Nis
12
2015
0

Dehanın Kokusu

(…)

“Oysa insan dediğiniz durduğu yerde şekillenmez; bir deha yetiştirebilmek için, evvela onun kök salabileceği, boy atabileceği toprağa sahip olmamız gerek, yazık ki bizim toprakların hali içler acısı. O kadar fazla kimyasal gübre kattık ki içine, gerçek bakteriler yok oldu, sahtelerini yapmaya mecbur kaldık! Neşterlerin ve idollerin zaferidir bu, beyinleri ameliyat masalarında yapay olarak yaşatacağız ama yürekleri sedyede unuttuk! Meydanda o kadar fazla çakma deha var ki, gerçek bir tanesi kazara ortaya çıkacak olsa, kimse ona inanmayacak, kafayı modayla bozmuş bu kalabalık tarafından alay konusu olacak.”

“Fakat, eğer gerçek bir dehadan bahsediyorsak, dolayısıyla bizzat bir kuvvetten, kendiliğinden moda olması gerekmez mi?”

“Bu yanılgıdan hemen kurtarayım sizi, işte yaptığım deney: Umimi bir tuvaletin içine bir şişe parfüm boşalttım, giren çıkan, önünden geçen çok oldu ama bir kişi de çıkıp ‘Beyefendi, burası ne kadar güzel kokuyor!’ demedi. Yeni olanı algılayamadılar, malum kokuya o kadar alışmışlardı ki.” (…)

Francis Picabia
“Kervansaray”, Çev: Ayberk Erkay, YKY, 2015, s. 24


Hamişler:

1/Ayrıca bkz: https://evvel.org/demek-zamaninda-491i-bosuna-cikarmamisiz

2/Önemli bkz: https://evvel.org/?s=picabia

3/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
12
2015
0

Göğe Uzanan Bir İşgal Gökdeleni: “Torre David”

gogeuzanan2

kot0.com taifesinden Gupse Korkmaz, ilginç bir konuyu bulmuş, incelemiş: Venezuela-Caracas’ta bir işgal gökdeleni… “Göğe Uzanan Bir İşgal Evi” başlıklı yazının tam metnine https://kot0.com/goge-uzanan-bir-isgal-evi-torre-david adresinden ulaşabilirsiniz.

gogeuzanan1

Nis
11
2015
0

“Son Kuşlar” (Sait Faik Odaklı Bilişsel Haritalama)

sonkuslarbhk

Sait Faik Araştırma Atölyesi tarafından 22 Mart 2015’te Caddebostan-Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen “Son Kuşlar” Hikâyesi Üzerine Sait Faik Odaklı Bilişsel Haritalama çalışması sonucunda elde ettiğimiz bilişsel haritaya https://bit.ly/sonkuslarbh adresinden ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de, edebiyat alanında ilk kez “Sait Faik Araştırma Atölyesi” kapsamında gerçekleştirilen “Bilişsel Haritalama” çalışmalarına ilişkin detaylı bilgiler şu adreste yer alıyor: https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/

Atölye çalışmaları kapsamında, şu ana kadar 26 katılımcının ortak uygulamalarıyla hazırlanan dört adet bilişsel harita taslağı bulunmaktadır. Çalışmalar sonucu elde edilen kavramlar ve kavramlar arası ilişkiler, yaklaşık 200 unsurdan oluşan ve atölye katılımıyla birlikte sürekli genişleyen/büyüyen Sait Faik Odaklı Bilişsel Harita’ya eklenmektedir.

Üzerinde çalışılan bilişsel haritaların listesi aşağıdadır.

  • Sait Faik Odaklı -büyük- Bilişsel Harita (200 kavram/unsur)
  • ‘Lüzumsuz Adam’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (36 kavram/unsur). Haritaya https://bit.ly/luzumsuzadambh linkinden ulaşabilirsiniz.
  • ‘Papaz Efendi’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (23 kavram/unsur). Haritaya https://bit.ly/papazefendibh linkinden ulaşabilirsiniz.
  • ‘Mektup’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (51 kavram/unsur). Haritaya  https://bit.ly/mektupbh  linkinden ulaşabilirsiniz.
  • ‘Son Kuşlar’ Hikâyesi Ekseninde Bilişsel Harita (33 kavram/unsur). Haritaya https://bit.ly/sonkuslarbh linkinden ulaşabilirsiniz.

Bilişsel Haritalama çalışmalarına ilişkin olarak gerçekleştirilmiş özel bir söyleşi de şurada: https://evvel.org/soylesi-sait-faik-arastirma-atolyesi-ve-bilissel-haritalama-uzerine-o-duygu-durgun

İyi okumalar dileriz.

DSC_0010-1

 

haritalar


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
11
2015
0

Sait Faik Anketi’nin Grafiksel Sonuçları (Güncelleme: 25 Mart 2015)

saitfaikanketi

 

Bilindiği gibi, Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin faaliyetleri kapsamında, zaman kısıtlaması olmaksızın bazı “kısa anket çalışmaları” gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmaların birincisi için elde ettiğimiz grafiksel sonuçlar; “127 Katılımcı/5 Mart 2015” ve “136 Katılımcı/25 Mart 2015” güncelleme bilgileriyle https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-anketi/ adresinde yayımlanıyor…

https://goo.gl/forms/XivSfFpMe7 adresinde yer alan 4 soruluk kısa anketimizi cevaplayarak Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına dair yürüttüğümüz araştırma faaliyetlerine destek olabilirsiniz.

Saygılarımızla
Sait Faik Araştırma Atölyesi


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, Burgaz Adası Sait Faik Müzesi kapsamında gerçekleştirilen Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin çalışmalarına ilişkin bilgilere ise https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
09
2015
0
Nis
06
2015
0

Yasaklar falan…

Yahu, bunca yüzyıldan, bunca olaydan, bunca yaşanandan sonra “özgürlük” denen felsefi konunun iktidarlar ile Yeni Kapitalizm’in(ya da Yeni Sinsiyet’in) yandaş-paydaş aktörleri(oyuncuları, bileşenleri) tarafından hâlâ anlaşılmamış olması, bazı konularda -özellikle- “kalın kafalılık” gösterilmesi ne kadar tuhaf! Açık söylüyorum: “Haklılığın inadı” dediğimiz tarihsel bir “hakkaniyet” meselesi, hesabı, davası var. Ece Ayhan bunu yazılarında ve şiirlerinde sıklıkla dile getirir. Ve bu hak dirayetinin önü yasaklarla falan kesilemez. Yasaklar, kitleleri “insan topluluğundan” çıkarıp “kötülük toplumu”na doğru deforme etmekten ve “derin bir çatlak” oluşturmaktan başka bir işe yaramaz. Anlaşılsın, görülsün bu hakikat artık!

Sahicilikle

Nis
04
2015
0

Demek ki zamanında 491’i boşuna çıkarmamışız…

491iki

Demek ki 2010-2011 sularında 491‘i boşuna çıkarmamışız…
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/491.html


 kervansaray
Bkz: https://kitap.radikal.com.tr/makale/haber/mor-murekkepli-dadaist-418239


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
02
2015
0

Kendini Anlatan: “Mevsimdışı”

DSC_0034

“Mevsimdışı”
by Zy, 2015

md2


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
01
2015
0

“Başarısızlık” falan…

(…)”Tependeki saçların döküleceği hiç aklıma gelmezdi” dedi. “Ama iyi, yakışıyor sana.”
Şaşkınlıktan taş kesilmiştim. Çaresizdim. Bu bayanı tutup boğsaydım, kayıp kocası olduğuma inanmaya devam edecekti.
“Niçin bana hiç yazmadın?”
Hiçbir şey söylemedim.
“Hayatta olup olmadığını bile bilmiyordum-”
Hiçbir şey söylemedim.
“Bunca yıldır nerdeydin?”
Hiçbir şey söylemedim.
“Hiçbir şey söylemiyorsun.”
Hiçbir şey söylemedim. (s.48)
(…)

Hayatlarımızdaki başarısızlığı gömemeyeceğimiz bu gün bir kere daha gün gibi ortadaydı ve gömmeye çalıştıkça başarısızlıktan hiç kurtulamayacağım, kaçış yok. Ama ortaya çıkaracağım diğer bir hayatım olmadığını başkalarının gerçekmiş gibi kabul edişleri şaşırtıcı şey; ve böylece kendi üzerime aldığım şeyin benim hayatım olduğunu düşünüyorlar. Ama bu hiçbir zaman benim hayatım değildi. Bu hayatı ancak hiçbir zaman benim hayatım olmadıkça üzerime alabileceğimi biliyorum -başarısızlığım olarak. (…)

Max Frisch
“Cezaevi Günleri”, Çev: Ajlan Erçetin, Habora Kitabevi Yay., 1968, s.180

Mar
25
2015
0
Mar
22
2015
0

“Okusalar; evet okusalar, kendilerini, insanı bulmak için…” (Peride Celal)

anilarparamparca

Peride Celal’in “yazmak” ve “yazarlık” üzerine kaleme aldığı özüt, sahici bir edebiyat mektubu… Yazının ve yazarın çilesini, hakiki maksadını içtenlikli bir şekilde dile getirmiş Peride Celal… Anılar Paramparça’dan, kendi el yazısıyla… Mektubun büyük/okunabilir biçemine https://issuu.com/adabeyi/docs/peridecelalmektup adresinden ulaşabilirsiniz.


Hamişler:

1/ EVV3L kapsamında yer alan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ İşbu önemli metni EVV3L çevresiyle paylaşan Onur Hoşoğlu‘na çok teşekkür ederiz.

Mar
22
2015
0

Bukowski… kediler… yeniden…

oncat

“Charles Bukowski’nin bugüne dek yayımlanmamış şiir ve mektupları,
üç kitaptan oluşacak bir antoloji serisi olarak yayımlanacak.
Kitaplarda özellikle Bukowski’nin kedilere karşı sevgisi öne çıkıyor olacak.”

Bkz: https://bantmag.com/news/charles-bukowskinin
-bugune-dek-yayimlanmamis-siir-ve-mektuplari-kitap-oluyor/

Mar
21
2015
0

“Ağaca Ağıt” ve Öyküsü

agacaagit

İskender Giray’ın Moda Caddesi’ndeki “Ağaca Ağıt” başlıklı heykeli…
ve heykelin öyküsü: https://www.youtube.com/watch?v=QkGX6Fs7pEA

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Mar
21
2015
0

EVV3L Şiarları için… Görsel…

12yasinda


karazin taifesinden Uğur Yanıkel, sağolsun, evvel.org’un 12. yılını kutlamak için şiarlarımızı içeren bir görsel tasarlamış… Kendisine çok teşekkür ederiz. (Zy)

Mar
19
2015
0

Şiir: “Şaşırı”

mümkünlerin mümkünlerle kesiştiği kıyıda boş bir tiyatro
(yüzleşerek kendimle hiç bu kadar yüzleşmemiştim)

binlerce olasılık biniyor öylesine çoklu icat edilmiş
(güneş saatleri gibi şaşmaz hesapların içindeyim)

(…)

erik ağaçları beyazlanıyor sırtımızdan
devriliyor dağlar yavaşça sırtımızdan
güneş doğuyor balık sırtımızdan
(sonuçta şaşırmayı düşünmeyelim)

Duygu Gündeş ile Zafer Yalçınpınar
Mart 2015


Hamişler:

1/ “Şaşırı” adlı şiirin tam metnine https://bit.ly/sasiri adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için; https://bit.ly/zykimdir

Mar
17
2015
0

Söyleşi-Sunum: “SAİT FAİK ve BİLİŞSEL HARİTALAMA” (22 Mart 2015 Pazar, 15:00, Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi, Bağdat Caddesi-KADIKÖY)

sfaik

22 Mart 2015 Pazar günü, saat 15.00’da, Kadıköy-Bağdat Caddesi’nde yer alan Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi‘nde, “Sait Faik ve Bilişsel Haritalama” odağında yürüttüğümüz çalışmalara ilişkin bir söyleşi-sunum gerçekleştireceğiz. Söyleşi-sunum’u takiben Sait Faik’in “Son Kuşlar” adlı hikâyesinin merkez alındığı bir “Bilişsel Haritalama” çalışması uygulayacağız… Tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Sait Faik Araştırma Atölyesi


Facebook Etkinlik Bağlantısı: https://www.facebook.com/events/1411634905809183/

Muhtar Özkaya Halk Kütüphanesi şurada: https://4sq.com/n03vcy


sfbhetkinlik

Türkiye’de, edebiyat alanına yansıyarak Sait Faik odağında gerçekleştirilen ilk “Bilişsel Haritalama” çalışmalarına ilişkin ayrıntılı bilgilere https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-odakli-bilissel-haritalama/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Sait Faik ve Bilişsel Haritalama konusunda 30 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirdiğimiz bir söyleşinin tam metnine https://evvel.org/soylesi-sait-faik-arastirma-atolyesi-ve-bilissel-haritalama-uzerine-o-duygu-durgun adresinden ulaşabilirsiniz.

Sait Faik Araştırma Atölyesi’ne ilişkin ayrıntılı bilgiler ile atölyenin diğer faaliyetleri için https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

haritalar


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
12
2015
0

Sait Faik Anketleri (No.1)

saitfaik

Anketi cevaplamak için
burayı tıklayınız…

*

Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin faaliyetleri kapsamında, zaman kısıtlaması olmaksızın bazı “kısa anket çalışmaları” gerçekleştirmeye karar verdik. İlk anketimiz https://goo.gl/forms/XivSfFpMe7 adresinde bulunuyor. 4 soruluk bu kısa anketimizi cevaplayarak Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına dair yürüttüğümüz araştırma faaliyetlerine destek olduğunuz için -şimdiden- çok teşekkür ederiz.

Saygılarımızla
Sait Faik Araştırma Atölyesi

 


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden, Burgaz Adası Sait Faik Müzesi kapsamında gerçekleştirilen Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin çalışmalarına ilişkin bilgilere ise https://saitfaikmuzesi.org/sait-faik-arastirma-atolyesi/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
11
2015
0

“Kancabaş” Teknesi Üzerine… (H. Can Yücel)

kancabas1

Mermer (Marmara) Adası’nın ve çevresindeki takım adaların yerel balıkçı teknesi olan “Kancabaş” hakkında H. Can Yücel özel bir inceleme yazısı kaleme almış… Yazının tam metnine https://issuu.com/adabeyi/docs/kancabas adresinden ulaşabilirsiniz.

kancabas3


kancabas2


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
10
2015
0

(M)ehmet (Ş)enol (Ş)işli’nin Yolu

mtgysy

“Masa Tenisçisinin Güncesi
ya da Savaşçının Yolu”

Mehmet Şenol Şişli, Esen Kitap, 2014

https://www.oyunyayinevi.com/urun/
masa-teniscisinin-guncesi-yada-savascinin-yolu-2/

*


Mehmet Şenol Şişli’nin Yolu

Kargo ve Kesmeşeker adlı rock topluluklarından “sıkı müzisyen ve şarkı yazarı” olarak tanıdığımız Mehmet Şenol Şişli’nin 2014 yılında Esen Kitap tarafından yayımlanan “Masa Tenisçisinin Güncesi ya da Savaşçının Yolu”(MTGYSY) adlı kitabını okumayı bugün tamamladım. Tüm hatlarıyla ciddi ve sağlam bir “erdemler kitabı”yla karşılaştığımı ifade etmeliyim. Mehmet Şenol Şişli bu eserinde şiir, günlük, aforizma, mesel ve klasik öykülemeci anlatım gibi birçok yazım tekniğini birlikte kullanarak etkileyici bir fragmante yapı oluşturmuş. Kitaptaki sahneleri bir arada tutan temel özellik, bir masa tenisçisinin yaşantı parçalarını içtenlikli bir şekilde dile getirmesi olarak belirginleşiyor. Mehmet Şenol Şişli, varoluşun ânları üzerinde ikinci, üçüncü ve hatta sonsuz sayıda düşünme alanı yaratmak amacıyla erdem, sezgi ve çile dolu bir çıkarım sürecini zihnimizde canlandırıyor. Hakikî bir şey, sahici bir gayret bu… Kitapta anlatılan veya not edilen olaylar ile imgelenen duygudurumlar, Kadıköy jargonu diyebileceğimiz bir “bilge serserilik” tipolojisi ekseninde gelişiyor. Kadıköy’ün rock kafası, çocukluk anıları, müzikal yaratım deneyimleri, stüdyo günleri, felsefi arayışlar, buluşlar, kaybedişler, kitaplar, şiirler, kahvehaneler, masa tenisi antrenmanları, masa tenisi teknikleri, rekabet duygusu, düşünsel derinlikler, düşmanlar, kişilik hezeyanları, düşler, delilikler… Herkes, her şey… MTGYSY’nu doğru okuduğunuzda Kadıköy yaşamının özütünü ve bu özütten sağaltılan kutsal bilgeliği sezebilirsiniz. Tüm Kadıköy insanlarının bu kitabı dikkatlice okuması ve irdelemesi gerektiğini düşünüyorum: Mehmet Şenol Şişli’nin MTGYSY’nda okuyucuya sunduğu imgelem; Körler Ülkesi’nin meşhur lodoslu havalarından, yeniyetme öğrencilerin oryantasyonundan, beatnik çıkartmalı “süper-satar” kahve fincanlarından, kitsch giyimden, tuhaf bir markalaşma ve dükkânlaşma yarışından, itiş kakış bir darlıktan, park kavgalarından, fahiş fiyatlı içkiden, ayrılıkçı mafyalaşmadan, değişik kahve aromalarından ya da bakır yatakları üzerine kurulan tarihî çarşı ekonomisinden çok daha Kadıköy’lü, eski, hakikî ve önemli bir “giz-yol” ihtiva ediyor.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar

Mar
10
2015
0

Söyleşi: Uluer Oksal Tiryaki ile ‘gerçeğin sağlamlığı’ üzerine… (10 Mart 2015)

ulueroksal

“Arabesk veyahut Death Metal”
Uluer Oksal Tiryaki
Oyun Yayınevi, Kasım 2014

*


Kasım 2014’te ‘Oyun Yayınevi’ tarafından yayımlanan “Arabesk veyahut Death Metal” adlı şiir kitabı ve Kadıköy aurası ekseninde gerçeğin mihengini aradık… Uluer Oksal Tiryaki ile söyleştik/yazıştık...


 

Zafer Yalçınpınar: “Arabesk veyahut Death Metal” adlı ilk kitabındaki şiirlere birçok açıdan yaklaşılabilir. İlk önemli açı, bu şiirlerin duygusal bakımdan çok sert ve sınırları zorlayan, keskin bir açık dille yazılmış olması… Bazı şiirlerinde kullandığın özel kipleri ve bu kiplerin şiirlerindeki yerlemini birer “aparkat” olarak okuyorum. Şiirinin ihtiva ettiği öfke, gene, “bilge serserilik” olarak tanımladığım tuhaf bir izlenimi uyandırıyor bende… Bu durumun yaşamındaki karşılığını, yaşamsallığını çok merak ediyorum.

Uluer Oksal Tiryaki: Evet tanı doğru, ancak bulgulara bazı ilavelerle devam etmek mümkün; bana kalırsa, “Arabesk veyahut Death Metal” günümüz şiirinin sınırlarını, duvarlarını zorlayan bir kitap, duru bir dille yazılmış olması, sertliği bir yana her şeyden önce içinde yılların emeği var. Yazınsal olarak baktığımızda bana göre en mühim ayrım noktası, gerçekliğidir. Kitap bir zaman aralığını kapsıyor, böylelikle kişisel tarihten yola çıkarak yaşadığı çağı da anlatıyor. İkincisi; sert şiirden hareketle sert hayata varmak olası, şöyle ki şiirlerdeki sertlik günlük yaşamın asgari alanlarını da içinde barındırıyor. Bu kitabın özelliği, çağdaş metinleri bir araya getirip onlardan şiirler devşirmek değil, yaşadığımız zaman dilimine dair bariz gerçeklikleri barındırması ve bu gerçekliğe dair ip uçları vermesi, yine bu ip uçlarını verirken de şiirselliğinden ve ritminden asla taviz vermemesidir. Bu, kitabın köşe taşlarından birisi. Yaşamsal tarafına gelirsek; kitabın şairi ve kendisiyle çelişmemesi bana göre edebiyatın altın kuralıdır, ortaya bir ürün çıkarıyorsanız yalan söyleme, kendini gizleme, bazı şeyleri görmezden gelme gibi fiilere sahip olma lüksünüz yoktur. Yaşamın, sert ve binbir türlü zorlukla geçtiği bu ülkede/dünyada şiirin dili elbette sert veyahut daha da sert olmalıdır… Özetle; aparkatlar devam edecek.

Z.Y.: Şiirlerindeki diğer önemli açının ise epigram benzeri dizelerle oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu tip dizelerini Kadıköy’ün mezar taşlarına yazılabilecek ve 1000 yıl sonrasında önemle okunacak epigramlar gibi görüyorum. Örneğin “Suskunluk icat edilmedi, suskunluk hep oradaydı” şeklindeki dizen beni çok etkilemiştir. Bu dizeler nasıl oluşuyor zihninde?

U.O.T.: Sanırım, kafa yormayla oluyor. Bununla birlikte elbette sezgi gücü ve deneyim… Yazı yazarken mükemmeliyetçi olduğumu söyleyebilirim, zamanı gelen cümle şiirdeki yerini bulup oturuyor, fonetik oluşuyor, duygu, ses, kavram, nitelik… Fakat bunların hiçbiri kendiliğinden olmuyor, örneğin: bir şiirde, şiirden bağımsız bir aforizma gibi duran cümle bir başka cümleyle destekleniyor, bu salt tek başına bir cümleyle olabilecek bir şey değil, bütünlüğün içinden sıyrılabilen tümce akılda kalıcı oluyor, doğaldır, bu koroda sırayla soloya çıkan vokallere benziyor, eğer elinizde güçlü vokalistleriniz varsa her biri zamanı geldiğinde soloya çıkar, şayet yoksa bir bütünden solo yaratmaya çalışırsınız. Her şey başlı başına yetenekle ilgili ve ben kendimi bu konuda açıkça başarılı buluyorum. Suskunluk icat edilmedi, suskunluk hep oradaydı. çünkü tercih edilmiş sessizlik -değildir sessizlik, gürültünün içinden sıyrılabildiğin kadar sensin, gürültünün içerisinden alıp koparabildiğin kadar senin, maruz kaldığın gürültüde sesin gür çıkmalı, çünkü gürültünün tezahürü yine gürültüdür. Suskunluk icat edilmez, suskunluk hep oradadır bir fare kapanı gibi suskunluk sahibini bekler. Kadıköy’ün mezar taşları umarım birgün plaza inşaatları arasında kaybolup gitmez, zira epigramlar falan kimsenin umrunda değil.

Z.Y.: Oyun Yayınevi tarafından yayımlanan diğer şiir kitaplarında olduğu gibi Kadıköy aurası ve kafası şiirlerinde çok baskın olarak görülüyor. İyi-kötü, olumlu-olumsuz tüm karşıtlıklarıyla birlikte, günümüz Kadıköy’ünün sende bıraktığı birincil izlenim nedir? Hangi şiir, nasıl yazılıyor Kadıköy’de?

U.O.T.: Kadıköy benim için gerçekten önemli, burada olmayı seviyorum, burada yaşayan insanlara saygı duyuyorum; yazar, çizer, ressam bir sürü sanatçıya ev sahipliği yapmış olan Khalkedon bir kale değil de ne? Oyun Yayınevi bizler için gerçekten önemli bir mevzi, değerli abim Mehmet Şenol Şişli çok iyi niyetli bir oluşum ortaya koydu, bunu geliştirip devam ettirmek için ben de elimden geleni yapıyorum, mevziyi kaybetmek gibi bir niyetimiz yok. Kadıköy’de bir sürü şiir yazılıyor, yine Kadıköy’de okunuyor Kadıköy’ün dili çok seslilikten yana ve bu önemli bir avantaj. Benim için önemli olan tek konu gerçek, bazı insanların kelimesine bile tahammül edemediği gerçek kıstası sadece edebiyatta değil sanatın ve hayatın her alanında geçerli, beni genellikle içtenlikli insanlar etkiler, bunun dışındakiler sadece zırvalar ve günün birinde yok olup giderler. Bu, arkadaşlarına ve çevrendeki soytarılara benzer. İyi şiir dostundur, gerisi kalabalık.

Z.Y.: “Sıkı şiir” konusu hakkında bir şeyler sormak istiyorum. Günümüzün vasatî edebiyatını düşündüğünde, “Arabesk veyahut Death Metal”in duruşu hakkında neler söylenebilir? Edebiyat ortalığı şiir kitabına nasıl bakıyor; hangi tipoloji neler fısıldıyor, sağda solda sinsice?

U.O.T.: ‘Sıkı şiir’, evet, sıkı. Fakat bu ülkede genellikle “sıkı” çevreyle dönüyor bu işler, çevren falan yoksa ortaya çıkardığın yapıtla ilgili bir beklentiye girmemen gerekiyor, “Arabesk veyahut Death Metal” çıktığı günden itibaren böyle bir beklentim olmadı, bundan sonra da olası değil. Cünkü ben bu zamana dek hiçbir zümreyle birlikte hareket etmedim, edebiyat dergilerine rica ile şiir göndermedim, ‘şairim’ diyerek ortalıkta dolaşmadım, edebiyat ödüllerine başvurmadım -dolayısıyla ödülüm yok- fakat hâlâ itibarım var, dolayısıyla ödülüm yok. Yine bugüne dek her ortama girip çıkmadığım için kitaba dair beklentilerim nitelikli okurla sınırlı, kitaba bir şekilde ulaşmış, okuyup beğenmiş arkadaşlarla iletişimim oluyor ve bu benim için daha kıymetli. SoL gazetesinden Ömer Turan “Arabesk veyahut Death Metal’ için önsöz” başlığı ile bir yazı yazdı. 13 Ocak 2015 tarihli bu yazı benim için kitapla ilgili gayet yerinde bir olumlama… Bunun dışında elbette orada burada lafı dönmüştür. Vasat şiir- vasat şair- vasat adam- vasat kadın- vasat arkadaş… Vasat olana tahammülüm hiçbir zaman olmadı, vasat olduğu halde ‘bir numarasın’ diyerek götü kaldırılan onlarca insan var, bunun için kendinizi zorlamanıza gerek yok, genel olarak kötü olan aşikâr. Demin sıraladığım vasat dizisi tersine de dönebiliyor bazı durumlarda: Edebiyat adına tümevarım, şiir adına tümdengelim. Ben, Beşiktaş’ın Club Brugge’ü eleyeceğini düşünüyorum, İngiltere deplasmanları ve Liverpool maçları bizleri yanıltmadı.

Z.Y.: Yeni bir edebî çalışman, projen var mı? “Kaburga” adlı fanzin nasıl gidiyor?

U.O.T.: Tabiî yazılar, şiirler bitmez. Yazmaya devam ettiğim bir dosya daha var, ama bir yere yetişmek gibi bir niyetim yok ayrıca sürekli dosyalarla uğraşacak kadar boş vaktim de yok, zamanı geldiğinde tabiî ki ortaya çıkacaktır. Kaburga Zine iyi gidiyor, yeni sayı yolda. Zaman aralıklarını iyi değerlendirdiğimi söyleyebilirim. Takip edenler için güzel bir sayı daha geliyor. Kaburga her şeyden önce nitelikli bir iş. Bir kuşak hareketi gibi, böyle bir şeyi gerçekleştirdiğim için mutluyum, insanlara ulaşmak güzel bir his.

Z.Y.: Bu içtenlikli söyleşi için çok teşekkür ederim.

10 Mart 2015, Kadıköy

Mar
10
2015
0

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com