(…)
Şiir olayı; şiirde olay; şiirde olaylar… Şair için olay; şair için olayın okurda olay olarak sınanması; bu olayın zorunlu kıldığı yanıt; yanıtın kendisinin olay olma olasılığı… Olay: bir “karşılaşma”da yaşamsal bir yeğinlik artışı…
Dağlarca’nın şiiri, doğum an’ında, kendini bir olay şiiri olarak, olaysal bir şiir olarak açığa vuruyor. Olay, burada çoğul bir olgu: olay çokluğu olarak olay. Dolayısıyla bir parçalanma: olay “kapsayan” şiir, parçalıklı bir şiir… Olayın, olayların bir evrenselliği yok: şair için olay, okur için olay olmayabilir; okur için olay, şair için “güçsüz” bir olay olmuş olabilir… Olay, bir tekillik türü; okurun metinle karşılaşmasında en az iki tekillik var: o an’ki şairin tekilliği, o an’ki okurun tekilliği -bağ durumunda, ki bağın kendisi de o an’lık, tekil…
(…)
Ahmet Soysal
“Dağlarca: Başlangıç Olayı”
“Aç Yazı” Dergisi, Sayı:1, Norgunk Yay., Aralık 2014