“İkinci Yeni akımının önemli şairlerinden Turgut Uyar’ın oğlu 60 yaşındaki Bekir Tunga Uyar, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin barınma merkezinde kalıyor…
“Arz-ı Hal”, “Türkiyem”, “Dünyanın En Güzel Arabistan’ı”, “Tütünler Islak”, “Her Pazartesi”, “Divan”, “Göğe Bakma Durağı”, “Toplandılar” “Kayayı Delen İncir”, “Dün Yok mu”, “Büyük Saat” gibi başlıca şiirleriyle tanınan, İkinci Yeni akımının önemli şairlerinden Turgut Uyar’ın 4 çocuğundan biri olan Bekir Tunga Uyar, annesinin 1,5 yıl önce vefat etmesinin ardından Gölcük ilçesinde kirada kaldıkları evden ayrılarak yakınlarının tavsiyesiyle barınma ihtiyacını Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Barınma Merkezi aracılığıyla gidermeye başladı.
Uyar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da reklam sektöründe çalıştığı sırada tanıştığı Sıla Bektaş ile 1976 yılında evlendiğini, evliliğin ilk yıllarında çok mutlu bir yaşam sürdürdüklerini, 1978 yılında kızları Turna’nın dünyaya geldiğini söyledi.
Bir süre sonra anlaşamadıkları için boşandıklarını ve kızları Turna’nın velayetinin boşandığı eşinde kaldığını dile getiren Uyar, Amerika’da ikamet eden kızını yaklaşık 20 yıldır görmediğini bildirdi.
Reklam sektöründe başarılı işler yaptığına, Barış Manço ve yönetmen Osman Sınav gibi ünlü isimlerle çalışma imkanı bulduğuna değinen Uyar, iş hayatından sıkılarak 1999 yılında Kocaeli’nin Gölcük ilçesi Değirmendere Mahallesi’nde kiraladığı evde annesi Yezdan Şener ile yaşamaya başladığını, annesinin 1,5 yıl önce vefat etmesinin ardından yakınlarının tavsiyesiyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Barınma Merkezi’nde kalmaya başladığını kaydetti.
İlk defa böyle bir yerde kaldığı için kendini ilk günler tuhaf hissettiğini ifade eden Uyar, şöyle konuştu:
“Merakla, hayretle etrafıma bakardım. Ama zamanla alışıyor insan, ne kadar yabancılık çekse de… Kaldığım yer de Kocaeli’de çok kozmopolit bir yer. İsteseniz biraraya getiremeyeceğiniz insanlar birlikte yaşıyor. Bu durumun tatlı olan yönleri de acı yönleri de var. Dünyanın acımasızlığının farkına burada varıyorum. Burada her yerden, her çeşitten, kendince her şeyi yaşamış insan tipleri var. Ben de onlardan birisiyim. Şu an yaşamımı burada sürdürmekten memnunum. Çok farklı insanlar, kalıcı bir yer bulunana kadar bir arada ev sıcaklığında yaşatılıyor. Yarın ne getirecek bilmiyoruz, ama delicesine bağlıyız yaşama. Burası ’beni kurtaracak’ diye bakıyorum. Daha batmış değilim, kendimi toparladım zannediyorum. Burada bana çok yardımcı oluyorlar.”
İş yaşamında çeşitli şirketlerde hep prodüksiyon görevlisi olarak çalıştığına değinen Uyar, Osman Sınav ile çalıştığını, sektörün yoğun iş temposu dolayısıyla bir ’istememezlik’ durumunun söz konusu olduğunu, bunun da aile yaşantısını olumsuz etkilediğini ifade etti.
“Reklam sektöründe çalışan insanların manevi olarak doymuş olmaları gerekiyor” diyen Uyar, şöyle devam etti:
“Maddi olarak çok iyi şartları olan, insanı maddi anlamda doyuran bir meslek. Osman Sınav ile ayrıldıktan sonra kısa bir süre 7’den 77’ye adlı televizyon programında Barış Manço ile çalıştım. Bir iki televizyon dizisinde görev aldım. Kocaeli’ye geldiğim zaman zaten sektörle bir ilişkim kalmamıştı. Fizik olarak çok yorgundum. Sektörde zaman kavramı yok. Bir çekim iki gün sürüyorsa iki gün uykusuz kalıyorsunuz. Çok fazla sorumluluk var. Acımasız sektörde görev yaptığım sürece kendimi çok yalnız hissettim. Reklam ve televizyon sektöründe çalışmak isteyen kişiler işlerini sevmeli. Her sabah ’iyi ki iş var’ diyerek işe gitmeli.”
Kızı Turna ile yaklaşık 20 yıldır yüz yüze görüşemediğini, yeniden görüşme gibi bir çabası da olmadığını kaydeden Uyar, “İnsan zamanla her şeye alışıyor. Araya zaman girdikçe insan unutuyor zaten. Alıştım, ’böyleymiş’ diyorum, böyle gidiyor. Mutlu olsunlar bana yeter. 3 yaşında bir torunum da var, adı Clea. Bende fotoğrafları var, hırçın bir kıza benziyor. ’Clea’ Latince ’hırçın kız’ anlamına geliyor zaten” dedi.”