Kas
22
2009
0

“Takma Göz” çıktı!

Takma Göz, 2009 yılının Kasım ayında çoğaltılmış bir sayılık, bir sayfalık, bir şiirlik, bir fanzindir. Ece Ayhan’ın şiir kitaplarına girmeyen  “Takma Göz” adlı bir şiirinden oluşmaktadır. Takma Göz, Yeni Ufuklar Dergisi’nin 1956 yılında yayımlanan 31. sayısında bulunmuştur. Şiiri bulup, buluşturan Zafer Yalçınpınar’dır. Takma Göz, bir Kadıköy tribidir. “Evvel Fanzin” ile “Khalkedonista” işbirliğinin cakasıdır. Copyleft’tir. Fanzine https://zaferyalcinpinar.com/takmagoz.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

***

***

Kas
22
2009
0

Yeni Ufuklar Dergisi (1956)

Ece Ayhan’ın Takma Göz adlı şiirinin yayımlandığı Yeni Ufuklar Dergisi

Kas
20
2009
0

Gördüm, gördüm ve gördüm!

(…)

İlhan Berk: (…) Sen şiiri tersinden yazıyorsun; sende bir gemideki fareler, gemiyi bırakmaz, gemi fareleri bırakır; deniz çekilmez kara bırakır denizi; kuşları tutmaz çocuklar, koyverirler, ama kendileri gelip ceplerine girer çocukların, v.b. ‘Müesses nizam’ı ters yüz etme vardır sende, bunu hep düşünmüşümdür; neden bu başın ayak, ayağın baş olması? Şaşırtmadır şiir, ilk vurucu öğe odur. Bunun için mi bu şiiri tersinden yazman?
Ece Ayhan: Evet, ‘şiiri tersinden yazıyorsun’ diyorlar bana. Terslik merslik yok! (…) 71’de, bir 12 Mart olmuştu hani (o zamanlar Üsküdar’da, Sultantepe’de oturuyordum, denize arkadan ve yukardan bakan bir ev; oraya sen de gelmiştin bir kez). Evet 71 yaz aylarında oradan, İsanbul limanında, bir lekesiz apak gemilerin fareleri bıraktığını gördüm, gördüm ve gördüm! Terslik bunun neresinde yahu? Tüyler ürpertici gerçekleri sergiliyorsam ben ne yapayım (‘aksi adam’,’hırçın adam’, ‘tepen adam’ genel geçerliliğini iliştirmekler isterler bana hep, bunu da biliyorum. Zokayı yutmayacaksın! Kül yutmayacaksın!)(…)Sonra; şiir, bir şaşırtma da değildir bence. Sonuçlar buna buraya varabilirler başka. Okur’lar ‘aykırı bir dal’la karşılaştıklarında, karşılaşınca irkmiş, irkilmiş ya da ürkmüş olabilirler..(…) Sana bu ‘Salavin’in Tezgâhtarları’ bakışları okulunun korkunçluğunu, ilkelliğini ne desem anlatamam. (…) İstanbul’da, tahta tavanında, tersten işlenmiş bir bilmece bulunan bir kahve varmış. Osmanlı İmparatorluğu kapanırken de dururmuş duruyormuş. Müşterilerin boyunları koparmış tavandaki bilmeceli o nakışa bakmaktan; çözülmek istenir çünkü bir bilmece, hele ustası güzel bezemişse… Ama kimsenin aklına bilmeceyi aynadan okumak gelmemiş, gelmez!

Ece Ayhan
Dipyazılar, YKY, 1996, s.30-32

Kas
17
2009
0

Kınar (Hanım)’ın Ölümü

Kınar Hanım’ın Vefatına İlişkin Kupür

(Yeditepe Dergisi, 1950, Sayı: 8)

Kas
17
2009
0

Kınar Hanım’ın Denizleri

“Kınar Hanım’ın Denizleri” Çizimi (polikinik dilemma)

*

Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla
şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım’dan
düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını
______tüketemezmiş hiç
(…)
Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep
gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar
______hanım’ın denizlerinden.

Ece Ayhan

Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla
şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan
düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını
	tüketemezmiş hiç

İşte kel hasan bu kel hasan karanlığı süpürürmüş
ters yakılmış güldürmemek için serkldoryan sigaralarıyla
işte masallara da girermiş bir polis o zamanlardan beri sürme
	kirpiklerini aralayarak insanları çocukların

Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep
gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara kınar
	hanım'ın denizlerinden.

Kas
17
2009
0

Anadolu Ortaçağı!

Çizim: polikinik dilemma

***

(…)
Sizler, benim anladığımca, çok büyük çoğunluklar, kalabalıklar yani, hep kestirmeden gidiyorsunuz; bu çürük çarık akıl yürütmelerinizle de, öyle görünüyor, gideceksiniz de. Bu helal yollarda, bu yanlış değer yargılarına dayandırılmış yöntemlerle ‘gerçek’ nasıl bulunabilir, bulunamaz ki. Her alanda insana çok büyük yanlışlar işleten şu (içinde belirli bir kurnazlığı da bulunduran) ‘algı ortalaması’ bizim bu topluluk’ta nelere patlıyor, anlamıyor musunuz? Bir masal kurulmuş! (s.10)
(…)
Aşağı yukarı 28-29 yıldır şiirler yayınlıyorum. Eleştirmenlerin yazdıkları yayın kitaplarıında adım hiç geçmez ya da geçerse  şöyle bir değinilir; derledikleri seçkilerde antolojilerde de şiirlerim yoktur (geniş oylumlu, hemen her şairin olduğu seçkilerde bile benden pek az şiir alınır.) Çeyrek yüzyılı geçen bir zaman sürüp giden bu olumsuzluklar insanın belirli bir yargıya varması için ölçüt olmayabilir ama nedendir? diyedir düşünülmesi gerekir. 51 yaşımdayım, kendimi avutamam avutmayacağım da hiç… Kısacası ‘kahir ekseriyet’ şiirlerimi beğenmemiştir; bunlar bana sözle de ‘önemsiz’, ‘sıradan’ şiirler yazdığımı söylemişlerdir. (s.15)
(…)
Anadolu Ortaçağı! İşte tam da burada duruyoruz. Adına ben düpedüz bir “kötülük toplumu’ diyorum bunun. Böylece nitelenmiş topluluklarda ‘Dallas’ gibi dizi filmler ilgi görür, görebilir. (s.17)

Ece Ayhan
Dipyazılar, YKY, 1996

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Kas
15
2009
0

Buluntu: “İyilik de kötülük de yalnız insanlardan gelir!” (Ece Ayhan)

Ece Ayhan’ın kitaplarında olmayan bir metnine ulaştım.
Sombahar Dergisi’nin Haziran 1994 tarihli 23. sayısında yayımlanan “İyilik de kötülük de yalnız insanlardan gelir!” başlıklı Ece Ayhan yazısına https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/yalnizinsanlardan.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Yazı, ayrıca, Ece Ayhan Web Sitesi‘ne de eklenmiştir.

Kas
15
2009
0

Uzun Saçlı Uzun Gözlü Dargın Peri (Ece Ayhan)

“Unutulmuş Şiirler Antolojisi”nden…

(Haz: Reşit İmrahor, YKY,1993)

*

Eki
30
2009
0

Şair Nigâr Hanım

Aralık 1905

Yazmak benim için büyük bir teselli idi, hem teselli, hem mükâfat. Onbeş seneyi geçen bir müddetten beri matbuat âleminde bulunduğum için gerek yurdiçi, gerekse yurddışı gazetelerinin hakkımda neşrettikleri makalelere lâkayıt kalmadım; bunlardan müteselli ve müftehir oldum. Fakat her şeyi yıkan zaman, yokedemediği duyguları ve alışkanlıkları da hiç olmazsa yıpratıyor.
Başlangıçta hergün, sonraları haftada yahut ayda bir defa can attığım, dert döktüğüm şu deftere artık aylar geçiyor da el sürmüyorum. Hayata küskünlüğüm beni sanki ölüm sessizliği içinde yaşar gibi bulunduruyor. Görünüşte kimseye dargın değilim, fakat ruhumu derin bir acılık kaplıyor.

Şair Nigâr (Binti Osman)
“Hayatımın Hikâyesi”nden…

Not: Ece Ayhan tarafından kaleme alınan ve 1967’de Şiir Sanatı Dergisi’nde yayımlanan “Şair Nigâr Hanım” adlı yazıya https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/sairnigarhanim.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
25
2009
0

Bir Ece Ayhan fotoğrafı daha…

1957’de,  Pazar Postası’nda Ece Ayhan…

Eki
19
2009
0

Bir Ece Ayhan Fotoğrafı

Cumhuriyet Gazetesi Arşivi’nden bir Ece Ayhan Fotoğrafı

***

Not: “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca bakınız: https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=544

***

Eki
08
2009
1

ECE AYHAN HAKKINDA “ÖNEMLİ” BULUNTULAR (Zafer Yalçınpınar)

ECE AYHAN HAKKINDA “ÖNEMLİ” BULUNTULAR

Bilindiği gibi Milliyet Gazetesi 1950-2004 yılları arasındaki arşivini internete taşıdı. İşbu arşivde bir hafta süren araştırmalarım sonucunda Ece Ayhan hakkında birçok buluntuya ve belgeye ulaştım. Örneğin, 1966’da Ece Ayhan’ın  -Üstelik de “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı şaheseriyle katıldığı- Yeditepe Şiir Armağanı’nı “kaybettiğini” kim bilebilirdi?
Ya da, 1975’de, “Ozanın (Ece Ayhan’ın) Yaşaması İçin” adlı bir resim sergisinin düzenlendiğini, o sergiye katılanların tam listesini, hangi eserlerin, ne tip eserlerin sergilendiğini biliyor musunuz? Ya da o serginin gelirinin boyutunu (azlığını-çokluğunu) kim bilebilir, kim tahmin edebilir? 1968’de İçişleri Bakanlığı tarafından “adresi MEÇHUL olan Ece Ayhan” hakkında yayımlanan basın ilanını, yani Ece Ayhan’ın “emekliliğe sevk ediliş” ilanını okumuş muydunuz?
Kısacası, buluntulardan bazılarını -en önemli olanlarını- aşağıda paylaşıyorum. Gerisi size kalmış…

“Artık ayarsınız ya da aymazsınız, orasını bilemem.”

Sahicilikle / Zafer Yalçınpınar

***
ECE AYHAN ŞİİR ARMAĞANINI KAYBEDİYOR (27.01.1966, Milliyet Gazetesi,Sayfa 6):

Tahir Alangu, Asım Bezirci, Hüsamettin Bozok, Edip Cansever, Memet Fuat, Fethi Naci ve Behçet Necatigil’den kurulu Yeditepe seçiciler kurulu, “Yeditepe Şiir Armağanı”nı bu yıl, Ceyhun Atuf Kansu’nun “Bağımsızlık Gülü” kitabına verdi. Kansu’nun kitabı ile birlikte Metin Eloğlu “Türkiyenin adresi”, Ülkü Tamer “Virgülün başından Geçenler”, Ece Ayhan “Bakışsız Bir Kedi Kara” ve Ali Püsküllüoğlu “Sırtımızda Kızgın Güneş” kitaplarıyla yarışmaya katılmışlardı. (27.01.1966, Milliyet Gazetesi, Sayfa 6)

***

İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN EMEKLİYE SEVK EDİLİŞ (12.07.1968, Milliyet Gazetesi, Sayfa 4):

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN
Çardak Kaymakamı iken, 2/9 1966 tarihinde Bakanlık emrine alınıp, 6435 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca, 5/3 1967 tarihinden itibaren emekliye sevkedilen ve daha sonra açmış olduğu dâvâ sonunda emeklilik işlemi iptal edilen Ece Ayhan Çağlar’ın, Bakanlık emirinde geçen 6 aylık sürenin bitimi olan 1/4/1967 tarihinden itibaren 6435 sayılı Kanunun 1. maddesinin 3. bendi gereğince emekliye sevkedildiği, adresi meçhul olduğundan ilanen tebliğ olunur.
(12.07.1968, Milliyet Gazetesi, Sayfa 4)
***
OZANIN YAŞAMASI İÇİN RESİM SERGİSİ (21.03.1975, Milliyet Gazetesi, Sayfa 8):

***

Hamiş: Tüm bu efemeralar Ece Ayhan Web Sitesi‘ne eklenmiştir.

Eki
05
2009
0

“Hep Şiir Düşündüm Ben” (Ece Ayhan)

(…)
Filiz Aygündüz: Canınız bunca yanarken şiiri düşünebiliyor musunuz?

Ece Ayhan: Bakın bir örnek vereyim. Vaktiyle ya herru ya merru diyerek Zürih’ten Türkiye’ye döndükten sonra menenjit oldum.Bir arkadaşla Boğaziçi köprüsünde gidiyoruz. Sultantepe’de balkonda otururken şiir ekseninde düşünürdüm, karşıya geçen motorlardaki balonculardan para alıyorlar mı diye. Tam köprüden geçiyoruz bir yandan kusuyorum menenjit yüzünden, bir yandan da baloncuları soruyorum arkadaşa.Yani dün ve bugün, hastalıkta ve sağlıkta hep şiir düşündüm ben.
(…)

5-9-1999 tarihli Milliyet Gazetesi’nden…

Eyl
24
2009
0

Bana Ecevit’i Bağla… (Ayhan Bozkurt)

(…)
Söz Can Yücel’den açılınca yurtdışı anıları başlıyor Ece Baba’nın. Ben, Can Yücel ve Bülent Ecevit beyaz paçalı donlarla tenis oynardık. Herkes bize şaşkınlıkla bakardı. Gülüyor…
Evet, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit… Aklımıza geliyor. Bana, Ecevit’i aramamı söylüyor.
Uzun uğraşlar sonunda ulaşıyorum Başbakanın danışmanlarına ve not bırakıyorum.
Aradan üç gün geçmiş… Hastane personeli çok rahatsız artık “bu huysuz ihtiyardan.” Sürekli bize kızıyorlar. Hastanenin parasını ödeyebilsek, hemen başka bir yere gideceğiz biz de zaten.
Ertesi gün…
Koridordan “Ece Ayhan Çağlar, telefon…” diye bağıran bir sesle irkildik ikimiz de. Görevli kadın telaşla odaya girdi, şaşkın. Kekeleyerek, “Başbakanlıktan” diyebildi ancak. Anlamıştım, Bülent Ecevit arıyordu. Koşarak çıktım odadan. Karşıdaki ses, “Sayın Başbakanımız Ece Ayhan Çağlar ile görüşecek” diyor.
Bu sırada Ece Ayhan tekerlekli sandalyeye oturtulmuş bana doğru geliyor. “Aloo, sesiyle heyecanlanıyorum. Efendim, Ece Bey şimdi geliyor, ben Ayhan” diyorum. “Tamam, evladım” diyor Bülent Ecevit.
Koridordaki herkesin şaşkın bakışları içinde Ece Ayhan telefonu alıyor. Başlıyor konuşmaya…
Düzeleceğini ve Çanakkale’ye döneceğini söylüyor. Ağrılarının olduğunu, ameliyatla işin çözüleceğini söylüyor. Sonra bir ara “pek sağlam yerim kalmadı” diyor.
Artık pek rahattık… Özel odaya geçtik. Her şey çok temiz, bize acayip bir ilgi ve alaka var.
Tavuklu pilavın biri gidiyor, öteki geliyor. Erkenden kalkıyoruz, anlatıyor, sürekli not tutuyorum…
Şiirin soru sorma, şiirin karşı duruş, şiirin illaki sesli okunan bir şey olmadığını öğreniyorum.
Ece Ayhan, sözcükleri bir duvar gibi örüyor dizelere…
Hastaneden yaklaşık 10–15 gün sonra ayrılıyoruz.
Ayrılacağımız gün bütün masrafların Bülent Ecevit tarafından ödendiğini öğreniyoruz.

Ayhan Bozkurt
11 Aralık 2008

Yazının tam metnine şu adresten ulaşabilirsiniz: https://www.odatv.com/K%C3%BClt%C3%BCr-Sanat/ece_ayhan_bana_bulent_eceviti_bagla-14223.html

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eyl
06
2009
0

Bunun böyle olmasından özür dilerim.

Yeditepe Arşivi’nden bir Ece Ayhan mektubu…

Hamiş: Mektupta sözü geçen şiir “Bel Kanto” adlı Ece Ayhan şiiridir. “Kitap-lık” dergisinin 1998 tarihli 33. sayısında bu konuyla ilgili geniş bir dosya bulunmaktadır. (Daha birçok Ece Ayhan şiirinin geçirdiği değişimler de söz konusu sayıda mevcuttur.)

2. Hamiş: Ece Ayhan için hazırlanan “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı web sitesine https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
02
2009
2

BİLDİRİ NO.3 (F Ü G)

Bildiri No:3
(2 Eylül 2009)

F Ü G

1.Ada fügdür.
__1.1.Adalar yeryüzünün ve yaşamın notalarıdır.
_____1.1.1.Bulutlar ve kuşlar gökyüzünün notalarıdır.
_____1.1.2.Tekneler ve balıklar  denizin notalarıdır.
__1.2.Adalar yeryüzünün ve yaşamın “kalb”leridir.
_____1.2.1.Adalar yeryüzünün çocuklarıdır.
_____1.2.2.Adalar yeryüzünün vicdanlarıdır.
_______1.2.2.1.Ece Ayhan bir adadır. (İlhan Berk)
_________1.2.2.1.1.Ece Ayhan bir adabeyidir.
_________1.2.2.1.2.Kuzgun Acar bir adabeyidir.
_________1.2.2.1.3.Kerim Çaplı bir adabeyidir.
__1.3.Her türlü endüstriyel çaba yaşamın “sus”masıdır.
____1.3.1.Ne olursa olsun yaşam susmaz.
______1.3.1.1.Adalar rüzgârlıdır.
_________1.3.1.1.1.Sürüyle düşünce verir ağaca rüzgâr. (İlhan Berk)
_________1.3.1.1.2.Sürüyle düşünce verir denize rüzgâr.
_________1.3.1.1.3.Sürüyle düşünce verir gökyüzüne rüzgâr.
2.Ada addır.
__2.1.Ad evdir. (Kim söylemişti bunu?)
____2.1.1.Ev kaderdir.
3.Şiir bir adadır.
__3.1.Her tarafı kıyılarla çevrilidir.
__3.2.İskeleleri vardır.
__3.3.Ağaçları, bulutları, kuşları, tekneleri ve balıkları vardır.
4.Şiirin varlığı yaşamın varlığının kanıtıdır.

Zafer Yalçınpınar

Diğer poetik bildiriler için;

Bildiri No.2 (Masanın Ayakları): https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=93

Bildiri No.1: (Vatoz’un Salınımı): https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=81

Tem
30
2009
0

Video: “Ben Etikçiyim!” (Ece Ayhan)

Ece Ayhan’ın -kendini anlattığı- bir video görüntüsüdür.

Videoyu https://zaferyalcinpinar.com/benetikciyim.avi adresinden indirebilirsiniz.

Hamiş: Daha önce Ece Ayhan’ın “Fayton” ve “Mor Külhani” adlı şiirlerini okuduğu başka videolar da gün ışığına çıkmıştı. Tüm bu videolar 1998 yılında yayımlanan “Yaşayan Türk Şiiri” adlı belgesel çalışmadan alıntılanmıştır. (Diğer videolara https://zaferyalcinpinar.com/fayton.avi ve https://zaferyalcinpinar.com/morkulhani.avi adreslerinden ulaşabilirsiniz.)

2. Hamiş: “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Sahicilikle / Zafer Yalçınpınar

Tem
14
2009
0

Ece Ayhan, Çanakkale’de…

11-12 Temmuz 2009 tarihlerinde, Çanakkale’de, Ece Ayhan’ın anısına gerçekleştirilen etkinliğe ilişkin birtakım haberlere https://www.canakkaleicinde.com/ece-ayhan-canakkalede-anildi.html ve  https://www.canakkaleolay.com/haber_detay.asp?id=50850 adreslerinden ulaşabilirsiniz.

Şair Ece Ayhan’ın 7. ölüm yıldönümü anma etkinlikleri Saat Kulesi arkasında
bulunan Ece Ayhan Sokakta yapılan yürüyüş ile başlarken, Ece Ayhan
portresinin açılışı Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından
yapıldı. Ayhan, aramızdan ayrılışından sonra ilk kez böylesi büyük bir
etkinlikle anıldı.
Ece Ayhan buluşmaları 2009, 11-12 Temmuz tarihlerinde çeşitli etkinliklerle
gerçekleştirildi. Ece Ayhan dün de kabri başında anıldı. Şair Ece Ayhan’ın
7. ölüm yıldönümü anma etkinlikleri Saat Kulesi arkasında bulunan Ece Ayhan
Sokakta yapılan yürüyüş ile başlarken , Ece Ayhan portresinin açılışı
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından yapıldı. Ece Ayhan’ı
ölümünün yedinci yılında unutmadıklarını  ifade eden Ece Ayhan Sivil
İnisiyatifi Sözcüsü Ulaş Önder, “Bu yıl daha geniş kapsamlı etkinliklerle
Ece Ayhan’ı anıyoruz. İlerleyen yıllarda bu etkinliklerimiz artarak daha
nitelikli devam edecektir” dedi. Sonrasında ise Ece Ayhan Yürüyüşü yapıldı.
Morabbin Park’ta ise ilk olarak sokak tiyatrosu ile şiir dinletisi yapıldı.
Ardından ise düzenlenen Bandista konseri ile katılımcılar büyük coşku ile
eğlendiler. Dün ise Ece Ayhan’ın Eceabat Yalova Köyü’nde bulunan mezarı
ziyaret edilerek yeni mezarının açılışı yapıldı.

 

Tem
10
2009
1

Ece Ayhan’ın Mezarı Yenilendi…

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan ve asıl adı Ece Ayhan Çağlar olan şairin mezarındaki yenileme çalışmaları, Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi’nin organizasyonu, Yalova köyü muhtarlığı ve oğlu Ege Çağlar‘ın destekleriyle gerçekleştirildi.

İzmir’de, 12 Temmuz 2002’de 71 yaşında vefat eden ve annesi Ayşe Deniz‘in yanına defnedilen şairin mezarının yeni tasarımını heykeltraş Fergül Yücel yaptı ve heykeltraş Mustafa Toygar tarafından bu tasarım hayata geçirildi.

Şair ve annesinin mezarları birlikte yenilenirken, mezarın yan bölümleri traverten taş, alın ve üst bölümü granit taştan yapılırken, bu taş üzerine şaire ait ”Meçhul Öğrenci Anıtı” şiirinin ilk ve son kıtaları yazıldı. Şiirin son mısrasında yer alan ”Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek” mısrasından yola çıkılarak mezarın üst bölümüne soyut bronz güvercin figürü konuldu.

(…)
Ayrıntılar için Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&kid=12&hn=67874

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Tem
06
2009
0

Buluntu: Bir Resim Olarak Orhan… (Ece Ayhan)

***
***

Papirüs Dergisi’nin Ocak 1967 tarihli 8. sayısında (Orhan Veli Özel Sayısı’nda) bulunan “Bir Resim Olarak Orhan” adlı Ece Ayhan yazısına https://zaferyalcinpinar.com/birresimolarakorhan.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Ece Ayhan için hazırlanan “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı web sitesine https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Sahicilikle/ Zafer Yalçınpınar

Tem
03
2009
0

İstanbul Günlükleri-1985- Ece Ayhan

10 Ocak Perşembe 1985

Dün Bilsak’a gittim. Mustafa kemal Ağaoğlu, Nejat Yardımcı, Cazcı Emin Fındıkoğlu. Heybeli. Ali evdeydi. Sınavı pek iyi geçmemiş. Ben çok ıslanmışım, hep yağmur yağmıştı.

11 Ocak Cuma 1985

Bostancı yoluyla Kızıltoprak. Ahmet Necdet’le buluşma. Aydın Ülken ve Emin Fındıkoğlu’yla telefon. Vagon’a gittik. Dük dö Cebeci-Ercüment Gençer de vardı.(Şişmatra ölmüş, dün cenazesi varmış.) Necdet Bey gitti, Cemal Süreya geldi, Vecihi Timuroğlu gelmiş Ankara’dan. Vecihi’yi, Fügen’i ve o tapucuyu gördüm Hatay’da.

19.50 vapuruyla ada. kadıköy’de kar vardı. Adada yok. Bir ekmekle arkadaşlık ediyorum bu akşam.

Ece Ayhan

Öküz Dergisi, Sayı: 43, 1997

Tem
02
2009
0

KRAVATSIZ

27 Aralık 1984

Yarın 10.20 vapuruyla Bostancı’ya geçiyorum. Nilgün Marmara’ya nikâh tanıklığı edeceğim, kravatsız.

Ece Ayhan

(Öküz Dergisi, Sayı: 43, 1997)

Haz
25
2009
0

İstanbul Günlükleri -1984- ECE AYHAN

23 Aralık Pazar 1984

Nilgün Marmara taksiye kadar bana yardım etti. Bostancı-Kızıltoprak 750 lira tuttu, (ama iskeleye yürümek zorunda kaldım) Filancadan 10, falancadan 15 almıştım. Nilgün bana masa örtüsü de verdi. Ali de çaydanlık getirirse, çay yaparız. Ali bana dün telefon ettiğinde akşam o kahvede 19.45’te buluşalım demişti. Vapur, Sirkeci’den 18.35’te kalkıyormuş. Ali şezlongu ve yorganı dün akşam getirecekti. Bakalım getirmiş mi?
Ne eksik; çay, şeker, ekmek, tencere, tava, yağ, tuz, süzgeç, diş macunu, sünger.

***

25 Aralık Salı 1984

Sabah baktım Ali kalkıp gitmiş okuluna. Çalarsaat çocuk. sena uğradı bir tava ve sahan bıraktı. Bütün gün (dün de öyleydi) çalıştı durdu bir çırak banyoda.Koyulhisarlı’ymış. soba aldım, kurdurdum, yakmak için iki kasa aldım, muz kasası dedi manav. Park Restaurant’ın yanındaki berbere gittim, saç traşı için 300 lira aldı benden. Denizatı Kahvesi’ne baktım şöyle bir, beğenmedim. Masaları yeşil örtülü bir kahve.
“Otoriteye sığınmak alışkanlığı”
Nilgün Marmara üst kattaki ev sahibine telefon etti, iki mektup gelmiş bana. Postaya verecekler.
“Bu coğrafyada halk tümüyle birlikte ayaklanmaz. Bu coğrafyada halkın boynu merkezi otoriteye sürgit eğiktir.”
Bunları yazarken kapı çalındı, bir kız Cihat’ı sordu, “vallahi görmedim” dedim. Cihat’ı soran komşu sarışın genç.
Sena dün akşam onunla konuşmuştu.Ali’nin parasını bu akşam verecekmiş. Sokaktan sesler geliyor. Eksikler; orta boy kapaklı çöp kutusu, faraş, süpürge, peynirlik, naylon kapaklı kutu, alüminyum tencere, çukur tabak.
Pan “bütün”
“Herşeyi yapabilir bir tanrı.”

***

26 Aralık Çarşamba 1984

Denizatı kahvesi, çuha, örtü, sıcak, tül perdeler. Bize göre değil. Pazara gittim, Heybeli. Adada su olmadığı için (tankerlerle geliyor) su pahalıydı. Bu yüzden ıspanak almadım.
(…)

 

ECE AYHAN

(Öküz Dergisi, Sayı 42, Kasım 1997)

 

Haz
19
2009
0

“Saat Kulesine ve iskeleye çok yakın…”

***

***

Ece Ayhan’ın Nahit Hanım’a (Nahit Fıratlı Damar’a)
yazdığı mektuplardan…
(Öküz Dergisi, Sayı:40, 1997)

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com