Mar
28
2012
0

Çekişme Diyarında… (Juan Goytisolo)

(…)Edebiyatın lütfu tesadüfi ve incelikli bir meseledir ve genellikle tanınmışlığın peşinde koşanlardan uzaklaşıp onları bir kenarda bırakarak alır öcünü: Yayın dünyasındaki ayrıcalıklı gözetleme yerinden yıllar yılı sayısız edebi ve ahlaki çoraklaşmaya tanıklık etmiştin: Yazarın, varlığın en derin özüne sadakatsizlik yapması, kendi kendini meşhur etmesi neticede hiç farkına varmadan bir zamanlar sahip olduğu saf ve dokunulmamış erdemlerinin kaybolup gitmesiyle sonlanır. (…)
Bir yazara yöneltilen saldırılar, sıklıkla onun var olduğuna delalettir; okur-eleştirmenin ahlaki ya da estetik gelenekleri yaralanmış ve bu onun tepkisine yol açmıştır: Kısacası, onunla canlı bir ilişkiye girmiştir: Sen kendi açından onları genellikle yüceltme olarak alırsın ve neyse ki kabadayılar da yok değildir: Yenilikçi eser, kuvveti ve yeniliğiyle kendini tehdit altında ya da saldırıya uğramış sayanların savunma amaçlı yanıtını harekete geçirir: Bu ta Gongora’nın zamanından beri geçerlidir.(…)
Zorlu bir insani ve edebi ideal olarak önüne Genet’nin melamilik ahlakını koymak: (…) istihzaları, dedikoducu iğnelemeleri istifini bozmadan kabullenmek: Konformizm temelinde bir davranış tarzının ya da resmi erdemliliğin getirdiği itibardan feragat etmek: Tam aksine gizli meziyetleri sağlam devam ettirebilmek için aşağılanmanın ardına saklanmak,(…) avantajları ve şan şöhreti, vicdanın sesini dinleyerek bir öz inanca feda etmek. Netice itibarıyla bir yüceltilme ya da müritler olmaksızın, arılığın kusursuzlaştırılması ve daha da damıtılmasıyla bir hayat sürmek.

Juan Goytisolo
Çekişme Diyarında, Çev. Saliha Nilüfer, YKY, 2011, ss. 85,97,115

Mar
27
2012
0

Gelişine…

Gelişine

1/
“daha önce nasıldım kimbilir?” dedi
bir bulut
sonra sakinleşti

2/
karşı bahçedeki erik ağacı
beyazdan beyaza
patladı

3/
“dinlenmemiz gerekirdi” dedi
geçici yağmurların
gelişi

4/
tıklım tıklım bir tren
boşlukdoluboşlukla
gelip giden

5/
daha fazla içiyor bir çalgıcı
farklı söylüyor şarkısını
ve meyhaneci dışarıya atıyor

masalarını

6/
şimdi çiçekler daha rahat
mahalleden bir çingene
tezgâhın altında bıçağını biliyor
ve geziniyor içkilerde

gelişine

Z. Yalçınpınar
“Meydansız”, Çekirdek Sanat Yay., 2009, s. 49

 

(…)
kısalıyor bitişik karanlığı tüm imzaların
zamanda
zamanla
ağrısızlık yaprakların çizgisine yükleniyor:

tüm sırları suların, böceklerin, kuşların
ve toprağın

yavaş
yavaşça
uzanıyor
dallara
zamanla:

“çiçeklerim beni yordu” diyor sarmaşık

Z. Yalçınpınar
“Mosmor Salkım” adlı şiirden…
Kirpi Şiir” Dergisi, Sayı:2, 2009

Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com/siir.html

Mar
26
2012
0

“Pusuya Düşürülen Şair…” APOLLINAIRE

“o dönemde, her gün şiir ödülleri dağıtılıyordu.. bu amaçla binlerce dernek kurulmuştu ve bunların bolluk içinde yaşayan üyeleri, belirli tarihlerde şairlere de ihsanlarda bulunuyorlardı.. fakat bütün dünyanın en büyük dernekleri, şirketleri, idare konseyleri, akademileri, komiteleri, jürileri vs, vs asıl büyük ödüllerini her yıl 26 ocak tarihinde veriyordu.. o gün, toplam değeri 50.0003.225,75 frank eden 8019 şiir ödülü veriliyordu..”

Bkz: https://www.aylakadamiz.com/archives/9078

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Mar
26
2012
0

Bu Sevda Bitmez: “Avrupa’nın Yeni Şampiyonu; Fenerbahçe!”

CEV Kadınlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Final maçında Fransa’nın RC Cannes ekibi ile karşılaşan Fenerbahçe Universal Bayan Voleybol Takımımız, güçlü rakibini 3-0 mağlup ederek, Avrupa Şampiyonu oldu.

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen “Dörtlü Final”de, dün Rus ekibi Dinamo Kazan’ı 3-1 mağlup ederek finale yükselme başarısı gösteren Sarı Melekler, finalde ise RC Cannes’i 3-0’la rahat geçti. Sarı Meleklerimiz daha önce ikincilik ve üçüncülük elde ettiği Kadınlar Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde, Türkiye’ye bu kez şampiyonluk getirdi. Azerbaycan’da Cannes’ı 3-0’la geçen Dünya Şampiyonu Takımımız dev kupayı müzemize taşıdı. Takımımız bu galibiyetle tarihinde bir ilki gerçekleştirdi ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olma başarısını gösterdi. (…)

Bkz: https://fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=28504

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
22
2012
0

“…tam anlamıyla bir hayalet haline gelirim.” (Roland Barthes)

(…) Doğası gereği Fotoğraf’ta -kolaylık olması bakımından şimdilik yalnızca olumsalın yorulmak bilmez tekrarı anlamına gelen bu tümeli kabul ediverelim:- “totolojik” bir şey vardır: şuradaki pipo, her zaman ve inatla bir pipodur. Her zaman göndergesini yanında taşır gibidir Fotoğraf. (…) Bilimle öznellik arasındaki bu (sonuçta) konvansiyonel tartışmada şu ilginç düşünceye yaklaşıyordum: Neden bir biçimde, her nesne için yeni bir bilim olmasın? Bir mathesis singularis (ama artık universalis değil)? Böylece, kendimi bütün Fotoğraf’ın aracısı saymaya karar vermiştim. Birkaç kişisel dürtüden başlayarak, temel olan özelliği, yani onsuz Fotoğraf’ın bir hiç olacağı tümeli formülleştirmeye çalışacaktım. (…)
(…) Fotoğraf özneyi nesne, hatta bir müze nesnesi haline dönüştürmüştür. İlk portreleri çekmek için (1840’larda) öznenin uzun süre poz vermesi gerekiyordu: Nesne olabilmek, bir ameliyattaki kadar acı çekmek demekti; derken bir cihaz, merceğe görünmeyen ve hareketsizliğe geçişte bedene destek verip onu yerinde tutan protez bulunmuştu: Aslında bu baş dayanağı az sonra olacağım heykelin kaidesi, hayali özümün korsesiydi.
Portre fotoğrafı kapalı bir kuvvetler alanıdır. Burada dört görüntü repertuvarı kesişir, birbirine karşı koyar, birbirini çarpıtır. Mercek önündeki ben, aynı anda: olduğunu sandığım, başkalarının olduğumu sanmalarını istediğim, fotoğrafçının olduğumu sandığı ve fotoğrafçının sanatını göstermek için kullandığıyımdır. Bir başka deyişle acayip bir eylem: durmadan kendime öykünürüm ve bu yüzden her fotoğrafım çekildiğinde (ya da buna izin verdiğimde) bir yanlış olma, bazen de (karabasanlardakiyle karşılaştırılabilecek) bir sahtekârlık duygusunun acısını çekerim. Görüntü repertuvarı bakımından (benim kastettiğim) Fotoğraf, doğruyu söylemek gerekirse, benim ne özne, ne nesne, ama bir nesneye dönüştüğünü hisseden özne olduğum o gizli anı temsil eder: o anda ölümün (arada kalan olayın) bir mikro çeşidini yaşarım; tam anlamıyla bir hayalet haline gelirim. (…)

Roland Barthes
“Camera Lucida”, Çev: Reha Akçakaya, 6:45 Yay., 5.Baskı, 2011, ss. 17-26

Mar
20
2012
0

Ece Ayhan Karikatürü (Mümtaz Arıkan)

4 Ekim 1987 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan Ece Ayhan karikatürü. Mümtaz Arıkan çizmiş…

4 Ekim 1987 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde
Ece Ayhan’ın Ressam Komet’le gerçekleştirdiği söyleşinin kupürü…

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Mar
20
2012
0

Kitap: “Bulunmuş Çeviriler” (Can Alkor)

Mart 2012, Norgunk Yay.
Çeviren ve Derleyen: Can Alkor

Gottfried Benn, Eugenio Montale, St. John Perse, Ezra Pound,
Georg Trakl, Amanda Aizpuriete, Gunar Ekelöf, Fernando Pessoa,
Gonzalo Rojas, Olga Sedakova’dan şiirler…

Bkz: https://www.pandora.com.tr/urun/bulunmus-ceviriler/254326

Mar
19
2012
0

Opera Afişleri Sergisi (17 Mart – 21 Nisan 2012)

Bazı özel nedenlerden dolayı, ilkece, Süreyya Sineması’nı da Süreyya Operası’nı da o binanın tarihini de pek sevmem. Ancak, efemera koleksiyonerliği ve grafik sanatı açısından bugünlerde Süreyya Operası’nda icra edilen sergi önemli bir sergi… Duyuru metni aşağıdadır. (Zy)

Süreyya Operası’nda 17 Mart -21 Nisan tarihleri arasında sürecek olan Opera Afişleri Sergisi ile 1941-2011 tarihleri arasında Türkiye de oynanan opera eserlerinin afişleri ilk kez sergileniyor. Opera Afişleri Sergisi’ni Süreyya Operası Genel Sanat Yönetmeni Murat Katoğlu ile Aslı Ayhan ve Gizem Tüzün tasarlayıp hazırladı. 1941 yılında ilk temsilini veren Türk Opera Topluluğu’nun 70 yıllık repertuvarını ilk kez bir araya getirerek, gün yüzüne çıkartacak olan sergi, İstanbul’da sergilendikten sonra başka şehirleri de dolaşacak.

Bkz: https://www.grafikhaber.net/grafik-tasarim-haberleri/sureyya-operasinda-opera-afisleri-sergisi.html

Mar
19
2012
0

Yeni Kitap: “Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri” (Eduardo Galeano)

Sel, Mart 2012
Çeviren: Süleyman Doğru

“Kimse gidecek kadar kahraman, kalacak kadar vatansever değil.” Bir yanda işkenceler, kayıplar, ölümler, katliamlar, sürgünler… Diğer yanda umut, mücadele ve direnç… Sevincin ve coşkunun, acı ve umutsuzluğun yanıbaşında filizlenişinin tanıklığı. Çaresizlikten mücadele, baskılardan direniş yaratan bir halkın fotoğrafı. Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri sahne sahne ilerleyen bir günce niteliğinde. Röportajlardan anılara, tarihsel kısa öykülerden aforizmalara yayılan, Latin Amerika halkının geçmişine ayna tutan, acıları ve umudu yan yana ve keskin bir dille anlatan alışılmadık bir yaşam öyküsü. Bu kitapta anlatılanlar coğrafi olarak ne kadar uzağımızda olursa olsun, tanıdık gelecek okuyucuya. İnsanın insanlık savaşına dair bu sahneleri okurken hissettikleriniz sizi, nerede olursanız olun, yakın çağrışımlara sürükleyecek. Galeano, dünyanın vicdanı olmaya devam ediyor.” (Tanıtım Metni’nden…)

Mar
18
2012
0

İlhan Berk’e ilişkin yeni buluntular…

1930 ve 40’lı yıllarda Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmış, İlhan Berk kupürlarından bazıları…

3 Aralık 1939, Cumhuriyet Gazetesi

*

28 Haziran 1942, Cumhuriyet Gazetesi

*

18 Eylül 1947, Cumhuriyet Gazetesi

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
17
2012
0

Sanat Bağımsız mı? /1/ (Fırat Arapoğlu, İnsel İnal, Rafet Arslan)

“Bağımsız ve Birlikte” mottosuyla ilki gerçekleşen “İkametgâh Kadıköy” etkinlikleri kapsamındaki -3 Şubat 2012, Kadıköy Dunia’daki-  “Sanat Bağımsız mı?” başlıklı panelde Fırat Arapoğlu, Rafet Arslan ve İnsel İnal’ın cesaretle dile getirdiği bazı konuları çok önemsiyorum. Karga Mecmua, Mart 2012 sayısında konuşmanın ilk bölümünü yayımlamış; https://zaferyalcinpinar.com/sanatbagimsizmi1.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
15
2012
0

Zamanaşımı Kararı Zamanaşımına Uğramayacak

Sivas katliamı davasının zamanaşımına uğratılması tam bir rezalettir, utanç kaynağıdır. Oteli ateşe verip oradaki aydınları yakanlar ile yangını “Cehennem ateşi!” diye coşkuyla seyredenler hakkında vicdanlı bir insanın aklına hangi sıfatlar gelirse, bu kararda payı olan herkes artık aynı sıfatlarla anılacaktır.

Zamanaşımı kararı zamanaşımına uğramayacak, katliamla birlikte kınanacaktır -her zaman!

PEN Türkiye Merkezi

Bkz: https://www.pen.org.tr/tr/node/1656

Mar
15
2012
0

“ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım / durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.” (Onat Kutlar)

(…)

Islanınca esmer defterleri yüzümüzün
bu çamurla kanla alınteriyle gizli bir yazgı
çakıyor bir an. Karanlık feneri ülkemizin.
Nasıl bir yalnızlık, unutulmuş bir ışık diliyle
çırpınırken biz üstümüze geliyor büyük gemisi geleceğin
Bir tenis topu, koşan bir çocuk, bir gözyaşı bile değiliz.
Yalnızca bir ağaç ailesi ve bir köşede
yıllardır bizi gözleyen hep aynı balta: Dalgınlık.
Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için.
Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından
ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım
durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.

Onat Kutlar
“Unutulmuş Kent”ten…

 

Mar
13
2012
0

İnsansızlık!

35 insanın yanarak ölmesine ilişkin olarak yürütülen Sivas Katliamı Davası’nın 13 Mart 2012 tarihi itibariyle ve “zamanaşımı” nedeniyle düşmesi kararının bir “insansızlık” kanıtı olduğunu düşünüyorum. Bu kararla birlikte, artık, gaddarlığın, vahşetin ve “insansızlık” kelimesinin bu coğrafyadaki tanımını açık açık gördüğümüze inanıyorum…
Ve bu “insansızlık”tan hicap duyuyorum.

Mar
12
2012
0

İki Sıkı Dost: İlhan Berk ve Ece Ayhan

Yapı Kredi Yayınları’nın
İlhan Berk ve Ece Ayhan için bastığı tanıtım kartviziti…
(Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…)

*

12 Mayıs 1983, Cumhuriyet Gazetesi
Celal Üster’in hazırladığı haber…

*

20 Nisan 1985, Cumhuriyet Gazetesi

*

Hamiş:

Evvel Fanzin’in  “İlhan Berk” İlgileri: https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk

Evvel Fanzin’in  “Ece Ayhan” İlgileri: https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan

Ece Ayhan Web Sitesi: https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html

Mar
11
2012
0

Buluntu: “Olağanüstü” Ece Ayhan… (1960)

2009 yılında Milliyet Gazetesi Arşivi’ni “Ece Ayhan” ismi doğrultusunda inceleyip çeşitli buluntuları Evvel Fanzin kapsamında paylaşmıştım. (Bkz: https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar)
Geçen haftalarda Cumhuriyet Gazetesi’nin arşivini internet üzerinden kullanıma açmasının ardından işbu arşivi de “Ece Ayhan” başlığı kapsamında (1955-1985 dönemine yönelik olarak) süzdüm. Arşivi inceledikçe Ece Ayhan’ın gizemli “insanlığı” üzerine çok ilginç efemeralarla karşılaştım. Genelde şöyle olur; bir araştırmacı bir konu üzerine derinleştikçe elde ettiği bulgular konuyu aydınlatır, çözüm ve analiz imkânları çoğalır, konu hakkındaki karmaşa azalır. Ancak araştırdığınız isim “Ece Ayhan” olunca elde ettiğiniz buluntular Ece ayhan’ın yaşamını, poetikasını ve kişiliğini çözümlemek yolunda aydınlatıcı olacağına konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. Özellikle de 1955-1985 dönemini inceliyorsanız, her seferinde başka bir “yönelim” çıkıyor ortaya… Bu “hakikat” hiç değişmedi.

“Ece Ayhan” ismine yönelik olarak Cumhuriyet gazetesi arşivinde bulduğum efemeraların içerisinde en önem verdiğim kupür 24 Temmuz 1960 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin 5. sayfasında yer alıyor. 27 Mayıs askeri müdahalesinin hemen sonrasında “olağanüstü” sıfatıyla gerçekleştirilen “Türk Edebiyatçılar Birliği” kongresinin aldığı kararları içeren bu  önemli kupür yukarıdadır. Kupürdeki habere baktığımızda 27 Mayıs sonrasında Türk Edebiyatçılar Birliği’nden ihraç edilen bazı isimler (örneğin Peyami Safa vb.) ya da soruşturulmak üzere çeşitli kurullara sevk edilenler filan aslında pek de şaşırtıcı veya “olağanüstü” değil. Bu durumlar “bilindik, anlaşılabilir, ezberlenebilir” ve dönemin siyasal aurası doğrultusunda “olağan” şeyler… Ancak, o dönemde oluşan Türk Edebiyatçılar Birliği Yeni Yönetim Kurulu’nda Ece Ayhan isminin yer alması son derece şaşırtıcı bir durum ve hiç de “anlaşılabilir” gibi değil… Kısacası, Ece Ayhan günümüzde olduğu gibi geçmişte de ezberimizi bozuyor!

Başlarken söyledim; incelediğiniz isim “Ece Ayhan” ise bulduğunuz her içerik daha da ağırlaşmıştır, yüklenmiştir… Gelecekte de -20 yıl sonrasında da- bu “ağırlık” sürekli artacak, hiç hafiflemeyecek gibi görünüyor.

Hamiş: Ece Ayhan’a ilişkin olarak 1955-1985 yılları arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan bazı önemli efemeraları önümüzdeki birkaç gün boyunca Evvel Fanzin kapsamında paylaşmaya devam edeceğim.

Sahicilikle

Zafer Yalçınpınar
10 Mart 2012

Bakınızlar:

-Ece Ayhan Web Sitesi; Bakışsız Bir Kedi Kara

-Milliyet Gazetesi Arşivi’nden (2009 taraması):
https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar

-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
10
2012
0

İKİ SERGİ: “Ozanın Yaşaması için; 1975” ve “Ece Ayhan için; 1976” (Ece Ayhan’ın tedavisi için açılan destek sergilerine ilişkin buluntular)

Ece Ayhan’ın İsviçre’de gerçekleştirilen beyin ameliyatı masraflarını karşılamak amacıyla dönemin en ünlü sanatçılarının birleşip “Ozanın Yaşaması için” başlıklı bir sergiyi, Melda Kaptana Sanat Galerisi‘nde 1975 yılında icra ettiğini biliyoruz. Herkes bu konuyu ve sonrasında olan “olayları” biliyor… Zaten, bu konudaki bazı ayrıntılara 2009’da Milliyet Gazetesi arşivini süzdüğüm sırada ulaşmış ve sergiyle ilgili kupürü, sergiye katılan sanatçıların isimlerini filan Evvel Fanzin kapsamında paylaşmıştım. (Bkz: https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar)

Ancak, bugünlerde Cumhuriyet Gazetesi Arşivi’ni süzerken hiç bilmediğim ve hiç duymadığım başka bir “gerçek”le karşılaştım, beynimden vurulmuşa döndüm: 1976 yılında “Ece Ayhan için” başlıklı bir sergi daha düzenlenmiş! Bu sergi 22 Aralık 1976 tarihinde Kadıköy-Moda’da bulunan Aydın Cumalı Sanat Galerisi‘nde “Ece Ayhan için” başlığıyla açılmış ve 3 Ocak 1977’ye kadar sürmüş. Hatta, Sennur Sezer’in kaleme aldığı ve “Ece Ayhan için” adlı serginin ayrıntılarını tanıtan/içeren bir yazı, 2 Ocak 1977 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmış. (Her iki sergiye ilişkin buluntular ve kupürlar aşağıdadır.)

Şimdi, Ece Ayhan’ın ameliyat masraflarını karşılamak için iki serginin icra edildiğini fark edince şunları düşünmemek elimde değil:

“Acaba 1975-76 yıllarında Ece Ayhan’ı kurtarmak için bu iki serginin dışında  başka sergiler de açıldı mı? Bu sergiler bir “turne” şeklinde mi düzenlendi? Bu sergilerdeki satış gelirleriyle, hesaplarıyla filan kimler uğraştı? Ece Ayhan bazı kızgınlıklarında haklı olabilir mi?”

Kim bilir, belki de… olabilir!

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar

22 Aralık 1976, Cumhuriyet Gazetesi

*

2 Ocak 1977 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde
Sennur Sezer’in kaleme aldığı yazı…

Kupürün büyük haline ulaşmak ve yazıyı okumak için kupüre tıklayınız.

*

16 Ekim 1976, Cumhuriyet Gazetesi

*

21 Mart 1975 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde
Oktay Akbal’ın yazısından bir bölüm

*

21 Mart 1975, Milliyet Gazetesi

*

 

Bakınızlar:

-Ece Ayhan Web Sitesi; Bakışsız Bir Kedi Kara

-Milliyet Gazetesi Arşivi’nden (2009 taraması):
https://evvel.org/ece-ayhan-hakkinda-onemli-buluntular-zafer-yalcinpinar

-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
07
2012
0

Yorgan (Sait Faik)

Daha önce Mehmed Kemal’in “Acılı Kuşak” adlı anı kitabında gördüğüm (Bkz: https://evvel.org/satiyorum), Sait Faik’e ilişkin bir hikâyenin -daha ayrıntılı- bir aktarımına Cahit Irgat’ın anıları arasında -tekrardan-rastladım. Her iki anı metninden çıkardığım yegâne sonuç şu; Sait Faik, “Yorgan” adlı piyes fikrinin gerçekleşmesini çok istiyormuş… Aşağıda ayrıntılarını paylaştığım tek cümlelik bu piyes sahnelense, sahnelenebilse keşke… Öyle ya, günümüzde tüm sanat dallarında “deneysellik” üzerine atıp tutan, racon kesen çok… Hadi bakalım sinemacılar ve tiyatrocular; bu piyesi kim, nasıl sahneleyecek, görelim.

Zy

(…)Tiyatronun bir tatil günüydü, pazartesi. “Sait Faik seni aradı,” dediler. Sait’i bulmak kolaydı Beyoğlu’nda ya Çiçek Pasajı’ndadır veya sinema girişlerinin birinde. Nitekim pasajda bulmuştum o gün. Kulplu kalın bardakla birasını içiyordu.
-Hayrola, dedim, beni aramışsın?
-Otur, dedi, bir piyes yazdım, onu anlatacağım sana.
-Piyes anlatılmaz okunur, dedim.
-Dinle hele sen, dedi, anlattı: Dekor bitpazarı veya bir eskici pazarı. Bir adam var işsiz güçsüz. Evde çoluk çocuk aç. Satacak bir şeyi kalmamış adamın. Bir yorganı kalmış sadece. Yorgan omuzunda pazara gelir adam. Önce fiyat veren çıkmaz yorgana. Sonra biri acır haline, bir fiyat biçer.
Adam,
-Satıyorum haraç mezat satıyorum, sattım! der, parasını alır omuzları düşük avucuna baka baka pazardan uzaklaşırken perde iner. Piyesin adı “Yorgan”.(…)

10.7.1968

Cahit Irgat
“Çok Yaşasın Ölüler”
Haz: Turgut Çeviker, Notos Kitap,2011, ss.45-46

 

(…)
Orhan Veli aktarıyor:
«— Sait (Faik)’in piyesinde hareket var, lâf yok. Bir kelimelik konuşmayla da bitiyor. Böyle yağmurlu bir günde kalabalık bir caddede insanlar koşuşuyor. Beyoğlu olacak… Taksiler, hususiler, bağıran, çığıran, kadınlar, kızlar… deme gitsin… büyük bir kalabalık… İşte bu kalabalık arasından bir adam çıkıyor. Omuzunda bir tek yorganı… Ondan başka göze batar bir şeyi yok. Vitrinlere baka baka, sahnenin önüne doğru geliyor, sırtındaki yorganı indirip seyircilere doğru uzatıyor, hüzünlü bir sesle:
—Satıyorum… diyor.
Piyes de bitiyor.»

Mehmed Kemal
Acılı Kuşak, Toplum Yayınevi, 1967, s.26

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
06
2012
0

TARİHİNSANCISI SÖYLEDİ

(…)

2/
Tozkoparan İskender
solakmış
sol kolunun üzerine yatmazmış

(…)

4/
Joseph Glidden
adlı bir çiftçi
evinin mutfağında karısı için
dikenli teli icat etti

5/
eğer dikenli tel olmasaydı
Graham Bell
telefonu bulamazdı

6/
İşçi George Parker’ın icadı dolmakalem değildi
akıtmamasıdır dolmakalemlerin mürekkep
sahici bir şiir gibi

(…)

8/
Baba Hakkı
bir etikçidir.


Z. Yalçınpınar
6 Mart 2012

Şiirin tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/s98.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
06
2012
0

Ağırlaşma

Henri Michaux’nun efsanevi metnidir.  Said Maden çevirmiş…
Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/agirlasma.jpg

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com