Tem
14
2017
--

Anons: “34 TUNCA 18… Ticari! Bekleme yapma, sağdan devam et!”

Bugünkü yazısında Tunca Arslan, “Selim İleri” meselesi kapsamında bana giydirmeye filan çalışırken mıy mıy mıy, vıdı vıdı etmiş, kırıtmış, gevelemiş ve işi “Selim İleri çok tatlı, çok şeker bir edebiyatçı ama… Niye Selim’i sevmiyorsunuz yahu?” demeye kadar düşürmüş. Bu duruma gülsem mi, ağlasam mı bilmiyorum. Böylesi zayıf, zorlama söylemlere ve hakikati yadsımak için kullanılan ‘kendi kendini doğrulayan savcı’ tipi bilişsel uyumsuzluk yöntemlerine artık cevap verme gereğini duymuyorum.

Anons: “34 TUNCA 18… Ticari! Bekleme yapma, bekleme yapma, sağdan devam et!”

Sahicilikle,
Z. Yalçınpınar

Tem
10
2017
--

Ece Ayhan’a dair Önemli Bir Duyuru’dur!


“Ece Ayhan Çağlar ve oğlu Ege Çağlar”

 

Son birkaç haftadır -sağda soldaki- birçok söyleşide/yazıda kulaktan dolma tuhaf bağlamlar kullanılarak Ece Ayhan’ın yaşamının tutarsız ve özensiz biçimde tarif edilmeye çalışıldığını görüyorum. Ece Ayhan’ın vefat tarihi olan 12 Temmuz yaklaştıkça bu tip aktiviteler artıyor, filan…

Bilindiği gibi, ben ve birkaç arkadaşım yaklaşık 10 yıldır Ece Ayhan üzerine efemeratik yönü ağır basan araştırmalar, incelemeler ve edebî tahliller gerçekleştiriyoruz. Elde ettiğimiz tüm sonuçları/buluntuları Ece Ayhan Web Sitesi  ile EVV3L Ece Ayhan İlgileri İndeksi‘nde paylaşıyoruz, topluyoruz. İşbu bütünselliği takip ederek Ece Ayhan’ın yaşamı hakkındaki en doğru/sahici bilgilere ve yorumlara ulaşabilirsiniz.

Söz konusu arşiv ve efemera çalışmalarının sonucunda Ece Ayhan’ın poetikasını ve yaşamını en tutarlı şekilde anlatmak için üç önemli yazı kaleme aldım. Bu yazıların -dikkatle- okunmasını, Ece Ayhan’daki “kara duygululuk” durumu ile maruz kaldığı büyük haksızlıkların doğru anlaşılmasını -ve tabiî ki doğru anlatılmasını- öneriyorum, önemsiyorum!

1/ Ece Ayhan Hakkında Bilinmeyenler (2016)
Okumak için: https://bit.ly/eceayhanbilinmeyenler

2/ Ece Ayhan’ın İktidar Karşıtlığı (2017)
Okumak için: https://bit.ly/eceayhaniktidarkarsitligi

3/ Ece Ayhan Çağlar Adası (2012)
Okumak için: https://bit.ly/eceayhanadasi

Ece Ayhan’ın yaşamına ve poetikasına dair gösterdiğiniz/göstereceğiniz özen için çok teşekkür ederim.

Sahicilikle,
Zafer Yalçınpınar

Tem
09
2017
--

“Sütten başka bir şey içmezmiş!” (Charles Baudelaire)

(…)

(…)

Charles BAUDELAIRE
“Şaraba Dair”, Çev: Alper Turan
Sel Yayıncılık, 2016, 1. Baskı, s.17

Tem
09
2017
--

Şiir Kitabı: “Glitchnâme” (Uğur Yanıkel)

Uğur Yanıkel, Glitchnâme
YAYINpasaj69.org, Temmuz 2017, 26 Sayfa, Şiir

Kitabın tam metnini pdf biçeminde okumak için: https://bit.ly/glitchname


PASAJ ekibinin diğer e-kitapları için bkz: https://yayin.pasaj69.org/


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan e-kitap ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
07
2017
--

Sergi: “Sait Faik’ten Kafka’ya…” (Abdülkadir Elçioğlu)

Aptülika’nın (Abdülkadir Elçioğlu‘nun) orijinal karikatür ve illüstrasyon biçeminde çizdiği edebiyatçı portreleri sergisi, 1- 29 Temmuz 2017 tarihleri arasında Kuzguncuk’taki Nail Kitabevi’nin sanat galerisinde ziyaretçilerini bekliyor…


Tem
07
2017
--

MURAL İstanbul 2017


Bkz: https://bantmag.com/mural-istanbul-2017-yarin-kadikoyde-basliyor/



Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
01
2017
--

“Neoliberalizm’in Kötü Yolu”


Pierre Bourdieu’nun geçtiğimiz günlerde dilimize çevrilen “Neoliberalizm’e Karşı Ateşler” adlı kitabındaki püf noktaları kültürel sermaye kuramı kapsamında ele aldığımızda ve işbu hakikatleri David Harvey’in geniş kapsamlı iktisadi ve tarihsel tanımlamalarıyla birlikte incelediğimizde, neoliberalizmin kültür-sanat alanında yürüttüğü sinsi manevraları son derece açık bir şekilde görmek mümkündür.

Kültür-sanat alanında çağdaşlık, güncellik, evrensellik ve ulusallık gibi öz-saygı(haysiyet) kavramlarını ve öz-saygının(haysiyetin) önündeki engelleri fark etmek için, bu kavramları sinsi bir şekilde -dip dalga, dip ses, üst akıl ya da gizli el olarak- değiştirmeye çalışan neoliberal politikaların ‘girişimci tipolojisi’nden bahsetmek gerekiyor. Çünkü neoliberal odaklar, son 10 yılda, girişimcilik ve kalkınma retoriğini kullanarak, bulunduğumuz coğrafyanın siyaset söylemini, bilim ve düşünce dünyasını, yayıncılık ile gazetecilik sektörleri üzerinden algısal olarak değiştirmek için yüklü yatırımlar gerçekleştirdiler.

Tarihe baktığımızda, Şili’den günümüze, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar neoliberalizmin aynı yöntemi ve söylemi kullandığını anlarız: Neoliberalizm, toplumların ve toplumsal etki alanlarının ‘özgürlük algısı’nı yönetmeye soyunmuştur. Neoliberal odaklar, yönlendirilen, sinsice biçimlendirilen toplum algısının hakikatin önünde yer almasını sağlayarak vahşi kapitalizmin piyasa, üretim ve ürün koşullarının yenilenmesini, sürdürülebilirliğini mümkün kılmaya çalışmaktadır. Üstelik bu kötücül yöntemi ‘rızanın inşası’ ile yürütmektedirler. 1980’ler sonrasında toplumun algısı pazarlama, promosyon, ödüllendirme sistematiği ve halkla ilişkiler aygıtlarıyla yönetilmiştir. 2000’ler sonrasında ise stratejik planlama, kurumsal sosyal sorumluluk ve düşünce kuruluşları aracılığıyla neoliberal yanılgının ve kötücüllüğün yaygınlaşmaya başladığını görürüz.

2002 sonrasında ülkemizde faaliyete başlayan ve sayısı 60’ı bulan stratejik düşünce kuruluşlarını (think-tank’leri) saymazsak, yayıncılık sektörü ve bu sektörün yönetsel kuruluşları (falanca birlikleri, odaları, STK’ları) neoliberal yansımaların en yaygın olduğu kültür-sanat alanıdır. Yayıncılık sektöründe niteliğin son derece azaldığını -sıfıra yakınsadığını- buna karşın niceliğin 20-30 misli arttığını görüyoruz. Bugün yayınevleri ve kitaplar sayısal olarak kitap fuarlarına sığmayacak kadar fazlalaştı. Popüler dergiler ve süreli yayınlar gazete bayilerine, raflara, kitabevlerine sığmıyor. Her hafta, her gazetenin kitap eki sayfalar dolusu kitap tanıtımında bulunuyor. Neoliberal kesime baktığımızda; mikrofon arkasından ve kamera önünden poz kesmeyen, ödülsüz, parasal desteksiz, devlet yardımından mahrum, şilt ve plaketlerle onurlandırılmamış yazar-şair kalmadı neredeyse! Peki, sonuç? Bu arz fazlası nelere neden oldu? Söz konusu niceliksel artışa rağmen ülkemizin fikir, kültür ve sanat atmosferinin özgürleştiğini veya geliştiğini söyleyemeyiz. Aksine, kültür-sanat atmosferi ‘kurşun gibi ağır’ ve ‘boğucu’ bir gericilik ile dinsel istismar ablukasının içine düşmüştür. Mevcut çelişkili durum, uzmanlığın ve liyakatin olmadığı sahte hastaneler, sahte ar-ge merkezleri, sahte fabrikalar ve çakma üniversiteler gibi ‘içi boş’ bir görüntü vermektedir. Kültür-sanat alanındaki nitelik eksikliğinin nedeni; birikimle, araştırmayla, gayretle, emekle ve sabırla elde edilmemiş kazançlardır. Amaçsızlık, bağlamsızlık, yanılgı ve kapitalist heves dolu girişim psikolojisiyle güdülenen kalkınma retoriği, kültür-sanat alanının niteliksel değerini ablukaya almıştır. Yayıncılık alanındaki niceliksel artışın nedeni; kifayetsiz ve liyakatsiz muhterislerin (ki neoliberal odaklar bu tipolojiyi ‘kullanışlı ahmak’ olarak tanımlar) karanlık, sinsi ve ‘gizli el’lerle yurtsever, çağdaş ve evrensel değerleri yıkmak için ‘işgal/vurgun işbirliği’ sağlamasındandır. Bu olumsuz/kavuşmaz şartlar altında yurtsever, çağdaş ve ilerici insanların kültür-sanat alanında neoliberalizm tarafından peydahlanan nev-i zuhûr kuşağa dikkat etmesi, bu karanlık ve yıkıcı kesimle hiçbir konuda işbirliği içine girmemesi, sahte girişimcilere/kalkınmacılara karşı dik durarak kültür-sanat alanındaki ‘birikmiş emekler’ ile ‘evrensel değerleri’ koruması gerekiyor.

Son olarak, 9. Kadıköy Kitap Günleri (Haziran 2017) sırasında yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Biraz önce bahsettiğim neoliberal tipolojiden bir ‘erkek’ yazar, yurtseverlerin standında imza günü gerçekleştiren bir ‘kadın’ yazarın küçük kızıyla fuar alanında tesadüfi olarak karşılaşıyor ve küçük kıza diyor ki; “Annen kötü yola düştü!” Bu söz ve tavır beni çok kızdırdı. O ‘erkek’ yazara -insanlık adına- buradan cevap vermek zorundayım: “Kötü yol senin haysiyetsizliğindir! Kötü yol, neoliberalizmin gönüllü köleliğidir! Kötü yol, neoliberalizmin türevi olan nev-i zuhûrların Türkiye’yi parçalamak için yürüttüğü işbirliğidir!” Nokta.

Zafer Yalçınpınar
Aydınlık Gazetesi Kültür-Sanat Sayfası, 30 Haziran 2017


Hamişler:

1/ Yazının ‘pdf’ biçemine https://bit.ly/kotuyol adresinden ulaşabilirsiniz.

2/ Yalçınpınar’ın inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden, tüm kitaplarına ve özgeçmişine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
01
2017
--

Yazmak Üzerine Notlar’dan… (JULES RENARD)

1892

(…)
Romanın yeni çıkar yolu romancılığa soyunmamaktır.

Yaşamı tatlılıkla alt etmek gerek.
(…)

1894

(…)
Yazınım kendime yazıp sizin okumanıza izin verdiğim mektuplar gibidir.
(…)

1897

(…)
Zekâmız, rüzgârda mum gibidir.

Yaşamı en yalın ifadesine indirgemeli.
(…)

1900

Yazarın işi yazmayı öğrenmektir.
(…)
Düşlemek sanatçı olarak anlamak demektir.
(…)

1901

Özgür insan, aklını sonuna dek zorlamaktan çekinmeyen kişidir.
(…)

1906

(…)
Çalışma kimi zaman içinde hiç balık olmamış bir suda balık tutmak gibidir.
(…)
Düşler: düşünceyi boğan sarmaşık.
(…)

1907

(…)
Yazı adamlarının yaşamdan eksilttiği şeyleri topluyorum, güzellik öyle ortaya çıkıyor.
(…)
Beynim bir örümcek ağı gibi oldu: Yaşam ona yakalanmadan geçip gidemez artık.
(…)

1909

(…)
İnsanlar gerçekliği gerçeğe yakınlıkla karıştırıyor.
(…)

JULES RENARD
“Yazmak Üzerine Notlar”, Çev: Orçun Türkay,
Sel Yayıncılık, 2016, 2. Baskı


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları”na https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
30
2017
--

‘Aydınlık Kitap’ kendinde mi? (Zafer Yalçınpınar)

 

Bugünkü (30 Haziran 2017 tarihli) Aydınlık Gazetesi Kitap Eki’nin (Sayı: 269) kapağında Selim İleri’nin suratını görünce şöyle düşündüm: “Aydınlık Kitap kendinde mi?” Üstelik, Selim İleri’nin kapaktaki fotoğrafının yanında büyük puntolarla şu yazıyordu: “Edebiyatın ve sanatın kurtarıcılığına hâlâ inanıyorum.” Selim İleri’nin ağzından çıkan bu sözü okuduğumda, nasıl desem bilmiyorum ama “Şaşırdım, son derece üzüldüm, kızdım, kalbim kırıldı, Aydınlık Kitap kapsamındaki tüm emeklerimin boşa gittiğini hissettim.”

2016 yılı süresince Aydınlık Kitap kapsamında birçok inceleme yazısı kaleme aldım.  Aydınlık Kitap’ın 2017’nin başında editöryal ekibi değişti. Bu değişimde Aydınlık Kitap’tan -kibarca ve ustaca bir operasyonla; yazılarım editörya tarafından reddedilerek, bekletilerek- tasfiye edilmiştim. Aydınlık Kitap’ın ve çevresinin 5 yıllık birikmiş emeğine saygımdan, bu duruma fazlaca ses çıkarmamış, çok toz kaldırmadan durumu kabullenmeye ve duruma tahammül etmeye çalışmıştım. (Bakınız: https://evvel.org/aydinlik-kitap-ekine-veda)

Fakat bu son hamle; ‘Selim İleri’nin Aydınlık Kitap kapsamında kendi karanlığını aklamaya çalışması’ ve ‘Ferhan Bayır’ın bu duruma aracı olması’ tahammül edilecek, yenir yutulur bir şey değil! Çünkü bu ‘büyük hata’ya tahammül edip ses çıkarmazsak, yarın öbürsü gün Elif Şafak’ı veya Hilmi Yavuz’u ve hatta başka Zaman Gazetesi yazarlarını Aydınlık Kitap’ın kapağında görebiliriz!

Ferhan Bayır‘a ve Aydınlık Kitap’ın yeni editöryasına yüksek sesle soruyorum:

“Siz kendinizde misiniz?!”

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar



Hamiş: Yalçınpınar’ın inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden, tüm kitaplarına ve özgeçmişine https://zaferyalcinpinar.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
26
2017
--

Kolektif Şiir: “Satürn Fısıldayacak”

“Satürn’den gelenler birbirini tanırlar.
İsimsiz gökyüzüne mülteci yıldızlar bıraktık,
tanımadığımız birilerini aydınlatsın diye! (…)”


NeoBeat taifesinin yönledirisiyle 10 Haziran 2017 günü twitter’da #satürnfısıldayacak hashtagi üzerinden, birkaç bin kişinin katılımıyla kolektif olarak yazılan şiirin tam metnine https://beatkusagi.com/saturnfisildayacak/ adresinden ulaşabilirsiniz.


Haz
24
2017
--

“Ece Ayhan’ın İktidar Karşıtlığı” (Zafer Yalçınpınar)


Üvercinka Dergisi‘nin Haziran 2017 tarihli 32. sayısında yayımlanan “Ece Ayhan’ın İktidar Karşıtlığı” başlıklı yazının tam metnini https://bit.ly/eceayhaniktidarkarsitligi adresinden okuyabilirsiniz.



Hamiş: EVV3L  kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
23
2017
--

SOL AÇIK taraftar grubu tribüne dönüyor!


Fenerbahçe’nin muhalif taraftar grubu Sol Açık, Twitter hesabından paylaştığı
“Sarının kavgasında lacivert düşlerimiz var. Dönüyoruz!”
mesajıyla yeni sezonda tribüne döneceğini ilan etti.


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” ilgilerine https://evvel.org/ilgi/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
21
2017
--

Sokaklardan…

by Canavar
Kadıköy, 2017

Fotoğraflar: Zy


by Yabancı
Burgaz Adası, 2017


by Rakun
Kadıköy, 2017


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
19
2017
--

Şiir Kitabı: “Kış Algını” (İlker Şaguj)

İlker Şaguj, “Kış Algını”
YAYINpasaj69.org, Haziran 2017, 60 Sayfa, Şiir

Kitabın tam metnini pdf biçeminde okumak için: https://bit.ly/kisalgini


PASAJ ekibinin diğer e-kitapları için bkz: https://yayin.pasaj69.org/


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan e-kitap ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
18
2017
0

‘Ödüllendirilmiş Şairler’ ve ‘Joachim Raphaël Boronali’ için… özel bir şiir…

JoacimRafaelBoronali

İtalyan fütürist ressam Joachim Raphaël Boronali‘nin
“Ve Adriyatikte Uyuyan Güneş” adlı eseri…



Joachim Raphaël Boronali
(Ödüllendirilmiş şairlere ithafen…)

doğayı anlatan bu ellerim hiç titremiyor
rakiplerimin tarihini
_________ve beceriksizliğini yok ettim
büyük şairlerin bile yazamadığı gerçekleri
___________________ben resmettim
“Ve Adriyatik’te Uyuyan Bir Güneş” gibi
yükselmeye hazır övgülerim
______________başarılarım
herkes biliyor ben büyük bir insanım

Ve ateşin gücüne sahibim
manşetlere taşıyın beni
bu ülkedeki vicdanın kardeşliğiyim
daha fazla kutlamayla yıkayın beni
ben gerçeğin mucidiyim
muhalefetin ta kendisiyim
_____________sevgilinizim
sanatın başarı ağacı
kokteyllerin ve açılışların amacı
ödül törenlerinin ve köşe yazarlarının baş tacı
papyonların ve bin yıllık ritüellerin anlamıyım
Joachim Raphaël Boronali’nin hayatıyım
bendeniz

Zafer Yalçınpınar
Aralık 2015


1/ “Joachim Raphaël Boronali kimdir?” diyenler için bkz; https://evvel.org/joachim-raphael-boronali-kimdir

2/ “Joachim Raphaël Boronali” adlı şiirin pdf biçemine https://bit.ly/boronali adresinden ulaşabilirsiniz.

3/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

4/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için bkz; https://bit.ly/zykimdir

Haz
17
2017
--

“Baş aşağı duran insanlar var, tıpkı bitkiler gibi; o insanlar ayaklarıyla bakıyor dünyaya!” (Francis Picabia)

(…)

Üst-kadınlar, üst-erkekler, alt-kadınlar, alt-erkekler; saçlarınıza ak düşecek ama fikirleriniz muallakta kalacak.

Kalbin, ruhun ve beynin tasavvurları, kimyasal ve otomatik reaksiyonlardır. Bunları harekete geçiren akım, içinizden, güneşten veya Büyükayı’dan gelir; Büyükayı nakleder, güneş anlatıp döker, bizlerse hazmettiklerimizi ve hazımsızlıklarımızı terennüm ederiz. Sevgili hanım okurlar, fikirleriniz ne kadar mantık veya gerçek dışı olursa olsun, henüz bir anlaşmadan başkası olmayan bir mutlaklığa dair birer anlaşmadır bunlar.

Gökyüzü omuzlarımıza çökerek batar, bizler de daha güçlü olmak için onu taşırız! Yanlış!

Marangoz iki yaşında bir çocuktan güçlü değildir; zamanın ve mekânın süresi aynıdır; şişman, zayıf, yaşlı veya genç kadın aynı şeydir. Sürekli bir devinim içinde durak yerleri, hayali eksen yatakları arıyorsanız çılgınlıktır bu!

(…)
Kıvrak ve taşkın zekalı arkadaşlarımdan biri bana edebi, görsel ve müzikal eserler arasında farklılıklar bulduğunu söylemişti. Bense onunla aynı fikirde değildim ve bu konuda uzun bir tartışmaya daldık. Hezeyanımız beyinlerimizin artık yavaş yavaş pelteye döndüğü âna kadar yaklaşık bir saat sürdü ve sonunda tüm fizik ve metafizik teorilerdeki boşluğun farkına varabildik!

Tartışmamız sırasında başka bir arkadaşım araya girdi ve kendi üzerine yansıttığı harici ışığı fark etmesiyle zihninin berraklığı aniden karanlığa gömüldü: Işık kelimesi yoktur ama ışık vardır; bu bir titreşim midir, yoksa nem mi? vs…, vs…

“Baş aşağı duran insanlar var, tıpkı bitkiler gibi; o insanlar ayaklarıyla bakıyor dünyaya!” Böyle sonlanınca zekayla ilgili tartışmamız, anlayan ve açıklayan insanların çılgınlığından bir süreliğine kaçabildiğimizi hissettik…

Francis Picabia
“Sonradan Görme İsa”, Çev: Alper Turan, Sel Yay., 2017, ss. 17-19


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca bkz: https://evvel.org/?s=francis+picabia

Haz
17
2017
--

J. L. Borges Hakkında… Mektup… (E. M. Cioran)

“Oggito” adlı web sitesi sıkı edebiyata çok olumlu/önemli katkılarda bulunuyor. Lirik felsefenin efsane ismi E.M. Cioran tarafından, 1976 yılında, J.L. Borges‘in edebiyat aurasının göstergesel üstünlüğü hakkında kaleme alınmış sıkı bir mektup, Murat Erşen‘in çevirisiyle yayımlandı. Mektubun tam metnine https://oggito.com/emil-ciorandan-borgese-mektup-06201730625 adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
16
2017
--

Taylan Kara çok sert: “Piyasa Edebiyatına Karşı Ön Yargı Listesi”

Taylan Kara, sert bir eleştiri kaleme almış. Piyasa Edebiyatı-Edebiyat Piyasası’na karşı kullanışlı olabilecek ön yargılardan söz etmiş… Taylan Kara’nın eleştirel listesinin tam metnine https://haber.sol.org.tr/yazarlar/taylan-kara/bok-10-piyasa-edebiyatina-karsi-yargi-listesi-200046 adresinden ulaşabilirsiniz.


Önemli Not: Taylan Kara’nın edebiyat oligarşisine dair gerçekleştirdiği analiz ve eleştirilerin bazılarına https://evvel.org/?s=Taylan+Kara adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
15
2017
--

Sergi: “Dışarının İçerisi”

17 Haziran – 1 Temmuz 2017
Tight Aggressive-Kadıköy

“Sokaktan aşina olduğumuz sanatçıların
çalışmalarına bu kez içeriden bakış atacağız.”


Sanatçılar:
Ares Badsector, Alpha Rising, Esk Reyn,
Canavar, Max On Duty, Erin İlkcan Aslan,
Adekan, Enklark Kent, Ekin Deniz Kaya,
Blek, Brot, Odin


Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/312915659131756


Hamiş: EVV3L kapsaamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin yümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
15
2017
--

Şiir Taslağı

gecelerin yüzüme kapanışı
karanlığın aklıma
__________ yol olduğu sızıntı
bir biçim meselesi
evlerin yeraltına yükselişi
denizlerin boruları dönmesi
tesisatların gökyüzüyle dolması
hepsi hepsi hepsi hepsi hepsi
şiirimin taslağıdır

gözlerimin kıyılarına dolanan yalanlar
hiç yoktan hırsızlıkla kurulan yayınevleri
__________________ünlü editörleri
hepsi hepsi hepsi
benim tanınmayışımdır

beş haneli adaların
kıyısında yaşananlar

Zafer Yalçınpınar
Üvercinka Dergisi, Sayı: 32 (Temmuz 2017)


Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve şiir kitaplarına https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
15
2017
--

Yeni Bir Gökyüzü

Kontrolsüz bir patlamanın yeni bir gökyüzü inşa edeceği var, bu ‘tahayyül’ kesindir. Kontrolsüz bir patlamanın yeryüzünü ve suları kendi biçimine dönüştüreceği, kaleme alınmış tüm uluslararası retoriğin saçmalığını bir tuşla sınırsız kılacağı, bir tuşla sileceği var, bu ‘tahayyül’ kesindir. Kol saatlerinin icadı veya kütle-zaman ölçeğinin fiziki kavramsallığı keşfedilme ânında doğruydu. Tahayyül edilirken, bin yıldır, doğru bir şekilde ‘akla getirildi’. Ancak tahayyülün güzelliğinde akla getirilen her ‘gelecek’, endüst-realitenin vahşetinde sevimli birer ‘tüketim unsuru’ gibi sevgilinin omzuna kondurulan küçük, tüketimsel ve yalancı öpücükler olarak ‘kapitalizm’in gizli ellerinde çöpleştirildi. Kalite ve mükemmellik, teknolojiyi daha güvensiz kılıyor, sürdürülebilirlik ve çevrecilik doğaya daha çok zarar veriyor. İnsan hakları, gönüllü köleliğin kartvizitini oluşturdu. Pazar ve pazarlama, matematiğin hakikat temsilini yok etti. Demokrasi, bugün, truva atı bile değil; Gregor Samsa’nın ruhunun yaygınlaşmasıdır bu topraklarda demokrasi… Çağdaş sanatlar ve mimari, plastik ya da taş bile değil; ölümcül çimentodan kuleler ve hapishane gözenekleri kurdu. Müzeler artık görkemli birer ibadethane ya da mezarlık bile değil; müzeler kahve ile boş zamanın pazarlanmasının merkezleridir.

Anlayalım artık; yeni bir kutsallık inşa edilemiyor. Ülkelerin yenisi ülkelerin yok edilmesinin el-kitabıdır. İnsanlık, ruhunun kendi ruhuna terk edileceği ânın özlemini tahayyül ediyor. Kalbimiz ve dilimiz; anlayış, şefkat, erdem ve vicdanla dolu bir dini açılım değil. Anlayalım artık; kontrolsüz bir patlamanın ruhumuza katacağı yatıştırıcılığı… ‘Bakmak’, kontrolsüz bir patlamanın tahayyül ânlarıyla birlikte önem kazanıyor; ‘anlam’ın yerine geçecek akıl dışı mutluluğun imgelemini, dahası imgelemin özgürleşmesini sağlıyor. Tahminsizliğin büyük geleceğini…

Tahminsizliğin ve sonrasızlığın kargaşayla biçimlenen geleceğini yakinen sevelim. Yeni bir gökyüzünün inşasını tahayyül edelim: Bu arzuyu kabullenelim.

Zafer Yalçınpınar
13 Haziran 2017, Kadıköy


Önemli Not: “Yeni Bir Gökyüzü” başlıklı bu betik, 12-14 Haziran 2017 tarihleri arasında Kadıköy-KargART’ta gerçekleştirilen “Kontrolsüz Patlama” başlıklı karma sergiye kavramsal katılım/çerçeve sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır.


Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın Karga Mecmua kapsamında kaleme aldığı yazılar -pdf dosyası biçiminde- https://bit.ly/kargaca adresinde bulunuyor. Yalçınpınar’ın web sitesi ise şu adreste: https://zaferyalcinpinar.com

Haz
12
2017
--

Grup Sergisi: “KONTROLSÜZ PATLAMA” (12-14 Haziran 2017, kargART)


“Kontrolsüz Patlama”
12-14 Haziran 2017, kargART, Kadıköy


Sanatçılar: Hüseyin Işık, Jeremy Profit, Cleon Peterson, Burak Dak, Emre Orhun, Joe Made This, Cem Güventürk, Zeynep Mar, Işıl Zeynep Demir, Nicolas Daniluk, Raddar, Gökhan Gencay (Uyumsuz İsyan), İlker Çelen (Uzay Çöpü), Tolga Güldallı (Spastik Eroll fanzin), Aşkın Yücelses (Solucan fanzin), Merve Binici & Duygu Deniz Bilgin, Musa Yılmaz, Canavar, Ares Badsector, Esk Reyn, Şevket Kağan Şimşekalp, Ece Ağırtmış, Yağız Gülseven, Tayfun Pekdemir, Gözde Gürel, Daniel Cantrell, Seishiro Matsuyama


Kavramsal arkaplan ve diğer ayrıntılar için bkz:
https://www.futuristika.org/kontrolsuz-patlama/


Haz
12
2017
--

“9. Kadıköy Kitap Günleri Üzerine İzlenimlerim” (Zafer Yalçınpınar)

2006 yılında, TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın onur konuğunun ‘Doğan Hızlan’ olarak belirlenmesiyle (bu türden bir liyakatsizliğin onurlandırılmasıyla) birlikte kitap fuarlarına aktif olarak katılmamaya karar verdim. Sahaflar ve sahafiye/koleksiyon kitapları çerçevesinde gerçekleştirilen birkaç türev etkinliği saymazsak, kitap fuarlarına katılmamak yönündeki kararımı 11 yıl boyunca sıkı sıkıya uyguladım. 11 yıl boyunca hiçbir kitap fuarını gezmedim, hiçbir panele veya ödül törenine dinleyici olarak katılmadım, herhangi bir kitap fuarından bir adet kitap bile satın almadım ve yayımlanmış/basılı kitaplarımı herhangi bir fuarda veya yayınevi standında satışa sunmadım.

Ancak, bu yıl -biraz da kaderin cilvesiyle- gönlünü kıramayacağım ve tüm edebiyat çalışmalarını çok önemsediğim bir editör dostumun zorlamasıyla, 4-9 Haziran 2017 tarihleri arasında (6 gün), 9. Kadıköy Kitap Fuarı’na katılmak durumunda kaldım. Bu zorunlu katılım, kitap fuarları kapsamında sergilenen kötücül “endüst-realite”ye dair bir şeylerin değişip değişmediğini anlamak ve biraz da 2000’li yılların başındaki üniversite öğrenciliğim boyunca ulaşımda kullandığım Haydarpaşa Tren Garı ile anılarımı hatırlamak/tazelemek için iyi bir fırsat oldu.

Hemen söyleyeyim: Kitap fuarlarında hiçbir şey değişmemiş! Okurlarıyla, yazarlarıyla, yayınevleriyle ve belediyesiyle birlikte sergilenen bu tuhaf âyin daha da kötücül bir “endüst-realite” doğrultusunda korkutucu boyutlara ulaşmış. Ülkemizin genelinde olduğu gibi kitap fuarlarında da “nitelik/liyakat/içerik” gerilemiş “yok” denecek kadar azalmış, buna karşın “nicelik/popülizm/sayısallık” üssel olarak artmış. Bu kötücül durumun birçok nedeni var ancak bunlarla uğraşacak, bu nedenleri örnekleriyle birlikte tek tek anlatacak fazladan zamanım yok. Ki zaten, iktidardaki tipolojiyi yıllarca ve sayfalarca anlattık. Aynı tas, aynı hamam…

“Peki, madem öyle, 9. Kadıköy Kitap Günleri kapsamında sen neler yaptın?” denebilir. Yapıp ettiklerimi parçalı biçemde paylaşıyorum:

Kitap Günleri’nde, genel olarak Cemal Süreya Derneği ile Broy Yayınevi standının çevresindeydim. Derneğin standında -4 Haziran 2017 Pazar günü- elimde bulunan çok az sayıdaki ‘Rüzgâr Defteri’ ve ‘Tarihinsancısı’ adlı kitaplarımın basılı nüshaları için imza günü gerçekleştirdim.

Cemal Süreya Derneği ile Broy Yayınevi çevresindeki en büyük kazanımım Mecit Ünal’la tanışmak oldu. 2000’li yılların başında “Sessizlik Saati” adlı şiir kitabını büyük bir hayranlıkla okuduğum Mecit Ünal, şair-yazar kimliğinin yanı sıra Kaz Dağı Çevre Koruma Dayanışması’nı temsilen Kitap Günleri’ne gelmişti ve yüksek sesle, iki büyük pankartla “Zeytinime Dokunma!” diyordu. Ayrıca, B Salonu’nda gerçekleştirilen iki önemli açık oturumda (Demirtaş Ceyhun ile Cemal Süreya’nın odak alındığı geniş katılımlı söyleşilerde) Mecit Ünal’la birlikte konuşmacı olarak bulunduk. Her iki konuşmada da Mecit Ünal’ın söylemlerinin ekseninde “dil hassasiyeti, anti-emperyalist mücadele, doğa, çevre, şiir, kültür ve tarih ilişkisi” bulunuyordu. Bununla birlikte, gerçekleştirilen söyleşilerin tümünde “zeytinlik alanların yok edilerek maden ile sanayi kuruluşlarına imtiyaz verilmesine ilişkin yasa tasarısına” karşı sürdürülen mücadeleyi anlattı ve yüksek sesle “Soframızda zeytin görmek istiyoruz, termik santral değil!” dedi.

7 Haziran 2017 tarihinde İlyas Orak ve Hüseyin Alemdar’la birlikte şair, çevirmen ve grafik sanatçısı Sait Maden’in yaşamına odaklanarak eserlerindeki imgesel gücün incelendiği “Şiirin Yeryüzü Konuğu: Sait Maden” başlıklı bir açık oturum gerçekleştirdik. Açık oturumda Sait Maden’in yaşamı boyunca tasarımını gerçekleştirdiği özel yazı tipleri, logolar, afişler ve kitap kapakları teknik ayrıntılarıyla birlikte tanıtıldı. İlyas Orak, grafik sanatı çerçevesinde Sait Maden çalışmalarının üstünlüğünü vurgularken, Hüseyin Alemdar, Sait Maden’in poetikasını Türk ve dünya şiirindeki örneklerle karşılaştırmalı olarak inceledi. Sait Maden’in Türkçe’ye armağan ettiği Paul Eluard, Charles Baudelaire, Pablo Neruda ve Federico Garcia Lorca gibi ünlü dünya şairlerinden çevirileri, ‘imgesel alan derinliği’, ‘şiirsel yük’ ve ‘şiir dili’ kavramlarıyla birlikte kapsamlı olarak anlatmaya çalıştım.

Cemal Süreya Derneği ile Broy Yayınevi çevresinde Zuhal Tekkanat, Aydan Ay, Melodi Aksoy, Duygu Gündeş, Seyyit Nezir, Rasim Savak, Mustafa Işık, Beyazıt Kahraman, Hüseyin Alemdar, İbrahim Hacıbektaşoğlu, Tamer Tezin ve Berkiz Berksoy ile derinlemesine sohbetler gerçekleştirdik; Cemal Süreya’nın hayatı, edebiyat, şiir, kültür-sanat, çeviri ve yayıncılık üzerine karşılıklı olarak fikir paylaşımlarında bulunduk. Ayrıca, Cemal Süreya Derneği standında bulunan Üvercinka Dergisi’nin tüm sayılarını ve Cemal Süreya’nın eserlerini de tekrardan inceleme fırsatı buldum.

Kadıköy Kitap Günleri kapsamında en çok alışverişi Sel Yayıncılık standından gerçekleştirmişim: Sel Yayıncılık’ın ünlü ‘Geceyarısı Kitapları’ serisinden ‘Emile Zola-Kim Nasıl Ölüyor?’, ‘Honore De Balzac-Paris’ten Cava’ya Yolculuk’, ‘Kazimir Maleviç-İnsanın Esas Gerçekliği: Tembellik’, ‘Jules Renard-Yazmak Üzerine Notlar’ adlı kitapları satın almışım. Bununla birlikte, uzun zamandır bulamadığım ve 2012 yılında Sel Yayıncılık tarafından yeniden yayımlanan ‘Salâh Birsel-Şiir ve Cinayet’ başlıklı kitaba da erişmenin mutluluğunu yaşadım. Yapı Kredi Yayınları’nın ‘Doğan Kardeş Seçme Şiirler’ serisinden ‘Oktay Rifat-Bir Aşka Vuran Güneş’ ile ‘Fazıl Hüsnü Dağlarca-Dağ Uykusu’ adlı şiir seçkileri,  Everest Yayınları’nın ‘Keşif’ serisinden Orhan Kemal’in ‘Unutulmuş Öyküler’i, Broy Yayınevi’nin standından ‘Sait Maden-Çağdaş  İspanyol Şiiri’ ile gene Sait Maden tarafından yayıma hazırlanarak F. G. Lorca’nın yaşamını ve ölümünü anlatan ‘Cinayet Granada’da İşlendi’ adlı kitaplar satın aldığım sıkı eserlerdi. Eski iş arkadaşım Koray Löker’in sıkı editörlüğünde Kara Plak Yayınevi kapsamında yayımlanarak caz müziği üzerine müzisyen ve eleştirmenlerle çeşitli söyleşileri içeren ‘Batu Akyol-Caz Çok Zor’ adlı kitabı satın almak, hem eski bir dosta selâm vermek hem de Türkiye’deki caz aurasını tekrardan okumak anlamında çok önemliydi.

Kadıköy Kitap Günleri’nde bulunduğum son gün (9 Haziran 2017) Seyyit Nezir’in yayına hazırladığı Üvercinka Dergisi’nin 32. sayısı matbaadan çıktı ve Cemal Süreya Derneği standında okuyucusuyla buluştu. Böylelikle, Üvercinka Dergisi’nin yeni sayısında yayımlanan ‘Ece Ayhan’ın İktidar Karşıtlığı’ başlıklı yazım da Kadıköy Kitap Günleri’ne ‘selâm çakmış’ oldu!

Sonuçta, 9. Kadıköy Kitap Günleri kapsamında bir kavga-gürültü çık(ar)madan gözlem/katılım sürecimi tamamladım. Elbette, dile getirmek istediğim -meclisten dışarı- bir sonsöz var:

“Bu tip kitap fuarlarına bir şekilde dahil olan (düzenleyen, yayımlayan, katılan, konuşan, dinleyen ve satın alan) yüz binlerce insan, işbu fuarların odağı olan kitaplardaki özü/hakikati doğru bir biçimde anlayarak okusalardı ve içselleştirebilselerdi, coğrafyamızın fikir ve edebiyat atmosferi böylesine kötücül bir ‘endüst-realite’ye maruz kalmazdı!”

Kadıköy Kitap Günleri’nde bir adet 50 cl. pet şişe su 1 TL bedelle satılıyordu. Buna karşın, bir kez tuvalet kullanım bedeli 1,5 TL’ydi. Demek istediğimi anlatabildim mi, bilinmez!

Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
12 Haziran 2017, Haydarpaşa


Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın tüm inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden ulaşabilirsiniz. Kitap incelemeleri ise https://evvel.org/ilgi/kitap-incelemeleri adresinde bulunuyor.

Haz
09
2017
--

by Rad Dar

by Rad Dar
burgazada, 2017


Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
08
2017
--

#zeytinimedokunma

şiir ve insanlık tarihi adına…
#zeytinimedokunma
#betonadurde


Türkiye’deki zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasına neden olacak ‘Üretim Reform Tasarısı’ Meclis Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarının yasalaşması durumunda zeytinlik alanlarında maden ocağı ve sanayi tesisi yapılabilecek… (BirGün Gazetesi)


Haberin tam metni ve yasa tasarısıyla ilgili tüm detaylar için bkz:
https://www.birgun.net/haber-detay/uzlasi-aciklamasi
-bir-aldatmaca-zeytinliklerin-olum-fermani-imzalandi-162463.html


Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com