Eki
14
2013
0

Ece Ayhan’dan Arif Damar’a: “…neden böyle direniyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Merhaba!” (10 Ocak 1981)

10 Ocak 81

Kardeşim Arif.

Neden böyle yazıyorum, neden böyle direniyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Merhaba!

Elli gün Ankara’da kaldım ve sonuç başarısızlıktır! 3 Ocak 81 Cumartesi günü Ankara’dan doğru Çanakkale’ye geçebildim işte; baktım cebimde 800 lira kalmış, bunun 750 lirasını otobüse verdim. Ve kısacası Yalova köyüne sığındım bu kara kışta. Buz gibi soğuk ufak oda, kırık camlardan içeri rüzgar giriyor, ben yer yatağındayım giyinik, annem divanda, 38-39 kiloya düşmüş kadın, halsizlikten yere oturunca mutlaka birisinin onu tutup ayağa kaldırması gerekiyor, sanıyorum elli günlük Ankara serüveni bende izler bırakmıştır anlıyorum. Cüneyt Ayral, Cemil Eren, Ergin Günçe bana ufak da olsa bir iş bulabilmek ve Ankara’da tutunabilmek için çabaladılar, olmadı, olmadı. (…)

(…)

Ece Ayhan

Hamişler:

1-Ece Ayhan’ın Arif Damar’a gönderdiği bu önemli mektubun tam metni, Hayâl Dergisi’nin Ekim-Aralık 2013 tarihli 47. sayısında yayımlanmıştır. Önümüzdeki günlerde mektubun tam metnini Evvel Fanzin Ece Ayhan ilgileri kapsamında, burada paylaşacağız.

2-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşılıyor…

Eki
10
2013
0

Şiir: “Tomris” (Turgut Uyar)

IMG_7330293464656

*

Efemeralar “İkinci Yeni” faceebook grubu’ndan alıntılanmıştır.
Bkz: https://www.facebook.com/groups/ikinciyeni/

*

IMG_12251361739942

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
29
2013
0

Kerim Çaplı’nın Çocukluğu

kerimcaplicocuk

Sıkı davulcu Kerim Çaplı‘nın çocukluk fotoğrafı…

Ayrıca bkz: renkli sağlam uzun aksak

*

Hamiş: Evvel Fanzim kapsamında yayımlanan “Kerim Çaplı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kerim-capli adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
27
2013
0

Ece Ayhan ve Tuncel Kurtiz

ayhancaglar2

Ece Ayhan ve Tuncel Kurtiz
(Ümit Bayazoğlu Arşivi’nden…)

*

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler:
Eyl
22
2013
0

Çakır Hikâyeci’nin Yalnızlık Gözleri

İki suret… Yalnızlığın gözleri…

saitportre

Sabri Esat Siyavuşgil’in “Sait Faik” Portresi
(Sait Faik Abasıyanık Müzesi Arşivi’nden…)

*

saityalniz

Sait Faik Abasıyanık Müzesi arşivinden bir fotoğraf…

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan ” Sait Faik” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
22
2013
0

2004: “Kuzgun Acar’ın Kaybolan Tiyatro Maskı” (Sadık Karamustafa)

Kitap-lık Dergisi’nin Haziran 2004’te yayımlanan 73. sayısına ek olarak verilen “Babil Kulesi”nde Sadık Karamustafa tarafından kaleme alınmış çok ilginç bir yazıyla karşılaştım. “Kuzgun Acar’ın Kaybolan Tiyatro Maskı” başlıklı bu yazının tam metnini https://zaferyalcinpinar.com/kuzgunacarkaybolanmask.jpg adresinden okuyabilirsiniz.

Sahicilikle
Zy

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Kuzgun Acar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kuzgun-acar adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
07
2013
0

Mermer Adası’nda Mermer Heykeller

mermerheykel6

Mermer (Marmara) Adası’nda yer alan Saraylar beldesi ve mermer ocakları, iyi kristalleşmiş özel mermeriyle (bkz: https://www.maden.org.tr/resimler/ekler/145.pdf )  Türkiye’nin mermer ihtiyacının %20’sini karşılıyor… Belde, ismini, Roma döneminden günümüze kadar inşa edilen -deniz aşırı- saraylara mermer sağlaması nedeniyle “Saraylar” olarak almış.

mermerheykel2

Saraylar beldesini, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nün yürüttüğü bir proje kapsamında öğrenciler tarafından icra edilen mermer heykeller süslüyor.

mermerheykel1

*

Mermer (Marmara) Adası, Saraylar beldesinde yer alan
mermer heykellerin birçoğunun görüntüsüne -pdf dosyası biçeminde-
https://zaferyalcinpinar.com/mermeradasindaheykeller.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

*

mermerheykel4

Türkiye’nin ilk mermer üretim fabrikası “Mermer Taş” 1912 yılında marmara adasında kurulmuş ve 60’lı yıllara kadar üretime devam etmiş. Beldede antik mermer işçiliği örneklerinden oluşan bir de açıkhava müzesi bulunuyor. Bu garip ve mistik müze, 1972’de derlenmiş…

mermerheykel5

mermerheykel3

Fotoğraflar: Zy

*

Mermer (Marmara) Adası, Saraylar beldesinde yer alan mermer heykellerin
birçoğunun görüntüsüne -pdf dosyası biçeminde- https://zaferyalcinpinar.com/mermeradasindaheykeller.pdf  adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
04
2013
0

Buluntu: “Uçurum” (Orhan Kemal, 1961)

“Orhan Kemal, önümüzdeki yıl doğumunun 100. yılı dolayısıyla bir dizi kitapla anılacak ve gündeme taşınacak.

Yayımlanacak kitapların ilki, 1961 yılında “Büyük Gazete” isimli dergide tefrika edilmiş “Uçurum” adlı roman. Romanı gün yüzüne çıkaran Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, bir araştırmacının Türker İnanoğlu Vakfı’nın (TÜRVAK) müzesinde derginin nüshalarına rastlayıp haber vermesinin sonrasında esere ulaşmış.(…)”

Haberin tam metnine  https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=439018 adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Ağu
30
2013
0

Erkmen Senan ve Burgaz Adası

DSC08316

29 Mart 2013’te yitirdiğimiz saygıdeğer ressam Erkman Senan‘ın blogunda Burgaz Adası ve tarihine ilişkin birçok önemli fotoğraf ve bilgiye rastladım… Aslında Erkmen Senan, sadece Burgaz Adası’na ilişkin değil, gerçekleştirdiği tüm incelemeler kapsamında gerçekten de özenle çalışmış ve önemli notlar düşmüş: https://erkmensenan.blogspot.com

Erkmen Senan’ın, Burgaz Adası’na ilişkin derlediği bilgi ve görüntülerin adresleri aşağıdadır.

Özel Not: Erkmen Senan, E V V E L fanzinin sıkı takipçilerinden biriydi; Senan’ı saygı ve özlemle anıyoruz.

 

28543_121062034593930_100000704019956_149644_5310986_n

BurgazAda’dan Özel Fotoğraflar:
https://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/burgazadadan-fotograflar.html

Madam Martha Koyu:
https://erkmensenan.blogspot.com/2010/09/madam-martha-koyuhalikya-burgazada.html

Metamorphosis Manastırı ve Kilisesi:
1.
https://erkmensenan.blogspot.com/2010/05/burgazada-metamorphosis-ve-hristos.html
2.
https://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/burgazada-metamorphosis-manastr.html
3.
https://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/burgazada-metamorphosis-manastr_13.html

Marmara’nın Kaybolan 10 Prens Adası:
https://erkmensenan.blogspot.com/2010/01/marmarann-kaybolan-10-prens-adas.html

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Ağu
27
2013
0

Fotoğraf: Julio Cortázar ve Gabriel Garcia Marquez

cortazar2

“Julio Cortázar ve Gabriel Garcia Marquez”

Fotoğraflar,  Sara Facio’nun “Julio Cortázar” adlı fotoğraf albümünden alıntılanmıştır. (Sara Facio,  2004, La Azotea, Arjantin Bakısı)

cortazar3

Fotoğraflar,  Sara Facio’nun “Julio Cortázar” adlı fotoğraf albümünden alıntılanmıştır. (Sara Facio,  2004, La Azotea, Arjantin Bakısı)

cortazar1

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
27
2013
0

Julio Cortázar Röportajı (Jason Weiss, 1984)

cortazar4

“Julio Cortázar, Paris’i ilk ziyaretinde…”
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)

*

Julio Cortázar‘la vefatından(1984, Paris) önce gerçekleştirilen önemli röportajlardan biri olan ve The Paris Review dergisinde yer alan röportajın  Türkçesi, 26 Ağustos 2013 tarihli soL gazetesi’nde yayımlanmış. 1984’te Jason Weiss tarafından yapılan röportajı Nermin Özdilkural İngilizce’den çevirmiş.

Röportajın soL gazetesi’nde yayımlanan tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/cortazarrop.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
26
2013
0

Kısa Bir “Kuzgun Acar” Belgeseli…

Melike Yetim, Görkem Günay ve Su Kapkın yönetmiş…
Bkz: https://vimeo.com/23827877

Hamişler:

1. İşbu kısa belgeselin varlığını fark ederek E V V E L’e haber veren Tekin Deniz‘e çok teşekkür ederiz.

2. Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Kuzgun Acar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kuzgun-acar adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
25
2013
0

Bozcaada Kitapçısı’ndan Hediyeler

bozkitap1

bozkitap4

Bozcaada’yı ziyaret eden bir arkadaşım, Bozcaada’nın sahafı Selmin Hanım’ın dükkânından iki özel kitabı hediye olarak getirdi. Duygu’ya bu sıkı hediyeler için çok teşekķür ediyorum… (Zy)

*

bozkitap2
Sait Faik’in hikâyelerinin Slovakça çevirileriyle derlenmiş bir kitap:
“Kırlangıç Yuvasında Kadın”, 1982, Bratislava, Çev: Xénia Celnarova
(Hamiş: Bu kitabın başka bir nüshası, Burgazada’da yer alan -ve 2013 itibariyle yenilenen- Sait Faik Abasıyanık Müzesi koleksiyonunda bulunuyor. Zy)

*

bozkitap3
KITAGAWA UTAMARO, Resim Kataloğu; “kurtısanen”
1955, Almanya Baskısı

*

bozkitap5

Ağu
15
2013
0

Turgut Uyar’dan Tomris Uyar için: “Kayayı Delen İncir” Defteri (1981)

IMG_8417143696763

Turgut Uyar’ın Tomris Uyar’a ithafen nakşettiği bu önemli efemera, “ikinci yeni” adlı facebook grubundan alıntılanmıştır.

Ayrıca bkz: https://evvel.org/turgut-ve-tomris-uyarin-evlilik-cuzdani-1968

Ağu
12
2013
0

“Yahu biz anlamadık bu E V V E L denen mekânın ne olduğunu!”

“Yahu biz anlamadık bu E V V E L denen mekânın ne olduğunu!” serzenişiyle -bugünlerde- sık sık karşılaşıyorum… Aslında, E V V E L kapsamında neler yaptığımızı, hangi bağlamların ve değerlerin haysiyetini savunduğumuzu -yıllardır, her ânda- dile getiriyoruz; en son 26 Mayıs 2013 tarihinde Kadıköy’de gerçekleşen 10. yıl kutlamamız vesilesiyle derli toplu bir anlatım yapmıştık. Bu anlatım her şeyi düzgünce ortaya koyuyor, koyar: https://evvel.org/evvel-10-yasinda

E V V E L’i tanımlamak için;  “çeşitli efemeraların  tarihsel ve imgesel alan derinliğinde biriktiği ya da konumlandığı özel bir ‘ilgiler arşivi’dir,” diyebiliriz. E V V E L’in ilgilendiği uzamın, başlıklara dağılmış listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: https://evvel.org/evvel-fanzin-ilgileri

Heyecanla vurgulamalıyız: Bakışımızın tözünde ve biçiminde “poetika” var; tahayyül gücünün kuvvetlendirdiği “şiir-sezgisel” durumların eşliğinde birçok efemeraya, edebi esere, tarihsel olaya, karaktere, şaire, yazar ve düşünüre ilişkin incelemeler / araştırmalar kotardık, kotarıyoruz. E V V E L  kapsamında yer alan en sıkı/yoğun/derin isim-başlıkları “EVVEL İndeksi”nde toparladık: https://bit.ly/evvelindeksi

Bunlarla birlikte, 2011’den bu yana “imgelemin özgürleşmesi” dediğimiz uzgörünün peşinde koşarak, çeşitli poetik soruşturmalar icra ettik. Örneğin;

“50 Yılın Ardında; İkinci Yeni” Anketi 2011:
https://zaferyalcinpinar.com/ikinciyeni2011.pdf
Poetika 2012 Uzgörü Çalışması: https://bit.ly/poetika2012
Poetika 2013 Odaklanmaları: https://bit.ly/poetika2013

Tüm poetika çalışmaları için;

1: https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari
2: https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari/page/2

Zamanların salınımı boyunca -pdf biçeminde- hazırladığımız çeşitli özgür neşriyatların ve bildirilerin adreslerini aşağıda, özellikle takibinize sunuyoruz. Bu neşriyatlar, şiir ve edebiyat heveskârları için önemli bir “im-niteliksel arşiv” oluşturuyor, oluşturur, diyebiliriz.

2007-2009: P.A.T!: https://zaferyalcinpinar.com/pat.rar  (26 mb.)
2010-2011: 491 https://zaferyalcinpinar.com/491.html
Çakır Hikâyeci, 2013: https://bit.ly/cakirhikayeci
İlhan Berk- BAKMAK, Dergilerdeki Yazıları, 2011: https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak.pdf  (60 mb.)
İlhanberkiğne, 2008: https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkigne.pdf
Ece Ayhan Adası, 2012: https://bit.ly/eceayhanadasi
Poetik Bildiriler 2006-2009: https://zaferyalcinpinar.com/poetikbildiriler.pdf

E V V E L sularındaki PDF’ler için:

https://evvel.org/ilgi/pdf
https://evvel.org/ilgi/pdf/page/2
https://evvel.org/ilgi/pdf/page/3
https://evvel.org/ilgi/pdf/page/4
https://evvel.org/ilgi/pdf/page/5

Sahicilikle
Zy

Ağu
12
2013
0

Sedat Umran’la tanışmam/karşılaşmam “İstanbul ve boğazı” sayesindedir.

bogazkoprusuSedat Umran’ın “Boğaz Köprüsü” adlı şiiri…
Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…

*

7 Ağustos 2013’te vefat eden Sedat Umran çok iyi bir şairdi. Onunla 1 Haziran 2003’te Kadıköy-Eminönü vapurunda karşılaştım/tanıştım. Çok ağırbaşlı biriydi. Konuşmamızın başında “şiir” ve “şiirin yüceliği” üzerine -şimdi hatırlayamadığım- bir şeyler geveledim. Sedat Umran sözlerimi dikkatle dinledi ve “Peki, şiir nedir?” diye sordu. Cevaplayamamıştım. Bunun üzerine, Sedat Umran, çantasından “Boğaz Köprüsü” adlı şiirinin bir fotokopisini çıkardı ve okumam için bana verdi. Okudum ve kendisinden bu fotokopi sayfasını imzalamasını rica ettim, reddetmedi. Umran’ın “Boğaz Köprüsü” şiirinin üzerine, defterimi çıkardım ve o günlerde üzerinde çalışmakta olduğum Gözlerim Kapalı* adlı şiirimin son hâlini uzattım Sedat Umran’a… Uzun uzun okudu bu toyluk şiirimi. “Yeteneklisiniz, devam edin…” dedi. Sedat Umran’la tanışmam/karşılaşmam “İstanbul ve boğazı” sayesindedir.

Z. Yalçınpınar

* “Gözlerim Kapalı” adlı şiirim Düşe-Yazma Dergisi’nin Kasım-Aralık 2003 tarihli 5. sayısında yayımlandı.

 

gkapali

Ağu
02
2013
0

“Hatırladığıma göre bir çeşit ‘Metropoliten’ yaratmak istedi.”

(…)

O günlerde Nâzım “Unutulan Adam”ın ilk kısımlarını yazmaya başlamıştı. Diğer taraftan da bir eserin taslağını çizmiş ve büyük bir enerjiyle yazmaya koyulmuştu. Olay, yeraltı bir ülkede geçer… Bu karamlık ülke elektrikle aydınlatılır. Elektrik kaynağını ellerinde bulunduran patronlar, halkı elektrikten başka aydınlatıcı hiçbir kaynağın bulunmadığına inandırmaya uğraşırlar.

Fakat bir küçük grup, güneşin bulunduğunu bilir ve bu güneşe kavuşabilmek için bu yeraltı ülkesinden, güneşin bulunduğu yüze çıkmanın yollarını arar.

Sandığıma göre, sonradan Nâzım bu yazıları gözden geçirince beğenmemiş ve bu projeden vazgeçmişti. Gerçekte bu yazılar, ilgiyi çekmekten uzak olduğu gibi, Nâzım’ın lirizmi ile de bağdaşacak bir şekilde değildi. Hatırladığıma göre bir çeşit “Metropoliten” yaratmak istedi: fakat böyle bir tezi işlemek için vakit henüz gelmemişti inancındayım.

(…) O da işin püf noktasını hepimizden daha çok gördüğü için, bu eseri bir yana bırakarak, bütün gücünü “Unutulan Adam”ın üstüne yöneltti.

(…)

A. Faik Bercavi
“Nâzım’la 1933-1938 Yılları”, Cem Yay., 1992, 1.Baskı, s.88-89

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Nâzım Hikmet” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
02
2013
0

Buluntu: Ece Ayhan’ın Yayımlanmamış İki Kısa Öyküsü; “Dışarsı ve İçersi” ile “Büyük Şehre Giden Adam”

 

Gece, duvarlarda saatler çalışır. Kapılardan biri açılır, dışardaki adamlardan biri içeriye girer. (…)

Ece Ayhan’ın “Dışarsı ve İçersi” adlı öyküsünden…

 

Sıkı araştırıcı Tunç Tayanç, Notos Dergisi’nin Ağustos-Eylül 2013 tarihli 41. sayısında Ece Ayhan’dan iki kısa öykü buluntulamış… “Dışarsı ve İçersi” ile “Büyük Şehre Giden Adam” adlı bu öykülere Ara Güler tarafından fotoğraflanmış -ve daha önce hiç görmediğim- bir Ece Ayhan portresi eşlik ediyor. Kısa öyküler “Aslan-Göksel Ebiri” arşivinden çıkarılmış… (Zy)

Tunç Tayanç’a Özel Hamiş:  Başka kuytu yerlerde başka kısa öyküler var mıdır, çıkar mı gün ışığına, bilemem. Ancak, 20-30 adet yayımlanmamış şiirden bahsedildiğini biliyorum. Bir de, Morötesi Requiem’in devamından (ya da bu kitaba alınmayan/dışarda kalan parçalardan) oluşan “Yaşasın Kötülük ve de Ötesi”nin varlığından eminim artık: İzmir’de bir yerlerde o defterler… (Bkz: https://evvel.org/bana-alti-lira-fazla-verdiniz-ece-ayhan) Aslında, şu adresteki (bkz: https://evvel.org/beyoglunda-lise-ogrencisi-ece-ayhan-ve-arkadaslari-1952) fotoğrafta görünen üçlü çok önemli: “Ece Ayhan – Aslan Ebiri – Erdoğan Kalyoncu“. YKY şiir şebekesi ne demek istediğimi anlamıştır.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://bit.ly/eceindeks adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
01
2013
0

Nâzım Hikmet duruşmada… (6 Mayıs 1931)

nazimasoruldu

“6 Mayıs 1931’de… Nâzım Hikmet, duruşmada…”
Cengiz Kahraman Arşivi’nden…

Detay bilgi için bkz:
https://evvel.org/wp-content/uploads/
2013/08/nazimdurusma.jpg

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler:
Tem
24
2013
0

Matematik (Jules Supervielle)

cgfr4

Yeditepe Yayınları, Çağdaş Fransız Şiiri Antolojisi, Haz: Ahmet Necdet, 1959, s. 108

Tem
24
2013
0

Çirozname (Charles Cros)

cgfr8

Yeditepe Yayınları, Çağdaş Fransız Şiiri Antolojisi, Haz: Ahmet Necdet, 1959, s. 28

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler:
Tem
24
2013
0

“Çağdaş Fransız Şiiri Antolojisi”nden Şair Portreleri: Verlaine, Rimbaud, Eluard, Tzara

cgfr1

Ahmet Necdet tarafından hazırlanan ve 1959 yılında Yeditepe Yayınları’ndan yayımlanan
“Çağdaş Fransız Şiiri Antolojisi”nden çeşitli şair portreleri…

 *

cgfr2

 *

cgfr3

 *

cgfr5

 *

cgfr6

Tem
22
2013
0

Ece Ayhan ve Leyla Erbil: “Öbür Dünyada Devam Eden Hesaplaşma”

28 Şubat 2003 tarihli Hürriyet Gazetesi Haberi…
Bkz: https://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/02/28/254896.asp

“Şair Ece Ayhan’ın ölmeden önce yazdığı bir yazıda, yazar Leyla Erbil’le ilgili söylediklerine, Erbil, ocak ayında yayın hayatına başlayan Geceyazısı dergisinde cevap verdi. İki edebiyatçının kavgası, böylece öbür dünyaya kadar uzanan ilk edebiyatçı hesaplaşması oldu.

Geçen yıl ölen ünlü şair Ece Ayhan ile yazar Leyla Erbil‘in arasındaki polemik, Ece Ayhan‘ın ölümünden sonra da devam ediyor. Ece Ayhan‘ın ölmeden önce Kitap-lık dergisinin Temmuz-Ağustos 2001 tarihli 48. sayısında yazdığı bir yazıda, isim vermeden, ‘‘Rusya’ya kaçakçılık yaparak zenginleşen bir taka sahibinin kızı olan bu tuhaf kadın’’ şeklinde tanımlamasına Leyla Erbil Ocak ayında yayın hayatına başlayan Geceyazısı dergisinde cevap verdi. Erbil, Bir Kötülük Denemesi adını verdiği yazısında Tanrıçay olarak andığı Ece Ayhan’ın çevresindekileri nasıl tehdit edip onlara nasıl kötülükler yaptığını anlattı.

ERBİL’İ KIZDIRAN YAZI

İki ünlü edebiyatçının kavgalarının başlangıcı; Ece Ayhan‘ın, ‘Nurullah Ataç ya da Ata Beylerden ve Talihsiz Bir Şiir Sahtekarı’ başlıklı yazısında isim vermeden Leyla Erbil‘den şu şekilde söz etmesiyle başlamıştı: ‘‘Yine aynı tarihlerde Fikret Ürgüp elindeki dergiyle, Levent’te, gençliğinde bir ara Midillili olmuş ve Sait Faik’ten iğrendiği halde, ölünce Sait Faik’in son sevgilisi olduğunu ileri süren bir kadına giderek ‘Ben bir şair keşfettim’ diyor. Rusya’ya kaçakçılık yaparak zenginleşen bir taka sahibinin kızı olan bu tuhaf kadın Yeni Dergi’yi görünce ‘Aaa bu eski şair yahu!’ diyor.’’

12 Temmuz 2002’de hayata veda eden Ece Ayhan‘la hesaplaşmasını Geceyazısı’nda sürdüren Leyla Erbil, ünlü şairin nasıl dengesiz davrandığını, çevresindekilerin yardımlarıyla yaşamasına rağmen onlara nasıl kötülük yapıp cezanlandırdığını Bir Kötülük Denemesi adını verdiği yazısında anlatıyor. Erbil, yazısında Tanrıçay olarak andığı Ece Ayhan’ın bir gün kendisini ziyarete geldiğini, belindeki silahı sehpanın üzerine koyarak konuşmaya başlaması üzerine, sakin edici bir çayla onu etkisiz hale getirdiğini de söylüyor.

LEYLA ERBİL’İN YAZISINDAN

Ajan, keçi sakallı iblis!

‘‘Üstelik Tanrıçay’ın öyle kişilik bozukluklarına, çirkinliklerine tanık olmuştum ki, şiiri de gözümden düşmüştü. Gene üstelik şiirlerine öyle pek bayılanlardan değildim. Son ziyaretinde, onu övemememin sıkıntısıyla ama şiirine de haksızlık etmemek için bir öykü uyduruverdim. Kendimin söylemediğini bir başkasına söylettim: artık yaşamayan bir şair arkadaşımıza. Güya arkadaşım, bir gün bir şiiriyle koşa koşa gelmiş, bak yeni bir şiiriyle koşa koşa gelmiş, bak yeni bir şair keşfettim, müthiş! demişti, Tanrıçay için. Çok sevindi Tanrıçay, açık açık sevindi. (…)

Hem Fikret de Levent’teki eve gelip, senin için, ‘Bak çok iyi bir şair keşfettim’ falan dememişti o gün; ben seni o zamanlar insan sanıyordum, biraz mutlu olabilmeni, yatışmanı sağlamak için uydurdum o hikayeyi hahahay! Sevsinler! Ayol Fikret’in kendinden haberi yoktu ki başkasını keşfetsin. O Benli Belkıs’ı keşfetmişti son son! (…) Devlet misin sen ulan, seyyar ceza sömürgesi gibi gezinip durdun aramızda, kimsin sen, mit misin? Ajan provakatör! Utanmadın mı onca adamı süründürmeye devletin mahkemelerinde? Anarşistmiş, devlete ve tüm kurumlarına karşıymış! Hahahay. Gülerler adama… Öyleyse kimi kime şikayet ediyordun, ne arıyordun devlet kapılarında, kimleri dava ediyordun devlete ha! Haksız olduğunu bile bile yaptın bunları keçi sakallı iblis! Ben, Osman’ın, Cavit’in, Can’ın, Günay’ın, İbrahim’in, Cem’in, sana yardım edenlerin yanındaydım hep, musibetsiz mendebur, inadına sana da başkalarına da yardıma devam edeceğiz, inadına haberin de yokmuş yardım edildiğinin!… Altı yerde mahkemeye verdin Osman’ı, bezdirdin, insanları, bıktırdın!’ “

28 Şubat 2003, Hürriyet Gazetesi

***

4 Haziran 2009, Radikal Gazetesi, Necmiye Alpay
Bkz: https://www.radikal.com.tr/yazarlar/necmiye_alpay/iki_buyuk_etikci-939065

İkisi de 1931 yılında doğdular. İkisinin de ilk öyküleri 1956 yılında yayımlandı.
İlk kitapları 1959’da çıktı ikisinin de.
1968’de birinin ikinci, diğerinin üçüncü kitabı yayımlandı.
Ondan sonra ayrı yıllarda kitap yayımladıkları olduysa da, 1977’de ve 1997’de aynı yıla denk geldi yeni kitapları.
İkisi de edebiyatta, Arif Damar’ın deyişiyle bir “külliyen ret” anlayışında oldular. “Gelenekten yararlanmak” şöyle dursun, her tür “gelenek”ten devrim niteliğinde bir kopuşla ayrılmayı önemsediler; “gelenek”ten ancak kopulacak bir köhnelik olması yönünden yararlandılar. Bu tavrı dünya edebiyatında “modernist” başlığı altına yerleştirebiliriz, ama başka hiç kimsenin Ece Ayhan olmadığını ve başka hiç kimsenin Leylâ Erbil olmadığını, olamayacağını bilerek.
İkisinin de dilde retçiliği, daha geniş bir etik anlayışın bileşenidir: Diğer alanlar gibi dilin de altını üstüne getirebilmek için.
İkisi de eksiltili yazmıştır. Ece Ayhan çok daha eksiltili bir dil kullanıyorsa, bunun nedeni onun projektörlerini tarihe çevirmiş olmasıdır. Burada tarihten kasıt, toplumsal tarih ve bireylerin tarihidir. Uzun anlatı olarak değil, noktasal veri olarak tarih. Ece Ayhan, kendi seçtiği bireylerin tarihlerine noktasal projektörler tutup o noktaları bir araya getirerek yazmıştır şiirini. Değneğini yalnızca her tür verili tarihin dışladığı bazı gerçek kişi ve olgulara, ‘dünyanın lanetlileri’ne, ‘hayatın arka bahçesi’ne değdirdiğini, bu değmeleri ise herkesin anlayıp rahata ereceği bir bütün içinde dile getirmeyi reddettiğini söyleyebiliriz. Ece Ayhan’ın şiirlerini biçimlendiren bakış açısı ve etik anlayış budur.
Leyla Erbil ise, bir kurmaca dolayımıyla, doğrudan insan ilişkilerindeki ikiyüzlülüğe odaklanır. Bunu yaparken hem ikili ve çoklu, hem de tekil insan ruhu içindeki çelişkili ve çatışmalı yaşantıları sorunsallaştırır. Bütün bunları ‘kadın bakış açısı’ndan görmeyi önemsemesi ile de Ece Ayhan’dan ayrılır. Ece Ayhan’da dolaysız ve dışsal bir biçimde tarihsel olan bakış açısı, Leylâ Erbil’de dolayımlı, içsel ve günceldir.
Bir belirleyici özelliği daha vardır Leylâ Erbil’i farklılaştıran: Dönüşlülüğü; zihnin kendine de bakması. Sinemada Nuri Bilge Ceylan’la, özellikle onun “Uzak” adlı filmiyle ortaklaşır bu yönden. Her ikisinde de, eleştirilen birincil hedef kadar, eleştiren anlatıcı da hedeftedir.
Leylâ Erbil’in ‘Bir Kötülük Denemesi’, Ocak 2003 tarihli geceyazısı dergisinde yayımlanmıştı, Ece Ayhan’ın ölümünden kısa bir süre sonra. Metin hızla okundu, heyecanlanıldı ve güncellikle arasındaki mesafeyi algılamakta güçlük çekildi. Metindeki şair Tanrıçay’ı Ece Ayhan olarak okumamak olanaksızdı. Metinde anlatılanlar da, Ece Ayhan’ı kişi olarak yakından bilen herkese fazlasıyla tanıdık ve gerçek gelmişti. Gelgelelim, yazarak tarihe geçirmek doğru muydu acaba bütün bunları? Ece Ayhan daha yeni ölmüştü, neden sağlığında söylenmeyenler arkasından yazılıyordu? Bunlar düşünüldü, konuşuldu, ama yazılmadı. Kimsenin heyecanı, metni iyi okuyacak ve üstüne yazacak kadar yatışmamıştı. Kişisel olarak, o ilk okumada ‘Bir Kötülük Denemesi’nin başlığını “Kötülük Üstüne Bir Deneme” gibi anlamış olmadığımdan bile emin değilim.
Sorulacak soru şuydu sanıyorum: Araçsallaştırmış mıydı Erbil, edebiyatın sunduğu olanakları? Kim olduğunu edebiyatla ilgilenen herkesin anlayacağı birini sanık sandalyesine oturtup mahkûm etmekle edebiyatı bir tür intikam aracına dönüştürmüş olmuyor muydu?
Şimdi araya zaman girdikten sonra, şunları söylemek gereğini duyuyorum: Onların ikisinin de edebiyatları, Erbil’in “Bir Kötülük Denemesi”nde giriştiği sorunsallaştırmayı vazgeçilmez ve kaçınılmaz kılıyordu. Leylâ Erbil bu denemede üç şeyi birden sorunsallaştırıyor: 1) Tanrıçay karakterinin tutum ve davranışlarını, çevresiyle olan ilişkilerini; 2) Anlatıcının tutum ve davranışlarını; bir okuru ve arkadaşı olarak Tanrıçay’la olan ilişkisini; 3) Gündelik yaşamda etik açıdan çelişkili ve aşağı düzeylerde gezen birinin yarattığı edebiyatın, değerinden kaybedip kaybetmeyeceğini; edebiyat yapıtının, yaratıcısından bu kadar kopuk düşünülüp düşünülemeyeceğini… Bu sorgulamalar, ilgili güncelliklerden haberdar olanlar kadar, olmayanlar için de temel önemdeydi.
Tanrıçay gerçekten de Ece Ayhan mıdır bu durumda? Sanıyorum, “Bir Kötülük Denemesi”ni bir Ece Ayhan eleştirisi gibi okumak, olabilecek en ilkel edebiyat okumalarından biridir. Her şey bir yana, metnin her uğrağında, gerçeklik ile anlatılanlar arasında ince bir pay, bir aralık bırakılmıştır. İkinci sayfada yer alan “ulusça seferber olmuş, tüm varlığımızı cömertçe aktarıyorduk Tanrıçay’a” cümlesindeki ve daha sonraki abartılar başta olmak üzere, dolayımı açıkça belli eden bir tekniğe başvurulmuştur. O pay, metni etik bir sorgulamaya dönüştürmüştür, çünkü aynı pay, Tanrıçay kadar, anlatıcı için de geçerlidir. Anlatıcının Tanrıçay’a yaptıklarının, çay içirme sahnesindeki söz ve davranışların, Erbil’e ait olmadığını biliyoruz. Böyle bir aidiyeti metnin iç mantığı reddetmektedir. Erbil, güncellikte yaşanması anlatıcının zihni dahil zihinlerden geçmiş olabilecek “kötülük”leri en küçük  kırıntısına kadar, deyim yerindeyse bir etik aktivisti olarak sergilemenin, sergileyerek sorunsallaştırmanın bir yordamını arayıp bulmuştur: Metindeki Tanrıçay konusunda ne kadar acımasızsa, “‘ben’ anlatıcı” konusunda da o kadar acımasızdır. Bütün kötü okuma risklerini, “‘ben’ anlatımı” yoluyla üstlenmiştir.
Kötü okuma riskleri büyük ölçüde gerçek oldu. Kimse yazmadı dedim ama, sonradan öğreniyorum: Hürriyet gazetesi yazmış o zaman. Bulup okudum: Okuma sınavında sınıfta kalmaktan öte bir şey Hürriyet’inki; ibretlik bir paparazi olayı. Metnin bütün dolayımını sıfıra indirip edebiyatı hiçe sayan bir yazı. Görebildiğim kadarıyla, imzasız.
Evet, yazarının niyetinden bağımsız olarak, hem bir okuma sınavı, hem de edebiyatın sınırlarına yöneltilmiş bir meydan okumadır “Bir Kötülük Denemesi”. Erbil’in, metni sonradan, 2005’te yayımlanan “Üç Başlı Ejderha” adlı novellasına yerleştirmesi, ilk çeşitlemesinin bütün açılardan taşıdığı özgün önemi daha da artırmıştır. Boşuna “differance” demiyordu adam.

4 Haziran 2009, Radikal Gazetesi, Necmiye Alpay

Tem
12
2013
0

“Erkek ölümden konuşuyoruz yeni ormanlardan”

“Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir”

(…) Yaptıklarımı, ettiklerimi savunmuyorum burada; düşüncemin “iktidar”a geçmesini istemedim hiçbir zaman çünkü. Yalnızca, “şiir”in öyle kitaplarda, kitaplarınızda yazıldığı gibi olmadığı, doğrusu olamayacağıdır (…) “Son biçim”ini alıp almadığını anlamak sorununa gelince, şiirin, buna neden “son öz” denmemiş olduğunu da düşünüyorum, izin verin de bir kömürün bir elmasa dönüşmüş olduğunu artık anlayalım! Bir şiir kıpırdanıyorsa, deviniyorsa sonra ermiş demektir; sözgelimi herhangi bir şey eksikse kıpırdanmaz! Ustalar şunu çok iyi anlayacaklardır; şiir tam bir avadanlıktır, tarihsel bir avadanlıktır! (…)
Tekin değildir şiir pek, iyi gözle bakılmaz ona, taş atar durup durduğu yerde çok dalgalara; çünkü şiir, bir yerde, gerçeğin de yedilmesidir; yani, ortaya konuşuyorum, şiir gerçeği yeder.
İşte böylesi bir olumsuz yeri vardır şiirin toplumlarda. Sonuçlayarak diyebilirim ki, bir toplumda yeri olmayışı onun yeridir. (…)

ECE AYHAN

ÖNEMLİ KAYNAKLAR:

1- Ece Ayhan İlgileri İndeksi 2007-2013: https://bit.ly/eceindeks

2- 2012 Sularında; Ece Ayhan Çağlar Adası(Zafer Yalçınpınar)

3- Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

*

12 TEMMUZ 2012 ile 12 TEMMUZ 2013 TARİHLERİ ARASINDA
E V V E L FANZİN KAPSAMINDA YAYIMLANAN “ECE AYHAN”
BAŞLIKLI İLGİ ve BULUNTULAR:

Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi için Kısa Notlar: “Ece Ayhan, Agop Arad…”
Şiir Sokakta!
eceayhantarihinsancısıdır
Nilgün Marmara’ya ithafen “Çok Eski Adıyladır”
Meydan Larousse’da…
Dışlanacağımı biliyordum! (Ece Ayhan, 1992)
Ece Ayhan Çanakkale Buluşmaları 2012:
“Şiir ve Sinema” (1 Aralık 2012)

“Bana altı lira fazla verdiniz!” (Ece Ayhan)
Beyoğlu’nda; lise öğrencisi Ece Ayhan…(1952)
Buluntu: Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir (Ece Ayhan)
Buluntu: “Çok Eski Adıyladır” ve Ece Ayhan’ın Dipnotları, Çağrışımları, Açıklamaları, Tashihleri
“Ece, atılmış durumda. Büyük bir şair, biliyorsun. Buna dayanamıyorum.” (İlhan Berk)

*

*

” ECE AYHAN İÇİN… “
14 Temmuz 2013, 17.00
Koço’nun önü, Moda Sahili KADIKÖY

Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/162827660567589

*

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor.

Tem
09
2013
0

Kitap Sergisi: “Adalar’a Yazılanlar” (1857-2013)

adalarayazilanlar

“Adalar’a Yazılanlar” Kitap Sergisi
1857-2013

Küratör
Baki Çokneşeli

Bkz: https://www.adalarmuzesi.org/cms/sergiler/guncel-sergiler/adalara-yazilanlar

“Tarih boyunca İstanbul’un incileri olarak ün kazanan Prens Adaları doğa ve dini konularla ilgilenen pek çok gezgini, tarihçiyi, ressamı, coğrafyacıyı, yazarı, şairi olağanüstü etkiledi ve birçok edebi eserin doğmasına esin kaynağı oldu. 20. yüzyıla kadar çoğunlukla yabancı dillerde yazılan gezi anısı, tarihi araştırma ya da dini konulu eserler Türkler’in de Adalar’a olan ilgisinin ve yerleşiminin artması ile 20. yüzyıldan itibaren ağırlıklı olarak Türkçe yazılmaya ve Adalar’ın botanik yapısından hava fotoğraflarına, mimarisinden Adalılar’ı tanıtmaya kadar değişen çok farklı konuları içermeye başladı. Bu yayınların giderek artan bir ivme ile çoğalması tüm Adalı’lar ve Ada severler için gurur vericidir. Sergide 1857-2013 yılları arasında Adalar’a yazılan çok özel eserleri Baki Çokneşeli kitap koleksiyonunda göreceksiniz.” (Tanıtım Metninden…)

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com