Türkiye’de ilk sinema gösteriminin yapıldığı Sponek Birahanesi’nin afişi.
(Ali Özuyar Arşivi’nden…)
(…) “Sponek Meyhanesi’nde
sinemayı öğrenmiştir
geceden gece” (…)
Türkiye’de ilk sinema gösteriminin yapıldığı Sponek Birahanesi’nin afişi.
(Ali Özuyar Arşivi’nden…)
(…) “Sponek Meyhanesi’nde
sinemayı öğrenmiştir
geceden gece” (…)
Kaynak: https://hturgut.uyar.info/post/95080065283/bu-fotografa-iliskin-herhangi-bir-not-yok-nerede
Ece Ayhan’ın, Tomris Uyar’ın, Tevfik Akdağ’ın, Nilgün Marmara’nın, Cemal Süreya’nın ve İlhan Berk’in belirgin olduğu bir fotoğraf… Fotoğrafın, 1980’li yılların ortasında Nilgün Marmara’nın Kızıltoprak’taki evinde çekildiği düşünülmektedir.
(Not: Ece Ayhan, Öküz Dergisi’ndeki yazılarından birinde -İstanbul Günlüğü’nde- Nilgün Marmara’nın Kızıltoprak’taki evinde bulunan geniş ahşap parkeli salondan ve bu ahşap parkelerin 1mm. inceltilerek (kazınarak) cilaya hazır biçime getirilmesinden bahseder. Zy)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
“İlhan Berk’in kendi el yazısıyla
‘Günlük İşlerdenmiş Gibi Ölüm’ adlı şiiri…”
–
Değerli dost ve yazar Akif Kurtuluş, twitter’da, İlhan Berk’in -kendi el yazısıyla- iki şiirini paylaşmış.
Akif Kurtuluş’a bu sıkı paylaşım için çok teşekkür ederiz. (Zy)
“İlhan Berk’in kendi el yazısıyla
‘Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım’ adlı şiiri…”
(Akif Kurtuluş Arşivi’nden…)
–
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan İlhan Berk ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
2006 yılının Ağustos’uydu. İlhan Berk’le Bodrum’da, Şalvarağa Sokak 16 numarada bulunan evinin o ünlü “avlu”sunda yüz yüze görüşme fırsatı buldum. Bu görüşmenin içeriğinden “ilhanberkiğne” adlı yazımın -BirGün Kitap, 2009- sonunda “önemle” bahsederim.
İlhan Berk ile görüştüğüm gün çektiğim fotoğraflardan -birkaç tanesi dışında- paylaşmamıştım. Bugün, söz konusu fotoğrafların hepsini paylaşıyor ve 28 Ağustos 2008’de vafat eden sıkı şair İlhan Berk’i saygıyla yâd ediyorum.
Z. Yalçınpınar
25 Ağustos 2014
Hamişler:
1/ 2006 yılında dijital fotoğraf makineleri yaygın değildi. Aşağıdaki fotoğraflar, o günlerde kullandığım 1970 model ve analog bir “Zenit” marka fotoğraf makinasıyla görüntülendi.
2/ “ilhanberkiğne” başlıklı yazının tam metnine https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.
3/ Yalçınpınar’ın diğer fotoğrafları için bkz: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com
4/ EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
“İlhan Berk’le…”
“Avlu”
“Avludaki Yasemin”
“Şalvarağa Sokak, 16 Numara (Bodrum)”
“İlhan Berk’in Çalışma Masası”
İlhan Berk ‘Yolda’
“İlhan Berk çarşıda…”
Hamişler:
1/ 2006 yılında dijital fotoğraf makineleri yaygın değildi. Aşağıdaki fotoğraflar, o günlerde kullandığım 1970 model ve analog bir “Zenit” marka fotoğraf makinasıyla görüntülendi.
2/ “ilhanberkiğne” başlıklı yazının tam metnine https://upas.evvel.org/ilhanberkigne.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.
3/ Yalçınpınar’ın diğer fotoğrafları için bkz: https://zaferyalcinpinar.tumblr.com
4/ EVV3L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
*
Sahir Bey’le 2014’ün kış aylarında gerçekleşen bir serginin açılışında tanıştık. Daha doğrusu Sahir Bey, beni -uzaktan biliyormuş- İlhan Berk üzerine yaptığım incelemeleri, araştırmaları takip ediyormuş. İlhan Berk, 1954 yılında Kırşehir’de, Sahir Bey’in okuduğu lisede Fransızca öğretmeniymiş. Sahir Bey, İlhan Berk’e değgin bir anısını benimle paylaştı. Kendi sözleriyle aktarıyorum:
“İlhan Berk’e ‘mösyö’ derdik. Uzun boylu, çok yakışıklı, son derece temiz ve bakımlıydı. O zamanlar ben ve birkaç arkadaşım, edebiyat dersi ödevi olarak bir duvar gazetesi çıkarıyorduk. Duvar gazetesinde benim vezinli-kafiyeli şiirlerimi görmüş. Birgün arkadaşlarım “Mösyö seni çağırıyor,” dediler. Gittim, lisede öğretmen odalarının orada bir pin-pon masası vardı. İlhan Berk masanın başında, ellerini arkada kavuşturmuş, bekliyordu. Heybetli bir duruşu vardı. “Sahir sen misin?” dedi. “Evet” dedim. “Duvar gazetesinde şiirini gördüm. Ne o öyle! Şiirin bozuk tekerlek gibi tıngırdıyor, hep aynı sesi veriyor. Kafiyeyi vezini bırak, o şiir anlayışı eski…” dedi.
Birkaç hafta sonra duvar gazetesinin diğer sayısında kafiyesiz, serbest başka bir şiir yazdım. Arkadaşlar “Mösyö seni çağırıyor,” dediler gene. Gittim, aynı yerde, aynı duruşla beni bekliyordu… Yeni şiirimi okumuş. “Aferin, şimdi oldu.” dedi ve arkasından Walt Whitman’ın “Çimen Yaprakları” adlı çeviri kitabını çıkardı, imzalayıp bana hediye etti. “Aferin, böyle devam et!” dedi.
Şiire bakışımı değiştiren o olayı hiç unutmuyorum.”
Sahicilikle
Z. Yalçınpınar
Yeni Sinsiyet Tipolojisi’ne karşı dile getirdiğim bu sorular “devede kulak” misalidir. 2012 yılı içerisinde yayımlamak üzere yukarıdaki soruların cevaplarını ve diğer her şeyi ihtiva eden bir yazı dizisi (kitapçık) kaleme almaktayım. 2000’den 2011’e kadar edebiyat ortalığında gördüğüm, duyduğum, şahit olduğum her şeyi, tüm yaşadıklarımı, tüm duyumsadıklarımı, tüm içtenliğimle, sahiciliğimle, teker teker isimler vererek, olaylarla, şiirlerle ve belgelerle -acele etmeden- anlatacağım.
“İnsanlık Tarihi” devam ettiği sürece birileri çıkacak ve böylesi sorular sormaya, direnen yazılar yazmaya devam edecektir. Üstelik söz konusu karşı duruşu, direnişi ve haysiyeti hiçbir menfaat gözetmeden, aksine, karşı olduğu Yeni Sinsiyet’in melanet zevatları tarafından yaşamına ve ailesine zarar geleceğini “bile bile” sergileyecektir. Gelecekte kalemim, gözüm, kalbim benden alınsa da -ki bu acz içine düşmem muhtemeldir- başka birileri her zaman olacak; sahici edebiyat adına, hakikate uzanan kalb ile vicdan yolu adına çıkacak ve “şiir”i savunacak: Kaleminin ucundaki gözünü, kalbini ve vicdanını savunacak, dile getirecek. Çünkü “haklılığın inadı” diye bir şey vardır ve bu direniş bitirildiğinde -biterse eğer- “İnsanlık Tarihi” de (tarih de) bitmiş demektir. Ve o günlerde -hâlâ nefes alıp verebiliyorsanız, becerebilirseniz- kendinize “Ben bir eşya mıydım, yoksa, insan mıydım?” diye yüksek sesle sorun. Cevap veremeyeceksiniz, kendinize… Hatırlamayacaksınız. Cevap uydurmaya gerek de kalmamıştır:- zaten, biraz önce dedim ya, insanlık tarihi bitmiştir ve soru sormanın -düşünüyor olmanın- bir anlamı yoktur. Sorular dile gelmeyecektir. Tarih de şiir de…
Dile gelmeyecektir.
Zafer Yalçınpınar
11 Kasım 2011 / İstanbul
zaferyal@gmail.com
www.evvel.org
www.zaferyalcinpinar.com
Ayrıca bkz: https://evvel.org/ilgi/davali
KATIRTIRNAKLARI
Bu tanrı eski tanrı değil
Savaşa gidiyor askerler yine
Herkes gibi sen de beklemekten usanacaksın
Dar dünyaları kimse sevmez
Yalnızlığın acı tarafı böyle garip
Alışmalısın.Gördüklerimiz de oradan geliyor
Ama bu bitmemiş bir hikâyedir
Bu çekinmeden anlatılan, bu ezik
Yıkılmış evler gibi bombardımanlarda
Biri onurunu yitirmeye razı olduSavaştakiler güler bunlara, anlatma
Katırtırnakları yerinde güzeldir.(1955)
Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.153*
*Bu şiirin bir başka versiyonu için bkz. a.g.e. s.152
HARPTE ÖLEN BİRİ İÇİN
Öleceğin hiç aklına gelmemişti
Üstelik böyle istemezdin
Senin ölümün başka türlü olmalıydı
Güneşi ne de severdin
Bir gölgenin altındasın şimdi
Mendillerini hatırlarsın kadınların
Boş düşünceleri bırak
Yaşamadığına inanmalısın artık
Cevap veremediğine göre
Sana seslenenlere.(tarihsiz)
Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.99*
*Bu şiirin bir başka versiyonu için bkz. a.g.e. s.98
HÜRRİYETE GİDİŞ
Bu davul sesleri niçin?
Serin yaz ikindisinde
Gözler nemli
Parlıyorlar da
Gök hiç böyle olmazdı
Hiç böyle açık
Rüzgâr heyecanlı
İnsanlar gibi
Rüya vadilerinde
Mevsimsiz çiçekler açmış
Güneş yağmuru altında
Gençler var
“Artık şarkılar söylenecek
Hürriyete dair
Dağlara dağlara
Altın yeleli atlar.”(1950)
Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.52*
*Bu şiirin bir başka versiyonu için bkz. a.g.e. s.53
Hamişler:
1- Ece Ayhan’ın Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirleri ya da Tetiklenmemiş Başlangıçlar: https://evvel.org/ece-ayhanin-yesil-murekkeple-yazilmis-siirleri-ya-da-tetiklenmemis-baslangiclar-zafer-yalcinpinar
2- “Adım Ece Ayhan Çağlar…” için Tebrik ve Teşekkür: https://evvel.org/adim-ece-ayhan-caglar-icin-tebrik-ve-tesekkur
3- Ece Ayhan’ın “Panik” adlı Şiirine İlişkin Önemli Bir Düzelti: https://evvel.org/ece-ayhanin-panik-adli-siirine-iliskin-duzelti
4- EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Ece Ayhan’ın Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirleri ya da
Tetiklenmemiş Başlangıçlar
Tunç Tayanç’ın hazırladığı “Adım Ece Ayhan Çağlar…” (YKY, Haziran 2014) isimli sıkı araştırma sonucu elde edilen, Ece Ayhan tarafından kaleme alınmış 100’e yakın “yeni” şiirle (ve şiir taslağıyla) karşı karşıyayız bugünlerde… Tayanç’ın araştırmasının en önemli buluntu bileşenini, Ece Ayhan’ın lise çağında (1949-1953) yazdığı şiirleri ve şiir taslaklarını içeren “Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirler” başlıklı epizot oluşturuyor.
Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirler’in önemsenmediğini ve tuhaf bir “unutuş ya da red -psikolojik- mekanizması”yla bizzat Ece Ayhan tarafından “yok” sayıldığını Eren Barış’ın hazırladığı “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor” (Dipnot Yay., 2012) adlı kitaptaki Özcan Yalım-Ece Ayhan söyleşisinden biliyoruz. Bu çıkarıma, söz konusu şiirlerin neredeyse tamamını ilk kitabı olan “Kınar Hanım’ın Denizleri”ne almamasından (ilk kitabına içkin görmemesinden) varabiliyoruz zaten. Ancak burada, bir tereddütü ifade etmek gerekiyor: Tunç Tayanç’ın hazırladığı tasnife göre Ece Ayhan’ın 1953-1959 dönemindeki şiirleri için -yani, 2. ve 3. kısım buluntular için- tamı tamına Ece Ayhan tarafından “gözden çıkarılmıştır” diyemeyiz sanırım:- Çünkü, 1953-1959 dönemindeki şiirlerin bazıları Ece Ayhan’ın “Bütün Yort Savul’lar!” (YKY, 1994) adlı toplu şiirleri ile genişletilmiş baskılarında vardır. Bu varlıktan/içermeden de Ece Ayhan’ın haberi olması -içermeyi görmesi, bilmesi, kabul etmesi- gerekir, diye düşünüyorum. (Ki zaten, benzer tereddütü “Adım Ece Ayhan Çağlar…” isimli kitabın 202. ve 203. sayfalarında Tunç Tayanç da -birkaç cihetten birden- ifade etmiş.) Demek ki “Islak” ile “Üç Gencin Kalbi” adlı şiirleri saymazsak Ece Ayhan tarafından “gözden çıkarılmış şiirler” diyebileceğimiz betikler çoğunluğu, “Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirler” tasnifinin içerisindedir.
Şimdi bugün, Ece Ayhan’ın poetikasıyla yoğunlaştığımızda, yani Ece Ayhan’ın şiir uzamına 2014’ten baktığımızda, gün ışığına yeni çıkan “Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirler” epizotunu, Ece Ayhan’ın diğer şiirlerine göre “zayıf” olarak değerlendiren bir “şiir okuru kitlesi” de olacaktır. Gerçekten de Ece Ayhan’ın şiir kitaplarına istinaden 1959-1968 yıllarını kapsayan dönemin, “Devlet ve Tabiat”(1973) ve sonrası dönemine göre farklı bir imgesel ritim -çağrışımsal/gönderimsel bir farklılık- taşıdığını söyleyebiliriz. Ben bu farklılığın nedenini Ece Ayhan’ın “tarihsel avadanlık” meselesine bakışında, daha doğrusu bu bakışın bütünlenme ânında (son dönüşümünde) buluyorum: “Devlet ve Tabiat” adlı kitabıyla birlikte Ece Ayhan, ‘şiirinin kurgusunda/şiirinin zihninde’ tarihî gaddarlıkların -imgesel imkânlar açısından- lirik tuşelere göre “daha vazgeçilmez” olduğunu benimsemiştir. Yani, “Devlet ve Tabiat” adlı kitabıyla birlikte tarihî gaddarlıklar -ve gaddarlığın el değiştirmesi, yaygınlaşması, vurgulanması, ifşa edilmesi- onun şiirinin içinde “makro” bir sorgulama hâline gelmiştir; bir hijyen faktör olmuştur. “Devlet ve Tabiat” öncesinde ise tarihî gaddarlıklar, şiirin (şiirin zihninin, imgeselliğin) mihengi için en fazla diğer unsurlar kadar -örneğin, Ece Ayhan’ın hisleri ve dışlanmışlıkları kadar- vazgeçilmezdir.
Şunu demeye çalışıyorum; Ece Ayhan’ın “Devlet ve Tabiat”(1973) öncesi dönemini düşündüğümüzde, Tunç Tayanç’ın hazırladığı kitapta yer alan “Yeşil Mürekkep’le Yazılmış Şiirler” buluntusunda en az ‘Kınar Hanım’ın Denizleri’, ‘Bakışsız Bir Kedi Kara’ ve ‘Ortodoksluklar’daki şiirlerin oluşturduğu kadar sıkı-önemli bir imgelemle karşılaşıyoruz. Zaten, bu kısa ve zoraki değerlendirmeyi kaleme almamı da o şiirsellik sağladı. Ece Ayhan’ın uzamda kurduğu ‘şiir zihni’nin, yani, aradığı “iyi bir güneş” sisteminin yoğrulmamış, tetiklenmemiş başlangıçları olarak gördüğüm şiirler… Şunlar: “Herşey”, “Neden Yarın Patron”, “Hürriyete Gidiş” ve “Çivi Çakan Zenci”.
Peki, Tunç Tayanç’ın Ece Ayhan’a ait şiir buluntularını tasnif ederken kullandığı “Ankara Günleri”(1953-1956) döneminde (2. kısımda) işbu yazı boyunca önemsediğim türden şiirler yok mu? Var; “C”, “Harpte Ölen Biri İçin”, “Kapıların Kapanışı” ve “Katırtırnakları” adlı şiirleri de Ece Ayhan tarafından “tetiklenmemiş başlangıçlar” olarak içselleştiriyorum.
Görebildiğim kadarıyla…
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
24 Temmuz 2014
NEDEN YARIN PATRON
Hangi kapıyı açsam
ne güzel birdenbire karşımda
başka bir deniz başka bir cadde
açsam hangi kapıyıElbet şarkı söyliyen
başka kadınlar da vardır kentte
ve son şarkısını söylüyor biri*
_____-kendimi karıştırıyorum kendimle-Neden yeni bir kapı açınca
yeni bir cadde ile yeni bir deniz
ve neden karanlıkta binlerce kesik baş
_____-içlerinden biri benimle alay ediyor
_____biliyorumPatron yarın beni kovacak
patron yarın beni kovacak
binlerce patron yarın beni zevkle kovacak
_____-gece yarısı bakır ay batıyor
_____denizde boğuldum yine birdenbire
_____açarken başka bir kapıyıVe seni hâlâ seviyoruz kıskanç arkadaşımla
denizden bir şarkı dokuyoruz
yel eserken
devler uyurken dağlarda.(tarihsiz)
Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.75
* Ece Ayhan, önce, “Semerkantta biri” şeklinde yazmış, sonra üzerini çizmiş.
KAPILARIN KAPANIŞI
İki çizgi birleşti
Verdi kolayca yaşadıklarını
Sayılmayan kaçıncı kişi bu
Yani bütün insanlar
Üzerine kapıların kapanışı(1954)
Ece Ayhan Çağlar
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”
Haz: Tunç Tayanç, YKY, 2014, 1.Baskı, s.118
Hamişler:
1- “Adım Ece Ayhan Çağlar…” için Tebrik ve Teşekkür: https://evvel.org/adim-ece-ayhan-caglar-icin-tebrik-ve-tesekkur
2- Ece Ayhan’ın “Panik” adlı Şiirine İlişkin Önemli Bir Düzelti: https://evvel.org/ece-ayhanin-panik-adli-siirine-iliskin-duzelti
3- EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Ece Ayhan’ın 1949-1958 yılları arasında yazdığı şiirler ile şiir taslaklarını bulan ve “Adım Ece Ayhan Çağlar…” (YKY, Haziran 2014) isimli kitapta derleyen Tunç Tayanç’ı ne kadar tebrik etsek, bu özel -arkeolojik- çalışmaya değgin ne kadar coşkuyla dolsak azdır, diye düşünüyorum. Tayanç, Ece Ayhan’ın söz konusu dönemini “zanaatkâr bir özen” ve hassasiyetle düşünmüş, karşılaştırmış, araştırmış, bulmuş, anlamlandırmış ve büyük bir kaynak çıkmış gün ışığına…
Bilindiği gibi, Ece Ayhan’a ilişkin her buluntu, onun yaşamını ve poetikasını anlamayı daha da zorlaştırır, daha da karmaşıklaştırır. Ancak, Tayanç’ın çalışması ve elde ettiği bulgular böyle değil. Kitaptaki dipnotlar ve ara-söylemler araştırmanın orjini olan nedensellikleri gölgede bırakmıyor, aksine aydınlatıyor: Bu düzlemden bakıldığında, “Adım Ece Ayhan Çağlar…” isimli kitapla birlikte Ece Ayhan’ın poetikasındaki tarihsel başlangıç ânları, büyük tetiklenmeler “tüm hatlarıyla” belirginleşmiştir. (Şunu da ifade etmeden geçemeyiz: Tayanç’ın dipnotlara baktığımızda Eren Barış’ın hazırladığı “Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor…” (Dipnot Yayınları, 2012) adlı kitabın merkezi olan “Ece Ayhan-Özcan Yalım” söyleşisi, Tayanç’ın araştırma sürecindeki ilişkilendirmeler ile temellendirmeler için sıkı bir mihenk olmuş.)
Sonuçta, elde edilen, gün ışığında çıkan 100’e yakın “yeni” buluntu şiir, taslak ve elyazısı nüshalar son derece heyecan/coşku verici… Bunun yanı sıra bazı şiirlerin elyazısı nüshası ile daktilo edilmiş nüshası (ve yayımlanmış hâlleri) arasındaki dönüşümler bize (yani, diğer Ece Ayhan araştırmacılarına, şairlere, sıkı şiir okuyucusuna) Ece Ayhan’ın -başlangıçtaki, 1949-1958 dönemindeki- imgelemini “nasıl” kurduğuna, Ece Ayhan’ın imgelemindeki adımlarını/sıçramalarını nasıl büyüttüğüne, hareketine değgin çok önemli fikirler veriyor. Tayanç’ın araştırmasıyla sunduğu dönüşümler/karşılaştırmalar bu açıdan birer cevherdir: Ece Ayhan’ın şiirsel alan derinliğinin cevherleşmiş tetik noktalarıdır.
Ece Ayhan’ın şiirine ve poetikasına önem veren herkesin bu kitabı didik didik okumasını öneririm.
Ve tabiî ki, Ece Ayhan poetikasını genişletmek yolunda sağladığı kaynaklar ve “yeni” coşkular için Tunç Tayanç’a -içten bir saygıyla- teşekkür ederim.
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
22 Temmuz 2014
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
18 Nisan 2011 tarihinde Ümit Bayazoğlu, Ece Ayhan’ın kitaplarında yer almayan “Panik” adlı şiirini (Yenilik Dergisi, 1956, Sayı:45) buluntulayarak, bizimle paylaşmıştı. (Bkz: https://evvel.org/buluntu-siir-panik-ece-ayhan) Ancak, bu paylaşımda -evvel.org tarafından kaynaklanmayan- bir tapaj ya da tarama hatası olmuş gözüküyor: Tunç Tayanç’ın hazırladığı “Adım Ece Ayhan Çağlar…” (YKY, Haziran 2014) isimli kitapta bu şiire ve önemine ilişkin birçok bilgi yer alıyor. Kitabın 198. sayfasındaki 22. dipnotta Tunç Tayanç -haklı olarak- bizi uyarıyor… Şiirin, doğru biçimi (Tayanç’ın incelediği elyazısı nüshalardaki biçimi) aşağıdadır:
PANİK
Pazarları
borazan gibi
ayaklarını yıkamış gelir
yarısı aralık bir çingene
Bir çingeneyle öyle bıkmış bir tiren
yeryüzü sokağında masayı içiyorlar
masa da ilgisizmiş ha
kâğıt üzerinde nurkalem ya da faber
sayfasında büyür bir harf bir e
Başka bir şarkıda başka bir kadın
yunansı yunansı gülümser (*)
kocası eski bir dev
(kırala benzer ölmüş) işkence el kitabıyla
ister yadsıyın ister yadsımayın
yarım salılardır bunlar
hepsi özne hepsi deniz de nurkalem de özne
Bıkmış bir tiren
şarkıdaki başka bir kadının
dökülen yerlerine el atar
panik bundan sonra başlar işte
panik bundan sonra yeryüzü sokağında
ilgisiz masada işkence el kitabında
büyüyen e’de panik
Ece Ayhan Çağlar, 1956
“Adım Ece Ayhan Çağlar…”, Haz: Tunç Tayanç,
YKY, 1.Baskı, Haziran 2014, s.164
* Tunç Tayanç’ın Notu: Yenilik’te yayımlanan şiirde “gülümser” sözcüğü “güller” olarak basılmıştır.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Hazırlayan: Tunç Tayanç
YKY, Haziran 2014
Bkz: https://www.ykykultur.com.tr/kitap/”adim-ece-ayhan-caglar
*
Ece Ayhan, farklı söyleşilerinde, ortaöğrenim sıralarında yazmaya başladığını; ilk şiirinin, lisede teksir ederek çıkardıkları “dergi”de yayımlandığını ama hangi şiir olduğunu bilemediğini; 1956’ya kadar, zarfa koyup pulu yapıştırıp şiirlerini dergilere gönderdiğini; ilk kez bir dergide, Türk Dili’nde yayımlanan iki şiirin kendisinde bulunmadığını, adlarını da hatırlamadığını dile getirir ve ekler: “Kısaca 1956 sonlarına kadar ortada yokum, her anlamda yokum…”
1949’da yazdığı dört şiir “Geçen Zamanlardan”, “Yeni”, “Düşünüş”, “Dönüş”ten, arkadaşlarıyla teksir ederek çıkardıkları “Yeni” adlı “dergi”de yayımlanan “Lambalı Kadın”a, Türk Dili’nde yayımlanan “Üç Gencin Kalbi” ve “Islak”tan 1955’te –nedense hiç sözünü etmediği– Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde yayımlanan “Veda’lardan Birinde”ye uzanan yüzü aşkın şiir Ece Ayhan’ın geride bıraktığı karakutudan ses veriyor.
Yarım yüzyılı aşkın bir geçmişin izini sürerek Ece Ayhan’ın “ortada olmadığı” döneme ait şiirlerini ilk kez gün yüzüne çıkaran bu çalışma Ece Ayhan’ın benzersiz şiirini yaratma serüvenine ışık tutuyor.
(Arka kapak metninden…)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
Bugün, 12 Temmuz; Ece Ayhan‘ın ölüm yıldönümü… Ödülsüz bir şairin büyük günü!
Bugünlerde, Türkiye’nin -“ortam” olarak görmediğimiz- edebiyat ortalığında, belki de ilk defa -yüksek sesle- çok önemli bir tartışma yaşanıyor: Taylan Kara isimli bir yazar cesurca “Türkiye’de Edebiyat Ödülleri Nasıl Verilir?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Gün Zileli, insanca, bu yazıyı kendi web sitesine taşıdı ve söz konusu yazının okunurluğunu arttırdı. Tartışma, yazıya gelen yorumların çoğalmasının yanında Nihat Genç ile Kaan Arslanoğlu’nun Taylan Kara’ya olumlu katkı vermesiyle birlikte büyüdü. Taylan Kara, işbu yazıda sayılar, istatislikler ve tarih ortaya koyarak, edebiyat ödüllerini dağıtan kitlenin bir “oligarşi” olduğunu, edebiyat ödüllerinde büyük haksızlıklar ile özensizliklerin yaşandığını eleştirel bir dille ifade ediyordu. Tek tek isimler-sayılar verdi, kötülüğü ve kötülüğün kaynağını bize gösterdi: Müstahkem mevkiye sahip bir oligarşi tarafından geçerli kılınan statükoculuğun şeytansı kötülüğünü… Ece Ayhan’ın tüm eserleriyle bize anlatmaya, göstermeye çalıştığı şeyi; kara gerçeği…
“Edebiyat tarihimizde en çok haksızlığa uğrayan kimdir?” diye sorulsa, aklımıza hemen Ece Ayhan gelmeli. Sıkı şiirin efsanesi Ece Ayhan, bin türlü haksızlığa uğramıştır. Hem yaşamında, hem de poetikasında…
Bu sene, ölüm yıldönümünde Ece Ayhan’ın maruz kaldığı haksızlıklardan bazılarını okuyucuya hatırlatmak ve sıkı şair Ece Ayhan’ın ödülsüzlüğünün yüceliğini/büyüklüğünü bir kez daha işaret etmek istiyorum.
1991’de düzenlenen POESIUM adlı uluslararası şiir festivaline birçok şair dostu çağrılmışken Ece Ayhan çağrılmamıştır. Nedeni bellidir; düzünleme komitesinde (Özdemir İnce, Atilla Birkiye ve Yücel Demirel’le beraber) Hilmi Yavuz vardır… Bu olay 21 Mayıs 1991 tarihli Milliyet Gazetesi’nin sanat sayfasında yayımlanan bir bildiriyle Beyaz Dergisi çevresi (Ahmet Soysal, Turgay Özen, Mustafa Irgat) tarafından -ve haklı olarak- protesto edilir:
ŞİİR, ŞİİRİN DORUĞUNU YOK SAYARAK OLMAZ!
Belediye çatısı altında ve yeterlilikleri Türk şiiri adına konuşacak ve karar verecek kadar kanıtlanmamış kişiler tarafından gerçekleştirilecek Poesium 1991’e, Ece Ayhan’ın çağrılmaması korkunçtur. Kurumları ve böyle bir organizasyonu ahkâm kesmek ve öç almak için kullanan kişilerin haysiyetinden şüphe etmeye hakkımız vardır. Protesto ediyoruz ve Poesium 1991’i boykota çağırıyoruz. Şenliğe katılacak olanlar, bu utanç verici durumu yaratanların suç ortağı konumuna düşeceklerdir. Şiir, şiirin doruğunu yok sayarak olmaz. Dorukla kişilerin arasına girip onu gizlemek isteyenler, bakışı ancak bir an için aşağıya çekebilirler. (21 Mayıs 1991, Milliyet Gazetesi)
Ece Ayhan’ın sıkı dostu İlhan Berk, Poesium’a davetlidir ve gösteriye de katılır; Poesium’un sahnesine çıkar, kendi şiirini okumak yerine bir Ece Ayhan şiiri okur!
İsim; Ece Ayhan olunca maruz kalınan haksızlıklar bitmez… Şiir tarihimizdeki en önemli kitap olan “Bakışsız Bir Kedi Kara”nın başına 1966 yılında “dünya kadar büyük” bir haksızlık gelmiştir. Ece Ayhan hayatında ilk kez bir edebiyat yarışmasına (Yeditepe Şiir Armağanı) katılır ve kaybeder. Çünkü jürideki üyelerin çoğunluğunun şiirsel bir uzgörüsü yoktur; jüri üyeleri şiirin geleceğini (geleceğin şiirini) görememiştir. 27 Ocak 1966 tarihli Milliyet Gazetesi kupürunda şunlar yazar:
Tahir Alangu, Asım Bezirci, Hüsamettin Bozok, Edip Cansever, Memet Fuat, Fethi Naci ve Behçet Necatigil’den kurulu Yeditepe seçiciler kurulu, “Yeditepe Şiir Armağanı”nı bu yıl, Ceyhun Atuf Kansu’nun “Bağımsızlık Gülü” kitabına verdi. Kansu’nun kitabı ile birlikte Metin Eloğlu “Türkiyenin Adresi”, Ülkü Tamer “Virgülün Başından Geçenler”, Ece Ayhan “Bakışsız Bir Kedi Kara” ve Ali Püsküllüoğlu “Sırtımızda Kızgın Güneş” kitaplarıyla yarışmaya katılmışlardı. (27 Ocak 1966, Milliyet Gazetesi)
Yaşarken para, saygınlık ve otorite gibi şeylerle değil de “sefalet, çeşitli sessizlik suikastları ve kötülük dayanışmaları”yla “ödüllendirilen” sıkı bir adamdan, Ece Ayhan Çağlar’dan bir alıntı yaparak işbu yazıyı sonlandırmak her zaman yerinde olacak:
“Şairlere ödüller verileceğini duyunca, şunları düşündüm: Demek yasalar da yetmemiş, ölüm şairlerle toplu fotoğraf çektirmek istiyor. Hoşgörünün törel ve yasal sınırlarını paramparça ederek aşmış bir düşünceyi köşeli bir büyük ayraca, paranteze alacaklar. Alırlar! Daha dün, yaşayan şiir denince elleri tabancalarına giden adamlar, müessesenin küçük hisseli ortakları, şairlere iki paralık değer vermeyenler, gözlerinde tek bir şiir yaşatmayan kalem efendisi kentliler oturmuşlar, düşünmüşler, taşınmışlar, açık baskılar, gizli engellemeler yanında, böylesi bir Chester taslağını sunmuşlardır. Tarihten, kendi tarihimizden biliriz ki, kardeşlerini az önce boğmuş bir padişahın bile elinde uzak ve kokusuz bir gülle yaptırdığı minyatürleri, çağdaş padişahların ise basına dağıtılmak üzre çocuklarla çektirdikleri birçok fotoğraf vardır. Şimdi çocuklar ve güller dahi yüz vermedikleri için olsa gerektir, ‘müesses ölüm şairlerle toplu fotoğraf çektirmek istiyor’. Bunun böyle olduğu aydındır.(1970)”
ÖNEMLİ KAYNAKLAR:
1- Ece Ayhan İlgileri İndeksi 2007-2014: https://bit.ly/eceindeks
2- 2012 Sularında; Ece Ayhan Çağlar Adası(Zafer Yalçınpınar)
3- Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html
Kendi çizgileriyle İlhan Berk… (1981)
*
Hamiş: E V V 3 L kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.
Kozaklı Kaymakamı Ece Ayhan’ın (1964 yılında) Arslan Kaynardağ’a gönderdiği bir mektup, Denizler Kitabevi’nin düzenlediği bir müzayede (14 Haziran 2014, Point Hotel) kapsamında -50 yıl sonra- edebiyat efemerası koleksiyonerlerinin ve araştırmacılarının ilgisine sunulmuş, gün ışığına çıkmış. Mektupta Kaymakam Ece Ayhan, “düzyazı(sal)” olarak tanımladığı 15-17 betiğin akıbeti üzerine Arslan Kaynardağ’dan fikir bekliyor. Mektubun içerdiği dil “Kaymakam Ece Ayhan”ı düşünmek için çok önemli… Bir diğer önemli buluntu da mektuptaki Ece Ayhan imzasının altında yer alan “paraf” benzeri işaret… Ece Ayhan’ın “paraf”ı olabileceğini düşündüğüm bu işareti ilk kez görüyorum. (Zy)
(Bkz: https://www.denizlerkitabevi.com/vitrin/ece-ayhan-imzali-mektup1964-tarihli–k940617.html)
Daha önce, Ece Ayhan ile Arslan Kaynardağ’ın ahbaplığı üzerine EVV3L kapsamında iki paylaşım gerçekleştirmiştik. Aşağıda bağlantıları bulunan bu paylaşımları da hatırlatmakta fayda görüyorum:
Ece Ayhan’la Söyleşmek (Arslan Kaynardağ)
Bkz: https://evvel.org/1979da-ece-ayhanla-soylesmek-arslan-kaynardag
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/ece_ayhan_la_konu__mak
Arslan Kaynardağ Koleksiyonu Müzayedesi için Kısa Notlar: “Ece Ayhan…”
Bkz: https://evvel.org/arslan-kaynardag-koleksiyonu-muzayedesi-icin-kisa-notlar-ece-ayhan-agop-arad
Hamişler:
1. Mektubu EVV3L sularına haber veren Bülent Kutlu beye çok teşekkür ederiz.
2. EVV3L kapsamında yayımlanan Ece Ayhan ilgilerinin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
“12 Haziran 1971’de, hiçbir şeyin yıldönümü olmayan bir sıkıyönetim gününde, karşısında oturan Demir Özlü, “Bezginlik verici, anlamsız bir gün. Bir şeyin yıldönümü de değil. Bugün senin olsun Oğuz. Hadi şerefe!” demiş. Masada bulunan Ayşe Nur Kocatopçu’nun da onayı ile 12 Haziran, Oğuz’un günü seçilmiş.”
Bkz: https://godotyokmusama.blogspot.com.tr/2014
/03/uyumayan-cocuklar-icin-bir-yasant.html
Mutlaka okuyunuz;
“Seni Sefiller’in yazarı yaptık, daha ne istiyorsun.” (Hayalet Oğuz)
*
1956: Dünya Sarsılıyor (Rock’n Roll)
E V V E L fanzin ilgileri kapsamında yayımlanan
241 parça özgür neşriyat, derli toplu olarak issuu‘da!
bkz: https://www.issuu.com/adabeyi/stacks
bir başka açı: https://issuu.com/adabeyi/docs
iyi okumalar dileriz.
*
Sevgili Aliye,
(…)
Ben dün İstanbul Cezaevi’nden Üsküdar Cezaevi’ne nakledildim. Çünkü İstanbul Tevkifhane, cezası katileşenleri buraya gönderiyor. Burası daha sakin, daha rahat ve vukuat da olmuyor. (…)
Cezaevi Karacaahmet’e yakın, üzülecek hiçbir şey yok. Her şey düzelir, hele Filiz hiç üzülmesin. Okullar başlamadan çıkarım. Yeni davalar o kadar ehemmiyetli değil. Siz gelirken bana şunları getirin:
1-Pijama, eski sarı ayakkabılar, mayo, çamaşır.
2-Şu kitaplar:
a)Misafir odasındaki raftan:
Bros: Der Pharao(Firavun)
Ehrenburg: Der Fall von Paris (Paris Düşerken)
b)Oturma odasındaki raftan:
Steinbeck: Früchte das Zorns (Gazap Üzümleri)
Norah Lofts: Hölle der Barmherzigkeit (Merhamet Cehennemi)Bunları muhakkak beraber getirin. Oradaki arkadaşlar ne vaziyette? Cevdetler, Muvaffaklar ne yapıyor? Rebia benim cezanın tasdik edilmiş olduğunu öğrenip daha evvelden bana bildiremez mi idi? Hiç olmazsa ona göre işlerimi tanzim ederdim ve tevkif böyle ani olmazdı.
Ne ise, arkadaşlara, (ama sahiden arkadaş olanlara) selam.
(…)
Sabahattin Ali
“Canım Aliye, Ruhum Filiz” (Mektuplar)
Haz: Sevengül Sönmez, YKY, Kasım 2013, s.141-143
Sait Faik Araştırma Atölyesi‘nin ilk episodu, 25 Mayıs 2014 tarihinde Burgazada-Sait Faik Müzesi’nde gerçekleştirildi.
Sait Faik Müzesi’nin tarihsel ve tasarımsal arka-planı ile atölye çalışmalarının kapsamı Müze Müdürü Canan Cürgen tarafından katılımcılarla paylaşıldı; Sait Faik’in edebiyatının ve yaşamının yeni araştırma yöntemleri ile sürekli yenilenen “yaratıcı çalışmalar” kapsamında ele alınmasının önemi vurgulandı.
Türkiye’de edebiyat alanında icra edilen ilk “Bilişsel Haritalama” deneyimi ve proje süreci katılımcılara Zafer Yalçınpınar ile Şükret Gökay tarafından sunuldu. Sait Faik odağıyla birlikte elde edilen Pilot Bilişsel Harita’nın sayısal hesaplama ve uygulama yöntemi, bulgular, analitik çıkarımlar, kavramsal kümelenmeler ve kıyaslamalar detaylarıyla birlikte paylaşıldı.
Bilişsel Haritalama sunumunun ardından Sait Faik ve öykücülüğü üzerine Mahmut Makal ile gerçekleştirilen “sözlü tarih” çalışmasından bazı izlenimler ve Sait Faik’in edebiyatında yer alan toplumsal açılımlar etkileşimli olarak Tekin Deniz tarafından atölye katılımcılarıyla paylaşıldı. Özdeğerlendirme sohbetinin ardından atölye çalışması tamamlandı.
Sait Faik Araştırma Atölyesi ve Bilişsel Haritalama faaliyetlerine ilişkin atölye çalışmalarının takvimi, önümüzdeki günlerde Sait Faik Müzesi’nin sosyal medya platformlarından paylaşılacak…
Tüm ziyaretçi ve katılımcılara sundukları katkı için teşekkür ederiz.
SAİT FAİK ARAŞTIRMA ATÖLYESİ
Zafer Yalçınpınar, Canan Cürgen, Şükret Gökay, Tekin Deniz
“SAİT FAİK ARAŞTIRMA ATÖLYESİ”
Zafer Yalçınpınar, Canan Cürgen, Tekin Deniz, Şükret Gökay
25 Mayıs 2014 Pazar, Saat: 13.30
Burgazada, Sait Faik Müzesi
*
Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/731145363611464/
25 Mayıs 2014 tarihinde, 13.30-17.00 saatleri arasında, Burgazada, Sait Faik Müzesi’nde “Sait Faik Araştırma Atölyesi” bilgilendirme sunumları gerçekleştirilecektir. Sait Faik’in edebiyatına ve yaşamına dair yeni yöntemler, bulgular ve bakış açıları elde etmek amacıyla, Sait Faik Müzesi çevresince gönüllülük esasında yürütülen çeşitli araştırma faaliyetleri ve çalışmaları, etkileşimli olarak katılımcılarla paylaşılacaktır. Etkinliğin içerdiği başlıklar aşağıdadır:
-Sait Faik Araştırma Atölyesi’nin Amacı, Kapsamı
Canan Cürgen-Sait Faik Odaklı Bilişsel Haritalama Süreci
Zafer Yalçınpınar, Şükret Gökay-Sait Faik Üzerine Mahmut Makal ile
Gerçekleştirilen Söyleşiden İzlenimler
Tekin Deniz-Müze Gezisi ve Bazı Buluntular
Özel Vurgu: EVV3L taifesi ve tüm hakiki dostlar, Türkiye’de edebiyat alanında gerçekleştirilen ilk “Bilişsel Haritalama” deneyimine davetlidir.
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
E V V E L’in sıkı dostları ve takipçilerinin bildiği gibi yıllardır bıkmadan usanmadan, hiçbir karşılık beklemeden yani “hakiki emek” vererek Ece Ayhan üzerine araştırmalar gerçekleştiriyoruz. Bu araştırmalar sonucunda ortaya çıkan buluntuları ilkin 2008 sularında, Ece Ayhan Web Sitesi’nde birleştirdik. (Bkz: https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html) Ardından, 2011 sularında Ece Ayhan İndeksi’ni oluşturduk. (Bkz: https://bit.ly/eceindeks) Şimdilerde, E V V E L kapsamında yayımladığımız Ece Ayhan buluntularının bazılarına, ISSUU’dan da ulaşabilirsiniz… Ece Ayhan’ın tüm “hakiki” dostlarına iyi okumalar diler, selâm ederiz: https://issuu.com/adabeyi/stacks/f9d46897391e4a149f049bb2f9bb3429
İlhan Usmanbaş’ın Bakışsız Bir Kedi Kara Açıklamaları
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/bakissizbirkedikarausmanbasaciklama
Ece Ayhan Üzerine Söyleşi (Deniz Fidan-Zafer Yalçınpınar, 2010)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/komurundonusmesiuzerineeceayhan
Ece Ayhan Söyleşisi (Önay Sözer, 1966)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanonaysozer
Şiir ve Ece Ayhan (Fatma Akerson, 1977)
https://issuu.com/adabeyi/docs/siirveeceayhan
Gümüşlük 1983 (Ece Ayhan)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhangumusluk1983
“Mektup İşsizdir Dom!” (Ece Ayhan, 1980)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanissizmektupaci
Ece Ayhan Nahit Hanım Mektup
bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/nahithanimamektuplar
Biz bir şairi şiir yazsın için ölümle korkuturuz dom zafer yalçınpınar
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/biz_bir___airi___iir_yazs__n_____in
Ece Ayhan’ın Yaşaması İçin Sergi
https://issuu.com/adabeyi/docs/ozaninyasamasiiciin
Çok Eski Adıyladır (Ece Ayhan’ın Kendi El Yazısı Dipnotlarıyla)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/cok_eski_adiyladir
Zafer Yalçınpınar-Eren Barış Söyleşisi 2007
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanerenbaris2007
Zafer Yalçınpınar-Dr. Erdoğan Kul Söyleşisi 2010
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/12_temmuz_2010-birg__n_gazetesi
“Ece Ayhan ABD’nin Sokaklarında da Dolaşıyor”
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhan-abd
Ece Ayhan’ın Evini Koruyamadık
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhan___n_evini_koruyamad__k
Ece Ayhan Sevgi Özdamar Mektup 1995
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/sevgi__zdamarmektup
Kötülük ve de ötesi (Ece Ayhan)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/kotuluk_otesinden
Nurullah Ataç (Ece Ayhan)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanaileofkesi
Ece Ayhan’la Konuşmak (Arslan Kaynardağ)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/ece_ayhan_la_konu__mak
Sait Faik’in Açık ya da Gizli Kış Mekânları-2 (Ece Ayhan)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikinacikyadagizlikismekanlari
Arslan Ebiri Üzerine Mektup (Ece Ayhan)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/ece_ayhan_aslan_ebiri_mektup
Iyilik de kötülük de yalnız insanlardan gelir (ece Ayhan)
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/iyilik_de_k__t__l__k_de
Özcan Yalım-Ece Ayhan Konuşması
https://issuu.com/adabeyi/docs/ece_ayhan_caglar_anlatiyor
Ece Ayhan’dan Güngör Aydın’a Mektuplar
https://issuu.com/adabeyi/docs/ece_ayhan_gungor_aydin_mektuplar
Karşılaştırmalı Tarih ve Şiir (Ece Ayhan)
https://issuu.com/adabeyi/docs/kar____la__t__rmal___tarih_ve___iir
Onat Kutlar’ın İshak’ı Üzerine Tartışma (Ece Ayhan, Önay Sözer, Demir Özlü)
https://issuu.com/adabeyi/docs/ishak_uzerine
Ece Ayhan’dan Arif Damar’a Mektup (1981)
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanarifdamarmektup
Lanetlenmiş Bir Şaire Sorular (İlhan Berk ile Ece Ayhan Söyleşisi)
https://issuu.com/adabeyi/docs/lanetlenmi___bir___aire_sorular
“Dışlanacağımı Biliyordum” (Ece Ayhan)
https://issuu.com/adabeyi/docs/d____lanaca____m___biliyordum
Ece Ayhan-Ahmet Necdet Mektup
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhananecdet
Bakışsız Bir Kedi Kara (İlhan Usmanbaş Bestesi)
https://issuu.com/adabeyi/docs/usmanbasbbkk
2012 Sularında Ece Ayhan Adası
https://issuu.com/adabeyi/docs/eceayhanadasi
Ece Ayhan Çağlar- “Takma Göz”
https://issuu.com/adabeyi/docs/takmagoz
Hamiş: Evvel Fanzin’in ISSUU alanında yer alan tüm özgür neşriyatların indeksine https://evvel.org/issuuindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.
ECE AYHAN ETKİNLİĞİ SOMA FELAKETİ NEDENİYLE ERTELENMİŞTİR.
*
ECE AYHAN İÇİN “SİVİL KARA SÖYLEŞİLER”
17-18 Mayıs 2014
Don Kişot Sosyal Merkezi
Duatepe Sk. No : 15 Yeldeğirmeni / KADIKÖY
*
Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/543867652390038
*
ECE AYHAN ETKİNLİĞİ SOMA FELAKETİ NEDENİYLE ERTELENMİŞTİR.
ETKİNLİK PROGRAMI:
17 Mayıs 2014 Cumartesi
11:00 – 13:00 Ece Ayhan Belgeselleri (Gösterim)
13:00 – 15:00 “Ece Ayhan ve İmgelemin Özgürleşmesi” Zafer YALÇINPINAR
15:00 – 17:00 “Ece’nin Gençleri” Küçük İSKENDER
18 Mayıs 2014 Pazar
11:00 – 13:00 “İlhan Usmanbaş Müziğinde Ece Ayhan” Ece İDİL
“Ece Ayhan Şiirinin Çağdaş Müziğe Sunduğu Olanaklar” Evrim Hikmet ÖĞÜT
14:00 – 16:00 “Rimboud ve Lautreamont Okuru Ece Ayhan” Ahmet SOYSAL
17:00 – 19:00 Blind Cat Black “Sürreal Zombi Filmi” (Gösterim)
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Ece Ayhan” başlıklı ilgilerin indeksine https://bit.ly/eceindeks adresinden, “Bakışsız Bir Kedi Kara” adlı Ece Ayhan web sitesine ise https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html adresinden ulaşabilirsiniz.
“Ece Ayhan tarafından kaleme alınan ve 1992 yılında “Arkitekt” adlı dergide yayımlanan bu yazıyı Ece Ayhan kitaplarında, sağda solda bulamazsınız: Çünkü susulmaktadır bu yazı… E V V E L dostlarına ve “sahici insanlara” armağan olsun!” (Zy)
Sait Faik’in Açık Ya da Gizli Kış Mekânları-II:
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikinacikyadagizlikismekanlari veya
https://zaferyalcinpinar.com/bbkara/saitfaikinkismekanlari2.jpg
*
Yıllar boyunca “hakiki emek” verip E V V E L kapsamında yayımladığımız Sait Faik buluntularının bazılarına, artık, ISSUU’dan da ulaşabilirsiniz… Çakır Hikâyeci’nin tüm “hakiki” dostlarına iyi okumalar diler, selâm ederiz. Bkz: https://issuu.com/adabeyi/stacks/39a3a8be1f204b1096c22a5aba189015
Her Yıl Yeniden Ölen Adam Sait Faik
(Seçilmiş Hikâyeler Dergisi Özel Tartışma Sayısı)
https://issuu.com/adabeyi/docs/olenadamsaitfaik
Sait Faik’in Açık ya da Gizli Kış Mekânları-2 (Ece Ayhan)
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikinacikyadagizlikismekanlari
Sait Faik Çevrilebilir mi? (Taner Baybars)
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikcevrilebilirmi
Sait Faik ve Sürrealizm (Ercüment Tuncalp)
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikvesurrealizm
Sait Faik’in Annesiyle Birkaç Saat (Azize Erten, 1955)
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikinannesiyle1955
Sait Faik’in Kişiliği ve Son Günleri (Özdemir Asaf)
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikozdemirasaf
Sait Faik’ten Kızgın Bir Mektup…
Bkz: https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikkizgin
“Sait Faik için” Seçilmiş Hikâyeler Özel Sayısı (1954)
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikicinsecilmishikayeler
Dost Dergisi ve Yayınevi’nin Sahibi Salim Şengil’in Anılarında Sait Faik
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaiksalimsengil
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi’nde Sait Faik
https://issuu.com/adabeyi/docs/ansiklopedisaitfaik
Sait Faik’ten Çeşitli Anketlere İlginç Cevaplar
https://issuu.com/adabeyi/docs/saitfaikilginccevaplar
Yorgan (Sait Faik)
https://issuu.com/adabeyi/docs/yorgan
Hamiş: Evvel Fanzin’in ISSUU alanında yer alan tüm özgür neşriyatların indeksine https://evvel.org/issuuindeksi.pdf adresinden ulaşabilirsiniz.
BİZDE YAZAR NE YER, NE İÇER?
-Sizce bir yazar ne kadar kazanmalıdır?
Sait Faik: Hiç olmazsa bir nahiye müdürü kadar.-Ciddi bir yazar bu parayı yazıları ile kazanabilir mi? Eğer kazanabilirse nasıl?
S.F.: Gayri ciddi bir yazar kazanır.-Eğer kazanamazsa, nasıl bir iş tutmalıdır?
S.F.: Bence şoförlük, potin boyacılığı, balina satıcılığı gibi işler. Yahut da deniz yollarında bilet toplamak.-Yazarın enerjisini harcaması sanatı için zararlı mı, faydalı mı olur?
S.F.: İşine göre. Daha çok, zararlıdır.-Devlet veya hususi müesseseler yazara daha fazla yardım etmeli midir?
S.F.: Etmemeli. Ederse veriştirmesine katlanmalı.-Bu problemler karşısında kendi durumunuzdan memnun musunuz? Hayatını kalemiyle kazanmak isteyen gençlere vereceğiniz bir öğüt var mı?
S.F.: Bu işi bizim valde hallediyor. Otuz kuruş, birinci nevi sigara. Üç kahve 25’den 75, iki yemek asgari 4 lira, giyim kuşam babadan ve anadan olmak şartıyle, yılın altı ayında sigarasız ve kahvesiz kalmak isteyen yazsın.Vatan Gazetesi, Sanat Yaprağı, 2 Ağustos 1953
Açık Hava Oteli
Hazırlayan: Muzaffer Uyguner, Bilgi Yay., 1980, 1.Baskı, s. 200-201
Hamişler:
-Ayrıca bkz: https://evvel.org/cesitli-anketlere-sait-faikten-ilginc-cevaplar-1
-Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com