Tem
07
2013
0

Taksim Dayanışması Basın Açıklaması: “Kamuoyuna…” (6 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/kamuoyuna

Taksim Meydanında okumamız polis zoru ile engellenen basın açıklamamız kamuoyuna duyurulur.

Buradayız, burada olmaya devam edeceğiz.

Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır.

Buradayız, Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek için, parkı yeniden gerçek sahiplerine yani herkese açmak için buradayız. Taksimi kimliksizleştiren ve Gezi Parkımıza Topçu Kışlasını dayatan plan değişikliği hakkında Yargı’nın verdiği iptal kararını tebliğ etmek için buradayız. 27 Mayıs 2013 tarihinden beri parkımıza yapılan müdahalenin hukuksuz olduğunu, halka açık bir alanın günlerdir polis tarafından kapalı tutulduğunu tekrarlamak için buradayız.

Yaşam alanlarımıza dair söz söyleme hakkımız olduğu için buradayız.

Afet zamanlarında toplanma yerimiz de olan kamuya ait parkımız günlerdir polis tarafından işgal altındadır. Demokratik hak taleplerimizi dile getirme yerimiz olan meydanımıza ulaşımımız günlerdir engellenmektedir. Hükümet, uygulamalarıyla yaşam alanlarımızı, parklarımızı, meydanlarımızı bize ulaşılmaz kıldı.

Bütün bu baskılara ve şiddete rağmen bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız.

Kayıplarımızı anmak için, hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak için ve taleplerimizi tekrar hatırlatmak için buradayız. Ethem için, Mehmet için, Abdullah için buradayız. Gözaltına alınan, tek niyeti parkta buluşmak olduğu halde tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması için buradayız. Ethem’in ölümüne yol açan polis memurunu serbest bırakan adaletsizliği haykırmak için buradayız.

Günlerdir gördük ki, polis şiddetinin olmadığı her an sokaklarımızda, meydanlarımızda, parklarımızda barışçıl yeni bir hayatın tohumlarını serpiyoruz.

Ne medya karartmaları, ne hükümetin keyfi ve hukuk tanımaz uygulamaları ne de bizi birbirimizden koparmayı amaçlayan tutuklamalar, gözaltılar, asılsız karalama kampanyaları içerisinde bulunduğumuz dayanışmayı sonlandıramayacaktır.

Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz. Bir kez daha hatırlatıyoruz.

    • Taksim Meydanı’nın ve Gezi Parkının insansızlaştırılmasına yönelik yargı kararı ile de iptal edilen plan ve projelerden, AKM’nin yıkımından vazgeçildiği ivedi olarak açıklanmalıdır.
    • Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda, toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını,
    • Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak, halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan; binlerce, insanın yaralanmasına, beş yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumluların görevden alınmasını; gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
    • Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılması, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
    • Afet zamanlarında da toplanma ve korunma yerlerimiz olan Gezi Park’ı başta olmak üzere halkın kullanımına kapalı bütün parklarımızın bir an önce açılmasını, önemle ve acilen talep ediyoruz.

Yaşasın dayanışmamız.

Her yer taksim her yer direniş.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Bkz: https://taksimdayanisma.org/kamuoyuna

Tem
05
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Basın Açıklaması: “Parkımıza Gidiyoruz!” (5 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/parkimiza-gidiyoruz

Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmeye, parkı yeniden gerçek sahiplerine yani herkese açmaya gidiyoruz.

Bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda hala bir aradayız.

Taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.

Kayıplarımızı anmak, taleplerimizi tekrar hatırlatmak ve hala tüm Türkiye’de yaşanan şiddeti kınamak üzere 6 Temmuz Cumartesi günü saat 19.00’da mahkemenin gerekçeli kararıyla Taksim’de buluşuyoruz.

Yaşasın dayanışmamız…

Her yer Taksim her yer direniş…

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
03
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Basın Açıklaması: “Mahkeme kararı sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır.”

Taksim Dayanışması’nın 3 Temmuz Tarihli Basın Açıklaması aşağıdadır:

Bildiğiniz üzere, Başbakan tarafından seçimlerden önce “Taksim Yayalaştırma Projesi” adı altında, Taksim Meydanı ile Taksim Gezisi’ni betonlaştırmayı, insansızlaştırmayı ve kimliksizleştirmeyi hedefleyen bir “dönüşüm projesi” ilan edilmişti. Söz konusu proje doğrultusunda hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı nazım plan değişikliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 19 Eylül 2011 tarihinde kabul edilerek 14 Şubat 2012 tarihinde askıya çıkartılmıştır.

Önerilen plan değişikliği; çağdaş şehircilik ve ulaşım ilkelerinden, 21. yüzyılın kamusal alan ve meydan düzenlemesi anlayışından, kent ve kentli hakları yaklaşımından uzak olarak ve koruma kurulları kararları ile hukuk ihlal edilerek ilan edilmiştir. Araç ve yaya güvenliğini de tehdit eden plan değişikliği, battı çıktılar ve istinat duvarlarıyla, yaya erişimini engelleyen, meydana çıkan tarihi caddelerin ilişkilerini kopartan, gerek görsel gerekse yaşamsal ve kültürel bütünlüğü yok eden bir yer altı yaşam projesi olarak ortaya getirilmiştir.

Ayrıca; plan değişikliğine hukuksuz bir şekilde eklemlenerek, kamuoyuna “Topçu Kışlası” ihyası adı altında tanıtılan yapılaşma süreci dayatılmış; tüm yurttaşlara açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin merkezindeki yegâne park alanı, ayrıca deprem karşısında sığınılacak “Gezi Parkı” yok edilmeye, 70 yıllık ağaçlarımız, yürüme, buluşma ve dinlenme alanlarımız betonlaşmaya kurban edilmeye çalışılmıştır. Tüm bu gerekçeler ile Taksim Dayanışması bileşenleri ve semt sakinleri tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne binlerce itiraz dilekçesi iletilmiştir.

Projenin acil olarak durdurulması istemiyle 11 Mayıs 2012 günü; 17.01.2012 tasdik tarihli “Beyoğlu İlçesi, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı Değişikliği hakkında TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi tarafından dava açılmıştır.

Devam eden yargı sürecine rağmen, inşaatın ihalesi gerçekleştirilmiş, yüklenici firma Kalyon İnşaat tarafından inşaat çalışması başlatılmış, Taksim Gezi Parkı bu hukuksuz inşaatın şantiyesi haline getirilmiştir.

27 Mayıs 2013 gecesi hukuksuz şekilde Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların iş makineleri ile kaldırılması ve şiddet dolu polis müdahalesi ile Gezi Parkı’nı ülkemiz ve dünya kamuoyunun gündemine taşıyan süreç başlamıştır. Sonrasında hepimizin yakından takip ettiği hukuksuzluklar devam ederken, yargı süreci de beraberinde sürdürülmüştür. Bu süreç sonucunda gelinen noktada, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 06 Haziran 2013 tarihinde aldığı karar ile İmar Planı Değişiklikleri iptal edilmiş ve Mahkeme tarafından alınan gerekçeli karar tarafımıza bugün iletilmiştir.

Mahkeme kararında dalış tünellerine ilişkin plan kararlarının koruma ilke ve kararlarına aykırılığı, plan notlarında yer alan Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nın ihyası ile ilgili hükmün çağdaş şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği sonucuna varılmıştır.

Başlattığımız hukuk mücadelesi sonucunda alınan bu karar, Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtlamıştır. Ülkemiz tarihinde görülen en geniş katılımlı demokrasi, kent ve insan hakları mücadelesinin haklılığı yargı kararıyla bir kez daha ispatlanmış, Tarihi Taksim Meydanı ve Gezi Parkının korunması yargı kararıyla da güvence altına alınmıştır. Kazanımlarımızın takipçisi ve güvencesi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyuruyoruz.

Taksim Hepimizin!

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi

Bkz: https://taksimdayanisma.org/degerli-basin-emekcileri-ve-kamuoyuna

Tem
03
2013
0
Tem
01
2013
0

NTV Tarih Dergisi Kapatıldı!

ntvtarih

“NTV Tarih Dergisi’nin yayımlanmayan Temmuz 2013 tarihli
54. sayısının taslak kapak görüntüsü…”

 *

Gezi Parkı protestosunu konu alan son sayısı nedeniyle Doğuş Yayın Grubu’nda krize yol açan NTV Tarih dergisi kapatıldı, derginin Gezi Parkı sayısı da yayımlanmadı.

Bkz: https://www.sendika.org/2013/07/ntv-tarih-dergisi-gezi-parki-sayisi-nedeniyle-kapatildi/

Bkz: https://haber.sol.org.tr/medya/son-sayisini-gezi-direnisine-ayiran-ntv-tarih-dergisi-kapatildi-haberi-75613

Bkz: https://www.turnusol.biz/public/haber.aspx?id=16487

Bkz: https://www.soldefter.com/2013/07/01/ve-ntv-tarih-dergisi-gezi-parki-sayisi-nedeniyle-kapatildi-hazal-ozvaris/

Tem
01
2013
0

Taksim Dayanışması’ndan “Öz-ihbar” (1 Temmuz 2013)

Taksim Dayanışması’nın çağrısı üzerine toplanan yaklaşık 200 kişilik grup ‘Gezi parkı eylemlerinin tüm sorumluluğunu üstleniyoruz’ yazılı dilekçelerini savcılığa sundu.

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=426038

Haz
30
2013
0

Türk Tabipleri Birliği: “Binlerce yıldır burada, bu topraklarda hekimlik yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz!”

Türk Tabipleri Birliği 63. Büyük Kongresi, Dünya Tabipler Birliği ve çeşitli Avrupa hekim örgütlerinin katılımıyla hekimlik değerlerinin ve hekim bağımsızlığının ele alındığı gündemlerle 29 Haziran 2013 tarihinde Ankara’da toplandı. Kongrede, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Önü’nde TTB tarafından bir basın açıklaması da gerçekleştirildi. Basın açıklaması metni TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan tarafından okundu. Basın açıklamasının tam metnine https://www.turnusol.biz/public/haber.aspx?id=16485 adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
29
2013
0

Cennette Sıkıntı (S. Zizek)

Slavoj Zizek, iki gün önce London Review of Books’da yayımlanan makalesinde Türkiye ve Yunanistan’daki protestoları ele aldı.

Bkz: https://www.turnusol.biz/public/haber.aspx?id=16469&pid=19

Haz
29
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Basın Duyurusu (29 Haziran 2013)

Taksim Dayanışması’nın 29 Haziran 2013 tarihli basın açıklamasına aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:

https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-29-haziran-2013

Haz
29
2013
0
Haz
27
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Buluşma Çağrısı: “Adalet için Taksim’e…” (27 Haziran 2013)

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/taksim-dayanismasi-adalet-icin-cumartesi-taksime-haberi-75434

Taksim Dayanışması tarafından yapılan açıklamada, Ethem Sarısülük’ün ölümüne neden olan polisin serbest bırakılmasını protesto etmek ve gösteriler sırasında gözaltına alındıktan sonra tutuklananların serbest bırakılması talebiyle, 29 Haziran Cumartesi günü Taksim’de buluşma çağrısı yapıldı.

Gezi Parkı direnişine katılan ve aralarında meslek oda ve birlikleri, sivil toplum örgütleri, bazı siyasal partiler, gençlik, kadın ve LGBBT dernekleri ile birçok siyasal çevrenin bulunduğu yaklaşık 120 bileşen tarafından oluşturulan Taksim Dayanışması, 29 Haziran Cumartesi günü 19.00’da Taksim’de büyük bir buluşma gerçekleştirileceğini açıkladı.

22 Haziran Cumartesi günü de Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla, gösteriler sırasında hayatını kaybedenler için ellerinde karanfillerle Taksim Meydanı’na gelen binlerce kişi, polisin tazyikli su ve biber gazlı müdahalesine maruz kalmış, Taksim ve çevresindeki polis müdahaleleri gece geç saatlere kadar devam etmişti.

Ayrıca 1 Temmuz Pazartesi günü de Çağlayan ’daki İstanbul Adliye Sarayı’nda ‘polis şiddetinin sorumluları’ hakkında kitlesel suç duyurusunda bulunulacağı açıklandı.

(Kaynak: soL haber portalı)

Haz
27
2013
0

Avusturya PEN Merkezi’nden Gezi Parkı Kitabı

Bkz: https://www.pen.org.tr/tr/node/1830

Avusturya PEN Merkezi protesto olarak Gezi Parkı kitabı hazırlıyor:

Dünya Yazarlar Birliği PEN Avusturya Merkezi, Gezi Parkı protestolarına hükümetin polis şiddeti, sansür, tutuklama ve tehditlerle karşılık vermesi üzerine dünyada kampanya açtı: Hazırlanacak Gezi Parkı kitabı için mesaj, şiir, anı, ve başka türlerde ve çeşitli dillerdeki yazıların 15 Temmuzdan önce info@penclub.at adresine iletilmesi rica ediliyor. Kitabın ilk nüshası Türkiye’nin Avusturya’daki Büyükelçisi’ne sunulacak. Lütfen bkz: https://penclub.at/aktuell/turkey-violence-against-protests-time-to-say-n…

Kamuoyunun ilgisine, saygıyla.

PEN Türkiye Merkezi

Haz
27
2013
0

Türk Tabipleri Birliği’nin “Kimyasalla Temas” Raporu (27 Haziran 2013)

Türk Tabipleri Birliği, biber gazlarına maruz kalan yurttaşlardan elde ettiği bilgilere dayanarak bir rapor hazırladı. Raporun özetine https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/ttbden-kimyasalla-temas-raporu-haberi-75443 adresinden, tam metnine ise https://www.ttb.org.tr/images/stories/file/gaz_rapor1.pdf adresinden ulaşılıyor…

Haz
26
2013
0

İngiliz PEN Merkezi’nin Önemli Çağrısı (24 Haziran 2013)

Bkz: https://www.pen.org.tr/tr/node/1829

Uluslar arası yazarlar birliğinin kurucu merkezi English PEN, Başbakan Erdoğan’a Türkiye’de Mayıs 2013’te başlayan gösterilerde insan hakları ihlalleri, özellikle ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarının ihlali konusunda kaygılarını ifade eden bir açık mektup yollamıştır.

Uluslar arası yazarlar birliğinin kurucu merkezi English PEN adına, özellikle ifade özgürlüğü hakkı ve barışçıl toplanma hakkını göz önünde bulundurarak, Türkiye’de Mayıs sonu başlayan gösteriler boyunca insan hakkı ihlalleri konusundaki endişelerimizi dile getirmek üzere sizlere yazmaktayız.

English PEN, İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’nın yıkımına tepki koymak amacıyla üç hafta süren gösteriler boyunca barışçıl göstericilere karşı polisin aşırı güç kullanımına son derece protesto etmektedir. Türk Tabipler Birliği’nin verilerine göre, en az 7.800 kişi yaralanmış ve en az dört can kaybı yaşanmıştır. English PEN olarak bizi özellikle kaygılandıran ise kardeş birliğimiz PEN Türkiye Merkezi üyesi Ahmet Şık’ın da aralarında bulunduğu gazeteci ve yazarların gösterilerde yaralanmasıdır.

Türk yetkililerini polis şiddetine ilişkin tüm iddiaları soruşturmaya ve uygun mercilerde sorumlulara dava açmaya çağırıyoruz.

Gösterilere katılmaları neticesinde gözaltında tutulan göstericilerin olduğu haberleri de bizi oldukça kaygılandırmaktadır. Bu bireylerin çoğunluğunun ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakları çiğnenerek tutuklandıkları veya gözaltına alındıkları yönünde çok ciddi endişeler var. Tutuklanan gazeteci ve yazar arkadaşlarımız konusunda özellikle endişe duymaktayız.

Yetkilileri, ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakları çiğnenerek gözaltına alınan herkesi derhal ve kayıtsız şartsız serbest bırakmaya çağırıyoruz.

Ayrıca, önde gelen yazar ve gazetecilerin makaleler veya sosyal medya aracılığıyla ifade ettikleri görüşleri nedeniyle korkutuldukları ve ölüm tehditleri aldıkları yönündeki haberler de bizi son derece endişelendirmektedir.

Yetkilileri bu tehditleri soruşturmaya ve sorumlularını adalete teslim etmeye davet ediyoruz.

English PEN için bir başka kaygı unsuru da ana akım Türk medyasının gösterileri kısıtlı olarak yayınlaması olmuştur. Son yaşanan olayları yayınlamaları sebebiyle dört TV kanalının cezalandırılması; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun ise ceza gerekçesi olarak “çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verecek” yayınlar yapıldığını göstermesi haberi bizi son derece kaygılandırmıştır.

Öte yandan, BBC Dünya Servisi Direktörü Peter Horrocks 14 Haziran’da yayınladığı bir beyanatta NTV’nin “Dünya Gündemi” [World Agenda] adlı BBC programını yayınlamama kararı ertesinde BBC’nin derhal geçerli olmak üzere NTV’yle ortaklıklarını askıya aldıklarını bildirdi. Horrocks beyanatta şu ifadelere yer verdi: “BBC yayıncılığına herhangi bir müdahale asla kabul edilemez. Türkiye’deki durumun bu denli uluslar arası kaygıya yol açtığı bir zamanda BBC’nin izleyicilere tarafsız hizmet sunması hayati önem arz etmektedir.”

Yetkilileri ve medya sahiplerine, medya kuruluşlarının doğru bir biçimde ve misillemeden korkmayacak şekilde olayları yayınlamasını sağlama konusunda şiddetle çağrıda bulunuyoruz.

Ana akım medyada sınırlı haber yapıldığı için, hem soysal medya hem yabancı medya kuruluşları devam etmekte olan gösterilerin duyurulmasında mühim bir rol oynadı. Bu nedenle ‘sosyal medya topluma en büyük tehdidi oluşturuyor’ yorumunuzu Twitter’ın gösterileri kontrol altına almak adına engellenebileceği yönündeki haberlerle birlikte cesaret kırıcı buluyoruz. English PEN için daha endişe verici olan durum ise Twitter ve sosyal medyayı asılsız bilgi paylaşmak ve insanları gösteriye katılmaya kışkırtmak için kullanmak suçuyla İzmir’de 25 kişinin tutuklanmış olma ihtimalidir. İçişleri bakanı Muammer Güler de Twitter ve diğer sosyal medya araçlarını düzenlemek adına yetkililerin çalışma yapacağını teyit etti.

Yetkilileri sosyal medya kullanıcılarını soruştururken ve Türkiye’de sosyal medya kullanımını düzenlemeyi düşünürken ifade özgürlüğü hakkına ve halkın haber alma hakkına saygı duymaya çağırıyoruz.

Gösteriler boyunca polisin ve hükümet yetkililerinin tutumlarına dair tam gerçekleri belirlemek ve halkın hükümete olan güvenini yeniden tesis etmesi için bağımsız bir soruşturma gerektiğini düşünüyoruz.

İngiltere’de ve dünya çapında yazarları temsil eden bir kuruluş olarak, Türkiye’deki yazarlar ve gazetecilerle kuvvetli bağlarımız bulunmaktadır ve onların ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma özgürlüklerini kullanma özgürlüklerini kuvvetle desteklemekteyiz. Kişisel ve Siyasi Haklar Uluslar arası Sözleşmesi ve Avrupa Kişisel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ni imzalayan bir devlet olarak Türk hükümeti bu hakları koruma vaadi vermiştir.

Çağrımıza vereceğiniz cevabı memnuniyetle karşılayacağız.

Saygılarımızla,

Jo Glanville
Director, English PEN

Haz
26
2013
0

“Farklı Kaydet: Toplumsal Bellek” (26-27 Haziran 2013)

Bkz: https://www.saltonline.org/tr/600/

Gezi direnişi süresince tartışılanlar arasında, tecrübe edilen olay, duygu, kazanç ve kayıpların nasıl hayatta tutulacağı konusu da yer aldı. Kayıt altına alınanlar, çok çeşitli mecralarda sunuldu, depolanmaya çalışıldı. Ancak şimdiye dek, hızla büyümekte olan bu arşivin ne eleştirisi yapılabildi ne de teknolojik imkânlarla derlenmiş bütünlüklü bir içerik yaratılabildi.

Bu çerçevede düzenlenen “Farklı Kaydet: Toplumsal Bellek” sempozyumu, yazılım sanatı, arşivleme ve medya arkeolojisi alanından üç sanatçı, bir küratör ve bir akademisyeni bir araya getiriyor. Sempozyumda, teknolojinin dilini kullanan sanatsal pratiklerin yanı sıra, dijital olarak yaratılmış içeriğin korunması ve belleğe alınması konuları incelenecek. Ayrıca, olay anlarında arşivleme, kriz zamanı algoritmik küratörlük, eleştirel kolektif zeka ve bir düşünce aracı olarak teknolojik dil meseleleri tartışmaya açılacak.

Katılımcılar: Burak Arıkan, Joasia Krysia, Nicolas Malevé, Ali Miharbi, Jussi Parikka

26-27 Haziran 2013, SALT GALATA

Haz
24
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması: “Hepimiz Şahidiz!” (24 Haziran 2013)

Taksim Dayanışması Platformu’nun 24 Haziran Tarihli Açıklamasıdır:

Arkadaşımız, Gezi Parkı direnişçisi Ethem Sarısülük, kameraların önünde,  Taksim Gezi Parkı direnişinin birinci haftasında, 1 Haziran’da, Ankara Kızılay Meydanı’ndaki destek eyleminde polis tarafından başından kurşunla vurularak yaralanmış, 14 günlük yaşam mücadelesini 14 Haziran’da kaybetmişti.

Daha eşitlikçi, daha özgürlükçü ve daha kardeşçe bir dünya özlemiyle sokaklara hak arayışına çıkan canlarımızdan Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ethem Sarısülük savaş sırasında bile görülmeyen bir vahşet, nefret ve şiddetinin kurbanları olmuşlardır. Yaşamlarının baharında aramızdan koparılıp alınan canlarımızdan Ethem Sarısülük’ün cenazesinde yaşanan şiddet olayları henüz hafızalarımızdan silinmemişken, öğreniyoruz ki ölümüne yol açan Çevik Kuvvet polisi bugün serbest bırakılmıştır.

Ethem Sarısülük’ün ölümüne yol açan polis memurunun tutuksuz yargılanmasına gerekçe olarak, şüphelinin “meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı” kaydedilmiştir.

Demokratik haklarını kullanan insanlara şiddet uygulayan polisin aksine, Ethem’in ne kaskı, ne yeleği, ne de silahı vardı. Ethem orada bizlerle yani arkadaşlarıyla, barışçıl bir hak arayışındaydı. Polisin uygulamış olduğu şiddetin meşru müdafaa olarak adlandırılması kabul edilebilir değildir. Hepimiz gördük, video kaydı ile tüm Dünya gördü ve şahit oldu.

Hepimiz meşru kılınmaya çalışılanın insanlara karşı kolluk kuvvetlerinin uyguladığı akıl almaz şiddet olduğunun farkındayız. Anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınan, tutuklanan ve kaybolan arkadaşlarımız hala bizlerden uzakken, tüm delillerle yapmış olduğu suç ortada olanların serbest bırakılması gerçeğiyle karşı karşıyayız. Şiddetin gerçek sorumluları, verdikleri hukuka aykırı emirleri uygulayan görevlileri “aklayarak” içinde bulundukları sorumluluklardan kurtulabileceklerini zannediyorlarsa, bilmeliler ki yanılıyorlar.

Bugün yurdun dört bir yanında Ethem’i,  Abdullah’ı ve Mehmet’i, sokaklarda, parklarda, evlerimizde, her neredeysek orada anacağız. Ethem’in, Abdullah’ın ve Mehmet’in ailelerinin yanındayız, sorumlular yargılanana dek sürecin takipçisi olacağız.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Haz
22
2013
0

Şiir: GEZİ’DEYİM (Z. Yalçınpınar)

adsız

Hamiş: Z. Yalçınpınar şiirlerine ve şiir kitaplarına https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
22
2013
0

Kimya Mühendisleri Odası’ndan Biber Gazı Açıklaması (22 Haziran 2013)

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kimya-muhendisleri-odasindan-biber-gazi-aciklamasi-haberi-75155

KMO Ankara Şubesi, biber gazının insan sağlığına olumsuz etkileri üzerine yaptığı basın toplantısında CS maddesini içeren fişek ve el bombalarının kullanımıza son verilmesi ve imha edilmelisi gerektiği belirtildi.

Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Gezi Parkı olayları sırasında polisin sıklıkla kullandığı biber gazının insan sağlığı üerindeki olumsuz etkilerinin altını çizen bir basın toplantısı yaptı.

KMO Ankara Şube Başkanı İbrahim Akyürek ve 2. Başkanı Erkin Etike tarafından yapılan basın toplantısında Sağlık Bakanlığı’nın 2010 tarihli raporunda göz yaşartıcı mühimmatın sağlığa zararlı olduğunu ve ölümlere yol açabileceğini saptamış olduğu belirtilerek söz konusu rapora göre kullanılan CS maddesinin kalp yetmezliği, akciğer ödemi, karaciğer ve böbrek hasarına yol açabileceğinin altı çizildi.

Açıklamada CS maddesini içeren fişek ve el bombalarının kullanımı derhal durdurulup stoklardaki mühimmat imha edilmesi ve TOMA suyuna kimyasal madde katılması derhal durdurulması talep edildi.

Açıklamada Sağlık Bakanlığı Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı’nın 30.12.2010 tarihli raporunda dikkat çeken şu ifadelere yer verildi:

“Bu tür kimyasallar kullanım amacına, uygulama şekline ve uygulanan miktarına bağlı olarak klinik bulgulara yol açabilmektedir. Yüksek yoğunlukta kimyasala maruz kalınması durumunda kalp yetmezliği görüldüğü bildirilmiştir. Solunum sistemine ait komplikasyonlara bağlı ölümler bildirilmiştir. Bu maddelerin karaciğer ve böbrek hasarı yaptığı, maruz kalıştan birkaç gün sonra büllü cilt lezyonlarının ortaya çıktığı bilim kaynaklarında yer almaktadır. Bunlara ilaveten hastalarda panik reaksiyonları, ajitasyon ve bayılma da rapor edilmiştir. CS gazının kimyasal yanık, gözlerde keratit ve görme kaybına da yol açabileceği bildirilmektedir.  Zararlı olduğu ve ölümlere yol açtığı, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı tarafından açıkça saptanan CS maddesinin yurttaşlarımız üzerinde kullanılmasına derhal son verilmelidir. İçişleri Bakanlığı stoklarındaki CS maddesini içeren fişek ve el bombaları imha edilmelidir. Yaralanma ve ölümlere yol açtığı saptanan göz yaşartıcı gazlar ve tozlar, Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16/3-b maddesinde tanımlanan ‘maddi güç’ tanımı içinden çıkarılmalı ve silah olarak tanımlanmalıdır.

Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16. maddesi, kanuni şartları oluştuğu takdirde, ‘basınçlı su’ kullanımına izin vermektedir. Basınçlı suyun içerisine kimyasal madde katılmasının ise kanuni dayanağı yoktur. Toplumsal Olaylara Müdahale Araçları (TOMA) içerisinden yurttaşlara püskürtülen basınçlı suyun içerisine her türlü kimyasal madde katılmasına son verilmelidir.”

(Kaynak: soL Haber Portalı)

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com