslında. Geçmişi Fransa 68’e kadar uzanır. O dönemin sloganlarından biridir. Özgürlüğün sokakla ve sokakta gerçekleşeceğini işaret eden bir slogan. Bizler bu slogana, 40 küsur sene sonra tarihin tekerrürü gibi 2013 Gezi Direnişi’nde rastladık, Fransız Kültür’ün ahşap kapısına ve Fransızca olarak. Müthiş şiirsel ve sarsıcıydı bu. Daha sonra aynı slogana Taksim civarında bir duvarda rastlandı. Bu sefer şöyle yazılmıştı: Defteri kapat… Şiir Sokakta!. Ve altında Ece Ayhan’ın bir şirinden alıntı yapılmıştı. “Düzayak çivit badanalı bir kent…(…)”

27/9/2014 tarihli BirGün Gazetesi’nde yayımlanan söyleşinin tam metnine https://birgun.net/news/view/sokagi-siirler-basmis/4493 adresinden ulaşabilirsiniz.



Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
28
2014
0

Edebiyat Teşvikleri: “Aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde” (Taylan Kara)

Taylan Kara’yı “Türkiye’de Edebiyat Ödülleri Nasıl Verilir?” başlıklı  eleştirel analiz ile bu analizin çevresinde gelişen tartışmalardan tanıyoruz. Bugün, Taylan Kara tarafından kaleme alınan ve “gizli/saklı” bir şekilde dağıtılması nedeniyle TBMM’ne “soru önergesi” boyutunda yansıyan -parasal- edebiyat teşviklerine değgin önemli bir eleştirel yazı daha yayımlandı. Kara, bu sıkı yazısında yazarlık onurunun ve haysiyetinin ne/nasıl olduğunu (ve tabiî ki ne/nasıl olmadığını) işaret etmiş. “Aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde” başlıklı yazının tam metnine aşağıdaki adresten ulaşabilir ve “köprüden önce son çıkış” noktasında bir insan olarak meselenin neresinde/nasıl durduğunuzu da -son bir kez- düşünebilirsiniz:

https://www.insanbu.com/a_haber.php?nosu=1521

 


Hamişler:

1/ Taylan Kara’nın yazısı, bugünkü (26 Ağustos 2014 tarihli) Aydınlık Gazetesi’nde de yayımlandı. Ancak yazının en düzgün/bütünsel biçemi yukarıdaki adreste yer alıyor.

2/ Edebiyat teşviklerine ilişkin tüm tartışmaları şu adresten takip edebilir ve güdümlü edebiyata “direnmek” için “#kimbuyazarlar” diyerek sorabilirsiniz: https://evvel.org/gudumlu-edebiyata-hayir-demek-icin-sorunuz-kimbuyazarlar

Ağu
27
2014
0

İlhan Berk’le Görüşme’den Fotoğraflar (2006)

000034

2006 yılının Ağustos’uydu. İlhan Berk’le Bodrum’da, Şalvarağa Sokak 16 numarada bulunan evinin o ünlü “avlu”sunda  yüz yüze görüşme fırsatı buldum. Bu görüşmenin içeriğinden “ilhanberkiğne” adlı yazımın -BirGün Kitap, 2009- sonunda “önemle” bahsederim.

İlhan Berk ile görüştüğüm gün çektiğim fotoğraflardan -birkaç tanesi dışında- paylaşmamıştım. Bugün, söz konusu fotoğrafların hepsini paylaşıyor ve 28 Ağustos 2008’de vafat eden sıkı şair İlhan Berk’i saygıyla yâd ediyorum.

Z. Yalçınpınar
25 Ağustos 2014


Hamişler:

1/ 2006 yılında dijital fotoğraf makineleri yaygın değildi. Aşağıdaki fotoğraflar, o günlerde kullandığım 1970 model ve analog bir “Zenit” marka fotoğraf makinasıyla görüntülendi.

2/ “ilhanberkiğne” başlıklı yazının tam metnine https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ Yalçınpınar’ın diğer fotoğrafları için bkz: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com

4/ EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.


000020

“İlhan Berk’le…”


000025

“Avlu”


000022

“Avludaki Yasemin”


000028

“Şalvarağa Sokak, 16 Numara (Bodrum)”


000026

000023


000011

“İlhan Berk’in Çalışma Masası”

000014


000029

İlhan Berk ‘Yolda’


000030

“İlhan Berk çarşıda…”

000031

000033


Hamişler:

1/ 2006 yılında dijital fotoğraf makineleri yaygın değildi. Aşağıdaki fotoğraflar, o günlerde kullandığım 1970 model ve analog bir “Zenit” marka fotoğraf makinasıyla görüntülendi.

2/ “ilhanberkiğne” başlıklı yazının tam metnine https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ Yalçınpınar’ın diğer fotoğrafları için bkz: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com

4/ EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
27
2014
0

“6 oldu, 6 oldu sayın seyirciler…” (Ver Lefter’e #6)

v61

 

v62

 

v63


Hamiş: EVV3L kapsamında yayınlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilerin tümüne  https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
27
2014
0

“Ticari yazar, bekleme yapma.” #kimbuyazarlar

“Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu yıl edebiyat alanında 40 yazara 463 bin TL destek vermesi, ancak seçici kurulu ve ödenek alacak kişileri gizlemesiyle başlayan tartışma büyüyor.” (22/9/2014, Cumhuriyet)

#kimbuyazarlar meselesine yansıyan komik twitler:


@rakkasii: “Ticari yazar, bekleme yapma.”

@trensess: “niye o listede yokum. o kadar yazarlık atölyesine gittim. tamam ödev yapmadım ama yatırım yaptım. hani kar anacım?”

@kaansezyum: “kültür bakanlığı seni dövmem için para verdi. o parayı badide eziyorum abi. biraz toplayayım dövecem seni. bakana söyleme.”

@baris_uygur: “Kültür Bakanlığı kısa öykü alım fiyatı ve destekleme primi açıklanmış mı?”

@Sebnemisiguzel: “Devlet bana verse verse bir daha yazmayayım diye para verir :)”

@Sebnemisiguzel: “Devlet kösteği’yle yazıyorum :)”

@sunayakin62: “Benim sorunum destek değil kardeşim, müzemi ayakta tutmak, yaşatmak konusunda karşıma çıkarılan “köstek”tir ;)”

@Mzlmmngc: “Kültür bakanlığı yazar destekleme projesi; Mahmıt al bu 10’bini ”Allah devlete zeval vermesin” adlı şiir kitabı yaz.”

@ahmakislatan: “Ben balayı tatilinde barış bıçakçı- bizim büyük çaresizliğimiz okuyan insanım. Aslında kültür bakanlığı bana da 3-5 bi şey atmalı”

@evvel_fanzin: “Devletten para alanlarin yeni kitaplar yazacagi ne malum, eski yazdiklarini yeni diye gosterirlerse ne olacak?”

@TekinDeniz_: “Ne desteği lov… Sanırsın memleketi TOKİ yapmış.”

@tirtgercekci:#kimbuyazarlar diye sorup duruyorsunuz iyi hoş da zaten okumadığımız yazarlardır onlar arkadaşlar tasalanmayın.”

@o_p_f:  “Kültür bakanlığı yazarlara maaş bağladıysa ulaştırma bakanlığı da bize bağlasın arkadaş. Parmak çürütüyoruz burda.”

@varostagey: “madem kimlere verildiği açıklanmayacak, verileceği de açıklanmasaymış, aralarında halletseydiler.”

@AtSinegiFanzin: kimse demiyor ki,”adamlar 12yıldır iktidar lan,tayyip cb seçilince bi’ anda ne desteği?”

@the_makar: “tamamdır artık gönül rahatlığıyla ve bimden aldığın helal sertifikalı ürünlerle kitabını yazabilirsin :) bim kültür bakanlığı!”

@Kerem_Dgt: “sonra bana neden bu kadar çok küfür ediyorsun diyorlar.”

@semrapelek: “Hâlâ ‘Beyoğlu Marjinalleri’ adında bir kitap, bir film yapılmamış olmasını kınıyorum. Kültür Bakanlığı desteği garanti.”

@kareleraklar: “Bakanlığın teşvik listesinde olmayan yazar doğru yoldadır.”

@cihatolog: “İki gece önce mum ışığında aşk şiiri yazıyorum, kapı çalındı, açtım, Kültür Bakanlığı birden içeri girdi. Mum getirmiş, masaya bıraktı.”

@Holybreath: “2015’te kitabı çıkacak yazar: yazmaaaa. Teşvik derler yazmaaaa”

@merveyakut: “Kardeşim, o yazar için Kültür Bakanlığı’ndan teşvik almış diyorlar ama yine de sen bilirsin.”

@GulenayB: “Ha bir de şu, yardım alan yazarların kendilerini açıklamaya başlamaları şeffaflık anlamına gelmiyor. Şeffaflık mekanizmanın açık olmasıdır.”

@uzakkultur: “yakında bilimum ‘ak’ gazetede görebileceğiniz ilan başlığının muhataplarıdır mevzu  bkz; “2071 Temalı ‘LİDER’ Makalesi”

@TekinDeniz_: “hoş geldin 3. köprü edebiyatı, duble edebiyat! bi sen eksiktin mk”

@evvel_fanzin: “sakin olun şampiyon yazarlar. not: bağlaç olan “de-da” ayrı yazılır la once onu ogrenin”

@fatihcunkioglu: “az önce kültür bakanlığı metrobüste sağımdan yanaştı abi usulca sağ cebime bi 20’lik dedim.”

@intihalbomb: “Kitabın kapağında “Kültür Bakanlığı’ndan Alınan Destekle Yazılmıştır” gibi bir ibare olacak mı acaba?”

@muslumcizmeci: “sen 3 milyar 750 milyon sen milyar sen bu parayı sen ne yaptın? evde aç cucuklar aç sen para vermiyorsun tub ev mutfak tüpi..”


Hamiş:

Edebiyat teşviklerine ilişkin tüm tartışmaları şu adresten takip edebilir ve güdümlü edebiyata “direnmek” için “#kimbuyazarlar” diyerek sorabilirsiniz: https://evvel.org/gudumlu-edebiyata-hayir-demek-icin-sorunuz-kimbuyazarlar

Ağu
26
2014
0

Şampiyon Fener, en büyük Fener…

fenerbahceskr

2011’in Ağustos ayının ilk günlerini hatırlıyorum. Tüm dostlar burdaydı. 3 Temmuz operasyonu yürütülüyordu. Üzgündük, şaşırmıştık, anlamıyorduk. Sıkı bir dost, “Başladılar, birbirinize yakın durun!” demişti. Etrafımızdaki herkes Fenerbahçe Spor Kulübü’ne “giydirmeye” çalışıyordu. Buna karşılık olarak ben, çıkıp, “Yapmayın yahu, Nâzım Hikmet de Ece Ayhan da Fenerbahçeli’ydi.” dediğimde bana tepki yağmıştı, en yakın arkadaşlar bile “küfrederek” çekip, gitmişti. Hep birlikte çok üzgündük. Madem o günlerde birlikte üzüldük, şimdi de birlikte sevinebiliriz dostlar… O günlerde de söyledik, bugün de söylüyoruz: “evvel.org ve çevresi -çoğunlukla- Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarıdır.”

Şimdi, 26 Ağustos 2014 itibariyle, o günlerde söylediğimiz her şeye şunu da ekleyebilirsiniz: “Şampiyon Fener, en büyük Fener…”

Devamını biliyorsunuz.

Sahicilikle.

 

*

(…)birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda!  (…)

 


Hamiş: EVV3L kapsamında yayınlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilerin tümüne  https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
25
2014
0

“Küçük Enişteler’in Bize Dayılanmasına Değgin Önemli Bir Açıklamadır.”

Demokratik haklarımızı kullanarak #kimbuyazarlar diye sorduğumuz için iki-üç gündür bize kızan, kızışan, celallenen tuhaf bir tayfa var. İzan yoksunu retorikler aracılığıyla “şundan, ondan, bundan” konuşarak “Acaba şurdan mı vursak, burdan mı saldırsak?” diye düşünüp bizi fırçalamaya çalışıyorlar filan… Bu “küçük enişteler”in bize kızmaya hakkı yok. Edebiyattaki “Fon Yönetimi” işine biz bakmıyoruz. Biz bu ‘yazım desteği’ girişiminin bir kötülük enstrümanı, mertebesi olduğunu, olacağını biliyoruz. (Şu yazımızla meseledeki kök-nedenleri ifade ve ifşa ettik; https://evvel.org/yeni-bir-kotuluk-enstrumani-ve-baslangici-edebiyatta-fon-yonetimi)

Bize “atarlanan” tuhaf tayfa, gidip 463.000 TL’yi gizli bir şekilde üleştirmeye çalışan yeteneksizler oligarşisine (L’Oligarchie des Incapables) dayılansın. 24 Ağustos 2014 günü 13.00 saati itibariyle bu ‘yazım desteği’ geyiğinin çerçevesine baktığınızda, yürütülen “oligarşik rezalet” hariç her şeyin kapalı/gizli/saklı olduğunu fark edersiniz;

-Seçiciler gizli.
-Seçicilerin seçim kriteleri gizli.
-Kimin, ne kadar -kaç para- alacağı gizli.
-Seçiciler kurulunda, kimin kimi, kimin hangi eserleri desteklediği/oyladığı gizli.
-Dağıtım sisteminin kurulumundaki ön-hazırlıklar, toplantılar gizli.
-Dağıtım sürecinin hemen hemen her aşaması gizli.
-Dağıtım işini yürüten bürokratlar gizli.
-Edebiyat alanlarındaki parasal dağılımın oransal değerleri gizli.
-Parasal desteği alacak kişiler gizli.
-Parasal desteği alacak kişiler hepi topu 40 kişi.
-Parasal desteği alacak kişileri seçen kurul hepi topu 7 kişi.
-Seçicilerin liyakatı şüpheli.
-Seçicilerin hakkaniyeti şüpheli.
-Bürokratların hazırladığı dağıtım sisteminin uygulamadaki becerisi/deneyimi şüpheli.
-Bürokratların liyakatı şüpheli.
-Konu, “gazetta”lara yansımış.
-Konu, çoğu edebiyatçılar tarafından açık bir şekilde yadırganmış.
-Bazı fırsatçılar “Abi bana en az 100.000TL lazım! Daha azı beni kesmez…” filan demiş.
-Konu, TBMM’nde “soru önergesi” boyutunda tartışılma seviyesine gelmiş.

Yukarıda sıraladığım bu “kötülük dolu” şartlar altında bize atarlanmayın; bu işi beceremeyen “yeteneksizler oligarşisi” ile o oligarşinin 10 yıldır başında bulunan “Yeni Sinsiyet” tipolojisinin uygulamaya çalıştığı “haksızlık yordamı”na dayılanmanız, itiraz etmeniz gerekiyor. Bize değil.

Sahicilikle.


Hamiş:
Gelişmeleri şuradan takip edebilir ve güdümlü edebiyata “direnmek” için “#kimbuyazarlar” diyerek sorabilirsiniz: https://evvel.org/gudumlu-edebiyata-hayir-demek-icin-sorunuz-kimbuyazarlar

Ağu
25
2014
0

viva kargamecmua!

mecmua

7 yılın ardından Karga Mecmua‘nın web tasarımı değişmiş ve
mecmua daha okunabilir olmuş… Viva!

Bkz: https://www.kargamecmua.org

*

Ağu
19
2014
0

Edebiyat Fonu’ndan Destek Alan İsimler Gizleniyor!

Bugün (19 Ağustos 2014) Edebiyat Haber adlı web sitesinde yayımlanan “Kültür Bakanlığı Hangi Yazarlara Destek Verdi?” başlıklı haber, konuya uzak olanlar için ilgi çekici-çarpıcı görünüyor. Ancak, bu haberin sunduğu bilgiler ile haberde ayrıntıları anlatılan türden bir ‘hakkaniyetsizlik’, edebiyatta yıllardır uygulanan ‘haksızlık yordamı’nı bilen ve “Yeni Sinsiyet” olarak tanımladığımız kötücül oligarşiyle yıllardır mücadele eden sahici insanlar için beklenen, tahmin edilen, gerçekleşmesine ‘kesin’ gözüyle bakılan bir kötülük ânı olmalı sadece…

Konu basit; devlet tarafından belirlenen 463.000 TL toplamındaki bir parasal fon, “yazım desteği” olarak 40 kişiye üleştirilmiş. Bu 40 kişiyi seçenler ise mutat ve malum zevatlar… Konunun devamını haberdeki ifadeyle aktarırsak; “(…)toplam destek bedelini ve hangi türlere destek verdiğini açıklayan bakanlığın, hangi yazarların, hangi yapıtlarıyla ve ne kadar yararlandıklarını açıklamaması dikkat çekmiş.”

Edebiyat Haber taifesi haklıdır. Fakat meselenin “dikkat çekme”yi aşarak, “önlem alma” mertebesinde tartışılıyor olması gerekirdi. Söz konusu 463.000 TL‘nin dağıtılmasında görev alan seçici kuruldaki isimlerin mutat ve malum davranışlarından, şimdi de ‘parasal destek’ alan edebiyatçıların isimlerinin açıklanmamasından, saklanmasından, ‘hakkaniyetsizlik’ durumunun oluşacağı belli. Ayrıca, Taylan Kara’nın kaleme aldığı “Türkiye’de Edebiyat Ödülleri Nasıl Verilir?” başlıklı  eleştirel analiz ile bu analizin çevresinde gelişen tartışmalar, son birkaç aydır tüm kalb ve vicdan sahibi insanların kafasında -bir alarm gibi- çınlıyor… Hakkaniyetsizlik apaçık ortada; artık, mızrak çuvala sığmıyor yahu!

Ancak toplam destek bedelini ve hangi türlere destek verdiğini açıklayan bakanlığın, hangi yazarların, hangi yapıtlarıyla ve ne kadar yararlandıklarını açıklamaması dikkat çekti. Destek verilecek kişileri belirleyen kurulun kimlerden oluştuğu da saklanmıştı. – See more at: https://www.edebiyathaber.net/kultur-bakanligi-hangi-yazarlara-destek-verdi/#sthash.hoavERzN.dpuf
hangi yazarların, hangi yapıtlarıyla ve ne kadar yararlandıklarını açıklamaması dikkat çekti. Destek verilecek kişileri belirleyen kurulun kimlerden oluştuğu da saklanmıştı. – See more at: https://www.edebiyathaber.net/kultur-bakanligi-hangi-yazarlara-destek-verdi/#sthash.hoavERzN.dpuf
463 bin TL
463 bin TL

‘Yazım Desteği’ olarak reklam edilen parasal fonun dağıtım sisteminde gördüğümüz açıkları, ihmalleri ve teknik hataları şimdilik eleştirmiyoruz. Meselenin o tarafını geleceğe sakladık. Fakat, konunun getirdiği/getireceği hakkaniyet yoksunluğunu -evvel.org çevresi olarak- bir hafta önce kaleme aldığımız “Yeni Bir Kötülük Enstrümanı ve Başlangıcı: “Edebiyat’ta Fon Yönetimi” başlıklı yazımızda ifade etmiştik. Bu yazıyı iyi/doğru okumak ve meselenin arka-planını araştırmak gerekiyor…

Sonuçta, Yeni Sinsiyet’in yeni enstrümanı olan “Fon Yönetimi”ndeki bu ilk hakkaniyetsizlikler sadece ufak birer başlangıçtır. Yeni Sinsiyet, elindeki ‘Fon Yönetimi’ enstrümanını bir  ‘mezalim alanı’na dönüştürecek: Gerçek edebiyat okurları ve sahici insanlar, önümüzdeki yıllarda, haysiyetli ve sıkı edebiyatçıları, yazarları, şairleri ve eserleri “mum”la arayacaklar…

Bugün, “Bu paradan bana da düşer mi, bana da verirler mi acaba?” şeklinde yaklaşarak hakkaniyetsizliği eleştirmeyen küçük ortaklar, yarın, “çıra gibi” yansalar da karanlığı dağıtamayacaklar.

Bunları böylece kafanıza mıhlayın: Aydınlık adına…

Ağu
17
2014
0

Sahir Bey’in İlhan Berk Anısı: “Ne o öyle! Şiirin bozuk tekerlek gibi tıngırdıyor, hep aynı sesi veriyor.”

CIMEN-YAPRAKLARI-WALT-WHITMAN-YEDITEPE__18529446_0

*

Sahir Bey’le 2014’ün kış aylarında gerçekleşen bir serginin açılışında tanıştık. Daha doğrusu Sahir Bey, beni -uzaktan biliyormuş- İlhan Berk üzerine yaptığım incelemeleri, araştırmaları takip ediyormuş. İlhan Berk, 1954 yılında Kırşehir’de, Sahir Bey’in okuduğu lisede Fransızca öğretmeniymiş. Sahir Bey, İlhan Berk’e değgin bir anısını benimle paylaştı. Kendi sözleriyle aktarıyorum:

“İlhan Berk’e ‘mösyö’ derdik. Uzun boylu, çok yakışıklı, son derece temiz ve bakımlıydı. O zamanlar ben ve birkaç arkadaşım, edebiyat dersi ödevi olarak bir duvar gazetesi çıkarıyorduk. Duvar gazetesinde benim vezinli-kafiyeli şiirlerimi görmüş. Birgün arkadaşlarım “Mösyö seni çağırıyor,” dediler. Gittim, lisede öğretmen odalarının orada bir pin-pon masası vardı. İlhan Berk masanın başında, ellerini arkada kavuşturmuş, bekliyordu. Heybetli bir duruşu vardı. “Sahir sen misin?” dedi. “Evet” dedim. “Duvar gazetesinde şiirini gördüm. Ne o öyle! Şiirin bozuk tekerlek gibi tıngırdıyor, hep aynı sesi veriyor. Kafiyeyi vezini bırak, o şiir anlayışı eski…” dedi.

Birkaç hafta sonra duvar gazetesinin diğer sayısında kafiyesiz, serbest başka bir şiir yazdım. Arkadaşlar “Mösyö seni çağırıyor,” dediler gene. Gittim, aynı yerde, aynı duruşla beni bekliyordu… Yeni şiirimi okumuş. “Aferin, şimdi oldu.” dedi ve arkasından Walt Whitman’ın “Çimen Yaprakları” adlı çeviri kitabını çıkardı, imzalayıp bana hediye etti. “Aferin, böyle devam et!” dedi.

Şiire bakışımı değiştiren o olayı hiç unutmuyorum.”

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar

Ağu
16
2014
0

“Milo me kolus nakusis pordes” (Pavli)

10352941_10152570231345042_3279032052982421913_n

“Sevgili Adalar Tarzanı Pavli’nin aramızdan ayrılışından bu yana yaklaşık bir sene geçti. Bugünlerde ondan öğrendiğim Rumca bir deyim sık sık aklıma geliyor: “Milo me kolus nakusis pordes” [götle konuşan osuruk dinler].”

Tevfik Sonder
15 Ağustos 2014

Ağu
16
2014
0
Ağu
13
2014
0

“Blanchot’nun Bekleyiş Unutuşu’u Yahut ‘Dehors’un (Dışarının) Kırılganlığı Üstüne…” (Çağrı ULUĞER)

blanchi

M. Blanchot’un “Bekleyiş ve Unutuş” adlı eserine dair Çağrı Uluğer tarafından kaleme alınan ve Mesele Dergisi’nin 91. sayısında  yayımlanan derinlikli-sıkı bir yazının tam metnine şu adresten ulaşabilirsiniz: https://meseledergisi.com/2014/07/blanchotnun-bekleyis-unutusuu-yahut-dehorsundisarinin-kirilganligi-ustune/


Ayrıca bkz: https://evvel.org/kitap-bekleyis-unutus-maurice-blanchot

Ağu
13
2014
1

Yeni Sinsiyet’e Karşı: “Sorular, sorular, sorular, sorular…” (11 Kasım 2011)

 

  1. 2005’ten bugüne, Enver Ercan ve kurduğu oligarşik düzen, hangi edebiyat yarışmalarına hangi jüri üyelerini seçiyor? Yarışmaları düzenlenleyen kurumlar ya da “aileler” ile Enver Ercan’ın arasındaki bağlayıcı ilişkiler (hukuk) nasıldır? Edebiyat yarışmalarında “Jüri Üyeliği” hizmeti karşılığında alınan bir bedel var mıdır? İşin içindeki/amacındaki paranın meblağı ne kadar? Bir yazar/şair, jüri üyeliği müessesesinde jürilik yaparak ya da yarışma organizasyonlarında yer alarak bir senede ne kadar bir yekün kazanır, nerelere turistik geziler gerçekleştirebilir? Anadolu’daki bir ilimizde (lafın gelişi olarak, örneğin Kastamonu’da) gerçekleştirilen bir edebiyat etkinliğinin bütçesi nasıl belirleniyor? Mevcut yekünü ve “gezi hakkını” kazanmak için -diğer mesleklerle karşılaştırıldığında- “yoğun ve yorucu çalışmak” gerekiyor mu? Jüri üyeleri, yarışmalara katılan eserleri -gerçekten- okuyorlar mı, -gerçekten- değerlendiriyorlar mı? Türk Edebiyat Tarihi, sözkonusu jüri oligarşisinin -kolaylıkla- kazandığı bazı menfaatler neticesinde özünü nasıl kaybediyor, Türk Edebiyat Tarihi’nin özü nasıl, kimler tarafından değiştirilmek isteniyor?
  1. Enver Ercan’dan önce Varlık Dergisi’nin editörü kimdi? Enver Ercan, Varlık Dergisi’ne nasıl editör oldu? Varlık Dergisi’ne şiir gönderen genç yazar ve şairlere hangi “keramet”leri öğütledi, öğütlüyor? Bir yayın koordinatörü olarak Enver Ercan’ın, Varlık’a eser gönderenlere karşı tavrı nasıldır? Yaşar Nabi Nayır’ın kızı Filiz Nayır Deniztekin’in Varlık Dergisi’ndeki yönetsel konumu, tavrı ve söylemleri nasıldır?
  1. Doğan Hızlan ile Enver Ercan arasındaki bağın geçmişi nasıldır? Enver Ercan, Hürriyet Pazarlama’da “pazarlama elemanı” olarak çalışırken Doğan Hızlan’ın Hürriyet’teki pozisyonu/görevi neydi? Enver Ercan’ın elinden kim, nasıl tuttu? Enver Ercan’ı bir “kurtarıcı” olarak Varlık Dergisi’ne “kim”, “nasıl” yöneltti? Sözde kurtarılmış bir Varlık Dergisi’nin bugünkü yazar-şair tipolojisi ve edebiyat yayıncılığı tavrı nasıldır?
  1. İzmir’den endam göstermeye çalışan bazı şiir heveslilerinin Varlık Dergisi ile ilişkileri nasıldır?
  1. Hangi siyasal parti, 10-15 yıl boyunca, Varlık Dergisi’nin baş/lokomotif abonesiydi? Varlık Dergisi hangi siyasal partiden “abonelik”le destekleniyordu? Söz konusu siyasal partiyle taban tabana ters olan başka bir ideolojinin mutat yayın organı neden Varlık’a reklâm verir? Bu karşıtlıkta ve çelişkide neler gizlidir? Bu çelişkinin beslediği bir “Yayıncılık İstismarı” atmosferi, “karakter aşınması” var mıdır?
  1. Son 2-3 senedir Varlık Dergisi ile Zaman Kitap Eki arasındaki metinsel ve içeriksel ilişki nasıldır? Varlık Dergisi, içinde bulunduğumuz dönemin yozlaşı retoriğine nasıl kanalize oldu? Zaman Gazetesi, Varlık Dergisi’ne neden reklâm verir?
  1. 2000-2010 yılları arasında Varlık Dergisi oligarşisinde editör, düzeltmen, çevirmen ve koordinatör (junior seviyesinde birer edebiyat kâhyası) olarak çalışan şiir heveslileri kimlerdir? Zamanında kimlerden, hangi ödülleri almışlar? Edebiyat çevresinde hangi retoriği yaygınlaştırmakla görevlilerdi?
  1. Varlık Dergisi -sözde- “tarihsel önem”ine nasıl sahip oldu? 1940-1965 arası düşünüldüğünde “Dost”, “Yeditepe”, “Yeni Ufuklar”, “Yenilik”, “Seçilmiş Hikâyeler” ve “Türk Dili” gibi dergiler ile Varlık Dergisi arasındaki temel farklılık nedir? Tarihteki hangi statükocu oligarşi, Varlık Dergisi’ni nasıl desteklemiştir ve yönetmiştir? Varlık, mevcut statükocu tavrını hangi enstrümanlar aracılığıyla devam ettirmeye çalışmaktadır?
  1. Yaşar Nabi Nayır, bir editör ve yayıncı olarak hakikaten “çok önemli” miydi? Yeditepe Dergisi’nin editörü Hüsamettin Bozok ve çevresi hangi enstrümanlarla nasıl etkisizleştirilmiştir, unutturulmuştur?
  1. Komşu Yayınları’ndan çıkan ve sonrasında kapanan “Eşik Cini” dergisinin oligarşik çizgisi neydi? Nalan Barbarosoğlu kimdir? Kimlerden “danışmanlık” desteği aldı? Barbarosoğlu, hangi edebiyat yarışmalarında jüri olmuş, oluyor?
  1. YasakMeyve Dergisi’nde yayımlanan şiirleri kim, nasıl seçiyor?
  1. Geçmişte, 2000’li yılların ortasında İstanbul Uluslararası Tüyap Kitap Fuarı’na onur yazarı olarak seçilen ve “Tüyap Kitap Fuarı Onur Yazarlığı” kurumunu anlamsızlaştıran, içsizleştiren “köşe yazarı” kimdir? İtibarsızlaştırma yönündeki seçim bilerek mi yapılmıştır, bu seçimin içinde siyasal bir yönlendirme ya da erk uzantısı olmuş mudur?
  1. Enver Ercan ve Faruk Şüyun, 90’lı yılların başında Kadıköy Gençlik Kitabevi’nde hangi etkinlikleri düzenlediler?
  1. Feridun Andaç’ın bugünlerdeki duruşu, verdiği pozlar nasıldır?
  1. Edebiyat Turizmi’nin mucitleri kimler? İstanbul Şiir Festivali’ni kimler projelendirdi? Diğer festivalleri kimler, hangi kurumsal yapı aracılığıyla destekliyor, yönetiyor? Söz konusu etkinliklere katılacak konukları kimler, nasıl belirliyor? Yabancı konuklar hangi söylemlerle ve vaatlerle davet ediliyor? Bu organizasyonlara ilk kez kim onur konuğu oldu, kimler katılımcıydı? Bu festivallerin “şiire” hakiki bir katkısı oluyor mu? Bu festivallerin organizasyonundan nemalanan yan-müesseseler var mı?
  1. Türkiye’nin odak/konuk ülke olduğu  2008 Frankfurt Uluslararası Kitap Fuarı’na ülkemizden katılacak yazar, şair ve yayınevlerini kim belirledi? Yazarlar ve şairler hangi yayınevi sahipleri tarafından nasıl puanlandı ve listelendi? 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’na katılan Türk Yayınevleri’nin çeviri/telif başarısızlığının maddi boyutları nedir? Fuara harcanan bütçe heba edildi mi? Enver Ercan, Zaman Kitap’a Frankfurt Fuarı öncesinde hangi açıklamaları yaptı?
  1. Kuru/derinliksiz/içsiz edebiyatın lideri Selim İleri, edebiyat dünyasına kimleri soktu, hangi yöntemlerle, kimleri, nerelerde piyasalandırdı? Selim İleri’nin piyasalandırdığı isimler hangi eserlerden, hangi intihalleri yaptı, yapıyor?
  1. Zafer Doruk’un oğlu Taner (Cin)Doruk kimdir? Hangi motivasyonla kimlere tehditvari konuşmalar savuruyor, kimleri korkutmaya çalışıyor? Hangi dizide oynuyor? Hangi retoriği kullanıyor? Yakın zamanda kimden, hangi ödülü aldı? Taner (Cin)Doruk’un babası Zafer Doruk, hangi edebiyat ödülünde jürilik yapıyor? Taner (Cin)Doruk kimle yüzleşmekten, nasıl kaçtı?
  1. Yayıncılık istismarlarının temel bileşenleri nelerdir? Hangi edebiyat heveslileri, hangi sözde editörler tarafından nasıl yemleniyor? Okuyucu bu durumun farkında mı? Okuyucu neler düşünüyor, neyi okumak zorunda kalıyor?
  1. Küçük İskender’in Varlık Dergisi’ndeki rolü/görevi nedir? Varlık Dergisi ve Enver Ercan, Küçük İskender’i nasıl görüyor? Küçük İskender’in Varlık Dergisi çevresine eklemlenmesine hangi olay neden oldu? Hangi olaylar Küçük İskender’i hâlâ Varlık’ta tutuyor?
  1.  Enver Ercan’ın 70’li yıllardaki özgeçmişinde yer alan önemli ifadeler nelerdir?
  1. TYS üyeliğimin askıya alınmasıyla sonuçlanan süreci (daha doğrusu “askılama işkencesi”ni) başlatan Salih Bolat kimdir? Salih Bolat hangi gerekçeyle benden şikayetçi oldu? TYS tarafından cezalandırılma sürecimi Enver Ercan nasıl yönetti? Bu dilekçeyi vermesini Salih Bolat’tan kim istedi? TYS’den bana hangi evraklar, hangi imzalarla gönderildi? Evrakların içeriği neydi? Ben suçlamalara nasıl karşılık verdim? TYS nasıl bir örgüttür, ne işe yarar? Edebiyat ödüllerinde ve jüri seçiminde TYS’nın rolü nedir? TYS üyeliğimin “askılanması” işkencesi daha ne kadar sürecek?
  1. TYS’nın yeni başkanı Mustafa Köz olayların neresinde durur, ne düşünür, nasıl durur? Kendisinin başkanlığından önceki dönemde -Enver Ercan’ın başkan seçilişinde- Mustafa Köz’ün rolü neydi? Enver Ercan’ın yönetimi döneminde Mustafa Köz’ün TYS’ndaki görevi neydi?
  1. Enver Ercan’ın genel başkan seçildiği 19-20 Mayıs 2007 tarihli  TYS Genel Kurulu’ndaki şaibeler nelerdi? Genel kurulun usulsüz olduğu iddisıyla kim TYS’na dava açtı? Davanın sonucu ne oldu? TYS’nın 2007 genel kuruluna ilişkin mahkeme kararı nasıldır? Kendisini eleştirenlere Enver Ercan, işbu konu hakkında hangi söylemlerle cevap verdi?
  1. Mevcut TYS üyeleri, TYS’nı nasıl görüyor? TYS bir “yazarlık-şairlik tescil merkezi” midir? TYS nasıl çalışıyor?
  1. “Düşle” İnternet Platformu’nun düzenlediği bir etkinlikte Enver Ercan, TYS için hangi acz ifadeleriyle birlikte hangi piyasalandırma çözümlerini önerdi?
  1. Kadavralaşmış yazar örgütleri var mıdır? Var ise bunların yönetim anlayışı, savunu söylemleri nasıldır? Üyelerine ve genç yazar-şairlere karşı davranış biçimleri nasıldır? Kadavralaşmış yazar örgütlerinin söylemleri ile eylemleri arasındaki büyük çelişkilerin nedenleri nelerdir? Hangi genç yazarlar hangi kadavra örgütlere hangi çözümsel önerilerde bulundu? Bu öneriler nasıl “sümen altı” edildi? Öneriler nasıl dışlandı?
  1. Başlangıçta, Şeref Bilsel edebiyat dünyasına kendini kabul ettirmek için hangi gazetenin kitap ekinde, ne tip yazılar yazdı? Şeref Bilsel, edebiyat kâhyalığı ve “üleştiri” denemelerine -bugünkü retorik arsızlığının temelini atmaya, şiir-şair değerlendirme yazıları yazmaya- ilk kez hangi edebiyat dergisinde başladı? Bu yazılardaki tavrı, yaklaşımı, söylemleri nelerdi? Şeref Bilsel’i kimler destekledi?
  1. Şeref Bilsel 2003 yılında yazdığı bir “değerlendirme” yazısında Kuzey Yıldızı Edebiyat Dergisi ve yayıncıları için ne dedi, hangi övgüleri savurdu? Aradan iki sene geçtikten sonra, 2005 yılında, Şeref Bilsel,  Kuzey Yıldızı Edebiyat Dergisi için ne dedi, hangi sövgüleri savurdu?
  1. Kuzey Yıldızı Edebiyat Dergisi, özel bir Özge Dirik sayısı hazırladığında Şeref Bilsel, neden “Ölü edebiyatı yapıyorsunuz!” dedi? Hangi sövgüleri savurdu?
  1. 2-3 yıl boyunca Özge Dirik’i ve şiirlerini çeşitli sövgülerle dışlayan Şeref Bilsel, “Yasakmeyve” adlı derginin “Müntehir Şairler” sayısında neden Özge Dirik hakkında yazı yazmaya gerek duydu? Yeni Sinsiyet’in “fırsatçılık” ve “karakter aşınması” yaklaşımı nasıldır? Enver Ercan, Şeref Bilsel’in yazısını neden yayımladı?
  1. Artshop  Yayınevi tarafından, hatalarla dolu, özensiz, herhangi bir editöryal çalışma olmaksızın ve en önemlisi de Özge Dirik’in vasiyetini zerre kadar umursamadan basılan “Özge Dirik Şiirleri” adlı kitabın fikir babası kimdir? Artshop Yayınevi’ne Özge Dirik Şiirleri’ni yayımlaması yolunda kimler öneride bulundu?
  1. Artshop Yayınevi, “Özge Dirik Şiirleri” adlı kitabı yayımladıktan sonra hangi söylemlerle ve etkinliklerle işbu kitabı pazarlamaya çalıştı?
  1. Yeni Sinsiyet’in “Biz Söylemi”ndeki retorik arsızlığı ve karakter aşınması sistematiği nasıl çalışıyor, nasıl yaygınlaşıyor?
  1. Şeref Bilsel’in çelişkili ve tuhaf söylemlerinin nedenleri nelerdir?
  1. Cenk Gündoğdu ya da Özcan Erdoğan benzeri tiplerin Yeni Sinsiyet Tipolojisi’ndeki önemi ve görevi nelerdir? Cenk Gündoğdu hangi gazetede “düzeltmen” olarak çalışıyor, bu gazetede hangi şairleri kimlere övüyor, Gündoğdu’nun öğrenim geçmişi, dergicilik geçmişi nasıldır, siyasi görüşü nedir? Özcan Erdoğan’ın dergicilik geçmişi nasıldır, siyasi görüşü nedir?
  1. Beni savcıya kim, hangi gerekçeyle ve delillerle şikayet etti?
  1. Şeref Bilsel, Cenk Gündoğdu ve Özcan Erdoğan üçlüsünün taşradaki yazar ve şairlerle ilişkileri nasıldır? Taşradaki şiir heveslileri hangi vaatlerle, nasıl yemleniyor?
  1. Şeref Bilsel ile Baki Ayhan T. arasındaki benzerlikler nelerdir? Yeni Sinsiyet’in paydaş/yandaş yelpazasinde (geniş meşrebinde) hangi yayınevleri, hangi kitaplar ve antolojiler yer alıyor? Yeni Sinsiyet’e nasıl biat edilir? Yeni Sinsiyet, hangi şiir kitaplarını piyasalandırmaya çalışıyor? Yeni Sinsiyet’in internetteki uzantıları kimler? Yeni Sinsiyet’in internet aktiviteleri ve kullandığı platformlar hangileri? Özcan Erdoğan’ın internet yayıncılığı bilgisi ve geçmişi nasıldır? İnternet’te hangi yazar ve şairler hangi mahlasları kullanıyorlar? Kim, kimi hangi araçlarla tehdit ediyor? Bu tehditlere ilişkin örnekler nelerdir?
  1. “Baki Ayhan T.” kimdir? Gerçek soyadı nedir? Baki Ayhan T., 80’li yıllarda neler yaptı, 90’lı yıllarda neler yazdı, 2000’li yıllarda neler yapıyor? Baki Ayhan T.’nin akademik hayatı ve çalışmaları nasıldır? Edebiyat öğrencileriyle akademik paylaşımları nasıldır?
  1. Şeref Bilsel ve Baki Ayhan T. hazırladıkları şiir yıllıklarında hangi dergilere ve isimlere yer veriyorlar? Yıllıkların kapsamında yer alan isimlerin, dergilerin, şiirlerin ve konu başlıklarının istatistiksel dağılımı nasıldır? Sözkonusu dağılım, hangi oligarşik ideolojinin kavramsal ve imgesel arkaplanına hizmet ediyor?
  1. Uzun yıllar boyunca Adam Yayınları için, ardından da Yapı Kredi Yayınları için şiir yıllığı hazırlayan M.H. Doğan’ın poetik ve politik görüşü nasıldı? M.H. Doğan’ın vefatının ardından YKY için şiir yıllığı hazırlamaya devam eden Baki Ayhan T.’nin poetik görüşü, bilgisi, sezgisi nasıl? Baki Ayhan T. hangi şairleri ve poetikayı tasfiye etmeye çalışıyor? Baki Ayhan T. ve planladığı tasviyeye karşı hangi eylemler gerçekleştirildi? Hangi gazetelerde hangi yazarlar ve şairler Baki Ayhan T.’ye karşı durarak ortak metinler imzaladı? Baki Ayhan T. kendisine karşı olan yazılara nasıl cevap vermeye çalıştı?
  1. “Üç Nokta” dergisinin yayımlanış amacı nedir? “Üç Nokta” dergisi hangi özel dosyalarla Türk Edebiyat Tarihi’nin yakın geçmişini biçimlendirmeye (daha doğrusu değiştirmeye) çalışıyor? Üç Nokta dergisinin “2000’li yıllar” konulu dosyasında kimler, neler yazdı? Dergide kullanılan retoriğin özellikleri nelerdir?
  1. Seyhan Erözçelik, 2009 yılında beni telefonla arayarak kimin “destur”unu/sözlü uyarısını iletti? Ne dedi?
  1. Enis Batur’un uzaklaştırılması sonrasında, Yapı Kredi Yayınları’nın görüntüsü nasıldır? Şiir ve edebiyat alanında hangi cemaatvari oligarşi, hangi masaları işgal ediyor? Yapı Kredi Yayınları, şiir ve edebiyat alanında itibar kaybetti mi?
  1. “Esrariler” kimdir? Günümüzdeki uzantıları kimler, oluşturdukları “ağ” nasıl çalışır?
  1. “Sıcak Nal” adlı dergiyi -gerçekte- kim yönetiyor? “Siyahi” adlı dergiyi -gerçekte- kim yönetiyordu? Bu iki dergi hangi görüşe hizmet ediyor?
  1. Haydar Ergülen ile Elif Şafak arasındaki tipolojik benzerlikler nelerdir? Radikal Gazetesi’ndeki köşe yazılarıyla yıldızı parlayan Haydar Ergülen, Radikal’in ardından BirGün’de oradan da Cumhuriyet Gazetesi’nde yazmaya nasıl başladı? Haydar Ergülen’in Cumhuriyet Gazetesi’nden sonraki durağı neresi olacak? Haydar Ergülen neye, nasıl hazırlanıyor?

Yeni Sinsiyet Tipolojisi’ne karşı dile getirdiğim bu sorular “devede kulak” misalidir. 2012 yılı içerisinde yayımlamak üzere yukarıdaki soruların cevaplarını ve diğer her şeyi ihtiva eden bir yazı dizisi (kitapçık) kaleme almaktayım. 2000’den 2011’e kadar edebiyat ortalığında gördüğüm, duyduğum, şahit olduğum her şeyi, tüm yaşadıklarımı, tüm duyumsadıklarımı, tüm içtenliğimle, sahiciliğimle, teker teker isimler vererek, olaylarla, şiirlerle ve belgelerle -acele etmeden- anlatacağım.

“İnsanlık Tarihi” devam ettiği sürece birileri çıkacak ve böylesi sorular sormaya, direnen yazılar yazmaya devam edecektir. Üstelik söz konusu karşı duruşu, direnişi ve haysiyeti hiçbir menfaat gözetmeden, aksine, karşı olduğu Yeni Sinsiyet’in melanet zevatları tarafından yaşamına ve ailesine zarar geleceğini “bile bile” sergileyecektir. Gelecekte kalemim, gözüm, kalbim benden alınsa da -ki bu acz içine düşmem muhtemeldir- başka birileri her zaman olacak; sahici edebiyat adına, hakikate uzanan kalb ile vicdan yolu adına çıkacak ve “şiir”i savunacak: Kaleminin ucundaki gözünü, kalbini ve vicdanını savunacak, dile getirecek. Çünkü “haklılığın inadı” diye bir şey vardır ve bu direniş bitirildiğinde -biterse eğer- “İnsanlık Tarihi” de (tarih de) bitmiş demektir. Ve o günlerde -hâlâ nefes alıp verebiliyorsanız, becerebilirseniz- kendinize “Ben bir eşya mıydım, yoksa, insan mıydım?” diye yüksek sesle sorun. Cevap veremeyeceksiniz, kendinize… Hatırlamayacaksınız. Cevap uydurmaya gerek de kalmamıştır:- zaten, biraz önce dedim ya, insanlık tarihi bitmiştir ve soru sormanın -düşünüyor olmanın- bir anlamı yoktur. Sorular dile gelmeyecektir. Tarih de şiir de…

Dile gelmeyecektir.

Zafer Yalçınpınar
11 Kasım 2011 / İstanbul

zaferyal@gmail.com
www.evvel.org
www.zaferyalcinpinar.com

 

Ayrıca bkz: https://evvel.org/ilgi/davali

Ağu
12
2014
0

Yeni Bir Kötülük Enstrümanı ve Başlangıcı: “Edebiyat’ta Fon Yönetimi”

Taylan Kara tarafından kaleme alınan ve edebiyat oligarşisinin -bile bile- uyguladığı haksızlıkları sayısal verilerle ifşa eden  “Türkiye’de Edebiyat Ödülleri Nasıl Verilir?” başlıklı önemli eleştirel analizin -Gün Zileli’nin web sitesinde yer alan- hararetli yorumlarını okurken, edebiyat ortamında (ortalığında) eskisinden çok daha büyük ve yeni bir kötülük mertebesine geçildiğini fark ettim.

Yorumların birinde, yazarlara devlet tarafından verilecek parasal bir desteğe ilişkin gazete haberinden bahsediliyordu. (Bkz: https://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/2014/08/06/kultur-bakanligindan-50-yazara-destek) Bu haberden anladığıma göre Kültür Bakanlığı, seçtiği 50 yazara, bir yıl boyunca, kişi-eser başına yaklaşık olarak 21.000 TL düşecek şekilde parasal destek vermeye başlamış. İşbu parasal desteğin kimlere dağıtılacağına ilişkin jürinin çoğunluğunu Taylan Kara’nın analizinde de yer alan mutat ve malum isimler oluşturuyor.

Şimdi, edebiyat oligarşisinin eline aldığı, öncekilerden daha etkili ve “yeni” bir enstrümanla karşı karşıyayız: 600.000 TL‘ye yakın bir parasal fon. (Muhtemelen bu yekûn önümüzdeki yıllarda artacaktır.) Ayrıca unutmayalım, bu fon ve dağıtım sistemi, müstahkem bir konumda, yani devlet erkinin koruması, kurumsallığı, logosu altında gerçekleştiriliyor.

Bu sistemde işaret edilecek çok büyük riskler ve kötülükler var. Fakat her şeyden önce, bu meselenin -kök- fotoğrafını ortaya koyalım: 1990’ların ortasından bugüne kadar Yeni Sinsiyet, edebiyat ortamındaki (ortalığındaki) manipülasyonunu “İtibar Yönetimi” enstrümanlarını kullanarak yürütüyordu: Yeni Kapitalizm’in bilindik ödüllendirme mekanizmasıyla; plaketlerle, ödül törenleriyle, alkışlarla, “A kişisi şu ödülü kazandı” şeklindeki gazete kupürleriyle veya kitap arka kapaklarına, afişlere yazılacak “A ödüllü şair-romancı” gibi ibarelerle… Yeni Sinsiyet, tüm bunların oluşturduğu yapay saygınlığı, cukkalanmış bir statükoyu dağıtarak,  insanları  “hakiki olmayan bir mertebeyle” yemleyerek manipülasyonunu başarıyla sonuçlandırıyordu. Edebiyat ödüllerinde doğrudan dağıtılan para birincil amaç değildi, gene “İtibar Yönetimi”ne destek olacak şekilde daha az ve simgeseldi. Eski yem temelde şu söylemle kurulmuştu: “Bu ödülü aldın ya, her yayıncı senin kitabını basar, her editör dergisinde sana yer verir, her okuyucu kitabını satın alır, sende ışık var, senin önün açık, yürü koçum!”

Tabiî, 2014’e gelince, bu toprakların kara gerçeğinde, sıkı, sımsıkı olmayan bir edebiyat heveskârının “Yürü koçum!” söylemleriyle karnının doymayacağı aşikârdır. Bununla birlikte, memlekette “ödülsüz yazar-şair” filan da kalmadı neredeyse… Yani, Yeni Sinsiyet’in kurduğu statükocu yemlerin simgeselliği, itibar değeri, “biricik” oluşlarından kaynaklanan piyasa değeri, ödüllü yazar-şair sayısı arttıkça sürekli azalıyor, azalıyordu. (Zaten, edebiyat ödüllerinin en büyük kazananları yarışmalara başvurarak dereceye giren ya da kendisine ödül verilen şairler-yazarlar değildir. Türkiye’deki edebiyat ödüllerinin asıl kazananları; edebiyat yarışmalarında jürilik yaparak kendilerini “edebiyatçı ve saygın”mış gibi gösteren, eleştirmen olmadıkları, hatta edebiyattan zerre kadar anlamadıkları halde kendilerini “eleştirmen-yazar” olarak piyasalandıran Yeni Sinsiyet ve lobisidir.)

Sonuçta, Yeni Sinsiyet’in yeni enstrümanı olarak tanımladığımız “Fon Yönetimi”, edebiyat heveskârlarını yemlemek açısından “İtibar Yönetimi”nden çok daha etkin ve doğrudandır: Devlet erki eliyle verilecek, gelecekte yekûnu artacak, başlangıç olarak 600.000 TL tutarında belirlenmiş bir parasal fon ile Yeni Sinsiyet oligarşisinin çevresinde militanlaşacak, kötülüğü yaygınlaştıracak, sıkı şiiri-edebiyatı kötüleyecek ve gelecekte de sayısı sürekli artacak “özellikle seçilmiş” 50 isim… Yeni Sinsiyet, “İtibar Yönetimi” enstrümanının yanına eklenen “Fon Yönetimi” fonsiyonuyla maddi ve manevi açıdan üssel olarak güçlenmiştir.

Üzülerek söylüyorum; haklılığın inadıyla haysiyetlerini savunan, hakikat yolunda kalb ve vicdan arayışını sürdüren sahici insanlar, Yeni Sinsiyet’e karşı verdikleri mücadelede “bir büyük adım” kadar gerilemiştir.

 

Ağu
11
2014
0

Fragman: Kapitalizmin Yarattığı “Cehennem”

Bağımsız Sinema Merkezi, “Kapitalizmin Yarattığı Cehennem” filminin fragmanını yayınladı. – See more at: https://www.bagimsizsinema.org/cehennemin-fragmani-yayinlandi/#sthash.4dldcciM.dpuf
Bağımsız Sinema Merkezi, “Kapitalizmin Yarattığı Cehennem” filminin fragmanını yayınladı. – See more at: https://www.bagimsizsinema.org/cehennemin-fragmani-yayinlandi/#sthash.4dldcciM.dpuf

“Red!” ve “Artık Yeter!” adlı çalışmalarıyla tanınan
Bağımsız Sinema Merkezi’nin “Cehennem” adlı yeni belgesel fragmanı yayınlandı.
Bkz: https://www.bagimsizsinema.org/cehennemin-fragmani-yayinlandi


Ağu
10
2014
0

Bir Ayna: “eceayhancaglar.tumblr.com”

efemera4

“Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi için
“tumblr” üzerinde temiz bir “ayna” oluşturduk.
Bkz; https://eceayhancaglar.tumblr.com

a74aebf8-f907-4bf2-9aa6-c6b39f2ecd07


Hamiş: EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
06
2014
0

zaferyalcinpinar.tumblr.com

00

“Kendini Anlatan” fotoğraflar yayımlamaya başlayalı 15 yıl olmuş…

Bu vesileyle “Kendini Anlatan” fotoğrafları düzenleyip
https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresine taşıdık.

Güzel bir mekân oldu.

*

tumblrzy

*

Ağu
02
2014
0

Kendini Anlatan: “Körüller” (2. Bölüm)

koruller4

“Körüller”

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar

koruller5

Körüller‘in 1. bölümüne ulaşmak için:
https://evvel.org/koruller

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

Ağu
02
2014
0

‘Yeni’ Ece Ayhan Şiirleri’nden: “KATIRTIRNAKLARI”, “HARPTE ÖLEN BİRİ İÇİN” ve “HÜRRİYETE GİDİŞ”

KATIRTIRNAKLARI

Bu tanrı eski tanrı değil
Savaşa gidiyor askerler yine
Herkes gibi sen de beklemekten usanacaksın
Dar dünyaları kimse sevmez
Yalnızlığın acı tarafı böyle garip
Alışmalısın.

Gördüklerimiz de oradan geliyor
Ama bu bitmemiş bir hikâyedir
Bu çekinmeden anlatılan, bu ezik
Yıkılmış evler gibi bombardımanlarda
Biri onurunu yitirmeye razı oldu

Savaştakiler güler bunlara, anlatma
Katırtırnakları yerinde güzeldir.

(1955)

Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.153*

*Bu şiirin bir başka versiyonu için bkz. a.g.e. s.152


 

HARPTE ÖLEN BİRİ İÇİN

Öleceğin hiç aklına gelmemişti
Üstelik böyle istemezdin
Senin ölümün başka türlü olmalıydı
Güneşi ne de severdin
Bir gölgenin altındasın şimdi
Mendillerini hatırlarsın kadınların
Boş düşünceleri bırak
Yaşamadığına inanmalısın artık
Cevap veremediğine göre
Sana seslenenlere.

(tarihsiz)

Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.99*

*Bu şiirin bir başka versiyonu için bkz. a.g.e. s.98


 

HÜRRİYETE GİDİŞ

Bu davul sesleri niçin?
Serin yaz ikindisinde
Gözler nemli
Parlıyorlar da
Gök hiç böyle olmazdı
Hiç böyle açık
Rüzgâr heyecanlı
İnsanlar gibi
Rüya vadilerinde
Mevsimsiz çiçekler açmış
Güneş yağmuru altında
Gençler var
“Artık şarkılar söylenecek
Hürriyete dair
Dağlara dağlara
Altın yeleli atlar.”

(1950)

Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.52*

*Bu şiirin bir başka versiyonu için bkz. a.g.e. s.53


Hamişler:

1- Ece Ayhan’ın Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirleri ya da Tetiklenmemiş Başlangıçlar: https://evvel.org/ece-ayhanin-yesil-murekkeple-yazilmis-siirleri-ya-da-tetiklenmemis-baslangiclar-zafer-yalcinpinar

2- “Adım Ece Ayhan Çağlar…” için Tebrik ve Teşekkür: https://evvel.org/adim-ece-ayhan-caglar-icin-tebrik-ve-tesekkur

3- Ece Ayhan’ın “Panik” adlı Şiirine İlişkin Önemli Bir Düzelti: https://evvel.org/ece-ayhanin-panik-adli-siirine-iliskin-duzelti

4- EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com