“Bizden başka herkes fahri şişedir burda” diyor Londra ikametli Feyyaz Kayacan ve Ahmet Haşim’in söyleyemediği üç dizeyi kaydediyor: “Akşam, akşam, yine akşam / Bu dem göllere / bir kamış atsam.”
Hatay Meyhanesi Defterleri’nden…
“Bizden başka herkes fahri şişedir burda” diyor Londra ikametli Feyyaz Kayacan ve Ahmet Haşim’in söyleyemediği üç dizeyi kaydediyor: “Akşam, akşam, yine akşam / Bu dem göllere / bir kamış atsam.”
Hatay Meyhanesi Defterleri’nden…
James Joyce’un 1916 yılında bir edebiyat dergisine gönderdiği ve dergide Joyce’u tanıtmak için kullanılan yazıdan bir fragman:
8 Kasım 1916
(…) Daha öğrenimdeyken Yeats’in Kontes Cathleen’ini protesto eden bir mektubu imzalamayı reddetmiştim. İmzayı reddeden tek öğrenci bendim. Birkaç yıl sonra Bay W. B. Yeats’in tanışıklığını kazandım. Beni tiyatrosu için oynamaya davet etti ve on yıl içinde onun davetini kabul edeceğime söz verdim. (…) Paris’te tıp öğrencisiyken Bay Yeats’in Kontes Cathleen’ini İtalyanca’ya çevirdim fakat proje biz ilk biçimini çevirdiğimiz ve Bay Yeats bu biçimin İtalyan yayıncıya verilmesini istemediği için başarısız oldu.
1913’te Trieste’de Bay Ezra Pound bana yazarak yardımını önerdi. Romanın elyazısını sürekli yayınladığı The Egoist’e getirdi. Aynı zamanda Amerika ve İngiltere’de yayınını ayarladı. İngiliz ve Amerikan gazetelerinde (çok arkadaşça ve takdirle) makaleler yazdı. Fakat onun arkadaşça yardımları ve The Egoist’in yayıncısı Bayan Weaver’in girişimine karşı “Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi” bütün yayıncılarca reddedildi ve halen romanım basılamadı.
James Joyce
“James Joyce’un Mektupları”
Düşün Yayınevi, 1983, Çev: Kudret Emiroğlu

Kötülük Çiçekleri’nin -Baudelaire tarafından yapılan
tashihlerle birlikte- ilk baskısının kapak görüntüsü
Charles Baudelaire’in “Kötülük Çiçekleri” için yazdığı -fakat sonradan kitaba eklemekten vazgeçtiği- önsöz taslağının Türkçe çevirisiyle Adam Sanat Dergisi’nin Kasım 1997 tarihli 144. sayısında karşılaştım. Taslağın tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/tasarionsoz.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. Çeviri Gürhan Tümer’e ait…
Borges Defteri (https://borgesdefteri.blogspot.com), E-Kitap Projesi kapsamında altıncı özgün e-kitabını yayımladı. Hüseyin Cöntürk’ün mektuplarından oluşan bu sıkı çalışmaya https://www.mediafire.com/?hhsjlrcfuuaguqa adresinden ulaşabilirsiniz.

En değerli vakitlerinizi bana ayırdınız
sağolunuz efendim
gökyüzününün sonsuz olduğunu bana öğrettiniz
öğrendim
yeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
hayatın sonsuz olduğunu öğrettiniz
öğrendim
zamanın boyutlarının sonsuzluğunu
ve havanın bazen kuşa döndüğünü öğrettiniz
öğrendim efendim
ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmediniz
efendim
baskının zulmun kıyımın açlığın
bir yerlere kıstırılıp kalmanın susturulmanın
aşk mutluluğunun ve eski hesapların
aritmetiğin bile
bunları bulmayı bana bıraktınız
size teşekkür ederim
18.5.82
İşbu şiir Borges Defteri arşivinde Turgut Uyar’ın kendi el yazısıyla bulunmaktadır.
Sahaf Nedret İşli, NTV Tarih’in Eylül sayısında efsane koleksiyoner Şefik Atabey’i anlatmış… Kitap koleksiyonu heveskârlığımda -ya da hastalığımda- bana yol gösteren, Marmara Adası’ndaki çocukluğumun ve yeniyetmeliğimin kahramanı, komşumuz; Şefik Atabey’i saygıyla anarak:
Metin Eloğlu‘na ait bazı kapak çalışmaları…

Cahit Irgat, “Ortalık”, 1952, Yeditepe Yayınevi, Şiir Kitabı
*

Muzaffer Buyrukçu’nun 1956’da yayımlanan “Katran” adlı ilk kitabı…
(Öykü, Yeditepe Yayınevi)
Oğuz Atay’la “Tutunamayanlar” üzerine yapılan bir söyleşiden;
(…)
Pakize Kutlu: Tutunamayanlar’dan Selim Işık kimdir?
Oğuz Atay: Selim Işık, birçok tutunamayanın bileşkesidir. İntihar eden bir arkadaşım Ural var; ama bütünüyle Selim Işık o kadar değil. Belki ben varım. (Bu cümleyi yazmayın) Adlarını saymanın sakıncalı olduğu birçok arkadaşım var. Herkesin “tutunan” olmak istediği bir ülkede tutunamayanlığı seçen Selim Işık’la yakınlığı olmak birçok kimseye dokunur diye onların adlarını saymak istemiyorum. Selim öldü; Selimlik de ölmüştür. Başarının insanı sevimsizleştirdiğini yazmıştım bir yerde; fakat tutunamayanlığın sevimliliğine de kimsenin yanaşamadığını görüyorum. Neden yanaşsınlar? Bir arkadaşımın dediğine göre ben romanda herkesi bir bakıma tutunamayanlığa çağırıyormuşum. Henüz bir karşılık alamadım.
P.K.: Ya Turgut Özben?
O.A.: Turgut Özben’in durumu farklı bir bakıma. Turgut, bütün çabasına rağmen tutunamıyor. Bu açıdan Selim kadar akıllı değil. Belki de Turgut, bir kişinin, bir tutunamayanlar prensinin ortaya çıkarak hepsi adına sonuna kadar dayanmasını istediği için kata, arabaya ve küçük burjuva nimetlerine boş verip tutunamamayı seçiyor. Selim’le birlikte Selim öldükten sonra yola çıkıyor. Son olarak bir trende görmüşler onu. Belki yolculuğu bitmemiştir daha.
(…)
Yeni Ortam Dergisi, 30.09.1972
Söyleşinin tam metnine https://www.cafrande.org/?p=21435 adresinden ulaşabilirsiniz.
Abidin Dino’nun pek de bilinmeyen birkaç çalışmasını aşağıda paylaşıyorum… (Zy)

İlhan Tarus’un 1947 yılında yayımlanan “Tarus’un Hikâyeleri” adlı kitabının Abidin Dino tarafından hazırlanan kapak deseni…
*

“Librairie de Péra” Müzayedeleri’nden birinde yer alan Abidin Dino deseni…
*
Ayrıca bkz: Rahatı Kaçan Ağaç(1946)
İlhan Berk’in cehennemvari poetikasını ve “yazmak” eylemine bakışını ifade eden iki yazı… Milliyet Sanat Dergisi’nin 70’li yıllardaki eski sayılarından;
Yazmak-Yaşamak (29 Ekim 1976, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı:203)
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/iberkyasamak.jpg
*
Yazmak Öldürmektir (28 Mayıs 1976, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 186)
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/iberkyazmak.jpg
“Librairie dePéra” müzayedelerinin eski kataloglarını incelerken, Orhan Veli ve Oktay Rifat’tan imzalı iki ilginç kitaba rastladım. Aşağıda paylaşıyorum…

Orhan Veli’den
“Muharrem beye, Şaşal suyu ile çipura balığı yerine… 21/4/1947”
ithafıyla imzalanmış “Yenisi” adlı şiir kitabı.
*

Oktay Rifat’tan Melih Cevdet Anday’a
“Eski günlerin hatırası olarak… 18/7/1946” ithafıyla imzalanmış
“Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler” adlı şiir kitabı.
İlhan Berk, Milliyet Sanat Dergisi’nin 11 Nisan 1975 tarihli 127. sayısında “Bir Yaratış Biçimi Olarak Dil” başlıklı bir yazı kaleme almış. İlhan Berk’in kitaplarında yer almayan bu yazıya https://zaferyalcinpinar.com/iberkyaratis.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
1. Hamiş: Önümüzdeki günlerde İlhan Berk’in kitaplarına girmeyen bazı metinleri, tekrardan Evvel Fanzin kapsamında paylaşılacaktır.
2. Hamiş: “Evvel Fanzin” kapsamında yer alan, İlhan Berk konulu yazıların ve buluntuların tümüne https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

“1955-64 yılları arasında her yıl yaz aylarını Marmara Adası’nda geçirdim. Annem ve babamla (Oktay Rifat). İlk gittiğimde on yaşındaydım, son gittiğimde on dokuz olmuştum sanırım. Babamın yıllık izin süresiyle, bir ayla sınırlıydı Ada günlerimiz -şimdi bu zaman bana daha uzun geliyor, sanki bütün yazı orada geçirirmişiz gibi; öyle değildi oysa.”
Samih Rifat
“Ada” adlı kitabın “Sunuş” yazısından…

Papirüs Dergisi’nin Oktay Rifat bölümünden bir fotoğraf…
(Güneş gözlüğü takan çocuk da Samih Rifat olsa gerek…Zy)
*
Rüzgâr
Rüzgârlarım vardı, tanırdım: Gündoğrusu, Batı, Karayel. Yosun ve balık kokan Lodos, Dipdiri Poyraz. Gece kalır, ay çıkar: sabaha dek sütliman. Sonra ürperir yavaşça, nereden geldiği belirsiz, esmeye başlar, bir bir yükselir, artar. Öğleye doğru kuzuya keser denizin üstü. Burunlardan savurtma eser; kuytulara hafif esintilerle dolar. Yüzmeye giderim yelin tersine, rüzgâr almayan kumsala: Kole’ye ya da Aba’yai Tatlısu’ya, Manastır’a… Dönüşte oradadır, beni bekler patikanın tepesinde, teknedeysem burundaki kayada. Serinletir, kucaklar, okşar. Sonra yemek, öğle uykusu, Çınaraltı’nda buluşmalar. Rüzgâr hiç durmaz bu arada: kıyıda, sokakta, bahçede, dağda; bir o yana, bir bu yana. Bilmem yaşam mıdır bir burgaçtan esip duran, hafifçecik ya da hoyrat, üstümüze.
Samih Rifat
“Ada”, Sel Yay., Geceyarısı Kitapları, 2002

“Ada” adlı kitaptan…
Futuristika! taifesinden Barış Yarsel enteresan mevzuları ele almaya devam ediyor…
Bkz: https://www.futuristika.org/kultura/sanat/gelett-burgess-mor-inegin-babasi-fanzinin-atasi/

Nurullah Ataç’tan imzalı…
Hamiş: Kitabı bana ulaştıran sahaf Haluk Ceylandağ’a çok teşekkür ederim. (Zy)
Muzaffer Tayyip Uslu -ki kömürü elmasa dönüştüren şairlerdendir- 1943 yılında ilginç bir yazı kaleme almış… Yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/siirdeprimitif.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.
İşbu yazı, Zonguldak’ta, Kara Elmas Dergisi’nin 17. sayısında yayımlanmış.
Ne türden olursa olsun, gerçek şiirin, çağdaş toplumlarda, öyle “ayrılmış” bir yeri filan yoktur, söylenenlerin, yalanla başlayıp yalanla bittiği dillere destan olmuş bütün bayram demeçlerinin aksine.
Eh, toplumuna göre değişebilir biraz bu, kötülüğün koyuluğundan, iyiliğin açıklığına kadar —iyilik de, olanaksızlığın iyiliğidir. (…)
Tekin değildir şiir pek, iyi gözle bakılmaz ona, taş atar durup durduğu yerde çok dalgalara; çünkü şiir, bir yerde, gerçeğin de yedilmesidir; yani, ortaya konuşuyorum, şiir gerçeği yeder.
İşte böylesi bir olumsuz yeri vardır şiirin toplumlarda. Sonuçlayarak diyebilirim ki, bir toplumda yeri olmayışı onun yeridir. (…)
Ece Ayhan
Yeni Dergi, Ekim 1970, Sayı: 73
Sezer Tansuğ, “Yeni Dergi”nin 1968’de yayımlanan 48. sayısının “değinmeler” bölümünde Ece Ayhan’ın “Ortodoksluklar” adlı kitabına ilişkin bir yazı kaleme almış… O günlerde “Ortodoksluklar” yeni yayımlanmıştı… Sözkonusu yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/ecesezertansug.jpg adresinden ulaşabilirsiniz…
28 Ağustos 2008’de vefat eden sıkı şair ve uçbeyi İlhan Berk’i saygıyla anıyoruz…
Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm İlhan Berk ilgilerine, alıntılara ve buluntulara https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
*
İlhan Berk’in vefatının ardından 4 Eylül 2008’de kaleme aldığım “İlhanberkiğne” adlı yazının tam metnine -ki bu yazı Birgün Kitap Eki’nde de yayımlanmıştı- https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. (Zy)
İlhan Berk’ten Zy’ye…
*
İlhan Berk ve Zy (2006)
Kasım 2006’da Yapı Kredi Kültür Sanat A.Ş. tarafından gerçekleştirilen “İlhan Berk Defter Kapakları” sergisinden bazı görüntüler…



Fotoğraflar: Zy
Sağolsun, Metin Kızılcalıoğlu, yine Kerim Çaplı‘ya ilişkin önemli buluntuları Evvel Fanzin’e iletti. https://www.60sgaragebands.com/sundowners.html adresinde yer alan bilgiler bizim için gerçekten çok değerli… Bu web sitesinde yazılanlara göre Kerim Çaplı, The Sundowners’da davul çalarken grup 1967 yılında The Monkees’le birlikte turneye çıkıyor. Ardından The Sundowners, Jimi Hendrix’le birlikte turnesine devam ediyor. Sitede Kerim Çaplı’nın iki ilginç fotoğrafı bulunmakta… Aşağıda fotoğrafları paylaşıyorum. Bununla birlikte, The Sundowners’ın sözkonusu 1967 turnesinden bir kayıt da paylaşılmış. Kayıtta Kerim Çaplı davulları çalıyor. Kaydın mp3’üne https://zaferyalcinpinar.com/sundowners67.rar adresinden ulaşabilirsiniz.
Tüm bu materyaller ve bilgiler The Sundowners’dan Dominick Demieri’nin arşivinden…

Kerim Çaplı, 1967’de The Sundowners’da çalarken…
(İşbu fotoğrafı “Kim Capli” olarak imzalamış.)
*


Yavuz Çetin’in 34 KBP 09 plakalı 1977 model Peugeot marka arabası…
Fotoğraf, “Satılık” adlı albüm çalışmaları sırasında çekilmiş.
Kaynak: https://www.fankitonki.com
Hamiş: https://www.fankitonki.com adresinde yer alan web sitesinin Yavuz Çetin’e adanmış web sitelerinin içerisinde en sıkısı olduğunu da ifade etmem gerekiyor.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com