Özellikle Nâzım Hikmet çalışmalarıyla tanınan araştırmacı gazeteci Emin Karaca (Covid-19- nedeniyle) vefat etti. Çok titiz ve kıymetli bir araştırmacıydı. Geride bıraktığı eserlerin içeriksel/tarihsel kıymetinin bilinmesini/korunmasını diliyorum. (Zy)
Kanıksamadan, Fatih Balcı UPAS Yayın, Aralık 2020, 29 Sayfa İzlemek/okumak için: bit.ly/kaniksamadan
Fatih Balcı‘nın resim dilini oluşturan yadsımacı izlek, reddiye hatlarındaki görkemli tanıklıkları fark etmemize imkân sağlıyor. Balcı’nın “kanıksamadan” vurguladığı yordam, olgulara dair yeni bir görme biçimini önceliklendiriyor. (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Şahin Çetin‘in “Aktif Boşluk” başlıklı yeni serisinden bir çizim Upas Yayın’da vücut buluyor… Eserin bütünsel biçemini http://upas.evvel.org/?p=1472 adresinden inceleyebilirsiniz.
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
13 Ekim 1956 tarihinde Avusturya(Viyana)’da vefat eden şair Cahit Sıtkı Tarancı‘yı özel bir çalışmayla birlikte yâd ediyoruz. 2011 yılında gerçekleştirdiğimiz “Cahit Sıtkı Tarancı’nın Karanfili” başlıklı efemeratik edebiyat çalışmasını http://evvel.org/55-yil-sonra-cahit-sitki-tarancinin-karanfili adresinden okuyabilirsiniz. Efemeratik çalışma, Cahit Sıtkı Tarancı’nın vefatına ilişkin çeşitli belgeler, kupürler ve bilgiler de içeriyor. EVV3L takipçileriyle paylaştığımız bu efemeralar, “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün (…) Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak/ Taht misali o musalla taşında.” dizelerini yazan ve 46 yaşında vefat eden bir şairin varoluşu ile tüm zamanların yüklendiği şiirsel alan derinliğinin “içinde” çok önemli bir yer tutuyor. İyi okumalar dileriz. (Zafer Yalçınpınar)
Berna Erkün‘ün sunduğu imgesel alan derinliği, uzam ve mekân tasavvurunda “şiirçizgisel” diyebileceğimiz köprüler kuruyor. Kırsallar‘ın ölçülü ve dingin varoluş biçemi rüyalarınıza girecek!
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
2017 yılının Ekim ayında büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca‘nın poetikasını saygıyla anmak ve yayımlanan şiir kitaplarının kapak tasarımları ile imgesel alan derinliğine katkılarını işaret etmek amacıyla koleksiyon öğeleri taşıyan kısa bir seçki hazırlamıştık. Bugün, seçkiye yeni kapaklar/buluntular ekleyerek 2.edisyonu oluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Fazıl Hüsnü Dağlarca Kitap Kapakları Seçkisi’ne http://bit.ly/daglarcakitapkapak adresinden -pdf dosyası biçiminde- ulaşabilirsiniz. İyi okumalar/izlenimler dileriz…” (Zy)
Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan “Fazıl Hüsnü Dağlarca” ilgilerinin tümüne http://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.
Kadıköy’den Son Çıkış, Rafet Arslan UPAS Yayın/Şiir, Eylül 2020, 26 Sayfa Okumak için: bit.ly/kadikoysoncikis
“Bu kitap Rafet Arslan‘ın gayriresmî -ve kişisel- Kadıköy tarihinin saf şiire dönüşmüş ahvalidir. İmgelemin Özgürleşmesi’ne güç veren sanatçı dostlarıyla birlikte Rafet Arslan, Kadıköy’den Son Çıkış‘taki tükeniş ânında her şeyin -evrenin bile- acıyla biçimlenen yıkımını omuzluyor!” (Zy)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Ustamız Oruç Aruoba tarafından adıma ithafen imzalanan kitapların -hemen hepsinin- çok değişik hikâyeleri ve anlamları vardır. Bu efemeraların taşıdığı anlamları ve çeşitli detayları Şubat 2021’de Upas Yayın kapsamında yayımlamayı planladığım Usta Defteri‘nde paylaşmak istiyorum. Fakat, Aruoba tarafından adıma ithafen oluşturulmuş öyle özel bir efemera var ki, bu imzanın hikâyesini ve önemini ayrıca vurgulamak gerekiyor.
19 Eylül 2002’de, Oruç Aruoba’yla Galata Köprüsü’ndeki ilk buluşmamızda ben 23 yaşındaydım. Marmara Üniversitesi’nin enstitülerinden birinde ‘Sermaye Piyasası ve Borsa’ üst-başlığında yüksek lisans yapıyordum ve yüksek lisansın tez aşamasına yeni geçmiştim. Aruoba, ekonometri lisansımı ve yüksek lisansımdaki “borsa” başlığını duyduğunda “Orada, borsada, tüm olup bitene baktığımda, bir çeşit tapınma görüyorum,” dedi ve “Tıpkı kutsal mekânlarda gerçekleştirilen ritüeller gibi, tapınma içeren bir düzen var orada…” diye ekledi. Ardından, üzerinde Arapça harfler bulunan bir kâğıt para/banknot (10 Pakistan Rupisi) çıkardı cüzdanından ve banknotun görünmez filigranının gizlendiği boşluğa şunları yazdı:
Zafer’e.- ‘Borsa’da kullanabilir mi, bilmem- Oruç, 19 Eylül ’02
Bir süre, Aruoba’nın bu hamlesine ve kâğıt paranın üzerine yazdığı nota anlam vermeye çalıştım. Aklıma gelen ilk şey; birçok ülkede banknotların üzerine yazı yazmanın çok büyük bir suç olarak kabul edildiği ve Aruoba’nın bu hamlesinin mali değerler sistemini -veya bizatihi devlet düşüncesini- reddetmek yönünde bir anlam taşıdığıydı. Fakat emin olamıyordum. Yıllar sonra, Aruoba’ya bu hamlesinin anlamını sorduğumda, “Senin borsada veya bir bankada çalışamayacağını o günden biliyordum.” diyecekti, ustamız…
(…) Nâzım Hikmet’in şu ana kadar hiçbir yerde yayımlanmayan beş şiiri, Yapı Kredi Yayınları editörlerinin TÜSTAV Komintern Arşivi’nde yürüttüğü çalışmalarla ortaya çıkarıldı. Şiirler kitap-lık dergisinin son sayısında yayımlandı.(…)
Şair Tekin Gönenç‘in vefat ettiğini öğrendim. 2000’lerin başında (Kuzey Yıldızı Edebiyat Dergisi döneminde) hepimize çok destek olmuş, saygın ve sakin bir edebiyat simasıydı. Üzgünüm… (Zy)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
“Türkiye Sahaf Kolektifi, korona virüsü salgını sebebiyle yaşanan ekonomik güçlüklere ilişkin bir yazı kaleme aldı. Yazıda, sahaf esnafının salgının sonuna kadar dayanmasının mümkün olmadığının belirtildi.”
“Sahaf esnafı ve çizgi romancılar, efemeracılar, filatelist ve nümismatlar, küçük objeciler, ikinci elciler, seyyar kitapçılar gündelik yaşayan, nakit sermaye ve birikimi olmayan ticaret erbabındadır. İşte bu nedenle dükkânların kapalı, kitap ticaretinin sonlanmış olmasına pek uzun bir zaman dayanamazlar. Kendilerini idare ve idame etmeleri gündelik kazanç kapıları kapatılırsa mümkün olmaz. Uzun süreceği söylenen bu vahim pandeminin öngörülen bitiş tarihine kadar dayanması pek çoğu için gerçekten zor” diyen Sahaf Kolektifi yazıyı, “Sahafını koru, kitap aşkına” mesajıyla sonlandırdı.
“Artık Goya, Monet, Cézanne ve diğer yüzlerce sanatçının eserlerinin yüksek çözünürlüklü dijital versiyonunu görmeniz ve kendi bilgisayarınıza indirmeniz mümkün…”
Nâzım Hikmet’in “Benerci Kendini Niçin Öldürdü” (1932) adlı destanından…
“Nâzım Hikmet’in bu şiirinde, şiirsel bir anıştırma olarak, “sev” kelimesinin yerine “öl” kelimesi okunabilir/kullanılabilir. Özellikle destanın bütünselliği kapsamında, Benerci’nin sevgilisinin sonu düşünüldüğünde… “(…) benden izin sana, öl, ölebildiğin kadar.” (Zy)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Nâzım Hikmet” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.
Ressam Biles Öcal‘ın vefatından dün haberdar oldum ve çok üzgünüm. Kendisini şahsen tanımıyordum, fakat Öcal’ın eserlerindeki şiirsel güçle -2001 yılında- Karşı Sanat kapsamında gerçekleştirdiği portreler sergisinde tanışmıştım. Öcal’ın tüm eserleri, kendine özgü ve çok kıymetli bir “bulanık denge”yle donanmıştır. Hem teknik açıdan, hem de yansıttığı duygulanımlar açısından Öcal’ın eserleri kuvvetli bir şiirsel yükü taşıyor… Onun sanatsal izleğine, imgelerine ve görüngülerine tanık olmaktan gurur duyuyorum. (Zy)
Mart 2001, Karşı Sanat Çalışmaları Biles Öcal Sergi Kataloğu‘ndan…
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
“Duygu vefat edeli 1 yıl olacak… Biricik-mu‘yu yerden göğe kadar özlüyorum. Bu yazdığım defter bir ağıt… Siyah içi bir Ölümcül Defter yazarak, bu defterin başında düşünerek ölüm denen şeyi anlamaya çalışıyorum, anlayamıyorum…” (Zy)
George Orwell‘in ‘1984’ adlı romanının Türkçe’deki ilk baskısının kapak görüntüsü… (1958, Işık Kitapları)
Geçtiğimiz günlerde -rastlantı sonucu- Beyoğlu-Aslıhan Pasajı‘nın Galatasaray meydanı tarafındaki girişinde, ilk dükkânlar arasında bulunan Martı Sahaf‘la tanıştık. Gani Bey‘in sahaf dükkânında neler var, neler… Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğlu desenlerini mi isterseniz, Fenerbahçe Burnu’nun (Fanaraki’nin ve Hera Kayalıkları’nın) 1869 tarihli suluboya tablolarını mı istersiniz, George Orwell’in “1984” adlı meşhur romanının Türkçe’de gerçekleştirilen 1958 tarihli ilk baskısını mı istersiniz… Neler var, neler… Tüm koleksiyonerlere Martı Sahaf’ı ziyaret etmeyi ve Gani Bey’le tanışmayı öneriyorum. (Zy)
Fenerbahçe Burnu (Fanaraki, Hera Kayalıkları) (1869 tarihli, suluboya, ressam bilinmiyor)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
Benim için Kasım 2019’un getirdiği en güzel, en anlamlı kitap ‘Krizantemler’ orjinal adıyla yayımlanan John Steinbeck öyküsü olsa gerek… Koleksiyonumda bulunan ve Memet Fuat’ın çevirdiği (1953, 1963, 1985 baskı tarihli) üç nüshadan ‘Kasımpatları’ adıyla bildiğim bu öykünün yeni baskısı İnka Yayınları tarafından yayımlandı. Carmen Bueno’nun ‘pastoral, narin ve armonik’ canlandırmalarıyla (illüstrasyonlarıyla) zenginleşen öykünün yeni çevirisini -sıkı dostumuz- Ayberk Erkay gerçekleştirmiş. Yeni baskının arka kapak yazısından bir bölüm şöyle:
“Adaletsiz bir toplumda yaşama tutunmaya çalışan, haksız düzenle uyuşamayan bireylerin öykülerini anlatan John Steinbeck, Krizantemler adlı öyküsünde de benzer bir mücadeleyi sürdüren insanların hayatlarına ışık tutuyor. Steinbeck edebiyatının bütün özgün çizgilerini yansıtan Krizantemler, birçoklarına göre, yazarın öyküleri arasında zirvede yer alıyor…”
‘Krizantemler’ adlı öykünün gücünü, titiz çevirisini ve armonik çizimleri birlikte düşündüğümde, koleksiyon değeri taşıdığını fark ettiğim bu özel baskıyı mutlaka edinmenizi öneriyorum.
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Sağolsun, sıkı dostumuz Şahin Çetin, Upas Yayın kapsamında oluşturduğumuz 23 kitabımızı hatırlatmak ve imgelemin özgürleşmesi yolunda verdiğimiz emeği/gayreti vurgulamak için “Şiirlerin Bildirisi” başlıklı özel bir çizim gerçekleştirdi. Eseri detaylı incelmek için http://upas.evvel.org/?p=1025 adresini ziyaret edebilirsiniz. Upas Yayın taifesi olarak kendisine yerden göğe kadar teşekkür ediyoruz. (Zy)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.