1 Mayıs 2021 ve Meydansızlık!
07
2021
Oruç Aruoba // Usta Defteri’nin Bahar Nüshası // 6:45 Yayın’da… (Hazırlayan: Zafer Yalçınpınar)
Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
6:45 Yayın, Nisan 2021
(Özel eklentilerle genişletilmiş, bahar nüshası!)
Ön-sipariş aşamasında %40 indirimle
satın almak için tıklayın...
Hamiş: Yaklaşık 15 yıl boyunca Zafer Yalçınpınar tarafından -EVV3L kapsamında- gerçekleştirilen “Oruç Aruoba Arşivi” çalışmalarının tümüne https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz.
01
2021
1 YAŞINDA: “EN UZUN GECEDEN” (Zafer Yalçınpınar)
The Poet House bünyesinde İsmail Sertaç Yılmaz‘la birlikte gerçekleştirdiğimiz En Uzun Geceden adlı proje eserimiz, Nisan 2020’nin ilk günlerinde yayımlanmıştı. Proje kapsamında sunduğu tasarımsal ve şiirsel katkılar ile gösterdiği özen için İsmail Sertaç Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum. (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Not: “En Uzun Geceden” adlı şiirle
birlikte üç etkin “yan okuma” yapılabilir:
/1/ Çizgi
/2/ Dudağının Kenarındaki Çizgi
/3/ En Kısa Gündüzden
Zafer Yalçınpınar‘ın yayımlanan tüm şiirlerini, şiir kitaplarını ve edebiyat çalışmalarını https://zaferyalcinpinar.info adresinden ücretsiz (pdf dosyası biçeminde) okuyabilirsiniz.
27
2021
Duvarda: “Gölgeleniş”
“Gölgeleniş…”
Fotoğraf by Zy
Suadiye, 2021
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
23
2021
İlhan Usmanbaş 100 Yaşında!
Prof. Dr. İlhan Usmanbaş‘ın 100. yaşına ve efsanevi eserlerine saygı amacıyla –Upas Yayın kapsamında- “Ece Ayhan ve İlhan Usmanbaş” başlıklı özel bir efemeratik dosya hazırladık. Dosyayı görmek ve okumak için https://upas.evvel.org/?p=1562 adresini ziyaret ediniz.
“Eski notalarımın yeniden karşıma
çıkması beni çok şaşırtıyor. Çok seviniyorum.
Mutluluk dileklerim ve teşekkürlerimle.
İlhan Usmanbaş 27. 07. 2017″
Zafer Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…
“Bu imzanın ve ithafın oluşmasında büyük emeği geçen
Şükret Gökay‘a çok teşekkür ederim.” (Zy)
24 Temmuz 2000 tarihli Cumhuriyet Gazetesi
Kültür-Sanat sayfasından bir kupür…
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı çalışmalara https://bit.ly/eceindeks adresinden, Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
28
2021
“Usta Defteri” (Oruç Aruoba)
Oruç Aruoba, Usta Defteri
(Aktaran: Zafer Yalçınpınar)
UPAS Yayın, Şubat 2021, 18 Sayfa
Okumak için: bit.ly/ustadefteri
6:45 Yayın tarafından kitaplaştırılan
-özel eklentilerle genişletilmiş-
basılı nüshayı satın almak için tıklayınız…
Oruç Aruoba’yla gerçekleştirdiğimiz tüm görüşmelerin ayrıntıları -benim için- ‘ustalık ile yaşama onuru’ kıymetini taşıyor. 21 Mayıs 2011 tarihinde yazımını tamamladığım bu defter, ustayla 8 Mayıs 2011 tarihinde gerçekleştirdiğimiz görüşmenin notlarını içeriyor. (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Notlar:
1/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Oruç Aruoba” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz.
2/ “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
09
2021
tarihinsancısı 4 yaşında!
#tarihinsancısı4yaşında
okumak isteyenler için Tarihinsancısı‘nın
tam metni (pdf olarak) şurada duruyor, duracak,
ölümsüzlüğü mıhlayan bir ‘âh’ gibi!
pdf: bit.ly/tarihinsancisi
Şiir Kitabı, Şubat 2017, YAYINpasaj69
Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın özgeçmişine ve tüm şiir kitaplarına şu adresten ulaşabilirsiniz: https://zaferyalcinpinar.info
08
2021
Usta -Oruç Aruoba- Defteri… 21 Şubat 2021’de, Upas Yayın’da…
Usta -Oruç Aruoba- Defteri, 21 Şubat 2021’de…
Upas Yayın’da…
(Elimizde olmayan nedenlerden dolayı
yaşanan gecikmeler için takipçilerimizden özür dileriz.)
EVV3L kapsamında yayımlanan Oruç Aruoba Çalışmaları‘na
aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:
1/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba
2/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/2
3/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/3
14
2021
KIRMIZI BAHÇENİN DALGALANIŞI (Yalçınpınar & Çetin)
“dehşetsiz bir tedirginliğe, dehşet vereceğiz!”
Zafer Yalçınpınar ile Şahin Çetin‘in oluşturduğu
“Kırmızı Bahçenin Dalgalanışı” Upas Yayın’da!
Görmek/okumak için: https://upas.evvel.org/?p=1508
09
2021
Dudağının Kenarındaki Çizgi’den…
Okumak için: https://zaferyalcinpinar.com/dudagininkenarindakicizgi.pdf
The Poet House bünyesinde İsmail Sertaç Yılmaz’la birlikte gerçekleştirdiğimiz -ve En Uzun Geceden‘in devamı niteliğinde olan- Dudağının Kenarındaki Çizgi projemiz yayımlandı. Proje kapsamında sunduğu tasarımsal ve şiirsel katkılar ile gösterdiği özen için İsmail Sertaç Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum. (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Not:
“Dudağının Kenarındaki Çizgi” adlı şiirle
birlikte üç etkin “yan okuma” yapılabilir:
/1/ Çizgi
/2/ En Uzun Geceden
/3/ En Kısa Gündüzden
Zafer Yalçınpınar‘ın yayımlanan tüm şiirlerini, şiir kitaplarını ve edebiyat çalışmalarını https://zaferyalcinpinar.info adresinden ücretsiz (pdf dosyası biçeminde) okuyabilirsiniz.
08
2021
Meşhur Manyaklığın 14. Yılı: Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı (2006-2020)
Meşhur Manyaklık! 14. Yıl…
Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı (2006-2020)
Okumak için: https://bit.ly/zypalmanak
Kendi hakikatiyle yazılmış/yanmış özel bir tarihtir 14 yıldır yayımladığım bu Almanak… Zihinsel ve bedensel olarak hastalanmış bir ortamın tüm zorluklarına rağmen, “eşya olmadığımızı, insan olduğumuzu vurgulamak” adına hakikat yolundaki kalb ile vicdan arayışımızı 2020 yılında da sürdürmeye çalıştık. Herkes için daha kolay ve umut dolu bir 2021 diliyorum.
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
26
2020
En Kısa Gündüzden
acıyı bırakıyorum
gökyüzünün derinliklerine
ağaçların üzerinde,
kelimeler yürüyor.
nasıl olur
dağın tepesinde,
en büyük taşlar
__________duruyor.
şu geçidin ölçüsü fena değil.
kuşlar doğmaya hazırlanıyor,
yarın sabah başlayacak her şey.
havada asılı duran bulut
yaşama soğuyan toprak
sonsuz ufuk çizgisi
bir ırmağın sonu
akşama doğru!
mecburen,
kendi hiçliğimi biriktiriyorum
göz bebeklerindeki
____________ölümle
en kısa gündüzden.
Zafer Yalçınpınar
25 Aralık 2020
Eşlenik bir yan okuma: En Uzun Geceden
Yalçınpınar’ın tüm şiirlerini ve şiir kitaplarını https://bit.ly/zypsiir adresinden okuyabilirsiniz.
03
2020
YERLEM
uyanıyorum
saat kaç
güneş nerde
ben nerdeyim
seninle
evrende
Zafer Yalçınpınar
Aralık 2020
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerini ve şiir kitaplarını https://bit.ly/zypsiir adresinden okuyabilirsiniz.
17
2020
Upas Yayın mı… O da nedir ki? (Zafer Yalçınpınar)
Üvercinka Dergisi, No. 73, Kasım 2020
Zeynep Meriç: Upas Yayın’ı kurmaya ne zaman karar verdiniz? Bu oluşumda sizi tetikleyen en önemli olay veya olgu nedir?
Zafer Yalçınpınar: Tahakkümlerden ve ezberlerden uzak bir özgür yayıncılık projesi oluşturmayı yıllardır düşünüyordum. 15 yıldır evvel.org kapsamında çeşitli edebiyat çalışmaları gerçekleştiriyorum. Çevremdeki dostlar, özellikle şiir ve poetika kapsamında evvel.org’un çok değerli bir arşiv ihtiva ettiğini, bununla birlikte fazlasıyla kişisel olduğunu sürekli dile getiriyorlardı. Haklılardı. En başından beri evvel.org’u kişisel not defterim, edebiyat ve şiir kapsamında tutulmuş bir not defteri olarak tasarlamıştım. Tuhaftır, okuyucunun ilgisini çekti falan… Neyse… 2018 yılında, evvel.org’un sub-domain’i olarak “upas” başlığını kullanmaya ve burada özgür bir şekilde dijital kitaplar yayımlamaya karar verdim. Balzac’ın bir kitabında ‘Upas’ ismiyle ve ‘Upas Ağacı’nın hikâyesiyle karşılaşmam, çok belirleyici ve tetikleyici oldu. Şu an Türkiye’de, Upas’ın dışında, şiiri, poetikayı ve imgelemin özgürleşmesi gibi kavramları yayın politikasının orjinine yerleştiren, şiiri öncelikli gören, bu kapsamda elini taşın altına koyan sadece bir-iki yayınevi var. Çünkü şiir -özellikle de sıkı şiir- iktisadi bir varoluş sergileyemiyor, satmıyor, okuru ve takipçisi az… Anlayanı ve ilgileneni de az… Bu duruma, böylesi bir çaresizliğe ve imkânsızlığa -kendimce- bir son vermek istedim.
Zeynep Meriç: Upas’ın poetikaya öncelik veren özgür bir yayın girişimi olduğunu belirtiyorsunuz. Peki, Upas’ta sadece şiir mi yer alıyor, diğer edebi türlere yer veriyor musunuz? Okurların arzuları mı size ışık tutuyor?
Zafer Yalçınpınar: Upas Yayın’da yer alan eserlerin özünü şiir ve poetika oluşturuyor. Bizim mihenk taşımız da turnusol kâğıdımız da şiirdir. Şibolet gibi… -Araştırın bakalım ‘Şibolet’ ne demekmiş- Sonuçta, öyküler, roman parçaları, roman karakterleri, polisiye, mizah, popüler kültür falan bizim dışımızda. Bizim önceliğimiz şiir… Sıkı şiir… Deneysellik, avangard, dada, gerçeküstü, letterizm, görsel şiir gibi kavramları kapsam-içi görüyoruz. Bu konuda azıcık katıyız. Sıkı şiiri ve imgelemin özgürleşmesini dert edindik. Yaşamdaki şiirselliğin arttırılması, şiir birikiminin arttırılması, şiir dilinin geliştirilmesi, sezgisel ve bilişsel bir auranın yaratılması, şiirin dilimizdeki sürdürülebilirliği, şiirsel yükün ihtiva ettiği kalp, vicdan ve hakikat duygusu bize yol gösteriyor. Tabiî ki okurumuzu da önemsiyoruz: Sıkı, olgun, güçlü ve geleceği belirleyen bir şiir dilini ve poetikayı okura sunarak, böyle yaparak okurlarımızı önemsiyoruz.
Zeynep Meriç: Upas’ın varoluşunda İlhan Berk ve Ece Ayhan’ın önemi nedir? Bu doğrultuda şiirsel çizginizden ödün verdiniz mi hiç? ‘Dilin imkânlarının genişletilmesi’ gerekliliğinden mi yanasınız sürekli?
Zafer Yalçınpınar: Şiirsel çizgimizden ve şiirsel maksadımızdan ödün vermeyiz. İlhan Berk ve Ece Ayhan da taviz vermemiştir. Sıkı şairlerin en büyük özelliği budur. Tarihsel varoluş, yazgı veya lanetimiz böyledir maalesef… Ece Ayhan ve İlhan Berk’in önemi, Dünya’daki 1950 şiir hareketinden yola çıkarak 2020’lere uzanmayı başaran dilsel uzgörü çizgilerini Türkçe’de oluşturabilmelerinde gizlidir. Felsefi bir boyut, yaşama alan derinliği katan dilsel bir sınırsızlık… Türkçe’deki şiir dilinin günümüze uzanan en başarılı motiflerini bu iki şairin zihnindeki bilişsel harita belirlemiştir. Dikkat ederseniz ‘İkinci Yeni’ akımı demiyorum. 1950 şiir hareketi diyorum. Ve bu durumu derinlemesine araştırmayı sizlere bırakıyorum.
Zeynep Meriç: Basılı nüshalarınızın olmadığını söylemiştiniz. Peki, ilerleyen süreçte bu mümkün mü? Basılı nüshaya geçiş için Upas’ta büyük değişiklikler olabilir mi?
Zafer Yalçınpınar: Olabilir. Fakat şu an böyle iyiyiz. Gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz. Ne kendimizi ne de şiir okurunu ekonomik bir külfet altına sokmak istemiyoruz. Şiiri neo-liberal sisteme sokmak istemiyoruz. Dijital yayıncılığın, yeni nesil yayıncılığın güzelliği de budur zaten… Şiire neo-liberal girişimci bir tavır yüklemek isteyen muhteris tipolojiden de yıllardır -açıkça söylüyorum- nefret ediyoruz.
Zeynep Meriç: Okurlarınız yayınlarınıza nasıl ulaşabilir? Sitedeki etkinlikleri nasıl takip edebilir?
Zafer Yalçınpınar: Cevap sorunuzda bulunuyor zaten… Cep telefonunuzdan, tabletinizden veya bilgisayarınızdan upas.evvel.org adresini ziyaret etmeniz yeterli… Tek tıklamayla kitaplarımızı, tüm paylaşımlarımızı ücretsiz olarak indirip pdf biçeminde okuyabiliyorsunuz, arşivleyebiliyorsunuz. Sosyal medyada da çok aktifiz. Duyurularımız da etkinliklerimiz de… Kısacası, her şey bir tık uzağınızda… Daha ne olsun. Büyük hizmet!
Zeynep Meriç: Bilginin bu denli karmaşık ve kirli olduğu dönemde basılı yayının azalmasını ve dijital yayınların çoğalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu durum yayımlanan eserlerin değerini arttırıyor mu, azaltıyor mu?
Zafer Yalçınpınar: Vallahi, bizim yayınladığımız eserler Mars gezegeninin dilinde yazılmıyor. Türkçe yazıyoruz… (Gülüyor) Aynı harfler, aynı dil… Kâğıdın üzerinde veya kitabın içinde olsun ya da ekranda dijital kitap biçeminde olsun son derece özenli ve titiz çalışıyoruz. Şiir dili, redaksiyon, mizanpaj ve diğer tasarımsal öğeler konusunda basılı yayınların çoğundan özenliyiz. Belki, koleksiyonerler için bazı basılı deneylerimiz de olacak gelecekte… Bakacağız.
Zeynep Meriç: Upas’ı bundan sonra nerede göreceğiz?
Zafer Yalçınpınar: Upas Yayın’ın poetikası bir fısıltı gibi yayılır. Hiç ummadığınız bir anda bizim yayınlarımızla veya bizatihi bizimle karşılaşabilirsiniz. Fakat şunu söyleyebilirim; kitap fuarlarında, mikrofon arkalarında ya da ışıltılı podyumlarda birer dünya güzeli veya doksozof gibi kırıtmayacağımız kesin!
Zeynep Meriç: Devam eden veya başlayacağınız yeni bir proje var mı? Son olarak neler söyleyeceksiniz?
Zafer Yalçınpınar: Birçok gayretimiz var. Şiir aurasına, şiirsel alan derinliğine görsel ve işitsel eklemler sağlamak istiyoruz yakın gelecekte… Sıkı şiiri desteklemeye ve şiire öncelik vermeye devam edeceğiz. Son olarak, ne diyeyim, gözünüz, kulağınız upas.evvel.org’da olsun. Ve tabiî ki bu çevik söyleşi için de sana çok teşekkür ederim.
Zeynep Meriç: Ben teşekkür ederim… Samimi yanıtlarınız için asıl….
___
14
2020
14 Kasım 2020 (#6)
DOĞRUSU -GERÇEKTEN- TÜRK ŞİİRİ’DİR
Oğuz Demiralp ile Turgay Fişekçi’nin Cumhuriyet Gazetesi Kitap Eki’nden ayrılmasıyla alevlenen, sonrasında da -neo-liberal kavram karmaşalarıyla özünden uzaklaştırılmaya çalışılan- toz/duman/sis içerisinde kalmış, son derece bulanık bir tartışma sürüyor. Tartışmanın temelinde “Türkçe Şiir, Türkçe Edebiyat” ifadelerini savunanlarla “Türk Şiiri, Türk Edebiyatı” ifadelerini savunanların kapışması var. Sosyal medya yıkılıyor -bir görseniz- neler neler yazılıyor… (Gerçi, Üvercinka Dergisi’nin Kasım 2020 tarihli 73. sayısındaki bilgiler, yaklaşımlar ve temellendirmeler olmasaydı, tartışmanın tüm detaylarından, tarihsel tırmanışından habersiz kalacaktım ya, neyse…)
Şimdi, hemen söyleyeyim; bu tartışmada Özdemir İnce haklıdır ve ifadenin doğrusu -gerçekten- Türk Şiiri’dir. Bu sorunsalı çözmek için zihnimizde şu kök önerme bulunmalı: “Türk şiiri, Türkçe yazılır.” Konuyu böyle düşünürseniz, rahat edersiniz. Zaten ben, en başından beri bu tartışmanın son derece yapay bir sorunsal olduğuna inanıyorum. Konu basittir özünde; Türk Milleti’nin dili Türkçe’dir. Türkçe yazılan şiir de Türk Şiiri’nin hanesine yazar. Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan çağrışım yaparak -Türkiye sınırları içerisinde ve dışarısında- şunu rahatça söyleyebiliriz: “Türkçe, bizim ses bayrağımızdır”. Nokta.
Oğuz Demiralp’in T24’teki ince atarlı/ayarlı cevabını da okudum. Merak edenlere yazının içeriğini özetleyeyim: Avrupa Birliği’nin küresel ölçekte yaygınlaştırdığı neo-liberal nakaratın, bir kez de Oğuz Demiralp tarafından “sosyal içerme” (social inclusion) ve “çeşitlilik” (diversity) temelinde dile getirilmesi… İnanın ki bu kadar. Ne daha fazla, ne daha az. Başka bir şey yok, tırı vırı, hep bildiğimiz numaralar falan… (Yakın tarihe baktığınızda, neo-liberal yöntemlerin uygulandığı/denendiği ilk ülke olan Şili’de bugün neo-liberalizme kitlesel gösterilerle karşı çıkıldığını görürsünüz. Bir de tabiî, madalyonun diğer yüzüne bakın; Oğuz Demiralp’in Avrupalıvari hezeyanlarını, nakaratlarını falan düşünün…) Ben bu filmi seyrettim daha önce! Bir de, bu film neden hep T24’te yayınlanıyor, bilemiyoruz!
Tartışmaların içinde “antoloji” konusu da var. Gene aynı sosyal içerme ve çeşitlilik nakaratıyla soslanmış, tüketime sunulmuş, aynı film… Antolojiler konusunda yıllar önce yazdığım basit bir analizi Seyyit Nezir hatırlatmasaydı, unutacaktım vallahi… Sonucu söylüyorum size:
“(…) Antolojiler de tıpkı şiir ödülleri ve yarışmalarında olduğu gibi şairler arasında bir “statüko” enstrümanı olarak kullanılıyor. (…) Antolojiyi hazırlayan kişi de kendisini şairlerin ve şiirlerin üzerinde, yüksek perdahtan biri gibi görüyor. (…) Şiirsel uzamlar, tek bir kişinin zihninin öznelliğiyle, görgüsüyle bütünlenemez. (…) Antolojiler, bugün, şiirlerin ve şairlerin dönemsel olarak harcandığı kötücül birer statüko enstrümanıdır.”
Anlayacağınız, antoloji konusunda hâlâ aynı yerdeyiz! Hâlâ aynı çetelerin aynı kötülüklerine maruz kalıyoruz.
Ahvalimiz böyle, efendim… Böyle başa, böyle tarak! Bir başka ‘kendimle konuşmalar’da buluşmak üzere, esen kalınız.
Zafer Yalçınpınar / 14 Kasım 2020
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm köşe yazılarını https://evvel.org/ilgi/kendimle-konusmalar adresinden okuyabilirsiniz.
08
2020
kolektif şiir: HOROZKARASI
dikiş atlaması kalbin
bu duvarların altında
dol-anıyor dol-muyor
ayrımsız ve sınırsız
_______________dehşetin
___________________atlasları
neresinden tutsam diyorum
ağzını eğip büküyordu zamanlar
kafamızdan eksilmiyordu
alacaklı adamlar
______verecekli kadınlar
(…)
Şiirin tam metnini https://upas.evvel.org/?p=1462 adresinden okuyabilirsiniz.
30
2020
Ece Ayhan’a dair… Gaye Su Akyol’a Açık Mektup
Gaye Su Akyol Hanım,
Çok uzatmadan, kısaca, ayakta -ayağa kalkarak- yazacağım size… “Yort Savul: Bir İsyan Manifestosu” başlıklı yeni piyasa mamulünüzü ve işbu mamulde Ece Ayhan’ın şiirsel gücünü kötüye kullanma biçiminizi gördük, inceledik, çok üzüldük. Türk şiirinin zirvelerinden biri olan Ece Ayhan’a “selam çakmak” ya da Ece Ayhan’ı yeni nesil popüler kültürün -iğdiş edici, hızlı tüketimsel- alanında harcamak sizin (veya türevlerinizin) haddi değildir. Bunu -öncelikle- biliniz.
Eski popüleritenizi kaybetmiş olmanızdan kaynaklanıyor ki yeni mamullerinizde ne yapacağınızı, neyi tüketeceğinizi/tükettireceğinizi şaşırmış durumdasınız. Böylesi çıkmaz sokaklara mecbur ve maruz kalmanıza da -sizin yerinize- çok üzülüyoruz.
Sonuç olarak söyleyeceğimiz şey şudur: Ece Ayhan ve şiirleri, yıllardır alt-kültür makyajıyla mayalanan yeni nesil popçu taifesinin iğdiş edici tuhaflıklarının basit bir mezesi değildir. Şimdi, söylemi ilerletelim: Ece Ayhan’ın ve Türk şiirinin şerefi, sizin pop/arabesk şarkımsılarınızda ifade etmeye çalıştığınız türden ucuz bir şey değildir. Hatta, Ece Ayhan’ın ve Türk şiirinin şerefinin sizin ifade etmeye çalıştıklarınızın tam tersi olduğunu -açıkça ve rahatlıkla- söyleyebiliriz. Söyleriz de.
Zafer Yalçınpınar
30 Ekim 2020
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı çalışmalara https://bit.ly/eceindeks adresinden, Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
21
2020
Şegaf’tan… (Zafer Yalçınpınar)
Aramızdaki mesafedir buz… Bir gölün, göl olamayışı. Bir yolun, bir türlü bitmeyişi… Denizin, Akdeniz’in tam tersi! Senin bana, benim de sana kavgamdır, yokuşumuzdur: Buz!
(…)
Yaşamın kıymetini idrak etmek için nefesini tut, solunumunu durdur. Kalbin bir vuruş atlaması, sekmesi gibi… Mesela, bir gecenin sonunda sabahın gelmediğini düşün; güneşin doğmadığını, her gün görmeye alıştığın bir deniz manzarasının veya bir gölün yerinde olmadığını düşün, o boşluğun acısını hisset!
İşte böylesine kıymetlidir nefes almak: Yaşamaya başladığında yaptığın ilk iştir; tabiî yahu – yaşamının kanıtıdır; nefes alman…
(…)
Örümcekler ağ örüyor, geceleri. Odalar yorgun, evler ve çiçekler suskun. Liman sessiz, tekneler de uykuda, ağaçlar bakışsız. Arabalar işsiz. Sadece yıldızlar birer sunak gibi parlıyor, gökyüzünde, geceye. Her şey bir bitişin ve başlangıcın eşiğinde. Gecenin her yere dolan biricik ve karanlık yalnızlığı, çatıların kimsesizliği.
Her şey ve herkes gündüzün beklentisiyle yüklü.
(…)
Bizans toprağı: Tarihin yeniden yazılabilen yükleriyle, sonsuz boğucu sıkıntısıyla ve doğu – batı geriliminin özel müziğinde: – bakırlaşmıştır.
Hilebaz bir direklerarası (tulûat) oyuncusunun icra ettiği tuhaf bilmecelerle, söylencelerle ve korkaklıkla: – zümrüt rengi boyanır baştan aşağı gökyüzüne, geçitlerine, sularına ve sarnıçlarına; büyük bir şiirin gayri resmî portresi çizilir, karanlıkta: – kasvet burçlarıyla körlüğünün: Ey İstanbul!
(…)
Evlerini, çerçevelerini –köşeli ve durağan her şeyi– soyunmak ister pencereler: İçeriyi dışarıya, dışarıyı içeriye. Bir görüntü alevleniyor ve soğuyor yaşamın her ânında, pencerenin yüzünden; yeryüzüne, gökyüzüne, ışığa, karaltıya, içeriye, dışarıya. Pencerelerden daha huysuz, değişken, sıkıntılı ve kandırmacalı bir yapı biçimi yoktur evrende.
(…)
Rahat, sakin, acelesiz ve mükemmel varlıklardır; ağaçlar. Yaşamdan soluk alıp yaşama soluk verirler ve olgun düşünceler geliştirirler yapraklarının damarlarında.
Rüzgârın ev sahibidir; ağaçlar.
(…)
“Biz buzullara şiir gömdük ve onurumuzla öldük.”
(…)
Zafer Yalçınpınar
Şegaf, Upas Yayın, 2020
Şegaf‘ın tam metnini pdf dokümanı biçeminde https://upas.evvel.org/segaf.pdf adresinden okuyabilir ve arşivleyebilirsiniz.
13
2020
Efemeratik Edebiyat: “Cahit Sıtkı Tarancı’nın Karanfili”
13 Ekim 1956 tarihinde Avusturya(Viyana)’da vefat eden şair Cahit Sıtkı Tarancı‘yı özel bir çalışmayla birlikte yâd ediyoruz. 2011 yılında gerçekleştirdiğimiz “Cahit Sıtkı Tarancı’nın Karanfili” başlıklı efemeratik edebiyat çalışmasını https://evvel.org/55-yil-sonra-cahit-sitki-tarancinin-karanfili adresinden okuyabilirsiniz. Efemeratik çalışma, Cahit Sıtkı Tarancı’nın vefatına ilişkin çeşitli belgeler, kupürler ve bilgiler de içeriyor. EVV3L takipçileriyle paylaştığımız bu efemeralar, “Yaş otuz beş! yolun yarısı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün (…) Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak/ Taht misali o musalla taşında.” dizelerini yazan ve 46 yaşında vefat eden bir şairin varoluşu ile tüm zamanların yüklendiği şiirsel alan derinliğinin “içinde” çok önemli bir yer tutuyor. İyi okumalar dileriz. (Zafer Yalçınpınar)
Ayrıca bkz: Efemera Nedir?
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
11
2020
“Şegaf” (Zafer Yalçınpınar)
Şegaf, Zafer Yalçınpınar
UPAS Yayın, Eylül 2020, 32 Sayfa
Okumak için: https://upas.evvel.org/segaf.pdf
Bir dağın kesitini alıyormuş gibi düşünelim onu. Zafer Yalçınpınar, kelimelerin omurgasına -yani dağın merkezine- iniyor ve oradaki madenden/özütten tanımlamalar sunuyor bize… Yanarak, kavrularak, kendini yakarak! Velhasıl tüm mesele şu; anlamını bulamamak… Heyhat! Bir ağacın gövdeden çatırdayışı, henüz kapanmış bir mezardan gelen o “güm” sesi, sabahın o gri yalnızlığı yüzümüze dikmesi… Heyhat! Şegaf!
(Emir Alisipahi)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.