(…)
Pek çok kelimenin içinde unutulmuşluktan kurtarılamayacak gerçekler vardır. Bana öyle geliyor ki insanın gerçekler konusundaki tutumu biraz tuhaftır ve çeşit çeşit yiyeceklerle dolu kavanozlara sahip bir aşçının tutumuna benzer. Elbette her kavanozun kendisine ait bir kapağı varmış; fakat aşçı, kavanozları kapatırken dikkatsizce karıştırıvermiş kapakları. İşte böylelikle, bugün kavanozların içinde ne olduğunu tahmin etmek imkânsız hale gelmiş. Gerçeklik konusunda da aynı şey gerçekleşti: Üzerine kapaklar yerleştirilmiş sayısız kelime, sayısız gerçek var ve bu kapakların altındakiler herkese apaçık gözüküyor. Bir kapağın üzerinde “tembellik bütün kötülüklerin anasıdır” yazıyor. Bu kapakla rastgele bir kavanozu kapatmış ve bugüne kadar o kavanozun utanç ve kötülük içerdiğine inanmışız. Uzun lafın kısası, “tembellik” kelimesinin insanı niteleyici biçimde kullanılması son derece tehlikelidir. İnsan için dünyada bundan daha tehlikelisi yoktur. Tembelliği “varlığın” ölümü olarak görmek; yani selametini yalnızca üretimde, çalışmada bulan insanın ölümü anlamına geldiğini düşünmek yeterlidir. (…)
Kazimir Maleviç
“İnsanın Esas Gerçekliği: Tembellik”
Çev: Ender Keskin, Sel Yay., 2.Baskı, 2015, s.10-11