Eki
24
2013
0

Açık Radyo: “Badiou’nun Sesine Kulak Verdik”

badiou_istanbul

Bkz: https://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=a&aid=32165&cat=100

“Günümüzün önemli ve radikal iki düşünürü ve yükselen yeni muhalefetin de önemli destekçilerinden Alain Badiou ve Slavoj Zizek iki hafta önce İstanbulday’dı. Monokl Yayınları tarafından Bakırköy Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen “Küreselleşme ve Yeni Sol” başlıklı konferansa katılan Badiou ve Zizek, konunun başlığıyla sıkı sıkıya bağlı olan Gezi direnişine dair de pek çok şey söylediler.

Açık Dergi’nin “Gezi Okumaları” köşesinde Badiou’nun Gezi direnişi için “Ben de kendimi bu hareketin tam ortasında hissediyorum,” dediği konuşmasına kulak verdik.”

*

A. Badiou / Ses Kaydı, Mp3, 21 mb/23 Ekim 2013
https://archive.org/download/AlainBadiou_yeniSolVeGezi/Ararsiv20131021__alainBadiou.mp3

*

Eki
24
2013
0

Oğul: “Bekir Tunga Uyar”

18 Eylül 2011 tarihli Vatan Gazetesi’nde üzücü bir haberle karşılaştık…

Bkz: https://haber.gazetevatan.com/turgut-uyarin-oglu-bakimevinde/400512/7/yasam

“İkinci Yeni akımının önemli şairlerinden Turgut Uyar’ın oğlu 60 yaşındaki Bekir Tunga Uyar, Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin barınma merkezinde kalıyor…

“Arz-ı Hal”, “Türkiyem”, “Dünyanın En Güzel Arabistan’ı”, “Tütünler Islak”, “Her Pazartesi”, “Divan”, “Göğe Bakma Durağı”, “Toplandılar” “Kayayı Delen İncir”, “Dün Yok mu”, “Büyük Saat” gibi başlıca şiirleriyle tanınan, İkinci Yeni akımının önemli şairlerinden Turgut Uyar’ın 4 çocuğundan biri olan Bekir Tunga Uyar, annesinin 1,5 yıl önce vefat etmesinin ardından Gölcük ilçesinde kirada kaldıkları evden ayrılarak yakınlarının tavsiyesiyle barınma ihtiyacını Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Barınma Merkezi aracılığıyla gidermeye başladı.

Uyar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul’da reklam sektöründe çalıştığı sırada tanıştığı Sıla Bektaş ile 1976 yılında evlendiğini, evliliğin ilk yıllarında çok mutlu bir yaşam sürdürdüklerini, 1978 yılında kızları Turna’nın dünyaya geldiğini söyledi.

Bir süre sonra anlaşamadıkları için boşandıklarını ve kızları Turna’nın velayetinin boşandığı eşinde kaldığını dile getiren Uyar, Amerika’da ikamet eden kızını yaklaşık 20 yıldır görmediğini bildirdi.

Reklam sektöründe başarılı işler yaptığına, Barış Manço ve yönetmen Osman Sınav gibi ünlü isimlerle çalışma imkanı bulduğuna değinen Uyar, iş hayatından sıkılarak 1999 yılında Kocaeli’nin Gölcük ilçesi Değirmendere Mahallesi’nde kiraladığı evde annesi Yezdan Şener ile yaşamaya başladığını, annesinin 1,5 yıl önce vefat etmesinin ardından yakınlarının tavsiyesiyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Barınma Merkezi’nde kalmaya başladığını kaydetti.

İlk defa böyle bir yerde kaldığı için kendini ilk günler tuhaf hissettiğini ifade eden Uyar, şöyle konuştu:

“Merakla, hayretle etrafıma bakardım. Ama zamanla alışıyor insan, ne kadar yabancılık çekse de… Kaldığım yer de Kocaeli’de çok kozmopolit bir yer. İsteseniz biraraya getiremeyeceğiniz insanlar birlikte yaşıyor. Bu durumun tatlı olan yönleri de acı yönleri de var. Dünyanın acımasızlığının farkına burada varıyorum. Burada her yerden, her çeşitten, kendince her şeyi yaşamış insan tipleri var. Ben de onlardan birisiyim. Şu an yaşamımı burada sürdürmekten memnunum. Çok farklı insanlar, kalıcı bir yer bulunana kadar bir arada ev sıcaklığında yaşatılıyor. Yarın ne getirecek bilmiyoruz, ama delicesine bağlıyız yaşama. Burası ’beni kurtaracak’ diye bakıyorum. Daha batmış değilim, kendimi toparladım zannediyorum. Burada bana çok yardımcı oluyorlar.”

İş yaşamında çeşitli şirketlerde hep prodüksiyon görevlisi olarak çalıştığına değinen Uyar, Osman Sınav ile çalıştığını, sektörün yoğun iş temposu dolayısıyla bir ’istememezlik’ durumunun söz konusu olduğunu, bunun da aile yaşantısını olumsuz etkilediğini ifade etti.

“Reklam sektöründe çalışan insanların manevi olarak doymuş olmaları gerekiyor” diyen Uyar, şöyle devam etti:

“Maddi olarak çok iyi şartları olan, insanı maddi anlamda doyuran bir meslek. Osman Sınav ile ayrıldıktan sonra kısa bir süre 7’den 77’ye adlı televizyon programında Barış Manço ile çalıştım. Bir iki televizyon dizisinde görev aldım. Kocaeli’ye geldiğim zaman zaten sektörle bir ilişkim kalmamıştı. Fizik olarak çok yorgundum. Sektörde zaman kavramı yok. Bir çekim iki gün sürüyorsa iki gün uykusuz kalıyorsunuz. Çok fazla sorumluluk var. Acımasız sektörde görev yaptığım sürece kendimi çok yalnız hissettim. Reklam ve televizyon sektöründe çalışmak isteyen kişiler işlerini sevmeli. Her sabah ’iyi ki iş var’ diyerek işe gitmeli.”

Kızı Turna ile yaklaşık 20 yıldır yüz yüze görüşemediğini, yeniden görüşme gibi bir çabası da olmadığını kaydeden Uyar, “İnsan zamanla her şeye alışıyor. Araya zaman girdikçe insan unutuyor zaten. Alıştım, ’böyleymiş’ diyorum, böyle gidiyor. Mutlu olsunlar bana yeter. 3 yaşında bir torunum da var, adı Clea. Bende fotoğrafları var, hırçın bir kıza benziyor. ’Clea’ Latince ’hırçın kız’ anlamına geliyor zaten” dedi.”

Eki
21
2013
0

Mermer Adası’nda Ekim (2)

ekimadasi9

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar
Marmara Adası-Ekim 2013

ekimadasi5

Ayrıca bkz: kendini anlatan

ekimadasi2

“Paçanoz Kaya”

ekimadasi4

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
21
2013
0

Haber: “Gezi Parkı Olayları, Çizgi Öykülerle Londra’da”

Free Word Center’in desteği ile ReFrame adı verilen yeni bir çizgi roman yakında yayına girecek.

ReFrame, Gezi Parkı Olayları’nı merkez alarak çizgilerle Türkiye’de yaşananları konu alacak.

Bkz: https://frpnet.net/haberler/cizgi-roman-haberleri/gezi-parki-olaylari-cizgi-oykulerle-londrada

Eki
19
2013
0

Şiir: Gece Görüşleri (Zafer Yalçınpınar)

1.
mükemmel bir gece
sokak lambasının
______cızırtısı dışında
mükemmel sessiz
her şey kendisi gibi
tek hece

2.
en geç soluyan yeryüzünü
ve en son solan gökyüzüne
tüm yaprakları gözleşmiş
bahçedeki akasyanın
şerhli uygunsuz
birer bakış

3.
iğneli iğneli duruyor
uzaktaki çam ormanı
sabırla bekliyor
savaş zamanını

4.
bir su yolunun kendinden çıkması
kendine dönmesi kendinden
geçmesi kendine
gelmesi

5.
ay
bir gökyüzü lambası
iyi giyimli ve umutlu
bir sanatçı

6.
alacakaranlıkta
ağaçların yosunlu
evlerin çatlak
iplerin çürümüş
tarafıyım

7.
ağların içene doluşan habersiz balıklar
koşuşturması partal bir şehrin
tüm yalanların paylaşılması
fazladan mutsuzluk
trafik çoğalması
sabaha karşı
dolantı

8.
işyerlerindekiler
iğrendirdiler
bize bakan yönünü
her şeyin
gündüzünü

Zafer Yalçınpınar
18 Ekim 2013

 

Hamiş: Yalçınpınar’ın şiirlerine https://zaferyalcinpinar.com/siir.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
19
2013
0

Mermer Adası’nda Ekim (1)

ekimadasi6

ekimadasi1

ekimadasi8

Fotoğraflar: Z. Yalçınpınar
Marmara Adası-Ekim 2013

*

ekimadasi7

Ayrıca bkz: Kendini Anlatan

*

Hamiş: Evvel fanzin kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
15
2013
0

Tamer Temel’in ‘Koyu Caz’ Yürüyüşü

Son birkaç gündür, Tamer Temel’in “Bir Kedi Kara” adlı proje albümündeki caz cümlelerini tekrar tekrar dinliyorum. Tamer’in bu albümü için kafamda dolaşan birincil kelime “koyu” oldu. Koyu, sıkı, hakiki bir caz albümü… Yani, albümde “light/hafif” diyebileceğimiz bir konsept ya da türev, ikincil bir caz tavrı yok: “Bir Kedi Kara”da 2010’ların has ya da öz cazı olarak tanımlayabileceğimiz sıkı bir müzikal tavırla karşılaşıyoruz. Bu açıdan bakıldığında tıpkı Ece Ayhan şiirleri gibi -henüz, nihai ânda- anlamlandırması pek de kolay olmayan ve “geleceğe uzanan” bir armonik yapısı var albümün… Sonuçta, albümün geneli için “diminished” tonlarla kurgulanmış diyebiliriz ki ben Ece Ayhan’ın poetikasında da aynı çizgiyi görüyorum: Tamer Temel’in Bir Kedi Kara’sı -hem edebiyatta, hem de diğer sanatsal salınımlar kapsamında- bir sürü örnekten daha tutarlı ve daha “çok” Ece Ayhan kavuşması/buluşması içeriyor, diye düşünüyorum. Ve albümü dinlerken içimde oluşan Ecevari-karaşın hisler, “müziğin poetikası”nı teyit eden bir alan derinliğine yönelerek, ona eklemleniyor…

Albümde Tamer Temel, saksafonuyla dörtlüye liderlik etse de projedeki mihenk enstrümanın -en azından tasarımsal açıdan- “piyano” olduğu seziliyor. Özellikle, albüme ismini veren Bir Kedi Kara’daki(no.3) piyano partisyonları bu durumu açıkça gösteriyor. Zaten en sevdiğim parça da o! Davul ise diğer enstrümanlara göre biraz geri planda kalmış, durmuş, azıcık memurlaşmış gibi.. Bas partisyonlarına baktığımda ayrı ve önemli birer mesele olarak duyumsadığım 7 ve 8 numaralı parçalar, “kontrpuan açısından” çok zekice yazılmış, çözülmüş ve beni diğerlerinden daha çok etkiliyor…

Nihayetinde, Tamer Temel ve dörtlüsünün “kara kedinin caz yürüyüşü” diyebileceğim “koyu” albümünü tüm Ece Ayhan ve cazseverlerin kaçırmaması gerektiğine inanıyorum.

Sahicilikle
Z. Yalçınpınar
15 Ekim 2013

Ayrıca bkz: https://evvel.org/tamer-temelin-bir-kedi-karasi

ba

Tamer Temel: saksafon

Serkan Özyılmaz: piyano
Cem Aksel: davul
Volkan Topakoğlu: kontrbas
Eylül Biçer: gitar
Kenny Wollesen: vibrafon

*

Eki
14
2013
0

Üç Şiir: “Yanmak, Gündüz, Yeşil” (F. H. Dağlarca)

YANMAK

Düş yeli sallar
Uyku ağacının yapraklarını
Uyanırsınız
Gürültüden

 

GÜNDÜZ

Kara gecede
En küçük otların
Karşı koymasıyla kazanılır
Bu mavilik

 

YEŞİL

Ağacın resmini yapar adam
Sezmeden
Düşen yaprağın
İçindeki ağacın

Fazıl Hüsnü Dağlarca
Güzel Yazılar” Dergisi, Sayı:22, Temmuz-Ağustos 2003, s.2

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “F.H. Dağlarca” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
14
2013
0

Ece Ayhan’dan Arif Damar’a: “…neden böyle direniyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Merhaba!” (10 Ocak 1981)

10 Ocak 81

Kardeşim Arif.

Neden böyle yazıyorum, neden böyle direniyorum ben de bilmiyorum doğrusu. Merhaba!

Elli gün Ankara’da kaldım ve sonuç başarısızlıktır! 3 Ocak 81 Cumartesi günü Ankara’dan doğru Çanakkale’ye geçebildim işte; baktım cebimde 800 lira kalmış, bunun 750 lirasını otobüse verdim. Ve kısacası Yalova köyüne sığındım bu kara kışta. Buz gibi soğuk ufak oda, kırık camlardan içeri rüzgar giriyor, ben yer yatağındayım giyinik, annem divanda, 38-39 kiloya düşmüş kadın, halsizlikten yere oturunca mutlaka birisinin onu tutup ayağa kaldırması gerekiyor, sanıyorum elli günlük Ankara serüveni bende izler bırakmıştır anlıyorum. Cüneyt Ayral, Cemil Eren, Ergin Günçe bana ufak da olsa bir iş bulabilmek ve Ankara’da tutunabilmek için çabaladılar, olmadı, olmadı. (…)

(…)

Ece Ayhan

Hamişler:

1-Ece Ayhan’ın Arif Damar’a gönderdiği bu önemli mektubun tam metni, Hayâl Dergisi’nin Ekim-Aralık 2013 tarihli 47. sayısında yayımlanmıştır. Önümüzdeki günlerde mektubun tam metnini Evvel Fanzin Ece Ayhan ilgileri kapsamında, burada paylaşacağız.

2-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşılıyor…

Eki
12
2013
0

“Hayâl” Dergisi’nin 47. sayısında edebiyat efemeraları…

Müslüm Çizmeci tarafından yayına hazırlanan “Hayâl” Dergisi’nin “Ekim-Aralık 2013” tarihli 47. sayısından söz etmemek imkânsız… Derginin dosya konusu “Edebiyat ve Mektup” olarak belirlenmiş. Edebiyat efemerasına ilgi duyan araştırıcılar için bu özel sayı bir hazine niteliğinde derlenmiş.

Özellikle, İlhan Berk’in kaleme aldığı bir mektup ve kartpostal ile Ece Ayhan’ın Arif Damar’a(nam-ı diğer Ece Ovalı’ya) yazdığı “inanılmaz derecede önemli” bir mektup benim ilgi-inceleme alanıma giriyor. Kısacası, Hayâl’in 47. sayısını edebiyat efemerası açısından Ocak-Ekim 2013 döneminin en sıkı “olayı” olarak görüyorum.

Kimse kaçırmasın, derim.

Sahicilikle
Zy

hayal47

Eki
12
2013
0

“Ter” (Aleksander Vvedenski)

Fanzin X taifesinden Efe Tuşder çevirmiş… Sıkı…

*

1 copy

Bkz: https://fanzinx.blogspot.com/2013/10/aleksander-vvedenski-ter.html

*

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler: ,
Eki
12
2013
0

Kompile Karga 4: “Söz”

10_10_2013_12_08_23

Bkz: https://kargabar.org/#/Album

Karga Bar’ın artık gelenekselleşen yıllık toplama albüm serisi “Kompile Karga”nın dördüncüsü çıktı. İlk üç yılda 58 müzik grubu / müzisyenin çalışmalarına yer vererek memleketin ana akımın dışında kalmakta ısrar eden gruplarını kayıt altına almaya, hatırlatmaya, tanıtmaya çalıştığımız serimizin en önemli özelliği ücretsiz dağıtılması. Bu yılın öncekilerden bir farkı var. Daha önce grupları, müzisyenleri belirler, derlemede yer alacak çalışmalarını kendi seçimlerine bırakırdık. Son yıllarda sayısı gittikçe artan yeni söz yazarlarımıza, daha doğrusu şarkı sözü formatı dışında, söz yazmada bir fark yaratan, şiirsel ifadelerini besteleyen bir dolu güzel müzisyene dikkat çekmek için, ilk defa bir konsept albüm hazırladık ve tek tek şarkı seçtik bu yıl. İnce eledik, sık dokuduk ve inanıyoruz ki zamansız bir albüm çıktı ortaya. Birbirlerinden iyi şarkı sözleri, şiirler var. Üçü son yıllarda yayınlanmış yasal albümlerden, üçü dijital albümlerden, biri albümde yer alamayan ama sahibi tarafından internette paylaşılmış, kalanları da bu albüm için (bir kısmı yeniden düzenlenerek, bir kısmı taptaze) kaydedilmiş 17 çalışma var albümde. Burada ufak da bir parantez açmak lazım; bu albümün konseptine uygun bir dolu şarkısı bulunan birkaç ismi önceki derlemelerde yer aldıkları için albüm dışında tuttuk. Tabii ki daha bir dolu şarkı sözü, şarkı vardır bu albüme girecek ama yine de Kompile Karga 4 – “Söz” kendi kapasitesine göre hayli iddialı bir derleme. Kompile Karga 4 : Söz albümünün açılış şarkısı “Tahta Kılıçlar”ı, Cenk Taner’in 25 Ekim tarihinde çıkacak yeni albümü sonrasında paylaşıma açabileceğiz. Bu kaydın ekleneceği versiyonu aynı linkten 26 Ekim tarihinden itibaren indirebilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
10
2013
0

Şiir: “Tomris” (Turgut Uyar)

IMG_7330293464656

*

Efemeralar “İkinci Yeni” faceebook grubu’ndan alıntılanmıştır.
Bkz: https://www.facebook.com/groups/ikinciyeni/

*

IMG_12251361739942

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
09
2013
0

İlhan Berk’e “Ev” Ziyareti

“İlhan Berk,  ölümünün 5. yılında, “İlhan Berk’e Ev Ziyareti” Anma Sergisi ile Bodrum’dan Bursa’ya taşınıyor. 10 Ekim – 20 Kasım tarihlerinde, Bursa’da Nilüfer Belediyesi Nâzım Hikmet Kültürevi’nde; şeylerin, nesnelerin, taşların, çamurun, çöpün, evin, odanın, kapının, pencerenin, duvarın, tavanın, merdivenin, masanın, kâğıt kalemin şairine, İlhan Berk’e bir ev ziyareti yapılabilecek.”

Bkz:  https://www.radikal.com.tr/kultur/ilhan_berk_muzesi_bursaya_tasiniyor-1154524

Bkz: https://www.edebiyathaber.net/ilhan-berke-ev-ziyareti-anma-sergisi/

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
09
2013
0

“giderek yalnızlığıma benziyorum…”

“giderek yalnızlığıma benziyorum…”

Nil Ay Altay

Eki
06
2013
0

Hatırlatma: “Yeni Sinsiyet’in İkbal Ezberi”

Kasım 2012’den bugünleri görmüşüz…

YENİ SİNSİYET’İN İKBAL EZBERİ

Yeni sinsiyet tipolojisi[i] tarafından kurgulanan tüm enstrümanların birer saat gibi tıkır tıkır işlemesine, cehalet alanının genişleyerek devasa bir cehalet ortamına dönüşmesine, işbu havzadaki dipsizlik duygusunun gün be gün artmasına, tüm yanıltıcı salvoların veya retorik arsızlıklarının [ii] “mutlak bilgi”ye bağlanmasına, ortamdaki yandaş-paydaş etkileşimlerinin endüstrileşmiş bir menfaat-sömürü çizelgesinde üssel olarak hızlanmasına ve nihayetinde yeni sinsiyet tipolojisinin oligarşik bir yönetsel katmanda(kulede) müstahkem mevki kazanmasına[iii], kısacası, bu kör keşmekeşinin tümüne şahit bulunmanın ya da kalmanın biriktirdiği “susku” korkunçluğunu, “susku” gerginliğini ve “susku” öfkesini nasıl anlatabiliriz?

(…)

Yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/i29.html adresinden ulaşabilirsiniz.

[i] Bkz: “Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları”,
https://zaferyalcinpinar.com/i21.html

[ii]Bkz: “Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin ‘Biz’ Söylemi ve Retorik Arsızlığı”, https://zaferyalcinpinar.com/i22.html

[iii]Bkz: “Yeni Sinsiyet’in Seçkinlik Arayışı”,
https://zaferyalcinpinar.com/i23.html

 

Eki
06
2013
0

Anne ben hıyar mıyım? (Ali Artun)

Ali Artun’un sımsıkı Bienal eleştirisinin tam metnine https://www.e-skop.com/skopbulten/anne-ben-hiyar-miyim/1510 adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler: ,
Eki
05
2013
0

Zindan Bekçiliği

(…)

“Doğrusu, sevgili Raphael,” dedi, “niçin bir kral yanına girmediğinize şaşıyorum. Hangisine başvursanız sizden hoşlanır ve yararlanır. Boş zamanlarında bütün bu bildiklerinizi seve seve dinler; değişik memleket ve insan örneklerinden değerli dersler alırdı. Üstelik siz de hem kendinize hem de ailenize, dostlarınıza, parlak bir durum sağlardınız.”

“Ailemden yana pek kaygım yok” dedi Raphael, “onlara karşı ödevimi yaptım sanıyorum. Herkes varını yoğunu ihtiyarlığında, ölüm döşeğinde, elleri zaten hiçbir şey tutamaz olunca başkalarına bırakır. Bense genç ve sapasağlamken her şeyimi yakınlarıma verdim. Bana bencil demeye dilleri varmaz herhalde; daha fazla para kazanmak için benim bir krala kölelik etmemi isteyemezler.”

“Yanlış anlamayın,” dedi Peter; “ben sizin kral yanına uşak olarak değil, bakan olarak girmenizi söylemek istedim.”

“Krallar, dostum, ikisini pek ayırmazlar birbirinden. Bakanı da kendilerine hizmet eden bir adam diye görürler.”

(…)

Öylesine ezer ki onları, boyunduruklarını sarsmaya güçleri kalmaz.’ Böylesi düşüncelere karşı ayaklanıp kralın heybetli bakanlarına şöyle desem: Bu düşünceleriniz korkunç: Kral için yüzkarası, halk için cehennem arıyorsunuz. Efendinizin şerefi ve sağlığı kendinin değil, halkın zengin olmasına bağlıdır. İnsanlar kralları insanların yararı için başa getirdiler, kralların yararı için değil. Kendilerini rahat yaşatacak, saldırıdan, sövgüden koruyacak güçlü bir dayanak istediler. Kralın en kutsal ödevi, kendininkinden önce halkın mutluluğunu düşünmektir. Sadık bir çoban gibi kendini sürüsüne vermeli, onu en besleyici otlaklara sürmelidir. Halkın yoksulluğunu, krallığın güveni saymak kabaca ve açıkça yanlıştır: Kavgalar, kan dökmeler, en çok dilenciler arasında olmuyor mu? Bir devrimi en candan isteyen kimdir? Bugün en yoksul durumda olan değil mi? Devleti yıkmakta en fazla atılganlık gösterecek olan kimdir? Yitirecek bir şeyi olmayıp da sadece kazanç sağlayacak olan değil mi?

Yurttaşların kin bağladığı, hor gördüğü bir kral; halkı ezerek, soyarak, dilenci durumuna düşürerek tahtında tutunabilecekse, bıraksın krallığı insin gitsin tahtından. Bu yollarla belki kral adını elinde tutar; ama ne yiğitliği kalır, ne büyüklüğü. Kral yüceliği dilencilerin değil, zengin ve mutlu insanların başında kalmakla kazanılır.

Büyük yürekli Fabricius bu soylu düşünceyle söylemişti şu sözü: ‘Kendim zengin olmaktansa, zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil, zindan bekçiliği etmektir.’

Thomas More
Ütopya’dan…
Çev: Mina Urgan

Eki
02
2013
0

Uluslararası Af Örgütü’nün “Gezi Parkı Eylemleri” Raporu

gap

“Gezi Parkı Eylemleri” Raporu
Uluslararası Af Örgütü
pdf, 71 sayfa

*

Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı kapsamlı raporla ilgili açıklamaya https://www.amnesty.org.tr/ai/node/2281/ adresinden, raporun tam metnine ise (pdf biçeminde, 71 sayfa) burayı tıklayarak  ulaşabilirsiniz.

*

Eki
02
2013
0

Şiir: “İyimserlik” (Nâzım Hikmet)

Şiirler yazarım
basılmaz
basılacaklar ama

Bir mektup beklerim müjdeli
belki de öldüğüm gün gelir
mutlaka gelir ama

Ne devlet ne para
insanın emrinde dünya
belki yüz yıl sonra
olsun
mutlaka bu böyle olacak ama

Nâzım Hikmet
Moskova, 12 Eylül 1957

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com