Eki
15
2013
0

Tamer Temel’in ‘Koyu Caz’ Yürüyüşü

Son birkaç gündür, Tamer Temel’in “Bir Kedi Kara” adlı proje albümündeki caz cümlelerini tekrar tekrar dinliyorum. Tamer’in bu albümü için kafamda dolaşan birincil kelime “koyu” oldu. Koyu, sıkı, hakiki bir caz albümü… Yani, albümde “light/hafif” diyebileceğimiz bir konsept ya da türev, ikincil bir caz tavrı yok: “Bir Kedi Kara”da 2010’ların has ya da öz cazı olarak tanımlayabileceğimiz sıkı bir müzikal tavırla karşılaşıyoruz. Bu açıdan bakıldığında tıpkı Ece Ayhan şiirleri gibi -henüz, nihai ânda- anlamlandırması pek de kolay olmayan ve “geleceğe uzanan” bir armonik yapısı var albümün… Sonuçta, albümün geneli için “diminished” tonlarla kurgulanmış diyebiliriz ki ben Ece Ayhan’ın poetikasında da aynı çizgiyi görüyorum: Tamer Temel’in Bir Kedi Kara’sı -hem edebiyatta, hem de diğer sanatsal salınımlar kapsamında- bir sürü örnekten daha tutarlı ve daha “çok” Ece Ayhan kavuşması/buluşması içeriyor, diye düşünüyorum. Ve albümü dinlerken içimde oluşan Ecevari-karaşın hisler, “müziğin poetikası”nı teyit eden bir alan derinliğine yönelerek, ona eklemleniyor…

Albümde Tamer Temel, saksafonuyla dörtlüye liderlik etse de projedeki mihenk enstrümanın -en azından tasarımsal açıdan- “piyano” olduğu seziliyor. Özellikle, albüme ismini veren Bir Kedi Kara’daki(no.3) piyano partisyonları bu durumu açıkça gösteriyor. Zaten en sevdiğim parça da o! Davul ise diğer enstrümanlara göre biraz geri planda kalmış, durmuş, azıcık memurlaşmış gibi.. Bas partisyonlarına baktığımda ayrı ve önemli birer mesele olarak duyumsadığım 7 ve 8 numaralı parçalar, “kontrpuan açısından” çok zekice yazılmış, çözülmüş ve beni diğerlerinden daha çok etkiliyor…

Nihayetinde, Tamer Temel ve dörtlüsünün “kara kedinin caz yürüyüşü” diyebileceğim “koyu” albümünü tüm Ece Ayhan ve cazseverlerin kaçırmaması gerektiğine inanıyorum.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar
15 Ekim 2013

Ayrıca bkz: https://evvel.org/tamer-temelin-bir-kedi-karasi

ba

Tamer Temel: saksafon

Serkan Özyılmaz: piyano
Cem Aksel: davul
Volkan Topakoğlu: kontrbas
Eylül Biçer: gitar
Kenny Wollesen: vibrafon

*

Eki
14
2013
0

Ece Ayhan’dan Arif Damar’a: “…neden böyle direniyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Merhaba!” (10 Ocak 1981)

10 Ocak 81

Kardeşim Arif.

Neden böyle yazıyorum, neden böyle direniyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Merhaba!

Elli gün Ankara’da kaldım ve sonuç başarısızlıktır! 3 Ocak 81 Cumartesi günü Ankara’dan doğru Çanakkale’ye geçebildim işte; baktım cebimde 800 lira kalmış, bunun 750 lirasını otobüse verdim. Ve kısacası Yalova köyüne sığındım bu kara kışta. Buz gibi soğuk ufak oda, kırık camlardan içeri rüzgar giriyor, ben yer yatağındayım giyinik, annem divanda, 38-39 kiloya düşmüş kadın, halsizlikten yere oturunca mutlaka birisinin onu tutup ayağa kaldırması gerekiyor, sanıyorum elli günlük Ankara serüveni bende izler bırakmıştır anlıyorum. Cüneyt Ayral, Cemil Eren, Ergin Günçe bana ufak da olsa bir iş bulabilmek ve Ankara’da tutunabilmek için çabaladılar, olmadı, olmadı. (…)

(…)

Ece Ayhan

Hamişler:

1-Ece Ayhan’ın Arif Damar’a gönderdiği bu önemli mektubun tam metni, Hayâl Dergisi’nin Ekim-Aralık 2013 tarihli 47. sayısında yayımlanmıştır. Önümüzdeki günlerde mektubun tam metnini Evvel Fanzin Ece Ayhan ilgileri kapsamında, burada paylaşacağız.

2-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşılıyor…

Eki
12
2013
0

“Hayâl” Dergisi’nin 47. sayısında edebiyat efemeraları…

Müslüm Çizmeci tarafından yayına hazırlanan “Hayâl” Dergisi’nin “Ekim-Aralık 2013” tarihli 47. sayısından söz etmemek imkânsız… Derginin dosya konusu “Edebiyat ve Mektup” olarak belirlenmiş. Edebiyat efemerasına ilgi duyan araştırıcılar için bu özel sayı bir hazine niteliğinde derlenmiş.

Özellikle, İlhan Berk’in kaleme aldığı bir mektup ve kartpostal ile Ece Ayhan’ın Arif Damar’a(nam-ı diğer Ece Ovalı’ya) yazdığı “inanılmaz derecede önemli” bir mektup benim ilgi-inceleme alanıma giriyor. Kısacası, Hayâl’in 47. sayısını edebiyat efemerası açısından Ocak-Ekim 2013 döneminin en sıkı “olayı” olarak görüyorum.

Kimse kaçırmasın, derim.

Sahicilikle
Zy

hayal47

Eyl
27
2013
0

Ece Ayhan ve Tuncel Kurtiz

ayhancaglar2

Ece Ayhan ve Tuncel Kurtiz
(Ümit Bayazoğlu Arşivi’nden…)

*

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler:
Eyl
14
2013
0

Tamer Temel’in “Bir Kedi Kara” adlı Caz Cümlesi Hakkında…

ba

Tamer Temel‘in “Bir Kedi Kara” adlı caz projesi yayımlandı… Ece Ayhan’ın “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı efsanevi şiir kitabındaki imgelemin -imgesel alan derinliğinin- “haklı çağrışımları” yavaş yavaş ve doğru bağlamlarla sıkı mecralara akıyor. Böylelikle Ece Ayhan’ın imlediği şiirsel alan derinliği “yeniden, yeniden, yeniden” -ve “gördüm, gördüm, gördüm” tümcesiyle birlikte- genişliyor. Birilerinin (sıkı ve sahici bir şairin, Ece’nin!) “60”lı yıllardan günümüze uzanan bir “poetika”yı önceden “sezebilmiş” olması, beni, içinde bulunduğumuz  şu “inanılmaz imkânsız” çevrimsel dönemde çok heyecanlandırıyor. Kısacası, Tamer Temel’in caz projesi, Ece Ayhan’ın poetikasına yönseyecek sahici ve sıkı bir proje! St. Louis çevresinde takılan “Chris King” ve “Poetry Scores” adlı Amerikan şiir taifesinin projeleri (2008: https://evvel.org/ece-ayhan-amerikan-sokaklarinda-da-dolasiyor) ve “Blind Cat Black” adlı zombi filminin Türkiye Gösterimi gibi… (2010: https://zaferyalcinpinar.com/bcbbulten.pdf )

Cazcı Tamer Temel’in “Bir Kedi Kara” adlı “caz projesi albümü”nün tanıtım videosuna https://www.youtube.com/watch?v=uaOIItCLRW4 adresinden ulaşabilirsiniz.

Sahicilikle
Zy

Tamer Temel: saksafon
Serkan Özyılmaz: piyano
Cem Aksel: davul
Volkan Topakoğlu: kontrbas
Eylül Biçer: gitar
Kenny Wollesen: vibrafon

*

1. Hamiş: Her şeyden ayrı olarak; Cem Aksel’in albümdeki davul cümleleriyle özel olarak ilgileniyorum… 2007’de yazdığım ve “Meydansız” adlı kitabımda yer alan şu şiir nedeniyle;


“Ece Ayhan” için bir davul cümlesi


Hi-Hat, Trampet ya da “Gece”:

mürekkep gece denizine bakarak
kolaçan ediyor geceyi dümdüz
bakışsız bir kedidir kara gece
ve ece
havada karada denizde…
-sus-
iki gece yüz yüze


Cowbell ya da “Ecel”:

ecel ecel ecel
-sus-
yüksek ecel kaldırımdan ecel zarlarını ecel atar ecel adımını
ecel adını ecel sarkıtıp ecel Karaköy’de ecel tutar ecel zarları
-sus-
düşeş gelir ecel


Alto Tom;

ya da atak
“geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk”


Ziller ya da “Biz”:

“korkuturuz
bizzzzz bir şairi şiir yazsın için ölümle
korkuturuz”


Tom tom:

“dom!”

 

27 Ocak 2007 – Erenköyü
Zafer Yalçınpınar

 

2. Hamiş: Tamer Temel’in albümünü E V V E L’e haber veren -kardeşim- Barış Yarsel‘e çok teşekkür ederim.

3. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, “Caz” başlıklı ilgilerin tümüne ise https://evvel.org/ilgi/caz-cumlesi adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
02
2013
0

Buluntu: Ece Ayhan’ın Yayımlanmamış İki Kısa Öyküsü; “Dışarsı ve İçersi” ile “Büyük Şehre Giden Adam”

 

Gece, duvarlarda saatler çalışır. Kapılardan biri açılır, dışardaki adamlardan biri içeriye girer. (…)

Ece Ayhan’ın “Dışarsı ve İçersi” adlı öyküsünden…

 

Sıkı araştırıcı Tunç Tayanç, Notos Dergisi’nin Ağustos-Eylül 2013 tarihli 41. sayısında Ece Ayhan’dan iki kısa öykü buluntulamış… “Dışarsı ve İçersi” ile “Büyük Şehre Giden Adam” adlı bu öykülere Ara Güler tarafından fotoğraflanmış -ve daha önce hiç görmediğim- bir Ece Ayhan portresi eşlik ediyor. Kısa öyküler “Aslan-Göksel Ebiri” arşivinden çıkarılmış… (Zy)

Tunç Tayanç’a Özel Hamiş:  Başka kuytu yerlerde başka kısa öyküler var mıdır, çıkar mı gün ışığına, bilemem. Ancak, 20-30 adet yayımlanmamış şiirden bahsedildiğini biliyorum. Bir de, Morötesi Requiem’in devamından (ya da bu kitaba alınmayan/dışarda kalan parçalardan) oluşan “Yaşasın Kötülük ve de Ötesi”nin varlığından eminim artık: İzmir’de bir yerlerde o defterler… (Bkz: https://evvel.org/bana-alti-lira-fazla-verdiniz-ece-ayhan) Aslında, şu adresteki (bkz: https://evvel.org/beyoglunda-lise-ogrencisi-ece-ayhan-ve-arkadaslari-1952) fotoğrafta görünen üçlü çok önemli: “Ece Ayhan – Aslan Ebiri – Erdoğan Kalyoncu“. YKY şiir şebekesi ne demek istediğimi anlamıştır.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://bit.ly/eceindeks adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
22
2013
0

Ece Ayhan ve Leyla Erbil: “Öbür Dünyada Devam Eden Hesaplaşma”

28 Şubat 2003 tarihli Hürriyet Gazetesi Haberi…
Bkz: https://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/02/28/254896.asp

“Şair Ece Ayhan’ın ölmeden önce yazdığı bir yazıda, yazar Leyla Erbil’le ilgili söylediklerine, Erbil, ocak ayında yayın hayatına başlayan Geceyazısı dergisinde cevap verdi. İki edebiyatçının kavgası, böylece öbür dünyaya kadar uzanan ilk edebiyatçı hesaplaşması oldu.

Geçen yıl ölen ünlü şair Ece Ayhan ile yazar Leyla Erbil‘in arasındaki polemik, Ece Ayhan‘ın ölümünden sonra da devam ediyor. Ece Ayhan‘ın ölmeden önce Kitap-lık dergisinin Temmuz-Ağustos 2001 tarihli 48. sayısında yazdığı bir yazıda, isim vermeden, ‘‘Rusya’ya kaçakçılık yaparak zenginleşen bir taka sahibinin kızı olan bu tuhaf kadın’’ şeklinde tanımlamasına Leyla Erbil Ocak ayında yayın hayatına başlayan Geceyazısı dergisinde cevap verdi. Erbil, Bir Kötülük Denemesi adını verdiği yazısında Tanrıçay olarak andığı Ece Ayhan’ın çevresindekileri nasıl tehdit edip onlara nasıl kötülükler yaptığını anlattı.

ERBİL’İ KIZDIRAN YAZI

İki ünlü edebiyatçının kavgalarının başlangıcı; Ece Ayhan‘ın, ‘Nurullah Ataç ya da Ata Beylerden ve Talihsiz Bir Şiir Sahtekarı’ başlıklı yazısında isim vermeden Leyla Erbil‘den şu şekilde söz etmesiyle başlamıştı: ‘‘Yine aynı tarihlerde Fikret Ürgüp elindeki dergiyle, Levent’te, gençliğinde bir ara Midillili olmuş ve Sait Faik’ten iğrendiği halde, ölünce Sait Faik’in son sevgilisi olduğunu ileri süren bir kadına giderek ‘Ben bir şair keşfettim’ diyor. Rusya’ya kaçakçılık yaparak zenginleşen bir taka sahibinin kızı olan bu tuhaf kadın Yeni Dergi’yi görünce ‘Aaa bu eski şair yahu!’ diyor.’’

12 Temmuz 2002’de hayata veda eden Ece Ayhan‘la hesaplaşmasını Geceyazısı’nda sürdüren Leyla Erbil, ünlü şairin nasıl dengesiz davrandığını, çevresindekilerin yardımlarıyla yaşamasına rağmen onlara nasıl kötülük yapıp cezanlandırdığını Bir Kötülük Denemesi adını verdiği yazısında anlatıyor. Erbil, yazısında Tanrıçay olarak andığı Ece Ayhan’ın bir gün kendisini ziyarete geldiğini, belindeki silahı sehpanın üzerine koyarak konuşmaya başlaması üzerine, sakin edici bir çayla onu etkisiz hale getirdiğini de söylüyor.

LEYLA ERBİL’İN YAZISINDAN

Ajan, keçi sakallı iblis!

‘‘Üstelik Tanrıçay’ın öyle kişilik bozukluklarına, çirkinliklerine tanık olmuştum ki, şiiri de gözümden düşmüştü. Gene üstelik şiirlerine öyle pek bayılanlardan değildim. Son ziyaretinde, onu övemememin sıkıntısıyla ama şiirine de haksızlık etmemek için bir öykü uyduruverdim. Kendimin söylemediğini bir başkasına söylettim: artık yaşamayan bir şair arkadaşımıza. Güya arkadaşım, bir gün bir şiiriyle koşa koşa gelmiş, bak yeni bir şiiriyle koşa koşa gelmiş, bak yeni bir şair keşfettim, müthiş! demişti, Tanrıçay için. Çok sevindi Tanrıçay, açık açık sevindi. (…)

Hem Fikret de Levent’teki eve gelip, senin için, ‘Bak çok iyi bir şair keşfettim’ falan dememişti o gün; ben seni o zamanlar insan sanıyordum, biraz mutlu olabilmeni, yatışmanı sağlamak için uydurdum o hikayeyi hahahay! Sevsinler! Ayol Fikret’in kendinden haberi yoktu ki başkasını keşfetsin. O Benli Belkıs’ı keşfetmişti son son! (…) Devlet misin sen ulan, seyyar ceza sömürgesi gibi gezinip durdun aramızda, kimsin sen, mit misin? Ajan provakatör! Utanmadın mı onca adamı süründürmeye devletin mahkemelerinde? Anarşistmiş, devlete ve tüm kurumlarına karşıymış! Hahahay. Gülerler adama… Öyleyse kimi kime şikayet ediyordun, ne arıyordun devlet kapılarında, kimleri dava ediyordun devlete ha! Haksız olduğunu bile bile yaptın bunları keçi sakallı iblis! Ben, Osman’ın, Cavit’in, Can’ın, Günay’ın, İbrahim’in, Cem’in, sana yardım edenlerin yanındaydım hep, musibetsiz mendebur, inadına sana da başkalarına da yardıma devam edeceğiz, inadına haberin de yokmuş yardım edildiğinin!… Altı yerde mahkemeye verdin Osman’ı, bezdirdin, insanları, bıktırdın!’ “

28 Şubat 2003, Hürriyet Gazetesi

***

4 Haziran 2009, Radikal Gazetesi, Necmiye Alpay
Bkz: https://www.radikal.com.tr/yazarlar/necmiye_alpay/iki_buyuk_etikci-939065

İkisi de 1931 yılında doğdular. İkisinin de ilk öyküleri 1956 yılında yayımlandı.
İlk kitapları 1959’da çıktı ikisinin de.
1968’de birinin ikinci, diğerinin üçüncü kitabı yayımlandı.
Ondan sonra ayrı yıllarda kitap yayımladıkları olduysa da, 1977’de ve 1997’de aynı yıla denk geldi yeni kitapları.
İkisi de edebiyatta, Arif Damar’ın deyişiyle bir “külliyen ret” anlayışında oldular. “Gelenekten yararlanmak” şöyle dursun, her tür “gelenek”ten devrim niteliğinde bir kopuşla ayrılmayı önemsediler; “gelenek”ten ancak kopulacak bir köhnelik olması yönünden yararlandılar. Bu tavrı dünya edebiyatında “modernist” başlığı altına yerleştirebiliriz, ama başka hiç kimsenin Ece Ayhan olmadığını ve başka hiç kimsenin Leylâ Erbil olmadığını, olamayacağını bilerek.
İkisinin de dilde retçiliği, daha geniş bir etik anlayışın bileşenidir: Diğer alanlar gibi dilin de altını üstüne getirebilmek için.
İkisi de eksiltili yazmıştır. Ece Ayhan çok daha eksiltili bir dil kullanıyorsa, bunun nedeni onun projektörlerini tarihe çevirmiş olmasıdır. Burada tarihten kasıt, toplumsal tarih ve bireylerin tarihidir. Uzun anlatı olarak değil, noktasal veri olarak tarih. Ece Ayhan, kendi seçtiği bireylerin tarihlerine noktasal projektörler tutup o noktaları bir araya getirerek yazmıştır şiirini. Değneğini yalnızca her tür verili tarihin dışladığı bazı gerçek kişi ve olgulara, ‘dünyanın lanetlileri’ne, ‘hayatın arka bahçesi’ne değdirdiğini, bu değmeleri ise herkesin anlayıp rahata ereceği bir bütün içinde dile getirmeyi reddettiğini söyleyebiliriz. Ece Ayhan’ın şiirlerini biçimlendiren bakış açısı ve etik anlayış budur.
Leyla Erbil ise, bir kurmaca dolayımıyla, doğrudan insan ilişkilerindeki ikiyüzlülüğe odaklanır. Bunu yaparken hem ikili ve çoklu, hem de tekil insan ruhu içindeki çelişkili ve çatışmalı yaşantıları sorunsallaştırır. Bütün bunları ‘kadın bakış açısı’ndan görmeyi önemsemesi ile de Ece Ayhan’dan ayrılır. Ece Ayhan’da dolaysız ve dışsal bir biçimde tarihsel olan bakış açısı, Leylâ Erbil’de dolayımlı, içsel ve günceldir.
Bir belirleyici özelliği daha vardır Leylâ Erbil’i farklılaştıran: Dönüşlülüğü; zihnin kendine de bakması. Sinemada Nuri Bilge Ceylan’la, özellikle onun “Uzak” adlı filmiyle ortaklaşır bu yönden. Her ikisinde de, eleştirilen birincil hedef kadar, eleştiren anlatıcı da hedeftedir.
Leylâ Erbil’in ‘Bir Kötülük Denemesi’, Ocak 2003 tarihli geceyazısı dergisinde yayımlanmıştı, Ece Ayhan’ın ölümünden kısa bir süre sonra. Metin hızla okundu, heyecanlanıldı ve güncellikle arasındaki mesafeyi algılamakta güçlük çekildi. Metindeki şair Tanrıçay’ı Ece Ayhan olarak okumamak olanaksızdı. Metinde anlatılanlar da, Ece Ayhan’ı kişi olarak yakından bilen herkese fazlasıyla tanıdık ve gerçek gelmişti. Gelgelelim, yazarak tarihe geçirmek doğru muydu acaba bütün bunları? Ece Ayhan daha yeni ölmüştü, neden sağlığında söylenmeyenler arkasından yazılıyordu? Bunlar düşünüldü, konuşuldu, ama yazılmadı. Kimsenin heyecanı, metni iyi okuyacak ve üstüne yazacak kadar yatışmamıştı. Kişisel olarak, o ilk okumada ‘Bir Kötülük Denemesi’nin başlığını “Kötülük Üstüne Bir Deneme” gibi anlamış olmadığımdan bile emin değilim.
Sorulacak soru şuydu sanıyorum: Araçsallaştırmış mıydı Erbil, edebiyatın sunduğu olanakları? Kim olduğunu edebiyatla ilgilenen herkesin anlayacağı birini sanık sandalyesine oturtup mahkûm etmekle edebiyatı bir tür intikam aracına dönüştürmüş olmuyor muydu?
Şimdi araya zaman girdikten sonra, şunları söylemek gereğini duyuyorum: Onların ikisinin de edebiyatları, Erbil’in “Bir Kötülük Denemesi”nde giriştiği sorunsallaştırmayı vazgeçilmez ve kaçınılmaz kılıyordu. Leylâ Erbil bu denemede üç şeyi birden sorunsallaştırıyor: 1) Tanrıçay karakterinin tutum ve davranışlarını, çevresiyle olan ilişkilerini; 2) Anlatıcının tutum ve davranışlarını; bir okuru ve arkadaşı olarak Tanrıçay’la olan ilişkisini; 3) Gündelik yaşamda etik açıdan çelişkili ve aşağı düzeylerde gezen birinin yarattığı edebiyatın, değerinden kaybedip kaybetmeyeceğini; edebiyat yapıtının, yaratıcısından bu kadar kopuk düşünülüp düşünülemeyeceğini… Bu sorgulamalar, ilgili güncelliklerden haberdar olanlar kadar, olmayanlar için de temel önemdeydi.
Tanrıçay gerçekten de Ece Ayhan mıdır bu durumda? Sanıyorum, “Bir Kötülük Denemesi”ni bir Ece Ayhan eleştirisi gibi okumak, olabilecek en ilkel edebiyat okumalarından biridir. Her şey bir yana, metnin her uğrağında, gerçeklik ile anlatılanlar arasında ince bir pay, bir aralık bırakılmıştır. İkinci sayfada yer alan “ulusça seferber olmuş, tüm varlığımızı cömertçe aktarıyorduk Tanrıçay’a” cümlesindeki ve daha sonraki abartılar başta olmak üzere, dolayımı açıkça belli eden bir tekniğe başvurulmuştur. O pay, metni etik bir sorgulamaya dönüştürmüştür, çünkü aynı pay, Tanrıçay kadar, anlatıcı için de geçerlidir. Anlatıcının Tanrıçay’a yaptıklarının, çay içirme sahnesindeki söz ve davranışların, Erbil’e ait olmadığını biliyoruz. Böyle bir aidiyeti metnin iç mantığı reddetmektedir. Erbil, güncellikte yaşanması anlatıcının zihni dahil zihinlerden geçmiş olabilecek “kötülük”leri en küçük  kırıntısına kadar, deyim yerindeyse bir etik aktivisti olarak sergilemenin, sergileyerek sorunsallaştırmanın bir yordamını arayıp bulmuştur: Metindeki Tanrıçay konusunda ne kadar acımasızsa, “‘ben’ anlatıcı” konusunda da o kadar acımasızdır. Bütün kötü okuma risklerini, “‘ben’ anlatımı” yoluyla üstlenmiştir.
Kötü okuma riskleri büyük ölçüde gerçek oldu. Kimse yazmadı dedim ama, sonradan öğreniyorum: Hürriyet gazetesi yazmış o zaman. Bulup okudum: Okuma sınavında sınıfta kalmaktan öte bir şey Hürriyet’inki; ibretlik bir paparazi olayı. Metnin bütün dolayımını sıfıra indirip edebiyatı hiçe sayan bir yazı. Görebildiğim kadarıyla, imzasız.
Evet, yazarının niyetinden bağımsız olarak, hem bir okuma sınavı, hem de edebiyatın sınırlarına yöneltilmiş bir meydan okumadır “Bir Kötülük Denemesi”. Erbil’in, metni sonradan, 2005’te yayımlanan “Üç Başlı Ejderha” adlı novellasına yerleştirmesi, ilk çeşitlemesinin bütün açılardan taşıdığı özgün önemi daha da artırmıştır. Boşuna “differance” demiyordu adam.

4 Haziran 2009, Radikal Gazetesi, Necmiye Alpay

Tem
16
2013
0

“Ece Ayhan ve İsyan” Başlıklı Forum 20 Temmuz’da Çanakkale’de Gerçekleştirildi.

 

Bkz: https://www.canakkaleicinde.com/ece-ayhan-ve-isyan-temali-forum
-canakkale-halk-bahcesinde-gerceklesti.html

*

    ea-isyan-2013-k

Halk Bahçesi / Çanakkale
20 Temmuz 2013 Saat 18:30

Facebook Etkinlik:
https://www.facebook.com/events/218520854964974/

İktidarın dışında ve karşısında sipsivil bir şair ve etikçi olan Ece Ayhan’ın ana ve mezar kenti Çanakkale’de onun düşünsel mirası etrafında kendisinin deyimiyle ne ‘marj’a, ne ‘birey’e, ne ‘ütopya’ya yer ve zaman bırakılmayan, esas duruşun mülkün temeli olduğu bu kurulu düzende bu kez Gezi’yi, direnişi, isyanı, hal ve gidişi, Ece Ayhan’ın şiirlerinde, düz yazılarında itiraz, red, karşı çıkma, başkaldırı ve isyan temalarını, tüm bunlarla birlikte kendi deneyimlerimizi, düşüncelerimizi, farklı hayat önermelerimizi konuşmak, tartışmak ve paylaşmak için 20 Temmuz Cumartesi günü saat: 18:30’da Halk Bahçesi’nde yan yana geliyoruz. Bu açık davetle katkı sunmak isteyen herkesin katılımını bekliyoruz.

Ece Ayhan Sivil Girişimi
Çanakkale, Temmuz 2013

Tem
13
2013
0

Etkinlik: “Ece Ayhan için…” (14 Temmuz 2013 Pazar)

*

” ECE AYHAN İÇİN… “
14 Temmuz 2013, 17.00
Koço’nun önü, Moda Sahili KADIKÖY

Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/162827660567589

*

Önemli Adresler:
1- https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html
2- https://bit.ly/eceayhanadasi
3- https://bit.ly/eceindeks

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
12
2013
0

“Erkek ölümden konuşuyoruz yeni ormanlardan”

“Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir”

(…) Yaptıklarımı, ettiklerimi savunmuyorum burada; düşüncemin “iktidar”a geçmesini istemedim hiçbir zaman çünkü. Yalnızca, “şiir”in öyle kitaplarda, kitaplarınızda yazıldığı gibi olmadığı, doğrusu olamayacağıdır (…) “Son biçim”ini alıp almadığını anlamak sorununa gelince, şiirin, buna neden “son öz” denmemiş olduğunu da düşünüyorum, izin verin de bir kömürün bir elmasa dönüşmüş olduğunu artık anlayalım! Bir şiir kıpırdanıyorsa, deviniyorsa sonra ermiş demektir; sözgelimi herhangi bir şey eksikse kıpırdanmaz! Ustalar şunu çok iyi anlayacaklardır; şiir tam bir avadanlıktır, tarihsel bir avadanlıktır! (…)
Tekin değildir şiir pek, iyi gözle bakılmaz ona, taş atar durup durduğu yerde çok dalgalara; çünkü şiir, bir yerde, gerçeğin de yedilmesidir; yani, ortaya konuşuyorum, şiir gerçeği yeder.
İşte böylesi bir olumsuz yeri vardır şiirin toplumlarda. Sonuçlayarak diyebilirim ki, bir toplumda yeri olmayışı onun yeridir. (…)

ECE AYHAN

ÖNEMLİ KAYNAKLAR:

1- Ece Ayhan İlgileri İndeksi 2007-2013: https://bit.ly/eceindeks

2- 2012 Sularında; Ece Ayhan Çağlar Adası(Zafer Yalçınpınar)

3- Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

*

12 TEMMUZ 2012 ile 12 TEMMUZ 2013 TARİHLERİ ARASINDA
E V V E L FANZİN KAPSAMINDA YAYIMLANAN “ECE AYHAN”
BAŞLIKLI İLGİ ve BULUNTULAR:

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi için Kısa Notlar: “Ece Ayhan, Agop Arad…”
Şiir Sokakta!
eceayhantarihinsancısıdır
Nilgün Marmara’ya ithafen “Çok Eski Adıyladır”
Meydan Larousse’da…
Dışlanacağımı biliyordum! (Ece Ayhan, 1992)
Ece Ayhan Çanakkale Buluşmaları 2012:
“Şiir ve Sinema” (1 Aralık 2012)

“Bana altı lira fazla verdiniz!” (Ece Ayhan)
Beyoğlu’nda; lise öğrencisi Ece Ayhan…(1952)
Buluntu: Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir (Ece Ayhan)
Buluntu: “Çok Eski Adıyladır” ve Ece Ayhan’ın Dipnotları, Çağrışımları, Açıklamaları, Tashihleri
“Ece, atılmış durumda. Büyük bir şair, biliyorsun. Buna dayanamıyorum.” (İlhan Berk)

*

*

” ECE AYHAN İÇİN… “
14 Temmuz 2013, 17.00
Koço’nun önü, Moda Sahili KADIKÖY

Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/162827660567589

*

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor.

Tem
04
2013
0

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi için Kısa Notlar: “Ece Ayhan, Agop Arad…”

7 Temmuz 2013 Pazar Günü, Beyoğlu Rixos Pera Oteli’nde gerçekleştirilecek olan özel müzayedeyi, imzalı kitap ve edebiyat efemerası kapsamında -biraz da heyecan içerisinde- düşündüğümüzde son senelerin en önemli ve en sıkı kitap müzayedesiyle karşılaştığımızı söyleyebiliriz; 2008 yılında vefat eden felsefeci-sahaf Arslan Kaynardağ‘ın koleksiyonundan eserlerin satışa sunulacağı bu müzayedeyi, imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârları açısından, daha önceki yıllarda -belki de bir on yıl kadar olmuştur- gerçekleşen Kemal Sülker Koleksiyonu Müzayedesi’ne benzer bir kuvvette, içeriksel açıdan son derece heyecan verici, aydınlatıcı ve sahaflık mesleği için de çok özel bir devinim olarak görüyorum. Müzayedenin beni özellikle ilgilendiren en değerli kısmı müzayede listesinde “Nadir İmzalar” başlığıyla ifade edilmiş.
(Bkz: https://www.buyukpazarmezati.com/index.php?sayfa=mezat-listesi&arama=Nadir İmzalar)  Bu başlığın altında Ahmet Haşim’den, Süleyman Nazif’ten, Halide Edip Adıvar’dan, İsmail Hakkı Baltacıoğlu’ndan, S. E. Siyavuşgil’den, Orhan Veli’den, Sait Faik’ten, Halikarnas Balıkçısı’ndan, A. Şinasi Hisar’dan, Sabahattin Ali’den, Orhan Kemal’den, Oğuz Atay’a, Onat Kutlar’a, Edip Cansever’e, Özdemir Asaf’a, İlhan Berk ve Ece Ayhan’a kadar inanılmaz derece önemli imzalar ve efemeralar bulunuyor… Şüphesiz, her imzalı kitap ve edebiyat efemerası heveskârı Arslan Kaynardağ’ın koleksiyonunda farklı farkılı, başka başka önem ve ilgiler bütünü bulacaktır, ancak, benim inceleme ve araştırmalarım için İlhan Berk ile Ece Ayhan’ın imzalı kitapları her açıdan çok değerli… Zaten pek bilinmez -daha doğrusu bilen bilir- ama, Arslan Kaynardağ 1979 yılında Ece Ayhan‘la çok ilginç bir konuşma-söyleşi gerçekleştirmiştir. Daha önce (Ekim 2010’da) bu söyleşiyi E V V E L fanzin ilgileri/buluntuları kapsamında yayımlamıştık. (Bkz: https://evvel.org/1979da-ece-ayhanla-soylesmek-arslan-kaynardag)

ecekaynardag

Ayrıca, müzayedede Arslan Kaynardağ’a ithafen imzalanan kitapların yanısıra efsanevi Yeditepe Dergisi ve Yayınevi için kuruluşundan itibaren resim-grafik tasarım çalışmaları yürütmüş olan ressam-grafiker Agop Arad‘a ithaflı kitaplar, edebiyat tarihimiz ile edebiyatın oluşturduğu dostlukları anlamak adına çoklu ve bütünsel bir önem arz ediyor. A. Arad’a ithafen imzalı eserlerin içerisinde Sait Faik imzaları son derece derinlikli ve etkileyici…

saitkaynardag

Uzun lafın kısası,  7 Temmuz 2013 Pazar Günü gerçekleşecek bu özel müzayede, kitap ve edebiyat efemerasıyla ilgilenen heveskârlar için son yılların en önemli hadisesi… Sıkı koleksiyonerlerin bu büyük müzayedeyi kaçırmamasını öneririm.

Sahicilikle
Zy

 

Hamiş: Müzayedenin çağrı metni aşağıdadır:

Değerli kitapseverler ve koleksiyoncular;

Sizleri bu hafta sonu yapılacak olan Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi ile ilgi bilgilendirmek istiyoruz. Aslan Kaynardağ’ın Cumhuriyet dönemi Türkiye sahaflık geleneğinin önemli bir ismi olması dolayısıyla bu önemli müzayedeyi siz kitapseverler duyurmayı bir borç ve görev biliyoruz.. Bu önemli müzayedeyi dost ve meslektaşımız olan “Pazar Mezatı” şirketi düzenlemektedir..

Felsefeci ve sahaf Aslan Kaynardağ’ın (1923-2008) koleksiyonundan imzalı kitapları, felsefe kitapları, ve belgeleri 7 Temmuz 2013 Pazar günü müzayede yoluyla satılacak.

Beyazıt sahhaflar çarşısı’nda önceleri bir tezgahta kitapçılığı başlayan ve daha sonra dükkanında faaliyetlerine devam etmiş  olan Kaynardağ’ın felsefe, kütüphanecilik, Türk dili ve folkloru ile ilgili çok geniş çalışmaları sonucu birikmiş ve uzun süredir ortaya çıkmamış olan arşivi ve koleksiyonları nihayet kitap ve bilgi dostlarıyla buluşuyor.

Son derece nadir imzalı ve ithaflı kitaplardan felsefe arşivine, el yazısı mektuplardan fotoğraflara kadar zengin ve çeşitli bir seçki kitap meraklılarını, koleksiyonerleri ve araştırmacıları bekliyor.

Cumhuriyet dönemi tüm entelektüelleriyle bilhassa felsefecileriyle yakın ilişkisi ve dostluğu olan Arslan Kaynardağ aynı zamanda yayıncı ve yazar olarak bir çok eser vermiştir.

Arslan Kaynardağ’ın kütüphanesinde nadir eserlerin yanısıra, kendisine ithaf edilmiş ve yazar dostlarından ve kütüphanelerinden kalmış olan sıradışı kitaplar (örneğin Sait Faik’ten Asaf Halet Çelebi’ye veya Mehmet Akif Ersoy’dan Mithat Cemal Kuntay’a ithaf edilmiş kitaplar) ve çok geniş bir felsefe arşivindeki eski yazı, ve yabancı dilerdeki felsefe kitaplarının yanısıra dil ve dilbilim  konusunda başvuru kitaplar bulunmaktadır..

Müzayede 7 Temmuz Pazar Gün saat 14:00 ten itibaren Beyoğlu Rixos Pera otelinde gerçekleştirilecektir.

Tüm koleksiyon www.buyukpazarmezati.com sitesinde detaylı olarak incelenebilir. Ayrıca 28.06.2013 tarihinden itibaren Hazzopulo Pasajı 1/B adresinde müzayede gününe kadar görülebilir.  Bilgi için 0212 252 9010-0533 554 5696 numaraları arayabilirsiniz.

Librairie de Pera ekibi

Haz
10
2013
0

Şiir Sokakta!

by Perşembe

Haziran 2013

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

May
28
2013
0

eceayhantarihinsancısıdır

“ECEAYHANTARİHİNSANCISIDIR”

Hatırlatan sıkı dost Tekin Deniz‘e teşekkürlerimle… (Zy)

***

Mübeccel Namık
(Bkz: Galata Kantosu)

***

Neyyire Neyir
(Bkz: Neyyire Hanım)

***

Resneli (Ahmet) Niyâzi Bey
(Bkz: Geyikli Resim)

***

Kınar (Sıvacıyan) Dağ
(Bkz: Kınar Hanım’ın Denizleri)

Yeditepe Dergisi Arşivi’nden… (1950)

***

Hâfız Burhan

***

Şair Nigâr Hanım

Bkz: https://evvel.org/sair-nigar-hanim-2

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan web sitesi ise şurada: https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Ara
24
2012
0

Nilgün Marmara’ya ithafen “Çok Eski Adıyladır”

Ece Ayhan’dan Nilgün Marmara’ya ithafen “Kardeşim Nilgün Marmara’ya, içtenliklerle, sevgilerle, merhabalarla sunulmuştur. Selâm! Ece Ayhan, 26.9.82 , Gümüşlük”  şeklinde imzalı “Çok Eski Adıyladır”Kuzguncuk Sahaf’ın arşivinde yer alan bu eseri, Evvel Fanzin’e haber veren Ümit Bayazoğlu’na ve Kuzguncuk Sahaf’ın sahibi Bahadır Bey’e çok teşekkür ederiz.

Hamişler:

Nilgün Marmara’ya ithafen imzalanmış bir başka Ece Ayhan kitabı için bkz: https://evvel.org/ece-ayhandan-nilgun-marmara-ile-kagan-onala

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. “İmzalı” ilgiler ise https://evvel.org/ilgi/imzali adresinde bulunuyor.

 

Ara
16
2012
0

Meydan Larousse’da…

(…)
1960’lı yıllar gözönünde tutulduğunda, Meydan Larousse şüphe yok ki merkezdeydi. Yayın yaşamına 1970 yılında girmekle birlikte, öncesinde geniş bir zaman dilimine yayılan o ansiklopedi ve sözlük çalışması, hemen her okur yazarın evine konuk olmuş, yıllar yılı temel başvuru kaynağı olarak kullanılmıştı. Meydan Larousse, çalışanları ve dışarıdan düzenli katkıda bulunanlarıyla bizim kültür dünyamızda bir “ocak” niteliği üstlenmiş, efsanesi alıp yürümüştü. Demirbaş çalışanlarından Ece Ayhan’dan birebir dinlediklerimle, Birgül Ergev’in yazılı anılarını birleştirdiğimde, ortamın sürekli figürleri arasında “şef” Hakkı Devrim, Nezihe Araz, Vedat Günyol, Selâhattin Hilav, Berke Vardar, Ece Ayhan, Hilmi Yavuz ve “o sıralar kimsenin tanımadığı Oğuz Atay” isimleri öne geçiyor.
(…)

Enis Batur
“Oğuz Atay’ın ‘2.5 Tarafı Denizlerle Çevrili’ Hissiyat Coğrafyası”
NTV Tarih, Sayı: 47, Aralık 2012, s.32

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Kas
28
2012
0

Dışlanacağımı biliyordum! (Ece Ayhan, 1992)

90’lı yılların ortasında haftalık olarak yayımlanan Aktüel Dergisi’nin “19-25 Kasım 1992” tarihli 72. sayısında özel bir Ece Ayhan dosyası bulunuyor. Dosyada, Reha Mağden’in Ece Ayhan’la gerçekleştirdiği zehir-zemberek bir söyleşi ve “Ece Ayhan’ın şair defteri’nden…” bazı episodlar var. Ece Ayhan’ın 1993 yılı ve sonrasındaki kitaplarını taradığımızda, Aktüel’deki bu dosyanın YKY tarafından Nisan 1995’te yayımlanan “Aynalı Denemeler” adlı kitaba alındığını görüyoruz. Dosyadaki fotoğraflar çok ilgi çekici… Dosyanın, Aktüel’de yayımlanan tam metnine ve görsel mizanpajına https://zaferyalcinpinar.com/dislanacagimibiliyordum.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. (Zy)

Hamişler:

1. Dergiyi Evvel Fanzin’e haber veren Kenan Yücel’e çok teşekkür ederiz.

2. Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden ulaşabilirsiniz.

3. Ece Ayhan web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor…

Kas
21
2012
0

“Bana altı lira fazla verdiniz!” (Ece Ayhan)

*

Ankara’da Hacettepe Üniversitesi’nde okuyan ve Keçiören’de abisi ile birlikte derme çatma bir müştemiletta barınan ve gerçekten de yoksul genç bir öğrenciden sabahleyin ilk karşılaştığı bir arkadaşı hemen borç para ister. Yoksul öğrenci de “Ama” der “sen benim ne kadar parasız olduğumu biliyorsun. Bu üniversitede kendisinden borç para istenmeyecek neredeyse tek öğrenci benim. Nasıl olur?”
Arkadaşı fütursuzca yanıt verir bir çırpıda. “Biliyorum, ama sen benden borç para istemeyesin diye böyle söyledim bir acele. Seni görür görmez sezdim ki sen benden borç para isteyeceksin!”

*
İyice yoksul bir kadın bir işyerinde temizlikçilik gibi bir iş bulur. Aylığını, bir zaman başkası vezneden alarak o kadına veriyordur. Aracı olan adam bir ara izne çıkar. Artık kadın aylığını kendisi alacaktır.
Alır ama altı lira fazla olarak.
Kadın uyarır:
“Bana altı lira fazla verdiniz!”
Veznedar “Hayır” der “bu doğru”.

Ece Ayhan

 

90’lı yılların sonunda (tahminen 1996-1998 döneminde) Ece Ayhan’ın  “final niteliğinde bir anlatı, özel bir minyatür” kaleme aldığını biliyoruz. Önceleri tek -bütünsel- bir kitap olarak düşünülen bu anlatının adı “Melanet” olarak belirlenir… Sonradan, bu “final niteliğindeki anlatı”nın Ece Ayhan tarafından -bilinçli olarak- ikiye bölündüğünü ve bir bölümünün “Morötesi Requiem” adıyla 2001 yılında YKY’den yayımlandığını biliyoruz. Peki diğer bölüme ne oldu?

Diğer bölümün adı “Yaşasın Kötülük ve de Ötesi”dir. Ece Ayhan’ın kaleme aldığı bu yayımlanmamış kitap taslağından bazı “kırıntılara”, Kitap-lık Dergisi’nin Nisan 2001 tarihli “İlk otuz sayıdan seçme yazılar” başlıklı özel sayısında karşılaştık. Orjinali 1997’de (Kitap-Lık sayı: 29-30) yayımlanan bu parçaları Ece Ayhan’a kalben ve vicdanen bağlı dostlarının ilgisine sunuyoruz:

https://zaferyalcinpinar.com/eceayhankotulukotesinden.jpg

Sahicilikle
Zy

 

Hamişler:

Parçaları buluntulayarak Evvel Fanzin’e ulaştıran Kenan Yücel’e çok teşekkür ederiz.

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Ece Ayhan web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor.

Kas
13
2012
0

Beyoğlu’nda; lise öğrencisi Ece Ayhan…(1952)

1952’de Beyoğlu Atatürk Erkek Lisesi avlusunda…
Soldan Sağa: Ece Ayhan, Arslan Ebiri, Erdoğan Kalyoncu

1952 tarihli bu fotoğrafla, Kitap-lık Dergisi’nin Nisan 2001’de yayımlanan “İlk otuz sayıdan seçme yazılar” başlıklı özel sayısının  141. sayfasında karşılaştık. 1995 yılında Ece Ayhan’ın Enis Batur’a ithafen Arslan Ebiri üzerine yazdığı bir mektupla birlikte yayımlanmış fotoğraf…

Mektubun tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/eceayhanarslanebirimektup.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca, mektubu ve fotoğrafı bulup Evvel Fanzin’e ulaştıran Kenan Yücel’e çok teşekkür ederiz.

Hamişler:

1. Kitap-Lık’ın 2001 tarihli seçkisinde Ece Ayhan’a yönelik çok ilginç buluntulara ulaştık. Önümüzdeki günlerde bu buluntuları da Evvel Fanzin kapsamında paylaşacağız.

2. Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

3. “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi ise şu adreste; https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Eki
12
2012
0

Buluntu: Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir (Ece Ayhan)

Kitap-lık Dergisi’nin Ocak-Şubat 2002 tarihli 51. sayısında Ece Ayhan’ın kaleminden çıkmış ilginç bir betikle karşılaştım. Kendimce “Tarihsel Senkronizasyon” olarak gördüğüm, “Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir” başlıklı bu betiğin tamamına https://zaferyalcinpinar.com/karsilastirmalitarihvesiir.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Not: İşbu betiği, Temmuz 2002 tarihindeki vefatından 6-7 ay önce (kısa bir süre önce) Ece Ayhan tarafından kaleme alınmış olması bağlamında da çok önemsiyorum.

Zy

Hamiş: Evvel fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

2. Hamiş: “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşılıyor…

Eyl
08
2012
0

Buluntu: “Çok Eski Adıyladır” ve Ece Ayhan’ın Dipnotları, Çağrışımları, Açıklamaları, Tashihleri

Bugün, Ece Ayhan’a ilişkin önemli bir buluntuya erişmenin sevincini yaşıyorum;  archive.org adresinde yer alan “pdf” biçemindeki dosyaların arasında, Adam Yayınları tarafından 1982’de yayımlanan “Çok Eski Adıyladır” başlıklı şiir kitabının ilginç bir nüshasını fark ettim. PDF dosyasının açıklamasında “Ece Ayhan’in kendi elyazısı ile sayfa kenarlarına aldığı notları içerir” ibaresini gördüm ve nüshayı incelemeye karar verdim. Gerçekten de “Çok Eski Adıyladır”da yer alan şiirlerin tarihsel arkaplanına ve Ece Ayhan poetikasının imgesel ya da yaşamsal alan derinliğine dair birçok el yazısı dipnot(açıklama ve tashih) sayfaların üzerinde yer alıyor. El yazısının Ece Ayhan’a ait olup olmadığı noktasında karar vermek için arşivimde yer alan tüm Ece Ayhan el yazılarıyla bu dokümandaki el yazılarını karşılaştırdım. Birçok harfin ve kelimenin yazılışında yüksek oranda örtüşme bulunuyor, ancak şekilsel olarak hâlâ kesin bir şey söyleyemiyorum. Bununla birlikte, alınan notlardaki tarihsel  bilgiler ve çağrışımsal öğeler, Ece Ayhan’ın şiirlerine ilişkin başka kaynaklarda verdiği açıklamalarla son derece uyuşuyor, el yazılarının dilindeki unsurlar da Ece Ayhan’ın söyleyişiyle örtüşüyor. Dipnotlarda açıklanan bazı konuların tarihsel/imgesel çerçevesini daha önceden okumuş/araştırmış biri olarak, dipnotların Ece Ayhan’a ait olduğunu ve tutarlı açıklamalardan oluştuğunu sanıyorum. “Çok Eski Adıyladır” adlı kitabın bu ilginç nüshası şu an https://archive.org/details/CokEskiAdiyladir adresinden indirilebiliyor (38 Mb). Söz konusu nüshayı, kimin bu adrese yüklediğini bilmiyorum, ancak, Ece Ayhan’a ilişkin bu buluntunun çok verimli, aydınlatıcı ve önemli bir paylaşım/araştırma değeri taşıdığı aşikâr…

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar

Ece Ayhan’ın “Çok Eski Adıyladır” adlı şiir kitabına ilişkin birkaç özel not:

1-Ece Ayhan bu kitabı için “Çok Eski Adıyla İstanbul” başlığını düşünmüş, sonra vazgeçmiştir.

2-Ece Ayhan “Çok Eski Adıyladır” başlıklı kitabı için şöyle der:  “Çok Eski Adıyladır gerçekten de benim 40’a yakın insan yılını bulan yazı yaşamımda varabileceğim en yetkin ve en sıkı kitabımdır; ve tabii en kasaramsa da!(Karanlık! Da, aynı zamanda.) Alt adı, ‘meclislikler’dir.(Meclislik, bir minyatürde, figürlerin istifidir.) (…) Ben en güzel, en yetkin… filan diyorum ama ‘Çok Eski Adıyladır’ kitabı 6 yıldır Adam Yayınları’nda ancak 300-400 kadar sattı, kalanı da hiç kıpırdamadan olduğu gibi duruyormuş.(…) Yazdıklarım bin yıllık algı ortalamasının çok altında da olabilir bakın, hepten başarısız da. Ama, sorarım; yeni bir sözdizimi ve yeni bir dilbilgisi neden böyle batırılır? Batırılıyor? Kimsenin aklına nedense benim yüzmeyi derin yerde öğrendiğim, ve çırılçıplak yüzdüğümüz gelmiyor!(…) ‘Çok Eski Adıyladır’ için, aynı zamanda karamsardır da dedim, hem de koyusu ve zifiri. Böylesi bir ‘topluluk’ta, uçsuz bucaksız bu ‘kötülük dayanışması’ ortamında karamsar olunmaz da, ne olunur bilemem. Ama benim karanlığımın rengi akkor’dur, o ayrı.” (Şiirin Bir Altın Çağı, Yky, 1993, s.137)

*

Hamiş:

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi de https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor.

 

Ağu
28
2012
0

“Ece, atılmış durumda. Büyük bir şair, biliyorsun. Buna dayanamıyorum.” (İlhan Berk)

19 Şubat 1982

Sevgili Memet Fuat,

(…)
Şimdi aramızda önemli bir konuya geçiyorum.

Ece’nin iki kitabını Mehmet Taner’e basması için söylemiştim.* Bastı. Ama Ece hâlâ kendine gelemedi, yani üzgün, atılmış buluyor kendini. Beş parasız da. Yalnız bana her gün yazıyor, telefonla konuşuyor. Bir arkadaşım Mülkiyeliler Birliği’nde kalmasını sağladı. (…) Orada kalması için baskı da yapıyorum ona: Başka olanak yok çünkü Şimdi de buralara geleceğim diye tutturdu. Mülkiyeliler Birliği ile ilişkisinin kesilmemesi için baskıyı sürdüreceğim. Bunları bir sana yazabilirdim. Böyle de aramızda kalması gerek. Kitaplarım yankı yapmadı diye öfkeleniyor, umutsuzlanıyor, YAZKO için bir konuşma yaptım onunla, gönderiyorum**  (…)

Ece, atılmış durumda. Büyük bir şair, biliyorsun. Buna dayanamıyorum.
Sana (yine) sığınıyorum anlayacağın.

Konuşmaları hemen basmanı istiyorum. Böyle öte yandan benim giriş yazımdan ikinci paragraftan tek sözcük çıkarmanı istemem.***

Ece de bu şartı koydu kendisi için, ama cümle düşüklüklerini ayarlayabilirsin, ben sana bıraktım.

(…)

İlhan Berk, 1982

lhan Berk’ten Mehmet Fuat’a Mektuplar
“Elin Üstünde Gezsin”, Hazırlayan: Sevengül Sönmez, YKY, 2012, s.102    

* Mehmet Taner’in kurduğu Tan Yayınları’ndan Ece Ayhan’ın üç kitabı yayımlanmıştır. Zambaklı Padişah (Şiir, 1981),Defterler (Günlük, 1981), Yeni Defterler (İsviçre Günlülkeri, 1981)

** İlhan Berk’in Ece ayhan’la söyleşisi, “Lanetlenmiş Bir Şaire Sorular”, YAZKO Edebiyat,(19), Mayıs 1982

*** E V V E L’ in Notu: ‘Lanetlenmiş Bir Şaire Sorular’ başlıklı söyleşi, Ece Ayhan ile yapılan söyleşilerin bulunduğu kitaplarda -Şiirin Bir Altın Çağı (YKY, 1993) ve diğer edisyonlarda- İlhan Berk’in giriş yazısı yer almaksızın yayımlanmıştır. Söyleşinin giriş yazısının bulunduğu orjinalin tam metnine https://evvel.org/ilhan-berkten-lanetlenmis-bir-saire-ece-ayhana-sorular adresinden ulaşabilirsiniz. (Zy)

 

Hamiş:

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden, “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin tümüne de https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Tem
13
2012
0

2002: Ece Ayhan’ın Ardından… (L. Müldür, İ. Yılmaz, Ü. Oskay)

Bkz: https://birdirbir.org/ece-ayhanin-ardindan/

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com