Nis
25
2014
0

Sait Faik’ten Çeşitli Anketlere İlginç Cevaplar -1-

KİMLER BEĞENİLİYOR?

-Devlet adamı olarak kimi beğeniyorsunuz?
Sait Faik: Hiç kimseyi beğenmiyorum.

-Takdir ettiğiniz parlamenter kimdir?
S.F.: Bilmiyorum.

-Fıkracı?
S.F.: Vâlâ Nurettin.

-Şair?
S.F.: Herhalde Yahya Kemal değil. Melih Cevdet.

-Hikâyeci?
S.F.: Orhan Kemal

-Sahne san’atkârı?
S.F.: Hepsinden nefret ediyorum.

-Perde san’atkârı?
S.F.: ……………

-Ses san’atkârı?
S.F.: Hiçbirini dinlemem. En korkuncu Celal Şahin.

-Karikatürist?
S.F.: Hepsini severim.

-Röportaj muharriri?
S.F.: Yaşar Kemal.

-Beğendiğiniz romancı?
S.F.: Osman Cemal’den başka kimseyi tanımıyorum.

İnci Mecmuası, 29 Aralık 1952

Açık Hava Oteli
Hazırlayan: Muzaffer Uyguner, Bilgi Yay., 1980, 1.Baskı, s. 193-194

Hamişler:

-Ayrıca bkz: https://evvel.org/cesitli-anketlere-sait-faikten-ilginc-cevaplar-2

-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Nis
23
2014
0

Şimdi Sevişme Vakti: “Marikula” (Fethi Karakaş)

(…)
Doldurursun bütün bu sahili Marikula
Çıplak dizlerinde ağları ördüğün zaman
(…)

Sait Faik

İlk baskısı 1953 yılında “Yenilik Yayınları” tarafından gerçekleştirilen ve Sait Faik’in tek şiir kitabı olan “Şimdi Sevişme Vakti”ndeki desenleri Fethi Karakaş çizmiş. Kitapta yer alan “MARİKULA DOĞUR” adlı şiir için Fethi Karakaş’ın gerçekleştirdiği çizim aşağıdadır:

marikula

Fethi Karakaş’ın “Marikula” çizimi

*

“Şimdi Sevişme Vakti” adlı kitabın kapak görüntüsü (Yenilik Yay., 1953)

*

 

1. Hamiş: Kitapta yer alan bir başka Fethi Karakaşdesen için bkz: https://evvel.org/fethi-karakasin-bir-deseni

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik ” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
23
2014
0

Buluntu Şiir: Evime Dönüyorum (Sait Faik, 1928)

Sait Faik, 1920’lerin sonuna doğru “Meşale” dergisine üç adet şiir gönderir. Şiirler -nasılsa, nasıl olduysa!- yayımlanmaz. Sait Faik’in ilk şiirleri diyebileceğimiz bu ölçülü örnekler pek bilinmez ve Sait Faik’in “Şimdi Sevişme Vakti”(1.Baskı, Yenilik Yay.,1953 ve -ölümünden sonra yayımlanan- 2. Baskı, Varlık Yay., 1958) adlı tek şiir kitabında da yer almaz. Paylaşalım:

EVİME DÖNÜYORUM…

Adımım düşünüyor… Anlatılmaz ki sözle;
Bin bir ateşten dilli yangınken sönüyorum…
Bir harabe yüzüyle, balmumundan bir gözle,
Sararmış caddelerden evime dönüyorum.

Düşmüş yanına eli, bir tutam buğday gibi.
Bir çocuk uyuyordu işportanın başında;
Avizeler yakıyor caddeler saray gibi;
Bir anne dizi hâli kaldırımın taşında.

İçimden: “ört!” dediler, örtüverdim üstünü
Bir çuval parçasının çıplağı belirince.
Vuruyor fenerlere şimdi, ağaran günü,
Ne gece… Ne canından bıkmış hiddetli gece…

Sait Faik

“EVİME DÖNÜYORUM…” adlı şiirin devam niteliğinde bir  çeşitlemesi daha vardır:

(…)
Şimdi döğüşüyoruz gecelerle, taş taşa…
(…)
İşlek bir cadde gibi sabahla sönüyorum,
Kapanmayan gözümle, kapanmayan yaramla,
Kızaran caddelerden evime dönüyorum.

Sait Faik

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Nis
20
2014
0

Sait Faik’ten Bedri Rahmi’ye Bir Soru: “Sen hiç Ziba mahallesi diye bir yer duydun mu?” (1954)

Sait Faik’in 1954 yılındaki vefatının ardından, aynı yıl birçok edebiyat, kültür-sanat dergisi ve gazetede Sait Faik’i yâd etmek -malesef bazıları da ‘hesabı, bakiyeyi, olumsuz söylentileri, eleştirileri kapamak’ (misal, Yaşar Nabi)- amacıyla çeşitli yazılar kaleme alındı, özel dosyalar yapıldı. Bu yazıların içerisinde yer alan anılardan en güzelleri Bedri Rahmi’nin kaleminden çıkmış. Bildiğim kadarıyla Bedri Rahmi Eyüboğlu, biri Cumhuriyet Gazetesi’nde diğeri de resmi bayramlarda yayımlanan Bayram Gazetesi’nde olmak üzere iki yazı kaleme aldı. Bedri Rahmi bu yazılarda, Sait Faik’le yaşadığı ilginç olayları (belki de hovardalıkları) Sait Faik’in benzersiz mizacına doğru yakınsayarak, yani Sait Faik’in “sivil insan” diyebileceğimiz özellikleriyle birlikte paylaşmış… 17 Mayıs 1954 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Bedri Rahmi’nin kaleme aldığı “Sait için…” adlı yazının tam metniyle Bülent Kale’nin “newalaqasaba” adlı mekânında karşılaştım. (bkz: https://newalaqasaba.wordpress.com/2011/11/18/sait-faik-105-yasinda/) İşbu yazıdan ilginç bir bölüm/hikâye aşağıdadır:

(…)
İçkiyi henüz kesmediği günlerden bir gündü. Beyoğlu’nda buluştuk. Bana,

―Sen hiç Ziba mahallesi diye bir yer duydun mu? ―diye sordu.

Böyle bir yerden haberim yoktu. Beyoğlu’nun yan sokaklarından birisine saptık. Kasımpaşa’nın Kurtuluş taraflarına uzayan yollarından geçtik. Vakit gece yarısını geçmişti. Hiç bilmediğim karanlık sokaklardan sonra gayet patırtılı birkaç kahve, birkaç meyhane arasında karar kıldık. Kahvelerden birisinde Sait’in ahbapları seslendiler. Ağır kamyon şoförlerine benziyorlardı. Bütün hallerinde uzun yolların hantal arabaların, belâlı yolculukların izleri vardı. Sait’i uzun zamandan beri tanımamış olsalar onunla bu kadar rahat konuşamazlardı. Masalarına yaklaştık. Bize gayet cömert ikramda bulundular. Sonra yandaki kahvelerden birisine geçtik Sait,

― Bak ―dedi―, ha bu uşaklar senun memleketludurlar…

Kırk beş elli yaşlarında bir adam kemençe çalıyordu. Onun yanıbaşında yedi sekiz yaşlarında bir çocuk aynı gayretle kendi kemençesini işletiyordu.

Bir Karadeniz havası ki sorma gitsin. Bütün mahalle ortasından koca bir testereyle ikiye bölünüyor sanırdınız. Yaşlı kemençeci kahvenin sahibiymiş, o kalktı. Onun kemençeyi kestiğinin farkına bile varmayan küçük habire kemençenin yayına çekiştiriyor, akla, hayale gelmeyecek sesler çıkarıyordu. Meğer küçüğün vazifesi sadece babasının sazına azamî gürültü çıkararak katılmakmış! Sait bir tablo seyreder gibi çocuğu seyrediyor, ikide bir,

― Vay anasını be!… Ulan bu sadece gürültü çıkarıyor, hiç bir şey çaldığı yok! ―diyordu.

Ziba mahallesinden Beyoğlu’na döndüğümüz zaman saat gecenin üçünü geçmişti. Beyoğlu’nda her yer kapalı idi. Yalnız bazı dükkânların kepenkleri altından ışık sızıyordu. Sait bunlardan birisine kabaca bir tekme attı. Kepenk aralandı. Girdik. Gene demin Ziba’da rastladığımız insanlara benzeyen kalender insanlar içki içiyorlardı. Sait bana bunları adlarıyle ve çoğunun adlarının başına, sonuna küfürler katarak tanıştırdı.

Taksim’de ayrılırken şafak söküyordu.

İçki yasağına kadar, yani altı, yedi sene evveline kadar Sait’in hayatı ufak tefek duraklarla bu tempoda işledi sanıyorum.

İstanbul’u, karış karış biliyordu. İstanbul’u turist gibi değil, yerlisi gibi değil; polisi, jandarması, bekçisi gibi değil, babasının evi gibi, cebinin içi gibi biliyordu.

İstanbul yedi tepeye kurulmuş derler, bu tepelerden sekizincisi de Sait’in kurduğu tepe olmalı. İstanbul’u Sait’in dilinden, Sait’in eserinden tatmamış olanlar, istedikleri kadar yerlisiyiz desinler, Sait’i okumadıkça Sait’in dilimize getirdiği ışıkla İstanbul’u kana kana seyretmedikçe, doğup büyüdükleri memlekette birer turist olarak yaşıyorlar demektir.
(…)

Bedri Rahmi Eyüboğlu
Cumhuriyet Gazetesi, 1954


Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz. Bedri Rahmi başlıklı ilgiler ise şu adreste: https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi

Nis
18
2014
0

“Yahu, önüne baksana koskoca geminin tam göbeğine gitmekte mana var mı?” (Sait Faik)

Sait Faik’in vefatının ardından Bedri Rahmi’nin kaleme aldığı yâd yazılarından biri, 4 Haziran 1954 tarihli  Bayram Gazetesi’nde (resmi bayramlara mahsus gazetede, ki eskiden bayram günleri sadece “Bayram Gazetesi” yayımlanırdı) yayımlanmıştır. Bu yazıda Bedri Rahmi, Sait Faik’le birlikte giriştiği tehlikeli bir macerayı anlatır. Bu maceranın kısaltılmış bir anlatımıyla 9 Temmuz 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin “Seyahat” ekinde karşılaşıyoruz:

SAİT FAİK İLE BEDRİ RAHMİ O AKŞAM ÖLÜMDEN DÖNMÜŞTÜ

Sait Faik ile Bedri Rahmi Eyuboğlu, Sivriada’ya giderler. Fakat motor, Sivriada’ya yanaşır yanaşmaz Sait Faik küfre başlar. Nedeni de kıyıda 4-5 martı ölüsü görmüş olmasıdır. “Dün vurmuş olacaklar. Dün buraya bir sürü yabancı geldi. Tabancalarını tecrübe etmişlerdir” der. Daha sonra balıklar tutulur. Kıyıda güzel bir ateş yakılır. Yanlarında rakı, meze filan da vardır. Ateşin çevresinde rakılarını yudumlayarak muhabbete başlarlar. Fakat bir süre sonra Sait Faik, “Ben sıkıldım, döneceğim” der. Sait Faik ile gelenler bozulmuştur. Dönmeye karar verirler, bu kez de hava patlamıştır. Balıkçılar, “Yapma be Sait Beyciğim. Bak, kırk yıllık balıkçıyız, böyle havada yola çıkılmaz. Üstelik hiçbiriniz doğru dürüst kürek çekmesini bilmiyorsunuz. Başımıza bela çıkaracaksınız. Deniz, sabaha karşı düzelir, o zaman gideriz” derler. Sait Faik’in bütün bunları dinleyecek hali yoktur. Gecenin on birine doğru yola çıkarlar. Sabahın üçüne doğru Burgaz Adası’na varırlar. Sait Faik’in evine ayak bastıklarında annesi Makbule Abasıyanık, hâlâ uyumamıştır. Annesine, “Biz sana geceyi adada geçireceğiz dedik ya!” deyince, annesi şaşkınlığını gizleyemez: “Ben döneceğinizi biliyordum da, bu havada nasıl bunu başardınız, ona şaşıyorum.”

Bkz: https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/15276304_p.asp

 

Yukarıdaki paragrafta anlatılan maceranın Bedri Rahmi’nin kaleminden çıkan daha kapsamlı episodu şöyledir:

(…)
Balıkçılar bir ağızdan:

-Yapma be Sait Beyciğim. Kırk yıllık balıkçıyız böyle bir havada biz yola çıkmayız. Hiçbiriniz doğru dürüst kürek çekmesini bilmezsiniz. Başınıza bir belâ çıkaracaksınız. Deniz sabaha doğru düzelir, çıkarsınız.

Ne dedilerse para etmedi. Gecenin saat on birine doğru denize açıldık. Bizim motörü bir görseniz bu cesaretimize şaşardınız. Motörümüzün ne mal olduğunu bütün dostlarımız gibi Sait de pekâlâ bilirdi. Bizim motörcülüğümüze gelince buji temizlemekten başka bir tarafından anladığımız yoktu.

On birde çıktık demiştim ya, sabahın üçüne doğru burgaza vardık! Tepeden tırnağa sucuk gibi ıslanmıştık. Hiç unutmam bir ara Sait karanlıkta doğruldu. Müthiş bir telaşla bana döndü:

-Yahu önüne baksana koskoca geminin tam göbeğine gitmekte mana var mı?

Motörü büyük bir gayretle çevirdiğimi hatırlıyorum. Sait’in önümüzdeki gemi dediği şey, tâ Süreyya Paşa plajı dolaylarında parlayan bir ışıktı.

-Vay anam vay. Demek sen buraları böyle bilirsin ha? diyecek oldum.

Sait mahçup:

Uzun etme be birâder. Birdenbire o ışığı burnumuzun dibinde bir gemi ışığı sandım Herkesin başına gelir.

Sabaha doğru Sait’in evine geldiğimiz zaman, annesi uyanıktı. Sait hayretle:

-Biz sana geceyi adada geçireceğiz dedik ya.

Annesi hiç oralı olmadı;

-Ben döneceğinizi pekâlâ biliyordum. Amma bu havada nasıl becerdiniz hâlâ şaşıyorum, diyordu.

(…)

Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bayram Gazetesi, 4 Haziran 1954


1. Hamiş: Bedri Rahmi’nin Sait Faik’e ilişkin diğer bir anısı için bkz: https://evvel.org/sait-faikten-bedri-rahmiye-bir-soru-sen-hic-ziba-mahallesi-diye-bir-yer-duydun-mu-1954

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz. Bedri Rahmi başlıklı ilgiler ise şu adreste: https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi

Nis
11
2014
0

Sakın Şaşırma: Orhan Veli 100 Yaşında!

0007

“Sakın Şaşırma: Orhan Veli 100 Yaşında” Sergisi
4 Nisan – 1 Mayıs 2014
Yapı Kredi Kültür Merkezi, 1. kat
İstiklal Caddesi, No: 161 Beyoğlu / İstanbul

*

Bkz: https://www.ykykultur.com.tr/haber/dogumunun-100-yilinda-
orhan-veliyi-buyuk-bir-sergiyle-aniyoruz

Ayrıca bkz: https://www.baskahaber.org/2014/04/
sakn-sasrma-orhan-veli-yuz-yasnda.html

*

0002

*

Nis
09
2014
0

ISSIZLIK (Federico Garcia Lorca)

Dinle, çocuğum ıssızlığı.
Dalgalanan ıssızlığı,
vâdilerin kaydığı ıssızlığı,
yankıların olduğu ıssızlığı,
alınları toprağa eğilten ıssızlığı.

 Federico Garcia Lorca
“Seçme Şiirler”, Çev: Sabri Altınel, Galata Şiir Yayınları
Şubat 1962, s.30

 

gorunulorca3

“Lorca’nın Portresi”  (Gregoria Prieto)
A.g.e, s.82

*

Nis
08
2014
0

Müzeden: “General Harrington Kupası”

General_Harrington_Cup

“General Harrington Kupası”
Fenerbahçe Spor Kulübü Müzesi

Bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/General_Harrington_Kupası
Bkz: https://www.fenerbahce.org.tr/kurumsal/detay.asp?ContentID=3561

*

harrington

Atlas Tarih Dergisi, Şubat-Mart 2014, Sayı:25, s. 71

*

Nis
07
2014
0

Şiir: “Görünü” (Federico Garcia Lorca)

gorunulorca

 Federico Garcia Lorca
“Seçme Şiirler”, Çev: Sabri Altınel,
Galata Şiir Yayınları, Şubat 1962, s.27

*

gorunulorca2

Nis
02
2014
0

Ece Ayhan Fotoğrafları ve “Gümüşlük 1983”

eceayhangosteri2

Eksik olmasın, İkinci Yeni taifesinden Neylan Doğan, Gösteri Dergisi’nin Mayıs 1985 tarihli 54/250 no’lu sayısında yayımlanan “Gümüşlük 1983” adlı yazıyı ve yazıda bulunan fotoğrafları -ki birer buluntu olarak düşündüğümüzde, çok değerli fotoğraflardır bunlar- EVVEL Fanzin Ece Ayhan Arşivi‘yle paylaştı. Neylan Hanım’a İkinci Yeni kapsamında verdiği emek, gösterdiği özen ve işbu önemli paylaşım için çok teşekkür ediyoruz.

Ece Ayhan tarafından kaleme alınan “Gümüşlük 1983” başlıklı yazının tam metnine  https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhangumusluk1983 adresinden ulaşabilirsiniz.

eceayhangosteri1

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, Ece Ayhan için hazırlanan “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
28
2014
0

Nâzım Hikmet Sergisi: “Alnımın Çizgilerindesin Memleketim, Yeniden!” (CKM, Nisan 2014)

nazim1

Geçen sene, 30 Ocak ile 31 Mart tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde icra edilen “Alnımın Çizgilerindesin Memleketim / Nâzım Hikmet’in Yolculuk Fotoğrafları” başlıklı sergi, bu sene Kadıköy’e taşındı. M. Melih Güneş’in kişisel koleksiyonu ile Vera Tulyakova-Hikmet arşivinde yürüttüğü araştırmaları içeren sergi, dün itibariyle -mütevazi bir duruşla- Caddebostan Kültür Merkezi’nin sergi salonunda açıldı. Sergide 1951-1963 yılları arasında, Nâzım Hikmet’in yurtdışında geçirdiği döneme ait birçok fotoğraf bulunuyor. Bu fotoğrafların yanı sıra, sergide, birçok etkileyici edebiyat efemarası -örneğin yabancı dillerde yayımlanan Nâzım Hikmet kitapları, Nâzım’ın bebeklik fotoğrafı(Nâzım Hikmet 53 günlükken çekilen) ve çeşitli mektuplar, el yazıları, şiir dipnotları- diğer eserlerden daha vurgulu bir biçimde edebiyat araştırmacılarıyla buluşmuş… Sonuçta, Nisan ayı boyunca CKM’de sürecek işbu önemli serginin, şiir araştırmacıları için kaçırılmaması gereken önemli bir izlek olduğuna inanıyoruz. (Zy)

nazim3

nazim4

Nâzım Hikmet’in tashihleriyle
“Vera’nın Uykudan Uyanışı” adlı şiirin taslak çalışması

*

nazim5

Nâzım Hikmet ve Vera Tulyakova,
“Roman Tiyatrosu”nun oyuncularıyla birlikte…

*

nazim2

 Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Nâzım Hikmet” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
26
2014
0

Buluntu: Bedri Rahmi’nin Özgün Desenleri

Hiçbir zaman eksik olmasın, Adalar Postası taifesi’nden Emine Çiğdem Tugay Hanım, koleksiyonunu bize açarak Bedri Rahmi Eyüboğlu tarafından kaleme alınan iki “şiirsel” mektubu evvel fanzin taifesiyle paylaştı. Bedri Rahmi’nin 1950 ile 1959 yıllarında,  annesi Lütfiye Eyüboğlu’na Paris’ten yazdığı bu mektuplarda yer alan özgün desenler, Bedri Rahmi Eyüboğlu arşivi için büyük değer taşıyor. Desenleri aşağıda ilginize sunuyoruz.

bedrirahmimektupdesen

Hamişler:

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Bedri Rahmi Eyüboğlu” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.

Evvel Fanzin kapsamındaki “imzalı” ilgiler ise https://evvel.org/ilgi/imzali adresinde bulunuyor.

 

Mar
21
2014
0

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi’nde; SAİT FAİK ABASIYANIK

Taha Parla’nın genel yayın yönetmenliğini yürüttüğü, 1983 yılında Anadolu Yayıncılık kapsamında çalışmaları başlayan (ve danışman ekibinde Dr. Oruç Aruoba gibi çok sıkı isimleri barındıran) “Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi”nin 21 Kasım 1983 tarihli ilk fasikülünün kapak görseli “Abasıyanık, Sait Faik” odağıyla birlikte yayımlanmış. Ansiklopedide yer alan “Sait Faik Abasıyanık” başlığının tam metnine https://issuu.com/adabeyi/docs/ansiklopedisaitfaik adresinden ulaşabilirsiniz.

ansiklopedisaitfaik

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
20
2014
0

Afif Yesari’den Sait Faik’e…

20140221_121954

“En kuvvetli hikâyeci, Ustad Said Faik Abasıyanık’a
Hürmet, sevgi ve hayranlıkla… Afif Yesari, 949″
(Sait Faik Müzesi Arşivi’nden…)

Ayrıca bkz: https://evvel.org/fotograf-sait-faik-ve-afif-yesari-1945

*

Hamişler:

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” başlıklı ilgilere ise https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Mar
18
2014
0

Acı Köke Gazel (Federico García Lorca)

Bir kök var, acı.
Bir dünya var bin katlı.

Ellerin en küçüğü bile
Dağıtamaz suyun kapısını.

Nereye gidersin? nereye? nereye?
Bir gök var, penceresi binlerce,
-soluk yüzlü arıların kavgası-
Bir kök var sonra, acı.

Acı.

Tabanında acısı,
Yüzünün içinin,
Geceden yeni kopmuş
Gövdesinde sancısı.
(…)

Federico García LORCA
Çev: Bilge Karasu

Yeditepe Dergisi, 1 Aralık 1953, Sayı:50, s.5
Bilge Karasu, “Şiir Çevirileri”, Haz: Tunç Tayanç
Metis Yay., 2014, s.43

Mar
13
2014
1

(Dr.) Fikret Ürgüp’ten Sait Faik’e Reçeteler (1952)

Untitled-1

Sıkı hikâyeci ve iç hastalıkları uzmanı Dr. Fikret Ürgüp‘ün 1952 yılında
Sait Faik’e yazdığıreçetelerden bazıları…
(Sait Faik Müzesi Arşivi’nden…)

*

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Buluntular (Efemeralar) | Etiketler: ,
Şub
24
2014
0

Kızgın Bir Sait Faik Mektubu

Geçenlerde, adalar kültürünü ilgilendiren coşkun ve kızgın bir Sait Faik mektubuyla karşılaştım. Mektup, Sevengül Sönmez tarafından yayıma hazırlanan “Karganı Bağışla” (2003, YKY) adlı kitap ile Sait Faik Müzesi arşivinde yer alıyor. İşbu mektubun tam metnine https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikkizgin adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Sait Faik başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
14
2014
0

Haber: Yeniden, Sansürsüz; “Medarı Maişet Motoru”

medarimaiset

Bkz: https://kitap.radikal.com.tr/Makale/medari-maiset-motoru-nihayet-sansursuz-391878

İş Bankası Kültür Yayınları, Medarı Maişet Motoru üzerinde yıllardır süren “sansürü” kaldırdı ve “tehlikeli” bulunarak çıkarılan kısımları koyu harflerle vererek yapıtı eksiksiz haliyle yayımladı.

Yeni Mecmua’da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı olduğu gerekçesiyle yayımcı bulmakta zorlanan Sait Faik, annesinin maddi desteğiyle romanı Ahmet İhsan Basımevi’nden 1944 yılında yayımlar. Ancak kitap henüz dağıtım safhasında bakanlar kurulu kararıyla toplatılır, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952’de okura sunulur.

E V V E L fanzinin notu: İşbu kitabın Nisan 2014’te kitabevlerinde satışa sunulacağı bilgisine ulaştık.

Şub
13
2014
0

Müstecip Onbaşı ve Denizaltı

musteciponbasi1

Müstecip Onbaşı ve aynı isimli denizaltının hikâyesi, “Atlas Tarih” dergisinin 23. sayısında yayımlanmış. İşbu yazının tam metnine https://issuu.com/adabeyi/docs/musteciponbasi adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Şub
11
2014
0

Karaköy’de Gizli: Bedri Rahmi Eyüboğlu Mozaikleri

brmozaik

Ekin Karaca tarafından hazırlanan ilginç habere şu adresten ulaşabilirsiniz: https://www.bianet.org/bianet/kultur/153046-kasapta-gizli-kalan-bedri-rahmi-mozaikleri

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Bedri Rahmi Eyüboğlu” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi adresinden ulaşabilirsiniz.

Şub
07
2014
0

“Mektup İşsizdir Dom!” (Ece Ayhan, 1980)

issizmektupaci

“Ece Ayhan’dan Arif Damar’a Mektup (II) , 6 Ekim 1980”
Hayâl Dergisi, Ocak 2014, Sayı: 48 (Mektup Özel Sayısı-II), s.16
*

Zıpkın kadar acı -işbu- mektubun tam metnine
https://zaferyalcinpinar.com/eceayhanissizmektupaci.pdf  ya da
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanissizmektupaci
adreslerinden ulaşabilirsiniz.

*

 

1. Hamiş: Ayrıca bkz: https://evvel.org/buluntu-ece-ayhandan-arif-damara-aci-bir-mektup-10-ocak-1981

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden erişiliyor…

Oca
29
2014
0

Körler Ülkesi’nin Yeldeğirmenleri

Eski-Yeldeğirmeni-
“Körler Ülkesi’nin Yeldeğirmenleri”

*

Rüzgar Ceyda Alpak tarafından kaleme alınan ve enformasyonel açıdan çok önemli gördüğüm “Tarih Konan Yeldeğirmeni” başlıklı yazının tam metnine https://www.kolektomani.com/?p=2779 adresinden ulaşabilirsiniz.

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Kadıköy” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/kadikoy adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
28
2014
0

arDADAşiv

dadarsiv

2011’den –491‘in söngün serüveninden- bu yana DADA’yla pek ilgilenememiştik. Şimdilerdeyse, issuu kapsamındaki araştırmalarımız sonucunda, yüzyıl öncesinden günümüze ulaşmış orjinal bir DADA neşriyatları arşiviyle karşılaşmanın tuhaf mutluluğunu yaşayarak ölüyoruz: https://issuu.com/labibliothequefantastique/stacks/97a07d51e0364136b5c88cd0f4a711b6

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “gerçeküstü” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
25
2014
0

Poetika Çalışmaları: “Matematiğin Şiir Yönü” (Prof. Dr. Cahit Arf)

Sıkı matematik ustası Prof. Dr. Cahit Arf’ın kaleme aldığı “Matematiğin Şiir Yönü” adlı makalenin, öncelikle Nisan 1960’ta Meydan Dergisi’nde, ardından 1993’te Matematik Dünyası adlı dergide yayımlanan tam metnini, şimdi, 2014’ün Ocak sularında E V V E L fanzin takipçileriyle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/matematiginsiiryonu

Hamiş: Simgesel bağlamları ile yıllardır savunduğumuz “imgesel alan derinliği” kavramının tanımlanabilmesi açısından son derece önemli gördüğümüz bu makaleyi E V V E L fanzine haber eden Şükret Gökay’a çok teşekkür ederiz.

2. Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Poetika Çalışmaları” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/poetika-calismalari adresinden ulaşabilirsiniz.

Oca
25
2014
0

Sakinleşmek (C. Bukowski)

Futuristika taifesi sıkı şeyler buluntulamaya, Bukowski ise anlatmaya devam ediyor:

“Sabah dokuzdan beşe çalışmak insanlığa yamanan en büyük acımasızlıklardan biridir. Yaşamınızı sizi aslında ilgilendirmeyen bir eyleme veriyorsunuz. Bu durum beni öyle tiksindiriyor ki, alternatif olsun diye içmeye, açlığa ve deli kadınlara sürükleniyorum. Benim gibi biri için ideal olan tabii ki bu durumu yazmaya, yaratıcılığa dönüştürmek. Bunu yapamayacağımı ancak elli yaşıma geldiğimde, dokuz-beş sarmalında yaşamak zorunda kalmadığımda anladım. Şansıma, o zamanlar ABD posta idaresi için çalışıyordum ve çoğu gece on bir buçuk saat sürüyordu ve çoğu izin günü de iptal ediliyordu. Delirmek üzereydim, bedenim tümüyle sinirsel anlamda çökmüştü ve nereme dokunsanız çığlık atıyordum, kollarımı kaldırıp boynumu çevirmeye zorlanıyordum. Elli yaşında bıraktım işi ve yazmak daha iyi bir şekle girdi.”

Charles Bukowski

Yazının tam metnine https://www.futuristika.org/charles-bukowski-sakinlesmek/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com