Fenerbahçe Spor Kulübü’nün efsanevi formasını hakkıyla taşımış futbolculara dair en ilginç tarihsel yazılar, efemeralar, buluntular ve araştırmalar Fenerbahçe Tarihi adlı web sitesinde yer alıyor…
Büyükamcam Yaşar Yalçınpınar‘ın (d. 1914- ö. 1998) forma giydiği maçları, skorları, attığı golleri, maçlara dair gazete kupürlerini, yorumları ve özellikle de Galatasaray’a karşı oynadığı maçlardaki başarılarını içeren kapsamlı bir inceleme yazısı yayımlandı. Futbol tarihimiz -ve aslında, FB-GS ezelî mücadelesi- için önem taşıyan 22 Mayıs 2020 tarihli bu incelemenin tam metnini aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz:
(…) 6 Haziran 1937 tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübü, Kadıköy’de 29. kuruluş yıldönümünü kutluyordu. Sporcuların resmî geçidinden sonra, ilk olarak Fenerbahçe-Güneş tekaütleri maçı oynandı, sonra da Fenerbahçe birinci takımı Rapid Wien ile karşılaştı… Aynı saatlerde İstanbul’un Avrupa yakasında Taksim Stadı’nda ise Ankaragücü, Galatasaray ile maç yapıyordu. Yaşar Yalçınpınar’ın hat-trick yaptığı bu müsabaka için mikrofonlarımız Akşam gazetesinde…
Bu hafta millî kümenin yegane maçı olan Galatasaray-Ankaragücü karşılaşması dün iki-üç bin seyirci önünde Taksim Stadı’nda oynandı.
Galatasaray takımı şöyle idi: Sacid, Reşat, Lütfi, Ekrem, Hayrullah, Suavi, Necdet, Eşfak, Süleyman, Haşim, Bülent
Ankaragücü de en kuvvetli şeklini muhafaza ediyordu.
Dördüncü dakikada Ankaragücü sol açığı Hamdi’nin şandellediği topu karşılamak üzere çıkan Sacid, Galatasaray kalesini boş bıraktı ve top Güc’ün en tehlikeli muhacimi Yaşar’a geçince Lütfi de boş kaleye geçti. Yaşar topu kaleye gönderdi ve Lütfi eliyle tutmak mecburiyetinde kaldı. Bu suretle penaltıdan Ankaragücü ilk dakikalarda birinci golünü (Şükrü) yaptı.
Bu devrede maç hemen hemen mütevazin oldu, fakat Galatasaray muhacimleri hayli beceriksizlikler yaparak mühim fırsatlar kaçırdılar. O kadar ki kırk dördüncü dakikada Ankaragücü aleyhine verilen penaltıyı bile gole çeviremediler. Devre 1-0 Ankaralılar lehine bitti.
İkinci devre başında Güçlüler, Galatasaray’ın üstünlüğünü bertaraf etmeye muvaffak oldular. Galatasaray kalesinin üst üste tehlikeli ziyaretlerine maruz kaldığı görülüyordu. Nitekim Yaşar 17. ve 18. dakikalarda birbiri arkasına iki gol çıkararak takımını 3-0 galip vaziyete çıkardı.
Galatasaraylıların artık muhakkak bir mağlubiyeti kabul edecekleri tahmin edilirken sarı kırmızılılar yeniden hücuma geçtiler ve 20. ve 21. dakikalarda iki gol çıkardılar.
Maç en heyecanlı safhasına girmişti. Galatasaraylılar bir gol daha çıkararak beraberliği kurtarmak için çabalıyorlardı. Muhakkak bir galibiyeti tehlikeye düşüren Güçlüler de yeniden bir sayı çıkarmak için uğraşıyorlardı. Güçlüler bu mücadeleden galip çıktılar. Yaşar, 31. dakikada bir gol daha atarak kati şeklini verdi ve Güçlüler sahadan 4-2 Galip çıktılar. (…)
(…) Altıncı dakikada Ali Rıza topu uzaktan Galatasaray kalesine doğru ortaladı. Lütfi kale önüne düşen topu güzel bir degajmanla uzaklaştırdı. Top santraya doğru ilerlemiş olan Yaşar’ın önüne düştü. Yaşar’ın da Galatasaray kalesine kadar inen uzun bir şandelini görüyoruz. Osman kaleden çıkarak bu şandeli yumrukla uzaklaştırdı. Akını gayet iyi bir şekilde takip eden Mehmet Reşat topu havadan kalenin önüne doğru vurdu. Santrfor Yaşar yakaladığı topu yerden Galatasaray kalesine gönderdi. Lütfi ile Osman aynı zamanda plonjon yaptılar. Lütfi’nin hareketi kaleciyi şaşırttığı için Osman topu tutamadı. Yaşar’ın ikinci bir sol şutu yerden ağları buldu. (…)
George Orwell‘in ‘1984’ adlı romanının Türkçe’deki ilk baskısının kapak görüntüsü… (1958, Işık Kitapları)
Geçtiğimiz günlerde -rastlantı sonucu- Beyoğlu-Aslıhan Pasajı‘nın Galatasaray meydanı tarafındaki girişinde, ilk dükkânlar arasında bulunan Martı Sahaf‘la tanıştık. Gani Bey‘in sahaf dükkânında neler var, neler… Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğlu desenlerini mi isterseniz, Fenerbahçe Burnu’nun (Fanaraki’nin ve Hera Kayalıkları’nın) 1869 tarihli suluboya tablolarını mı istersiniz, George Orwell’in “1984” adlı meşhur romanının Türkçe’de gerçekleştirilen 1958 tarihli ilk baskısını mı istersiniz… Neler var, neler… Tüm koleksiyonerlere Martı Sahaf’ı ziyaret etmeyi ve Gani Bey’le tanışmayı öneriyorum. (Zy)
Fenerbahçe Burnu (Fanaraki, Hera Kayalıkları) (1869 tarihli, suluboya, ressam bilinmiyor)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
“İstanbul Büyükada’da 25 Aralık 1925 tarihinde doğan Lefter Küçükandonyadis, 2 yıl Taksimspor forması giydikten sonra 1947’de Fenerbahçe’ye transfer oldu. 1951-1952 sezonunda İtalya’nın Fiorentina ve 1952-1953 sezonunda Fransa’nın Nice takımlarında oynayan Lefter Küçükandonyadis, 1964 yılına kadar Sarı-Lacivertli forma altında 615 maçta 423 gol attı. İstanbul Ligi’nde 1953-1954 sezonunda gol krallığına ulaştı.
Futboldaki ustalığından ötürü ‘Ordinaryüs’ lakabıyla anılan Lefter Küçükandonyadis, kariyeri boyunca 832 gol atarak rekor kırdı ve üstün golcülüğü dolayısıyla, “Ver Lefter`e, yazsın deftere” sloganı ile Türk futbol tarihinin unutulmazları arasına girdi.
Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 50. milli maçını oynaması nedeniyle “Altın Şeref Madalyası” ile ödüllendirilen ilk futbolcu olarak tarihe geçen Lefter Küçükandonyadis, 46 kez A, 1 kez B, 3 kez 21 yaş altı olmak üzere toplam 50 kez milli formayı giydi. A Milli Takım’da 21 golle en çok gol atan oyuncu unvanını uzun yıllar elinde tuttu, 9 kez de Milli Takım kaptanlığını yaptı. 1954 FIFA Dünya Kupası’nda forma giyen efsane oyuncu, turnuvada 2 de gol attı.
Lefter Küçükandonyadis, 1964 yılında Fenerbahçe formasıyla jübile yaptıktan sonra Yunanistan’ın AEK Egaleo ile Güney Afrika’nın Johannesburg takımlarında antrenör futbolcu olarak görev aldı. Daha sonra ise Samsunspor, Boluspor, Orduspor ve Mersin İdman Yurdu takımlarında teknik direktör olarak çalıştı. Uzun yıllar spor yazarlığı yapan ve 3 Mayıs 2009`da Kadıköy`de Kuşdili Parkı’na heykeli dikilen Lefter Küçükandonyadis, 13 Ocak 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı.”