Dr. Erdoğan Kul’un “verili edebiyat ortamımız” üzerine yazdığı yazıya https://zaferyalcinpinar.com/edebiyatortamimiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
15
2008
S Gazetesi (gaSte): “Evler vardı Zaman’ın altında kaldılar!”
“S” Şehir Gazetesi’nin (eski adıyla gaSte’nin) Nisan 2008 tarihli 112. sayısında yer alan “Evler vardı Zaman’ın Altında Kaldılar!” başlıklı yazım aşağıdadır:
“EVLER VARDI ZAMAN’IN ALTINDA KALDILAR!”
25 Kasım 2007 tarihli Birgün Gazetesi’nde “İmzacılık Oynamak Yerine Faydalı Bir Şey Yapmak” başlıklı bir yazım yayımlanmıştı. Bu yazıda bazı yazarlar ve şairlerin sahaflarda, hurdacılarda ve eskicilerde bulduğum “ithaflı, imzalı kitapları”nın yolculuğundan, o garip maceradan -maceranın oluşmasında etkili olan çeşitli güdüleri ve tahminleri de ortaya koyarak- bahsetmiştim. Bu yazı umduğumdan daha fazla bir ilgiyle karşılanmıştı ve çeşitli çevrelerden birçok olumlu ya da olumsuz geribildirim almıştım. Yazıda bahsettiğim yazarların, şairlerin ve ithaf edilen kişilerin hepsi hayattaydı. Bu sefer -okumakta olduğunuz işbu yazıda ise- koleksiyonumda yer alan ancak şu an hayatta bulunmayan tanınmış yazarların ve şairlerin bazı imzalı kitaplarından bahsedeceğim.
Sahaf Celal Gözütok’un bana Eylül 2007’de “düğün hediyesi” olarak verdiği bir imzalı kitap, bahsedeceklerimin içinde en ilginç olanıdır; Kemal Tahir, “Rahmet Yolları Kestiğinde” adlı romanını Yahya Kemal’e ithafen 4.10.1957 tarihinde “Üstat şairimiz Yahya Kemal’e derin saygılarımla…” şeklinde imzalamıştır. İşin ilginç tarafı ise kitabın sadece ilk sekiz sayfasının açılmış, forması kesilmiş olması ve geriye kalan formaların ise matbaadan çıktığı gibi hiç açılmamış, kesilmemiş olmasıdır. Demek ki Yahya Kemal -eğer kitap eline ulaştıysa- Kemal Tahir’in romanını okumamıştır. Bu durum şairlerin -özellikle de Yahya Kemal’in- düzyazıyı sevmediğinin, roman türüne fazlaca önem vermeyişinin ya da bizzat Kemal Tahir’i önemsemeyişinin kanıtıdır.
İstanbul-Kartal’da bir çingenenin, “kışın yakmak üzere” istiflediği kitapların arasından çıkan, Ahmet Muhip Dıranas imzalı bir kitap da oldukça ilginçtir. Dostoyevski’nin bir piyesini türkçeleştiren Dıranas, bu kitabı dönemin İçel milletvekili olan Ferit Celâl Güven’e “Sanatkâr ve politikacı ve idealist dostum ve ağabeyim Ferit Celâl Güven’e…” şeklinde imzalamıştır.
İstanbul-Kaynarca’daki bir hurdacının büyük deposunda bulduğum iki imzalı kitap ise başka bir örnektir: Eski bir merdaneli çamaşır makinesinin içine yığılmış kitapların arasından Can Yücel imzalı “Bir Siyasinin Şiirleri” ile Memet Fuat’ın çevirisini yaptığı ve kendisi tarafından imzalanmış “John Steinbeck-Kasımpatları” çıkmıştır. Can Yücel, “Bir Siyasinin Şiirleri” adlı kitabını “Beyoğlu Ocakbaşı kuruluşuna iç köfte yemek üzre, sevgiler…” ithafıyla imzalamış. Memet Fuat ise “Kasımpatları” çevirisini “Sayın büyüğüm Dr. S. Oğlancı’ya saygılarımla…” şeklinde imzalamıştır. Kayserili hurdacıya bu –değerli- kitapları nerden bulduğunu sorduğumda “Kitaplar Erenköy’deki bir evden çıktı…” cevabını alıyorum. Şaşırıyorum. Erenköy’deki evin sahipleri (ya da mirasçıları) bu kitapları “hurdacı”ya satmak kolaycılığını, değerbilmezliğini niye sergilemişlerdir? “Baştan savmak!” Başka da bir şey değil.
Sonuç olarak, tüm bu imzalı kitaplar, gerek bulundukları yer, gerekse bu kitapları buluş biçimim açısından Oktay Rifat’ın şu ünlü dizesine işaret etmektedir:
“Evler vardı Zaman’ın altında kaldılar!”
Zafer Yalçınpınar
14
2008
Söyleşi: “Eskiden Fakir Yoktu Çünkü Denizde Balık Çoktu!”
Vecdi Çıracıoğlu’yla yaptığımız, 14 Nisan 2008 tarihli Birgün Gazetesi’nde yayımlanan söyleşiye https://zaferyalcinpinar.com/zafersoylesivecdi.html adresinden ulaşabilirsiniz.
10
2008
Kendinizi yoklayın…
“Anlamadım!”. Bize heyecan vermeyen şairleri bu sözle azarlarız. Azarların içinde en ağırı da budur.
(…)
Kendinizi yoklayın. Buna, düşünce, çifte kavrulmuş düşünce, kendini yaşıyor görmek, başkalarını yaşıyor görmek adları verilir.
İç dünya budur.
(…)
Kendi sesinizi, bir davul gibi, kendi karnınıza oturtun. Davul sesine benzemeyen her ses çocukçadır.
(…)
Eleştirmecilerin yazılarını hor görmeyin. Bir yazarın nasıl övüldüğünü, nasıl kötülendiğini onlardan öğrenebilirsiniz ancak. Ama eleştirmecilere sokulmamaya da bakın; iyileri son derece azdır. Eleştirmeciyi eleştirin. On yıl, yirmi yıl geçsin; kişiliğinizi bulun da, ona öyle güvenin.
Max Jacob
Genç Bir Şaire Öğütler, Çeviren: Salâh Birsel, Gim Yayınları
07
2008
Heykel Sergisi: “BELEŞARAP” (Ayşe Ece Altunç)
“BELEŞARAP”
Ayşe Ece Altunç- Heykel Sergisi
19 Nisan – 4 Mayıs 2008
“…boşluktan çaldığınız her hacim, ucunu kapattığınız her sınır bir heykel oluyor. Her gecen gün, her uyandığınız yatak, her sıkıntı,her kadeh, her yol , her rota, her gitme heyecanı, her varma anı bir tanesinin içinde saklı ama hangisi nerde, hangisinin içinde onu bilmiyorum.” (Ayşe Ece Altunç)
Ayrıntı için: https://www.kargart.org
06
2008
Kalem olmak için…
Burası
Yani şu beyaz kağıt
Her şeyi
Buraya topluyorum
Gökler buraya akıyor
Nehirler buraya boşaltıyor kendini
Ağaçlar
Burada soyunuyor
Kalem olmak için
(…)
Hüsniye Sakar
04
2008
Görsel İş: Süpermen Zor Durumda (Zafer Yalçınpınar)
“Süpermen Zor Durumda” – Zafer Yalçınpınar
04
2008
Çarşı pazar işlerinden çok iyi anlar.
(…)Behçet Necatigil’i kalabalık yerlerde, toplantılarda görmek pek mümkün değildir. Ancak sevdiği birkaç arkadaşıyla –pek seyrek olarak- oturup sohbet etmesini, birkaç kadeh içmesini sever. Bütün günlerini öğretmenlik yaptığı okullarda ve evinde çalışmakla geçirir. Çok mükemmel bir baba olduğu için, işi gücü evine bir şeyler taşımaktır. Çarşı Pazar işlerinden çok iyi anlar. Alışverişlerde malın iyisini kötüsünden büyük bir titizlikle ayırt etmesini bilir. Boş zamanlarında, tatil günlerinde kollarını sıvar mutfağa girer, nefis yemekler pişirir. Bir iki defa yaptığımız kır gezintilerinden bilirim, sofra hazırlamakta, salata yapmakta pek mahirdir.(…)
Baki Süha Ediboğlu,
“Bizim Kuşak ve Ötekiler”, Varlık Yayınları, 1968, s.179-180
Hamiş: Behçet Necatigil’in “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü”nün tüm baskılarını inceledim. 1960 yılında yapılan ilk baskısından 1970 yılında yapılan 7. baskısına kadar “Nazım Hikmet Ran” maddesi “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü”nde yer almamıştır. (ZY)
01
2008
Görsel İş: Dave Holland Dengesi (Zafer Yalçınpınar)
Dave Holland Dengesi – Zafer Yalçınpınar