Şub
13
2019
--

COM

solduk körlerle birlikte
solungaçlarıyla karanlığın
tarihsel siyahında com!

Zafer Yalçınpınar
13 Şubat 2019


Com: Verimsiz derinlik. ‘Com’ kelimesi, denizlerde canlıların yaşayamayacağı, hiçbir canlı türünün bulunamayacağı ortam ve koşullar anlamına gelmektedir.

Oca
24
2019
--

“Dokusal çalışmalarda birkaç sonsuzluk var.”

“Dokusal çalışmalarda birkaç sonsuzluk var.” (Zy)

Ayrıca bkz: ÇİZGİ


Tüm fotoğraflar için bkz: zaferyalcinpinar.tumblr.com

Oca
23
2019
--

Bir Şiir Kitabı’nın ve Şiir Sergisi’nin 10.Yılı: “MEYDANSIZ / TAŞ UÇAK” (Zafer Yalçınpınar)

Şöyle bir baktım da, ikinci şiir kitabım Meydansız‘ın yayımlanmasının üzerinden 10 yıl geçmiş: Dünya -tüm yüküyle birlikte- güneşin etrafında 10 kez dönmüş… Hiçbir şey değişmemiş, hâlâ aynı durumdayız; “Meydansız” olarak yaşamanın burukluğunu ve anlamsızlığını kalbimizde tüm yüküyle hissediyoruz.

Meydansız, Cavit Mukaddes‘in yönlendirmesi sonucunda, Tuncay Takmaz‘ın yayınevi olan Çekirdek Sanat tarafından Savaş Çekiç‘in kapak tasarımı eşliğinde Ocak 2009’da yayımlandı. Kitap Beyoğlu’nda, İSO’nın yönettiği Odakule Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen Taş Uçak Şiir Sergisi‘yle birlikte okura sunuldu.

Okumak için; bit.ly/meydansiz2009

Ne sergi ne de kitap pek ilgi görmedi… Zaten böyle olacağını biliyorduk. Karga Mecmua’nın Şubat 2009 tarihli 24. sayısında Tayfun Polat’la birlikte bu ilgisizliği değerlendiren çok sert bir söyleşi gerçekleştirdik. (Aşağıda söyleşinin tam metnini paylaşıyorum.) O günlerde hem Meydansız’la hem de Taş Uçak Şiir Sergisi’yle işaret etmeye çalıştığım şeyler edebiyat kâhyaları tarafından örtbas ediliyor ve okuyucu sürekli kandırılıyordu. Bugün de durum aynıdır. O gün de işaret ettik aynı şeyleri, şimdi, 10 yıl sonra da işaret ediyoruz. Çünkü meseleye ‘uzay zaman’ olarak baktığımızda hakikatin sırlı olmadığını görürüz: Hakikat, kalb ve vicdan arayışıyla birlikte yaşamın özüne mıhlanmıştır! (Zy)

Taş Uçak Şiir Sergisi’nin Açılışı’nda (10 Şubat 2009)

TAŞ UÇAK İNECEK MEYDAN ARIYOR…


(İşbu söyleşi Karga Mecmua’nın Şubat 2009 tarihli 24. sayısında yayımlanmıştır.)

Tayfun Polat: Şiir Sergisi ne demek?

Zafer Yalçınpınar: Şiir ihtiva eden ve geneli düşünüldüğünde poetik tarafı ağır basan bir izlek, demek… Tıpkı resim ya da fotoğraf sanatı gibi şiir de imgelerden ve imgesel öğelerin kurgusundan, dengesinden oluşur. Duvarda asılı bir şiirin duvarda asılı olan bir tablodan farkı, şiirin kelimeler tarafından işaret edilen farklı, dolaylı ve belki de ilkel bir imgeleminin olmasıdır. Ayrıca şiirde, fonetik bazen de müzikal bir yapı oluşturabilirsiniz; örneğin soyut bir şiirde -resim sanatında olduğu gibi renklerin tınısını değil de- kelimelerin işaret ettiği imgelerin tınısını bulabilirsiniz. Ya da İlhan Berk’ten Mısırkalyoniğne veya Oktay Rifat’tan Perçemli Sokak’ı, bu iki şiir kitabını birer soyut resmi izler gibi okuyabilirsiniz. Sergide 16 adet şiir ve şiirsel metin ile 14 adet görsel işimden oluşan genel bir kompozisyon var. Ayrıca sergide Nâzım Hikmet ve Ece Ayhan’ın poetikasına çeşitli referanslar da var… Aslında, şiirsel metinlerimin imgeselliği ile çoğu tipografik olan görsel işlerimin imgeselliği arasındaki kimyayı, alaşımı ortaya koymak istedim. Bu alaşımda poetika daha ağır geliyor… Bu nedenle şiir sergisi dedik…  

T.P.: Bu serginin açılması süreci nasıl işledi?

Z.Y.: “Odakule Sanat Galerisi” ve “Asanat” danışmanı Necip Yeşiltepe, internetteki çeşitli platformlarda bazı görsel işlerimi görmüş, çok beğenmiş. Bir sergi düzenlemeyi teklif etti ve koşullarını sundu. Ben de kabul ettim. Sonrasında serginin içeriği ve kompozisyonu üzerine çalışırken Necip Yeşiltepe, şiirlerimdeki imgeselliğin daha baskın, daha etkileyici olduğunu ve görsel işlerimi de kapsadığını fark etti. Böylece sergiyi hem şiirlerimden hem de görsel işlerimden oluşturmaya karar verdik. Söyleşiler ise sergiye katılacaklarla ve okuyucuyla etkileşim kurmak için düşünüldü. Bir de baktık ki söyleyecek, anlatacak ve işaret edecek, yani içimizde birikmiş birçok şey varmış… Bunları da paylaşalım istedik.

T.P.:  “Görsel iş”ten kasıt nedir? Ya da farkı nedir?

Z.Y.: Şimdi, benim bu parçaları “görsel iş” diye muğlak bırakmamın sebebi onların “ne olduğu” üzerinde kalıcı bir karara varamayışım… Yöntem olarak çeşitli kolajlardan, grafik deneylerinden, stokastik süreçlerden ve tipografiden oluşuyor bu işler… Ayrıca içlerinde, “Ş” harfinin tipolojisinin, matematiğin, tersimlemelerin, istatistiğin ve felsefenin birtakım bileşkelerine işaret eden işler de var… Fakat tüm bu teknikler ya da öğeler görsel işlerimin “nasıl oluştuğu” hakkında bilgi verirken onların “ne olduğu” hakkında aydınlatıcı değiller. Bunun sebebi de görsel işlerime bulaşan “poetika”, o cehennem… Biliyorum ki tüm bu durum, bu bilinmezlik yaptığım işlerin bir “ucube eser” gibi yanlış algılanmasına sebep oluyor, olacaktır da. Fakat inan ki “görsel iş” deyişinden daha iyi bir deyiş bulamadım…   

T.P.: Sergi kapsamında gerçekleşecek söyleşilerin konuları nasıl seçildi?

Z.Y.: Söyleşi konuları Puşt Ahali Edebiyat Platformu’nda iki senedir sürekli tartıştığımız ve sürekli savunduğumuz başlıklar… Bu söyleşiler çeşitli şairlerden çeşitli alıntılarla ve şiir okumalarıyla başlayacak… “Boşluğun Dili” konulu söyleşi dışında, söyleşilerin odağı şairlik halleri ve günümüz edebiyat ortamımızın vasatlığı… Ayrıca,  “Haklılığın İnadı” başlıklı söyleşide Ece Ayhan ve Nâzım Hikmet üzerinde özelikle duracağız ve görsel, işitsel paylaşımlarda da bulunacağız… “Boşluğun Dili” ise tamamen benim şiirlerimle ilgili… Bu söyleşide şiirlerim ve şiirlerimde yer alan birkaç duygudurum hakkında konuşacağız… Söyleşiler başından sonuna kadar katılımcılarla etkileşimli gerçekleştirilecek.

T.P.: Sergiye ve bir şiirine adını veren “Taş Uçak” göndermesini açıklar mısın?

Z.Y.: Öncelikle Taş Uçak, Nâzım Hikmet’in mahkûm olduğu dönemde Bursa Cezaevi’ne verilen lakaptır. Abidin Dino’nun aktardığına göre bu lakabı Nâzım Hikmet koymuştur. Şimdi düşünün, taştan uçak yapmaya çalışan ya da yıllarını böylesine karşıt, imkânsız bir düşüncenin, benzetmenin belki de avuntunun içinde geçirmiş bir adam…  Bir büyük şair… İfadedeki imkânsızlık duygusu… Fakat gene de şairin bu yöndeki imgesel inadı… Ayrıca, Cemal Süreya şöyle demişti: “Ağır ol bay düzyazı, uçamazsın!” Sıkı şiirin en önemli temsilcisi olan Ece Ayhan da “Anlaşılmayacaksın. Ey kanatsızlık!” diyor. Bugün sıkı şairlerin hepsi yeni Taş Uçak’larda yaşıyor… Bunu işaret etmek istedim. Bir açıkhava hapishanesine benzettiğim, görünmez dikenli tellerle çevrilmiş ve imkânsızlıkları sistemin kaotik yapısıyla örülmüş kentlerde, yeni taş uçaklarda…

T.P.:  Bu sergi mevcut edebiyat ortamında nasıl algılanabilir?

Z.Y.: Bugün, edebiyatın içtenliğine ve sahiciliğine inananlardan değil de ticari kâhyalık yapmak ve statüko cukkalamak peşinde koşanlardan oluşan, yani, editörcülük oynayan fırsatçıların maniple ettiği bir edebiyat “ortalığımız” var. Çoğu da modern şiiri bilmiyor, sezmiyor… Her iki türlü de liyakatsizler… Yani “kim kime dum duma” bir ortalık, bir ortalama kavrayış, vasatlıktan kaynaklanan bir retorik arsızlığı söz konusu… Bizim işaret etmeye çalıştığımız şeyler kolay kolay anlaşılmayacaktır. Hatta sezilmeyecektir bile… Diğer birçok konuda olduğu gibi edebiyatta da meydansızız. Sergiye “anlaşılmaz şeyler bütünü” gözüyle bakılacak sanırım… Bu da kötü, belki de “ortalama” bir yaklaşımdır bana göre… Kısacası bu meydansızlıkta serginin iyi ya da yeterince algılanacağını düşünmüyorum. 

T.P.: Sence nasıl algılanmalı?

Z.Y.: Eski ve usta şairleri saymazsak sıkı şiir denen şeyin okuyucusu, takipçisi kalmamış gibi günümüzde… Ayrıca birtakım fason şiirleri ve şairleri, yani gerçekte şiir ve şair olmayanları, sahici olmayanları zaten hesaba katmıyorum.  Kalburüstü yayınevlerinden çıkan yeni şairlerin yeni şiir kitapları bile en fazla 200-300 adet satıyor. Bu kadar küçülmüş, bu kadar odalaşmış, bu kadar meydansız ve yalnızlıkla, dikenli tellerle çevrilmiş bir ortamda bir tane yamuk bıyıklı ve kısa pantollu adam çıkmış “şiir” diye inat ediyor. Sıkı şiirin içtenliğini ve sahiciliğini savunmaya çalışıyor, onun akkor yapısını işaret etmeye çalışıyor, her şeye rağmen yazıyor, okuyor, tartışıyor, uykusuz kalıyor, kısacası şartlarını zorluyor falan… En azından bu çaba takdir edilmeli… Bununla birlikte açık açık söyleyeyim ki eğer tek bir kişi, tek bir dizemin imlediği şeyi sezdikten sonra o dizeyi aklına mıhlar ve hiçbir zaman unutmaz ise Taş Uçak Şiir Sergisi başarısız değil demektir, benim için…   

Karga Mecmua, Sayı: 24, Şubat 2009

Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve şiir kitaplarına -pdf olarak- https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz. Yalçınpınar’ın söyleşileri de şurada; https://bit.ly/dilinkemigi

Oca
16
2019
--

Kışın…


“Kışın”, Topuk Yaylası, Aralık 2018

Ayrıca bkz: ÇİZGİ



Tüm fotoğraflar için:
zaferyalcinpinar.tumblr.com


Oca
12
2019
--

“ÇİZGİ” (Zafer Yalçınpınar)

Yılankavi yol… Kış. Zemheri öncesinde, düz bir kış. Kayınlar ve meşeler birlikte. Çıplak, yapraksız. Kuş yuvaları görünüyor. Yüzlerce, binlerce çizgi.

İlhan Berk sormuştu bana: “O çizgi nereden geliyor?” *
Cevabımı buldum: “O çizgi ağaçlardan geliyor.”

Yapraklarını dökmüş uzun boylu meşeler ile kayınların gökyüzüne uzanırken oluşturduğu hatlardan, karın üzerindeki kesişimlerden, yani yaşamın özünden geliyor. Sonra, kurumuş bir yaprakta gözlemlenen damarlara benzer; ‘göknar’ çamlarına, “köknar” denmesi… Karın eşit ışıltısındaki eşitsiz birleşimler; suyun, toprağın benzersiz hatları, su birikintisinin çeperleri… Hep şunu söylüyorlar: “O çizgi ağaçlardan geliyor”. Yaşamın dokusundan, örgüsünden… Kelimeler dolanıyor birbirlerine; “Kar, kayın ağacı, meşe, göknar çamları, dipsiz göl, kıyı, bıçkı yanı köyü, karaltı…” Çizgileri, çizgiler… Ağaçlar akıyor gözlerimin görüşünden. Yanımdan meşeler, kayınlar, göknarlar akıyor boşluğun biçimine göre. Karın veya karaltının güneş ışığında yavaşça erimesi, topraktaki eşsiz damarlardan süzülerek dereye varması, derenin bir gölde düşünce biriktirmesi, gölün yüzeyinde yaşamın gökyüzünü -tabiî ya, kendini- yansıtması: Çizgilerinden, dokusundan, dokunun örgüsünden… Kar, beyaz bir toprak, beyaz bir gökyüzü, beyaz bir çimenlik, beyaz bir deniz! Karaltı, siyah bir gündüz… (Hâlbuki gecenin eşitliği vardır!) Karaltı da bütünleniyor kendiyle, bulutlara benzer, gökyüzü gibi! Kar… Karaçam! Beyaz bir toprak, gecenin gökyüzü ve denizin sisi! Ağaçların birbirleriyle karın üzerinde kesişen çizgileri. Burada her yer gökyüzü… Burada her şey ve her zaman gökyüzünü dile getiriyor. Öyleyse… Beni karaltıda bırakın, terk edin! Çizgilerin kucağına, karın, göknarların dibine doğru, unutun beni.

Zafer Yalçınpınar
12 Ocak 2019

* bkz: ilhanberkiğne


Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz. EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgiler ise https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinde bulunuyor.

Ara
30
2018
--

Meşhur Manyaklığın 12. Yılı: Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı (2006-2018)


Meşhur Manyaklık! 12. Yıl…
Zafer Yalçınpınar Oto-Almanağı (2006-2018)
Okumak için: https://bit.ly/zypalmanak

Kendi hakikatiyle yazılmış/yanmış özel bir tarihtir 12 yıldır yayımladığım bu ‪Almanak…

“Eşya olmadığımızı, insan olduğumuzu vurgulamak” adına hakikat yolundaki kalb ile vicdan arayışımızı 2018 yılında da sürdürmeye çalıştık… 2019 yılının -2018 yılında olduğu gibi- birçok “yıkım, esaret ve ölüm” getireceğini düşünüyorum, hissediyorum. ‘Mezalim’ kapınızı çaldığında eşya olmamaya özen gösterin; insan olmaya veya insan kalmaya çalışın. ‘Denizin sessizliği’ gibi, direnin…

Herkes için umut dolu bir 2019 diliyorum.

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar

Ara
29
2018
--

‘Joachim Raphaël Boronali’ hakkında zorunlu açıklama!

“Ve Adriyatikte Uyuyan Bir Güneş” (J.R. Boronali)

“Kötü” adlı beşinci şiir kitabımda bulunan ‘Joachim Raphaël Boronali’ başlıklı şiir, ironik bir tarihsel gönderme olarak tasarlanmıştır. Şiirde ödüllendirilmiş sanatçılar -ve tabiî ki ödüllendirilmiş fason şairler- tersimleme yöntemiyle eleştirilmekte ve yerilmektedir. Tarihsel göndermeye ilişkin bilgileri https://evvel.org/joachim-raphael-boronali-kimdir adresinden okuyabilirsiniz. Artık, anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az hesabı!

Zafer Yalçınpınar

Ara
25
2018
--
Ara
17
2018
--

“KÖTÜ’YE DAİR LAKLAKIYAT” (Zafer Yalçınpınar)

(…)Kötü, diğer şiir kitaplarıma nazaran teknik açıdan çokça üzerine titremediğim, serbest çağrışımlı ya da nasıl desem, kolajvari bir kitap oldu. Tabiî ki bu durum ‘Kötü’deki şiirleri doğuran yaşantılar ve anlamları için geçerli değil. Tarihinsancısı, yani Kötü’den önceki şiir kitabım, adından da anlaşılabileceği üzere birçok tarihsel gönderme ve hesaplaşma içeriyor. Bu tarihsel çerçeve nedeniyle de bazı şiirlerime yazıldıkları dönemde Tarihinsancısı’nda yer vermedim. İşte o dönemde dışarıda kalan -kişisel diyebileceğim- şiirler ve Tarihinsancısı’nın sonrasında kaleme aldığım şiirler ‘Kötü’yü oluşturuyor. Kötü’nün saflığı ve değişkenliği biraz da bu tip bir yığılma nedeniyle oluştu. Bir şeyleri oymadım, diyebiliriz. Hatta bazı oyukları, dilsel çıkıntıları, pürüzleri, eğimleri bilerek düzeltmedim Kötü’de… Üslup bozukluklarından çivili, imkânsız bir bütün oluşturmak istedim. Yani bu sefer, metaforik olarak, özel boyalar kullanmadım ahşapta… Vernik bile yok Kötü’nün ahşabında… Ya da nasıl desem, hurdacıdan toplanmış farklı tipteki metal parçalarıyla, döküntüyle heykel yapmak gibi… Yontmadım Kötü’yü aslında… Ama özel bir üslup bozukluğu var, bir deneysel, geçişsiz, tuhaf, keskin, kolajvari taraf var tabiî…


Kötü, Zafer Yalçınpınar
UPAS Yayın/Şiir, Eylül 2018, 28 Sayfa
Okumak için: bit.ly/kotusiir

(…) Şu önemli ayrımı hemen ifade etmeliyim; bir insanın planlı, sürekli ve yöntemli bir şekilde kötülüğe maruz kalarak kötülüğün oyunlarını tanıması başka bir şey, kötülüğü diğer insanlara bulaştırması, yani kötülüğü yaygınlaştırarak kötülüğün hamiliğini yapması başka bir şey… Benim kitabımın ismi olan “Kötü”, diğer birçok yan anlamı bir kenara bırakırsak, kötücüllüğe ve kötülük dayanışmalarına maruz kalmayı, kötülüğü tanımayı anlatıyor. Yani hiçbir zaman “Yaşasın kötülük!” gibi ifadeyi benimsemediğimi söylemeliyim. Ece Ayhan’ın yaşamı için de hakikat böyledir. Kimse, kötülüğü Ece Ayhan’dan daha iyi tanıyamaz çünkü en çok Ece Ayhan maruz kalmıştır kötülüğe! Ama tabiî, kötülüğün ve yeni sinsiyetin oyunlarına maruz kala kala o oyunları öğreniyorsun zamanla… Benim adım, ailem ve eserlerim üzerinde de son on beş yıldır itibarsızlaştırma yöntemi uygulanıyor sürekli… O oyunları ve sinsi söylemleri yaygınlaştıranların kimler olduğunu da tek tek, çok iyi biliyorum. Bir kötülük çetesi ve bu çeteye mentor olarak atanmış ördek suratlı bir edebiyat kâhyası bu oyunları yönetiyordu falan… Eh, ne yapalım, insan biraz da mücadele ettiği düşmanını tanır, ona benzer yahu! Yani, benim de o kötülük çetesi ve ödüllendirdiği insancıklar gibi ‘kötü şiirler’ yazma hakkım vardır elbet! Ama benim kitabımın mihenk noktası bu açı üzerinde değil… Asıl açı şudur: Hayatımın o zamanki zorluğunu “ayak bağlarından kurtulmak” olarak tanımlayabilirim. Dadacı bir yaklaşım belki de… Şiir dilinde anlam, coşkusuz ve dengeli bir duruştur, yani bir “ayak bağı”dır. Ozan arketipinin benimsenmesi, sabah akşam ödüllendirilmesi de öyle… İş yaşamı, sahte arkadaşlıklar, yalancı dostlar, köpek balığı gibi kan peşinde koşanlar, evlilik sektörü ve girişimci şirketler de öyle… Kötü’yü tüm bu ayak bağlarından kurtulduğum bir dönemde yazdım. Bu nedenle şiirlerde ‘özel bir üslup bozukluğu’ var. Ve evet çok zordu, çok kötüydü o günler… Dadacı bir deney… Ama şu söz de çok önemlidir: Yağmur ne kadar yoğun yağarsa, sonrası o kadar güzel olur!”

Zafer Yalçınpınar
Aralık, 2018


Yalçınpınar’ın tüm laklakiyatına bit.ly/dilinkemigi adresinden ulaşabilirsiniz. Tüm şiir kitapları da şuradan okunabiliyor; bit.ly/zypsiir

upas.evvel.org
Ara
06
2018
--

İlhan Berk’in İlk (Şiir) Kitabı: “Güneşi Yakanların Selâmı!” (1935, İzmir)


“İlhan Berk’in yayımladığı ilk kitap “Güneşi Yakanların Selâmı!” adlı şiir kitabıdır. Kitap, 1935 yılında Manisa Halk Evi kapsamında yayımlanan neşriyatların ilkidir. Ayrıca, “N.” ön-adıyla (ve içerdiği duygusal/gizil anlamla) yayımlanan ilk kitap olma özelliğini taşır. “Güneşi Yakanların Selâmı!”, İzmir’de, Birinci Kordon Tecim Odası’nın altında bulunan İtimat Basım Evi’nde matbuata dönüşmüştür. “Güneşi Yakanların Selâmı!” biri ‘ithaf’ diğeri de ‘sunu’ olmak üzere iki ilginç ön-söylem barındırır.” (Zafer Yalçınpınar)


Güneşi Yakanların Selâmı’nın girizgâhında
İlhan Berk tarafından kaleme alınan ithaf metni…


Güneşi Yakanların Selâmı’nın girizgâhında
İlhan Berk tarafından kaleme alınan sunu metni…



#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


EVV3L’in İlhan Berk Çalışmaları
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/2
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/3
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/4
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/5
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/6

Ara
06
2018
--

İlhan Berk 100 Yaşında: İlhan Berk’ten -Zafer Yalçınpınar’a- İmzalı Kitaplar


İlhan Berk’ten Zafer Yalçınpınar’a İmzalı Kitapların
İmzalı Sayfalarının Görüntüleri
Ayrıca okuyunuz: ilhanberkiğne



İlhan Berk’ten Zafer Yalçınpınar’a İmzalı Kitapların
İmzalı Sayfalarının Görüntüleri
Ayrıca okuyunuz: ilhanberkiğne



#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


İLHANBERKİĞNE, Zafer Yalçınpınar
UPAS Yayın/Anlatı, Ağustos 2018, 20 Sayfa
Okumak için: https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf


EVV3L’in İlhan Berk Çalışmaları
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/2
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/3
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/4
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/5
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/6

Kas
28
2018
--

Upas Şiir: “Alakok ile Nevmit” (Cengizhan Koçyiğit)

Alakok ile Nevmit, Cengizhan Koçyiğit
UPAS Yayın/Şiir, Kasım 2018, 21 Sayfa
Okumak için: bit.ly/alakoknevmit


Cengizhan Koçyiğit‘in şiirleri ‘düşünsel devinim’ açısından çok kıymetli çeşitlemeler içeriyor. Alakok ile Nevmit‘te bulunan düşünce yükünün, okuyucuların zihnine ‘yeni anlamlandırmalar’ sunacağına inanıyorum.” (Zafer Yalçınpınar)


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Kas
25
2018
--

İlhan Berk Sempozyumu Konuşması (21 Kasım 2018, Zafer Yalçınpınar, YKKS, Beyoğlu)


Zafer Yalçınpınar’ın, 21 Kasım 2018’de Yapı Kredi Kültür
Sanat(Beyoğlu Binası’nda) gerçekleştirilen İlhan Berk
Sempozyumu (#ilhanberk100yaşında) konuşması…
İzlemek için: https://youtu.be/O_bv0S2dkcs
(Görüntüleyen: Ali Kandaz)



Ayrıca bkz: “Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler


Sempozyum Programı


#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


EVV3L’in İlhan Berk Çalışmaları
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/2
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/3
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/4
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/5

Kas
22
2018
--

İlhan Berk 100 Yaşında: “Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler (Zafer Yalçınpınar)

Dün, “İlhan Berk 100 Yaşında” etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “İlhan Berk Gezegeni” başlıklı sempozyuma konuşmacı olarak katıldım. 2006 yılının Kasım ayında, İlhan Berk hayattayken, gene Yapı Kredi Kültür Sanat tarafından düzenlenen “İlhan Berk Defter Kapakları Sergisi”nin (ve etkinlik programının) ardından ilk kez (yani 12 yıl sonra) Galatasaray Meydanı’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat’ın binasının içinde bulundum, yer aldım. Demek ki 12 yıl boyunca sürmüş Yapı Kredi Kültür Sanat’la aramızdaki çift taraflı ve dik yokuşlar… Eğer “İlhan Berk 100 Yaşında” etkinliklerini düzenleyen Dr. Necmi Sönmez olmasaydı, belki de bir 12 yıl daha sürerdi bu çift taraflı ve dik yokuşlar, insanın insana koyduğu bu acı ve tuhaf mesafeler vesselam!

Sempozyumun başlangıcından yaklaşık bir saat önce, “Şiir Her Yerdedir” mottosuyla kurgulanan İlhan Berk sergisini detaylıca gezme ve sergi hakkında izlenimler edinme fırsatını buldum. Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez’in, tasarım uygulamalarını Yeşim Demir Pröhl’ün ve eşgüdümünü de Ahsen Erdoğan’ın gerçekleştirdiği bu güçlü serginin İlhan Berk poetikasını yansıtmadaki başarısını “yerden göğe kadar” kutlamak gerekiyor. Serginin mottosunun belirlenmesinden tutun da İlhan Berk’in ‘cehennemvari’ imgesel alan derinliğini izleyiciye sunarken oluşturulan kurguya, katmanlara ve tasniflere kadar her şey semiyotik açıdan son derece tutarlıydı. Sadece semiyotik açıdan değil, bütünsel olarak, dilbilimsel açıdan da tutarlıydı… İlhan Berk’in görüngülerindeki fraktal morfolojiyi, deneysel yaklaşımları, dönemsel duygudurum geçişlerini, tuşeleri ve efemeratik öğeleri, İlhan Berk’in imgesel alan derinliğine zarar vermeden bir araya getirmek:- günün sonunda da ‘yığıntı’ gibi durmayan, ideal bir sergi oluşturmak “yerden göğe kadar” zorlu bir iştir. Dr. Necmi Sönmez’in kürasyonu öncelikle bu zorluğun üstesinden gelmiş ve her şeyden önce bu yön takdiri hak ediyor.

Sergiyi oluşturan imgesel katmanlar içerisinde beni en çok etkileyen tasniflerin “Yörünge/Kitaplık” ve “Kılavuz/Defterler” adıyla oluşturulan katmanlar olduğunu ifade etmeliyim. Zaten bu iki katman, küratöryal açıdan birçok ‘buluşlu’ ve yeni yönü de içeriyor. Örneğin; İlhan Berk’in kendi kitaplığı -kitapların yerleri, raf duruşları değiştirilmeden- dijital bir katalog eşliğinde izleyiciye sunulmuş. Dijital katalogun yardımıyla İlhan Berk’in kitaplığındaki kitapların ön kapak görüntüleri ve ilk sayfada bulunan öğeler, hangi kitabın hangi kitapla nerede, hangi rafta yan yana bulunduğu, İlhan Berk’in kitaplığını düzenlediği/kullandığı tasnifle birlikte incelenebiliyor. Bu yaklaşımı, İlhan Berk’in okumalarındaki nihai bilişsel haritayı sezmek ve dünya edebiyatındaki etkileşimler çerçevesinde İlhan Berk’in poetikasını düşünmek için edebiyat araştırmacısına sunulmuş büyük bir imkân olarak değerlendiriyorum. [*]

“Kılavuz/Defterler” bölümünde ışıklandırma optimum tasarlanmış, daha önce dikkat etmediğim birçok özel bilgiyi bu incelikli ışıklandırma sayesinde yakaladım. Defterlerin içeriksel sıralaması ile gösterilen sayfalardaki bazı bilgiler yıllardır üzerinde durduğumuz ve öncelik verdiğimiz “imgelemin özgürleşmesi” kavramını teyit eder nitelikte tasarlanmış.

Serginin “Omurga/Kitaplar” başlıklı tasnifinde de çok etkileyici yerlemler ve görüngüler bulunuyor. Özellikle serginin giriş/ilk bölümünden itibaren sağı takip eden duvarın (İlhan Berk Kitapları’nın) akışına karşılık olarak sol duvarın akışına denkleştirilmiş o gizil nokta… 1962 tarihli Mısırkalyoniğne’nin orijinal baskısından görüngülerle İlhan Berk’in kaleme aldığı son şiir kitabı olan Tümceler Geliyorum’daki görüngülerin kesiştiği nokta… Bu çakışma, bu kesişme ve o noktadaki gizil N. harfi beni çok etkiledi.

“Sağ Duvar Akışı”

“Sol Duvar Akışı”

Aslında lafı uzatmak ya da kafa ütülemek istemiyorum:  İlhan Berk’in 100. yaşını kutlayan bu önemli sergiyi kaçırmamanızı öneriyorum. İlhan Berk’in imgesel alan derinliğine bakarak onun poetikasından çeşitlendirilmiş uzamları/uzayları görmeye, gayret etmeye çağırıyorum sizleri… Bu gayret şiirle ilgilenen veya ilgilenmeyen herkes için çok kıymetli olacaktır. Çünkü farkına varsanız da varmasanız da “Şiir Her Yerdedir”.

Zafer Yalçınpınar
22 Kasım 2018, İstanbul

[*] “Tabiî bir not eklemeliyim: 2006 yılında, İlhan Berk’i Halikarnas’taki evinde ziyaret ettiğimde (bkz: ilhanberkiğne) söz konusu kitaplığı kendi gözlerimle görmek ve incelemek fırsatı bulmuştum. O günden çektiğim fotoğraflara bakarak, sergideki kitaplık sunumunu orjinal tasnifle karşılaştırdığımda, gerçekten de İlhan Berk’in çalışma odasında/atölyesinde bulunan kitaplık ile kitap sıralamalarının doğru bir bütünsellik içinde muhafaza edildiğini görüyorum. Ancak, 2006’daki ziyaretimde bazı kitapların rafın önünde -ön yüzü görünecek şekilde-  duruyor olması dikkatimi çekmişti. Örneğin Jorge Luis Borges’in öykülerinden derlenen “Yolları Çatallayan Bahçe” adlı kitap bunlardan biriydi. Bu öne çıkan kitapları da -var ise zamana veya İlhan Berk’in tercihlerine göre değişen bir şekilde- bilebilseydik, mükemmel olurdu tabiî…”



#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018



EVV3L’in İlhan Berk Çalışmaları
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/2
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/3
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/4
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/5

Kas
18
2018
--

İlhan Berk 100 Yaşında

2018 yılı, İlhan Berk’in doğumunun yüzüncü,
ölümünün ise onuncu yılı olma özelliğini taşıyor.



#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


İlhan Berk “BAKMAK: Dergilerden Yazılar”
YAYINPasaj69.org, 2. Edisyon, Ağustos 2016, 84 Sayfa

okumak için: https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

İlhan Berk’in 1962-65 ve 1975-1977 yılları arasında “Yeni Ufuklar” ile “Milliyet Sanat” adlı dergilerde yayımlanan inceleme yazılarını “Bakmak” adlı e-kitapta topladık. Bu bütünü, imgelem, şiir dili, dize tekniği, doğu-batı şiiri gibi konular kapsamında çok değerli, İlhan Berk’in kendi poetikasına ilişkin ayrıntılı açıklamaları kapsamında ise örneklerle dolu ve aydınlatıcı bir derleme olarak görüyorum. Ayrıca, İkinci Yeni şiir akımının 1950′den günümüze uzanan imgesel yaklaşımındaki kökenleri, getirdiği yenilikleri ve oluşturduğu poetikanın gerekçelerini de İlhan Berk’in bu güçlü inceleme yazıları aracılığıyla kavrıyoruz. (Zy)



EVV3L’in İlhan Berk Çalışmaları
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/2
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/3
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/4
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/5
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk/page/6


İLHANBERKİĞNE, Zafer Yalçınpınar
UPAS Yayın/Anlatı, Ağustos 2018, 20 Sayfa
Okumak için: https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Kas
13
2018
--

Sempozyum: “İLHAN BERK GEZEGENİ” (YKKS, Loca, 21 Kasım 2018, 12.00-19.00)


 EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk başlıklı ilgilerin tümüne
https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.



#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
ilhanberkigne

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


Broşürü büyütmek için tıklayın…

Kas
13
2018
--

İlhan Berk’in “Mısırkalyoniğne Günlüğü” UPAS Yayın’da…


İlhan Berk’in Mısırkalyoniğne adlı şiir kitabı için kaleme aldığı günlükleri https://upas.evvel.org/?p=430 adresinden okuyabilirsiniz. Bu günlük parçaları, İlhan Berk’in kurguladığı şiirsel alan derinliğinin sınırlarını sezmek ve ‘Mısırkalyoniğne’ için ‘doğru yan okumalar’ sağlamak adına önemli işaretler taşıyor.
(Ayrıca bkz: ilhanberkiğne)


(Ayrıca bkz: İLHANBERKİĞNE)


#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
ilhanberkigne

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
ilhanberkbakmak

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
12
2018
--

İLHANBERKİĞNE (Zafer Yalçınpınar)

İLHANBERKİĞNE, Zafer Yalçınpınar
UPAS Yayın/Anlatı, Ağustos 2018, 20 Sayfa
Okumak için: https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf


2018 yılı, İlhan Berk’in doğumunun yüzüncü, ölümünün ise onuncu yılı olma özelliğini taşıyor. Zafer Yalçınpınar tarafından kaleme alınan İLHANBERKİĞNE, İkinci Yeni’nin “uç beyi” olarak tanınan İlhan Berk’in poetikasına dair izlenimleri, felsefi yaklaşımları ve çeşitli efemeraları içeriyor.



#İlhanBerk100Yaşında İçerikleri

ilhanberkiğne /Anı /Poetika
https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf

Bakmak (İlhan Berk’in Dergilerdeki Yazıları)
https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak2.pdf

21 Kasım 2018, İlhan Berk Gezegeni
Sempozyum Konuşma
https://youtu.be/O_bv0S2dkcs

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi’nden İzlenimler
https://evvel.org/ilhan-berk-100-yasinda-siir-her
-yerdedir-sergisinden-izlenimler-zafer-yalcinpinar

Yeni Basım: Mısırkalyoniğne
https://evvel.org/tipkiyenibasim
-misirkalyonigne-ilhan-berk

Mısırkalyoniğne Günlüğü
https://upas.evvel.org/?p=430

“Şiir Her Yerdedir” Sergisi
evvel.org/ilhanberk100yasindab.jpg

İlhan Berk Sempozyumu
https://evvel.org/sempozyum-ilhan-berk
-gezegeni-ykks-loca-21-kasim-2018


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
01
2018
--

Şiir: “Çan Sesleri”

Çan Sesleri

kendimden sonraki gökyüzü
ölülere makyaj yapan adam
ormanın içinde bir açık deniz
gizil ve kuyulaşmış aile evleriniz
çomarlar krallığı çomarlar sarayı
suyun altında
_______çan sesleri duyulur.

Zafer Yalçınpınar
Kasım 2018


Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve şiir kitaplarına bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
28
2018
--

Upas Şiir: “Geceye Hû” (Mert Can Aksoy)

Geceye Hû, Mert Can Aksoy
(Çizimler: Eren Burhan)
UPAS Yayın/Şiir, Ekim 2018, 20 Sayfa
Okumak için: bit.ly/geceyehu


Mert Can Aksoy bu kitabında yer alan şiirleri tığ ile örmüş… Gececil duygulanımların kıvrımlarında şekillenen özen, Eren Burhan’ın çizimleriyle bütünleşerek iddialı bir eser oluşturuyor.” (Zafer Yalçınpınar)


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Eki
23
2018
--

Söyleşi: “Geçiş Nesneleriyle Sınanan Varoluş” (Tan Tolga Demirci)


Tan Tolga Demirci


Zafer Yalçınpınar: Varoluş Denemeleri‘nin oluşum sürecindeki detayları merak ediyorum. İmgesel açıdan ‘keskin’ diyebileceğimiz bu metin hangi dönemde, nasıl bir işlekte oluştu?

Tan Tolga Demirci: Varoluş Denemeleri’ni yazmaya 2009 yılının yaz aylarında başladım. Hedefim, Locus Solus’un laboratuvarında bir aşk deneyi yapmaktı. Bunun için gerekli tüm işaretler hiç de organize olmayan biçimlerde bir araya gelmişti. Ortada bir ilişki vardı, ilişkiyi sayısız noktada kesen biri tam iki özne vardı ve her şeyden önce kendini, önceden tasavvur edilmesi olanaksız bu ilişkinin gölgesinde askıya almış zamanın kendisi vardı. Yalnızca bana bahşedilmiş bu olağanüstü evrende deneyi harfiyen uygulamaya çalışıyor ve yaşıyor olduğum ilişkiyi hayatta tutmaya çabalıyordum. Yani bir yandan yazıyor, diğer yandan yakıyordum tüm yazdıklarımı. Varoluş Denemeleri, ateşler içinde yitik bir enkaza dönüşen Locus Solus laboratuvarından kurtarabildiğim notlardır.

(…) Söyleşinin tam metnini https://upas.evvel.org/?p=394 adresinde okuyabilirsiniz.

 


Varoluş Denemeleri, Tan Tolga Demirci
UPAS Yayın/Anlatı, Eylül 2018, 20 Sayfa
Okumak için: bit.ly/varolusdenemeleri


“Gerçeküstücü imgelemiyle ve filmleriyle tanıdığımız yönetmen Tan Tolga Demirci, Varoluş Denemeleri adlı metninde sahne katmanlarına gerçektüstücü nüveler ekliyor ve okuyucunun zihninde felsefi bir alan derinliği  yaratmak için ontolojik deneyler uyguluyor.” (Zy)


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Eki
21
2018
--

Yeni Sinsiyet’in Peydahları

Yeni Sinsiyet’in güç kaybettiğini düşünen varsa, yerden göğe kadar yanılıyor. Aksine, Yeni Sinsiyet’in melek yatırımcılarının sınırsızca desteklediği “kuluçka dönemi” başarıyla tamamlanmıştır. Yeni Sinsiyet, sosyo-kültürel alanda oluşturduğu kötücül ekosistemin renklerle çeşitlendirilmiş zuhurlarını kullanmaya, icra ettiği yatırımların parlak meyvelerini toplamaya hazırlanıyor. Yeni Sinsiyet tipolojisi, peyda ettiği neslin zihnine yonga olarak nifak tohumları yerleştirmiş, söz konusu yongalar süreçte başarıyla yeşermiş ve artık her alanda tüketim çeşitlemeleri sunmaya başlamışlardır.

Ekosistemde zuhur eden peydahların birincil önceliği insanlık tarihinin hakikat yolunda taşıdığı kalb ve vicdan arayışını sıfırlamak ve sosyo-kültürel emek birikimini (rahle-i tedrisatı) hızlıca itibarsızlaştırmaktır. Peydahların gözünde, insanlık tarihi ve birikmiş zihinsel emeklerin tümü dünya kadar büyük bir çöplüktür ve bu tarihsel çöplük peydahların girişimci aksiyonlarına imkân vermemektedir, hareket kabiliyetlerini azaltmaktadır. Sonuçta, geçmişin rahle-i tedrisatı yeni neslin zihninden bıçakla kesilmiş gibi (keskin çizgilerle) ayrı tutulmalıdır. Çünkü geçmişin kökleri, gerici motifler olarak görülmekte ve kalkınmanın tüketimsel hareketliliğini yavaşlatmaktadır. Peydahlar yaşadıkları ve yaşayacakları her yer için insanlık tarihinin tüm aktörlerini ve tüm motiflerini topyekûn suçlamaktadırlar: Kendilerine yayılma alanları açmak için tüm tarihsel birikimin ortadan kaldırılması, yok edilmesi, yıkılması, yakılması bir ‘stratejik amaç’ olarak elzemdir ve ivedidir. Peydahlar tarafından yıkıldıktan sonra gene peydahlar tarafından inşa edilmek üzere işaretlenen her şey, didik didik analiz edilmeli, en küçük birimine kadar eleştirilmeli ve yeniden imar uygulamalarına açılmalıdır. Yapıcı yıkıcılık son hızda, en parlak görünümlerle sağlanmalı, her kriz fırsata dönüştürülmeli, her stratejik pozisyon çıkarlar doğrultusunda en uygun şekilde kullanılmalı, yapay zekânın ezberlenmiş matematiksel modelleri işlerliğini sürdürmeli ve endüstrileşme tartışmasız şekilde benimsenmelidir. Peydahlar yangın çıkaran itfaiyeciler gibidir: İtfaiye 4.0!

Peydahların bu kötücül alan açma gayretindeki güçlülük, kendi türü dışındaki her şeyi niteliksizleştirme ve içeriksizleştirme becerileriyle artmaktadır. Zaten, son yirmi yıldaki niceliksel yandaş-paydaş etkileşimleri, algı operasyonları, kopyala-yapıştır bilgilerden ve yanlış çevirilerden devşirme uyduruk yorumlamalar, niteliksel bütünlüğü onarılmaz şekilde gevşetmiş, derin çatlaklar oluşturmuştur. Böylesi bir melanet ortamında peydahların tek yapması gereken şey, mevcut yandaş-paydaş etkileşimlerinin niceliğini ve bu niceliğin imkân verdiği kavramsal geçişkenliği her alanda kullanmaktır. Geçmişten kalan özgün düşünce ve anlam kırıntılarının tamamı bu geçişkenliğin hızında yok edilmelidir, tüketilmelidir, bitirilmelidir. Her günün sonunda peydahlar, Yeni Sinsiyet tarafından yaratılan melanet ortamının etkileşimli niceliğine ve yönetişim kanallarına sızmaktadırlar. Geçmişe dair her iş, her emektar eylem peydahlar tarafından yanlış, tutarsız, eksik, eğri ve yetersiz gösterilmek üzere yapay zekâyla eleştirilmekte ve nihayetinde tüketilmektedir. Retorik arsızlığını karakter edinen peydahlar, bukalemunlar gibi her ortamın, her söylemin rengini taşıyarak, bulundukları ekosistemin özütünü emmeye, sonra da bozmaya çalışmaktadırlar. Her şeyin içi boşaltılmalıdır ki peydahlar yeni göz alıcı boyalar, renkler tüketebilsinler, boş alanlara zararlı çekirge istilası gibi zuhur edebilsinler. Daha da güçlenebilsinler!

Yeni Sinsiyet’in peyda ettiği zihinselliğin mottosu şudur: “Hiçbir şeyi umursama, her şeyi hızlıca tüket!” Peydahlar, tüketemediklerinde, kendi varoluşlarına anlam yükleyememektedirler ve sürekli olarak kendilerine tüketebilecekleri zihinsel alanlar yaratmak için devasa yıkımlar gerçekleştirmek istemektedirler. Yıkmak istedikleri de insanlık tarihinin birikmiş emeğidir, rahle-i tedrisattır. Peydahlar, yeni sinsiyet tipolojisinin yeni taşıyıcılarıdır. İstilacılar olarak sadece tarladaki hasadı değil, tarladaki toprağın özünü de bozmak, her şeyi yemek, yok etmek istemektedirler. İçlerindeki yonga, doğdukları anda, tüketmek ve istila etmek amacıyla tasarlanmıştır.

Hangi renkte olduğu fark etmez, yeni sinsiyet tipolojisinin peyda ettiği yeni zihinselliğe kanmamanızı ve peydahların retorik arsızlıklarına güvenmemenizi tavsiye ediyorum: Haysiyetinize sahip çıkmanızı…

Sahicilikle,
Zafer Yalçınpınar
21 Ekim 2018

Not: Yazının pdf dosyası biçemine https://bit.ly/yenipeydahlar adresinden ulaşabilirsiniz.


Yeni Sinsiyet Tipolojisi Üzerine Diğer Kavramsal Yazılar:

1/ “Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları”
12 Nisan 2010, BirGün Gazetesi
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i21.html

2/ “Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin ‘Biz’ Söylemi ve Retorik Arsızlığı”
26 Eylül 2010, BirGün Gazetesi
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i22.html

3/ “Yeni Sinsiyet’in Seçkinlik Arayışı”
Ocak 2011, Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i23.html

4/ “Yeni Sinsiyet’in İkbal Ezberi”
11 Kasım 2012, Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/i29.html

5/ “Yeni Sinsiyet’in Haksızlık Yordamı”
1 Haziran 2014, Bkz: https://bit.ly/haksizlik

6/ “Yeni Sinsiyet’in Kokmuş Tuz Çeşitlemesi”
11 Mayıs 2015, Bkz: https://bit.ly/kokmustuzcesitlemesi

7/ “Yeni Sinsiyet’in Yağmacılığı”
1 Eylül 2016, Bkz: https://evvel.org/yeni-sinsiyetin-yagmaciligi-1-eylul-2016

8/ “Neoliberalizm’in Kötü Yolu”
30 Haziran 2017, Aydınlık Gazetesi
Bkz: https://bit.ly/kotuyol

Eki
20
2018
--

Bekleyişler

“Bekleyişler” by Zy
Kadıköy, 2018

Tüm fotoğraflar:
zaferyalcinpinar.tumblr.com

 


“Bekleyişler” by Zy
Süleymaniye, 2018

Tüm fotoğraflar:
zaferyalcinpinar.tumblr.com

 

 

Eki
14
2018
--

Söyleşi: “Sanatı Saf Şiire Kavuşturmak için Kurulan Reddiye Hatları” (Rafet Arslan)


Rafet Arslan


Zafer Yalçınpınar: Kirli Çıkın… ki ilk şiir kitabın olarak tanımlıyorsun, Eylül’de yayımlandı. Kirli Çıkın’ın kökleriyle, doğuşuyla ilgili birçok ipucu içeren detaylı bir yazı kaleme aldın, ama tekrardan vurgulamak, sormak istiyorum: Şiir dilini ve tahayyülünü etkileyen süreci, o kimyayı, o birikimi anlatır mısın?

Rafet Arslan: Kirli Çıkın; yazan, düşünen, resmeden ve performans yapan kişinin tüm biriktirdiklerinden damıttığı, otonom bir alanın kendisidir. Bu noktada kendi seçtiğim hayat; onu yaşamak için tüm çabalarım, girdiğim çıkmaz sokaklar, kazdığım tüm tüneller, keşfettiğim yeni yollar bu kitabın yazın öyküsünü oluşturmuştur. Ve bitmiş bir öykü değildir bu; o menzildeyim hâlâ; TV kanalları arasında çıkan sinyalsiz ekranın yarattığı metafizik boşluğun içinde. Hâlâ tutkuyla bağlı olduğu şairleri honore eden ve bunu yaparken kendine ait bir dili arayan, yoklayan bir kalem olarak. Hiçbirimiz bu dünyada neden olduğumuzu ve geleceğin bizi nerelere sürükleyeceğini bilmiyoruz. Apollon’un kehanet merkezleri çoktan toprak altında kaldı, Delphi kâhinleri ise yüzyıllardır sus pus. Şimdi makinesel bir kıyametin şafağında bir yazılıma henüz dönüşmeden zihnimin ve ruhumuzun özgürlüğünü aramaya devam ediyorum. Benim için bu arayışın tümünün adı: Şiir’dir.

(…) Söyleşinin tam metnini https://upas.evvel.org/?p=382 adresinde okuyabilirsiniz.

 


Kirli Çıkın, Rafet Arslan
UPAS Yayın/Şiir, Eylül 2018, 30 Sayfa
Okumak için: bit.ly/kirlicikin


Rafet Arslan, gerçeküstü kolajlarında ve kadrajlarında imgesel açıdan külyutmaz bir devinim sergiler. Kendisinin “ilk şiir kitabı” olarak tanımladığı Kirli Çıkın, gerçeğin matematiğini yeniden oluşturmak ve sanatı saf şiire kavuşturmak için yazılmış modern bir hiyeroglif (yeni bir alfabe) şeklinde okunmalı… Belli ki Rafet, Kirli Çıkın’ında alev alacak türden bir poetikayı gerçeküstücü sanatın birikimiyle yıllarca kurgulamış.” (Zy)


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Eki
04
2018
--

Upas Şiir: “Mai” (Yonca Enderer)

Mai, Yonca Enderer
UPAS Yayın/Şiir, Ekim 2018, 66 Sayfa
Okumak için: bit.ly/maisiir


Yonca Enderer‘in kurduğu şiir dili, çağrışımsal bir zekâyla, karmaşık duygu-durumlarla ve ‘karanlık neşe’ olarak tanımlayabileceğimiz özel bir ironiyle biçimleniyor… Lirizmin günümüze ait yeni açılımlarını Mai‘nin çevikliğinde görecek, lirik imgelerin gerçeğe dönüşümünü Mai’deki müzikal tuşelerle fark edeceksiniz.”


Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com