Tem
30
2025

SABRIN SONU (Gürkan Şakrak)


SABRIN SONU

Sosyalistler ve devrimciler tarihe işçi sınıfı gözüyle bakar ve ona göre olguları ve olayları yorumlar. Futbol taraftarlığı ise genelde çocukluk anılarıyla şekillenir. Ben Fenerbahçeli anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya geldim. Benim çocukluğumda futbol maçları devlet kanalı Trt’de ücretsiz yayınlanırdı. Dolayısıyla maç zamanları yoksul veya zengin herkesin evinde aynı kanal açık olurdu. Babamın futbol merakı nedeniyle ve çoğunlukla Fenerbahçe maçları izlenince sarı lacivert renklere bağlanmam da çok zor olmadı. Dayım Galatasaray taraftarıydı. Türlü hediyeler ve telkinlerle beni Galatasaray taraftarı yapmaya çalışdıysa da başarılı olamadı. Özellikle 1988-89 sezonunda Veselinoviç liderliğinde elde ettiğimiz şampiyonluk benim Fenerbahçeliliğimi de perçinleyen olay olmuştur. Çocuklar onları sevindiren, mutlu eden şeylerin peşinden giderler, onlara sarılırlar. Bu gözle günümüze baktığımızda Fenerbahçeli çocukların azalmasını anormal karşılamamak gerekir. 

90’lı yıllarda hayatımıza şifreli ve ücretli TV kanalları girdi ve maçları izlemek için para ödemek zorunda kaldık. İşçi baba ve oğlu olarak tabi ki yayıncı kuruluşa para vermek yerine kahvehanelerde maçları izlemeye başladık. Hatta komşumuzun yardımıyla bir dönem bilgisayar üzerinden maçları kaçak izlemeyi de başarmıştık. Gel zaman git zaman Fenerbahçe başarılı da olsa, yenilse de onu desteklemeye devam ettim. Taraftar olmuştuk bir kere. Futbola ilgimin azaldığı dönemler çok oldu bunca yıl içinde. Ama hiçbir dönem şu an içinde yaşadığımız dönem kadar kendimi futbola uzak hissetmedim. Bu sezona kadar bir şekilde heyecan yaratmış olan Fenerbahçe özellikle 2025 yılının Temmuz ayını bitirdiğimiz an itibariyle bende hiç bir heyecan yaratamadı. Transferlerin yetersizliğinden bağımsız, geçtiğimiz günlerde toplanan Divan Kurulu’ndaki ayrışmış görüntü kalan az heyecanın da üzerine son toprağı serpti. Ve bugün izlediğimiz sponsorluk anlaşması imza töreni. 

Fenerbahçe de diğer büyük kulüpler gibi kapitalizm koşulları altında şirketleşmiş, futbolun ruhunu öldüren para çarkının içine düşmüş bir kulüp. Bu nedenle hayatta kalabilmesi ve UEFA’nın katı mali kurallarına direnebilmesi için sponsorluk anlaşmaları yapmak zorunda. Ama bu seferki bana daha farklı geldi. Belki de yılların başarısızlığı nedeniyle oluşan psikolojik bunalımın da etkisi olabilir. Türkiye’de henüz hiçbir yatırımı olmayan ABD menşeeli bir şirket, Fenerbahçe stadının isim ve Avrupa maçlarında forma göğüs sponsoru oluyordu. Üstelik Türk futbol tarihinin en büyük sponsorluk anlaşması ile. İmza töreninde firmanın CEO’su bu imzanın kendi markası için Türkiye’ye çeşitli sektörlerde girişi için bir öncülük taşıdığını belirtiyordu. Cumhurbaşkanı’nı öven sözlerle devam eden konuşmasından bir gün önce de soluğu Cumhurbaşkanı’nın yanında almıştı. Zeki olan ve biraz sorgulayıcı bakabilen herkes bunun sadece bir sponsorluk anlaşması olmadığını anlayacaktır.

Çocukluğumun işçi, emekçi ruhu geçtiğimiz 30 yılda sürekli törpülenirken, Fenerbahçe’nin bunca transfer, teknik adam değişikliği, mali anlaşmalar, hisse satışlarına ragmen başarısız bir 10 yıl geçirmesi ruhumu karartıyordu. Fenerbahçe’nin sahibi her zaman taraftar olmuştur. Ne kongre ne de başkanlık koltuğu Fenerbahçe’yi temsil için yeterli değildir. Mesut Yılmaz döneminde hükümeti değiştiren, İnönü stadında deplasman yasağını yıkan, 3 Temmuz’da “klima satın onu alalım” diyen bir taraftar bu. Başkanlar, yönetim kurulları, sponsorlar gider taraftar kalır. Güneşli günleri de taraftarlar getirecektir. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse bu Fenerbahçe’ye sabretmek çok zor. Taraftarın sabrıyla oynayan, karşılığını elbet bir gün alacaktır.

GÜRKAN ŞAKRAK
30 Temmuz 2025

Kaynak: https://x.com/DevFenerbahce1/status/1950531174218051650


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Fenerbahçe Spor Kulübü başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum yapılmamış

Comments are closed.

RSS feed for comments on this post.


Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com