Oca
06
2012
0

1956: Dünya Sarsılıyor (Rock’n Roll)

Bkz: https://www.ziriabmobile.org/?p=249

“Hayalet Oğuz”

*

Dünya Sarsılıyor (Rock’n Roll)
Yazan: Hayalet Oğuz (Oğuz Haluk Alplaçin)
İlk Basım: Ekicigil Yayınları, Aktualite Kitapları Serisi No:1 1956 / İstanbul
Temmuz 2009 / Kadıköy

(…) 1955 yılı Elvis’in adının Amerika’da ve Avrupa’da henüz duyulmaya başlandığı, rock müziğin tüm radyoları yavaş ama kesin bir şekilde sardığı, James Dean’in 24 yaşında ölerek dünyanın daha önce görmemiş olduğu ve Hendrix, Joplin, Morrison, Vicious, River, Kurt, Layne gibi adları da zincirine katacak yeni bir genç ölüler kuşağının fitilini yaktığı, ve Batı Dünyası gençliğinin deri değiştirdiği bir zamandı. Avrupa’nın bile gelmekte olan güçlü dalganın ucunu göremediği bu özel zamanda, insanı korkutacak kadar zamanın gerisinde kalmış bir ülkenin zamandışı (eski) başkentinde, 27 yaşında bir delikanlı bir kitap yazmaya karar verdi. Kitabı yazmak için arkadaşlarının eve geldiği zamanları kollaması gerekiyordu, çünkü bu delikanlının ne bir evi ne bir odası ne de bir çalışma masası vardı. Cebinde beş kuruşu olmayan ve tercüme ettiği ucuz Amerikan romanlarıyla hayatta kalmaya çalışan bu delikanlı, İstanbul’un sokaklarında yaşıyordu. İstanbul’un sokaklarında, ama her zaman yazarların, ressamların, sanatçıların, sinemacıların arasında. (…)

Bkz: https://www.ziriabmobile.org/?p=249

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan E-Kitap ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
03
2012
0

“Çünkü şiir, her şeyden önce kendimizden başka biri olmamak için savaşır.” (İlhan Berk)

(…)
Feriha Büyükünal: Sizce dünyada şiirin önemi artıyor mu, azalıyor mu?

İlhan Berk: Bütün dünyada şiirin -öbür yazınsal türler düşünüldüğünde- yeri, özellikle de önemi söz konusu olduğunda ne artıyor ne de eksiliyor diyebilirim. Şiir her zaman dünyadaki yerini korumuştur. Bütün dünyada en az okunan yazınsal bir tür olmasına karşın, önemini hiç yitirmemiştir. Özellikle de gelişmiş ülkelerden çok, gelişmekte olan ülkeler için şiir her şeydir. (…) Bunda şaşılacak bir yön yoktur. Çünkü şiir, her şeyden önce kendimizden başka biri olmamak için savaşır; kendimizden başka biri olmaya zorlayan dünyaya karşı tek silahtır. Şiir gene: ‘Tıpkı gerçek gibi, gerçeğin kendisi gibi, hep devrimcidir.’Şiir gene bütün ulusların, bütün halkların dilidir. Hem insanların, ülkelerin, ulusların düşlere yönelik bir yanı, bir düş evreni vardır. Her ulus kendi söylemini şiirde bulur.
Yeni, gelişmekte olan ülkeler bunu daha da derinden duyar. Böylece şiir onlar için yaşama bir anlam vermek, yaşamı bulgulamak, önünü de temizlemektir. Pisliklerle savaştır. Kirlenmez çünkü şiir. Bu onun doğası gereğidir. Şiir diye de buna deriz.
(…)

“İlhan Berk İle ‘Şiirin Yeri’ Üstüne Bir Söyleşi”
Gösteri Dergisi, Ekim 1992, Sayı: 143, s.14-15

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz

Oca
01
2012
0

Buluntu: “Dünyada ne görüyorsak şiir için görsek!” (İlhan Berk, 1954)

Kaynak Dergisi’ni yayımlayan Hüseyin Avni Dökmeci‘ye İlhan Berk’in yazdığı bir mektup, İlhan Berk’in 50’li yıllardaki yenilik arayışını ve uzanmaya çalıştığı poetikayı kavramamız açısından önem ihtiva ediyor. Mektup, Kaynak Dergisi’nin Temmuz 1954 tarihli 96. sayısında yayımlanmış. Mektubun tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/ilhanberkavnidokmeci.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
29
2011
0

Portreler, 1935 (Nâzım Hikmet)

Bugün, Nâzım Hikmet’in 1935 baskısı “Portreler” adlı hiciv kitabını koleksiyonuma ekleyebilmenin coşkusunu yaşıyorum. “Yeni Kitabcı” adlı kitabevinden yayımlanan “Portreler”in kapağını Ali Suavi Sonar tasarlamış. Kitabın beni en çok ilgilendiren özelliği Nâzım Hikmet’in “Cevap” adlı sıkı şiirlerini içermesi… (Zy)

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
20
2011
0

Bedri Rahmi’nin Otoportreleri

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Otoportreleri’nden örnekler…

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler: ,
Ara
20
2011
0

Nü…

“Nü”
Bedri Rahmi Eyüboğlu

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler: ,
Ara
19
2011
0

Hermann Hesse’nin Başkişileri (Joseph Mileck)

(…)
Hesse’nin 1917’den önceki başkişileri zayıf keşişlerdir. Yalnız düşlerle, beklemelerle ve umutlarla yaşayan ve gerçek önündde gerrileyen estetlerdir bunlar daha çok. Kendine kapanmış, değişken huylu sanatçılar, ya da akraba-ruhlar olan bu kişiler müzminleşmiş bir kararsızlıkla eylem güçlerini yitirmiş ve kendilerini romantik bir hastalığa kaptırmışlardır. Bunlar, kendi yalnızlıkları içinde eriyip tükenmiş, yaşama ve sevme sanatına yabancılaşmış uyumsuzlar yaşamdan çok az şey isteyip çok şey bekleyen yabancılardır. Hiç sonu gelmeyen bir sıkıntı ve umutsuzluğun içindedirler. Duygusal sinik Lauscher’in, doğa çocuğu olarak Camenzid’in, gürültücü kompozitör Kuhn’un (Gertrud) giderek daha kararlı ressam Veraguth’un (Rosshalde) ve daha dayanıklı bir gezgin olan Knulp’un yaradılışı ve alınyazısı böyledir.

Demian-öncesi başkişilerin herbirinin kişiliği ve alınyazısının arkasında Hesse’nin kendisi dolaşmışsa da ondan sonra gelen on yıl içinde yazarla başkişi yavaş yavaş şiirsel bir otobiyografik eriyiş içinde birbirlerine karışır. Dikkafalı Klein, çılgın Klingsor ve özellikle Kurgarst’la umutsuz Steppenwolf’un romatizmalı başkişisi nerdeyse Hesse’nin kendi bedeninden kendi ruhundan oluşmuşlardır. Oysa şimdi Hesse gibi, kendini-tanıma, kendini gerçekleştirme arayışı içinde olan bu yeni başkişiler uykularından uyanmış, alınyazılarını kendi ellerine almışlardır.
(…)

Joseph Mileck
Kaliforniya Üniversitesi, Mart, 1963
Çev: Yurdanur Salman

Written by in: Buluntular (Efemeralar) |
Ara
19
2011
0

Büyük Pazar Müzayedesi’nde İmzalı Kitaplar (24 Aralık 2011)

24 Aralık 2011 Cumartesi günü, Point Hotel Barbaros‘ta gerçekleşecek olan “Büyük Pazar Müzayedesi”, edebiyat efemerası koleksiyonerleri ve heveskârları için son derece kıymetli eserler sunuyor.

Nâzım Hikmet’in el yazısı, şiirlerinin Rusça çevirilerini içeren bir imzalı kitabı ve Nâzım Hikmet kitaplarının tümünün ilk baskılarını içeren özel bir koleksiyon, Ahmet Muhip Dıranas’ın “Kaybolanlar” başlıklı yazı defterleri, çeşitli şair ve yazarların Ahmet Muhip Dıranas’a imzaladığı kitaplar, Sabahattin Ali’nin el yazılarından oluşan efemeralar, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun kumaş üzerine işlediği özgün baskılar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay, Cahit Külebi, Asaf Halet Çelebi, Halim Şefik, Orhan Veli, İlhan Berk, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat, Can Yücel  gibi sıkı isimlerin imzalı kitapları… Hangi birinden bahsetsem ki?

Eserler, müzayede günü olan 24 Aralık 2011’e kadar Point Hotel Barbaros’un kütüphanesinde sergileniyor. Mutlaka görülmeli, ziyaret edilmeli bu eserler…

Zy

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
18
2011
0

Mevlâna Törenleri’nin Tiyatroya Etkisi (Prof. Dr. Metin And)

Milliyet Sanat Dergisi’nin 18 Aralık 1978 tarihli 302. sayısında yer alan “Mevlevi Sema’nın tiyatroya etkisini belgeleyen ilginç örnekler: Gürciyef ve Wilson toplulukları” başlıklı yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/sema.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. İşbu benzeşimin farkına Prof. Dr. Metin And varmış ve konuyu kaleme almış… (Zy)

Ara
06
2011
0

Bıyıklar… (Salâh Birsel)

Milliyet Sanat Dergisi’nin 1980’de yayımlanmaya başlayan “Yeni Dizi”sinin 7. sayısında, Salâh Birsel, “Bıyıklar” üzerine tipolojik bir yazı kaleme almış. Tarihsel tipolojileri merak edenler açısından önemli, tüm zamanların “ironi” okuyucuları açısından da sonsuz eğlenceli olan işbu yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/biyiklar.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
04
2011
0

Balıkta… (Abidin Dino)

Abidin Dino’nun bir deseni…

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Ara
01
2011
0

Ney, Mey ve Neyzen Tevfik

Milliyet Sanat Dergisi’nden… (1973)

 

Milliyet Sanat’ın 26 Ocak 1973 tarihli 17. sayısında, Neyzen Tevfik’in yaşamına/yaşayışına ilişkin sıkı bir yazı, çok ilginç görsellerle birlikte yayımlanmış. Gültekin Tarı’nın kaleme aldığı “Ney, Mey ve Neyzen Tevfik”  başlıklı yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/neyzentevfik.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
27
2011
0

1983: Kitap Kapakları Konusunda Bir Söyleşi

Kitap kapakları konusunda bir söyleşi… 1983 yılında Milliyet Sanat Dergisi’nde yayımlanmış. Söyleşinin tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/kitapkapaklariuzerine.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
23
2011
0

“yeniyazı”nın 11. sayısında İlhan Berk…

“yeniyazı” adlı edebiyat dergisinin 11. sayısında İlhan Berk için özel bir bölüm hazırlanmış. Bu bölümde İlhan Berk’in daha önce yayımlanmamış bazı günlüklerinden parçalar, Memet Fuat’la ve Hüsamettin Bozok’la yaptığı bazı yazışmalar, Sevengül Sönmez tarafından İlhan Berk ile -Sait Faik ve İstanbul üzerine- gerçekleştirilen bir söyleşi, Yavuz Tanyeli’nin fırçasından bir İlhan Berk portresi ve Ülkü Başsoy’un İlhan Berk’li anılarının devamı (2. parçası) yer alıyor. İlhan Berk’le ve onun poetikasıyla ilgilenen herkese “yeniyazı” dergisinin 11. sayısını öneririm.

Günlük’ten…

3 Ağustos 2005

(…)
Ölümün hiçbir biçimi yoktur: Ölüm belki de biçimsizliktir.

İlhan Berk
“yeniyazı” dergisi, Sayı:11, Güz 2011, s.35

 

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
21
2011
0

Fotojurnalizm (Ara Güler)

Ara Güler, Kasım 1977 tarihli “Yeni Fotoğraf” dergisinin 14. sayısında “Fotojurnalizm” üzerine yazmış ve tarihten önemli fotoğrafları tarihle paylaşmış… İşbu yazının tam metnine ve ilgili görseller öğelere https://zaferyalcinpinar.com/fotojurnalizm.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
21
2011
0

“Bende üç vesika var. Zannediyorum ki ömrümün üç büyük vesikası.” (Nâzım Hikmet)

Nâzım Hikmet ömrünün üç büyük vesikasını anlatıyor… Hıfzı Topuz’un aktardığı, Milliyet Sanat Dergisi’nin 4 Aralık 1978 tarihli 300. sayısında yayımlanan bazı yaşantı parçalarına https://zaferyalcinpinar.com/ucvesika.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Hıfzı Topuz’un yazısında bahsettiği ses kayıtları 1961 yılında kaydedilmiştir. Bu kayıtlar, oluşmalarından yaklaşık 48 sene sonra, NTV Tarih dergisine ilave bir cd olarak okuyucuya sunulabilmiştir.

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Kas
20
2011
0

1978: Milliyet Sanat Dergisi’nin “Özdeğerlendirme” Özel Sayısı

Son 1-2 yıl içerisinde, Milliyet Sanat Dergisi’nin Abdi İpekçi yönetiminde çıkan -80 öncesi- ilk dönem sayılarının hepsini didikledim, inceledim. (Bazılarını da koleksiyonuma kattım.) 1950-65 yılları arasındaki “keşmekeş”i ve sonrasında oluşan 1965-80 döneminin aurasını bütünsel olarak değerlendirdiğimizde, kitle ile sanat etkileşimi bağlamında, kitlenin toplum bilincine evrilmesindeki sanatsal etkenlerin görülmesi ve bu etkenlerin geribildirimlerinin derli toplu olarak ele alınması açısından Milliyet Sanat Dergisi’ni ve yazar çevresini eşsiz derecede önemli, günümüzdeki çevrimsel eğilimlerin/söylemlerin analizi yolunda da son derece hakikatli buluyorum.

Milliyet Sanat Dergisi’nin 4 Aralık 1978 tarihli 300. sayısı bir “özdeğerlendirme özel sayısı” olarak yayımlanmış. Bu özel sayı, ülkemizin edebiyat-sanat tarihini önemseyenler için okunması elzem bir sayıdır: Vedat Günyol‘un, Hüsamettin Bozok‘un, Tütengil‘in, Cemal Süreya‘nın, Şükran Kurdakul‘un “dergicilik ve sanat dergiciliği” eksenli özdeğerlendirme yazıları, bize, o günden bugüne (olumlu ya da olumsuz, nereden bakıyorsanız oradan) hangi merhalede bulunduğumuzu anlamamız için çok önemli çıkarımlar sağlıyor. (Hatta, biraz kendinizi zorlarsanız -eğer idrak kanallarınız bütünüyle tıkanmış değilse- söz konusu çıkarımların aydınlığında bir vizyon sahibi olmaya da çalışabilirsiniz.)

Milliyet Sanat’ın 300. sayısı, dergicilik konularının yanı sıra “Tiyatro-Resim-Sinema Seyircisi” ve “Edebiyat-Dergi Okuru” tipolojilerinden de bahsediyor: Cemal Süreya, Ferit Edgü, Onat Kutlar, Muhsin Ertuğrul, Atilla Dorsay gibi isimler kendi hayat hikâyeleriyle birlikte konuya yaklaşıyorlar.

Hepsinden önemlisi; Milliyet Sanat’ın ilk 300 sayısında yer alan yazı dizilerinin ve soruşturmaların konu başlıklarını içeren listeler de bu özel sayıda yayımlanmış.

Sonuçta, Milliyet Sanat Dergisi’nin 1978 tarihli bu özel sayısındaki özdeğerlendirmelere ve diğer her şeye https://zaferyalcinpinar.com/ms300.jpg (11 mb.) adresinden ulaşabilirsiniz.

Z. Yalçınpınar

 

Hamişler:

1- Milliyet Sanat’ın işbu özel sayısında, Varlık Dergisi ve çevresinde yer alan yazarlardan hiçbirinin bulunmaması (yer bulamaması) ve buna karşın Yeditepe’nin yayımcısı olan Hüsamettin Bozok’un fikirlerinin yer bulması edebiyat tarihimizin uzamında hem ilginç, hem de doğru bir editöryal tutum olarak dikkatimi çekti.

2- Özel sayıda, dosya dışı olarak “Nâzım Hikmet, ‘ömrünün üç büyük vesikası’nı anlatıyor!” başlıklı bir yazı da var. Önümüzdeki günlerde bu yazıyı ve içerdiği ilginç hikâyeleri de Evvel Fanzin kapsamında paylaşacağım.

Kas
14
2011
0

“Cevat Şakir hepimizden büyük şair.”

Şanslıyız ki edebiyat tarihimizde bir Cevat Şakir -namı diğer Halikarnas Balıkçısı- yaşamış. Eğer o olmasaydı, bugünlerde yaygınlaşan endüstriyel dizilerdeki şu “balıkçı” ahkâmlarına, rol büzüşmelerine ya da insanı insanlıktan soğutan “rol üstü/aşırı” pozlara filan kanabilirdik…

Milliyet Sanat Dergisi, 19 Ekim 1973 tarihli 50. sayısını “Halikarnas Balıkçısı”na -ya da dostlarının tabiriyle sadece “balıkçı”ya- ayırmış. Azra Erhat, Aziz Nesin, Yaşar Kemal gibi isimler “balıkçı”yla olan dostluklarını, bir deniz adamının düşselliğini, ruhunu anlatmışlar. Halikarnas Balıkçısı’na ilişkin bu yazılara https://zaferyalcinpinar.com/halikarnasbalikcisi.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Dergideki yazıların arasında karşılaştığım en ilginç şey Nâzım Hikmet’in şu sözüydü: “Cevat Şakir hepimizden büyük şair.”

Kas
07
2011
0

Tarihin Yapraklarında… (Onat Kutlar)

“Eski” İstanbul’daki fotoğrafçılar üzerine Onat Kutlar’ın kaleme aldığı “Tarihin Yapraklarında Unutulmuş Çiçekler” başlıklı yazıya https://zaferyalcinpinar.com/cicekler.jpg adresinden ulaşabilirsiniz. Yazı, “Yeni Fotoğraf” dergisinin Aralık 1977 tarihli 15. sayısında yayımlanmış…

Eki
28
2011
0

Kitaplar… kitaplar… kitaplar ve koleksiyon…

Pazar Mezatı taifesi, bugünlerde, “kitap koleksiyonculuğu ve edebiyat efemerası” adına çok faydalı mübadelelere vesile oluyor. (Örneğin, G. Apollinare ve P. Êluard’ın yaşamına/eserlerine ait efemeraların derlenmesiyle oluşan, 1968 ve 1971 Gallimard baskısı iki önemli kitabı geçen haftalardaki “Pazar Mezatı” organizasyonları sayesinde koleksiyonuma kattım, katabildim.)

Bu haftasonu (30 Ekim 2011 Pazar günü) gerçekleşecek Pazar Mezatı, satış listesini imzalı, ilk basım ve nadir kitaplara ayırmış. Listeyi incelediğimizde edebiyat tarihimiz açısından çok önemli şairlerin, yazarların ilk basım ve imzalı eserlerinin yanısıra, çağdaş plastik sanatlara yönelik albüm ve kataloglar da dikkat çekiyor… (Anlaşılan bu haftasonu kitap koleksiyonerleri için çetin geçecek!)

Kitap koleksiyonculuğundan söz açmışken, koleksiyonumun envanterini çıkarma çalışmalarımda %60 seviyelerine gelmemin (yani işin yarısını aşmamın) mutluluğunu paylaşmak, sanırım, kendimi avutmak açısından yerinde olacaktır. Kütüphanemde yer alan koleksiyon kitaplarımı diğerlerinden ayırmak, tasnif etmek, ekslibris eklemek ve kayıt altına almak, en az koleksiyon yapmak kadar (okumak, düşünmek, araştırmak, takip etmek ve satın almak kadar) zor bir şeymiş meğer… Koleksiyonumun envanteri ve tasnifi açısından -özellikle 1980 sonrası basılan kitap, katalog, albüm, fanzin ve dergilerde- büyük kayıt eksikliklerim var hâlâ… Bu işi ertelememek gerekiyor, ki zaten herkese önerim şudur: Kitaplarınıza değer vermeye başladığınız -hatta kitap okumaya başladığınız- ilk andan itibaren her şeyin kaydını, envanterini ve okuma notlarınızı oluşturun mutlaka. Bu işe sonradan kalkıştığınızda inanılmaz zaman ve emek harcamak gerekiyor. Koleksiyonunuz kapsamında aradığınız kitabın yerini bulamamanız, özelliğini hatırlamamanız, hepsinden önemlisi kafanızda oluşan o “kaybetmek hissi, endişesi” filan da cabası…

Z. Yalçınpınar

1. Hamiş: Ekim 2011’in son günleri itibariyle kitap koleksiyonumun envanterine PDF dosyası olarak şu adresten ulaşabilirsiniz; https://zaferyalcinpinar.com/koleksiyon.pdf

2. Hamiş: Envanter ve kayıt işini tamamladıktan sonra (2012 yılı içerisinde) koleksiyonumda kitapları bulunan yayınevlerine ve işbu don kişotların yayıncılık geçmişine, yayın mizaçlarına, editöryal özelliklerine ilişkin sıkı bir yazı kaleme almayı düşünüyorum.

3. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
27
2011
0

Santrfor Yaşar Yalçınpınar’ın Fenerbahçe Rozeti

Santrfor Yaşar Yalçınpınar (1914-1998)

 büyükamcamdan babama
babamdan bana
benden de evlâdıma
mirastır bu sevda!

*

Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü” başlıklı ilgilere https://evvel.org/kara-deryalarda-bir-fenersin adresinden, “Yaşar Yalçınpınar” arşivine ise https://evvel.org/ilgi/yasar-yalcinpinar adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
20
2011
0

“Fortuna” (Tezer Özlü)

(…) Tüm korkularım çamların ardındaki aydınlıktan geliyordu. Aydınlık olmasa gene korkacaktım. Ürkek kollarımı büzdüm. Bacaklarımı tuttum. Duydum. Kırmızı. Şiş gözlerim. Camın ardına bir bakabilseydim. Duvarlar yeterdi bana. Pis duvarları severdim. Gözlerimi onlara dikip, bomboş içlerine salıverirdim kendimi duvarların. Başımı çıkardım yavaşça. Bir sırıttım kendi kendime. Duvarlara baktım ardından. Gülüyorlar mı bana diye. Sessizlik bile durmuştu. İçime çekecek hava da yoktu. Öylesine bir durgunluk. (…) Yeni bir kent. İndim. Ayaklarıma dek baktım. Yerden bir ufak taş aldım.Attım cebime. Kaçtım trenlerinin yanından istasyonun. Dağınık bir kalabalık var demirlerin gerisinde.(…) Cebimdeki taşa baktım. Yerindeydi. Taşı tuttum. Gene duydum. Taşın taş oluşunu duydum. Attım taşı. Dayanamadım. Döndüm. Eğildim. Gene aldım. Severim istasyonları. Akşama değin istasyonun yanındaki merdivenleri indim. Çıktım. Gene indim. Gene çıktım. Gün boşluğunu sundu geceye. (…)

Tezer Özlü
“Fortuna”, Yeni İnsan Dergisi, Mart 1963
(Fortuna, Tezer Özlü’nün yayımlanan ilk yazısıdır.)

Hamiş: “Fortuna” adlı anlatının tamamına https://zaferyalcinpinar.com/fortuna.jpg adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
19
2011
0

Bir taşbaskı…

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir taşbaskı çalışması (1958)

(Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…)

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
19
2011
0

Fotoğraf: Oktay Akbal, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Sabahattin Batur

Oktay Akbal, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Sabahattin Batur

(Fotoğraflayan ve Evvel Fanzin’e Ulaştıran: Ümit Bayazoğlu)

*

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Dağlarca” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
17
2011
0

Dağlarca İmzaları ve “Karşı Duvar” Dergisi

Fazıl Hüsnü Dağlarca imzalı bazı kitaplar…
(Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan)

*

(…)Dağlarca 1959 yılında İstanbul Aksaray’da Kitap Kitabevi’ni açar. Bu kitabevini açtıktan bir süre sonra kendini bir yere kapatılmış hisseder Dağlarca. Bu duygudan kurtulmak için, şiirle gündelik hayatı ve günceli birbirine yaklaştırma çabasının en somut ürünü olan ‘deneysel’ Karşı Duvar dergisini kurar.
Aynı zamanda Dağlarca’nın kullandığı bir eğitim aracıdır Karşı Duvar. Dergi, yayınevinin büyük vitrinine insan boyunda bir karton yerleştirip, üzerine günün konularıyla ilgili şiirler asmasıyla oluşur. 15 günde bir değiştirilen bu şiirlerin bulunduğu vitrin, geceleri de aydınlatılır.
Karşı Duvar, kısa bir süre içinde büyük ilgi toplar. Gece de aydınlatıldığından derginin önünde günün her saatinde okurlar bulunur. Memet Fuat, Türkiye’nin en çok okunan yayını olduğunu söyler bir konuşmasında.
Dağlarca’nın bir anısı, derginin gördüğü yoğun ilginin en güzel kanıtlarından biridir. Bir gün yaşlı bir adam uğrar kitabevine, “Ben ta Kadıköy’den geliyorum. Derginin üç gün önce değişmesi gerekiyordu, iki kez daha geldim, hâlâ değişmemiş” diyerek şaire sitemde bulunur. Dergiye yazıları yerleştiren kişinin hasta olduğunu, bu nedenle de geciktiğini söyleyen Dağlarca çıkacak sayının şiirlerini yaşlı adama verir. Yaşlı adamın sevinci, Dağlarca’yı çok mutlu eder.(…)

Semiha Şentürk
“Dağ gibi şiirleriyle Dağlarca”, Milliyet Gazetesi, 18 Kasım 2008

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Dağlarca” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/daglarca adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com