Ağu
20
2016
0

BULUNTU: İlhan Berk’in 1962 yılında kaleme aldığı “Mısırkalyoniğne Günlüğü”

IMG_20160403_100754
‘Mısırkalyoniğne’ adlı şiir kitabı İlhan Berk’in poetikasındaki en uç (uzgörü oluşturan) imgesel hattır. İlhan Berk’in günlüklerinin birleştirildiği “El Yazılarına Vuruyor Güneş” adlı kitabın hiçbir baskısında yer almayan Mısırkalyoniğne Günlüğü’yle, Dost Dergisi’nin Şubat 1962 tarihli 11. sayısında (yeni dizi) karşılaştım. Bu günlük parçaları, İlhan Berk’in kurguladığı şiirsel alan derinliğinin sınırlarını sezmek ve ‘Mısırkalyoniğne’ için ‘doğru yan okumalar’ sağlamak adına önemli işaretler taşıyor. Şiirselliğin arkeolojisiyle ilgilenen İlhan Berk araştırmacılarının ‘tarihsellik’ kavrayışını bütünleyecek olan ‘Mısırkalyoniğne Günlükleri’ne https://bit.ly/mkigunlukleri adresinden ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar dilerim.
Z. Yalçınpınar

Önemli Not: Önümüzdeki günlerde, İlhan Berk’in kitaplarında yer almayan ‘Yugoslavya Günlükleri’ni de EVV3L kapsamında paylaşacağız.


IMG_20160403_100859

“Anlamı tam silmek istiyorum. “Mısırkalyoniğne” böyle bir kitap olur mu? bilmiyorum. Bunun için Artaud’dan iyice asılanabiliyorum. Nedir ki Artaud, bunu yaşamıyla bağdaştırmış, cinnete değin gitmiş, anlamsızlığı yaşamasının bir ereği yapmıştır. Benim deneyim daha çok kuramsal. Buna düşsel demek daha doğru belki. Usumun çalışış düzenini sevmiyorum. (…) Şiirin altını üstüne getirmek, başı sonu kaldırmak, köğük düzenini yıkmak… Buna yetmiyor. Uyarıcı özdekler de bir yere değin işe yarıyor. (…) Henri Michaux’nun öğütlediği yolu tutmadım. Baudelaire’i, Poe’yu da doğrulamıyorum. (…) Ayıkken de insan onları yazabilir. Bir yöntemi ya da usun belirli çalışmasını o deneylerin kırdığını sanmıyorum. Ben başıboşluğu, bir sözün bir sözü tutmamazlığını arıyorum. Aslında bu da ussal bir kuram. Yani bir ayıklık işi. Umutsuzluk, yitiklik yalnızlık da yetmiyor buna. Ne zamandır umutsuz, yitik, yalnızım. (...)”

İlhan Berk
Mısırkalyoniğne Günlükleri’nden…



Hamişler:

1/ Mısırkalyoniğne Günlüğü’ne EVV3L’in issuu alanı üzerinde https://issuu.com/adabeyi/docs/misirkalyonignegunlukleri adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ İlhan Berk’in vefatının ardından 4 Eylül 2008′de kaleme aldığım “İlhanberkiğne” adlı yazının tam metnine -ki bu yazı Birgün Kitap Eki’nde de yayımlanmıştı- https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “İlhan Berk’in 1962-65 ve 1975-1977 yılları arasında “Yeni Ufuklar” ile “Milliyet Sanat” adlı dergilerde yayımlanan inceleme yazılarını Mart 2011′de “Bakmak” adlı e-kitapta topladım. Bu bütünü, imgelem, şiir dili, dize tekniği, doğu-batı şiiri gibi konular kapsamında çok değerli, İlhan Berk’in kendi poetikasına ilişkin ayrıntılı açıklamaları kapsamında ise örneklerle dolu ve aydınlatıcı bir derleme olarak görüyorum. Ayrıca, İkinci Yeni şiir akımının 1950′den günümüze uzanan imgesel yaklaşımındaki kökenleri, getirdiği yenilikleri ve oluşturduğu poetikanın gerekçelerini de İlhan Berk’in bu güçlü inceleme yazıları aracılığıyla kavrıyoruz.” Kitabın tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak.pdf adresinden PDF biçeminde ulaşabilirsiniz. (60 Mb.)

Ağu
17
2016
--

Kendini Anlatan: “Gökyüzü Yolcuları”

20160820_123033-2

“Gökyüzü Yolcuları”
(… leyleklerin göçü vardı dün …)

Fotoğraf: Zy


Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
15
2016
--

Kemal Tahir Portresi (Agop Arad)

kemaltahir

Agop Arad’ın çizgileriyle “Kemal Tahir”


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Ağu
14
2016
--

“İlk Deniz” (Pablo Neruda)

(…)

Kıyıların esrikliği,
kokulu, kara kürklü kıyılar,
ansızın çıkan taşlar, yanık ağaçlar
ve ıssız ve dolgun yeryüzü.
Oğluydum ben o ırmakların
ama hayatım geçti
yeryüzünde koşmakla.
aynı ırmaklar boyunca
ve hatta köpüğe doğru
ve denizi o günlerin
yıkılınca yaralı bir kule gibi
ve çılgın bir öfkeyle doğrulunca diken diken,
çıktım, köklerimden
daha genişledi yurdum,
ağacın birliği kırıldı:
ormanların zindanı
yeşil bir kapı açtı da
girdi oradan dalga ve gümbürtüsü.
Bir deniz çarpmasıyla böylece
yayıldı boşlukta hayatım.

Pablo Neruda
“Kara Ada Defteri”, Çev: Sait Maden, Altın Kitaplar Yay., 1971, s. 29

Ağu
12
2016
--

Buluntu: İlhan Berk’in Yugoslavya Günlüğü (1969)

yugoslavyagunluguilhanberk

İlhan Berk’in 1969 yılında gerçekleştirdiği Üsküp ve Belgrat ziyaretlerini içeren şiirsel günlükler, bir tam yıl sonra Dost Dergisi’nde (Nisan-Mayıs 1970, No: 66-67) yayımlanmış. Kısa bir zaman önce EVV3L’in takipçileriyle paylaştığımız ‘Mısırkalyoniğne Günlüğü’nde olduğu gibi Yugoslavya Günlüğü de İlhan Berk’in günlüklerinin bütünlendiği “El Yazılarına Vuruyor Güneş” adlı kitabın hiçbir baskısında yer almıyor.

Şiirselliğin arkeolojisiyle ilgilenen İlhan Berk araştırmacılarının ‘tarihsellik’ kavrayışını bütünleyecek olan ‘Yugoslavya Günlüğü’ne https://bit.ly/yugoslavyagunlugu adresinden ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar dilerim.
Z. Yalçınpınar


Hamişler:

1/ Yugoslavya Günlüğü’ne EVV3L’in issuu alanı üzerinde https://issuu.com/adabeyi/docs/yugoslavyagunlugu adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ İlhan Berk’in vefatının ardından 4 Eylül 2008′de kaleme aldığım “İlhanberkiğne” adlı yazının tam metnine -ki bu yazı Birgün Kitap Eki’nde de yayımlanmıştı- https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ “İlhan Berk’in 1962-65 ve 1975-1977 yılları arasında “Yeni Ufuklar” ile “Milliyet Sanat” adlı dergilerde yayımlanan inceleme yazılarını Mart 2011′de “Bakmak” adlı e-kitapta topladım. Bu bütünü, imgelem, şiir dili, dize tekniği, doğu-batı şiiri gibi konular kapsamında çok değerli, İlhan Berk’in kendi poetikasına ilişkin ayrıntılı açıklamaları kapsamında ise örneklerle dolu ve aydınlatıcı bir derleme olarak görüyorum. Ayrıca, İkinci Yeni şiir akımının 1950′den günümüze uzanan imgesel yaklaşımındaki kökenleri, getirdiği yenilikleri ve oluşturduğu poetikanın gerekçelerini de İlhan Berk’in bu güçlü inceleme yazıları aracılığıyla kavrıyoruz.” Kitabın tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkbakmak.pdf adresinden PDF biçeminde ulaşabilirsiniz. (60 Mb.)

Ağu
10
2016
--

Ünlü Eserlerin Reddedilmesi

6-lolita-hikaye-600x453Ünlü eserlerin yayınevleri tarafından reddediliş hikâyeleri:
https://listelist.com/unlu-eserlerin-reddedilme-hikayeleri/


 

Tem
30
2016
--

Şiir: “Tarihinsancısı Söyledi” (V)

Emniyet Umum Müdürü Bedri
27. Süvari Alayı Kumandanı Binbaşı Hamit Fahri
birbirleriyle meş’um bir kavgaya girmişlerdir
oysa tarih bize göstermiştir
ikisinin de yıkıma hizmet ettiğini

Zafer Yalçınpınar
Temmuz 2016


Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
07
2016
--

Aba Koyu’nda İki Fenerbahçeli: ‘Memduh Nabi Eren’ ve ‘Yaşar Yalçınpınar’

memduheren

“Memduh Nabi Eren, Fenerbahçe Forması’yla…”

Mermer Adası’nın ve Adalar Kültürü’nün ‘büyük yürekli’ araştırmacısı Hüseyin Can Yücel, Adalı Dergisi’nin Temmuz 2016 tarihli 133. sayısında Aba Koyu’nda yaşamış olan iki büyük Fenerbahçeli futbolcuyu anlatmış.

Memduh Nabi Eren ile Yaşar Yalçınpınar‘ın (ve ailelerinin) ilginç yaşam öykülerini içeren bu sıkı araştırma yazısının tam metnine https://www.adalidergisi.com/cms/adali-dergisi/2010-2019/2016/sayi-133-temmuz-2016/makale/1463/aba-koyunda-iki-fenerbahceli adresinden ulaşabilirsiniz.

Adalar kültürü ve özelinde de Marmara Adası kapsamındaki araştırmaları nedeniyle H. Can Yücel’e yerden göğe kadar teşekkür ediyorum.  (Zy)


Önemli Not: Fenerbahçeli Santrfor Yaşar Yalçınpınar‘a ilişkin bir başka metin de şu adreste bulunuyor: https://evvel.org/santrfor-yasar-yalcinpinar-1914-1998


20160707_172104


Adalı Dergisi, Sayı: 133, Temmuz 2016, s. 42-43


20160707_172126


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Adalar Kültürü” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/mermer-adasi adresinden, “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
07
2016
--

“Mevcut Edebiyat Ortamı’ndan Temsili Görünümler”-2

gorunumlerk2


“Edebiyatımızdan Temsili Görünümler-2”
Fotoğraflar: Z. Yaman Koyuncu, 2016

“Edebiyatımızdan Temsili Görünümler-1” için bkz:
https://evvel.org/kendini-anlatan-edebiyatimizdan-temsili-gorunumler


gorunumlerk

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Tem
02
2016
--

Kuzgun Acar’ın ‘Kuşlar’ı İMÇ’ye dönecek…

kuslarkuslarla

“Kuzgun Acar’ın 1967 yılında yonttuğu “Kuşlar” adlı duvar kompozisyonu Unkapanı’nda bulunan İMÇ’deki yerine geri dönüyor. İhtiva ettiği demirlerin çürümeye başlaması nedeniyle üç yıl önce restorasyona giren yapıt, Kuzgun Acar’ın 40. ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen sergi kapsamında 24 Haziran – 23 Ekim 2016 tarihlerinde Sakıp Sabancı Müzesi’nde görülebilir.”

kuslaryenileme


EVV3L’in “KUZGUN ACAR” İLGİLERİ:

1/ https://evvel.org/ilgi/kuzgun-acar
2/ https://evvel.org/ilgi/kuzgun-acar/page/2


1/ Yaptığı her yontuda bir çığlık vardır.

2/ İnsanın zapt edilemeyeceğine, durdurulamayacağına, duramayacağına inanmıştır ve hareketin heykelini yapmıştır.

3/ “Yanlış”ı bulmanın “doğru”yu bulmak yolundaki en büyük adım olduğunu düşünür.

4/ Çivileri sever, eserlerine irkilmeden yaklaşamazsınız.

5/ Malzemesini hurdacıdan toplar, kaynakçı gözlüğüyle çalışır.

6/ İnsanın ancak kendi vicdanı kadar insan olabileceğini bilir.

7/ Devinim ve eylem adamıdır. Sadece kendi yaratıcılığından beslenmiştir. Her şeye karşı bir başkaldırır.

8/ Eserlerinde “hacim” olgusunu iplemez, tel elekten heykeller yapar.

9/ Mimiklerini kullanmakta zorluk çeken amatörlerden, öğrencilerden ve işçilerden oluşan sivil bir “Sokak Tiyatrosu” için özel masklar yapmıştır.

10/ Hayatının son günlerinde Marmara Adası’na “Balıkçılarla birlikte ağ çeken bir Atatürk heykeli” yapmayı düşünmüştür.

11/ Babasıyla birlikte Boğaz’da balığa çıkar. “Ördek” ve “Hanım İğnesi” isminde iki teknesi olmuştur.

12/ Hem “Afrikalı bir büyücü”, hem “İstanbullu bir beyefendi” hem de “19. yüzyıldan kalma bir nihilist” olarak yaşamıştır.

13/ Gerektiğinde, otomobillerin altını yıkamış, mensucat ustabaşılığı, bar fedailiği ve meyhanecilik yapmıştır.

14/ Akademi’de -bir ağaç dalını kırdığı için- Zeki Faik tarafından fişlenmiştir. Asıl neden, komünist olmasıdır.

15/ Eylül 1972’de gözaltına alınmıştır. Kendisiyle beraber gözaltında bulunan diğer insanlara çokça yardım etmiştir.

16/ 1967 yılında Türkiye’nin ilk gökdeleni olan Emek İşhanı’nın (Ankara-Kızılay) cephesine 13 metre boyunda bir “Türkiye” rölyefi yapmıştır. Dönemin en büyük rölyefi olan bu çalışma gazetelerde “Soyut Sanat Değer Buldu!” manşetiyle tanıtılmıştır. Ölümünün “hemen” ardından 1976 yılında yerinden sökülen “Türkiye” rölyefi Emekli Sandığı’nın deposuna kaldırılmış, 1990’da ise parçalanıp hurdacılara satılmıştır ve kaybedilmiştir. Bu ihmal, sanat çevrelerinde “öfke”yle karşılanmıştır.

Araştıran ve Derleyen: Zafer Yalçınpınar
Karga Mecmua, Şubat 2009, Sayı: 24


IMG_20160630_071842(1)

Aydınlık Gazetesi, 24/6/2016

Tem
01
2016
--

Zomzom!

her yer yok
neresi burası
kaçışma doluyuz
nereye kadar

bakışım bakış değil artık:
zomzom!

tüm köşeler korkuyla boyanmış,
herkes yok artık, can pazarı bu
korkuya her şeyle bağlanmış
havasız bir nemin içindeyiz
kendisine yankılanıyor herkes:

zomzom!

Zafer Yalçınpınar
28 Haziran 2016
İstanbul Atatürk Havalimanı


Hamiş: Zafer yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
30
2016
--

Eleştiri: “Okur Olmak ya da Müşteri Olmak” (Koray Sarıdoğan)

KalemKahveKlavye ekibinden Koray Sarıdoğan, ekonomik ve politik ilişkiler ışığında yayıncılık ve popüler dergicilik üzerine tutarlı bir inceleme yazısı kaleme almış. Çeşitli sorunlar ile çelişkilerin kök-nedenlerine erişmeye yönseyen “Okur Olmak ya da Müşteri Olmak” başlıklı yazının tam metnine https://www.kalemkahveklavye.com/2016/06/yayincilik-dergicilik-dergiler-uzerine-koray-saridogan.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
28
2016
--

Buluntu Şiir: “Deliler Bayramı” (Ece Ayhan, 1956)

eceayhandelilerbayrami
Bkz: https://pasaj69.org/buluntu-deliler-bayrami-ece-ayhan-caglar-1956/


Hamişler:

1/ Uğur Yanıkel’e “Deliler Bayramı” adlı şiiri evvel.org ve takipçileriyle paylaştığı için çok teşekkür ediyoruz.

2/ EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
26
2016
--

“Awesome John” gitti…

asım

Gitar virtüözü Asım Can Gündüz 24 Haziran 2016 Cuma günü öğle saatlerinde Marmaris-İçmeler’deki evinde kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi: https://haber.sol.org.tr/kultur-sanat/muzisyen-asim-can-gunduz-hayatini-kaybetti-160198

asımcan1

Haz
23
2016
--

“Nicanor Parra’nın ‘Karşışiir’leri” (Zafer Yalçınpınar)

parra

Şili ve Latin Amerika edebiyatının modern şiirdeki en kuvvetli temsilcilerinden biri olan Nicanor Parra Sandoval’ın bütün şiirlerini içeren “Şiirler, Karşışiirler, Başka Şiirler” Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı. Nicanor Parra’nın şiirlerini İspanyolca’dan dilimize Bülent Kale çevirmiş ve çevirinin şiirsel dengesini sağlamak konusunda Emirhan Oğuz sürece destek olmuş.

Kitabın “Şiirler ve Karşışiirler” başlıklı ilk bölümü oldukça ilginç bir hikâyeye sahiptir: Parra, 1953 yılında üç ayrı dosya biçeminde ve Juan Nadie(Hiç Kimse) rumuzunu kullanarak Şili Yazarlar Sendikası’nın şiir yarışmasına katılır. Yarışmada kapalı isim usulü geçerlidir ve jüri tarafından bilinmeyen gerçek isim olarak da satranç şampiyonu dostu Rodrigo Flores’in ismini bildirir. Yarışma sonucunda Parra’nın üç ayrı dosyası yarışmada ilk üçe girer! Ancak, kendisiyle alay edildiğini düşünen sendika, Parra’nın şiir dosyalarının yayın haklarına el koyar ve üç dosya 1954 yılında “Şiirler ve Karşışiirler” adıyla yayımlanır.

Nicanor Parra’nın ‘Karşışiir’ tanımlamasını oluşturan faktörlerin en önemlisi, şiirlerinde günlük, genel geçer konuşma dilini kullanarak “uzlaşımcı(konvansiyonel) bir şiirsel alan” kurabilme başarısıdır. Bu ‘Karşışiir’ dili, şair kimliğinin arketip öğelerinden uzaklaşarak biçimlenmiştir. Parra, poetika kuramını tüm hatlarıyla reddetmemiş ancak lirizmin insanlık tarihi boyunca alışılagelmiş ön-kabullerini şiirlerinde hep sonuncu sıraya itmiştir.  ‘Karşışiirler’de duygusal öğelerin ön-planda olmadığını, buna karşın insanlık tarihinin gelişimindeki sistematik hataların ve mantıksızlıkların derin bir biçimde sorgulanarak ön-plana alındığını görmekteyiz. ‘Çay Saatinde Sorular’ başlıklı ‘Karşışiir’den kısa bir bölüm bu durumu anlatan iyi bir örnektir:

“Şu solgun benizli adam bir balmumu
Müzesinden bir figüre benziyor;
Yırtık tüllerin ardından bakıyor:
Hangisi daha değerlidir, altın mı güzellik mi?
(…)
Kristal kadeh onu yaratan insanın
Elinden daha mı üstündür?
Tükenmiş bir atmosfer bu soluduğumuz,
Külden, dumandan, hüzünden:
Bir kez görülen şey bir daha aynı
Haliyle görülmez, der bize kuru yapraklar.
Çay saati, kızarmış ekmekler, margarin
Hepsi bir tür sisle kaplanmıştır.”

Nicanor Parra’nın şiirlerinde vurgulanan toplumsal ve tarihsel gerçeklikler, şair tipolojisinin lirik yöntemleriyle değil de matematik kurallarının yanlış işleyişini irdeleyen bir anti-karakterin bilimsel incelemeleriyle ele alınmış gibidir. Parra, eğretilemelerin dozunu sürekli kontrol altında tutmaktadır. (Bu açıdan Fransız şair Eugène Guillevic’in şiirleri, yakın dönem dünya şiirinde Nicanor Parra ile benzeştiğini düşündüğüm tek örneklerdir.) Parra, şiirlerinde işlediği toplumsal sorunları matematiksel terimler gibi ele alır ve şiirini bir mantık denklemi ya da mantık silsilesi şeklinde kurmaya çalışır. “İnsanlık” olgusunun “düşünsel yoksunluk” ihtiva ettiğine inanır ve toplum/topluluk bileşkesinin mantıksız bir parodiden ibaret olduğu sonucuna ulaşır:

“(…)
Kurşunla yaralanmış biri gibi kitaplıklara
___sürüklendim.
Özel evlerin eşiklerinden geçtim,
Dilimin keskin yanıyla iletişim kurmaya çalıştım
___seyircilerle:
Onlarsa ya gazete okuyorlardı
Ya da yitip gidiyorlardı bir taksinin peşi sıra.

Nereye gitmeli o zaman!
Bu saate dükkânlar da kapalıdır;
Ben akşam yemekte gördüğüm bir dilim kuru soğanı
___düşünüyordum
Ve bizi öteki uçurumlardan ayıran uçurumu.”

‘Karşışiir’lerin sürekli ‘sıfır’ sonucuna varan, ‘insanın yoksunluğu’nu işaret eden alegorik bir yapısı olduğunu görüyoruz. Parra’nın şiirlerinin Sait Faik’teki “durum öyküsü” niteliğine benzeyen öykülemeci bir yönü olduğunu ve birçok açıdan Sait Faik’in toplumsal çelişkilere yaklaşımındaki unsurlarla özdeşleştiğini söyleyebilirim.

Nihayetinde, Nicanor Parra’nın bütün şiirleri, modern şiirin karmaşık imgeselliğinin ve klasik şair arketipinin karşısında benzersiz ve güçlü bir ‘karşışiir denklemi’ oluşturmaktadır.

Zafer Yalçınpınar
Aydınlık Kitap, Sayı: 216, 10 Haziran 2016, s.10


nicanor-parra


Hamişler:

1/ Yazının ‘pdf’ biçemine https://bit.ly/nicanorparrakarsisiir adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden, tüm kitaplarına ve özgeçmişine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.


Ayrıca Bkz:

-John Berger’in Şiirlerindeki Tinsellik
Tam metin pdf: https://bit.ly/johnbergersiirler
Aydınlık Kitap, Sayı: 243, 30 Aralık 2016

-Nilgün Marmara’nın Kâğıtları’ndaki İmgelem
Tam metin pdf: https://bit.ly/nilgunmarmarakagitlar
Aydınlık Kitap, Sayı: 241, 9 Aralık 2016

-Oktay Rifat’ın Dışarıda Kalan Şiirleri
Tam metin pdf: https://bit.ly/oktayrifatdisarida
Aydınlık Kitap, Sayı: 235, 28 Ekim 2016

-Ingeborg Bachmann ve Dil Felsefesi
Tam metin pdf: https://bit.ly/bachmanndilfelsefesi
Aydınlık Kitap, Sayı: 220, 8 Temmuz 2016

-Werner Herzog’un Bakışının Biçimini Taşıyan Bir Yolculuk
Tam metin pdf: https://bit.ly/herzogbuzdayurur
Aydınlık Kitap, Sayı: 214, 27 Mayıs 2016

-Julio Cortázar’ın zihninden; “Küba Devrimi’nin Başlangıç ‘Buluşma’sı”
Tam metin pdf: https://bit.ly/cortazarbulusma
Aydınlık Kitap, Sayı: 211, 6 Mayıs 2016

-Alfred Jarry’den “Günler ve Geceler” Ötesi Tinsellik
Tam metin pdf: https://bit.ly/alfredjarrygunlergeceler
Aydınlık Kitap, Sayı: 202, 4 Mart 2016

-MŞŞ’nin ‘Yalnızlık Çölü’nde; “Sayıklayanlar”
Tam metin: https://evvel.org/m-s-s-nin-yalnizlik-colunde-sayiklayanlar-z-yalcinpinar-aydinlik-kitap-2682016
Aydınlık Kitap, Sayı: 226, 26 Ağustos 2016

-ECE AYHAN ile ‘KARA GERÇEK’
Tam metin: https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/eceayhanilekaragercek.jpg
Aydınlık Kitap, Sayı: 195, 15 Ocak 2016

Haz
21
2016
--

Şiir: “Müphemiyet” (Kerem Bereketoğlu)

(…)
Geceye kaçak girdiğin yerden
Saatler kendini biraz ileri alır
Tam araya an sıkışır, tutar
Çekersin, karanlık bir gerçeği doğuracaksan
Elbette hamile kalabilirsin anlamdan

Gece, tecrübeli yalnızlar, karanlık gerçek
İlerleyen saatler ve edilecek dua
Mahsuru yok zamansız ölmenin
Tüm bu belirsizliğin arasında

Kerem Bereketoğlu
anzin fanzin, “Yok”,  Sayı:7, Haziran 2016

Haz
19
2016
0

Sıkı şair, ressam ve grafiker SAİT MADEN’i saygıyla anıyoruz…

 “Sait Maden’in, 21 Mart 2011 Dünya Şiir Günü için hazırladığı
“Şiirin Dip Sularında” adlı poetik bildirisi”

 “Sait Maden’in tasarımını gerçekleştirdiği logolardan bazıları”

SAİT MADEN’İN ÇEVİRDİĞİ ŞİİRLERDEN:

“Maesta ve Errabunda” (C. Baudelaire)
https://evvel.org/maesta-ve-errabunda-c-baudelaire

“Boşlukta…” (E. Montale)
https://evvel.org/boslukta-eugenio-montale

“Gözle görülebilen…” (P. Eluard)
https://evvel.org/gozle-gorulebilen

“Ne söyledimse…” (P. Eluard)
https://evvel.org/ne-soyledimse


“Sait Maden’in “Korku Zambakları”
başlıklı bir kitap kapağı tasarımı”
(Zafer Yalçınpınar Arşivi’nden)


Haz
19
2016
--

BİNBİR BEDROS: “Otoportreler” (Bedri Rahmi Eyüboğlu)

 binbirbedros2


Bedri Rahmi Eyüboğlu
“BİNBİR BEDROS”, Otoportreler, Ada Yayınları, 1977


binbirbedros4

 

binbirbedros

binbirbedros3


Hamiş: EVV3L kapsamında yer alan Bedri Rahmi Eyüboğlu ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
14
2016
--

Julio Cortázar’ın zihninden; “Küba Devrimi’nin Başlangıç ‘Buluşma’sı” (Zafer Yalçınpınar)

bulusma

Son altı ay zarfında yayımlanan çeviri edebiyat eserlerini incelediğimde içerik açısından en etkileyici ve kuvvetli eserlerin Latin Amerika edebiyatı kapsamında yer aldığını görüyorum: “Carlos Maria Dominguez, Kâğıt Ev (Jaguar Yay.)”, “Emiliano Monge, Bakır Gök (Yapı Kredi Yay.)”, “Nicanor Parra, Şiirler-Karşışiirler-Başka Şiirler (Ayrıntı Yay.)” ve “Eduardo Galeano, Kadınlar (Sel Yay.)”. Nisan ayında bu güçlü bileşkeye Julio Cortázar’ın “Buluşma” adlı eseri eklendi. ‘Deli Dolu Kitap’ etiketiyle yayımlanan ‘Buluşma’yı Altuğ Akın dilimize çevirmiş ve Julio Cortázar’ın anlatısındaki sahnelere Enrique Breccia’nın siyah beyaz çizimleri eşlik ediyor. Kitabın baskısı, tasarımı ve içerdiği tarihsel çevrimin özelliği düşünüldüğünde kitabın edebi değeriyle birlikte yüksek bir koleksiyon değeri de taşıdığını ifade etmeliyim.

‘Buluşma’da işlenen tarihsel anlatı, Küba halkının maruz kaldığı diktatör Fulgencio Batista’yı devirmek ve Küba Devrimi’ni ateşlemek için Meksika’dan “Granma” adlı tekneyle yola çıkan seksen iki devrimcinin 2 Aralık 1956 günü Küba’da karaya adım atmalarıyla başlıyor. Küba’ya ulaşan devrimcilerin arasında Ernesto ‘Che’ Guevara da bulunmaktadır. Che’nin ve devrimcilerin amacı, devrimin lideri olan Fidel Castro (kitaptaki kod adıyla Luis) ve Fidel Castro’nun kardeşi Raúl Castro (kitaptaki kod adıyla Pablo) ile buluşarak Sierra Maestra Dağları’nda  “26 Temmuz Hareketi” adı altında örgütlenen devrim güçlerine katılmaktır. Guevara’nın içinde bulunduğu grubun tarihsel ‘buluşma’ öncesinde Batista’nın askeri güçleriyle yaşadığı çarpışma, 1959’un Ocak ayına kadar sürecek olan Küba devrim savaşının başlangıç ânlarından biri olarak kabul edilmektedir.

cortazar2

Julio Cortázar, ‘Buluşma’nın anlatısını ‘Ernesto Guevara’nın gözünden biçimlendiriyor. Grubun karaya adım attığı ilk ândan itibaren bataklıkta yaşadığı fiziksel zorluklar ve ilerleyen çatışma ya da gizlenme ânlarındaki hayatı idame güdüsü tüm sahnelerin mihenk noktasını oluşturuyor: Hedefe -buluşma ânına- doğru ilerlenirken ölen devrimcilere ve yaralananların süreksel acılarına rağmen devrim düşüncesinin özgürlüğüyle birlikte işlenen hayatta kalma güdüsü ve bu güdünün grup üzerindeki ruhsal etkisi, yaşamın özünde bulunan ‘umut’ duygusuyla birleşerek anlatının temelini oluşturuyor. Ayrıca, grubun ‘buluşma’ umudunun azaldığı noktalarda ortaya çıkan Latin Amerika’ya özgü ironik diyaloglar ve esprili deyişler birer ‘dengeleyici motif’ olarak Cortázar tarafından anlatıya eklenerek anlatının akışı ve karakterler arasındaki etkileşim güçlendirilmiş.

Anlatının gelişimi, Guevara’nın zihin süzgecinden geçirilerek -Cortázar’ın tüm eserlerinde olduğu gibi- entelektüel ve imgesel bir ‘düşün katmanı’ oluşturuyor. Anlatıyı edebi açıdan güçlü kılan özelliklerden biri de Guevara’nın zihnindeki zaman algısının Cortázar’ın düşünsel yazım tekniğiyle (içe bakış yöntemiyle) ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin Guevara’nın hayatında verdiği en önemli kararı (yani zengin bir doktor olarak burjuva yaşamını sürdürmeyi reddedip devrim hareketine katılmasını) geçmişe dönük olarak irdelenmesinin yolculuk sırasında yaralanan Tinti’nin ölüm ânına denk gelmesi, Julio Cortázar’ın anlatıya kattığı kurgusal başarılardan biridir.

cortazar3

Julio Cortázar’ın dile getirdiği en etkileyici sahne, çatışmaların azaldığı ‘soluklanma ânları’ndan birinde Ernesto Guevara’nın yıldızlı ve berrak geceye karşı ağaç dallarından oluşan bir çizimi, Mozart’ın “Av” adlı bestesiyle özdeşleştirerek anlattığı ândır. Bu sahnede Guevara, devrimin ve Castro’yla buluşmak için ilerleyen grubun içinde bulunduğu zihinsel durumu Mozart tarafından bestelenen “Av” kuartetinin giriş bölümüyle hem imgesel hem de müzikal açıdan -çoklu olarak- özdeşleştirir:

“(…)Mozart ve ağaç bilmese de, biz de kendi meşrebimizce, umutsuz, amatör bir savaşı ona anlam veren, onu meşrulaştıran ve en sonunda zafere taşıyan bir düzene dönüştürmek istedik, ki bu zafer, yılların boğuk av borazanlarının ardından bir melodinin yeniden inşası olabilir; ‘adagio’yu takip eden ‘allegro’ son, aydınlığa kavuşma gibi olabilir.(…)”

Julio Cortázar’ın özenli bir dille okuyucuya sunduğu bu tarihsel anlatının sonunda, devrimciler sayıları yirmiden az kişi olarak Fidel Castro’yla buluşmayı başarmıştır. Buluşma ânının getirdiği coşkulu özgürlük ve umut duygusu Ernesto Guevara’nın ağzından şu tümcelerle ifade edilir:

“(…)Sonunda ona (Castro’ya) bir şey söylemedim ama kuartetin adagio bölümüne geçtiğimizi hissediyordum, birkaç saatlik kırılgan bir ferahlama, fakat şüpheye yer bırakmayan bir geçiş, unutmamamız gereken bir işaret.(…)”

Küba devriminin ruhunu ve dirayetini taşıyan tüm özgül duyguların dile getirildiği ‘Buluşma’ adlı uzun öyküyü herkesin okumasını dileyerek, Julio Cortázar’ın özgün anlatımıyla Küba devriminin başlangıcını oluşturan bu önemli buluşma yolculuğunu (özgürlük için gerçekleşen birlikteliklerin tarihsel kıvılcımını) her okuyucunun içselleştirmesi gerektiğine inanıyorum.

Zafer Yalçınpınar
Aydınlık Kitap, Sayı: 211, 6 Mayıs 2016, s.5


Hamişler:

1/ Yazının ‘pdf’ biçemine https://bit.ly/cortazarbulusma adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Julio Cortázar” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/julio-cortazar adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ Yalçınpınar’ın inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden, tüm kitaplarına ve özgeçmişine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.


Ayrıca Bkz:

-John Berger’in Şiirlerindeki Tinsellik
Tam metin pdf: https://bit.ly/johnbergersiirler
Aydınlık Kitap, Sayı: 243, 30 Aralık 2016

-Nilgün Marmara’nın Kâğıtları’ndaki İmgelem
Tam metin pdf: https://bit.ly/nilgunmarmarakagitlar
Aydınlık Kitap, Sayı: 241, 9 Aralık 2016

-Oktay Rifat’ın Dışarıda Kalan Şiirleri
Tam metin pdf: https://bit.ly/oktayrifatdisarida
Aydınlık Kitap, Sayı: 235, 28 Ekim 2016

-Ingeborg Bachmann ve Dil Felsefesi
Tam metin pdf: https://bit.ly/bachmanndilfelsefesi
Aydınlık Kitap, Sayı: 220, 8 Temmuz 2016

-“Nicanor Parra’nın ‘Karşışiir’leri”
Tam metin pdf: https://bit.ly/nicanorparrakarsisiir
Aydınlık Kitap, Sayı: 216, 10 Haziran 2016

-Werner Herzog’un Bakışının Biçimini Taşıyan Bir Yolculuk
Tam metin pdf: https://bit.ly/herzogbuzdayurur
Aydınlık Kitap, Sayı: 214, 27 Mayıs 2016

-Alfred Jarry’den “Günler ve Geceler” Ötesi Tinsellik
Tam metin pdf: https://bit.ly/alfredjarrygunlergeceler
Aydınlık Kitap, Sayı: 202, 4 Mart 2016

-MŞŞ’nin ‘Yalnızlık Çölü’nde; “Sayıklayanlar”
Tam metin: https://evvel.org/m-s-s-nin-yalnizlik-colunde-sayiklayanlar-z-yalcinpinar-aydinlik-kitap-2682016
Aydınlık Kitap, Sayı: 226, 26 Ağustos 2016

-ECE AYHAN ile ‘KARA GERÇEK’
Tam metin: https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/eceayhanilekaragercek.jpg
Aydınlık Kitap, Sayı: 195, 15 Ocak 2016

Haz
12
2016
--

anzin #7: “YOK”

anzin-yok

anzin‘in “YOK” temalı yedinci sayısı yayımlandı…

bkz: https://www.facebook.com/anzinfanzin/
irtibat ediniz, twitter: @anzinfanzin

Haz
12
2016
--

Kendini Anlatan: “Mevcut Edebiyat Ortamı’ndan Temsili Görünümler”

20160528_152236


“Edebiyatımızdan Temsili Görünümler”, 2016
Fotoğraflar: Zafer Yalçınpınar


20160503_180719

20160528_152135


“Edebiyatımızdan Temsili Görünümler”, 2016
Fotoğraflar: Zafer Yalçınpınar


20160428_190541

20160502_180206


Hamiş: Z. Yalçınpınar’ın “Kendini Anlatan” fotoğraflarına https://zaferyalcinpinar.tumblr.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com