“Yumruk” by Rakun & Wfist
Fotoğraf: Zy
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
“Yumruk” by Rakun & Wfist
Fotoğraf: Zy
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
(…)
1. Atlasları getirin! Tarih atlaslarını!
__En geniş zamanlı bir şiir yazacağız
2. Harbi karşılık verecek ama herkes
__Göğünde kuş uçurtmayan şu üç soruya:
3. Bir, Yeryüzünde nasıl dağılmıştır
__Tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocuklar?
4. İki, Daha yavuz bir belge var mıdır ha
__Gerçeği ararken parçalanmayı göze almış yüzlerden?
5. Üç, Boğaziçi bir İstanbul ırmağıdır
__Nice akar huruc alessultanlarda bayraksız davulsuz?
6. Nerede kalmıştık? Tarihe ağarken üç ağır yıldız
__Sürünerek geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk
(…)
ECE AYHAN
“Yort Savul” adlı şiirinden…
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
“Cortázar’ın Berkeley Üniversitesi’nde verdiği edebiyat derslerinin notları kitaplaştırıldı. Henüz Türkçeye çevrilmeyen kitap çağdaş öykü üzerine düşünmek ve Latin Amerika edebiyatını yakından tanımak için iyi bir fırsat.”
(…) Cortázar’ın hem hayatın kendisine hem de edebiyata dair hissettiği bu güçlü şüphe, 1980 yılında Berkeley’de California Üniversitesi’nde verdiği edebiyat derslerini de şekillendirir. O dönem verdiği sekiz ders ilkin derslerin özgün dili İspanyolcada Clases de literatura (Edebiyat Dersleri) adıyla, ardından İngilizcede Literature Class adıyla derlenip kitaplaştırılır. Derslerin çoğunu Katherine Silver İngilizceye çevirmiş. (…)”
Deniz Gündoğan İbrişim‘in Oggito kapsamında hazırladığı yazının tam metnine https://oggito.com/cortazarin-ders-notlari-kitaplastirildi-04201860596 adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.
“Personal Jesus” by bangkok bb
Ağaç Ev-Kadıköy, Nisan 2018
izlemek/dinlemek için: https://evvel.org/pjbangkokbb.mp4
“Personal Jesus” by Acil Servis
Ağaç Ev-Kadıköy, Nisan 2018
izlemek/dinlemek için: https://evvel.org/pjacilservis.mp4
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Kadıköy” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/kadikoy adresinden ulaşabilirsiniz.
Fotoğraflar: Zafer Yalçınpınar
Kadıköy, 2018
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
“nilüfer
güneşi bekliyor
uzanıyor bakıyor güneşe
sualtından güneşleniyor gökyüzüne”
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden, tüm fotoğraflarına da https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.
(…)
Kendim olmak diye bir kaygım yok galiba. (Gülerek) İşte nasıl yazıyorsam öyleyimdir diyorum herhalde. Bu da yine imgelere getirecektir bizi ama, kendim olmak diye bir kaygım yok, onu anlatmak çok güç. Nasıl tasarlıyorsam, nasıl yazıyorsam öyle oluyor. Kendim olmak, başka bir şey değil ki, çünkü onun dışında, onun ötesinde bir kendimlik yok ki, kendimlik burada söylediğimde, yazdığımda, yaptığımda.
(…)
Bilge Karasu
“Nasıl Yazıyorsam Öyleyimdir”, Kırmızı Kedi Yay., 2017, s. 32
Söyleşi: Mustafa Arslantunalı
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Bilge Karasu” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/bilge-karasu adresinden ulaşabilirsiniz.
Fotoğraflar: Zafer Yalçınpınar
Seferihisar, 2018
Tüm fotoğraflar: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com
Bkz: https://www.akbanksanat.com/sergi/remix
“Remix, Erkmen’in 1970’lerin sonlarından grafik tasarımın tüm alanlarında ürettiği işleri (kitap, dergi, afiş, logo…) sergi mekanı, sergileme tasarımları ve tiyatro alanındaki çalışmaları, eşarp, gömlek, takı, çini, halı gibi üç boyutlu nesne tasarımlarını ve özel projeleri bir araya getiriyor.”
(…)
akıntıda kımıltısız duran
küçük balıkları seyrederek;
yanlarına vardığımda sanki
hepsi senin duru zihninin zerrecikleriydi
taşlar arasında yitip giden.
Ormanların derininde dolandım
sabahın köründe, şüphesiz
ben uykudayken
bakışların üzerimden geçti.
Seni bimeyişimizden gelir
senin mükemmelliğin
ve umudumuz. Karanlık bizi
yakın tutar sana.
(…)
Bulut özgürdür anca
rüzgârla gitmeye.
Yağmur özgürdür anca
yere dümeye
Su özgürdür anca
bir araya toplanmaya
bayır aşağı akışında
göğe ağışında.
(…)
Düşünsenize işimizi yaptığımızı
kar gibi, usul usul,
es geçmeden hiçbir şeyi.
WENDELL BERRY
“Deli Çiftçi Özgürlük Cephesi”, Çev: İnan Mayıs Aru
SUB Yayımları, Mart 2018
Bilge Karasu
“Nasıl Yazıyorsam Öyleyimdir”, Kırmızı Kedi Yay., 2017, s. 25-27
Söyleşi: Mustafa Arslantunalı
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Bilge Karasu” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/bilge-karasu adresinden ulaşabilirsiniz.
Akıl şaşar, erdem yenilir; rüzgâr döner, pusulanın iğnesi kutba sırt çevirir; oysa aptallık hiç yanılmaz, hiç dur durak bilmez. Dünya yaratılalı beri ekseni hep dingilder, aptallık bir sabitlik standardı olarak lüzumludur.
(…)
Kamuoyu zar atarak belirlenseydi, uzun vadede %50 doğruyu seçerdi.
(…)
Paragöz, kendini çalışmayı sevdiğini söyleyerek savunuyorsa, sakat bir savunma yapıyor demektir, para uğruna çalışmayı sevmek parayı sevmekten de daha düşük bir zevktir çünkü.
(…)
Herkes deli, dalaletini analiz edebilene filozof deniyor.
(…)
Ambrose Bierce
“Epigramlar”, Çev: Armağan Ekici, Kırmızı Kedi Yay., 2018
15 Nisan 2018 Pazar, 09:00-18:00
Bkz: https://takortak.org/etkinlik/kadikoy/fanzin-fanzine-18/
Bkz: https://www.facebook.com/JiletDergi/
“Kültür Dergisi dediğin Jilet gibi olmalı! Cafelerin değil sokakların Kadıköyü’nü, gerçek yaşamdaki kalb ve vicdan arayışını anlatmalı… Rambo Okan‘ı ve Apaçi Ayhan‘ı kapağına taşımalı! Jilet Dergi’nin 2. sayısını kaçırmayın derim!” (Zy)
I.
1/
Ezgiler Ezgisi
Süleyman’ın
(…)3/ (…)
ve bir ıtır gibi yayılıyor havaya adın
(…)6/
Bakın bana karayım
çünkü güneş baktı yüzüme
(…)15/
İşte güzelsin sevgilim güzelsin işte
gözlerin iki güvercin
(…)17/
Sedirağaçları çatkı olmuş evimize
tavanımız selviler
III.
(…)10/
Kim bu kadın
şafağa benzer karşıdan
Ay kadar güzel
Güneş kadar saf
sancak açmış ordu gibi korkunç
(…)
Ezgiler Ezgisi (Neşideler Neşidesi)
Eski Ahit, Çev: Samih Rifat, YKY, Mart 2018
Edebiyat/şiir ödüllerindeki haksızlıklar gündemde… gene… İşbu kötücül konunun ödüllendirme sistematiğini de kapsayan bir “edebiyat sosyolojisi” meselesi olduğunu anlamanız için, şu alıntıları kaç on yıl daha tekrar etmem gerekecek?
“(…) Dünya kadar eskidir bu mesele: Edebiyatın insanı doyurmadığı fikri bir atasözü değerindedir. (…) Sanat koruyuculuğu yazarın bir kişi veya kurum tarafından bakılıp korunmasıdır; ama yazardan karşılığında kültürel bir ihtiyacın tatmini beklenir. Müşteri ile patron arasındaki münasebetler ortaçağda sadakat yemini etmiş insanla efendisi arasındaki münasebetlere pek yabancı değildir. Sanat koruyuculuğu feodal teşkilâtlanma gibi, bağımsız hücreler üstüne kurulmuş bir yapıdır. (…) İmparatorluğun zengin Romalısının familia’sı sanat koruyuculuğunun belirmesine en elverişli yapıdaydı. Zaten sanat koruyuculuğu (mécénat), ismini Augustus’un dostu ve Horatius’un koruyucusu Maecenas’ınkinden almıştır. Fakat sanat koruyuculuğu özellikle prenslerin, kralların veya papaların saraylarında gelişmiştir. (…) Devlet koruyuculuğu, çağlar boyunca az çok muntazam ödenek ihsanları veya İngiltere’de “poet laureate”, Fransa’da “Kralın vakanüvisi” benzeri resmî görevler vererek uygulanmıştır. (…) Bu anlamda koruyuculuk yanında, bir de edebiyat pazarına etki yaparak, yazara başka türlü ümit edemeyeceği gelirler sağlayan dolaylı koruyuculukların varlığına işaret edilebilir. Bir hükümet bu şekilde genel kitaplıklar ve propaganda servisleri için, bir eserden büyük miktarda sipariş edebilir. Bununla beraber en fazla kullanılan metot, ismi büyük parası az edebiyat ödülleriyle yazara fazla satış yaptırıp gelirini arttırmaktır. (…) Mısırlı yazar Taha Hussein meseleye gerçek iktisadî anlamını vermiştir: “Burada namuslu olmayan bir pazarlık vardır: Yazar, koruyucunun verdiği altını ve parayı aldıkça harcar; yazar, ona hiçbir şekilde harcanamayacak sanatını veya düşüncesini vermektedir.” (…) (Robert Escarpit, “Edebiyat Sosyolojisi”, Çev: Ali Türkay Yazıcı, Remzi Kitabevi, 1968, ss. 50-53)
(…)
“Ödül konusu son derece karışık bir konu… Şimdi, her şeyi bir kenara bırakalım ve meseleye dil açısından bakalım: Bugün, “Ödül” dediğimiz anda imgesel olarak ödülü alan kişiyi ya da eseri değil “ödül sistematiği”nin kendisini ya da ödülün metasını işaret ediyoruz, yüceltiyoruz, ayrıcalıklandırıyoruz. Eskiden böyle değildi. Şimdilerde, rekabet, kazanmak, yarışmak, hırs, farklılık, üstünlük filan gibi şeyler doğrudan aklımıza geliyor. Ödüllendirme denen şey, Yeni Kapitalizm’in yönetim süreçlerinin içerisinde düşünüldüğünde bir “isteklendirme” türüdür ve iktidar heveslileriyle iktidar sahiplerinin buluştuğu bir podyumdur. Ödül, iktidarın, kendi iktidarını kuvvetlendirdiği bir araçtır. Ödüller sahici değildir. “Ödül Sistematiği” denen şeyden podyumu, ışıkları, jüriyi, ödülü takdim edeni, alkış seslerini, o kırıtışları, gazetelerdeki haberleri, duyuruları filan kaldırın, geriye ne kalır? Şiltler, plaketler filan kalır. Zaten, bu şiltler, plaketler filan birer “simge” değil midir? İmgelemi kuvvetli bir şair için “ödül” denen şeyin karşılığı böylesi bir “sıradan simge” olamaz. Çünkü ödül sistematiğinin demin saydığım bileşenlerinin hiçbiri de imgelemin özgürleşmesiyle bağlantılı değildir. Şairin ödülü sıkı şiir yazmak, yazabilmektir. Şairin ödülü; tüm baskılara rağmen özgür bakışını, imgeselliğinin biricikliğini kaybetmemektir. Derdi şudur şairin; töze nüfuz edebilmek, tözü imlemek… Şair, şiirinin sıkılığını, dizelerinin gücünü yarışmalarla, ödüllerle filan teyit ettiremez. Bakın, bugünün edebiyat ortalığını birazcık araştırdığınızda “ödülsüz” bir şair bulmakta zorlanırsınız. Herkesin bir yığın ödülü var yahu… Nerede kaldı bu adamların ayrıcalığı filan? Ama benim dediğim anlamda, yani imgelemin özgürleşmesi ve töze nüfuz edebilmek yönünde ödüllendirilmiş şair sayısı bir elimin parmaklarının sayısını geçmez. Bu nedenle “Ödüller insansızdır” dedim. (Zafer Yalçınpınar, 2009)”
Edebiyat ödüllerindeki haksızlıkları ve kötücül görünümü 10 yıllardır şu adreste ifşa ediyoruz, mutlaka incelemelisiniz: https://evvel.org/evvel-fanzin-tum-edebiyat-kahyalarina-karsidir
(…)
(…)
John Steinbeck
“Köpeğim Charley ile Amerika Yollarında”, Çev: Aslı Biçen
Sel Yay., 2017, 3. Baskı, ss. 168, 169, 171
Ayrıca bkz: https://evvel.org/kelimelere-acik-kapi-birakmiyor
Herhangi bir metnin ortaya çıkması, ilkin o dilin, o metni söyleyebilir hale gelmiş olması demektir; böyle bir metin varsa. Hem söyleyebilir hale gelmiş olması demektir, hem de bundan sonra buradan çıkabilecek olan birtakım başka metinleri de söyleyebilecek gücüllüğü bulmuş olması demektir. (…)
Bilge Karasu
“Nasıl Yazıyorsam Öyleyimdir”, Kırmızı Kedi Yay., 2017, s. 47
Söyleşi: Mustafa Arslantunalı
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Bilge Karasu” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/bilge-karasu adresinden ulaşabilirsiniz.
(…)
hepsinin düdükleyici doktorları
diyetleri ve ileri tetkikleri var
bir de sigortaları paraları bankaları
her şey bilgiç makineler gibi
bu sayaçlar kapılar kameralar
soluk alıp veriyor Fransız balkonlar”üst üste içiyorum günlerle üst üste
“içimiz çok temiz rahatlıkla içeriz”
insansızlık çok kalabalık insanlığa küfür gibi
kalkınma üzerine kalkınma uzanıyor
_____________büyüme üzerine büyüme
çizmeleri sevmiyorum ben
soyun yeryüzünün çamurunu benden
___________________bu inşaatları
ellerimden ayaklarımdan
gözlerimden kulaklarımdan
hele bir sussun çimentolar yalanlarını
(…)
Zafer Yalçınpınar
KafaGöz ŞiirSanat Dergisi, Sayı:2, Mart 2018
Hamiş: “Rindî Temenniler” başlıklı şiirin tam metnine https://bit.ly/rindit adresinden, Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve şiir kitaplarına ise https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.
‘Kınar Hanımın Denizleri’ / Ece Ayhan
İlk Baskı (Açık Oturum Yayınları, 1959) ve 2. Baskı (YKY, 2018)
Ece Ayhan’ın 1959 yılında yayımlanan ‘Kınar Hanımın Denizleri’ adlı ilk şiir kitabının, 59 yıl sonra YKY tarafından ikinci baskısının gerçekleştiğini gördüğümde tuhaf bir heyecan hissettim. Şöyle düşündüm: “Eğer bu şiir kitabı yayımlandığı ilk yıllarda okurlar tarafından anlaşılıp içselleştirilseydi, dünya bugün bambaşka bir yer olurdu.” Aynı düşünceyi Turgut Uyar’ın ‘Dünyanın En Güzel Arabistanı’ adlı şiir kitabının yeni baskısı(2016) gerçekleştiğinde de dile getirmiştim. Şimdi, bugün, Ece Ayhan’ın poetikası için bahsi büyütmek gerekiyor: “Kınar Hanımın Denizleri, şu an, 2018 yılının Mart ayında okurlar tarafından anlaşılıp içselleştirilirse, dünya gelecekte bambaşka bir yer olur!” (Zy)
Kınar Hanım’ın Vefatına İlişkin Kupür
(Yeditepe Dergisi, 1950, Sayı: 8)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
dünyaya kalbinde bir buz makinesiyle geldin
çağın deliliğini düşünmekten, o kadar ki
bir makasın ağzını içiyordun, bir şeyler alıyordun internetten
tek bir gözü doldurup boşaltmaktan yorulan sen
stresle baş ederdin, sütlaçta en doğru jilet yaraların vardır
kalın bir palto ve muntazam yürüyüşler dökerdin beton saksılara
organ isimleri vücuda özenle dağıtılır, çiçek kapları olur
tuzun akar, bir atın üzerinde kanın parlardı
(…)
Enes ÖZEL
KafaGöz ŞiirSanat Dergisi, Sayı: 2, Mart 2018, s. 5
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com