Tem
13
2011
2

Santrfor Yaşar Yalçınpınar (1914-1998)

Fenerbahçe formasıyla santrfor Yaşar Yalçınpınar.
Hava topuna çıkarken… (1938)
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)

Aslında, büyükamcam (babamın amcası) Yaşar Yalçınpınar’ın futbolculuk geçmişine ilişkin fazla bilgi sahibi değiliz. Büyükamcam, garip bir şekilde, 1933-1945 yılları arasında futbol oynadığı döneme ilişkin hiç konuşmazdı. Mizacı böyleydi. Televizyonda bir futbol maçı izlerken kendini kaybedip futbolcuların davranışları, skor ya da oyunun gidişatı üzerine bir şey söylediğini de hatırlamıyorum. Her zaman sessiz sessiz oturur, dikkatlice maçı izlerdi. Ben okuduğum lisenin basketbol takımı ile D.S.İ.’nin basketbol takımında oynarken, birkaç kez beni yanına çekerek “Antrenmanlar nasıl gidiyor?” diye sorması ve arada bir “İyi antrenman yapmalısın. Çünkü basketbol yorucu oyundur, futbol gibi değildir. Futbolda top sende değilken dinlenebilirsin ama basketbolda hiçbir zaman dinlenemezsin!” demesinin dışında spor ya da futbol hakkında bana bir şey söylediğini hatırlamıyorum. Bununla birlikte, 50’li yılların sonuna doğru futbolun endüstrileşerek değişmesini, büyükamcamın futbol geçmişini kayıt altına alacak (buna merak duyacak) bir evlâdının olmaması ile ailemin benden önceki kuşağının futbola ve tarihine yeterince ilgi duymamasını da büyükamcamın -özellikle futbol konusunda- takındığı içe dönük mizacın nedenleri olarak görebiliriz. Sonuçta, babamın büyükamcam hakkında aktardıkları dışında tutarlı bir bilgiye sahip değiliz.

Büyükamcam 1914’te Kadıköy’ün Kuşdili semtinde doğuyor. Santrfor Yaşar Yalçınpınar, 30’lu yılların ortasında genç bir delikanlıyken Kuşdili semtindeki arkadaşlarıyla futbol oynamaya başlamış. Kuşdili’nde, sokakta, bir duvarın önünde sürekli olarak duvara topu göndererek sağ ayak sol ayak paslaşma çalışması yaparmış. Arkadaşlarının arasında çok azimli, hırslı, içine kapanık, ters ve inatçı biri olarak tanınırmış gençliğinde… 1936 öncesinde semt takımları arasında oynanan birçok özel maça katılmış. Büyükamcamın Moda, Üsküdar ve Kuşdili’nin yanı sıra Büyükada, Heybeliada, Kınalıada semti takımları için forma giydiğini ve birçok kez İstanbul Karması’nda yer aldığını da ancak eski fotoğraflardan öğrenebiliyoruz.


1937’de İzmir Fuarı münasebetiyle oluşturulan İstanbul Karması.

(Soldan beşinci; Yaşar Yalçınpınar)
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)

Santrfor Yaşar, 1934-35’te büyükteyzem Meral ile tanışıyor ve evlenmeye karar veriyorlar. Büyükamcamın evlilikten önce askerlik ödevini tamamlaması gerekiyor. Askerliği Ankara’ya çıkıyor ve İmalat-ı Harbiye fabrikasında kasatura kalıp ustası olarak çalışıyor. Orada büyükamcamın futbola olan ilgisini, kabiliyetini farkediyorlar ve Ankaragücü takımına alıyorlar. Santrfor Yaşar, Ankaragücü’nde çok başarılı maçlar çıkarıyor; 1935-36 sezonunda Ankaragücü formasıyla Ankara Ligi şampiyonluğu yaşıyor. 3 Mayıs 1936’da Ankaragücü’nün Galatasaray’ı 3-2 mağlup ettiği maçta Ankaragücü’nün gollerinden birini büyükamcam atıyor.


Galatasaray’ı 3-2 mağlup eden Ankaragücü kadrosu (1936)

(Oturanlarda soldan ikinci; Yaşar Yalçınpınar)


Ankaragücü formasıyla santrfor Yaşar Yalçınpınar.
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)


“Fenerbahçe Tarihi” adlı kapsamlı ve sıkı kitabın yazarı Dr. Rüştü Dağlaroğlu, büyükamcamın Fenerbahçe Spor Kulübü’ne Üsküdar’daki “Anadolu” kulübünden 1938 yılında transfer olduğunu not düşmüş. Ancak bizim bu konuda -ailece- bildiğimiz ise büyükamcamın  Ankaragücü’nde oynarken, dönemin Fenerbahçe Başkanı Sn. Ali Muhittin Hacı Bekir tarafından kulübe transfer edildiğidir. Fenerbahçe’nin eski başkanlarından Sn. Faruk Ilgaz Bey ise büyükamcamın Kuşdili’nde tanınan ve kabiliyetli bir futbolcu olduğunu, Ankaragücü’nden önce de Fenerbahçe tarafından bilindiğini ve takip edildiğini ifade ediyor.

Fenerbahçe formasıyla santrfor Yaşar Yalçınpınar. (Fenerbahçe Stadı, 1939)
(Z. Yalçınpınar Arşivi’nden…)

Fenerbahçe Spor Kulübü müze müdürü Sn. Alp Bacıoğlu’yla birlikte kulübün kayıtlarına baktığımızda, büyükamcamın 1938-1941 yılları arasında toplamda 75 resmi ve özel maçta Fenerbahçe forması giydiği,  toplamda da 60 golün sahibi olduğunu öğreniyoruz.  29 Ocak 1939 tarihinde Fenerbahçe Futbol Takımı, İstanbul Ligi maçında Fenerbahçe Stadı’nda Galatasaray’ı  3-2  mağlup ederken gollerin ikisini Yaşar Yalçınpınar  ve birini de Esat Kaner atıyor. 30 Ekim 1939′da Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanan Cumhuriyet Bayramı Kupası maçında, Fenerbahçe 1-0 gerideyken santrfor Yaşar Yalçınpınar üst üste iki gol atıyor ve skoru 2-1′e getiriyor. Bunun üzerine maçın 65. dakikasında olaylar ve arbede çıkıyor.  Maç tatil ediliyor, Fenerbahçe kupayı hükmen kazanıyor!* 30 Ekim 1940’ta, Fenerbahçe Futbol takımı, Fenerbahçe Stadı’nda oynanan Vatan Kupası maçında Galatasaray ile  3-3  berabere kalırken Fenerbahçe’nin gollerini Esat Kaner, Melih Kotanca ve Yaşar Yalçınpınar atıyor. 1940 yılında Fenerbahçe formasıyla milli küme şampiyonluğu yaşıyor. Büyükamcam, en ünlü golünü Romanya’yla oynadığımız özel bir milli maçta atıyor: Milli takımımız 1-0 gerideyken 30-35 metreden çok sert bir şut, gol oluyor. Kaleci yerinden kıpırdayamıyor bile.

Sn. Faruk Ilgaz Bey, 11 Şubat 2011 tarihli Fenerbahçe Gazetesi’nde dönemin futbolcularına ve futbol ruhuna ilişkin olarak şu satırları kaleme almış:

“(…)Eski günlerde Fenerbahçe Stadı ilkel olduğu zamanda Kadıköy’deki futbola meraklı gençler mahalleler asındaki çeşitli arsalarda maçlar yapıyorlardı. O tarihlerde Kadıköy’ün muhtelif semtlerinden: Moda, Kuşdili, Bakla tarlası, Kızıltoprak, Erenköy, Bostancı, Hasanpaşa, İbrahimağa mahallelerindeki çayır ve arsalarda yetişen gençler çoğunlukla Fenerbahçe kulübüne giriyorlardı.
Bu anlamda zaman içinde, Moda’dan; Esat Kaner, Kuşdili’nden; Yaşar Yalçınpınar, Bakla tarlası’ndan; Fikret ile Semih Arıcan ve Bülent Büyükyüksel, Erenköy’den; Fikret Kırcan, Erol Keskin ile Naim Şukal ve Hasanpaşa’dan; Halit Deringör, Müjdat Yetkiner, Sabri Kiraz ve Zeynel Üner temayüz ederek Fenerbahçe’ye gelmişler ve onun şampiyonluklarında emek vermişlerdi. (…)”


Fenerbahçe formasıylaYaşar Yalçınpınar futbolcu kartı… (1940)

(Fenerbahçe Spor Kulübü Müzesi Arşivi’nden…)

Santrfor Yaşar Yalçınpınar’ın 1938’de ve sonrasındaki senelerde Fenerbahçe takımındaki en yakın arkadaşları şöyle: Esat Kaner, Taka Naci, Fikret Kırcan, (Çingene) Lebib Elmas, Zeynel Üner ve Müjdat Yetkiner… Esat Kaner’le, Zeynel Üner’le ve Lebib Elmas’la dostluğu çok daha derin, çok daha sıkı dostlar… Büyükamcam, Zeynel Üner’e “Zogo” diye hitap edermiş, arkadaşları arasında Zeynel Üner’in lakabı “Zogo”ymuş. Zogo Zeynel ava çıkmayı çok severmiş, birkaç kez amcamla birlikte ava çıkmışlar. Böylesi dostlukları ve yaşantıları incelediğimizde, günümüzdeki endüstrileşmiş futbol ile o dönemdeki semt futbolu ruhunun çok önemli bir karşıtlık oluşturduğunun farkına varmaktayız.

Fenerbahçe’de 50 maçın üzerinde forma giyen futbolcular listesinden bir görüntü.
(Fenerbahçe Spor Kulübü Müzesi Arşivi’nden…)

1970’li yıllarda eşi Meral’in parkinson hastalığına yakalanmasının ardından büyükamcamın suskunluğunun arttığı ve yaşama sevincinin azaldığı da ailemiz arasında bilinmektedir. Büyükamcam santrfor Yaşar Yalçınpınar, hayatının son yıllarını Marmara Adası’ndaki yazlığımızda büyükteyzem Meral’le birlikte geçirdi. Büyükteyzem Meral  8 Aralık 1987’de,  santrfor Yaşar ise 18 Ağustos 1998’de vefat etti. (Büyükamacam vefat ettiğinde Sn. Faruk Ilgaz Bey, Erenköy’deki evimize taziye ziyaretine gelmişti. 2009 yılında -Lefter heykelinin açılışında- Sn. Faruk Ilgaz Bey’le karşılaştık ve babamla birlikte elini öptük. Sn. Faruk Ilgaz Bey, bize, amcamı ve futbolculuğunu çok sevdiğini ifade etti.)


Yaşar Yalçınpınar’ın Fenerbahçe Spor Kulübü Üye Kimliği

(Fenerbahçe Spor Kulübü Müzesi Arşivi’nden…)

Sonuçta, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 1/1/1933 giriş tarihli ve 582 numaralı üyesi olan büyükamacam santrfor Yaşar Yalçınpınar hakkında bildiklerimiz -şimdilik- bu yazıda aktarmaya çalıştıklarımızdan ibarettir. Eminim ki Sn. Faruk Ilgaz  ve Sn. Zeynel Üner, büyükamcamın futbol yaşantısı hakkında birçok şey biliyorlardır; çeşitli ayrıntılara, anılara, hikâyelere vâkıflardır.

Bu kısa yazıyı Sn. Zeynel Üner Bey’in Sn. Faruk Ilgaz Bey’e aktardığı ilginç bir anıyla bitirmek yerinde olacaktır:

“Futbolcu arkadaşım Yaşar Yalçınpınar ve kız arkadaşlarımızla Belvü Gazinosu’nda oturuyorduk. Bir de baktık ki, o tarihte kulübümüz yönetim kurulunda vazife görmekte olan, sonradan Fenerbahçe Kulübü başkanı olacak  Hacı Bekir Bey orada idi. Biz utanç ve şaşkınlık içinde iken, nur içinde yatsın, Hacı Bekir Bey bize bir garson ile zarf içinde 40 lira göndermişti.. Hesabı ödememiz için!..”

Zafer Yalçınpınar (Zy)
23 Mayıs 2011

Hamişler ve Güncellemeler:

* 30 Ekim 1939’da Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanan Cumhuriyet Bayramı Kupası maçına ilişkin ayrıntı 12 Temmuz 2011 tarihinde yazıya eklenmiştir.

İşbu yazının PDF biçemine https://zaferyalcinpinar.com/yasaryalcinpinar.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.

“Fenerbahçe Tarihi” adlı web sitesinde yer alan “Fenerbahçe’nin Santrforu Yaşar Yalçınpınar” başlıklı incelemeye (pdf olarak) https://evvel.org/yasaryalcinpinarfbtarihi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz. (Güncelleme: Mayıs 2020)

EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilere https://evvel.org/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden, “Yaşar Yalçınpınar” arşivine ise https://evvel.org/ilgi/yasar-yalcinpinar adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
11
2011
0

bakışsız bir kedi kara / geçti saatlerin denizinden

12 Temmuz 2002’de aramızdan ayrılan
sıkı şair Ece Ayhan Çağlar’ı saygıyla anıyoruz.

(…) Yaptıklarımı, ettiklerimi savunmuyorum burada; düşüncemin “iktidar”a geçmesini istemedim hiçbir zaman çünkü. Yalnızca, “şiir”in öyle kitaplarda, kitaplarınızda yazıldığı gibi olmadığı, doğrusu olamayacağıdır (…) “Son biçim”ini alıp almadığını anlamak sorununa gelince, şiirin, buna neden “son öz” denmemiş olduğunu da düşünüyorum, izin verin de bir kömürün bir elmasa dönüşmüş olduğunu artık anlayalım! Bir şiir kıpırdanıyorsa, deviniyorsa sonra ermiş demektir; sözgelimi herhangi bir şey eksikse kıpırdanmaz! Ustalar şunu çok iyi anlayacaklardır; şiir tam bir avadanlıktır, tarihsel bir avadanlıktır! (…)
Tekin değildir şiir pek, iyi gözle bakılmaz ona, taş atar durup durduğu yerde çok dalgalara; çünkü şiir, bir yerde, gerçeğin de yedilmesidir; yani, ortaya konuşuyorum, şiir gerçeği yeder.
İşte böylesi bir olumsuz yeri vardır şiirin toplumlarda. Sonuçlayarak diyebilirim ki, bir toplumda yeri olmayışı onun yeridir. (…)

ECE AYHAN

 Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=ece-ayhan adresinden ulaşabilirsiniz. “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesi ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinde bulunuyor.

Tem
10
2011
0

Hatırlatıyoruz: “Ece Ayhan da Nâzım Hikmet de Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarıydı.”

Evvel Fanzin olarak bilgimizle, kalbimizle, vicdanımızla ve hakikat yolundaki inancımızla  10 Temmuz 2011 Pazar günü (bugün) gerçekleşecek yürüyüşe/buluşmaya katılan Büyük Fenerbahçe Taraftarı’nın yanındayız. Suçlamalara inanmıyoruz. Ve hatırlatıyoruz: “Ece Ayhan da Nâzım Hikmet de Fenerbahçe Spor Kulübü taraftarıydı.”

Tem
08
2011
1

“Büyük Fenerbahçe Yürüyüşü” ya da “Tarihi Göreve Davet”: Topuk Yaylası-Bağdat Caddesi / 10 Temmuz 2011 Pazar

Fenerbahçeliler Derneği’nin yürüyüşe ilişkin açıklaması aşağıdadır:

Değerlerimize sahip çıkmak için 10 Temmuz Pazar günü Kadıköy Eski Salı Pazarı’ndan 09:00’da konvoy halinde harekete geçerek 12:00’da Topuk Yaylası’nda buluşuyoruz. Organizasyona şu an için İstanbul’daki tüm tribün grupları ve başta Düzce Fenerbahçe Derneği olmak üzere Marmara bölgesindeki tüm Fenerbahçe dernekleri katılım gösterecektir. Organizasyon sonunda hep birlikte 18:00’a doğru Bağdat Caddesi’ne geçilecektir.

Bu herhangi bir grubun organizasyonu değil, Fenerbahçe taraftarının organizasyonudur. Gelecek tüm Fenerbahçe taraftarlarının sadece Fenerbahçe forması giymesi önemle rica olunur.

Bu bir seferberlik halidir, Fenerbahçe taraftarı üzerine düşen görevi yerine getirecektir!

FENERBAHÇELİLER DERNEĞİ (FBD)

Facebook Etkinlik Bağlantısı:  https://www.facebook.com/event.php?eid=187615491293019

Tem
08
2011
0

Fenerbahçe Spor Kulübü Basın Açıklamaları

Fenerbahçe Spor Kulübümüzün 3 Temmuz 2011’den 1 Ağustos 2011’e kadar kamuoyuna sunduğu resmi Basın Açıklamaları’nın bağlantıları aşağıdadır.

 

“Cehalet Örneği” (1 Ağustos 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25404

“Nerede olursan ol, biz sana ulaşırız” (1 Ağustos 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25398

“Dikkatle takip ediyoruz.” (25 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25365

“Kınama” (24 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25351

“Şiddetle Kınıyoruz!” (23 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25343

“Başkanımızın Açıklaması” (23 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25341

“Kulüpte kapatılan hiçbir şube yoktur.” (23 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25339

“Fenerbahçe bir günde kurulmadı, bir günde de yıkılmaz” (23 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25338

“Bir farkla…” (21 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25326

“Açıklama” (21 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25323

“Açıklama” (20 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25319

“Bu bayrak inmeyecek!” (13 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/23/2078-bu-bayrak-inmeyecek

“Aysal’ın Açıklaması Hayal Kırıklığı Yarattı.” (12 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/11/2070-aysalin-aciklamasi-hayal-kirikligi-yaratti

“Hukukçuların Görüşü” (12 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahce.org/icerik/haber/25238/

“TFF’ye teşekkür” (11 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/haber/2064-tffye-tesekkur

“Taraftarımız destek için yürüdü!” (10 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=25229

“Suçlamalara İnanmıyoruz!” (9 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/23/2051-suclamalara-inanmiyoruz

“Başkanımızın verdiği ifadeden bir bölüm” (9 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/fenerbahce-a-takimi/2050-baskanimizin-verdigi-ifadeden-bir-bolum

“Üç Ayrı Dilekçemiz Var” (7 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahce.org/icerik/haber/25208/

“Davayı dikkatle takip ediyoruz.” (6 Temmuz 2011)
https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/23/2032-davayi-dikkatle-takip-ediyoruz

“Kulübümüzün taraftarımıza mesajıdır.” (5 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/23/2027-kulubumuzun-taraftarimiza-mesajidir

Yönetim Kurulu Basın Açıklaması (4 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahcegazetesi.com/haberler/11/2015-basin-aciklamasi

“Fenerbahçe Spor Kulübü, tarihinin hiçbir döneminde hukuksuzluk içinde olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.” (3 Temmuz 2011)
Bkz: https://www.fenerbahce.org/icerik/haber/25165/

 

Tem
04
2011
0

Ece Ayhan’dan Akif Kurtuluş’a Mektuplar

Bkz: https://www.dipnotkitap.com/index.php?option=com_content&view=article&id=127:kardesim-akif-akif-kurtulusa-mektuplarece-ayhan&catid=2:son-cikanlar&Itemid=13

“Kardeşim Akif, Ece Ayhan’ın dönemin genç şairlerinden Akif Kurtuluş’a 1982-1984 yılları arasında yazmış olduğu 19 mektuptan, bu mektuplara ve döneme ilişkin Akif Kurtuluş ile yapılmış bir söyleşiden oluşuyor. Bu mektupların Ece Ayhan’a ait olmasının yanı sıra dönemin genç bir şairine yazılmış olmasının da ayrı bir anlamı var. 1980 darbesinden iki yıl sonra yazılmaya başlanmış bu mektuplar, edebiyat ortamını, toplumu ve siyasi atmosferi anlamlandırmak açısından da mütevazı bir belge niteliği taşıyor. Ece Ayhan’ın en yalnız ve öfkeli günlerinden elimize ulaşan mektuplar, onun şiirlerini ve düşüncelerini açıklayan kılavuzlardan birisi. Hem maddi hem manevi açıdan zor durumda olan şairin, yer yer iç burkan ayrıntılarla hayatını dile getirdiği bir döneminin öyküsü. Bu mektuplarla birlikte Ece Ayhan’ın şiirlerini ve düşüncelerini üretme ve yayma aşamasında karşılaştığı engellerin çok daha erken yıllarda vuku bulduğunu görüyoruz. Yaşananları edebiyat ortamında ve aile ilişkilerinde yaşadığı tartışmalar, çekişmeler ve kavgalardan anlıyoruz. Ece Ayhan, zaman zaman dilini kişiler özelinde küfre varacak kadar sertleştiriyor ve bir ‘toplum düşmanı’ olarak konuşmaya başlıyor. Şairin mektuplarında söylediği “unutmak bile unutulur” sözü toplumsal bir bellek olmayışına dair bir hatırlatmadan öteye geçip siyaset yapma biçimlerine bir eleştiri olarak karşımıza çıkıyor. Ece Ayhan mektuplarında 1980 darbesi sonrası düşüncedeki, toplumdaki, edebiyattaki travmanın izlerini kısa, keskin ve çarpıcı belagatıyla bize sunuyor. Ece Ayhan’ın mektuplarını, topluma ve hatta kendisine karşı yazdığı yazılar olarak okumak da mümkün.” (Kitabın tanıtım metninden…)

1. Hamiş: Kitabın yayımlanışını Evvel Fanzin’e haber veren Şükret Gökay’a çok teşekkür ederiz.

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin tümüne https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=ece-ayhan adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan Web Sitesi’ne ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Tem
02
2011
0

Kara Deryalarda Fenerbahçe Bayrağı…

İşbu fotoğraf; Tavşanlı’da “Fenerbahçe” denince ilk akla gelen kişilerden olan ve GLİ Müessesesi’nde çalışan Maden Yüksek Mühendisi Dr. Recep Çelik ile GLİ Müessesesi’nden emekli olan Mehmet Bacaksız tarafından yerin metrelerce altında kömür çıkarmak için ter döküldüğü noktada 3 Mart 2004 tarihinde çekilmiş ve dünyada ilk defa yeraltında Fenerbahçe bayrağı dalgalandırılmıştır. Fenerbahçe taraftarları başarılarını alın teriyle sahada kazanan takımlarına olan sevgilerini, hayatlarını kazanmak için ter döktükleri işyerlerinde de ifade etmişlerdir.

İşbu fotoğrafta görülen Fenerbahçe bayrağı, 2 Temmuz 2011 tarihinde, Fenerbahçe Spor Kulübü Müze Kurulu Başkanı Dr. R. Sertaç Kayserilioğlu’nun bilgisi dahilinde Fenerbahçe Spor Kulübü Müze Müdürü Alp Bacıoğlu’na Zafer Yalçınpınar tarafından teslim edilmiştir.

Söz konusu bayrak, Fenerbahçe Müzesi’nde sergilenmektedir ve Everest’in zirvesinde dalgalanan Fenerbahçe bayrağının bitişiğinde yer almaktadır.

Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=kara-deryalarda-bir-fenersin

Haz
30
2011
0

David Hume, Asos’ta, 300 Yaşında…

Felsefe ve Bilim Derneği tarafından her yıl Assos’ta düzenlenen toplantıların 2011 ana başlığı “David Hume”. 18. yüzyıl İskoç filozofu David Hume’un 300. doğum günü sebebiyle tüm dünyada gerçekleşen etkinlikler kapsamında Türkiye’de gerçeleşecek bu ilk toplantının konusu ‘Hume’da Tanrı, Din ve Ahlâk’ olacak. Toplantılarda Doç. Dr. Örsan K. Öymen, Prof. Dr. Mete Tunçay, Dr. Oruç Aruoba, Doç. Dr. Halil Turan’ın yanı sıra Yale, Arizona, Cambridge Üniversitesi’nden çeşitli akademisyenler de sunumlar yapacak.  (Basın Bülteni’nden…)

4-7 Temmuz 2011 tarihleri arasında Asos‘ta gerçekleşecek etkinliklerin programına ve ayrıntılarına  www.philosophyinassos.org adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Hume konusunda, özellikle, “nedensellik” üzerine gerçekleştirilen çalışmalar ve söylemler ilgimi çok çekiyor. “David Hume kimdir, ne düşünmüştür, neyle uğraşmıştır?” diyenler, enformasyonel anlamda önem taşıyan bir makaleye https://www.guncelonkal.com/PDF/hume.pdf adresinden ulaşabilirler. Güncel Önkal, kaleme aldığı bu makalede kaynak olarak “İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma” (Çev: Oruç Aruoba, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 1976″)  adlı kitabı kullanmış… (Zy)

Haz
20
2011
0

Sergi: Kalbur Saman İçinde (Neslihan Öztürk)

“KALBUR SAMAN İÇİNDE”
Neslihan Öztürk

21 Haziran- 12 Temmuz 2011

PİHA KOLLEKTİF SANATLAR- KADIKÖY
Caferağa Mh./ Bademaltı Sk. 17/B

Bkz: https://www.facebook.com/event.php?eid=130603673685451

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
Haz
18
2011
0

Kara Deryalarda; “Viva Fenerista!”

2010-2011 sezonunda Fenerbahçe Spor Kulübü tüm profesyonel branşlarda (Futbol, Erkek Basketbol, Bayan Basketbol, Erkek Voleybol ve Bayan Voleybol’da) beşte beş yaparak şampiyon olmuştur. 2011 yılı itibariyle şunu bağırabiliriz: “NO PASARAN! VİVA FENERİSTA!”

Ayrıca bkz: https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=kara-deryalarda-bir-fenersin

Haz
07
2011
0

E-Kitap: KIZGIN (Zafer Yalçınpınar)

 

“Kızgın”
Zafer Yalçınpınar

Haziran 2011
(2009-2011 şiirlerinden ara imgelem…)

Kızgın‘ı, https://zaferyalcinpinar.com/kizgin.pdf adresinden indirebilirsiniz.

Hamiş: 2003-2011 yılları arasında yayımlanan Zafer Yalçınpınar e-kitaplarının tümüne https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=5982 adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
02
2011
0

Yaşadım diyebilmen için!

(…)
yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak…

(…)
böylesine sevilecek bu dünya
“yaşadım” diyebilmen için…

NÂZIM HİKMET

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan
tüm NÂZIM HİKMET ilgilerine
https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=tas-ucak
adresinden ulaşabilirsiniz.

Haz
02
2011
0

Sevmek, düşünmek ve anlamakta devam ediyor kafam… (Nâzım Hikmet)

(…)

koridorda, sedyede öldü adam.
götürdüler.

artık ne ümit, ne keder.
ne ekmek, ne su,
ne hürriyet, ne hapislik,
ne kadınsızlık, ne gardiyan, ne de tahtakurusu,
ve ne de karşında oturup yüzüne bakan kediler,
bu iş, bitti , tamam.

fakat devâm ediyor bizimkisi,
sevmek, düşünmek ve anlamakta devâm ediyor kafam,
dövüşemeyişimin affetmeyen öfkesi devâm ediyor.
ve sabahtan beri karaciğer sancımakta berdevam.

Nâzım Hikmet

BKZ: Dizboyu Karlı Bir Gece

Nâzım Hikmet’i Saygıyla anıyoruz:

“Tristan Tzara – Nâzım Hikmet Üzerine…”
https://zaferyalcinpinar.com/nazimustune.jpg

“Biz bu gece nerede yatacağını bilmeyen üç kişiyiz…”
https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=388

“Bu pencerenin arkasında beş yüz insan yaşıyordu…”
https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=374

“Bir defter al…”
https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=377

 

Ayrıca bakınız;

Taş Uçak’ta;
https://zaferyalcinpinar.com/s56.html

Taş Uçak Şiir Sergisi;
https://zaferyalcinpinar.com/tasucakta.html

Taş Uçak Şiir Sergisi Kataloğu;
https://zaferyalcinpinar.com/tasucakkatalog.pdf

Haz
01
2011
0

Zafer Yalçınpınar E-Kitapları

2003-2011 tarihleri arasında yayımlanan Zafer Yalçınpınar E-Kitapları:

Kızgın – Şiir- 2011
https://zaferyalcinpinar.com/kizgin.pdf

Taş Uçak Şiir Sergisi Kataloğu 2009
https://zaferyalcinpinar.com/tasucakkatalog.pdf

yeniŞ – görselişler -2010
https://zaferyalcinpinar.com/yenis.pdf

Durgun– Şiir – 2009
https://zaferyalcinpinar.com/durgun.pdf

Kelimenin Yüzü– İçSözlük – 2007
https://zaferyalcinpinar.com/kelimeninyuzu.pdf

ŞİİŞ – Görsel İşler – 2006
https://zaferyalcinpinar.com/siis.pdf

Çalgıdönüm – Şiir – 2005
https://zaferyalcinpinar.com/calgidonum.pdf

Kalem Konçertoları – Anlatı – 2002-2003
https://zaferyalcinpinar.com/kalem_koncertolari.pdf

Haz
01
2011
0

Akşam Treni’nin “Yavuz Çetin Özel” Seferi

Sıkı gitarist Yavuz Çetin‘in oğlu Yavuzcan,  2 Haziran Perşembe akşamı 94.5 Rock Fm’deki “Akşam Treni” adlı programa konuk oluyor. 20.00-22.00 saatleri arasında yayımlanacak programda Yavuz Çetin’in daha önce duyulmamış, bilinmeyen bazı kayıtları da yer alacak…

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan tüm Yavuz Çetin ilgilerine https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=yavuz-cetin adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler:
May
30
2011
0

TYS Genel Kurulu ve Beylik Geyikleri

Bu haftasonu (28-29 Mayıs’ta) Türkiye Yazarlar Sendikası’nın genel kurulu varmış. Duyumlarıma göre, Hz. Müptezel(Enver Ercan) TYS başkanlığından çekiliyormuş. Bu habere “çok şükür!” diyemiyorum gene de… Çünkü Hz. Müptezel’in yerine, uzun zamandır ikinci başkanlık oynayan Mustafa Köz geçiyormuş. Yani TYS’de başkanlık hikâyesi “aynı tas aynı hamam” olarak devam ediyor. Fakat bu yeni listede birkaç “iyi insan” var. Bu “insan”lar belki de TYS’de bir zihniyet değişikliğine vesile olabilir. Bakalım, onu da “zaman ve vicdan” belirleyecek. Hep söylerim; “zaman ve vicdan” yargıçtır. Saatlerinizi kontrol ediniz.

Ben mi? Hayır… Asla… Genel kurula katılmayacağım. Zaten benim mevcut TYS üyeliğim filan da 2008’den beri askıda… Bir işkence türü olarak, mevcut üyeliğimi askıda tutuyorlar. 2009’daki genel kurul öncesinde önemli bir çağrıda bulunmuştum. (Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=463)
Bu genel kurulda da -mecburen- çağrımı yineliyorum. Bazı şeylerin anlaşılması için defalarca tekrar etmek veya 2-4 sene kadar bir süre geçmesini beklemek gerekiyor. Çünkü, anlayana sivrisinek sazdır, anlamayana davul zurna azdır. O misal…

Zy

30 Mayıs 2011  itibariyle;

Beklenildiği gibi, 28-29 Mayıs 2011’deki genel kurulda Ali Enver Ercan (Hz. Müptezel) başkanlıktan çekilmiş. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın yeni yönetim kurulu ise şu kişilerden oluşuyor:

Genel Başkan: Mustafa Köz
2. Başkan: Kamil Tekin Sürek
Genel Sekreter: Müslim Çelik
Genel Sayman: Ertan Mısırlı
Üye: Mehrizat Poyraz
Üye: Nurullah Can
Üye: Nur Saka
Üye: Cihan Oğuz
Üye: C. Hakkı Zariç

Written by in: Duyurular, Tartışmalar | Etiketler: ,
May
24
2011
0

Haber: Kadın şairler yozlaşmış şiir yıllıklarına karşı…

(…)”Bu yıl hazırlanan bazı yıllıklarda ideolojik ayrımcılık her zamankinden daha belirgin hale gelmiştir. Yıllıkları hazırlayanların kendi ideolojilerine yakın bir kesimin ad ve şiirlerini belli bir kümelenme yaratacak şekilde öne çıkarma, bir diğer kesimi dışarıda bırakma çabası, büyük sistemin ve erkek egemen düşüncenin sürdürücüsü olmaları ve bu amaçla yıllıkların tasfiye aracı kılınmaya çalışılması su götürmez bir gerçek olarak açığa çıkmıştır.

Şiiri ve şairi önceleyen şiir yıllıklarına değil,  şiiri ve şairi araçsallaştırarak, zaman içinde işlevinden saptırılmış, işlevi kendinden menkul olmayan “şiir yıllık”larına karşı olduklarını ifade eden kadın şairler, bir platform oluşturmaya ve bu konuyu tartışmaya, şiir ortamında yaşanan karışıklığın neden olduğu yozlaşma ve popülaritenin yol açtığı kirlenmeye, yıllıklar aracılığıyla gerçekleştirilmeye çalışılan düşünen, eleştiren kesimin tasfiyesine yönelik bütün girişimlere “DUR” demeye çağırıyorlar.”

Haberin tamamına https://www.evrensel.net/news.php?id=6469&sms_ss=facebook&at_xt=4dd844d7365d4efc%2C0 adresinden ulaşabilirsiniz.

May
23
2011
0

“Kara Deryalarda Bir Fenersin!” diye 18 kez bağırmak!


Fenerbahçe Spor Kulübü, 2010-2011 tutbol sezonunun şampiyonudur ve “kara deryalarda bir fenerdir!

Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol Takımı, 18 kez şampiyon olarak Türkiye futbol tarihinin zirvesindedir.

Kaptan Alex de Souza, 28 gol atararak Fenerbahçe formasıyla Türkiye liglerinde  ikinci kez gol kralı olmuştur.

May
21
2011
0

İnsanlık Anıtı’nın yıkımına karşı 145 imza…

Bkz: https://www.dha.com.tr/karstaki-insanlik-anitinin-yikimina-karsi-metin-ve-imzalar–flashaber_158821.html

BASIN BÜLTENİDİR:

Kars’ta Mehmet Aksoy tarafından yapılan İnsanlık Anıtı heykelinin yıkılması, sanat eserine karşı devlet eliyle gerçekleştirilen kapsamlı bir şiddet gösterisidir. Heykelin barışı ve insanlığı temsil ediyor olması bu şiddet uygulamasını daha da vahim ve kabul edilmez hale getirmektedir.

Bu vahim durumu susarak kabullenmeyi reddediyor, başlamış olan yıkımın derhal durdurulmasını ve heykelin tasarlandığı şekilde onarılıp tamamlanması için gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyoruz.

Ali R. Kaylan, Alpar Sevgen, Amberin Zaman, Ared Mısırlıyan, Asim Dabire, Aslı Evciergun, Atilla Dorsay, Ayda Köseoğlu, Aydan Gülerce, Aydın Pesen, Ayfer Bartu Candan, Ayhan Kaya, Ayla Zırh Gürsoy, Aylin Teniner, Ayşe Akalın, Ayşe Buğra, Ayşe Erzan, Ayşe Gürel, Ayşe Nur Sankur, Ayşe Öncü, Ayşe Özdemir, Ayşen Candaş, Barış Pirhasan, Başak Emre, Begüm Cemiloğlu, Betül Tanbay, Binnaz Toprak, Burcu Yakut Çakar, Burhan Şenatalar, Bülent Sankur, Büşra Ersanlı, Can Cemiloğlu, Can Moralı, Cem Mansur, Cem Özdemir, Cevza Sevgen, Ceyda Arslan Kechriotis, Çiğdem Kafescioğlu, Deniz Albayrak Kaymak, Deniz Mardin, Dickran Kouymjian, Dicle Cemiloğlu, Didem Pekün, Dilek Doldaş, Dilek Hattatoğlu, Dilek Zaptçıoğlu, Ece Temelkuran, Ekin Mağden, Elif Akçalı, Engin Akın, Ercan Alp, Esen Çamurdan, Esra Battaloğlu, Esra Mungan, Ferhunde Özbay, Fikret Adaman, Garine Bahçeci Seropyan, Gencay Gürsoy, Gönül Dinçer, Grete Marstein, Gül Cemiloğlu, Gül Okutan, Gül Pulhan, Güler Fişek, Gülru Yıldız, Günay Göksu Özdoğan, Gündüz Vassaf, Hadi Özbal, Handan Börtücene, Hasan Uzma, Hülya Gülbahar, Işıl Welti, Sibel İnceoğlu, İbrahim. Ö. Kabaoğlu, İlkay Bakırtaş, İpek Duben, İskender Savaşır, Jale Parla, Kuban Altınel, Kuyaş Buğra, Kürşad Kahramanoğlu, Latife Tekin, Lerzan Özkale, Leyla Tavşanoğlu, Mahir Arıkol, Mahmut Hortaçsu, Mehmet Güleryüz, Mehmet İstemi, Mehmet Onur, Mehmet Oruç, Melek Ulagay, Melis Tuncay, Meltem Toksöz, Menekşe Toprak, Mine Eder, Mubesser Selçuker, Muhtar Turan, Murat Aygün, Murat Gülsoy, Murat Koyuncu, Müge Sökmen, Nazlı Başak, Nevin Sungur, Nil Deniz, Nilüfer Tapan, Nora Şeni, Nur Bekata Mardin, Nurdan Davutyan, Osman Kavala, Osman Okkan, Oya Baydar, Özlem Dalkıran, Pınan Gümüş, Piraye Cemiloğlu, Recep Özkale, Reşit Canbeyli, Rona Serozan, Rukiye Kuneralp, Saliha Yazgaç, Selçuk Erez, Sema Kılıçer, Sema Moritz, Sema Öğünlü, Sema Sakarya, Shirin Melikoff, Sima Aprahamian, Tahsin Yeşildere, Tonguç Rador, Tuna Koyuncu, Tuna Kuyucu, Tunga Güngör, Turhan Öztürk, Ünal Zenginobuz, Vangelis Kechriotis, Yalçın Tosun, Yaman Barlas, Yasemin İnceoğlu, Yeşim Atamer, Zafer Yalçınpınar, Zeynep Gambetti, Zeynep İnankur, Zeynep Kadirbeyoğlu, Zeynep Oral, Zeynep Rona

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com