Tem
22
2013
0

Bu planlara “Hayır” diyoruz! (Adalılar)

https://www.akademipolitik.com/component/k2/adalilar-eylemde.html

‘Müze ve demokrasi adası’ projesiyle Yassıada ve Sivriada’nın imara açılacak olması protesto edildi. Başta Adalılar olmak üzere yaklaşık bin kişilik bir grup teknelerle adalarda giderek eylem yaptı.

Taksim Gezi Parkı direnişinin ardından İstanbul’daki Prens Adaları olarak bilinenen Adalar bölgesinde de bir direniş başladı. Gezi Parkı olaylarının ardından Adalar’da düzenlenen forumlarda Yassıada ve Sivriada’nın imara açılacak olması fikrine karşı büyük bir eylem yapılması kararı alındı. Kabataş, Kadıköy ve Adalar’dan önce Sivriada’ya ardından da Yassıada’ya iki büyük tekne kaldırıldı. Bazı balıkçı tekneleri, yelkenliler de eyleme destek oldu. Eyleme katılanlar, ‘Beton lobisi defol’, ‘Bırak ıssız kalsın’, ‘Ada’nın tepesini attırma’ yazılı pankart ve döviz taşıdı. Sık sık ‘Her yer Taksim, her yer direniş’ sloganı atıldı.

‘BU PLANLARA HAYIR DİYORUZ’

İlk durak Sivriada oldu. Sivirada’da Adalar Forumları adına bir de basın açıklaması okunda. Açıklamada bir çok yerde devam eden kentsel kırım poitikalarına Sivriada ve Yassıada’nın da katıldığını belirtti. Uzun yıllardır Hazine’nin mülkiyetinde olan, 2011 ve 2012 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ‘müze olarak kullanılmak üzere’ tahsis edilen Sivriada ve Yassıada’nın tüm doğal, arkeolojik ve kültürel sit alanı statüleri düzmece yasalarla ortadan kaldırılarak imara açılmak istendiği belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Bizler de İstanbullular ve Adalılar olarak kamusal alanlarımızı rant alanlarına dönüştüren anlayışa, tüm insani değerlerimizle karşı duruyoruz. Sivriada ve Yassıada’da söz konusu imar için hazırlanmış herhangi bir avam proje olmadığı için keyfi bir yapılaşmaya izin veriliyor; yüzde 70’lere varan inşaat izinleri planlanıyor; belirli bir kat sınırlaması koyulmuyor; kongre merkezi, kültür ve turizm yatırımları, marina ve yat limanları, ticari bina ve tesisler, restoranlar, oteller yapmayı planlayan hükümet bu kararlarıyla diğer adaların da arkeolojik, doğal ve kültürel sit alanı statülerini ortadan kaldırmaya hazırlanıyor. Yassıada ve Sivriada’nın imara açılması hatalı kentleşme ve rant yaratmaya yönelik politikalar nedeniyle büyük ölçüde tahrip olan Marmara Denizi’nde ekosistemin devamlılığı açısından geri dönülmez bir tahribata sebep olacaktır. Bizler Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada’da ve Türkiye’nin birçok yerinde, Gezi ruhunun rüzgarlarıyla doğrudan demokrasi deneyimini yaşamlarının bir parçası haline getiren; adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve dayanışma talepleriyle ada forumlarında yanyana gelen adalılar olarak hükümetin Sivriada ve Yassıda üzerine geliştirdiği planlara ‘hayır’ diyoruz.”

Tekneler daha sonra Yassıadaya hareket etti. Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu’nun da katıldığı eylem daha sonra Yassıada’da devam etti. Adalar Forumu burada bir forum düzenledi. Kollektif İstanbul grubu da ezgileriyle tüm gün eyleme katılanlara eşlik etti.

AkademiPolitik.com

Tem
21
2013
0

Haber: “Taksim Dayanışması Biziz” (19 Temmuz 2013)

https://taksimdayanisma.org/taksim-dayanismasi-biziz-biz-buradayiz

TAKSİM DAYANIŞMASI BİZİZ, BİZ BURADAYIZ!

TALEPLERİMİZİN TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

TAKSİM DAYANIŞMASI “SUÇ ÖRGÜTÜ” DEĞİL, BU ÜLKENİN ONURUDUR

Taksim Dayanışması; farklılıkları kucaklayan barışçıl demokratik yöntemlerle taleplerini dile getiren; içinde çevreci, sanatçı, gazeteci ve aydın bireylerin de yer aldığı 124 meslek odası, sendika, siyasi parti, mahalle derneği, taraftar grubu ve inisiyatiften oluşmaktadır. Varlık sebebi daha yeşil, daha yaşanabilir, daha insani, daha demokratik bir kent ve ülke özlemidir. Bu özlemini yerine getirmek için emek harcamaktan, ses çıkarmaktan, mücadele etmekten bir an için bile imtina etmemiştir, bundan sonra da etmeyecektir. Başta Gezi Parkı ve Taksim Meydanının korunması olmak üzere, polis şiddetini uygulayan ve uygulatanların hukuk önünde hesap vermesi ve taleplerinin takibini sürdürecek, karşılanmasında ısrarcı olacaktır.

Taksim Dayanışmasının “sağlıklı kentleşme ve yaşanılır kent” talebi, ülkenin milyonlarca yurttaşının daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi talebiyle birleşmiş; GEZİ PARKI ile simgeleşen bir toplumsal duyarlılık ortaya çıkmıştır. “Gezi Parkı”; gençlerin yaratıcı zekasıyla, annelerin kucaklayan şefkatiyle, işçilerin emekten gelen gücüyle, kadınların gür sesiyle, LGBT bireylerin biz de varız çığlığıyla, yaşlıların yeniden canlanan hayat enerjisiyle bu ülke demokrasi tarihinde ortadan kaldırılamayacak bir iz bıraktı.

Tüm bu talepler, tüm bu renklilik demokratik ülkelerde bekleneceği gibi karşılanmak yerine ne yazık ki bir “suç örgütü kalıbına” sığdırılmaya, gençler evlerinden alınarak tutuklanmaya, taraftar gruplarından çete çıkarılmaya, Meslek Odası yöneticileri “suç örgütü yöneticisi” suçlamasıyla yargılanmaya çalışılıyor. Diktatöryal rejimlere özgü, darbe dönemlerini anımsatan “polis fezlekesi” esaslı cadı avı, ülkemizin demokrasi tarihi açısından unutulmaz karanlık bir dönem olarak kayda geçmiştir. Gezi Parkı süreci için “darbeye zemin hazırlama metaforunu” kullananların, hepimizin hafızalarında yer alan ev baskınları, keyfi gözaltı, çıplak arama, zorla parmak izi, kötü muamele, polis fezlekesinden iddianame; taraftar grubundan, ünüversite öğrencisinden ve meslek odasından “terör örgütü çıkarma” gibi darbe dönemi yöntemlerine başvurmaları son derece düşündürücüdür…

Birkez daha hatırlatmak isteriz ki, Taksim Dayanışması İstanbul Valisinden Büyükşehir Belediye Başkanına, Başbakan yardımcısından, doğrudan Başbakanına ve Cumhurbaşkanına kadar tüm yetkililerle yurttaşların talep ve beklentilerini iletmek üzere diyalog kurmaya çabalamış, burada bir temsil heyetinden çok talep ve beklentileri yansıtma misyonunu üstlenmiştir.  Kurulmuş temaslar ve gerçekleşen davetler sonucunda; Taksim Dayanışması adına 5 Haziran 2013 günü Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la ve 13 Haziran 2013 gecesi Başbakan R.Tayyip Erdoğan ile görüşmelere katılan meslek odası yöneticilerinin bir ay sonra evlerinin hukuksuzca polis tarafından basılması, üç güne uzatılmış gözaltı süreci yaşatılması ve “suç örgütü yöneticisi” suçlamasıyla tutuklanmaya sevk edilmesi nasıl devlet yönetimi ile karşı karşıya olduğumuzun kaygı verici yansımalarıdır.

Taksim Dayanışması herşeye rağmen hukuki ve meşru talepleri iletmek, diyalog kanallarını geliştirerek demokrasi geleneğine güç katmak için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Tüm süreçlerde yetkililere talepleri iletirken demokratik kamuoyu yaratmak amacıyla kararlı, ısrarlı ama her zaman barışçıl etkinliklere çağrı yapılmış, yurttaşlar meşru demokratik zeminlerde kalmaya davet edilmiştir.

Artık herkesin çok iyi bildiği gibi, Taksim Meydanının insansızlaştırılması ve Gezi Parkının betonlaştırılması şeklindeki düzenleme baştan beri hukuka, mimarlık ve şehircilik ilkelerine aykırı bir plan kararı olarak önümüze çıktı. Buna ilişkin Taksim Dayanışması bileşeni meslek odalarımız tarafından açılan davalarla bu keyfi yaklaşımın hukuksuzluğu ispat edilmiştir. Bu süreçte Yayalaştırma Projesi” adı altındaki girişimin kente yapılabilecek en büyük kötülüklerden biri olduğunu tüm İstanbullulara anlatabilmek için yüzbinlerce imza toplandı. Taksim Dayanışması tarafından inatla her cumartesi Taksimde ve birçok meydanda imza stantları açıldı. Kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.

Bütün bu çabalar, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 27 Mayıs günü, keyfi, hukuksuz ve “ben yaparım olur” anlayışı ile Gezi Parkının ağaçlarını kesmeye başlamasıyla bambaşka bir biçime büründü. Parkı ve yaşam alanını koruyan Taksim Dayanışması üyelerine ve duyarlı yurttaşlara şafak vakti operasyonları ile şiddet uygulandı. Kısa sürede bütün yurtta milyonlarca insan bu şiddet karşısında demokratik tepkilerini  göstermek üzere alanlara çıktı ve “özel hayatına karışılmaması, düşüncesine saygı gösterilmesi, daha fazla özgürlük ve demokrasi” isteminin somut bir ifadesi olarak  Gezi Parkı ile ilgili taleplerin karşılanmasını bekledi.

Tüm Türkiye’de kendiliğinden ve bir yurttaş inisiyatifi olarak gelişen bu tepkiler ne yazık ki karşılığını her yerde gaz bombaları, tazyikli su ve plastik mermi kullanılması şeklinde polis şiddeti ile buldu. Dört gencecik insanımız polisin ateşi ve himayesindeki eli sopalı milislerin sopa darbeleri ile hayatını kaybetti. Polis devleti uygulaması Adana’da genç bir komiserin düşerek hayatını kaybetmesine yol açtı. Onlarca insan kafa travması ve beyin kanaması geçirdi veya sakat kaldı.  Öncelikle kaybettiğimiz tüm canların ailelerine başsağlığı, yaralananlara da acil şifa dileklerimizi bir kez daha iletmek istiyoruz. Gencecik insanlarının yakınlarına iktidar sahiplerinin ısrarla başsağlığı dilenmemesini anlaşılmaz ve gayri insani bulduğumuzu hatırlatıyoruz.

Hiç kuşkusuz “demokratik talepler yine demokratik yöntemlerle” karşılanabilir. Toplum olarak öncelikle sorunları, talepleri ve beklentileri algılayan ve çözüm üretmeye dönük adım atan bir kamu yönetimi tutumuna ihtiyacımız var.

Bizler demokratik tepkileri krimalize etme, herkesi suçlu, terörist haline getirerek sorunun yine polisiye güvenlikçi yöntemlerle çözümsüzlüğe doğru evrilmesi çabalarından endişe duymaktayız.

Taksim Dayanışmasından yasadışı örgüt çıkarmaya çalışanlara açıklıkla sesleniyoruz. Taksim Dayanışması, çağrıcıları, bileşenleri, talepleri, basın açıklamaları, etkinlikleri belli, bilinen, aleni, meşru, yasal ve demokratik bir yurttaş ve kurum dayanışmasıdır. Kentine sahip çıkan meslek odalarını, onlarla dayanışma gösteren sendikaları, siyasi partileri, mahalle ve çevre derneklerini, taraftar gruplarını, “suçlu” göstermek ve “suç örgütü” haline getirmeye çalışmak hukuken suçtur ve bu ilkel, çağdışı uygulamalarla Ülke demokrasisi yüzyıl geriye götürülmektedir..

Bu bağlamda bütün kesimleri “hukuka, demokrasiye ve insan haklarına” saygı göstermeye davet ediyoruz…

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
18
2013
0

#diren ADALAR

pr_sivriada
Adalar Ahalisine ve Kamu Aleme;

Adalar İlçesi sınırları içinde Heybeliada’nın bir mahallesi olan Yassıada ve Burgazada’nın bir mahallesi olan Sivriada için, tarihi sit, doğal sit ve arkeolojik sit statüleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kaldırılmıştır.

Yassıada ve Sivriada’nın ‘’imara açılması’’ ile kapımıza dayanan iktidarın hak, hukuk ve sınır tanımayan doğa katliamı ve gasp politikalarına,
Adaların bütünlüğünü bozmaya yönelik bu düzenlemenin zamanla tüm adalarda uygulanması tehdidine,
Konuyla ilgili ve yetkili tek anayasal kurumumuz olan TMMOB’nin özlük haklarının hukuksuz bir biçimde yok sayılmasına,
Yaşam alanlarımıza sorgusuz sualsiz el konulmasına,
Doğayı hiçe sayan barbarlığa, betonlaşmaya, hak gaspına, yağmaya ve hukuksuzluğa karşı

Yelken açıyoruz!

21 Temmuz Pazar günü saat 13.00’da yola çıkıp, takalı, filikalı, motorlu, yelkenli, fenerli, uçurtmalı ve direniş yüklü kervanımızla, ‘’Artık Yeter’’, ‘’Diren Adalar’’ demek için, 15:00’da Sivriada’da buluşuyoruz…

Hep birlikte SİVRİADA FORUMU’nda düşünüyor, konuşuyor, dinliyor, üretiyor… ses veriyoruz !

Program:
Saat 13:00 1. Motor Büyükada kalkış, sırasıyla diğer adalardan katılımcılarla buluşma ve Sivriada seyri.
Saat 13:00 2. Motor Kabataş kalkış, 13:30 Kadıköy’den hareket, kervanla buluşarak Sivriada seyri.
Saat 14:45 Sivriada’ya takribi varış
Saat 15:00 Basın Açıklaması
Saat 15:30 – 17:30 Sivriada Forumu.
Saat 17:30 – 19:00 Çalgı, çengi, performans, uçurtma, piknik vs.
Saat 19:30 – Dönüş

ADALAR FORUMLARI

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
17
2013
0
Tem
16
2013
0

“Ece Ayhan ve İsyan” Başlıklı Forum 20 Temmuz’da Çanakkale’de Gerçekleştirildi.

 

Bkz: https://www.canakkaleicinde.com/ece-ayhan-ve-isyan-temali-forum
-canakkale-halk-bahcesinde-gerceklesti.html

*

    ea-isyan-2013-k

Halk Bahçesi / Çanakkale
20 Temmuz 2013 Saat 18:30

Facebook Etkinlik:
https://www.facebook.com/events/218520854964974/

İktidarın dışında ve karşısında sipsivil bir şair ve etikçi olan Ece Ayhan’ın ana ve mezar kenti Çanakkale’de onun düşünsel mirası etrafında kendisinin deyimiyle ne ‘marj’a, ne ‘birey’e, ne ‘ütopya’ya yer ve zaman bırakılmayan, esas duruşun mülkün temeli olduğu bu kurulu düzende bu kez Gezi’yi, direnişi, isyanı, hal ve gidişi, Ece Ayhan’ın şiirlerinde, düz yazılarında itiraz, red, karşı çıkma, başkaldırı ve isyan temalarını, tüm bunlarla birlikte kendi deneyimlerimizi, düşüncelerimizi, farklı hayat önermelerimizi konuşmak, tartışmak ve paylaşmak için 20 Temmuz Cumartesi günü saat: 18:30’da Halk Bahçesi’nde yan yana geliyoruz. Bu açık davetle katkı sunmak isteyen herkesin katılımını bekliyoruz.

Ece Ayhan Sivil Girişimi
Çanakkale, Temmuz 2013

Tem
16
2013
0

“Vurmayın, öldüm”

page

“Ali İsmail Korkmaz”

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=429154

Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin soruşturmada ortaya çıkan ikinci tanık o gece evinin balkonundan olan biteni izlediğini anlattı.

Radikal Gazetesi’ nden İsmail Saymaz’ın haberine göre; Tanık ifadesinde sokaktan, “Vurmayın, öldüm” sesleri geldiğini, fırıncının müdahale etmeden baktığını anlattı. Sonra 4 sivil ve 3 resmi polisi copla, sivil genci meşe odunuyla gördüğünü belirten tanık, şöyle devam etti:

“Sivil vatandaşın elinde meşe sopası gördüm. Üzerinde dizden aşağısı beyaz şeritli siyah renkli eşofman vardı. Bu sivil vatandaş fırının önünde polislere ‘Siz bize destek olursanız hepsini sinkaf ederiz’ dedi. Polisler ile bu sivil vatandaş oradan gelip geçen vatandaşlara vuruyorlardı. Bu sivil vatandaş yine bağırarak, ‘Bugün 34 kişiyi götürdüm’ diyordu. Yolda gelirken yemin ettim. Yaşım 36, 36 tanesini götüreceğim’ dedi.”

16 Temmuz 2013
Cumhuriyet Gazetesi

Tem
16
2013
0

Bilanço… (Türkiye İnsan Hakları Vakfı)

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/haziran-direnisinde-tutuklu-sayisi-133e-yukseldi-haberi-76468

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Haziran Direnişi’ne ilişkin yayınladığı bilgi notunda direnişin şu ana kadar ki bilançosunu açıkladı. Buna göre şu ana kadar tam 133 direnişçi tutuklandı.

TİHV, “Gezi Parkı Eylemleri Bilgi Notu” başlığıyla bugün bir açıklama yaptı. Açıklamada direnişin bilançosu duyuruldu.

3636 gözaltı, 133 tutuklu
Buna göre tüm Türkiye’de gözaltına alınanların sayısı ise TİHV verilerine göre 3636’ya, tutuklanan kişi sayısı ise 16 Temmuz 2013’te itibariyle 133’e yükseldi.

Eylemler nedeniyle TTB’ye göre 15 Temmuz 2013 tarihi itibariyle 8163 kişi yaralanarak veya kimyasal gazdan etkilenerek hastanelere/gönüllü revirlere başvurdu. TTB’nin web sayfası üzerinden düzenlediği ankete katılan 11 bin 155 kişi kimyasal silah/gösteri kontrol ajanlarına maruz kaldığını belirtti. Direniş sırasında 5 yurttaş hayatını kaybetti.

Gezi Parkı eylemlerine evlerinin balkonundan tencere ve tava ile ses çıkartarak katılan şu ana kadar 10 kişiye “Kabahatlar Kanunu’na muhalefet ettikleri” gerekçesiyle 88’er lira, 9 öğrenciye ise aynı kanundan dolayı 1000’er lira para cezası verildi.

(Kaynak: soL Haber Portalı)

 

Tem
16
2013
0

Haber: “Gezi’de 34 bin hak ihlali”

Gezi Parkı Direnişi sırasında 34 bin 311 kişi telefonla İstanbul Barosu’nun kriz masasına hak ihlali bildirimi yaptı. 44’ü çocuk 1042 kişi gözaltına alındı, 40 kişi tutuklandı.

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=429070

 

Tem
16
2013
0
Tem
14
2013
0

Açık Dergi Söyleşileri: “Yaşarken Yazılan Tarih” (Gürsel Göncü)

Açık Radyo’da yayımlanan 12 Temmuz 2013 tarihli Açık Dergi adlı programda NTV Tarih’in yayın yönetmeni Gürsel Göncü’yle gerçekleştirilen “Yaşarken Yazılan Tarih” başlıklı söyleşi…

Bkz: https://archive.org/download/YasarkenYazilanTarihGurselGoncu10.07.2013/yasarken%20yazilan%20tarih%20-%20Gursel%20Goncu-%2010.07.2013.mp3

Tem
14
2013
0

Bu medya bir harika dostum! (Esra Güven)

Esra Güven’in kaleminden sıkı bir medya eleştirisi yazısı… Okunmalı:
Bkz: https://www.sendika.org/2013/07/bu-medya-bir-harika-dostum-esra-guven/

Tem
14
2013
0

Gezi… Kitapları-1

“Diren Gezi”, Zeki Özkorkmaz, Cumartezleri Yayınları  
https://www.kitapvitrini.com/cumartezleri-yayinlari/
zeki-ozkorkmaz/diren-gezi-9786055193300.htm

“Gezi Günlükleri”, Gamze Erbil, Yazılama Yayınevi
https://www.imge.com.tr/product_info.php?products_id=133285

“Bir Çapulcu’nun Hatıra Defteri”, Erol Hizarcı, Destek Yayınevi
https://www.edebiyathaber.net/gezi-geyikleri-kitap-oldu/

“Gezi Direnişi”, Emre Kongar-Aykut Küçükkaya, Cumhuriyet Kitaplığı
https://www.pen.org.tr/tr/node/1837

Tem
10
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Çağrısı (10 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-10-temmuz-2013

Türkiye tarihinin en önemli yaşam ve demokrasi mücadelelerinden biri olan Gezi Direnişi; her türlü polis şiddetine, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalara, sorumluluklarını üzerinden atmaya çalışan idarecilerin mesnetsiz, yalan beyanlarına karşın dayanışmamızın gücüyle büyümeye devam ediyor.

Maalesef bugün yüreğimizi dağlayan bir kara haber daha aldık. Daha onurlu ve güzel bir dünya için mücadele ederken, Eskişehir’de 2 Haziran’da kimlikleri hala tespit edilmemiş eli sopalılar tarafından yaralanan, 8 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ı bugün (10 Temmuz) kaybettik. Yaşamsal taleplerimizi dillendirdiğimiz bu süreçte altıncı yurttaşımızı yitirdik. Acımız ve öfkemiz çok büyük. Onları asla unutmayacak ve uğrunda hayatlarını kaybettikleri mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Bilindiği üzere 08 Temmuz Pazartesi akşamı, sürdürdüğümüz mücadelenin bir kazanımı olarak, ironik bir biçimde İstanbul Valisi tarafından açıldığı bildirilen Gezi Parkı’na giderken hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Taksim Dayanışması temsilcilerimiz, 48 saatlik yasal gözaltı süresi bitmesine karşın halen savcılığa sevk edilmemişlerdir. Buradan bir kez daha belirtiyoruz; bu mücadele sürecinde gözaltına alınan ve tutuklu bulunan tüm yurttaşlarımız serbest bırakılmalıdır.

Dayanışmamızın bugüne kadar yürüttüğü bütünüyle yasal, meşru, demokratik ve barışçıl mücadeleyi, sokaklar ve meydanlarda polis şiddetiyle bastıramayan iktidar, bileşenlerimizin temsilcilerini gözaltına alarak sürdürdüğü saldırılarına gece yarısı operasyonlarıyla, yani Meclisten geçirdiği torba yasayla bir yenisini daha eklemiştir. Tüm yaşam alanlarımıza ve kamuya dönük yağma politikalarına karşı TMMOB ve odalarının yıllardır yürüttüğü mücadeleyi etkisizleştirme yönünde bir adım daha atmıştır. Taksim Dayanışması bileşenlerimize yönelik bu çok yönlü saldırıları tasarlayanlar ve uygulayanlar şunu bilmelidirler ki dayanışmamız, mücadelesinden geri adım atmayacaktır.

Buradan polis şiddeti, gözaltılar, tutuklamalar ve torba yasalarla mücadelemizi sekteye uğratmaya çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz; Bütün dünyaya örnek olan dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz.

Geçtiğimiz Pazartesi günü gözaltına alınan dayanışma temsilcilerimize adliyeye sevk edildiklerinde destek olmak, tüm gözaltına alınanlar ve tutuklananlara sahip çıkmak için 11 Temmuz Perşembe saat 11.00’den itibaren Çağlayan Adliyesi’nde buluşuyor ve sürecin sonuna kadar bekleyişimizi sürdürüyoruz.

Çünkü haklıyız, çünkü kararlıyız.

TAKSİM DAYANIŞMASI


Tem
10
2013
0

Bilim Akademisi Yönetim Kurulunun Gezi Parkı Olayları ile ilgili Duyurusu (9 Temmuz 2013)

Bkz: https://bilimakademisi.org/node/109

Bilim Akademisi Yönetim Kurulu olarak Mayıs sonunda İstanbul’da,  Gezi parkında başlayan ve ülkenin dört bir yanına yayılan protesto gösterileriyle ilgili gelişmelerde toplanma ve ifade özgürlüğü, bilgi edinme ve bilgiye dayanan karar ve politikalar yürütülmesi konularında önemli sorunlar görüyoruz. 

Hükümetin uzman görüşlerini dikkate almayan, eleştiriye kapalı, farklı duruşlara karşı tahammülsüz ve saldırgan bir yaklaşımla karar almaktaki ısrarlı yaklaşımının barış ve demokrasinin koruması açısından ne ölçüde sorunlu bir nitelik taşıdığı açıkça görüldü.  Durumu bu açıdan kaygıyla izliyoruz.

Bugün geniş kitlelerin karşı çıktığı bu siyaset yapma biçimi, akademik çalışma ortamını da fevkalade endişe verici bir biçimde etkiliyor. Tutuklu öğrencilerin sayısının giderek arttığı,  çalışmaları veya siyasi duruşları yüzünden uygulanmakta olan politikalara ters düşen akademisyenlerin üniversitelerinin dışından veya içinden gelen uyarılara ve soruşturma tehditlerine maruz kaldığı, bilimsel çalışmaları destekleyen kurumların bazı projeleri bilim dışı gerekçelerle reddettiği bir ortamda,  bilim için gereken akademik özgürlüğün korunması giderek güçleşiyor.

 Bilim insanları, meslektaşlarının geliştirilmiş oldukları kuram ve yöntemler  temelinde, varolan kuram ve yöntemleri sorgulamayı ve eleştirmeyi sürdürerek çalışırlar. Varolan bilgi birikimine saygı ve eleştiriye açık olma gerekliliği, birlikte, bilimsel gelişmenin olmazsa olmaz koşulunu oluştururlar. Dünya ile ilgili bilginin ancak dünyayı gözleyerek doğrulanabileceği veya yanlışlanabileceği ilkesi bilim için olduğu kadar sağlıklı demokratik bir toplumun işleyişi için de esastır. Bilim insanları olarak, karşı karşıya bulunduğumuz ideolojik ve siyasi müdahalelerin, uğraşımızı sağlıklı bir biçimde sürdürmemizi engelleyecek bir nitelik almaya başlamasından duyduğumuz kaygıyı ifade etmek ihtiyacını hissediyoruz.

9 Temmuz 2013

Bilim Akademisi Derneği Yönetim Kurulu  

Tem
10
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Kamuoyu Çağrısı (9 Temmuz 2013, 21:03)

Taksim Dayanışması’nın Çağrısı (9 Temmuz 2013, 21:03)

Basına ve Kamuoyuna çağrımızdır,

08 Temmuz Pazartesi günü; İstanbul Valisi’nin Gezi Parkı’nın halka açıldığı beyanı üzerine Dayanışmamız, halkımızla birlikte aylardır sürdürdüğü meşru ve haklı mücadelesi sonucu kazandığı Parkı’na gitmek istemiş ancak yine polisin olağanlaşan şiddeti ile karşı karşıya kalınmıştır.

Gelişmeleri ve gözaltlılara dair açıklamalarımızı dün gece bu sabah kamuoyuna duyurduk. Şunu baştan belirtmek isteriz ki; Taksim Dayanışması taleplerinden ve kararlılığından vazgeçmeyecektir.

Dayanışmamızın 09 Temmuz Salı günü yaptığı toplantı notlarını basın ve kamuoyu ile paylaşıyor ve dayanışmaya yapılan saldırı, gözaltılar ve sonrasında yaşanan hukuksuzluğa karşı mücadelemizi halkımızla birlikte sonuna kadar sürdüreceğimizi duyuruyoruz.

1- Bu mücadele sürecinde gözaltına alınan ve tutuklu bulunan tüm yurttaşlarımızın serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

2- Gözaltında olan Dayanışma temsilcilerimizden ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinden Mimar Mücella Yapıcı’nın ev araması; savcı olmadan, atılı suçlama ve ne arandığına dair hiçbir bilgi olmadan yapılmaktadır. Hukuksuzluğa itiraz eden avukatlar ise çevik kuvvet çağrılacağı tehditlerine maruz kalmışlardır. Dayanışma bileşenlerimizden İstanbul Tabipler Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek ve Haluk Ağabeyoğlu’nun evlerinde de bu hukuksuz aramaların devam ettiği bilgilerini almaktayız. Basın emekçilerini bu hukuksuzluğu teşhir etmeye ve halkımızı bilgilendirmeye davet ediyoruz.

3- Taksim Dayanışması yalnız değildir. 09 Temmuz 2013 Salı akşamı yurdun ve İstanbul’un dört bir yanında gerçekleşecek forum ve etkinliklerde Dayanışmaya yapılan hukuksuz müdahale halkımızdan hak ettiği cevabı bulacaktır.

4- Saat ve günü daha sonra belirtilmek üzere, Dayanışma temsilcilerimiz adliyeye sevk edildiklerinde halkımızı birlikte durmaya ve tüm gözaltına alınan ve tutuklananlara sahip çıkmaya çağırıyoruz.

5- Dayanışmamızın hem bileşenleri hem de etkinlikleri bütünüyle yasal, meşru, Anayasa dâhilinde ve barışçı niteliktedir. Bu süre içinde haklarımızı kullanmamızı hukuksuz ve zorla engelleyen, kamuoyunu yanıltan, halka şiddet uygulayan bütün kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız.

6- Bu süreç içinde yaptığımız bütün etkinlikleri halkımızla birlikte milyonlar olarak sahipleniyoruz. Eğer parkların, meydanların, kamusal alanların halka açılmasını istemek suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. Halka uygulanan şiddetin durdurulmasını istemek suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. Başta toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olmak üzere, Anayasal haklarımızı kullanmak suç ise kendimizi ihbar ediyoruz.

7- Öte yandan, önce masa/sandalye terörü, arkasından inşaat ve kepçelerle ve arkasından polis saldırıları sonucu oluşan Taksim Esnafı’nın mağduriyetinden doğrudan ve açık olarak siyasi iktidar ve onun kamu görevlilerinin suçlu ve sorumlu olduklarını ilan ediyoruz.

8- Beş yurttaşımızın hayatını kaybetmesinden, binlerce insanın yaralanmasından, onlarcasının kalıcı sakatlıklarla karşı karşıya kalmasından doğrudan ve açık olarak siyasi iktidar ve onun kamu görevlilerinin suçlu ve sorumlu olduklarını ilan ediyoruz.

Biz haklı, demokratik ve meşru taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz. Gözaltına alıp yargılamaya çalıştığınız Dayanışma Temsilcileri değil, Anayasanın ve uluslararası insan hakları sözleşmelerinin tanıdığı haklar ve özgürlüklerdir. Haklarımız, özgürlüklerimiz ve dayanışmamızdan vazgeçmeyeceğiz. Dayanışma Temsilcilerimizin yanında halkımızla birlikte Çağlayan’da olacağız.

TAKSİM DAYANIŞMASI
Bkz:
https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-acil-cagrimizdir-08-temmuz-2013

Tem
09
2013
0

“Aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz.” (9 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-9-temmuz-2013
Taksim Dayanışması’nın 9 Temmuz 2013 tarihli basın açıklaması aşağıdadır:

Artık aklın, vicdanın, hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz.

Yaklaşık bir buçuk aydır, tüm polis şiddetine, gözaltılara, her türlü baskıya, karalamaya, yalan ve dolana karşı sürdürülen haklı, meşru ve kararlı mücadelemiz sonucunda Gezi Parkı’nın Park olarak kalmasını sağlayanlar, Vali tarafından seremoniyle açılan parka gitmek isterlerken tamamen hukuksuz bir şekilde engellenmiştir. 8 Temmuz Pazartesi akşamı hiçbir uyarı olmadan, İstiklal Caddesi girişinde emniyet güçleri tarafından halkımıza, yine gaz, su, plastik mermi ile saldırılmış ve Taksim Dayanışmasını oluşturan emek/meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilci ve yöneticileri de olmak üzere birçok arkadaşımız, yine valinin talimatıyla ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmıştır. Hukuk ve yargı kararları, yok sayılmak suretiyle suç işlenmiştir.

Taksim Dayanışması olarak polisin saldırısını ve gözaltıları şiddetle kınıyor; Acilen dün ve daha önceki günlerde keyfi ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan vatandaşlarımızın, haklarında hiçbir hukuki işlem yapılmadan serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Günlerdir acizlik içerisinde bu kenti polis şiddeti marifetiyle idare etmeye çalışanlar artık halka yalan söylemeyi bıraksınlar. Yarattıkları her türlü bilgi kirliliğine, karalamaya, iftiraya karşı gerçekler apaçık ortadadır. Buradan tekrar iktidara, bu kentin idarecilerine sesleniyor ve hatırlatıyoruz;

“Gezi Parkı” sizlerin doğa, bilim ve demokrasi karşıtı, rantçı projelerinize karşı halkın, kullandığınız her türlü insafsız şiddetinize rağmen, kararlı ve onurlu mücadelesi ile Park olarak kalmıştır. Orayı var eden de, güzelleştiren de sizler değil, halkın ta kendisidir.

Bu mücadelede maalesef yaralılarımız ve can kayıplarımız vardır ve bu durum sizlerin kolluk kuvvetlerinizin akıl almaz, vicdana sığmaz şiddeti sonucu olmuştur. Dün eli palalılar bugün sokaklarda rahat rahat gezerken, hayatında hiç kimseyi incitmemiş arkadaşlarımız gözaltına alınmaktadır. Sorumluların hiçbiri bugüne kadar hesap vermemiştir. Aksine bu şiddetin gerçek sorumlularını “aklama” yarışına girilmiştir. Tüm Türkiye ve Dünya şunu görmüştür ki, 28 Mayıs’tan bu yana yaşanan bu süreçte, polisin olmadığı günlerde Gezi Parkı ve Taksim’de halkımız dayanışmanın, kardeşliğin, yaratıcılığın, barışın ve demokrasinin en güzel örneklerini sergilemiş, insanların geleceğe dair umutlarını yeşertmiştir. Yurdumuzun dört bir yanında parklarımız ve meydanlarımızda kendiliğinden yeşeren ve ortak irademizi oluşturmak için gerçekleştirilen forumlar; kendi hayatlarımızın kaderini hep birlikte kendimizin belirleyeceği, Türkiye’de gerçek bir demokrasinin inşasına dair hepimize ışık olmuştur. Eğer halen daha Valinin kendisi ile birlikte, tüm bu şiddet ve karanlığın sorumluları Taksim Dayanışmasının bu ısrarlı ve meşru duruşunu anlayamıyor ise söylenebilecek çok fazla şey kalmamıştır.

Taksim Dayanışması bileşenleri ve Gezi Parkı sürecinde Taksim Dayanışması’na destek veren tüm yurttaşlarımızca sürdürülen mücadelenin haklılığı kamuoyunda, yargıda ve diğer tüm alanlarda defalarca kanıtlanmıştır. Her türlü baskı, engelleme, karalama ve zorbalık bizleri, mücadelemizden bir adım bile olsa geriye düşürmeyecek, dayanışmamızı yıldıramayacaktır. Taleplerimizin yani polisin ve idarecilerin ısrarla çiğnedikleri Anayasal haklarımızın takipçisiyiz. Emek, alınteri ve acı ile elde ettiğimiz kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bugün ve bundan sonra, yaşam alanlarımıza dair söz söyleme hakkımız için burada ve her yerde olmaya devam edeceğiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
08
2013
0

Online: “Yaşarken Yazılan Tarih” Özel Sayısı

Bkz: https://www.yasarkenyazilantarih.com

Bkz: https://www.yasarkenyazilantarih.com

NTV Tarih’in kapatılmasına neden olan Gezi direnişi sayısı, https://www.yasarkenyazilantarih.com sitesinden yayınlandı. Yaşarken Yazılan Tarih, derginin Gezi direnişini kapsamlı şekilde ele aldığı sayısının kapak konusu olarak belirlenmişti…

Tem
08
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması: “Forumların ışığını bugün saat 19.00’da Gezi Parkı’na taşıyoruz!” (8 Temmuz 2013)

Bkz: https://www.sendika.org/2013/07/madem-halka-aciliyor-pazartesi
-19-00da-taksimde-bulusuyoruz/

Bkz: https://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/taksim-dayanismasi-bugun-saat
-1900da-gezi-parkinda-bulusuyoruz-haberi-75990

Forumların ışığını Gezi Parkı’na taşıyoruz!

“Anayasa Madde 34. – Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

6 Temmuz 2013 Cumartesi günü; Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek; parkımızın açılmasını sağlamak için güle oynaya Taksim’de buluşmaya çalışan yurttaşlarımız yine iktidarın hukuksuz, acımasız şiddet ve saldırısına maruz kalmıştır.

Aylardır bu acımasız şiddet ortamında, bazen işe yaramayacağını bile bile asli görevlerini yapmaya çalışan basın emekçileri de yine bizlerle birlikte bu olağanüstü şiddete maruz kaldılar.

Bütün bunların ötesinde yolda gaz ve TOMA saldırısından kaçmaya çalışan, kendilerini koruyacak malzemeleri bile bulunmayan insanlara, polisin gözünün önünde palalarla saldırıldı. Palalarıyla saldıranlara, polis ses çıkarmazken, önce gözaltına alındıkları açıklandı, bugün ise serbest bırakıldıklarını öğrendik. Bunun yanında tanığız ki; sadece en doğal yaşamsal ve anayasal haklarını kullanmak ve meydanında toplanmak isteyen yurttaşlarımıza değil; kendini korumak için apartmanlara, işyerlerine sığınanlara da binalardan içeriye gaz atılarak şiddet ve apar topar gözaltılar gerçekleştirildi.

Soruyoruz; hangi sebeple ve ne uğruna bu şiddet gerçekleştirildi?

Oysa ki ilk günden bu yana taleplerimiz son derece haklı, yasal ve açıktır. Bu taleplerimizden Gezi Parkı’ndaki Topçu Kışlası’nın inşasını da içeren planlar hakkında, parkımıza ve yaşam alanımıza daha fazla zarar vermeden iptal kararının alınması; Tüm Ülkede yaşanan barış, kardeşlik ve dayanışma ruhu, meydanlarda, parklarda, sokaklarda, evlerimizde bilgisayarlarımızın başında verdiğimiz haklı mücadelenin kazanımlarıdır.

Ancak verdikleri mücadele sırasında beş yurttaşımızın ölümü, binlerce insanın yaralanması, kör olması, gözaltına alınması, tutuklanması ve hergün bunlara yenilerinin eklenmesi nedeniyle yüreklerimiz dağlanmaktadır.

Yaşamsal diğer taleplerimizin hiçbirisi yerine getirilmemiştir. Her geçen gün yaşadıklarımızla bu taleplerimizin haklılığı ve önemi yeniden kanıtlanmaktadır. Biliyoruz ki bütün bu şiddetin sorumluları, haklılığımız karşısında büyük bir acz ve telaş içindedir. Bu nedenle de esasen halka kapatılması suç olan parkın açılış seremonileriyle toplumun gözünü boyamaya çalışmaktadırlar. Parkımız bize kapatılmışken, kentin yöneticileri yerine ironik bir şekilde valinin bu açılışı duyurması, yapılan ve yapılacak tüm temsili gösteriler, bu acizliğin hukuksuzluğunu da derinleştirmektedir.

Bizler 08.07.2013 Pazartesi günü saat 19.00’da kendiliğinden yeşererek yalnızca İstanbul’a değil tüm Türkiye’ye bir demokrasi örneği olarak yayılan forumlarımızın ışığını Gezi Parkı’na da taşımaya kararlıyız. Bütün dünyaya örnek olan Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz.

Çünkü haklıyız, çünkü kararlıyız.

Her yer Taksim, her yer direniş!

TAKSİM DAYANIŞMASI

Tem
07
2013
0

Taksim Dayanışması: “Artık Yeter! Aralıksız ve Israrla Sürdürülen Polis Şiddetini Kınıyoruz!” (7 Temmuz 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/artik-yeter-araliksiz-ve-israrla-surdurulen-polis-siddetini-kiniyoruz

6 Haziran 2013 Cumartesi günü; Gezi Parkı’nı halka kapatanlara, Taksim Meydanı ve Gezi Parkını kimliksizleştirme, insansızlaştırma ve betonlaştırma planlarının iptaline yönelik mahkeme kararını elden tebliğ etmek; parkımızın açılmasını sağlamak için güle oynaya Taksim’de buluşmaya çalışan yurttaşlarımız yine iktidarın hukuksuz, acımasız  şiddet ve saldırısına maruz kalmıştır.

Polisin ortada herhangi bir gerekçe olmadan, tek niyeti kamusal alanlarımız olan meydanda parkta buluşmak olan yurttaşlarımıza karşı uyguladığı şiddet 28 Mayıs’tan beri sürdürülen şiddet politikalarının değişmediğini, şiddetin ısrarla sürdürülmek istendiğini göstermektedir.

Gezi Parkı’nın bir gün sonra açılacağını duyurarak tek niyeti parka gitmek olan yurttaşlarımızı engellemek için Polis Şiddetini bir kez daha güvenliğini sağlamakla yükümlü olduğu halka karşı kullananlar dün yaşananların tek sorumlusudur.

Taksim’de polis tarafından, barış içinde Taksim Gezi Parkı’na gitme talebindeki insanlara yapılan acımasız ve insanlık dışı müdahaleyi ve gün boyu devam eden gözaltı şiddetini kınıyoruz.

Ne medya karartmaları, ne hükümetin keyfi ve hukuk tanımaz uygulamaları ne de bizi birbirimizden koparmayı amaçlayan tutuklamalar, gözaltılar, asılsız karalama kampanyaları içerisinde bulunduğumuz dayanışmayı sonlandıramayacaktır.

Bütün dünyaya örnek olan Dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz.

TAKSİM DAYANIŞMASI

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com