Emperyalizme karşı mücadele kararlılığı ve devrimle özdeşleşen Che Guevara‘yı saygıyla anıyoruz. Büyük devrimciyi ve tarihsel mücadelesini Julio Cortazár’ın “Buluşma” adlı efsanevi metniyle selâmlıyoruz… Okumak için: https://evvel.org/kuba-devriminin-baslangic-bulusmasi-zafer-yalcinpinar
11
2023
Julio Cortázar’ın yedi kısa öyküsü yıllar sonra çöpe gitmek üzereyken bulundu…
Arjantinli yazar Julio Cortázar’ın kaleme aldığı yedi kısa hikâye çöpe atılmak üzereyken bulundu. Öykülerin yazara ait olup olmadığını kanıtlamak bir yıl sürdü…
Haberin tam metnine https://www.ntv.com.tr/n-life/kultur-ve-sanat/yazar-cortazarin-yedi-kisa-oykusu-yillar-sonra-cope-gitmek-uzereyken-bulundu adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Julio Cortázar başlıklı ilgilere
https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
28
2022
Charlie (Bird) Parker… Otel Odası’nda…
Charlie (Bird) Parker otel odası’nda…”
(Julio Cortázar‘ın ‘Takipçi’ adlı öyküsü için bir canlandırma)
Çizim: José Esteban Muñoz
Takipçi, Julio Cortázar , Çev: Pınar Savaş,
Deli Dolu Yay., 2016
04
2018
Gezintiler
(…) Şöyle yapacağım: Önce sarı kravatımı takacağım, ardından karıncalarımın en diri ve narin olanını seçtikten sonra, kravatımın üzerinde rahatça salınabilsin diye onu özgür bırakacağım. Çifte bir gezinti olacak bu, ben Bay Silikoz’un evinin önünde gezinirken, karıncam da kravatımın üzerinde gezinecek. Çifte gezinti mi dedim? Doğrusunu söylemek gerekirse, sarmal şeklinde sonsuz bir gezintiler açılımı olacak bu, çünkü eğer karınca kravatım üzerinde geziniyorsa, kravatım da benimle birlikte geziniyor, derken dünya da beni tutulum çemberinde gezdiriyor, o ise Erboğa Takımyıldızı’na ait Hadar yıldızı etrafında gezinmekte olan galaksi bozunca geziniyor, oysa o sırada kendini durağan sanan Bay Silikoz, o zavallı adam, alev alev yanan bir kılıç gibi göreceği sarı kravatımın üzerinde tüm bacak ve antenleriyle beden hatları gayet belirgin olan karıncamı görecek şekilde tam zamanında balkonundan eğilecektir. (…)
Julio Cortázar
Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı’ndan…
“Hayır, Hayır, Hayır Dedim”, Çev: Yiğit Bener, Kırmızı Kedi Yay.
Özel Baskı (888 nüsha serisi, no:3), Eylül 2018, s.9-11
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Julio Cortazar başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
28
2018
“Kaldığım Yer” (Julio Cortázar)
Julio Cortázar, Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı’ndan…
Çeviren: Yiğit Bener, Kırmızı Kedi Yayınevi
Özel Baskı (888 nüsha serisi, no:3), Eylül 2018, s.37
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Julio Cortazar başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
04
2018
Kitap: “Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı” (Julio Cortázar)
“Kafa Ütüleyicinin Laklakıyatı”, Julio Cortázar
Çeviren: Yiğit Bener, Kırmızı Kedi Yayınevi
Özel Baskı (888 nüsha serisi, no:3), Eylül 2018, 50 Sayfa
“253 no’lu nüsha bende…” (Zy)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Julio Cortazar başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
01
2018
Julio Cortázar’ın Ders Notları
“Cortázar’ın Berkeley Üniversitesi’nde verdiği edebiyat derslerinin notları kitaplaştırıldı. Henüz Türkçeye çevrilmeyen kitap çağdaş öykü üzerine düşünmek ve Latin Amerika edebiyatını yakından tanımak için iyi bir fırsat.”
(…) Cortázar’ın hem hayatın kendisine hem de edebiyata dair hissettiği bu güçlü şüphe, 1980 yılında Berkeley’de California Üniversitesi’nde verdiği edebiyat derslerini de şekillendirir. O dönem verdiği sekiz ders ilkin derslerin özgün dili İspanyolcada Clases de literatura (Edebiyat Dersleri) adıyla, ardından İngilizcede Literature Class adıyla derlenip kitaplaştırılır. Derslerin çoğunu Katherine Silver İngilizceye çevirmiş. (…)”
Deniz Gündoğan İbrişim‘in Oggito kapsamında hazırladığı yazının tam metnine https://oggito.com/cortazarin-ders-notlari-kitaplastirildi-04201860596 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
16
2017
Gabriel Garcia Marquez’in 27 bin sayfalık arşivi…
“ABD’de Teksas Üniversitesi’ne bağlı Harry Ransom Merkezi, Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in 27 bin sayfalık arşivinin yaklaşık yarısını internet üzerinden ücretsiz yayımladı. Üniversite’den yapılan açıklamada, 87 yaşında hayatını kaybeden yazarın metin, fotoğraf, mektup ve notlardan oluşan 27 bin sayfalık arşivinin tamamının da internette İngilizce ve İspanyolca yayımlanmasının planlandığını duyurdu.
Yazarın ünlü takma adına göndermede bulunan Harry Ransom Center Direktörü Steve Enniss, “Arşive herkesin ulaşmasına olanak sağlayan ve bunu Gabo’nun dünyadaki tüm okuyucularına yeni bir hizmet olarak gören ailesine de teşekkür borçluyuz” ifadelerini kullandı.”
Kaynak: soL haber portalı
Gabriel Garcia Marquez’in dijital arşivine
https://hrc.contentdm.oclc.org/digital/collection/p15878coll51/search
adresinden ulaşabilirsiniz.
G. G. Marquez & Julio Cortazar
G. G. Marquez’in Pasaportu
Gabriel Garcia Marquez’in dijital arşivine
https://hrc.contentdm.oclc.org/digital/collection/p15878coll51/search
adresinden ulaşabilirsiniz.
17
2017
Gözlemevi’nden… (Julio Cortázar)
(…)
Her şey cevap verir diye düşünmüşler Cai Singh ve Baudelaire bir asır arayla, gözlemevinin en yüksek kulesindeki cihannümadan, ona irtibatın anahtarını verecek sistemi, o şifreli şebekeyi aramış olsa gerek sultan: daha en baştan astral çeliğin ciğerlerinde olmasa, suların yeşil göğsünü bir indirip bir kaldıran güneşin ve ayın sinsi çekiminde olmasa, dünya denen bu hayvanın ağır bir atalet içinde boğulup gideceğini bilmemesi mümkün müydü? (…)
Cai Singh gözlemevlerini zarif bir hayal kırıklığından yaptırmıştı belki, artık askeri fetihlerden yana bir beklentinin kalmadığı çöküş döneminden, hatta atalarının rayihalı ve müzikli zamanlarda ılık yıldızlarla dolu bir semayı tercih ettikleri haremlerden duyduğu hayal kırıklığından; göğün yükseklerindeki harem, o fethedilmez boşluk, mermer rampaların hudutlarında arzusunu kabartıyordu sultanın; beyaz tavus kuşları ve uzak köy ateşleriyle dolu geceleri, nazarları ve makinaları, kaplan postu desenli mor ve yeşil kaosa çekidüzen verirdi: ölçmek, hesaplamak, alamak, parçası olmak, içine girmek, daha az yoksul ölmek, bu elmas kakmalı anlaşılmazlıkla göğüs göğüse savaşmak, şifresinden bir parça koparmak, en zorlu duruma, tutulma tahminine varsayımın okunu gömmek, o ışıltılı ve düşman at sürüsünün dizginlerini zihnin yumruğunda zaptetmek. (…)
Julio Cortázar
“Gözlemevi”, Çev: Aslı Biçen, Everest Yay., 2017, ss. 18, 37
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
14
2017
“Buradan Geçen Biri” (Julio Cortázar)
“Jiménez’i daha gece çökerken karaya çıkarmışlar, teknenin rıhtıma bu denli yakın olmasının çekincelerini göze almışlardı. Bir ışın gibi usulca kayan ve Jiménez çalıların arasında bir an durup gözlerini çevreye ve tüm duyularını da sıcak havaya ve denizden uzaklaştıkça karadan yükselen uğultuya alıştırırken, yeniden uzaklaşarak gözden yiten bir elektrikli tekne sayesinde başarmışlardı bunu. İki gün önceki sıcak asfalt ile kentin ağır kızartma kokularının, Atlantik lobisindeki saklanamayan dezenfektan kokusunun ve belleklerdeki romu kapamayı amaçlayan acınası bourbon yamalarının yerini, şimdi gergin ve tetikte olmakla birlikte ve neredeyse kendine düşünme fırsatı bile tanımazken, Doğu’nun kokusu, belki de ona hoş geldin diyen gece kuşunun benzersiz seslenişi onu sarıyor, sanki bir büyü gibi sarmalıyordu. (…)” (Julio Cortázar)
Ayşe Nihal Akbulut‘un çevirdiği “Buradan Geçen Biri” başlıklı hikâyenin tam metnine https://oggito.com/julio-cortazar-%E2%80%A2-buradan-gecen-biri-04201728613 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
25
2017
“Cortázar’ın Öykülerine Önsöz” (Jorge Luis Borges)
“(…) Kimse bir Cortázar metninin olay örgüsünü anlatamaz; onun her metni belirli sözcüklerin belirli bir düzende bir araya gelmesinden oluşur. Bunları özetlemeye kalkıştığımızda, nadide bir şeyin kaybolduğunu fark ederiz.” (Jorge Luis Borges)
J. L. Borges’in ‘önsöz’ metninin tamamına https://oggito.com/cortazarin-oykulerine-onsoz-04201728407 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
14
2016
Julio Cortázar’ın zihninden; “Küba Devrimi’nin Başlangıç ‘Buluşma’sı” (Zafer Yalçınpınar)
Son altı ay zarfında yayımlanan çeviri edebiyat eserlerini incelediğimde içerik açısından en etkileyici ve kuvvetli eserlerin Latin Amerika edebiyatı kapsamında yer aldığını görüyorum: “Carlos Maria Dominguez, Kâğıt Ev (Jaguar Yay.)”, “Emiliano Monge, Bakır Gök (Yapı Kredi Yay.)”, “Nicanor Parra, Şiirler-Karşışiirler-Başka Şiirler (Ayrıntı Yay.)” ve “Eduardo Galeano, Kadınlar (Sel Yay.)”. Nisan ayında bu güçlü bileşkeye Julio Cortázar’ın “Buluşma” adlı eseri eklendi. ‘Deli Dolu Kitap’ etiketiyle yayımlanan ‘Buluşma’yı Altuğ Akın dilimize çevirmiş ve Julio Cortázar’ın anlatısındaki sahnelere Enrique Breccia’nın siyah beyaz çizimleri eşlik ediyor. Kitabın baskısı, tasarımı ve içerdiği tarihsel çevrimin özelliği düşünüldüğünde kitabın edebi değeriyle birlikte yüksek bir koleksiyon değeri de taşıdığını ifade etmeliyim.
‘Buluşma’da işlenen tarihsel anlatı, Küba halkının maruz kaldığı diktatör Fulgencio Batista’yı devirmek ve Küba Devrimi’ni ateşlemek için Meksika’dan “Granma” adlı tekneyle yola çıkan seksen iki devrimcinin 2 Aralık 1956 günü Küba’da karaya adım atmalarıyla başlıyor. Küba’ya ulaşan devrimcilerin arasında Ernesto ‘Che’ Guevara da bulunmaktadır. Che’nin ve devrimcilerin amacı, devrimin lideri olan Fidel Castro (kitaptaki kod adıyla Luis) ve Fidel Castro’nun kardeşi Raúl Castro (kitaptaki kod adıyla Pablo) ile buluşarak Sierra Maestra Dağları’nda “26 Temmuz Hareketi” adı altında örgütlenen devrim güçlerine katılmaktır. Guevara’nın içinde bulunduğu grubun tarihsel ‘buluşma’ öncesinde Batista’nın askeri güçleriyle yaşadığı çarpışma, 1959’un Ocak ayına kadar sürecek olan Küba devrim savaşının başlangıç ânlarından biri olarak kabul edilmektedir.
Julio Cortázar, ‘Buluşma’nın anlatısını ‘Ernesto Guevara’nın gözünden biçimlendiriyor. Grubun karaya adım attığı ilk ândan itibaren bataklıkta yaşadığı fiziksel zorluklar ve ilerleyen çatışma ya da gizlenme ânlarındaki hayatı idame güdüsü tüm sahnelerin mihenk noktasını oluşturuyor: Hedefe -buluşma ânına- doğru ilerlenirken ölen devrimcilere ve yaralananların süreksel acılarına rağmen devrim düşüncesinin özgürlüğüyle birlikte işlenen hayatta kalma güdüsü ve bu güdünün grup üzerindeki ruhsal etkisi, yaşamın özünde bulunan ‘umut’ duygusuyla birleşerek anlatının temelini oluşturuyor. Ayrıca, grubun ‘buluşma’ umudunun azaldığı noktalarda ortaya çıkan Latin Amerika’ya özgü ironik diyaloglar ve esprili deyişler birer ‘dengeleyici motif’ olarak Cortázar tarafından anlatıya eklenerek anlatının akışı ve karakterler arasındaki etkileşim güçlendirilmiş.
Anlatının gelişimi, Guevara’nın zihin süzgecinden geçirilerek -Cortázar’ın tüm eserlerinde olduğu gibi- entelektüel ve imgesel bir ‘düşün katmanı’ oluşturuyor. Anlatıyı edebi açıdan güçlü kılan özelliklerden biri de Guevara’nın zihnindeki zaman algısının Cortázar’ın düşünsel yazım tekniğiyle (içe bakış yöntemiyle) ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin Guevara’nın hayatında verdiği en önemli kararı (yani zengin bir doktor olarak burjuva yaşamını sürdürmeyi reddedip devrim hareketine katılmasını) geçmişe dönük olarak irdelenmesinin yolculuk sırasında yaralanan Tinti’nin ölüm ânına denk gelmesi, Julio Cortázar’ın anlatıya kattığı kurgusal başarılardan biridir.
Julio Cortázar’ın dile getirdiği en etkileyici sahne, çatışmaların azaldığı ‘soluklanma ânları’ndan birinde Ernesto Guevara’nın yıldızlı ve berrak geceye karşı ağaç dallarından oluşan bir çizimi, Mozart’ın “Av” adlı bestesiyle özdeşleştirerek anlattığı ândır. Bu sahnede Guevara, devrimin ve Castro’yla buluşmak için ilerleyen grubun içinde bulunduğu zihinsel durumu Mozart tarafından bestelenen “Av” kuartetinin giriş bölümüyle hem imgesel hem de müzikal açıdan -çoklu olarak- özdeşleştirir:
“(…)Mozart ve ağaç bilmese de, biz de kendi meşrebimizce, umutsuz, amatör bir savaşı ona anlam veren, onu meşrulaştıran ve en sonunda zafere taşıyan bir düzene dönüştürmek istedik, ki bu zafer, yılların boğuk av borazanlarının ardından bir melodinin yeniden inşası olabilir; ‘adagio’yu takip eden ‘allegro’ son, aydınlığa kavuşma gibi olabilir.(…)”
Julio Cortázar’ın özenli bir dille okuyucuya sunduğu bu tarihsel anlatının sonunda, devrimciler sayıları yirmiden az kişi olarak Fidel Castro’yla buluşmayı başarmıştır. Buluşma ânının getirdiği coşkulu özgürlük ve umut duygusu Ernesto Guevara’nın ağzından şu tümcelerle ifade edilir:
“(…)Sonunda ona (Castro’ya) bir şey söylemedim ama kuartetin adagio bölümüne geçtiğimizi hissediyordum, birkaç saatlik kırılgan bir ferahlama, fakat şüpheye yer bırakmayan bir geçiş, unutmamamız gereken bir işaret.(…)”
Küba devriminin ruhunu ve dirayetini taşıyan tüm özgül duyguların dile getirildiği ‘Buluşma’ adlı uzun öyküyü herkesin okumasını dileyerek, Julio Cortázar’ın özgün anlatımıyla Küba devriminin başlangıcını oluşturan bu önemli buluşma yolculuğunu (özgürlük için gerçekleşen birlikteliklerin tarihsel kıvılcımını) her okuyucunun içselleştirmesi gerektiğine inanıyorum.
Zafer Yalçınpınar
Aydınlık Kitap, Sayı: 211, 6 Mayıs 2016, s.5
Hamişler:
1/ Yazının ‘pdf’ biçemine https://bit.ly/cortazarbulusma adresinden ulaşabilirsiniz.
2/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
3/ Yalçınpınar’ın inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden, tüm kitaplarına ve özgeçmişine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Bkz:
-John Berger’in Şiirlerindeki Tinsellik
Tam metin pdf: https://bit.ly/johnbergersiirler
Aydınlık Kitap, Sayı: 243, 30 Aralık 2016-Nilgün Marmara’nın Kâğıtları’ndaki İmgelem
Tam metin pdf: https://bit.ly/nilgunmarmarakagitlar
Aydınlık Kitap, Sayı: 241, 9 Aralık 2016-Oktay Rifat’ın Dışarıda Kalan Şiirleri
Tam metin pdf: https://bit.ly/oktayrifatdisarida
Aydınlık Kitap, Sayı: 235, 28 Ekim 2016-Ingeborg Bachmann ve Dil Felsefesi
Tam metin pdf: https://bit.ly/bachmanndilfelsefesi
Aydınlık Kitap, Sayı: 220, 8 Temmuz 2016-“Nicanor Parra’nın ‘Karşışiir’leri”
Tam metin pdf: https://bit.ly/nicanorparrakarsisiir
Aydınlık Kitap, Sayı: 216, 10 Haziran 2016-Werner Herzog’un Bakışının Biçimini Taşıyan Bir Yolculuk
Tam metin pdf: https://bit.ly/herzogbuzdayurur
Aydınlık Kitap, Sayı: 214, 27 Mayıs 2016-Alfred Jarry’den “Günler ve Geceler” Ötesi Tinsellik
Tam metin pdf: https://bit.ly/alfredjarrygunlergeceler
Aydınlık Kitap, Sayı: 202, 4 Mart 2016-MŞŞ’nin ‘Yalnızlık Çölü’nde; “Sayıklayanlar”
Tam metin: https://evvel.org/m-s-s-nin-yalnizlik-colunde-sayiklayanlar-z-yalcinpinar-aydinlik-kitap-2682016
Aydınlık Kitap, Sayı: 226, 26 Ağustos 2016-ECE AYHAN ile ‘KARA GERÇEK’
Tam metin: https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/eceayhanilekaragercek.jpg
Aydınlık Kitap, Sayı: 195, 15 Ocak 2016
20
2016
“Yıldızlı, berrak geceye karşı ağaç dallarından oluşan çizimi izlemek…” (Julio Cortázar)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan ‘Julio Cortazar’ başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
14
2015
“Paskalya Adası’nda Aynaların İşleyişi” (Julio Cortázar)
“Paskalya Adası’nın batısına bir ayna konulduğunda, geri kalıyordu. Paskalya Adası’nın doğusuna bir ayna konulduğunda, ileri gidiyordu.”
Bülent Kale’nin çevirdiği “Paskalya Adası’nda Aynaların İşleyişi” adlı kısa öykünün tam metnine https://newalaqasaba.wordpress.com/2015/07/05/julio-cortazar-bir-kisa-oyku/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortazar” başlıklı ilgilerin tümü https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinde yer alıyor.
17
2014
Cortázar’dan “bir aşk, bir yol, bir not…”
Cortázar’dan bir aşk, bir yol, bir not… Sıkı çevirmen Bülent Kale, “newalaqasaba” adlı sıkı mekânında paylaşmış: https://newalaqasaba.wordpress.com/2014/11/17/cortazar-100-yasinda-bir-ask-bir-yol-bir-not/
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
21
2014
“İlerleme ve Gerileme” (Julio Cortázar)
“Sineklerin de geçebildiği bir cam icat etmişlerdi. Sinek geliyordu, camı başıyla azıcık ittiriyordu ve hop, öbür taraftaydı. Sinek nasıl mutlu ama. Ancak bu mutluluk, bir Macar bilginin çok lifli olan bu camın esnek lif yapılarındaki bilmem ne karın ağrısı özellik nedeniyle sineklerin girebildiğini ama çıkamadığını ya da tam tersinin olduğunu keşfetmesiyle yerle bir oldu. Bunun üzerine hemen aynı camdan içinde şekerli bir bölge olan bir sinek tuzağı icat ettiler, sinekler orada umutsuzluk içinde ölüyorlardı. İşte bu icatla beraber çok daha iyi bir kaderi hak eden bu hayvanlarla kardeşçe bir yaşam sürme ihtimalimiz tamamen ortadan kalktı.”
Julio Cortázar
Çev: Bülent Kale
Bkz: https://newalaqasaba.wordpress.com/2014/09/19/cortazar-100-yasinda-bir-oyku/
Ayrıca bkz: https://newalaqasaba.wordpress.com/2014/08/26/cortazar-100-yasinda-cocukluk-kisisel-hayat-edebiyat/
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
01
2014
2014: Julio Cortázar Yılı
Julio Cortázar
*
Sıkı çevirmen Bülent Kale, newalaqasaba adlı mekânı kapsamında Cortázar’dan bir şiir çevirerek hatırlatıyor: 2014, Julio Cortázar’ın doğumunun yüzüncü, ölümünün otuzuncu yılı…
(…)
Kaşından seviyorum seni, saçının telinden, seni tartışıyorum
ışık çeşmelerinin oynaştığı bembeyaz koridorlarda,
seni ele alıyorum her isimde, yaranın içinden özenle temizliyorum seni
saçlarına şimşek külleri takıyorum boyuna,
yağmurda uyuyan kurdeleler.(…)
Julio Cortázar
Hamişler:
Bülent Kale’nin şiir çevirisinin tam metni için https://newalaqasaba.wordpress.com/2014/02/27/julio-cortazar-siir/adresini ziyaret edebilirsiniz.
Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
27
2013
Fotoğraf: Julio Cortázar ve Gabriel Garcia Marquez
“Julio Cortázar ve Gabriel Garcia Marquez”
Fotoğraflar, Sara Facio’nun “Julio Cortázar” adlı fotoğraf albümünden alıntılanmıştır. (Sara Facio, 2004, La Azotea, Arjantin Bakısı)
Fotoğraflar, Sara Facio’nun “Julio Cortázar” adlı fotoğraf albümünden alıntılanmıştır. (Sara Facio, 2004, La Azotea, Arjantin Bakısı)
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
27
2013
Julio Cortázar Röportajı (Jason Weiss, 1984)
“Julio Cortázar, Paris’i ilk ziyaretinde…”
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)
*
Julio Cortázar‘la vefatından(1984, Paris) önce gerçekleştirilen önemli röportajlardan biri olan ve The Paris Review dergisinde yer alan röportajın Türkçesi, 26 Ağustos 2013 tarihli soL gazetesi’nde yayımlanmış. 1984’te Jason Weiss tarafından yapılan röportajı Nermin Özdilkural İngilizce’den çevirmiş.
Röportajın soL gazetesi’nde yayımlanan tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/cortazarrop.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
07
2012
Cortázar’dan; şiir ve öykü üstüne…
Şiir Üstüne…
Bir dostum ‘şiirle düzyazıyı harmanlayarak sunmaya dair her türlü plan intihar demektir’ diyor bana ‘çünkü şiirler bir eylem talep ederler, bir yoğunluk, hatta düzyazı karşısındaki zihinsel ilişkiden tümüyle farklı bir yabancılaşma talep ederler; bu yüzden, eğer bunu denersen, okurun her sayfada voltaj değiştirmek zorunda kalacak ve sonunda kabloları yanacaktır.’
Olabilir, ama ben tüm inatçılığımla şiir ve düzyazının birbirlerini karşılıklı olarak güçlendirdiğine ve ne birbirlerinden bir şey eksilttiklerine ne de birbirlerine bir şey eklediklerine inanmayı sürdürüyorum. Arkadaşımın bakış açısını dinleyince, şiiri altında kaideyle ayrıcalıklı bir yere koymayı amaçlayan o ciddiyetten bir kez daha şüpheye düştüm:
O ciddiyet yüzünden günümüz okurlarının çoğu dizelerle yazılan şiirden her gün biraz daha uzaklaşıyorlar ama farklı olarak kendilerine romanlar, öyküler, şarkılar, filmler ve tiyatro oyunlarıyla ulaşan şiiri reddetmiyorlar, bu beni şu düşünceye sevk ediyor: a) şiir o derin geçerliliğinden hiç bir şey kaybetmedi ama b) dizelerle yazılan şiirin biçimsel aristokrasisi (özellikle şairlerin ve editörlerin onu ambalajlama ve sunma biçimi) şiire herkes kadar duyarlı pek çok okuru böylesi bir şiire karşı koymaya, hatta onu reddetmeye itiyor.
Ç.N.: Cortázar’ın 1984 yılında, ölümünden üç ay sonra yayımlanan ‘Salvo el crepúsculo’ adlı kitabından… ‘Alacakaranlık Hariç’ manasına gelen bu ismi Cortázar büyük Japon şair Matsuo Basho’nun şu haikusundan devşirmiş: ‘Kimse geçmiyor / artık bu patikadan / alacakaranlık hariç’
***
Öykü Üstüne…
Öykü, kendine has karakterini anlaşılır hale getirmek için, çoğunlukla çok daha popüler olan ve hakkında pek çok yerleşik tanım yapılan romanla karşılaştırılır. Mesela romanın kağıt üzerinde geliştiği, bu nedenle de romanda ele alınan malzemeden başka bir sınır tanımaksızın okuma zamanı içinde dilediğince geliştiğine vurgu yapılır; oysa öyküde, öykünün sınır çizgileridir hareket noktası, ilk olarak fiziksel bir kısıtlılıktır söz konusu olan, öyle ki Fransa’da bir öykü yirmi sayfayı geçerse artık adı novella olur; öyküyle adamakıllı tanımlanmış roman arasında bir türe dönüşür.
Bu anlamda, roman ve öykü örnekleme olarak sinema ve fotoğrafla karşılaştırılmaya uygundurlar, bir film öncelikle roman tarzında ‘açık bir sıralama’ iken, bir fotoğraf önceden tasarlanmış tutumlu bir sınırlamayı gerektirir; bu kısmen kameranın kapsadığı kısıtlı alan yüzünden böyledir, kısmen de fotoğrafçının bu kısıtlılığı estetik olarak kullanma biçiminden.
Bilmiyorum profesyonel bir fotoğrafçının kendi sanatından bahsedişine hiç tanık oldunuz mu; kendilerini pek çok açıdan bir öykücü gibi ifade etmeleri beni her zaman şaşırtmıştır. Cartier-Bresson ya da Brasai kalitesindeki fotoğrafçılar sanatlarını aleni bir paradoks olarak tanımlarlar: Gerçeğin içinden bir fragmanı kesmek, onu belli sınırlara hapsetmek ama bunu öyle bir şekilde yapmak ki, bu kesilen parça kanat kanat açılarak çok daha geniş bir gerçekliğe nüfuz eden bir patlamaya dönüşsün, kameranın kapsadığı alanı ruhsal olarak aşan dinamik bir bakış açısı olarak hareket etsin.
Sinemada da, tıpkı romandaki gibi, çok geniş ve çok biçimli bir gerçekliğin elde edilmesi, eseri doruk noktasına götüren bir sentezi dışlamadan süreç içinde bir araya getirilen dağınık bileşenlerin gelişimi aracılığıyla başarılırken, kaliteli bir fotoğrafta ya da öyküde tam tersi bir yol izlenir; yani fotoğrafçı ya da öykücü anlamlı bir olay ya da görünüm seçmek ve onunla yetinmek zorundadır, ancak bunlar sadece kendi içlerinde bir değeri olan görünümler değil, seyirci ya da okuyucuda zekayı ve duyarlılığı fotoğraf yahut öyküdeki yazınsal içeriğin ya da görsel anekdotun çok daha ötesine taşıyan bir tür zihinsel açılıma ya da mayalanmaya neden olabilecek nitelikte olaylar ve görünümler olmalıdır.
Boksu çok seven Arjantinli bir yazar, bir keresinde bana şöyle demişti: Etkileyici bir metin ve okur arasında yaşanan bu mücadeleyi roman hep sayıyla kazanır, oysa öykünün bu maçı nakavtla alması gerekir.
Ç.N.: Julio Cortazar’ın 1970 yılında Casa de las Americas dergisinin 10. yıl sayısı için kaleme aldığı “Algunos aspectos del cuento” isimli yazısından bir bölüm.
Çeviren: Bülent Kale
Bkz: https://newalaqasaba.wordpress.com/tag/julio-cortazar/
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
29
2010
Sözcükler düşünceleri yanlarına almazlar.
Düşüncem ile benim aramda dil engel mi oluşturmakta? Hayır. Dilimle arama giren benim düşüncemdir.
Bu yüzden, dil bayrağını gönderde en yukarı çekmekten ve ona tam özerklik kazandırmaktan başka çıkış yolu yoktur. Büyük şairlerde sözcükler düşünceleri yanlarına almaz; zaten sözcükler düşüncelerdir.
Julio Cortazar
Andres Fava’nın Güncesi, Çev: Ayşe Nihal Akbulut, Defne Yay., s.20
29
2010
Cortázar on The Road to South!
Dauphine’deki genç kız başlangıçta saniyeleri saymak için direndiyse de, Peugeot 404’teki mühendis bunda yarar görmüyordu. Herhangi biri kol saatine bakabilirdi, ama sağ bileğe bağlı bir zamandı sanki bu ya da radyonun bip bipi başka bir zamanı ölçüyordu, diyelim ki bir Pazar akşamı Güney Otoyolu’yla Paris’e geri dönme aptallığında bulunmayanların zamanını. Başka bir deyişle Fontainebleau’yu geçer geçmez adım adım ilerleyen sonra da durmak zorunda kalan iki yönde altı sıra (Pazar günleri otoyolun tümüyle başkente dönenlere ayrıldığı herkesçe bilinir) motoru çalıştıran, üç metre ilerleyip duran sağdaki 2CV’deki rahibe solda Dauphine’deki kızla gevezelik eden bir Caravelle’in direksiyonundaki soluk benizli adama dikiz aynasından bakan, bir yandan peynir yerken küçük kızlarıyla şakalaşan 203’teki mutlu çifti alaycı biçimde kıskanan, ya da Peugeot 404’ün önündeki gençlere öfkelenen; hatta duraklamalarda arabadan inip fazla uzaklaşmaksızın etrafı kolaçan eden (…) böylelikle her an saatine bakan genç kızın Dauphine’nin önünde bir Taunus’un hizasına ulaşan, bu eşibulunmaz ortamda en büyük eğlencesi Taunus’un arka koltukları üzerinde oyuncak arabasını özgürce sürmekten ibaret küçük sarışın çocuğun yanındaki iki adamla alaylı, aynı zamanda umutsuz bir iki cümle alışverişi olan ya da biraz daha ilerleyip sanki içinde iki ihtiyarcığın yüzdüğü mor bir banyo küvetini andıran (…) ID Citroen’i bıkkınlıkla seyreden insanlardan maruz kalmadığı zamanı ölçüyordu.
Julio Cortazar
Güney Otoyolu, Çev. Gülin Dalaman, Gendaş Yayınları, 1998, ss.9-10
28
2010
“Clone” ve “Caz” ve “Cortázar”
Julio Cortázar
Julio Cortázar’ın “Clone” adlı öyküsü aklıma geliyor. “Mırıldandığım Öyküler” adlı kitabındaki bu öyküyü Tomris Uyar çevirmişti. Kitabın “Sunuş” bölümünde Tomris Uyar’ın şu cümlesi dikkatimi çekti:
“…Clone’nin yapısını anlamam için müzik ve edebiyat bilgisiyle yardımıma koşan Evin İlyasoğlu’na teşekkür ederim. “
Bir müzik topluluğunun üyeleri arasındaki olayları, diyalogları ve etkileşimleri anlatan bu öykünün bir caz altyapısı olduğuna inanıyorum. (Ayrıca Julio Cortazar’ın amatör caz sanatçısı olduğunu da biliyoruz.)
Aşağıda Cortazar’ın “Clone” adlı öyküsünden kısa iki bölüm bulunmaktadır. İlk bölümde cümlelerin yapısı, uzunluğu, virgüllerin müzikal ölçü aralarındaki “sus”lar gibi kullanılması, tekrarlamalar, çağrışımlı anlatım, (ki tümcelerin açıklanması, armonik yapının bir yan yola yönlenmesi gibi geliyor kulağıma…) bana caz tümcelerini çağrıştırıyor. Bir de ilk paragrafın son cümlesi; bir caz altyapısından bahsediyor, solo çalan müzisyenin arkasındaki diğer iki enstrümanın karmaşık iletişimi gibi…
İkinci bölümde ise topluluğun müzikal bir tartışması anlatılıyor. Burada da kaotik bir caz partisyonu havası var. Diyaloglar aynı paragrafın içinde başka ağızlardan yürüyor. Ve her çalgı (kişi) başka başka şeyler söylüyorlar. Sözlerin sahibi parantezler içerisinde belirtilmiş. Bu parantezler, bir caz konserinde, insanın kulağına kontrbas’ın takılması ya da fark edilmesi gibi bir duygu uyandırıyor içimde. (Zy)
CLONE
(…)
Topluluktaki tek dengeli çiftin hala Franca-Mario çifti olması olağandışıydı doğrusu. Biralarını içerken bir yandan da bir partisyonu tartışan Sandro ile Mario’ya uzaktan bakarken, böyle düşündü Paola, gelip geçici ilişkiler, kısa süreli tatlı flörtler, baştan beri yaygın olmamıştı toplulukta; Karen ile Lucho’nun birlikte geçirdikleri bir-iki hafta sonu (ya da Karen ile Lily’nin, canım Karen’in ne mene olduğunu biliyoruz da Lily, onun ki ya iyiliğinden ya da merakından, acaba nasıl oluyor, Sandro’yu yüzüstü bırakıp, neyse ki sonunda Karen ile Lily de’ hizaya geldiler). Evet evet, tek dengeli çiftin, bu sıfatı hak eden tek çiftin Franca ile Mario oldukları su götürmez, nişan yüzüğü falan takarak, ne gerekiyorsa tamam. Kendisine gelince, bir seferinde Bergamo’da bir otel odasında, perdeler, danteller arasında, nedemekse, kuğu şeklindeki bir yatakta Roberto’yla dizginleri kapıp koyvermişti, sonu gelmeyecek kısa bir mola, şimdi eskisi gibi çok iyi dostlar, iki konser arasında, hatta iki madrigal arasında diyelim, bu tür şeyler işte. Karen ile Lucho, Karen ile Lily, Sandro ile Lily.Hepsi candan dostlar, aslına bakılırsa nedeni başka, turnenin bitiminde, Buenos Aires’te ya da Montevideo’da asıl çiftler bir araya geliyor nasılsa, kanlar, kocalar, yuvalar, köpekler yol gözlüyor, bir dahaki turneye kadar, bir denizcinin yaşamı, hepsi çağdaş insanlar. Ta ki. Çünkü artık bir şey değişti. Ne diyeceğimi bilmiyorum, diye düşündü Paola, bölük pörçük şeyler geliyor aklıma. Hepimiz çok gerginiz. Allah kahretsin. Derken birdenbire, bir partisyon üzerine tartışan Mario ile Sandro’yu başka bir gözle tartarken, ona sanki alttan alta başka bir tartışmayı yürütüyorlar gibi geliyor. Ama,yok canım, onu konuşmuyorlar, orası apaçık. Neresinden baksan tek uyumlu çift Mario ile Franca, kesinlikle.Yine de Mario ile Sandro’nun bunu konuşmadıkları ortada. Belki de alttan alta, hep alttan alta.
(…)
Lily ıle Robeno, iki viskiden sonra aydın gevezeliğine dalan Sandro ile Lucho’yu dinliyorlar, Britten’den, Webem’den konuşuluyor, sonunda yine Venedikli’den, günümüzde artık ‘O voi, troppo felici’ye ağırlık vermek gerek (Sandro) ya da bırakmalı, ezgi, Gesualdo’nun olanca gizemiyle aksın (Lucho). Evet, yoo hayır, bak şöyle usta, ilgi çekici karşılıklı vuruşlarla bir pinpon maçı, iğneleyici yanıtlar. Provada görürsünüz (Sandro),bakarsın iyi bir sınavolmaz (Lucho), nedenini söyler isin, Lucho’nun da canına tak dedi, Roberto ile Lily’nin dillerinin ucuna gelenleri söylemek üzere ağzını açacak, tam o sırada Roberto’nun araya girmesi, Lucho’yu tatlılıkla susturması iyi ki, birer içki daha içelim mi? Lily, benden evet, öbürleri, sani, bol buzlu olsun.
Julio Cortazar
Mırıldandığım Öyküler, Çev: Tomris Uyar, Can Yayınları,1997, ss.94-95
Julio Cortázar, 1969
Fotoğraflar: Pierre Boulat
28
2010
Yazarlar ve Caz
Julio Cortázar, trompet çalarken…
*
Nisan Dergisi’nin 1984’te yayımlanan ilk sayısındaki “Yazarlar ve Caz” adlı yazıya https://zaferyalcinpinar.com/yazarlarvecaz.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
Michel Contat’ın bir önyazıyla derlediği ve Gila Parisian’ın Türkçeleştirdiği sayfalar arasında Paul Morand’ın, Julio Cortazar’ın, G. Bataille’in, J. Cocteau’nun, James Baldwin’in ve Sartre’ın cazvari metinlerinden çeşitli alıntılar yer alıyor.
06
2010
Mantığın çivilerini ortaya çıkarıyordu, yaylarını, çarklarını.
Bilmeden benim tanığım oldu, dış dünyaya saldığım bir ucum, bir dikiz aynası. (s.26)
(…)
La Sibylle’in açık ve net bir halde, en basit hesabı kitabı hiçe sayması, önemsemeyişi karşısında şaşıp kalıyordu. Onun için olasılık hesapları, analizleri olan şey (parasal kaynak oluşturma girişimlerine güvenmek ya da seçim yapmak gibisine) la Sibylle için ‘yazgı’nın ta kendisi oluyordu. “Ya benimle karşılaşmasaydın?” diye sorduğunda Oliveira, “Bilmem, ama yanımdasın işte burada…” olurdu yanıtı. Soruyu açıklanamaz biçimde sakatlayan yanıt, mantığın çivilerini ortaya çıkarıyordu, yaylarını, çarklarını. (s.48)
(…)
İçinde bulunduğumuz ana iyice, yeniden yerleşmek gerek. (s.118)
Julio Cortazar
“Seksek”, Çeviren: Necla Işık, YKY, 2006, s.48