Kas
15
2013
0

“Gezi Parkı Direnişi” Araştırması (Özden Melis Uluğ / Nevin Solak)

Jacobs University Bremen’den uzman psikolog Özden Melis Uluğ ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden uzman psikolog Nevin Solak Gezi Parkı protestoları üzerine Temmuz ve Ağustos aylarında yürüttükleri çalışmalarını tamamladılar. Akademisyenler çalışmalarında değişik bulgular gözlemledi: https://www.baskahaber.org/2013/11/gezi-park-direnisi-arastrmas-hukumete.html

Kas
09
2013
0

“ODTÜ Ayakta!” Bildirisi (8 Kasım)

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/odtu-ayakta-akademisyenlerden-sert-tepki-haberi-82295

ODTÜ AYAKTA!!!

Biz, aşağıda imzası bulunan ODTÜ Öğretim Elemanları ve Çalışanları, hukuksuz olarak başlatılmış bulunan Ankara Anadolu Otoyolu – Konya Yolu bağlantısı inşaatına karşı bir süredir ODTÜ mensup ve mezunlarıyla başta 100. Yıl ve Çiğdem Mahallesi sakinleri olmak üzere Ankara halkı tarafından sürdürülen protestolar konusunda yetkililer tarafından izlenen vurdumduymaz tavrı, uygulanan polis şiddetini, ve 18 Ekim 2013 tarihinde ODTÜ arazisine Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin izinsiz girerek 3000’e yakın ağacı katletmesiyle giderek yoğunlaşan fiili ve ideolojik tüm saldırıları kınıyoruz.

ODTÜ arazisine yapılan fiili saldırıların mevcut “yol” inşaatı ile sınırlı kalmayacağı, başka “plan” oyunları ile Ankara’nın en önemli yeşil alanlarını hızla tahrip edecek rant alanı yaratma girişimlerinin gündeme geleceği, yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bu girişimleri örtbas etmek için çeşitli seviyelerdeki iktidar yetkilileri, doğrudan doğruya ODTÜ’nün saygınlığına ve kurumsal kimliğine yönelik ideolojik temelli saldırgan açıklamalarıyla kamuoyunu yanıltmaktadır ki bu Türkiye’nin geleceği açısından kaygı vericidir.

ODTÜ’ye yönelik bu ağır saldırılara kimi kişi ya da grupların direnişlerini bahane eden iktidar yetkililerinin doğrudan ve çoğu kez de tüm bir kurumu hedef alarak kolluk kuvvetleri eliyle cezalandırma yaklaşımı; sınıfları, öğrenci yurtlarını, lojmanları ve tüm yerleşkeyi gaza boğarak eğitimi ve yaşamı engelleyen saldırıları haklı gösterme çabaları; zorbalığın kamu yönetimi tarzı olarak gittikçe yaygınlaşması kabul edilemez.

ODTÜ’nün öğrencisi, mezunu, çalışanı ve akademisyeniyle, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da doğaya, Ankara kentine, tüm Türkiye’ye ve dünyaya karşı sorumluluklarını, bilimin ve sağduyunun ışığında yerine getirme kararlılığında olduğunu, desteğine çok büyük önem verdiğimiz kamuoyuna bildiriyor, yetkililerden:

1. Hukuksuz yol inşaatının ivedilikle ve yasal süreç sonuçlanana kadar durdurulmasını;

2. ODTÜ’ye, öğrencilerimize ve tüm mensuplarımıza karşı kamu otoritelerince sürdürülen ideolojik ve fiziksel saldırılardan derhal vazgeçilmesini;

3. Bugüne kadar gerçekleştirilen izinsiz arazi işgali, kamu malı ağaçlara zarar verilmesi, üniversite binalarına, yurtlara ve lojmanlara ayrım gözetilmeksizin biber gazıyla saldırılarak eğitimin engellenmesi gibi hukuk dışı uygulamaların sorumlularının görevden alınmalarını;

4. Kent içi ulaşımda özel araç kullanımını teşvik eden karayolu inşaatları yerine, Türkiye’nin taraf olup onaylamış olduğu uluslararası anlaşmalara ve ilan edilmiş ulusal ulaşım stratejilerine uyacak şekilde toplu taşıma projelerine öncelik verilip, başlanmış olanların da hızla sonuçlandırılmalarını;

5. Kentsel projelerle ilgili planlama kararlarında ilgili tüm tarafların görüşlerinin alınması ilkesinin ülke çapında yaşama geçirilmesini

talep ediyoruz.

ODTÜ Öğretim Elemanları ve Çalışanları

Kas
03
2013
0

Noam Chomsky’den ODTÜ Dayanışması İmza Kampanyası’na Destek

Bkz: https://haber.sol.org.tr/dunyadan/chomskyden-odtuye-destek-haberi-81912

Dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerden akademisyenler Orta Doğu Teknik Üniversitesi arazisindeki yol yapım projesine karşı çıkmak amacıyla başlatılan bir imza kampanyasına destek veriyor. Kampanyaya katılanlar arasında Noam Chomsky de var.

Türkiye ve dünyanın önde gelen üniversitelerinden pek çok akademisyen ODTÜ’den geçirilmek istenen yola karşı mücadele eden ODTÜ’lü öğrencilere destek veriyor. Aralarında Massachusetts Institute of Technology’den ünlü dil bilimci ve filozof Noam Chomsky’nin de bulunduğu akademisyenlerin imzaları “Solidarity with METU” (ODTÜ ile Dayanışma) başlıklı blog’da toplanıyor.

İmza kampanyasına Yale Üniversitesi, Boston Üniversitesi, Harvard Üniversitesi, Luiss Guido Carli Üniversitesi, Notthingham Üniversitesi, IRFAM, Deutsches Krebsforschungszentrum, Columbia Üniversitesi, Université Paris-Sud, CEPN, Université Paris, Cornell Üniversitesi, London School of Economics, Boğaziçi Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi gibi yurtiçi ve yurtdışındaki pek çok önemli üniversitede görev yapan akademisyen destek veriyor.

Kas
01
2013
0

“Gezi” kitraplarına bir bakış (Sanem Yardımcı)

Gezi Parkı, İstanbul’da bir parkken, gölgesinde soluklanılacak ağaçlara ev sahipliği yaparken, Türkiye tarihinin en kalabalık, en renkli direnişinin adresi, geleceğe dair umudun, daha iyi bir yaşamın sembolü haline geldi. Apansız karşılaştığımız hızla uyum gösterdiğimiz direniş günleri, kolektif yaşam pratiklerini, dayanışma deneyimlerini, belleklerimize soktu. Böylesi bir kalkışmanın, bir araya gelmenin, yayıncılık dünyasına yansıması şaşırtıcı değildi elbette. Direnişin yarattığı heyecana paralel olarak, yayıncılık dünyası sadece kitaplarda değil, Türkiye’de yayınlanan neredeyse tüm dergilerde de direnişi kendine konu edindi. Direniş bir haftayı henüz doldurmuşken günce şeklinde ilk kitap yayınlanmıştı. Bu yayıncılık faaliyeti hızından bir şey kaybetmeden, bugün bizim sayabildiğimiz kadarıyla 42 kitaba ulaştı ve bir Gezi literatürü oluştu. (…)

Yazının tam metnine https://birgunkitap.blogspot.com/2013/10/gezi-kitaplarna-bir-baks-sanem-yardimci.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
31
2013
0

Gezi ve Yeni Çevre Tahayyülleri

(…)Katılımcılığın yanında, mekânsal üretimin süreç odaklı tasarlanması da oldukça önem arz eder. Son ürün odaklı tasarım yapının tasarımla birlikte  sonuçlanması gerektiği illüzyonunu ve ilelebet sabit kalması gerektiği saplantısını beraberinde getirir. Yapıyı mimarın ortaya koyduğu ideal son halinden saptırmaya çalışan tüm kullanıcılar tam da bu mantık çerçevesinde düşman addedilirler. (…) Bu manada mekâna kullanıcıları tarafından mümkün olduğunca az müdehale edilmesini öngören son ürün odaklı mimarlık anlayışı, mekânsal üretimin sonuç ürün yerine süreci merkeze aldığı yeni bir anlayışla değiştirilerek işe başlanabilir. Tam da bu noktada, Gezi olayının ta kendisi, süreç odaklı ve performatif bir mekân örüntüsü olarak tanımlanamaz mı? İnsanların Atatürk Kültür Merkezi’nin cephesini kendi arzuladıkları slogan ve flamalarla yeniden değerlendirmeleri, Gezi Parkı’nı kendi çadırlarıyla yeniden örgütlemeleri, kendi kitaplıklarını inşa etmeleri, kendi kürsülerini icat etmeleri, kendi yeme içme paylaşımlarını ve kendi sağlık birimlerini örgütlemeleri (…)ürünleşmeyen fakat süreçleşen yeni bir şenlikli mekân kültürünün nüvesi olamaz mı? (…)

Gökhan Kodalak
“Gezi ve Yeni Çevre Tahayyülleri”
Direnişi Düşünmek (2013 Taksim Gezi Olayları), Monokl Yay., 2013, ss. 128-129

Eki
31
2013
0

Ekolojik Duyarlılığın Tuzaklı Biçimleri

(…) Doğa, nostaljik ekoloji anlatısının varsaydığı gibi kusursuz döngülerin ve organik birlikteliklerin dengeli ve uyumlu bedeni değildir, aksine doğa, üzerinde bitimsiz ontolojik çıkar çatışmasının yaşandığı, insanın katkısı olmadığı zamanlarda dahi türlerin yok olup, yenilerinin türediği, endüstriyel üretimin icat edilmediği zamanlarda dahi buzul çağlarının ve dramatik katastrofların yaşandığı, dolayısıyla her daim sonuçları belirsiz muazzam deneylerin işlem gördüğü kaotik bir lehimdir. (…) Doğa’nın işleyişini insanın toplumsal hayatında hâkim kılmaya çalışmanın bir anlamı yoktur; fakat bu aynı zamanda insanın doğa üzerinde hâkimiyet kurmasını ve kendinden menkul kadir-i mutlak yetkinliği üzerinden doğayı kendisine madun kılmasını da gerektirmez. (…)

Bir diğer tuzak doğayı sömürmeyi ekolojik bir duyarlılık gibi sunan ve lüks tüketimi sosyal sorumluluk kisvesi altında pazarlayan kozmetik ekoloji anlayışıdır. Bu anlayış ekolojik duyarlılığın, toplumsal sorumluluğun ve hatta etiğin metalaştığı bir dünyayı tasvir eder; artık ekstra bir ücret karşılığı frapaççinonuzu yudumlarken Guantanamo’daki yerel çiftçilere yardım edebilir ve Afrika’daki fakir çocukların eğitimine katkıda bulunabilirsiniz. Amaç, sorunun kaynağı üzerine kafa yormanızı ve meselenin politikleşmesini önlemek ve sistemin ekolojik ve aynı derecede ekonomik sorunsallar karşısındaki strüktürel yetersizliğini gizlemek adına, sizin sadece bir bardak kahve satın alarak, birilerine sms’le üç kuruş para yollayarak kurtlu organik elmalar tüketerek veya %15 enerji tasarruflu eko-konutta oturarak, yani güzergâhları önceden belirlenmiş, evcilleştirilmiş kurulmuş sisteme çomak sokmadan, vicdanınızı kısa yoldan rahat tutmanızdır. (…)

Gökhan Kodalak
“Gezi ve Yeni Çevre Tahayyülleri”
Direnişi Düşünmek (2013 Taksim Gezi Olayları), Monokl Yay., 2013, ss. 121-122

Eki
31
2013
0
Eki
31
2013
0

Akademisyenlerden ODTÜ’ye Destek Kampanyası (30 Ekim 2013)

 

Hükümet Tarafından Yapılan Hukuksuz Çevre Katliamına Karşı ODTÜ Direnişi’ne Destek Açıklaması

AKP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi, tüm itirazlara rağmen şehrin içinden geçen ve aynı zamanda ODTÜ arazisi olan ormanlık alanda yol yapım projesini başlattı.

ODTÜ kampüsü etrafındaki mahalle sakinlerinin yanı sıra ODTÜ öğrencileri ve emekçileri de bu projeye başından beri şiddetle karşı çıktılar. Öğrenciler, belediye ekiplerinin ağaçları kesmesine engel olabilmek için çeşitli girişimlerde bulundu. Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi, üniversite yönetiminin projeye itirazlarını ifade ettiği yasal süreç devam ediyor olmasına rağmen 18 Ekim gecesi herhangi bir uyarı ya da yasal izin olmadan 3000 ağacı yok ederek bir çevre katliamı gerçekleştirdi. Belediye ekiplerinin gece baskınını inşaat araçları ordusu ve protestolara müdahale etmesi için kampüse sevk edilen çevik kuvvet polisleri takip etti. Bu arada, hükümet de sorunu çözmek için yargıdan geçen bütün olası yolları organize bir çaba ile engelledi. Polis inşaata karşı çıkan üniversite öğrencilerine yoğun biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmeye devam ediyor. Başka bir deyişle, ODTÜ’nün kendi ormanı için yürüttüğü mücadele, demokratik hakkı olan protesto ve ifade özgürlüğü mücadelesine dönüşmüştür.

Bu olaylar tıpkı Gezi Direnişi’nde olduğu gibi, hükümetin çevreyle ilgili konularda halkın endişelerini nasıl göz ardı ettiğini gösteriyor. ODTÜ’ye yapılan saldırı, hükümetin inşaat projeleri için kamusal yeşil alanları yok etme kararlılığının sadece bir örneğidir. Ayrıca bu durum hükümetin yüksek öğretimin özerkliğini yok etme çabasının da bir parçasıdır.

Biz, aşağıda imzası olan akademisyenler, Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsündeki hukuksuz çevre katliamını ve polis şiddetini kınıyoruz. Bu, ODTÜ’ye ve Türkiye akademisine yapılan, etik olmayan ve kabul edilemez bir saldırıdır. Direnen tüm ODTÜ öğrencilerine, akademisyenlerine ve personeline sonsuz destek ve dayanışma içinde bulunduğumuzu bildiririz.

Dayanışmayla!

Destek vermek için adınızı ve bağlı olduğunuz akademik kurumun adını solidaritywithmetu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.

(30 Ekim 2013, Cumhuriyet Gazetesi)
Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/4894/ODTU_ye_uluslararasi_destek.html

Eki
24
2013
0

Kadıköy, ODTÜ için ayakta…

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=448670

“Beşiktaş İskelesi’nde toplanan Abbasağa Forumu üyeleri  Her Yer ODTÜ Her Yer Direniş’ sloganları atarak Kadıköy’e geçerek Bahariye’de Boğa heykelinin önünde Kadıköy Forumu üyeleriyle buluştu. Yurttaşlar ODTÜ’de yol gerekçesi ile gerçekleşen ağaç katliamına ve ODTÜ direnişine yönelen polis şiddetine karşı yürüyüşe geçti.”

Eki
24
2013
0

Açık Radyo: “Badiou’nun Sesine Kulak Verdik”

badiou_istanbul

Bkz: https://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=32165&cat=100

“Günümüzün önemli ve radikal iki düşünürü ve yükselen yeni muhalefetin de önemli destekçilerinden Alain Badiou ve Slavoj Zizek iki hafta önce İstanbulday’dı. Monokl Yayınları tarafından Bakırköy Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen “Küreselleşme ve Yeni Sol” başlıklı konferansa katılan Badiou ve Zizek, konunun başlığıyla sıkı sıkıya bağlı olan Gezi direnişine dair de pek çok şey söylediler.

Açık Dergi’nin “Gezi Okumaları” köşesinde Badiou’nun Gezi direnişi için “Ben de kendimi bu hareketin tam ortasında hissediyorum,” dediği konuşmasına kulak verdik.”

*

A. Badiou / Ses Kaydı, Mp3, 21 mb/23 Ekim 2013
https://archive.org/download/AlainBadiou_yeniSolVeGezi/Ararsiv20131021__alainBadiou.mp3

*

Eki
23
2013
0

“Gezi” sularından önemli başlıklar-3

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması
Bkz: https://taksimdayanisma.org/377

Medyanın 4 aylık gezi güncesi (Emel Gülcan)
Bkz: https://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/150727-medyanin-dort-aylik-gezi-guncesi

Genco Erkal, Ferhan Şensoy ve Levent Kırca’ya Gezi cezası!
Bkz: https://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/genco-erkal-ferhan-sensoy-ve-levent-kircaya-gezi-cezasi-haberi-81421

Gezi Partisi kuruldu…
Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=448376

Eki
21
2013
0

Haber: “Gezi Parkı Olayları, Çizgi Öykülerle Londra’da”

Free Word Center’in desteği ile ReFrame adı verilen yeni bir çizgi roman yakında yayına girecek.

ReFrame, Gezi Parkı Olayları’nı merkez alarak çizgilerle Türkiye’de yaşananları konu alacak.

Bkz: https://frpnet.net/haberler/cizgi-roman-haberleri/gezi-parki-olaylari-cizgi-oykulerle-londrada

Eki
05
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması (5 Ekim 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-bilgilendirme

“Basına ve kamuoyuna,

Siyasal iktidarın Mayıs ayından bu yana katlanarak artan baskı ve tehditlerini, polis şiddetinin yol açtığı insan hakları ihlallerini dünyaya, uluslararası kurumlara, ilgili ve duyarlı örgütlere raporlar sunarak anlatmak, bilgilendirmek üzere başlatılan çalışmalar devam ediyor. 03.10.2013 günü Avrupa Konseyi’nde görüşmeler yapıldı.

Türk Tabipler Birliği adına Prof. Dr. Feride Tanık, Taksim Dayanışması adına Mücella Yapıcı, ÇHD ve bu süreçte öldürülenlerin avukatları adına Ethem Sarısülük’ün avukatı Kazım Bayraktar, İnsan Hakları Derneği adına Cengiz Mendillioğlu, öldürülenlerin aileleri adına Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün yer aldığı heyet, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Parlamenterler Assamblesi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Christopher Chope, Parlamenterler Assamblesi Liberal ve Demokratlar Grup Başkanı Anne Brausser, Parlamenterler Assamblesi Türkiye İzleme Komitesi Sekreteri Sylvie Affholoer ile görüşmeler yaparak raporlarını sundu.

Prof. Dr. Feride Tanık, Haziran ayı boyunca uygulanan polis şiddeti sırasında Türkiye ölçeğinde bir günden fazla olmak üzere günde sekiz saatten fazla süreyle biber gazına maruz kalan 11 bini aşkın kişiden edinilen bulguları, ölümler, yaralanmalar konusundaki bilimsel verileri açıkladı. Ayrıca bu acımasız şiddet sırasında tıp mensuplarının mesleki etik ve görevleri nedeniyle şiddete uğrayan yurttaşlara verdikleri hizmetler nedeniyle uğradıkları baskıları ileterek Türk Tabipler Birliği tarafından hazırlanan raporu sundu.

Taksim Dayanışması Sekreteri Mücella Yapıcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından seçimlerden sonra açıklanan Taksim Meydanı ve Gezi parkını yok edecek proje ilanı üzerine 124 meslek odası siyasi parti mahalle derneği taraftar grubu ve insiyatiften oluşan Taksim Dayanışması’nın kuruluş amacını, barışçıl ve demokratik haklarını kullanırken uğranılan şiddeti, halen devam eden hukuksuz gözaltılar, tutuklamalar konusundaki endişeleri aktardı. Dünyadaki herkesi ve ilgili kurumları bu temel insanlık ve hak arayışı mücadelesini politik ve ekonomik çıkar çatışmaları alanından çıkarmaya hukuka demokrasiye ve insan haklarına saygı göstermeye çağırarak; Taksim Dayanışması’nın hazırlamış olduğu raporu ve Uluslararası Af Örgütü’nün Gezi olayları nedeniyle hazırlamış olduğu raporu sundu.

Av. Kazım Bayraktar, Mayıs ayından bu yana artan polis şiddetinin yol açtığı yaşam hakkı, toplantı ve gösteri hakkı ihlallerine, işkence ve kötü muameleye karşın iç hukuk yollarının giderek etkisizleştiğini ve işlemez hale geldiğini; yaygın bir biçimde suç işleyen polislerin ve amirlerinin hukuka ve yargıya karşı kollandığını, fiili bir dokunulmazlık sağlandığını; siyasal iktidar, yargı ve polisin ittifak halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal ettiklerini ve bu ihlallerin ülke çapında yayılarak yoğunlaştığını; iç hukuk yollarının etkisizleşmesi nedeniyle doğrudan AİHM’ne başvurular hazırladıklarını; Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’in öldürülmeleri ile ilgili başvurularını 10.10.2013 günü AİHM’ne vereceklerini ifade etti ve hazırladıkları raporları Ethem Sarısülük ile ilgili başvurunun bir örneği ile dayanakları olan belgeler listesini, çok sayıda polis saldırısından derlenmiş video ve fotoğraflardan oluşan dijital kayıtları sundu.

İnsan Hakları Derneği Temsilcisi Cengiz Mendillioğlu, Türkiye’de yaşanan ve Mayıs ayından itibaren hızla artan insan hakları ihlalleri hakkında bilgi vererek İHD’nin hazırlamış olduğu raporu sundu.

Öldürülenlerin aileleri adına heyete katılan Mustafa Sarısülük ölümlerin aileler üzerinde yol açtığı etkileri, yaşadıkları olayları, yargıya ve iç hukuk yollarına olan güvensizliklerini anlattı.

Ayrıca heyet tarafından aynı gün, saat 13.00′te Avrupa Konseyi basın salonunda heyeti konseye davet eden Avrupa Konseyi Sol Parlamenterler Grubu adına Ertuğrul Kürkçü’nün takdimi eşliğinde basın toplantısı yapılarak raporlar basına sunuldu.

Avrupa Konseyi’de görüşmelerini tamamlayan heyet, Avrupa Parlamentosunda yapacağı görüşmelerden sonra 10.10.2013 günü AİHM önünde basın açıklaması yaparak hazırlanan başvuru dosyalarını Mahkemeye teslim edecek.”

Türk Tabipler Birliği Temsilcisi Prof. Dr. Feride Tanık
Taksim Dayanışması temsilcisi Mücella Yapıcı
ÇHD temsilcisi ve Sarısülük ailesi vekili Av. Kazım Bayraktar
İHD temsilcisi Cengiz Mendillioğlu
Aileler adına Mustafa Sarısülük

Eki
04
2013
0

Haber: Eskişehir Valisi’nden “Kişiye Özel” Tehdit

“Ali İsmail Korkmaz’ın Gezi Direnişi sırasında dövülerek öldürülmesini aydınlatan gazetecilerden İsmail Saymaz’ı tehdit eden Eskişehir Valisi Tuna, e-postayı kendisinin gönderdiğini kabul etti. Tuna, özür dilemek yerine tepki gösterdi.

Gezi Direnişi sırasında polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili yaptığı haberler nedeniyle Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’a e-postayı atarak hakaret ve tehdit eden Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, ilk açıklamasının aksine e-postayı kendisinin gönderdiğini kabul etti. Tuna, özür dilemek yerine e-postanın “kişiye özel” olarak gönderildiğini belirterek, bunu açıklayan Saymaz’a tepki gösterdi. Tuna, Saymaz’ın yaptığı haberlerle kendisini hedef gösterdiğini ileri sürdü.

Korkmaz’ın katledilmesinin aydınlatılmasında yaptığı haberlerle önemli rol oynayan Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’a “Oğlum İsmail, yine rahat durmuyorsun… Bir daha aynı şekilde yorum yaparak bu konuyu işlersen sen adi ve şerefsizsin. Yerin altı da var unutma, eninde sonunda orada görüşeceğiz” diyerek tehdit ve hakaret dolu bir e-posta atmasının ardından İçişleri Bakanlığı inceleme başlatmıştı. Önceki gün e-postası kendisinin göndermediğini savunan Vali Tuna, dün yaptığı açıklamayla maili kendisinin gönderdiğini itiraf etti. Tuna, “Sayın Saymaz, bu müessif olayı kendi penceresinden ve kendi bakış açısı ile ele almaya ve kamuoyumuza çarpıtarak sunmaya devam etmiştir. Söylemediğim ya da kastetmediğim manalar yüklediği sözleri sürekli gündemde tutmaya, özellikle şahsımı hedef haline getirmeye özel bir gayret sarf etmiştir” ifadesini kullandı.

‘Kişeye özel’ tehdit

Vali Tuna, şu ifadeleri kullandı, “Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’ın kişisel e-posta adresine gönderilen e-posta yukarıda ifade edilen yerli yersiz ve süreklilik arz eden yanlış ve çarpıtılmış haberlere sitem, bir manada tepki amacıyla ‘kişiye özel’ olarak gönderilmiştir ve medyada ele alınış biçimine ilişkin kişisel rahatsızlığımı ifade etmenin ötesinde bir anlam taşımamaktadır.”

4 Ekim 2013, Cumhuriyet Gazetesi
Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=445284

Eki
03
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması: “Gençlerin ölümüne alışmamız mı bekleniyor?”

hfg3_0

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/taksim-dayanismasi-genclerin-olumune-alismamiz-mi-bekleniyor-haberi-80517

“Ülkesine, parkına, doğasına, deresine, sağlıklı çevreye, evine, okuluna, hastanesine, sinemasına, kültür merkezine, meydanına; yani yaşamına sahip çıkan gençlerin İstanbul’da, Eskişehir’de Ankara’da, Antakya’da polis şiddeti ile ölümünü bütün ülke gördü…

Milyonların, bu şiddetin ve ölümlerin sorumlusu “emniyet müdürleri ve valiler” görevlerinden alınsın çığlığı hala ülkenin meydanlarında yankılanmaya devam ediyor. Ne yazık ki bu haklı, bu meşru, bu insani, bu toplumsal talep ülkeyi yönetenlerce görmezden gelinmeye, failler korunmaya devam ediyor.

29 Eylül 2013 günü Gülsuyu mahallesinde uyuşturucu çetelerini yürüyüşle protesto eden gençlere ateş eden ve 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik’in ölümüne biri ağır 5 kişinin yaralanmasına neden olan çetelerin İstanbul’un ortasındaki bu pervasızlığını kabullenemiyoruz.

Barış ve hoşgörünün Gezi Parkından ülkenin bütününe taşınmasını beklerken kentlerine ve yaşam alanlarına sahip çıkan gençlerin ölümüne alışmamız mı bekleniyor? Aylardır mahallesine sahip çıkan gençlere kurşun yağdıran, şimdiye kadar onlarcasının yaralanmasına neden olan çetelerin “derin odaklarca” korunmadan bu pervasızlığı sürdürebileceklerine inanılır mı?

Kentsel dönüşümün, kent yağmasının gündem olduğu her mahallede benzer “çetelerin” ortaya çıkması ve kentine, mahallesine, barınma hakkına sahip çıkanlara karşı silah kullanmasını tesadüf olarak değerlendirmek mümkün değil.

Bilinmelidir ki, toplumsal barışın ve hoşgörünün temelini yurttaşların demokratik talep ve tepkilerinin algılanması oluşturur. Gezi Parkına, yani yaşamına sahip çıkanların ülkenin her yanında olduğu gibi Gülsuyu’nda da kentsel dönüşüm adı altındaki kent yağmasına, uyuşturucu bataklığı yaratmaya çalışan çetelere, onları koruyan ve kollayanlara karşı durması kaçınılmazdır. Bu nedenle Başta Gülsuyu Mahallesi olmak üzere kentsel dönüşüm adı altındaki kent yağmasının durdurulmasını, Hasan Ferit Gedik’in katillerinin bulunmasını, destekçilerinin açığa çıkarılmasını istiyoruz. Şu ana kadarki mücadelesine, taleplerine, yaşam hakkına saygı göstermeyenlerin, Hasan Ferit Gedik’in cenazesine ve ailesine saygı göstermesini, cenaze törenini istediği yerde yapma ve istediği yerde defnetmeleri konusunda çıkarılan engellerin bir an önce ortadan kaldırılmasını istiyoruz.”

TAKSİM DAYANIŞMASI

Eki
02
2013
0

Uluslararası Af Örgütü’nün “Gezi Parkı Eylemleri” Raporu

gap

“Gezi Parkı Eylemleri” Raporu
Uluslararası Af Örgütü
pdf, 71 sayfa

*

Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı kapsamlı raporla ilgili açıklamaya https://www.amnesty.org.tr/ai/node/2281/ adresinden, raporun tam metnine ise (pdf biçeminde, 71 sayfa) burayı tıklayarak  ulaşabilirsiniz.

*

Eyl
30
2013
0

“Gezi”; Avrupa Konseyi, Avrupa Parlementosu ve AİHM’ne gidiyor…

İstanbul Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’nda ağaç kesimini önlemek isteyenlere karşı polisin sert tavrının ardından gelişen protestolar sürecinde yaşanan ölümler, binleri aşan yaralanma, şiddet ve işkence, gözaltında hak ihlalleri politik ve hukuki yönleriyle Avrupa’nın gündemine taşınıyor. İnsan hakları savunucuları, doktorlar, hukukçular, milletvekilleri ve yaşamını yitirenlerin ailelerinden oluşan heyet, 2-22 Ekim tarihleri arasında Avrupa Konseyi (AK) ve Avrupa Parlamentosu’nda (AP) toplantılar gerçekleştirerek, AİHM’e de Türkiye’ye dava açılması yönünde başvuru yapacak.

Bkz: https://direnisteyiz.org/haber/gezi-direnisi-ak-ap-ve-aihme-tasiniyor/

Eyl
30
2013
0

Yassıada için dava dilekçesi…

Yassıada Forumu, 21.7.2013
Fotoğraf: Selah Özakın

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Yeşil Düşünce Derneği, Uğraş Salman, Av. Sennur Baybuğa’nın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 29.05.2013 tarih ve 5446 sayılı kararla onanan; İstanbul İli, Adalar İlçesi, Heybeliada Mahallesi, 156 ada, 1 No’lu parselin (Yassıada) “Askeri Alan” kullanımının “Turizm+Kültürel Tesis Alanı”, “Kayalık Alan” ve “İskele Alanı” kullanımına dönüştürülmesine ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonu ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nın iptali hakkında açtıkları davanın dilekçesi önemle sunulur kamuoyunun dikkatine…

Bkz: https://adalarpostasi.wordpress.com/2013/09/30/2731/

Eyl
29
2013
0

Bozcaada’nın Yanıtı

Belediye Başkanı Mutay’ın ithamlarına ve iddialarına Bozcaada Forumu’ndan yanıt geldi…
Bkz: https://direnisteyiz.org/haber/bozcaada-forumundan-belediye-baskanina-yanit/

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com