Haz
03
2025
--

YANKI ODASI // 29. Bölüm // 2 Haziran 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Haziran’da ölmek zor! Orhan Kemal ve Nâzım Hikmet….


30. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Haz
01
2025
--

Ustamız Oruç Aruoba’yı saygı ve özlemle anıyoruz…


Oruç Aruoba (14 Temmuz 1948 – 31 Mayıs 2020)
(Fotoğraf: Zafer Yalçınpınar8 Mayıs 2011)


(…)
Yaşamın, seni ulaşman gereken düzeyin altında tutmağa çalışan eğilimlerle (bu arada kendininkilerle de) savaşmakla geçecek. –Bu yüzden de, ulaşman gereken düzeye ulaşamayacaksın; yani, başarılı olacak o eğilimler, sonunda. Zaten, belki, istedikleri de budur:

Senin, onlarla savaşmak yüzünden, ulaşman gereken düzeyin altında kalman…

Ama savaşacaksın, gene de: sonuç her iki durumda da aynı olmayacak mı zaten – sen, zaten, ulaşman gereken düzeyin altında kalmayacak mısın ki? –Ama, savaşırsan, en azından (nereye gelebilirsen) geldiğin düzeye savaşarak gelmiş olacaksın –bu da boşuna olmayacak.

Oruç Aruoba
“De Ki İşte”, Metis Yayınları, 2001, s.44


Yankı Odası‘nda Oruç Aruoba’ya Saygı Özel Yayınları
(5. Bölüm, 2 Haziran 2024) (6. Bölüm, 9 Haziran 2024)



Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
6:45 Yayın, Nisan 2021
(Özel eklentilerle genişletilmiş, bahar nüshası!)


Usta Defteri‘nin Upas Yayın kapsamında yayımlanan
pdf biçimli tam metnine https://upas.evvel.org/ustadefteri.pdf
adresinden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.


Usta Defteri‘ne dair gerçekleştirilen
özel bir söyleşiye https://upas.evvel.org/?p=1628
adresinden ulaşabilirsiniz.


EVV3L kapsamında yayımlanan 
Oruç Aruoba Çalışmaları‘na
aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:

1/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba
2/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/2
3/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/3
4/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/4

May
30
2025
--

YANKI ODASI // 8. Bölüm // ECE AYHAN’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 1. Kısım // 13 Temmuz 2024 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 8. Bölümü’nde ‘kara gerçeğin sivil şairi Ece Ayhan‘ı saygıyla anıyoruz.

Ece Ayhan odağında gerçekleştirmeyi planladığımız özel yayınlarımız önümüzdeki günlerde kısımlar halinde devam edecek…

evvel.org kapsamındaki 20 yıllık Ece Ayhan arşiv çalışmalarımıza (ve çalışmalarımızın detaylı indeksine) https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan için hazırladığımız web sitesi ise burada…


Yaz döneminde olmamız sebebiyle canlı yayınlarımız seyrekleşecek. Ekim 2024’e kadar 10 veya 15 günde 1 canlı yayın gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ekim 2024 itibariyle ise her Pazar, 23.00’da canlı yayında olacağız. Yaz dönemindeki canlı yayın tarihlerimizi ve saatlerimizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmenizi önemle rica ediyoruz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

May
29
2025
--

Söyleşi: ORUÇ ARUOBA, USTA, USTALIK VE USTA DEFTERİ’NE DAİR… (Zafer Yalçınpınar)


31 Mayıs 2020 tarihinde vefat eden ustamız Oruç Aruoba’yı saygıyla anıyoruz: Upas Yayın’ın dostlarından Emrah Sönmezışık, Alparslan Beyhan, Cem Onur Seçkin ve B. Emir Alisipahi geçtiğimiz ay 6:45 Yayın tarafından kitaplaştırılan Oruç Aruoba, Usta Defteri hakkında Zafer Yalçınpınar’a çeşitli sorular yönelterek, usta ve ustalık olgularını irdeliyor…


ORUÇ ARUOBA, USTA, USTALIK
VE USTA DEFTERİ‘NE DAİR…


Emrah Sönmezışık: Oruç Oruoba ile gerçekleştirdiğiniz görüşmelerin “ustalık ile yaşama onuru” kıymeti taşıdığını belirtiyorsun. Usta ve ustalık kavramları birbirini oluşturan ve birbirinden ayrılması güç kavramlar. Kitabın girişindeki söylemin usta-çırak ilişkisinin ötesinde bir anlam mı taşımakta?

Zafer Yalçınpınar: Oruç Aruoba, 80’ler öncesi akademik yaşantısında da akademiden ayrıldıktan sonraki dönemde de “anlama, anlatma, öğrenme, öğretme” gibi işlevleri usta-çırak ilişkisi şeklinde biçimlendirmiştir. Evet, Aruoba akademiyi terk etmiştir, fakat anlamayı, anlatmayı, öğrenmeyi ve öğretmeyi bırakmamıştır. 90’ların sonunda ve 2000’lerin başında Gümüşlük Akademisi ile Açık Üniversite kapsamında gerçekleştirdiği çalışmalar da bunu gösteriyor. Bu örneklerle birlikte bizim tüm görüşmelerimizde de bize aynı şekilde yaklaşmıştır. Hatta edebiyat, yayıncılık ve felsefe çevresinden yaşça büyük isimlere “Oruç Aruoba benim ustamdır,” dediğimde karşı taraftan “Oruç Aruoba hepimizin ustasıdır!” cevabını, tepkisini alıyorum. Burada önemli olan şey, Oruç Aruoba’nın hiçbir zaman, hiçbir durum karşısında bir “üstat” gibi davranmamasıdır. Üstat, tek başınadır. Üstatlar uğraştığı işleğin gizlerini ve özünü üçüncü kişilere aktarmazlar. Buna karşın “usta” öyle değildir. Usta, işleğin gizini ve özünü “yaşayarak” en iyi şekilde kavrar ve çeşitli yöntemlerle işleğin gizini-özünü yani zanaatını çırağına (hatta, çırak bu aktarımın idrakine eşzamanlı olarak kavuşmasa bile) aktarmaya çalışır. Usta iyiyse, çırak (çırağın kendisi farkına varmadan) zamanla ustalaşır. Usta öldüğünde yaşamının anlamı ve özü, çırağına, çıraklarına geçer. Aruoba’nın en önemli sözüdür çıraklarına: “Anlam, hep, sonradan gelir.” Bu silsile, ahilikten günümüze uzanan bir şekilde, ustanın hayatının anlamı ve sonucudur da. Fakat, üstat tek başınadır. Üstat öldüğünde yaşamının anlamını da kendisiyle beraber götürür. Bu bağlamda kesin bir şekilde söylüyorum: Oruç Aruoba ustaydı, ustamdı, ustamızdı. Günümüzün üstatları gibi yapmazdı ustamız! Örneğin, yaşarken kendi heykelini diktirtmemiştir, örneğin kendini yaşayan en büyük şair seçtirtmemiştir. Usta, diğer her şeyle birlikte “zamanlama”nın ve “yaşamın anlamı”nın da ustasıdır. Ustalık; ustanın kendi işleğiyle birlikte yaşamının anlamını önce yüklenmesi, sonra da çıraklarına özgün yöntemlerle aktarmasıdır.      

Alparslan Beyhan:Bir mühendis, ne kadar ahmaksa o kadar mühendistir. İyi bir mühendisse, yani, ahmaktır zaten. Üzülme!” Bu sözü biraz açar mısın?

Zafer Yalçınpınar: Açıklayayım. Mühendis tipolojisi, matematiksel modelleme (algoritma), mantık ve bilgi teorisi açısından deterministik sınama, ölçme ya da deneyleme yöntemleriyle çalışır. Fakat özellikle de kapitalist endüstri devrimi sonrasında matematiksel modellemenin değiştiği, deterministik bileşenlerin yanına her zaman %3, %5, %10 oranında bir stokastik bileşen, “hata payı” eklendiği görülür. Yani, matematiksel modeldeki deterministik bileşenlerinin açıklayamadığı her şey kendini stokastik bileşende ifade eder. Bunun felsefedeki karşılığı “bulanık mantık” veya “dilsel görelilik” olarak tanımlanabilir. Buna bilim dünyasında “entropi”,“insan faktörü”, “metal yorgunluğu” veya başka isimler de koyuldu. Mühendis tipolojisi ister ki modelinde “stokastik” bileşen olmasın. Her şey keskin, pürüzsüz, hatasız, sıfır hatayla işlesin ve kurduğu model 6 Sigma teorisindeki gibi mükemmelleşme yolunda çalışsın falan… Tamam, belki üretim, makineler, robotlar ve yazılım dünyasında durum böyledir veya özellikle endüstri 4.0 tipi büyük veri algoritmalarıyla teorik bir mükemmeliyete yaklaşılıyor. Ama hiçbir zaman bu mükemmeliyet hayali pratikte gerçekleşmeyecek. Çünkü hesaplama dili olan matematikte “sayılamaz sonsuz” diye bir kavram var. Ya da örneğin “pi sayısı” diye deterministik açıdan tam olarak ne/kaç olduğu kesinleşmemiş bir sayı var hâlâ… Şimdi bu tip bilinmezler varken tutup, “Ben pi sayısını tam olarak biliyorum, ben her şeyi mükemmelleştirdim, mükemmel bir model yarattım.” diyen bir mühendis -en hafif tabiriyle- ahmaktır. Fakat aynı mühendis söz konusu “hatasız modelleme gayreti” yolunda ilerlediği, çabaladığı için de deterministik gelişim açısından -yani hata payını azaltmak yolunda- iyi ve başarılı bir mühendistir. Aruoba, “ahmak” ifadesiyle bu çelişkiyi ve imkânsızlığı anlatmaya çalışıyor. Endüstri 4.0’ın ve dijitalleşmenin konuşulduğu çeşitli mecralarda şu şiirsel soruyu dile getiriyorum hep: “Robotlar düşünebiliyorlar, tutarlı hesaplarla öngörüler yapabiliyorlar ve hatta şiir yazabiliyorlar. Fakat rüya görebilecekler mi?” Ya da Ece Ayhan’ın efsanevi bir dizesiyle sorarsak; “düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?” Bilmem, anlatabildim mi…

Alparslan Beyhan: Aruoba’nın yazılarının toplanacağı iki ayrı çalışmanın bahsi geçiyor kitapta. “Yerli Yersiz Felsefe” ve “Benzemezler“. “Yerli Yersiz Felsefe” yazısını ve başka birtakım yazıları da ayrı ayrı yayımladın. Fakat sanırım “Benzemezler“i henüz bir araya getirmedin? Böyle bir niyetin veya çalışman var mı?

Zafer Yalçınpınar: Var… Yıllardır bu çalışmaları evvel.org kapsamında gerçekleştiriyor ve Aruoba’nın kitaplaşmamış metinlerini araştırıyoruz. Önümüzdeki yıllarda, acele etmeden, ustamızın istediği gibi “doğru bir işlekle” bu araştırmaları toparlayacağız, değerlendireceğiz ve başka birçok önemli yaklaşımla birlikte önce Türkçe’nin zihnine -sonrasında da insanlığın zihnine- sunacağız.

Alparslan Beyhan: Aruoba’nın yazmaya niyetlenip de yazamadığı, başlayıp da bitiremediği bir metin var mıydı son döneminde?

Zafer Yalçınpınar: Aruoba’nın yayımlanan son yazısının gezi parkı direnişi zamanında Tayyip Erdoğan’a ithafen kaleme aldığı açık mektup (Cumhuriyet Gazetesi, 17 Ağustos 2013) olduğunu tahmin ediyorum. Fakat, Usta Defteri’nde aktardığım görüşme sırasında (Mayıs 2011’de) “Bülent Arınç, Şevket Kazan ve Kasaba Avukatlığı” başlıklı bir yazıyı sürdürdüğünü ancak tamamlayamadığını ifade etmişti.

Alparslan Beyhan: Üst dudağını dik tutmanın mânâsı… Alternatif bir okuma olarak, bunu, dişlerimizi sıkarak mücadele ederken üst dudağımızın aldığı şekle yorabilir miyiz? Yani Usta, burada “terzi“liği bırakmamanı salık veriyor olabilir mi acaba? Eğer öyleyse, bu vasiyeti tutuyor musun?

Zafer Yalçınpınar: “Bilemiyorum Altan.” Bu tip şeylere zaman karar verir. Dahası, sizler, gelecek kuşaklar karar verecek. Ve şu kesin: “Anlam, hep, sonradan gelir.” Çeşitli iniş-çıkış ve türbülanslarla birlikte, Aruoba’nın öğüdünü uygulamaya ve işaret ettiği yolda ilerlemeye çalışıyorum…

B. Emir Alisipahi: “Yer görelidir; mutlak olan, yoldur —ya da, yürümek…” (Yürüme, s.123) “Hiç umut etme kazanacağın yolunda!” diyor sana Oruç Aruoba. Usta için yolu kazanmak -atımızdan inmeden- salt yolda olmak anlamı mı taşıyordu? Bu tümce, senin yaşamında neleri uyandırmıştır?

Zafer Yalçınpınar: Oruç Aruoba’nın “Yürüme” adlı kitabı -gerçekten de- en kuvvetli ve yol gösterici eseridir. Bir telefon görüşmemizde Aruoba’ya kendi hayatımla ilgili özel bir durumdan bahsetmiş ve anlatının sonuna da Yürüme’den şu tümceyi eklemiştim: “Yeni yer yoktur.” Aruoba anlattığım olaya gülmüş ve şöyle demişti: “Evet, yeni yer yoktur. Çünkü, yeni yol vardır.” Şimdi, sorduğun soruya Aruoba’nın tümceleriyle cevap vermek çok daha iyi olacak, sanıyorum: “Yaşamın, seni ulaşman gereken düzeyin altında tutmağa çalışan eğilimlerle (bu arada kendininkilerle de)savaşmakla geçecek. –Bu yüzden de, ulaşman gereken düzeye ulaşamayacaksın; yani, başarılı olacak o eğilimler, sonunda. Zaten, belki, istedikleri de budur: Senin, onlarla savaşmak yüzünden, ulaşman gereken düzeyin altında kalman… Ama savaşacaksın, gene de: sonuç her iki durumda da aynı olmayacak mı zaten – sen, zaten, ulaşman gereken düzeyin altında kalmayacak mısın ki? –Ama, savaşırsan, en azından (nereye gelebilirsen) geldiğin düzeye savaşarak gelmiş olacaksın –bu da boşuna olmayacak.” (De Ki İşte, s.44)

B. Emir Alisipahi: “Kurtuluş yoktur masalardan.” (İlhan Berk, Şeyler Kitabı, s.64) İlhan Berk, şeylerin tabiatını kurcalarken masa hakkında “Etik, masanın doğası gereğidir.” diyordu. Bu söylemin bir yansıması olarak usta, sandalyenin, sandalyelerin, masaya, masalara göre biçimlenmesi gerektiğini mi tembihliyordu bize?

Zafer Yalçınpınar: Güzel bir analoji kurdun kafanda… Fakat, hayır, Aruoba Gümüşlük Akademisi’ndeki masa-sandalye hikâyesini anlatırken benim “Ustamın tahtı…” söylemimle dalga geçiyordu sanki… “Gözünde büyütüyorsun her şeyi…” der gibiydi. Gülüyordu bana, masa-sandalye hikâyesini anlatırken…

Cem Onur Seçkin: “Şimdi, siz evlisiniz. Mutlu olmak için -kimsenin haberi olmadan- gidin, boşanın. Kimseye haber vermeyin. Sadece siz ikiniz bilin bunu. Daha mutlu olacağınızdan eminim. Ben bunu kendi eşime önermiştim. Ama o kabul etmedi. Sonra, gerçekten boşandık.” deyişiyle  ilginç bir diyaloga giriyor Usta. Aruoba’nın burada bahsetmek istediği şeyi biraz daha açabilir misin? Sence bir duygu-düşünce diyalektiği savunucusu günümüzde bu “evlilik” denilen kamu sponsor şirketlerini tamamen mi reddetmelidir?

Zafer Yalçınpınar: Bir kere, senin de vurgulamaya çalıştığın gibi evlilik dediğimiz resmî birliktelik türü (eğer boşanma ile sonuçlanırsa işbu boşanma süreçleri de dâhil olmak üzere) düğün, kiralama, lojistik, ev sahibi olma, eşya satın alma, doğum, çocuğun eğitimi falan gibi çekirdek aile konularını (özellikle de son 20 yılda) endüstrileştirdi. Eskiden -yarı şakayla- “evlilik müessesesi” denirdi. Şimdilerde ekonomik işlem hacmi olarak koskocaman bir “evlilik sektörü ve endüstrisi”nden bahsedebiliriz. Fakat Oruç Aruoba, senin de aktardığın söylemle, mevcut düzeneğin kapitalist bileşenlerine işaret etmiyordu. Aile ve evlilik kavramının toplumsal katman ve halkalardaki sosyolojik etkileşimini, bu etkileşimin bireyler ve ilişki üzerindeki olumsuzluğunu anlatmaya çalışıyordu. Evlilik, şu veya bu biçimde farklı bir sosyal statü oluşturuyor ve bazı teamüllerle birlikte sosyolojik katmanları ilişkiye dâhil ediyor. Bu da birbirini seven iki insan arasındaki ilişkinin saflığını, özünü ve niteliğini -üstelik de resmî bir şekilde- değiştiriyor. Diğer sosyolojik katmanların müdahalesiyle ilişkinin özü değişiyor; sosyolojik açıdan saflığını ve sivilliğini kaybediyor. Basitçe söylersek; evlilik sonrasında -zamanla- evlenen insanların “bağlılık biçimi” değişiyor, sosyal statü nedeniyle duygusal aşınmalar, farklı öz-değerlendirmeler ve sosyal baskılar oluşuyor. Oruç Aruoba, “İle” adlı eserinin bazı epizotlarında böylesi duygusal erozyonlardan bahseder ve bu tip konuları detaylıca irdeler.   

Alparslan Beyhan: Kitabın takdiminde “Aruoba’nın yayıncılık, yayınevleri ve editörlük ortamına dair anlattığı bazı olaylar ile dile getirdiği bazı isimler -ustanın kendisinin de işbu olaylarla ve isimlerle anılmak -istemediği” için kitaba alınmadı, diyorsun. İsim vermeden de olsa, Aruoba, nelerden/kimlerden dertliydi o sıralar?

Zafer Yalçınpınar: Bu sorunun cevabını geleceğe bırakıyorum. Fakat bu soruna -zamanı gelince- en yüksek perdahtan cevap vereceğimden emin olabilirsin. Tüm taifeye, hepinize, bu güzel sorular ve yaklaşımlar için çok teşekkür ediyorum…

31 Mayıs 2021
upas.evvel.org



Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
6:45 Yayın, Nisan 2021
Satın almak için tıklayın…


Hamiş: Yaklaşık 15 yıldır, EVV3L kapsamında gerçekleştirilen “Oruç Aruoba Arşivi” çalışmalarının tümüne https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz

May
26
2025
--

Sait Faik’in Durumu (Zafer Yalçınpınar)

Karga Mecmua, Ocak 2009, Sayı:23
(Yazıyı büyüterek okumak için üzerine tıklayınız…)

Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sait Faik başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

May
26
2025
--

YANKI ODASI // 28. Bölüm // YIL DÖNÜMÜ ÖZEL YAYINI // 24 Mayıs 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın yayın serüveninin -birinci- yıl dönümünü kutladık…


29. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

May
25
2025
--

Fenerbahçe Tarihi’nde Santrfor Yaşar Yalçınpınar’ın Golleri, Maçları ve Önemi…

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün efsanevi formasını hakkıyla taşımış futbolculara dair en ilginç tarihsel yazılar, efemeralar, buluntular ve araştırmalar Fenerbahçe Tarihi adlı web sitesinde yer alıyor…

Büyükamcam Yaşar Yalçınpınar‘ın (d. 1914- ö. 1998) forma giydiği maçları, skorları, attığı golleri, maçlara dair gazete kupürlerini, yorumları ve özellikle de Galatasaray’a karşı oynadığı maçlardaki başarılarını içeren kapsamlı bir inceleme yazısı yayımlandı. Futbol tarihimiz -ve aslında, FB-GS ezelî mücadelesi- için önem taşıyan 22 Mayıs 2020 tarihli bu incelemenin tam metnini aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz:

https://fenerbahcetarihi.org/2020/05/22/fenerbahcenin-santrforu-yasar-yalcinpinar/

Fenerbahçe Tarihi ekibine bu özenli çalışması için çok teşekkür ederim.

Zafer Yalçınpınar
23 Mayıs 2020


(…) 6 Haziran 1937 tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübü, Kadıköy’de 29. kuruluş yıldönümünü kutluyordu. Sporcuların resmî geçidinden sonra, ilk olarak Fenerbahçe-Güneş tekaütleri maçı oynandı, sonra da Fenerbahçe birinci takımı Rapid Wien ile karşılaştı… Aynı saatlerde İstanbul’un Avrupa yakasında Taksim Stadı’nda ise Ankaragücü, Galatasaray ile maç yapıyordu. Yaşar Yalçınpınar’ın hat-trick yaptığı bu müsabaka için mikrofonlarımız Akşam gazetesinde…

Bu hafta millî kümenin yegane maçı olan Galatasaray-Ankaragücü karşılaşması dün iki-üç bin seyirci önünde Taksim Stadı’nda oynandı.

Galatasaray takımı şöyle idi:
Sacid, Reşat, Lütfi, Ekrem, Hayrullah, Suavi, Necdet, Eşfak, Süleyman, Haşim, Bülent

Ankaragücü de en kuvvetli şeklini muhafaza ediyordu.

Dördüncü dakikada Ankaragücü sol açığı Hamdi’nin şandellediği topu karşılamak üzere çıkan Sacid, Galatasaray kalesini boş bıraktı ve top Güc’ün en tehlikeli muhacimi Yaşar’a geçince Lütfi de boş kaleye geçti. Yaşar topu kaleye gönderdi ve Lütfi eliyle tutmak mecburiyetinde kaldı. Bu suretle penaltıdan Ankaragücü ilk dakikalarda birinci golünü (Şükrü) yaptı.

Bu devrede maç hemen hemen mütevazin oldu, fakat Galatasaray muhacimleri hayli beceriksizlikler yaparak mühim fırsatlar kaçırdılar. O kadar ki kırk dördüncü dakikada Ankaragücü aleyhine verilen penaltıyı bile gole çeviremediler. Devre 1-0 Ankaralılar lehine bitti.

İkinci devre başında Güçlüler, Galatasaray’ın üstünlüğünü bertaraf etmeye muvaffak oldular. Galatasaray kalesinin üst üste tehlikeli ziyaretlerine maruz kaldığı görülüyordu. Nitekim Yaşar 17. ve 18. dakikalarda birbiri arkasına iki gol çıkararak takımını 3-0 galip vaziyete çıkardı.

Galatasaraylıların artık muhakkak bir mağlubiyeti kabul edecekleri tahmin edilirken sarı kırmızılılar yeniden hücuma geçtiler ve 20. ve 21. dakikalarda iki gol çıkardılar.

Maç en heyecanlı safhasına girmişti. Galatasaraylılar bir gol daha çıkararak beraberliği kurtarmak için çabalıyorlardı. Muhakkak bir galibiyeti tehlikeye düşüren Güçlüler de yeniden bir sayı çıkarmak için uğraşıyorlardı. Güçlüler bu mücadeleden galip çıktılar. Yaşar, 31. dakikada bir gol daha atarak kati şeklini verdi ve Güçlüler sahadan 4-2 Galip çıktılar. (…)


(…) Altıncı dakikada Ali Rıza topu uzaktan Galatasaray kalesine doğru ortaladı. Lütfi kale önüne düşen topu güzel bir degajmanla uzaklaştırdı. Top santraya doğru ilerlemiş olan Yaşar’ın önüne düştü. Yaşar’ın da Galatasaray kalesine kadar inen uzun bir şandelini görüyoruz. Osman kaleden çıkarak bu şandeli yumrukla uzaklaştırdı. Akını gayet iyi bir şekilde takip eden Mehmet Reşat topu havadan kalenin önüne doğru vurdu. Santrfor Yaşar yakaladığı topu yerden Galatasaray kalesine gönderdi. Lütfi ile Osman aynı zamanda plonjon yaptılar. Lütfi’nin hareketi kaleciyi şaşırttığı için Osman topu tutamadı. Yaşar’ın ikinci bir sol şutu yerden ağları buldu. (…)


Santrfor Yaşar Yalçınpınar‘ın maçlarına ve gollerine dair gerçekleştirilen incelemenin tam metnini https://fenerbahcetarihi.org/2020/05/22/fenerbahcenin-santrforu-yasar-yalcinpinar/ adresinden okuyabilirsiniz. (Pdf biçemindeki dokümanı da şu adresten indirip arşivleyebilirsiniz: https://evvel.org/yasaryalcinpinarfbtarihi.pdf


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilere https://evvel.org/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden, “Yaşar Yalçınpınar” arşivine ise https://evvel.org/ilgi/yasar-yalcinpinar adresinden ulaşabilirsiniz.

May
20
2025
--

YANKI ODASI // 27. Bölüm // SAİT FAİK ABASIYANIK’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 10 Mayıs 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 27. Bölümü’nde çakır hikâyeci Sait Faik Abasıyanık‘ı saygı ve özlemle andık, evvel.org arşivinin içerisinde gezindik. (Sait Faik arşivimize ve araştırma çalışmalarımıza https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.)


27. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

May
16
2025
--

YANKI ODASI // 26. Bölüm // OKTAY RİFAT’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 18 Nisan 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 26. Bölümü’nde büyük şair Oktay Rifat‘ı -Garip Akımı’ndan İkinci Yeni’ye uzanan poetikasıyla birlikte- andık ve evvel.org arşivinin içerisinde gezindik. (Oktay Rifat arşivimize https://evvel.org/ilgi/oktay-rifat adresinden ulaşabilirsiniz.)


27. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

May
09
2025
--

DENİZ RÜYASI

_____________(kıyılar için dua)

gökyüzü
bir
dip
dalga
eller
im
balıklar
hizası
ovalı
yüz
im
göz
im
güneş
doğum
ufuk
çizgisi
önünde
gül
kurusu
rengi
bir sabah

cebimden yelkenler çıkardım
ipleri tırnaklarımla kopardım
rüzgârın peşine takıldım

nerede kaybolacağım belirsiz
kıyılar için dua ediniz

Zafer YALÇINPINAR
9 Mayıs 2025, Kalamış Parkı


Önemli Not: İşbu deneysel şiir/dua Fenerbahçe-Kalamış’a tebelleş olmuş rantçılara karşı durmak için kaleme alınmıştır! (Ayrıntılar şurada: https://evvel.org/rantcilar-fenerbahce-ve-kalamisa-tebelles-oldular-guncelleniyor)


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın tüm şiirlerini ve şiir kitaplarını https://zaferyalcinpinar.info adresinden -pdf dosyası olarak- ücretsiz okuyabilir ve arşivleyebilirsiniz.

May
01
2025
--

Meydansız’dan… üç şiir…


Meydansız‘ı tam metin pdf olarak okumak için:
/meydansiz.pdf


Meydansız nedir? Şuradan inceleyiniz:
https://evvel.org/bir-siir-kitabinin-ve-siir-sergisinin
-10-yili-meydansiz-tas-ucak-zafer-yalcinpinar



Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerini ve edebiyat çalışmalarını https://zaferyalcinpinar.info adresinden ücretsiz olarak okuyabilir ve arşivleyebilirsiniz.

Nis
26
2025
--

Ey gerçek Fenerbahçeli! Haysiyetine sahip çık; Ali Koç’u kulüpten gönder!

Ali Koç ve şürekasından -çok önce ve çok daha fazla- Fenerbahçe’ye başarı ve aidiyet sağlamış bir ailenin evladıyım. 26 Nisan 2025’te Faruk Ilgaz tesislerinin önünde “Ali Koç İstifa!” diye bağırdım. En önce santrfor Yaşar Yalçınpınar’ın (üye no: 582) emeği ve şanlı Fenerbahçe Tarihi adına! Konu bu kadar net benim için! Tüm gerçek Fenerbahçeli’lere selam olsun! Kulübünüze (ve haysiyetinize) sahip çıkın! Kalbinizin sesini dinleyin! Yüksek Divan Kurulu’na (eski adıyla Haysiyet (!) Kurulu‘na) sesleniyorum: HAYSİYETİNİZE SAHİP ÇIKIN! Ali Koç’un kemiksi ikramlarıyla ve rant unsurlarıyla kandırılacağınıza gerçek Fenerbahçeli nasıl olunurmuş, kimmiş öğrenin, araştırın! (Zafer Yalçınpınar)


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fenerbahçe Spor Kulübü ilgilerine http://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
25
2025
--

“Şimdi Sevişme Vakti” (Sait Faik Abasıyanık)

“Şimdi Sevişme Vakti”
Sait Faik Abasıyanık
(Sait Faik’in Şiirlerine dair
Önemli Bulgular’la birlikte…)

İlk Baskı 1953 Replikası
Ocak 2025, 62 Sayfa

okumak ve arşivlemek için: 
https://upas.evvel.org/simdisevismevakti.pdf


Türk Edebiyatı’nın en etkileyici hikâyecisi Sait Faik‘in tek şiir kitabı olan Şimdi Sevişme Vakti’nin 1953 yılında (vefatından önce) yayımlanan ilk baskı orjinal replikasını okurlarımıza sunmaktan gurur duyuyoruz. Zafer Yalçınpınar tarafından 2017 yılında kaleme alınan ‘Sait Faik’in Şiirlerine Dair Önemli Bulgular‘ başlıklı inceleme çalışması da Sait Faik’in ilk ve tek şiir kitabının yayın süreci ile diğer baskılarına ışık tutarak replikaya eşlik ediyor…


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Nis
18
2025
--

Oktay Rifat’ın Önemi… UPAS’ta…

Oktay Rifat’ın poetikasındaki alan derinliğinin, Garip ve İkinci Yeni şiir akımları arasında hareketlenen bir bağlaç bölgesi oluşturduğunu -ki Cemal Süreya bunu bir tür ters ama yadsınamaz eklemler bütünü olarak görür- sezmemden sonra, Oktay Rifat’in önemi daha da belirginleşti. Zaten bugün, sıkışmış, hem kültürel, hem de imgesel açıdan “hareket alanı daralmış” beylik bir edebiyat ortalığının vasatî havasını -şiir ödülleri, antolojiler, kitap tanıtım dergileri, edebiyat etkinlikleri ve mağaza vitrinleri gibi hileli enstrümanlar aracılığıyla kandırılan- heveskâr bir kitle içine çektikçe, yani edebiyat ortalığı dediğimiz ortalama, işbu “verili vasat” havayı kabul edip hileli bir suhuletin pürüzsüz ezber alanına yerleştikçe, Oktay Rifat gibi poetik açıdan üssel başarılar elde etmiş, yani imgelemin doruklarına temas etmiş şairlerin önemi daha da artıyor. İkinci Yeni’nin de öyle…

Tıpkı İkinci Yeni akımının sürekli genişleyen ve geleceği belirleyen şiirsel bir devinimi daha yukarılara taşıması gibi Oktay Rifat’in şiirleri de “imgesel parlaklık(kontrast)” diyebileceğim üssel bir dil kurarak geleceğe uzanmaktadır.

Oktay Rifat poetikasının bu etkili yürürlüğünün zirve(peak) noktasını “Perçemli Sokak” (Yeditepe Yayınları, 1956) adlı şiir kitabında görüyoruz. İkinci Yeni şairlerinin “ivedilikle, bir gecede” yazıldığını varsaydığı Perçemli Sokak’ta kendisini gösteren “imgesel parlaklık” son derece etkilidir, etkisini hâlen sürdürmektedir. İkinci Yeni taifesi bu aşkın etkiyi bir tür “apansız oluşum, otomatik yazım” sanmışlar ya da öyle olmasını umut etmişlerdir.

Oktay Rifat poetikasının etkili yürürlüğünün başlangıcını ise “Aşaği Yukari” (Yeditepe, 1952) olarak kabul edebiliriz. (Bir not; İkinci Yeni’nin bitmeyecek serüveninin, yani “Sirkeci’de inmedikleri” serüvenin başlangıcı da 50’li yılların tam ortasına tekabül etmektedir.) 1970’li yıllara gelindiğinde bazı konuşma ve söyleşilerinde -kısık sesle ve satır aralarına sıkışsa da- İlhan Berk ve Ece Ayhan, Oktay Rifat’in İkinci Yeni’den olmadığını, daha doğrusu Oktay Rifat’ın İkinci Yeni’den uzak bir gerçeküstü dili benimsediğini kesinlik içeren bir tavırla söylüyorlar. Ama “görünüm” hiç de öyle değildir. Evet, İkinci Yeni, -tüm zamanlarını, hatta bugününü de düşünerek söylüyorum- özellikle de Edip Cansever ve Cemal Süreya şiirlerinde olduğu gibi tanınırlığı yüksek cihetinde, Oktay Rifat’ın Perçemli Sokak’la zirveleşen poetikasından daha konvansiyonel (uzlaşımcı) bir dille yürümüştür. Ancak, Turgut Uyar, İlhan Berk ve Ece Ayhan’ın oluşturduğu diğer cihette -ve bu cihetin özellikle 50’lerdeki eserlerinde- ise uzlaşımcı diyebileceğimiz alanın çok daha dar, yani Oktay Rifat’ın imgelemine -“icat ettiği gerçeğe”-, Perçemli Sokak’a çok yakın olduğunu fark ediyoruz. Bu yakınlık özellikle de İlhan Berk’in yaşamı ve eserleri için geçerlidir. (…) Zafer Yalçınpınar, 2014


Yazının tam metnini https://upas.evvel.org/?p=728 adresinden okuyabilirsiniz.


EVV3L kapsamındaki Oktay Rifat arşivine
aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:
https://evvel.org/ilgi/oktay-rifat
https://evvel.org/ilgi/oktay-rifat/page/2

Nis
12
2025
--

YANKI ODASI // 25. Bölüm // 8 Nisan 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 25. Bölümü’nde bahar şiirleri okuduk, paylaştık, baharın gelişini irdeledik…


26. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Nis
02
2025
--

Çürük Kayaların Güncesi: Mourinho’nun Koç Spor’u bir kupa daha kaybetti!

Gerçek Fenerbahçeli’lerin üzülmesine hiç gerek yok… Ama tabiî, bugün (2 Nisan 2025) çoğunluğu statta bulunan, 1-2’lik yenilgiye tanık olan ve Haziran 2024 kongresinde Ali Koç’a oy veren 16.900 küsur stajyer Koç Spor’lu derinden üzülerek hakikati görmeli artık… Olan biten şey şu: Ali Koç’un ve taifesinin hayalindeki ‘endüstriyel futbol hamlesi’ bugün bir kupa daha kaybetti. Defalarca dile getirdiğimiz “çürük kaya” teorisine bir çentik daha atıldı… Bütün hikâye budur!

Üzülmeyin, yakında Fenerbahçe efsanesinin ruhu Koç Spor’dan kurtulacak ve yeniden -küllerinden- doğacak! Kimse kusura bakmasın: Ali Koç ve taifesinin başarısızlığı zirveden zirveye koşuyor: Mevcut rezalet “Ağrı Dağı” gibi apaçık ortada… Delfi kâhini olmaya gerek yok.

Sahicilikle,
Zafer Yalçınpınar


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan Fenerbahçe başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
26
2025
--

Şiirimiz güncel değildir abiler, dom! (Zafer Yalçınpınar)

Açıkça ifade etmekte fayda var: 1950’ler ve ikinci yeni sonrasındaki girişimlerin yaşamdaki şiirselliği yüceltme veya imgesel alan derinliğini kullanarak dilin sınırlarını genişletme kapsamında başarılı olduğunu düşünmüyorum. Bir ara (90’ların ortasında) postmodern şiir anlayışı belirgin bir çıkış yapar gibi göründü, sonrasında etkili teorilere dayanan avangart çalışmalar da (2000-2010 arasında) icra edildi ve fakat tüm o çıkışlar ve gayretler neoliberal popülizmin içerisinde sönümlendi, yitti gitti, dibe vurdu.

Tüm dünyada sosyoloji ve psikolojinin kilit açıcı rolü 2000’ler öncesindeki gibi etkin değil. Öncelikle bunu kabullenmeliyiz. Günümüz şairleri neoliberal popülizm denen şeyin son derece sinsi işleyen bir fikirsizlik/hayalsizlik alanı olduğunu, onun kapitalizm 2.0 olduğunu anlaması gerek artık… Bireyin kendini performans öznesi olarak sahnelenebilir, sergilenebilir (veya instagramlanabilir) bir konumda görmesi, bireyin kendini -doğuştan- kendi performansıyla sınaması… Müthiş bir karakter deformasyonu, müthiş bir zihin amorflaşması… Popüler aşırılıkların yücelmesi; sınırsız bir erdemsizlik, her alanda ahlaki çöküş… Bunların daha çok işlenmesi gerek bence; çünkü yeni nesil hapishaneler bireylerin zihninde ve gündelik yaşayışında kuruluyor artık; yani duvarlara, tel örgülere gerek yok! Mesela, beyaz yakalı olmanız, maaşa, komisyona veya bordroya bağlanmanız yeterli insanlığınızı kaybetmeniz için… Her şey daha da canavarlaşmak için tıkır tıkır işliyor coğrafyamızda!

Şairlerin varoluş biçimini düşünmeye çalışıyorum kaç zamandır… Bu problematiği tutarlı bir yöntemle -örneğin soyağacı yaklaşımıyla- irdeleyemiyorum, bir akrabalık sınıflaması da yapamıyorum. Fakat, imgelemin özgürleşmesi açısından bir yakınsama-ıraksama durumundan veya konumlanma yaklaşımından söz edebilirim. En azından, benim için, Türkçe’de; Ece Ayhan ve İlhan Berk’in poetikası yakınsadığımı düşündüğüm bir imgesel alan derinliğini ihtiva ediyor. Eh, bu alan derinliğinin sezgisel gücünü bilenler, ıraksadığım şeylerin de neler olduğunu tahmin edebilirler. Birkaç örnek vereyim: Yığışımlardan, popülizmden, mevcut (cukkacı) belediyecilik zihniyetinden ve diğer (arpacı ve uzun) halay takımlarından uzak duruyorum. Rantçılardan, hızlı tüketimsel endüstri kültüründen ve bu kültürün yarattığı satışçı, pazarlamacı, vitrinci ve mağazacı yaklaşımların tamamından nefret ediyorum desem, yeridir. Bana göre kapitalizmin yarattığı en büyük ve iğrenç kötülükler bunlardır. 

İyi şair kim? Bu soruya verilecek cevapların çoğu sığ olacaktır. Ama gene de kendi formülümle cevaplamaya çalışayım: İmgelemin özgürleşmesini sağlayarak dilin sınırlarını genişletebilen, yaşamı şiirleyen (Almancası: Dichten) veya yaşamdaki şiirselliği bulup insanlığa sunan… Bir de sanırım, ‘iyi şair’ gibi doksozofi içeren bir tanımın yerine ‘sıkı şair’ ifadesi daha doğru, benim zihin haritamda…  Sıkı bir şiirle veya dizeyle karşılaştığımda çok heyecanlanıyorum. Ona ‘yaşamsal (İngilizcesi: Vital) bir buluntu’ gözüyle bakıyorum. Onda fark ettiğim şeyi dağlara taşlara yazmak, bulutlara denize yazmak istiyorum. Yüce, kutsal (İngilizcesi: Sacred) bir duygu hissediyorum açıkçası… Çok tuhaf… 

Dünya edebiyatından, dünya dillerinden çeviri eserlerin zihnimdeki yansıması nasıldır, diye düşünüyorum: Enikonu İngilizce biliyorum, İngilizler’de en sevdiğim şey ironi… İroninin tüm türlerini İngiliz Edebiyatı’nda bulabilirsiniz. Felsefede ve dilbilimde Almanca çeviriler çok işime yarıyor. Rusça bence tam ve eksiksiz psikolojik bir kurgu dili… Düzyazı anlatılarda, özellikle -büyülü gerçekçilik akımı nedeniyle- Güney Amerikalı yazarlardan çevirileri çok önemsiyorum. İspanyolca’ya hayranlığım daha az… Fransızlar’ın imgesel gücü yadsınamaz. Yunanca’nın mitolojisi çok etkileyici ve fakat İskandinav mitolojisini daha çok seviyorum. Şiirde Farsça çok kuvvetli… Uzak doğu dillerinde de Japonca. John Steinbeck dışında Kuzey Amerikalılar benim için bir şey ifade etmiyor.   

Ben kendimi bir zümrede konumlandıramıyorum. Bir yerde, birileriyle birlikte yerleşmiş değilim. Belki de yoldayım, yolculuktayım hâlâ… Ya da dışarıdayım, dışlanmış durumdayım… Bilemiyorum. Zaten herhangi bir zümre tarafından ‘içerilmeye’ gerek de yok. Özellikle güncel neoliberal eksenlere göre şiirin zümreleşmesi, statikleşmesi, yerleşim birimlerine veya kamplara, şapellere ayrılması falan iğrenç şeyler…Misal; edebiyat dergileri… zombileştiler! Maalesef edebiyat dergileri tedavülden kalktı ve bir anlamları da kalmadı. Hepsi ‘marka değeri’ kafasıyla çalışıyor ve ‘statüko cukkalama mecrası’ olarak kullanılıyor. Aynı tas aynı hamam, çalan aynı oynayan aynı… Bu tip bir zavallı devamlılığın sahici bir varlığı da yok aslında: Göz alıcı, parlak bir mezarlık düşünün! Çok yazık, çok üzülüyorum…

Peki, şiirin geleceği var mı, gelecekte neler olacak? Bunu kapitalizm sonrası ‘yeni insanlık’ tanımının çerçevesi belirleyecek… O güne kadar neoliberal popülizm -zaman zaman değişik krizlerle beslenerek, otoriterleşme dozu zaman zaman azalarak veya artarak- devam eder. Çünkü, kapitalizmin işe yarar (geçer akçe, çarkı/sistemi döndürür) başka bir formülü yok şu ân gelecek için… Fakat, sosyalizmvari yeni bir zihniyet gelirse, belki her şey topyekûn değişir.

Sonuçlayarak, tarihe bakıp olanı biteni anlayarak -gerçi anlamasak da pek bir şey değişmeyecek- 2025’in Mart ayında hep bir ağızdan şunu söyleyebiliriz: Şiirimiz güncel değildir abiler, dom!

Zafer YALÇINPINAR
2 Mart 2025


Hamiş: Bayram Zıvalı’ya ve gerçekleştirdiği Güncel Türk Şiiri başlıklı araştırmaya/soruşturmaya minnettarım: Bu söylemleri düşünmemde ve bütünlememde bir tür tetikleyici olduğu için…

Mar
24
2025
--

Nerden baksak kendini anlatıyor her şey… (Safranbolu, Tarihi Saat Kulesi ve DURGUN Hakkında…)


Durgun, 2009, tam metin pdf:
https://zaferyalcinpinar.com/durgun.pdf


(Aşağıdaki fotoğrafları büyütmek için üzerlerine tıklayın…)



Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm eserlerine -ücretsiz pdf- olarak https://zaferyalcinpinar.info adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
23
2025
--

Ece Ayhan, Hilmi Yavuz’u anlatıyor: “Zararsız Belediye Şairi!”

Yankı Odası‘nın 24. Bölümü’nden…
Ece Ayhan, Hilmi Yavuz’u anlatıyor!
21 Mart Dünya Şiir Günü 2025 Özel Yayını!
Bir temellük eylemi! Tamamını izlemek için:
https://www.youtube.com/live/5rzTIAJC3po


Hamiş: “Ece Ayhan” başlıklı araştırmalara https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, Ece Ayhan araştırmalarının indeksine https://evvel.org/eceayhanindeksi.pdf adresinden, Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
22
2025
--

Oruç Aruoba, Usta Defteri’nin Bahar Nüshası 4 Yaşında…


Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
6:45 Yayın, Nisan 2021
Satın almak için tıklayın…



Usta Defteri‘nin Upas Yayın kapsamında yayımlanan
pdf biçimli tam metnine bit.ly/ustadefteri
adresinden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.


Usta Defteri‘ne dair gerçekleştirilen
özel bir söyleşiye https://upas.evvel.org/?p=1628
adresinden ulaşabilirsiniz.



EVV3L kapsamında yayımlanan 
Oruç Aruoba Çalışmaları‘na
aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:

1/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba
2/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/2
3/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/3
4/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/4

Mar
21
2025
--

YANKI ODASI // 24. Bölüm // Dünya Şiir Günü 2025 Özel Yayını (Hilmi Yavuz için Temellük Eylemi) // 21 Mart 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 24. Bölümü’nde…
2025 Dünya Şiir Günü için özel yayın!
Kötü edebiyat, kötü şiir nedir? Kötü şair kimdir?
Hilmi Yavuz‘a dair bir temellük eylemi!
Ve gerçek bir dünya şiir günü bildirisi!


25. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Mar
13
2025
--

YANKI ODASI // 23. Bölüm // Konuk: Toprak -Şems- Tezcan // 9 Mart 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 23. Bölümü’nde Plüton Yayın Kolektifi‘nin kurucusu Toprak -Şems- Tezcan‘la yeni nesil yayıncılık ve şiir dünyası üzerine sohbet ettik, dertleştik…


24. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Mar
07
2025
--

YANKI ODASI // 22. Bölüm // 7 Mart 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 22. Bölümü’nde Dipsiz Göl adlı şiir kitabımı anlatmaya devam ettim…


23. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Mar
02
2025
--

YANKI ODASI // 21. Bölüm // 2 Mart 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 21. Bölümü’nde Dipsiz Göl adlı şiir kitabımı anlattım.
(22. Bölüm’de Dipsiz Göl’deki şiirleri, imgeleri irdelemeye devam edeceğiz…)


22. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Şub
17
2025
--

YANKI ODASI // 20. Bölüm // KUZGUN ACAR’A SAYGI // ÖZEL YAYIN // 13 Şubat 2025 // YouTube // Canlı Yayın Tekrarı // Zafer Yalçınpınar

Zafer Yalçınpınar‘ın YANKI ODASI şurada:
https://www.youtube.com/channel/UC9E2wBnQTNSVuDvaFfMuzOQ


Yankı Odası‘nın 20. Bölümü’nde ‘sıkı yontucu (heykeltraş) Kuzgun Acar’ı saygıyla andık ve evvel.org arşivinin içinde gezindik…


21. Bölüm’ün yayın tarihine/saatine ilişkin bilgiler/güncellemeler/değişiklikler için lütfen sosyal medya hesaplarımızı takip ediniz. (instagram: @evvelfanzin twitter: @calmayan)

ya da Yalçınpınar’ın YouTube Kanalı’na abone olunuz:
https://youtube.com/@zaferyalcinpinar


Hamişler:

1/ Yalçınpınar’ın kendisiyle konuşmalarının tümü şurada: https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar

2/ Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm kitaplarına (pdf olarak) şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com