Eyl
14
2013
0

Önemli Duyuru: “Evvel Fanzin ve taifesi Bienal’e -ve Bienal’le ilgili carta curta filan- açık açık karşıdır/kapalıdır.”

bienal

BirGün Gazetesi’nden… (2007)

*

ÖNEMLİ DUYURUDUR!

Son bir-iki gündür “Evvel Fanzin taifesi İstanbul Bienali’yle neden ilgilenmiyor?” şeklinde abuk subuk, cart curt sorular geliyor. Kimse kusura bakmasın: 2007’den bu yana Bienal’e ve böylesi organizasyonlara “açık açık karşıyız/kapalıyız!”

Karşıtlığımızın nedenleri aşağıdaki bağlantılardan okunabilir:

2013:
1-https://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/13-uluslararasi-istanbul-bienali-protestolari-gezi-direnisi-ve-sinik-metinler-devrim-bi
2-https://evvel.org/sahte-katarsis

2011‘le hiç ilgilenmemişiz zaten :)

2009:
https://evvel.org/brecht-ayna-bahcesinden-neyi-kurtarabilir-cavit-mukaddes

2007:
1-https://evvel.org/iyimserlik-kurbanligi
2-https://evvel.org/kitap-bir-bienal-bir-bilanco

*


bienalkap

“Bir Bienal Bir Bilanço”
Hazırlayan: Cavit Mukaddes
Çekirdek Sanat Yayınları, 2007

Yazarlar; Rafet Arslan, Nazan Azeri, Erkan Doğanay, Müfit İşler, Ekrem Kahraman, Cavit Mukaddes, Özcan Türkmen, Zafer Yalçınpınar, Feyyaz Yaman

Eyl
14
2013
0

Kör Yürüyüş (Z. Yalçınpınar)

2009’da kaleme alınan önemli bir şiirdir:

KÖR YÜRÜYÜŞ

körler ülkesinde
bir su yolunda
gözler
im
iz
kapalı
yürüyoruz
ucuca birleşik adımlar
ve gökyüzüne kalkan kuşlar:

“ardıardınaiçilmişbinsigaranınbirbirinedağlanışıgibi
körler alfabesiyle yazılmış bir şiirdi
büyük ve açık bir kalbe benzeyen
avuçlarımıza ilişti”

karanlığı kucaklamayı öğrendik böylece
kanatlandık yürüdükçe
seyirciler yok oldu hiç olmadıkları kadar
kulaklarımız da ceplerimizden çıkmış
tüm fısıltılar ve tıkırtılar yere atılmış
yürüdük kendimize

sonra açtık gözlerimizi gökyüzüne
dişlerimizi sıka sıka:

“Hürya!”

10 Aralık 2009
Zafer Yalçınpınar

 

Hamiş: Yalçınpınar’ın diğer şiirlerine https://zaferyalcinpinar.com/siir.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
14
2013
0

Tamer Temel’in “Bir Kedi Kara” adlı Caz Cümlesi Hakkında…

ba

Tamer Temel‘in “Bir Kedi Kara” adlı caz projesi yayımlandı… Ece Ayhan’ın “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı efsanevi şiir kitabındaki imgelemin -imgesel alan derinliğinin- “haklı çağrışımları” yavaş yavaş ve doğru bağlamlarla sıkı mecralara akıyor. Böylelikle Ece Ayhan’ın imlediği şiirsel alan derinliği “yeniden, yeniden, yeniden” -ve “gördüm, gördüm, gördüm” tümcesiyle birlikte- genişliyor. Birilerinin (sıkı ve sahici bir şairin, Ece’nin!) “60”lı yıllardan günümüze uzanan bir “poetika”yı önceden “sezebilmiş” olması, beni, içinde bulunduğumuz  şu “inanılmaz imkânsız” çevrimsel dönemde çok heyecanlandırıyor. Kısacası, Tamer Temel’in caz projesi, Ece Ayhan’ın poetikasına yönseyecek sahici ve sıkı bir proje! St. Louis çevresinde takılan “Chris King” ve “Poetry Scores” adlı Amerikan şiir taifesinin projeleri (2008: https://evvel.org/ece-ayhan-amerikan-sokaklarinda-da-dolasiyor) ve “Blind Cat Black” adlı zombi filminin Türkiye Gösterimi gibi… (2010: https://zaferyalcinpinar.com/bcbbulten.pdf )

Cazcı Tamer Temel’in “Bir Kedi Kara” adlı “caz projesi albümü”nün tanıtım videosuna https://www.youtube.com/watch?v=uaOIItCLRW4 adresinden ulaşabilirsiniz.

Sahicilikle
Zy

Tamer Temel: saksafon
Serkan Özyılmaz: piyano
Cem Aksel: davul
Volkan Topakoğlu: kontrbas
Eylül Biçer: gitar
Kenny Wollesen: vibrafon

*

1. Hamiş: Her şeyden ayrı olarak; Cem Aksel’in albümdeki davul cümleleriyle özel olarak ilgileniyorum… 2007’de yazdığım ve “Meydansız” adlı kitabımda yer alan şu şiir nedeniyle;


“Ece Ayhan” için bir davul cümlesi


Hi-Hat, Trampet ya da “Gece”:

mürekkep gece denizine bakarak
kolaçan ediyor geceyi dümdüz
bakışsız bir kedidir kara gece
ve ece
havada karada denizde…
-sus-
iki gece yüz yüze


Cowbell ya da “Ecel”:

ecel ecel ecel
-sus-
yüksek ecel kaldırımdan ecel zarlarını ecel atar ecel adımını
ecel adını ecel sarkıtıp ecel Karaköy’de ecel tutar ecel zarları
-sus-
düşeş gelir ecel


Alto Tom;

ya da atak
“geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk”


Ziller ya da “Biz”:

“korkuturuz
bizzzzz bir şairi şiir yazsın için ölümle
korkuturuz”


Tom tom:

“dom!”

 

27 Ocak 2007 – Erenköyü
Zafer Yalçınpınar

 

2. Hamiş: Tamer Temel’in albümünü E V V E L’e haber veren -kardeşim- Barış Yarsel‘e çok teşekkür ederim.

3. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden, “Caz” başlıklı ilgilerin tümüne ise https://evvel.org/ilgi/caz-cumlesi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
14
2013
0

“İlhan Berk İlgileri Facebook Sayfası” yeniden yayında…

ibface

İlhan Berk (Uzun Bir Adam) için E V V E L fanzin ilgileri kapsamında “yeni”den yola çıktık. Hem yalnızız, hem değiliz. “İlhan Berk (Uzun Bir Adam)” adlı Facebook Sayfası “yeni”den ve şu “ân” yayında…

Bkz: https://www.facebook.com/2.YeniIlhanBerk

Eyl
13
2013
0

Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi devrediliyor!

rahmi3

Heybeliada’da bulunan Hüseyin Rahmi Gürpınar Müze binası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) devrediliyor!

Ayrıntılar için bkz: https://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/huseyin-rahmi-gurpinar-muzesi-ibbye-devrediliyor-haberi-79562

Eyl
08
2013
0

“Yavuz Çetin Tribute Album” ve “Yavuzcan Çetin: Babam beni görse gurur duyardı.”

Yavuz Çetin’in oğlu Yavuzcan Çetin önemli bir söyleşi vermiş…
Bkz: https://www.sabah.com.tr/Pazar/2012/05/06/babam-beni-gorse-gurur-duyardi

Ayrıca Aralık 2013’te çıkacak olan “Yavuz Çetin Tribute Album” de müjdeleniyor…

BTRObHVCUAAM0qB.jpg large

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Yavuz Çetin” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/yavuz-cetin adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
08
2013
0

Adalar’da Rantsal Tehlikeler…

Heybeliadalılar Sanatoryuma sahip çıkıyor…
Bkz: https://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/
heybeliadalilar-sanatoryuma-sahip-cikiyor-haberi-79279

heybeliada_13541

*

Bozcaada da tehlikede!
bkz: https://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/
bozcaada-da-tehlikede-haberi-79233

bozcaadaic

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
08
2013
0

Mermer Adası’nda İnat: “rengârenk hayat”

adamerdiven

Marmara Adası
Postahane Bölgesi

Ağustos, 2013

Foto: Zy

*

adamerdiven2

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
07
2013
0

Mermer Adası’nda Mermer Heykeller

mermerheykel6

Mermer (Marmara) Adası’nda yer alan Saraylar beldesi ve mermer ocakları, iyi kristalleşmiş özel mermeriyle (bkz: https://www.maden.org.tr/resimler/ekler/145.pdf )  Türkiye’nin mermer ihtiyacının %20’sini karşılıyor… Belde, ismini, Roma döneminden günümüze kadar inşa edilen -deniz aşırı- saraylara mermer sağlaması nedeniyle “Saraylar” olarak almış.

mermerheykel2

Saraylar beldesini, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nün yürüttüğü bir proje kapsamında öğrenciler tarafından icra edilen mermer heykeller süslüyor.

mermerheykel1

*

Mermer (Marmara) Adası, Saraylar beldesinde yer alan
mermer heykellerin birçoğunun görüntüsüne -pdf dosyası biçeminde-
https://zaferyalcinpinar.com/mermeradasindaheykeller.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

*

mermerheykel4

Türkiye’nin ilk mermer üretim fabrikası “Mermer Taş” 1912 yılında marmara adasında kurulmuş ve 60’lı yıllara kadar üretime devam etmiş. Beldede antik mermer işçiliği örneklerinden oluşan bir de açıkhava müzesi bulunuyor. Bu garip ve mistik müze, 1972’de derlenmiş…

mermerheykel5

mermerheykel3

Fotoğraflar: Zy

*

Mermer (Marmara) Adası, Saraylar beldesinde yer alan mermer heykellerin
birçoğunun görüntüsüne -pdf dosyası biçeminde- https://zaferyalcinpinar.com/mermeradasindaheykeller.pdf  adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
06
2013
0

“Librairie de Péra kitabevi yaşayacak”

fft64_mf1631056

Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/
librairie_de_pra_kitabevi_yasayacak-1149345

Pazartesi günü kapılarını kapatmak zoruda kalan İstanbul’un en eski kitabevi Librairie de Péra için umut doğdu. Kitapevinin de bulunduğu binanın ihalesini alan dört ortaktan Ali Tanrıkulu iki yıl sürmesi planlanan restorasyon çalışmasının ardından, teknik bir aksaklık çıkmazsa Librairie de Péra’yı aynı isimle yaşatmak istediklerini söyledi. Binanın bir bütün olarak kiralandığını söyleyen Tanrıkulu, kitapçının içinde bulunduğu kısmın düzenlemenin ardından yeniden açılması taraftarı olduklarını belirtti. Bu konuda nihai kararın ise Kültür Bakanlığı ve Vakıflar Müdürlüğü’ne ait olacağını dile getiren Tanrıkulu binayı boşaltma işinin bakanlıkça yürütüldüğünü aktardı. Librairie de Péra’nın akıbeti ne olacak sorusuna ise eğer prensipte anlaşılırsa dükkânı yine Uğur Güracar’a kiralamayı istedikleri cevabını veren Tanrıkulu, talep edilecek kira miktarının sorun olmayacağını ifade etti. Anlaşmanın sağlanamama durumunda ise “Aynı konseptle ve aynı isimle mekânı yaşatmak istiyoruz” diyen Tanrıkulu burada kararın Vakıflar Müdürlüğü, içinde bulunduğu ortaklık ve Librairie de Péra’nın sahibi Uğur Güracar’a bağlı olduğunu söylüyor. Tanrıkulu’nun Librairie de Péra’nın restorasyon sonrası yeniden açılacağını taahhüdünün ardından görüşlerine başvurduğumuz Uğur Güracar ise “Yaptığım işin karşılayabileceği fiyat verilirse muhteşem olur tabi” cevabını verdi.

Radikal Gazetesi, Hülya Avtan
5 Eylül 2013

Eyl
06
2013
0

Paul Verlaine’in cenazesinde çalınan şemsiyeler…

“(…)Bibi-la-Purée takma adını alacak olan André-Joseph Salis, tam doğum tarihi bilinmese de, 19.yy ortalarında doğar ve 1903′de ölür. Paris’te sokaklarda yaşar. Pabuçları boyar, parlatır, çiçek ya da kitap satar, bazen “sakal peşinde koşar.” Tamamen kente ait, şehrin genişleyen kaldırımlarıyla bütünleşen bir karakterdir. Çoğunlukla Montmarte ve Latin Quarter’da takılır. Etrafın verdiği absinthe ve kullanılmayan elbiselerle idare eder. Özellikle, neden bilinmez, şemsiyelere pek bir düşkündür. (…)

Yazının tam metnine https://www.futuristika.org/paul-verlainein-cenazesinde-calinan-semsiyeler/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
04
2013
0

Buluntu: “Uçurum” (Orhan Kemal, 1961)

“Orhan Kemal, önümüzdeki yıl doğumunun 100. yılı dolayısıyla bir dizi kitapla anılacak ve gündeme taşınacak.

Yayımlanacak kitapların ilki, 1961 yılında “Büyük Gazete” isimli dergide tefrika edilmiş “Uçurum” adlı roman. Romanı gün yüzüne çıkaran Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, bir araştırmacının Türker İnanoğlu Vakfı’nın (TÜRVAK) müzesinde derginin nüshalarına rastlayıp haber vermesinin sonrasında esere ulaşmış.(…)”

Haberin tam metnine  https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=439018 adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Eyl
03
2013
0

Çakır Hikâyeci’ye Mektup

“Sevgili Çakır Hikâyeci,
Cins Şair,

Evini ziyaret ettim gene.
Bu sefer kitapları filan boşverdim;
misinalarına, oltalarına ve denizine baktım sadece…

ADABEYİ
Ağustos, 2013″

*

pirgosta2

“Çakır Hikâyeci’ye Mektup”

Foto: Z. Yalçınpınar
(Burgazadası, 2013)

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
03
2013
0

Burgaz’da Kendini Anlatanlar: “Uskumru Ağacı”, “Sıkkın”, “Gündüz Mehtabı”…

pirgosta1

 “Uskumru Ağacı”

pirgosta4

*

*

    pirgosta5

“Sıkkın”

*

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar
(Burgazadası, 2013)

Ayrıca bkz: kendini anlatan

*

 

pirgosta3

“Gündüz Mehtabı”

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eyl
03
2013
0

Vamos Bien: “Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe Yıkılmaz!”

Bkz: https://haber.sol.org.tr/spor/fenerbahce-taraftarlari-ali-ismail-icin-sarki-besteledi-haberi-78944

“Fenerbahçe tribün gruplarından Vamos Bien üyeleri, tribün içinde grup olarak kendilerini feshetmiş olsalar da, hem yaratıcılıkları hem de üreticiliklerini devam ettiriyor. Fenerbahçe tribünlerinden Okul Açık’ta karşılaşmaları takip eden Vamos Bien üyeleri, Eskişehir’deki Haziran Direnişi eylemlerinde, polis ve siviller tarafından katledilen Ali İsmail Korkmaz için bir tezahürat yazdı.

Fenerbahçeli olduğu bilinen Ali İsmail Korkmaz için yazılan tezahüratın sözleri şöyle:

“Daha 19 yaşında, düşlerinde özgür dünya
Öptüğü çubuklu forma, yaşayacak anısında
Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz”

Ağu
30
2013
0

Erkmen Senan ve Burgaz Adası

DSC08316

29 Mart 2013’te yitirdiğimiz saygıdeğer ressam Erkman Senan‘ın blogunda Burgaz Adası ve tarihine ilişkin birçok önemli fotoğraf ve bilgiye rastladım… Aslında Erkmen Senan, sadece Burgaz Adası’na ilişkin değil, gerçekleştirdiği tüm incelemeler kapsamında gerçekten de özenle çalışmış ve önemli notlar düşmüş: https://erkmensenan.blogspot.com

Erkmen Senan’ın, Burgaz Adası’na ilişkin derlediği bilgi ve görüntülerin adresleri aşağıdadır.

Özel Not: Erkmen Senan, E V V E L fanzinin sıkı takipçilerinden biriydi; Senan’ı saygı ve özlemle anıyoruz.

 

28543_121062034593930_100000704019956_149644_5310986_n

BurgazAda’dan Özel Fotoğraflar:
https://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/burgazadadan-fotograflar.html

Madam Martha Koyu:
https://erkmensenan.blogspot.com/2010/09/madam-martha-koyuhalikya-burgazada.html

Metamorphosis Manastırı ve Kilisesi:
1.
https://erkmensenan.blogspot.com/2010/05/burgazada-metamorphosis-ve-hristos.html
2.
https://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/burgazada-metamorphosis-manastr.html
3.
https://erkmensenan.blogspot.com/2009/03/burgazada-metamorphosis-manastr_13.html

Marmara’nın Kaybolan 10 Prens Adası:
https://erkmensenan.blogspot.com/2010/01/marmarann-kaybolan-10-prens-adas.html

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Ağu
27
2013
0

Fotoğraf: Julio Cortázar ve Gabriel Garcia Marquez

cortazar2

“Julio Cortázar ve Gabriel Garcia Marquez”

Fotoğraflar,  Sara Facio’nun “Julio Cortázar” adlı fotoğraf albümünden alıntılanmıştır. (Sara Facio,  2004, La Azotea, Arjantin Bakısı)

cortazar3

Fotoğraflar,  Sara Facio’nun “Julio Cortázar” adlı fotoğraf albümünden alıntılanmıştır. (Sara Facio,  2004, La Azotea, Arjantin Bakısı)

cortazar1

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
27
2013
0

Julio Cortázar Röportajı (Jason Weiss, 1984)

cortazar4

“Julio Cortázar, Paris’i ilk ziyaretinde…”
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)

*

Julio Cortázar‘la vefatından(1984, Paris) önce gerçekleştirilen önemli röportajlardan biri olan ve The Paris Review dergisinde yer alan röportajın  Türkçesi, 26 Ağustos 2013 tarihli soL gazetesi’nde yayımlanmış. 1984’te Jason Weiss tarafından yapılan röportajı Nermin Özdilkural İngilizce’den çevirmiş.

Röportajın soL gazetesi’nde yayımlanan tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/cortazarrop.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
26
2013
0

Kısa Bir “Kuzgun Acar” Belgeseli…

Melike Yetim, Görkem Günay ve Su Kapkın yönetmiş…
Bkz: https://vimeo.com/23827877

Hamişler:

1. İşbu kısa belgeselin varlığını fark ederek E V V E L’e haber veren Tekin Deniz‘e çok teşekkür ederiz.

2. Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Kuzgun Acar” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kuzgun-acar adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
25
2013
0

Bozcaada Kitapçısı’ndan Hediyeler

bozkitap1

bozkitap4

Bozcaada’yı ziyaret eden bir arkadaşım, Bozcaada’nın sahafı Selmin Hanım’ın dükkânından iki özel kitabı hediye olarak getirdi. Duygu’ya bu sıkı hediyeler için çok teşekķür ediyorum… (Zy)

*

bozkitap2
Sait Faik’in hikâyelerinin Slovakça çevirileriyle derlenmiş bir kitap:
“Kırlangıç Yuvasında Kadın”, 1982, Bratislava, Çev: Xénia Celnarova
(Hamiş: Bu kitabın başka bir nüshası, Burgazada’da yer alan -ve 2013 itibariyle yenilenen- Sait Faik Abasıyanık Müzesi koleksiyonunda bulunuyor. Zy)

*

bozkitap3
KITAGAWA UTAMARO, Resim Kataloğu; “kurtısanen”
1955, Almanya Baskısı

*

bozkitap5

Ağu
25
2013
0

34 G 0216

Spor Toto Süper Lig’nin 2. haftasında oynanan Fenerbahçe Eskişehirspor  karşılaşmasının 34. dakikasında Gezi Parkı sloganları atıldı.

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=436936
Bkz: https://haber.sol.org.tr/spor/fenerbahceli-taraftarlardan-direnis-sloganlari-haberi-78545

Ayrıca bkz: kara deryalarda bir Fenersin

Ağu
25
2013
0

#DirenKitap #DirenKitapçı #DirenBeyoğlu

fft64_mf1610494

Bkz: https://www.radikal.com.tr/kultur/beyoglunda_dort_kitapci_birden_kapaniyor-1147556

Çok değil bir beş-altı yıl öncesinde Galatasaray Lisesi, İstiklal Caddesi’nin derebendi gibi bir şeydi. Taksim’den itibaren 7/24 akan kitleler, tuhaf bir ortak bildiriye imza atmışçasına Galatasaray civarında kesilir, Tünel meydanına kadar ancak 15 – 20 kişiye denk gelinirdi. Eğer Galatasaray sınırı aşılacaksa destinasyonlar da belliydi: Babylon, Galata’ya inen sokağın başındaki müzik alet edavatı dükkanları, belki Lale Plak ve tabii ki Robinson Crusoe 389…

Artık Galatasaray – Tünel arası, İstiklal’in geri kalanı kadar yoğun (hatta belki daha da fazla) bir insan trafiğine sahne oluyor. Ancak manzara da haliyle eskisine göre epey farklı. Caddenin bu kısmında göreceğinizi düşünmeyeceğiniz zincirler peşi sıra açılıyor.

Şu anda sadece Tünel civarında üç tane ‘gurme hamburgerci’, Taksim – Galatasaray arasında halihazırda dev bir mağazası olan giyim markalarının ikinci çok katlı mağazaları, bilumum ‘saraylar’, ‘evler’, ‘point’ler vs. mevcut. Ve tabii, Robinson Crusoe 389 gibi bu zincir furyasında artan kiralarla baş etmekte zorlanan eski İstiklal sakinleri…

Robinson Crusoe 389, geçenlerde bu furyayla başa çıkabilmek için yine okuyuculara, müdavimlerine başvuracağını, RobKart uygulamasını başlatacaklarını açıkladı. Kitabevinin ‘öngörülmüş ama gecikmiş bir proje’ diyerek duyurduğu kampanya, ‘nakit sıkıntısını daha hızlı atlatabilmek’ için ‘önce öde sonra al’ sistemini getiriyor, aynı zamanda hediye de edilebilen 500 ve 1000 liralık ya da bunların dışında ‘tutarını –50 liradan az olmamak koşuluyla– kart sahibinin kendi belirleyebileceği’ RobKart’ları sunuyor. Söz konusu kartlar, Robinson Crusoe’nun çizgi roman şubesi Gon’da da geçerli.

Robinson Crusoe’dan H. Burçin Kimmet, “Benzer sıkıntılar yaşadığımız dönemler oldu” diyor. Daha önceki genel ekonomik krizlerden paylarını almışlar. Ancak aynı zamanda “Ama Robinson Crusoe 389’un biteceğine dair bir düşünceye hiç kapılmadık. Böyle bir şey olursa da asıl pay bizdedir diye düşündük” demeyi de ihmal etmiyor. Şimdiki durumu öncekilerden ayıran ise genel bir ekonomik krizden farklı olarak krizin İstiklal Caddesi’nin eski sakinlerini odağına alması. Astronomik seviyelere ulaşan kiralar bir yana Taksim Yayalaştırma Projesi sonrası caddeye ulaşımın gayet zahmetli bir hal alması, kentsel dönüşümün cadde üzerindeki yoğun etkisi, Robinson Crusoe 389 gibi bağımsız dükkânların önüne çıkan zorluklardan sadece birkaç tanesi.

Kimmet, kentsel dönüşümün etkileri üzerine hep aynı örneği verdiklerini söylüyor: “İsmimizdeki 389, aslında eski kapı numaramız. Bülent Erkmen, 100 sene önceki fotoğrafları getirip ‘Bakın, o zaman da aynıymış’ demişti. Tabii o kapı numarası değişti ve bu rakam sadece adımızda ve logomuzda kaldı. Bunu yurtdışından gelenlere anlatamıyorsunuz. Sonuçta diyelim ‘Lamartine’de rakamlar değişir mi’ gibi bir mantıkları olduğundan anlamaları epey uzun bir zaman alıyor. Bunların böyle değişmesi, tepedekilerin kentleşmeye nasıl baktığının da bir örneği aslında.”

fft64_mf1610745

 

Robinson Crusoe 389, 1994’te sahiplerinin, kendi gitmek istedikleri gibi bir kitabevi kurma arzusuyla ortaya çıkıyor. O zaman çoğunluğun niye ‘Galatasaray öncesinde bir yer tutmuyorsunuz?’ itirazlarına karşın Odakule’nin biraz ilerisinde 389 numaralı bloku gözlerine kestiriyorlar. O dönem üzerinde bir ‘Kiralık’ ibaresi bile olmayan bu dükkanı tutmalarındaki amaç Kimmet’e göre “günün modasına kapılmadan kendi önceliklerini koyan bir yer” kurmak. Atmosferiyle bildik kitabevlerinden ayrışan projeyi Han Tümertekin çiziyor. Grafiklerse Bülent Erkmen imzalı. Tümertekin’in proje metninde şunlar yazılı: “Kitapların herkesin erişebileceği şekilde sergilendiği, paylaşıldığı bir arşiv. Bakıp duyanların değil, görüp dinleyenlerin buluştuğu bir meydan. Sadece kitap almak için değil, kitap aramak, kitap sormak, kitap karıştırmak, kitap yazmak, kitap koklamak, kitapla buluşmak için gidilen bir kitaplık”. Robinson Crusoe 389’u özel kılan bir ayrıntı da, İngilizce kitapların çok dolaşımda olmadığı dönemde bu alana verdiği önem. Kimmet, “Öncesinde mimarlara, grafik tasarımcılara yönelik kitapları getirenler zaten vardı. Bizim amacımız şuydu: Türkiye ’deki bir ortalama kitapevinde olabilecek türlerde farklı kitapların aynısının İngilizcesinin de bulunması… Dolayısıyla guide’ından, mimari kitabına, hobi kitabına, tabii ki edebiyatına, özellikle bizim kendi ilgi alanlarımız olduğu için sinema , tiyatro gibi çeşitli alanlarda gittikçe çeşitlendik” diyor.

Mekân, gerçekten de sadece kitap almak için girilmeyen, içine girilip vakit geçirilebilecek, tavana kadar uzanan kitapların karıştırılabildiği bir kitabevine dönüşüyor. Kimmet’e göre Robinson Crusoe 389, bir ticarethane ve bir kültür merkezi… İstiklal’de gezintiye çıkıp “Robinson’a bir uğrayalım” demenin âdetten olması da Kimmet’i doğruluyor. Sonuçta Panter Kırtasiye’ye gidip ‘eski ekol’ kırtasiye havası solumak, Kelebek Korse’nin 1950’lerde donmuş kalmış gibi duran vitrinine her seferinde hayretle bakmak ve Robinson Crusoe 389’u ihmal etmemek, bir İstiklal gezintisinin olmazsa olmazları. İtirazın sebebi sade suya bir geçmişe özlem edebiyatı ya da muhafazakârlık değil. Doğrudan sokağa açılan, kendi tarihleri, hikâyeleri olan böyle mekânlar, İstiklal gibi yaya odaklı bir caddeye sağlı sollu sıralanan AVM’lerden, dev mağazalardan çok daha uygun. Umarız Robinson Crusoe 389, ismini aldığı ‘zorlu koşullara akıl yoluyla direnen’ kahramanın sebatını gösterir. Onun ve diğerlerinin olmadığı bir İstiklal’in alelade bir alışveriş caddesinden ne farkı kalır ki?

Büyükparmakkapı ve Hasnun Galip sokaklarının köşesindeki bina el değiştirince dört kitapçı dükkanının birden geleceği belirsizleşti. Beyoğlu’nun en eski kitapçılarından Pandora’nın yabancı yayınlar satan dükkanı da bu binada bulunuyor. Binanın Büyükparmakkapı Sokak 8 numaradaki cephesinde Pandora’nın İngilizce Yayınlar dükkanı, onun hemen altında ise sahafiye satan Kelepir Kitap var. Binanın Hasnun Galip Sokak’taki kiracıları ise Bengi Kitabevi ile Ana Kitabevi. Beyoğlu’nun yeni sakinlerinden olan bu iki kitapçı Simurg Kitapevi’nin eski yerini paylaşıyor.

İki ay önce el değiştiren binayı Taksim Hill Otel’in de sahibi olan turizm grubu aldı. Firma avukatlarının toplantıya davet ettiği kitapçılar binanın otele dönüştürüleceğini ama şimdilik kendilerine her hangi bir resmi teklif ya da tebligatta bulunulmadığını söylüyor. Binanın üst katlarında ise intenet kafeler ve bürolar var. İkinci derece tarihi eser olan binada otel inşaatının bir iki yıl içinde başlaması bekleniyor.

ERMAN ATA UNCU
24 Ağustos 2013, Radikal Gazetesi

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com