Gözlerime sürdüğüm deniz kör etmiş olmalıydı beni Bıçağı kınından ayıran bir kalabalıktaydım Gidenlerin kalanlardan kopardıkları cinsten bir şey değildi bu Eleğe takılan sözcüklerden bıkmakla ilgisi yoktu Yüzümdeki kıyı bir türlü dinmiyordu
İlk damla çoktan düşmüştü ateşe Birbirini örtmez iki dünyaydı şimdi Herkesin hüznü aynı soluktaydı (…)
Her şeye âşığım ben, bütün ateşler arasında yalnız aşkın ateşi sönmez bu yüzden, dolaşıyorum yaşamdan yaşama gitardan gitara ne ışıktan, ne gölgeden korkuyorum toprağın kendisi olduğumdan kaşıklarım var sonsuza uzanan.
Kimse şaşırmaz bu yüzden ararken benim kapısız, numarasız evimi, orada siyah taşlar arasında, yüz yüze, ışıltısıyla acımasız tuzun orada yaşıyoruz, kadınımla ben, orada kök salıyoruz. Yardım! Yardım! Yardım edin! Yardım edin bize her gün daha çok toprak olalım diye!
Yardım edin bize daha çok kutsal köpük, dalganın havası olalım.
sonra yere düşmüştü söz göklerin değildi artık ve tarifsiz bozulmuştu insan ağır bir ihanete dönüşmüştü kendine yangınlara ormanlar taşıyarak kıyameti mayalıyordu kör kibriyle
bizse lanetliydik sürülmüştük ötelere çağlar kanlı ünlemlerle kargışlardı adımızı çünkü şairdik şiirlerle bilenmiştik bozgunlara alnımıza kazınmıştı bir kez sözlerin kutlu aydınlığı
ne zaman bir mutluluğu kazansak şüphesiz herkesin olurdu ne zaman kaybetsek umudumuzu kalbimizden bir deniz eksilirdi muhakkak karanlıkla tutuştuğumuz şu incelikler bahsinde
Furkan Berber’in Upas Yayın tarafından yayımlanan “Bir Ürkekliği Yaşatmak” adlı şiir kitabının tam metnine bit.ly/birurkeklik adresinden ulaşabilirsiniz.
Dümensiz taife ilk basılı atraksiyonunu gerçekleştirdi. Koleksiyon öğesi olarak numaralı/sınırlı nüsha şeklinde yayımlanan Dümensiz Seçki‘nin ilk sayısını shopier.com/11141193 adresinden satın alabilirsiniz.
Ukrayna-Rusya savaşının özeti şöyledir: Neo-liberalizm’in 2000-2020 yılları arasında taksonomisini kurarak piyasalandırmaya (ve tutundurmaya) çalıştığı “yeni insanlık” şovu her açıdan çökmüştür.
Bu tip durumlarda tarih başa sarar ve “kandırmacalı/sahte parçaları” yeniden kalb, vicdan ve hakikatle nakşeder. Şu an o nakışa şahit oluyoruz: Yalın gerçeklerle yüzleşilen özel bir “karar verme dönemi” başlamıştır, diyebiliriz.
Bununla birlikte, Rusya’nın ve kurmaylarının -tek başlarına- uluslararası/küresel paradigmada gerçek bir “oyun değiştirici” olduğunu da kabullenmek zorundayız.
Yılmaz Özdil‘in Zeleski‘yi tanıttığı ve savaşın nedenlerini, öncesini-sonrasını basitçe anlattığı köşe yazısına halkımız kızıyor. Fakat, Yılmaz Özdil haklı: “Ukrayna yazık etti Ukrayna’ya”
Böylesi tarihsel geçiş/hamle dönemlerinde yanlış karar veren halklar, kendilerine yazık ederler. Herkesin -özellikle de solculuk oynayan güdümlü liberal tipolojinin- takkesini önüne koyup düşünme zamanı gelmiştir.
Televizyon karşısında dizi seyrederken, haber kanallarında ölüm sayılarını, uluslararası ekonomik yaptırımları, müzakere açıklamalarını, göç koridorlarını, askeri söylemleri ve çift taraflı dezenformasyon hamlelerini takip ederken… ya da sosyal medyada histerikleşip sağa sola bilinçsizce sallarken doğru bir düşünme sürecinin gerçekleşmeyeceği -tarihle sabit olarak- aşikârdır. (Bu hallerin yerine, satranç oynadığınızı, satranç tahtasının başında olduğunuzu filan varsayın, mesela…)
Hezeyanlardan uzaklaşıp iyi düşünmek zorundayız: Karar verme sürecinin gerçek yaşamımızda geleceğimizi ve varoluşumuzu gerçekten belirleyecek şekilde olacağını unutmamalıyız.