(…) Yapıt onu yazan kişi ile onu okuyan kişinin açık içli dışlılığı, söyleme yetisiyle dinleme yetisinin karşılıklı itirazlarıyla zorla açılmış bir alan olduğunda bir yapıttır ancak. Ve yazan kişi bitmez tükenmez ile ardı arkası kesilmeyeni “kavramış”, onu söz olarak işitmiş, onunla uzlaşmaya varmış, isteğine boyun eğmiş, onda kendini yitirmiş, ve bununla birlikte onu gerektiği gibi sürdürmüş olmak için, onu durdurmuş, bu kesilme içinde onu anlaşılabilir kılmış, onu bu sınıra sıkı sıkıya bağlayarak dile getirmiş, onu ölçerek ona egemen olmuş kişidir aynı zamanda.
Maurice Blanchot
“Yazınsal Uzam”, Çev: Sündüz Öztürk Kasar, YKY, 1993, s.33