(…)sevdamız / büyüyor omuzlarımızda(…)
birgün girsek biz mezara/ gözümüz kalmaz arkada
evlâdıma miras bu sevda! (…)
HAKLIYIZ, KAZANACAĞIZ!
Tüm Renkler Hızla Kirlendi Masumiyet Sarı-Laciverte Kaldı
Uğradığımız büyük haksızlık ve saldırı karşısında tüm Fenerbahçeliler gibi biz de 3 Temmuz’da derin bir acı ve üzüntü yaşadık. Okuduğumuz kitapları kavrayamaz, hazırladığımız makaleler üzerinde kalem oynatamaz, yediğimizden-içtiğimizden haz alamaz hale geldik. Ama o gün, dünyanın dört bir yanında sarı-lacivert renklere gönül verenler gibi Fenerbahçe’yi ne kadar çok sevdiğimizi daha iyi anladık.
Zaman içerisinde Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının sergilediği sağlam duruş, öfkemizi umuda dönüştürdü. “60 yaşındayım ben yatarım. Yeter ki Fenerbahçe aklansın” sözlerinde cisimleşen vakur tutum, bu badireden daha güçlü, daha kararlı, daha kenetlenmiş bir biçimde çıkacağımıza olan inancımızı pekiştirdi.
7 düvelin değil 17 düvelin bile gücü sahada yetmeyince, kurumlaşma hamlemize ufukları dar gelince, komplolarla Fenerbahçelilerin emeğini, futbolcularımızın alın terini çalmak, “bizi kör kuyularda Fenersiz koymak” istediler. Ama bu oyunlara pabuç bırakmayacağımıza, geçen yılın “5 dalda 5 şampiyonluk” başarısına 2012′de 6. bir şampiyonluğu, hukuk alanındaki zaferimizi de ekleyeceğimize inanıyoruz.
Suskun bırakılmış bir toplumda, takımımıza, yöneticilerimize sahip çıkarken, aynı zamanda bu ülkedeki tüm haksızlıklara, adaletsizliklere, hukuksuzluklara karşı da anlamlı bir tutum sergilediğimize, tüm altta kalanların sesi olarak sadece Fenerbahçelilik değil, aynı zamanda yurttaşlık görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Fenerbahçe Başkanı da omurgalı savunmasında, özel yetkili mahkemeleri teşhir ederken, iddianamenin hukuksuzluğunu, mesnetsizliğini gözler önüne sererken, sorgulamadaki insan haklarına ziyan yöntemlere mercek tutarken, bir kısım medyanın meslek ahlakının nasıl yerlerde süründüğüne dikkat çekerken, belki de onca yıl Fenerbahçe’ye yaptığı hizmetin daha fazlasını bir kertede bu ülkeye yapmıştır. Bu vesileyle milyonlarca kişinin hukuk ve adalet sistemi üzerine tekrar düşünmesini, diğer davaları da kuşkucu bir gözle sorgulamasını, bazı çevrelerin nasırına basanların nasıl da kolaylıkla örgüt liderliğiyle/üyeliğiyle suçlanabileceğini ibretle izlemesini sağlamıştır. Bu savunma bizlere onur katarken, sorumluluğumuzu da artırdı. Keza, dümen suyunda gidenlerin de, 9 değil 19 kusurlu hareketi ifa etseler dahi nasıl cezasız kalabileceği gözler önüne serildi. Akıl, vicdan, hakkaniyet duyguları bazı “renklere” ve çokbilmiş zihinlere hitap etmiyorsa, o da Fenerbahçelilerin suçu değil. Artık birilerinin futbolun yalnızca Fenerbahçe düşmanlığı olmadığını öğrenmesi gerekiyor.
Diplomalarımızın fazlalığına kimse bakmasın, bizim de sevinç ve hüzün pusulamız Fener’e ayarlı, yüreğimiz sarı-lacivert çubukluyla bezeli. Bizler de 3 Temmuz’dan sonra, “sevdamıza kimsenin engel olamayacağını” daha iyi anlayanlardanız. İleride aşk cümlelerinin,“biz seversek Fenerli gibi severiz” biçiminde kurulacağı bilinciyle, Topuk Yaylası’nda, Bağdat Caddesi’nde, Silivri’de, Çağlayan’da, Papazın Çayırı’nda olduğu gibi, her daim sevdamızın peşinden gideceğimizi dosta düşmana ilan ediyor, bu haklı ve anlamlı kavgada Fenerbahçe’nin daima yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
Eski günlerdeki gibi, düşman çatlatmak için bir kez daha: Ya Ya Ya Şa Şa Şa Fenerbahçe Çok Yaşa!
(Not: imzalar alfabetik sıraya göredir.)
Doç. Dr. Ali Yılmaz, Dr. Arzu Kader Harmancı, Öğr. Gör. Dr. Ata Özdemirci, Prof. Dr. Aydın Gürel, Prof. Dr. Aziz Konukman, Doç. Dr. Beril Durmuş, Dr. Bilge Gürsoy, Doç. Dr. Burak S. Gülboy, Prof. Dr. Bülent Kozanoğlu, Prof. Dr. Cengiz Yılmaz, Öğr. Gör. Dr. Ceyda Aysuna, Yrd. Doç.Dr. Cüneyt Bozer, Dr. Derya Kömürcü, Y. Doç. Dr. Değer Eryar, Prof. Dr. Dilek Çetindamar Kozanoğlu, Prof. Dr. Emine Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Ercan Eyüboğlu, Prof. Dr. Erinç Yeldan, Yrd. Doç. Dr. Erdal Yılmaz, Öğr. Gör. Erden Kosova, Prof. Dr. Fatih Özçelik, Y. Doç. Dr. Funda Sibel Pala, Y. Doç. Dr. Gökçer Özgür, Y. Doç. Dr. Hakan Güneş, Doç. Dr. Hakan Yıldırım, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Öğr. Gör. Hüsnü Karagözoğlu, Öğr. Gör. Dr. İhsan Yiğit, Y. Doç. Dr. İlkay Boduroğlu, Y. Doç. Dr. İlker Aktükün, Y. Doç. Dr. İsmet Akça, Doç. Dr. Levent Ürer, Öğr. Gör. Mahmut Koyuncu, Prof. Dr. Mehmet Özkan, Doç. Dr. Mustafa Kaplan, Prof. Dr. Nalan Ölmezoğulları, Prof. Dr. Nezih Dağdeviren, Öğr. Gör. Dr. Nihan Yıldırım, Prof. Dr. Osman Koptagel, Prof. Dr. Osman İnci, Prof. Dr. Osman Zaim, Ar. Gör. Ozan Bakır, Prof. Dr. Özer Pala, Y. Doç. Dr. Özgür Bor, Y. Doç. Dr. Özgür Orhangazi, Doç. Dr. Selman Çıkmaz, Doç. Dr. Sevgi Uçan Çubukçu, Y. Doç. Dr. Sevinç Peker, Y. Doç. Dr. Sezai Temelli, Ar. Gör. Sırrı Emrah Üçer, Dr. Sibel Aydoğan, Prof. Dr. Sinan Sönmez, Y. Doç. Dr. Şakir Erdem, Öğr. Gör. Süreyya Evren Türkeli, Öğr. Gör. Tevfik Peker, Tevfik Kızgınkaya, Dr. Uğur Altuğ, Prof. Dr. Ümit Özlale, Öğr. Gör. Dr. Volkan Türker, Öğr. Gör. Dr. Yıldırım Ercan Çalış, Dr. Y. Doğan Çetinkaya, Y. Doç. Dr. Zahide Ayyıldız, Arş. Zafer Yalçınpınar, Ok. Zerrin Özlale
Kaynak: www.vamosbien.org