Eki
12
2013
0

“Hayâl” Dergisi’nin 47. sayısında edebiyat efemeraları…

Müslüm Çizmeci tarafından yayına hazırlanan “Hayâl” Dergisi’nin “Ekim-Aralık 2013” tarihli 47. sayısından söz etmemek imkânsız… Derginin dosya konusu “Edebiyat ve Mektup” olarak belirlenmiş. Edebiyat efemerasına ilgi duyan araştırıcılar için bu özel sayı bir hazine niteliğinde derlenmiş.

Özellikle, İlhan Berk’in kaleme aldığı bir mektup ve kartpostal ile Ece Ayhan’ın Arif Damar’a(nam-ı diğer Ece Ovalı’ya) yazdığı “inanılmaz derecede önemli” bir mektup benim ilgi-inceleme alanıma giriyor. Kısacası, Hayâl’in 47. sayısını edebiyat efemerası açısından Ocak-Ekim 2013 döneminin en sıkı “olayı” olarak görüyorum.

Kimse kaçırmasın, derim.

Sahicilikle
Zy

hayal47

Eki
12
2013
0

“Ter” (Aleksander Vvedenski)

Fanzin X taifesinden Efe Tuşder çevirmiş… Sıkı…

*

1 copy

Bkz: https://fanzinx.blogspot.com/2013/10/aleksander-vvedenski-ter.html

*

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler: ,
Eki
12
2013
0

Kompile Karga 4: “Söz”

10_10_2013_12_08_23

Bkz: https://kargabar.org/#/Album

Karga Bar’ın artık gelenekselleşen yıllık toplama albüm serisi “Kompile Karga”nın dördüncüsü çıktı. İlk üç yılda 58 müzik grubu / müzisyenin çalışmalarına yer vererek memleketin ana akımın dışında kalmakta ısrar eden gruplarını kayıt altına almaya, hatırlatmaya, tanıtmaya çalıştığımız serimizin en önemli özelliği ücretsiz dağıtılması. Bu yılın öncekilerden bir farkı var. Daha önce grupları, müzisyenleri belirler, derlemede yer alacak çalışmalarını kendi seçimlerine bırakırdık. Son yıllarda sayısı gittikçe artan yeni söz yazarlarımıza, daha doğrusu şarkı sözü formatı dışında, söz yazmada bir fark yaratan, şiirsel ifadelerini besteleyen bir dolu güzel müzisyene dikkat çekmek için, ilk defa bir konsept albüm hazırladık ve tek tek şarkı seçtik bu yıl. İnce eledik, sık dokuduk ve inanıyoruz ki zamansız bir albüm çıktı ortaya. Birbirlerinden iyi şarkı sözleri, şiirler var. Üçü son yıllarda yayınlanmış yasal albümlerden, üçü dijital albümlerden, biri albümde yer alamayan ama sahibi tarafından internette paylaşılmış, kalanları da bu albüm için (bir kısmı yeniden düzenlenerek, bir kısmı taptaze) kaydedilmiş 17 çalışma var albümde. Burada ufak da bir parantez açmak lazım; bu albümün konseptine uygun bir dolu şarkısı bulunan birkaç ismi önceki derlemelerde yer aldıkları için albüm dışında tuttuk. Tabii ki daha bir dolu şarkı sözü, şarkı vardır bu albüme girecek ama yine de Kompile Karga 4 – “Söz” kendi kapasitesine göre hayli iddialı bir derleme. Kompile Karga 4 : Söz albümünün açılış şarkısı “Tahta Kılıçlar”ı, Cenk Taner’in 25 Ekim tarihinde çıkacak yeni albümü sonrasında paylaşıma açabileceğiz. Bu kaydın ekleneceği versiyonu aynı linkten 26 Ekim tarihinden itibaren indirebilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler:
Eki
10
2013
0

Şiir: “Tomris” (Turgut Uyar)

IMG_7330293464656

*

Efemeralar “İkinci Yeni” faceebook grubu’ndan alıntılanmıştır.
Bkz: https://www.facebook.com/groups/ikinciyeni/

*

IMG_12251361739942

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “imzalı” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
09
2013
0

İlhan Berk’e “Ev” Ziyareti

“İlhan Berk,  ölümünün 5. yılında, “İlhan Berk’e Ev Ziyareti” Anma Sergisi ile Bodrum’dan Bursa’ya taşınıyor. 10 Ekim – 20 Kasım tarihlerinde, Bursa’da Nilüfer Belediyesi Nâzım Hikmet Kültürevi’nde; şeylerin, nesnelerin, taşların, çamurun, çöpün, evin, odanın, kapının, pencerenin, duvarın, tavanın, merdivenin, masanın, kâğıt kalemin şairine, İlhan Berk’e bir ev ziyareti yapılabilecek.”

Bkz:  https://www.radikal.com.tr/kultur/ilhan_berk_muzesi_bursaya_tasiniyor-1154524

Bkz: https://www.edebiyathaber.net/ilhan-berke-ev-ziyareti-anma-sergisi/

Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İlhan Berk” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/ilhan-berk adresinden ulaşabilirsiniz.

Eki
09
2013
0

“giderek yalnızlığıma benziyorum…”

“giderek yalnızlığıma benziyorum…”

Nil Ay Altay

Eki
07
2013
0

Kitap: Yalnız Gezgin (Jack Kerouac)

yalniz-gezgin509141319

Bkz: https://www.ayrintiyayinlari.com.tr/KitapDetay-685-yalniz-gezgin.html

“Beat kuşağı denince akla ilk gelen isim Jack Kerouac’ın bu ilk otobiyografik eseri, yazarın Kaliforniya’da demiryolu işçiliği, gemilerde kamarotluk, Cascade Dağı’nda yangın gözcülüğü yaparak yollarda geçirdiği yılların izini sürüyor. Amerika’dan Meksika’ya, oradan Fas’a, Fransa’ya ve İngiltere’ye uzanan bu yolculukta şehirlerin, dağların, okyanusların içinden geçerken heybesine attığı işçilik, meteliksizlik, alkol, yazarlık, yollardaki üç günlük tanışmalar, yalnızlık ama en çok da aylaklık anlatılıyor bu hikâyelerde.” (Tanıtım Metni’nden…)

Eki
06
2013
0

Hatırlatma: “Yeni Sinsiyet’in İkbal Ezberi”

Kasım 2012’den bugünleri görmüşüz…

YENİ SİNSİYET’İN İKBAL EZBERİ

Yeni sinsiyet tipolojisi[i] tarafından kurgulanan tüm enstrümanların birer saat gibi tıkır tıkır işlemesine, cehalet alanının genişleyerek devasa bir cehalet ortamına dönüşmesine, işbu havzadaki dipsizlik duygusunun gün be gün artmasına, tüm yanıltıcı salvoların veya retorik arsızlıklarının [ii] “mutlak bilgi”ye bağlanmasına, ortamdaki yandaş-paydaş etkileşimlerinin endüstrileşmiş bir menfaat-sömürü çizelgesinde üssel olarak hızlanmasına ve nihayetinde yeni sinsiyet tipolojisinin oligarşik bir yönetsel katmanda(kulede) müstahkem mevki kazanmasına[iii], kısacası, bu kör keşmekeşinin tümüne şahit bulunmanın ya da kalmanın biriktirdiği “susku” korkunçluğunu, “susku” gerginliğini ve “susku” öfkesini nasıl anlatabiliriz?

(…)

Yazının tam metnine https://zaferyalcinpinar.com/i29.html adresinden ulaşabilirsiniz.

[i] Bkz: “Yeni Sinsiyet ve Bazı Enstrümanları”,
https://zaferyalcinpinar.com/i21.html

[ii]Bkz: “Yeni Sinsiyet Tipolojisi’nin ‘Biz’ Söylemi ve Retorik Arsızlığı”, https://zaferyalcinpinar.com/i22.html

[iii]Bkz: “Yeni Sinsiyet’in Seçkinlik Arayışı”,
https://zaferyalcinpinar.com/i23.html

 

Eki
06
2013
0

Haber: “Mersin’de kendini yakan simitçi öldü”

Bkz: https://www.radikal.com.tr/turkiye/mersinde_kendini_yakan_simitci_oldu-1154217

Mersin’de kendisini ve simit satmasına izin vermeyen kafeterya sahibini, üzerlerine benzin dökerek yakan Murat Özkör, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Olay 30 Eylül tarihinde Mersin Serbest Bölgesi girişinde meydana geldi. 45 yaşındaki Murat Özkör sabah saatlerinde Serbest Bölge girişinde tezgahta simit satarken, kafeterya sahibi Mehmet Kılıç, müdahale ederek başka yerde satmasını istedi. Bunun üzerine Özkör ile Kılıç arasında tartışma çıktı. Sinirlenen simitçi Murat Özkör, ‘Kendimi de yakarım, seni de yakarım’ diyerek ayrıldı. Kısa süre sonra üzerine benzin dökülmüş halde dönen Özkör, kafeterya sahibi Kılıç’a sarılıp çakmağı ateşledi. Alevler içinde kalan her iki kişiye kafeterya çalışanları ile çevrede bulunanlar su dökerek müdahale etti. Ancak alev topuna dönen Murat Özkör ağır yaralanırken Kılıç’ın ise sırtı yandı.

Yaralılardan Özkör Mersin Devlet Hastanesi’ne, Kılıç ise Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Acil serviste ilk müdahalesi yapılan simitçi Murat Özkör, sevk edildiği Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

Seyyar satıcının kendisi ile birlikte ateşe verdiği kafeterya sahibi Mehmet Kılıç’ın tedavisi ise Mersin Devlet Hastanesi’nde sürüyor.

MUSTAFA ERCAN / DHA

Eki
06
2013
0

Anne ben hıyar mıyım? (Ali Artun)

Ali Artun’un sımsıkı Bienal eleştirisinin tam metnine https://www.e-skop.com/skopbulten/anne-ben-hiyar-miyim/1510 adresinden ulaşabilirsiniz.

Written by in: Usta Beni Öldür! (AKSAK KOLAj) | Etiketler: ,
Eki
05
2013
0

Zindan Bekçiliği

(…)

“Doğrusu, sevgili Raphael,” dedi, “niçin bir kral yanına girmediğinize şaşıyorum. Hangisine başvursanız sizden hoşlanır ve yararlanır. Boş zamanlarında bütün bu bildiklerinizi seve seve dinler; değişik memleket ve insan örneklerinden değerli dersler alırdı. Üstelik siz de hem kendinize hem de ailenize, dostlarınıza, parlak bir durum sağlardınız.”

“Ailemden yana pek kaygım yok” dedi Raphael, “onlara karşı ödevimi yaptım sanıyorum. Herkes varını yoğunu ihtiyarlığında, ölüm döşeğinde, elleri zaten hiçbir şey tutamaz olunca başkalarına bırakır. Bense genç ve sapasağlamken her şeyimi yakınlarıma verdim. Bana bencil demeye dilleri varmaz herhalde; daha fazla para kazanmak için benim bir krala kölelik etmemi isteyemezler.”

“Yanlış anlamayın,” dedi Peter; “ben sizin kral yanına uşak olarak değil, bakan olarak girmenizi söylemek istedim.”

“Krallar, dostum, ikisini pek ayırmazlar birbirinden. Bakanı da kendilerine hizmet eden bir adam diye görürler.”

(…)

Öylesine ezer ki onları, boyunduruklarını sarsmaya güçleri kalmaz.’ Böylesi düşüncelere karşı ayaklanıp kralın heybetli bakanlarına şöyle desem: Bu düşünceleriniz korkunç: Kral için yüzkarası, halk için cehennem arıyorsunuz. Efendinizin şerefi ve sağlığı kendinin değil, halkın zengin olmasına bağlıdır. İnsanlar kralları insanların yararı için başa getirdiler, kralların yararı için değil. Kendilerini rahat yaşatacak, saldırıdan, sövgüden koruyacak güçlü bir dayanak istediler. Kralın en kutsal ödevi, kendininkinden önce halkın mutluluğunu düşünmektir. Sadık bir çoban gibi kendini sürüsüne vermeli, onu en besleyici otlaklara sürmelidir. Halkın yoksulluğunu, krallığın güveni saymak kabaca ve açıkça yanlıştır: Kavgalar, kan dökmeler, en çok dilenciler arasında olmuyor mu? Bir devrimi en candan isteyen kimdir? Bugün en yoksul durumda olan değil mi? Devleti yıkmakta en fazla atılganlık gösterecek olan kimdir? Yitirecek bir şeyi olmayıp da sadece kazanç sağlayacak olan değil mi?

Yurttaşların kin bağladığı, hor gördüğü bir kral; halkı ezerek, soyarak, dilenci durumuna düşürerek tahtında tutunabilecekse, bıraksın krallığı insin gitsin tahtından. Bu yollarla belki kral adını elinde tutar; ama ne yiğitliği kalır, ne büyüklüğü. Kral yüceliği dilencilerin değil, zengin ve mutlu insanların başında kalmakla kazanılır.

Büyük yürekli Fabricius bu soylu düşünceyle söylemişti şu sözü: ‘Kendim zengin olmaktansa, zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil, zindan bekçiliği etmektir.’

Thomas More
Ütopya’dan…
Çev: Mina Urgan

Eki
05
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması (5 Ekim 2013)

Bkz: https://taksimdayanisma.org/basina-ve-kamuoyuna-bilgilendirme

“Basına ve kamuoyuna,

Siyasal iktidarın Mayıs ayından bu yana katlanarak artan baskı ve tehditlerini, polis şiddetinin yol açtığı insan hakları ihlallerini dünyaya, uluslararası kurumlara, ilgili ve duyarlı örgütlere raporlar sunarak anlatmak, bilgilendirmek üzere başlatılan çalışmalar devam ediyor. 03.10.2013 günü Avrupa Konseyi’nde görüşmeler yapıldı.

Türk Tabipler Birliği adına Prof. Dr. Feride Tanık, Taksim Dayanışması adına Mücella Yapıcı, ÇHD ve bu süreçte öldürülenlerin avukatları adına Ethem Sarısülük’ün avukatı Kazım Bayraktar, İnsan Hakları Derneği adına Cengiz Mendillioğlu, öldürülenlerin aileleri adına Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün yer aldığı heyet, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Parlamenterler Assamblesi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Christopher Chope, Parlamenterler Assamblesi Liberal ve Demokratlar Grup Başkanı Anne Brausser, Parlamenterler Assamblesi Türkiye İzleme Komitesi Sekreteri Sylvie Affholoer ile görüşmeler yaparak raporlarını sundu.

Prof. Dr. Feride Tanık, Haziran ayı boyunca uygulanan polis şiddeti sırasında Türkiye ölçeğinde bir günden fazla olmak üzere günde sekiz saatten fazla süreyle biber gazına maruz kalan 11 bini aşkın kişiden edinilen bulguları, ölümler, yaralanmalar konusundaki bilimsel verileri açıkladı. Ayrıca bu acımasız şiddet sırasında tıp mensuplarının mesleki etik ve görevleri nedeniyle şiddete uğrayan yurttaşlara verdikleri hizmetler nedeniyle uğradıkları baskıları ileterek Türk Tabipler Birliği tarafından hazırlanan raporu sundu.

Taksim Dayanışması Sekreteri Mücella Yapıcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından seçimlerden sonra açıklanan Taksim Meydanı ve Gezi parkını yok edecek proje ilanı üzerine 124 meslek odası siyasi parti mahalle derneği taraftar grubu ve insiyatiften oluşan Taksim Dayanışması’nın kuruluş amacını, barışçıl ve demokratik haklarını kullanırken uğranılan şiddeti, halen devam eden hukuksuz gözaltılar, tutuklamalar konusundaki endişeleri aktardı. Dünyadaki herkesi ve ilgili kurumları bu temel insanlık ve hak arayışı mücadelesini politik ve ekonomik çıkar çatışmaları alanından çıkarmaya hukuka demokrasiye ve insan haklarına saygı göstermeye çağırarak; Taksim Dayanışması’nın hazırlamış olduğu raporu ve Uluslararası Af Örgütü’nün Gezi olayları nedeniyle hazırlamış olduğu raporu sundu.

Av. Kazım Bayraktar, Mayıs ayından bu yana artan polis şiddetinin yol açtığı yaşam hakkı, toplantı ve gösteri hakkı ihlallerine, işkence ve kötü muameleye karşın iç hukuk yollarının giderek etkisizleştiğini ve işlemez hale geldiğini; yaygın bir biçimde suç işleyen polislerin ve amirlerinin hukuka ve yargıya karşı kollandığını, fiili bir dokunulmazlık sağlandığını; siyasal iktidar, yargı ve polisin ittifak halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal ettiklerini ve bu ihlallerin ülke çapında yayılarak yoğunlaştığını; iç hukuk yollarının etkisizleşmesi nedeniyle doğrudan AİHM’ne başvurular hazırladıklarını; Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert’in öldürülmeleri ile ilgili başvurularını 10.10.2013 günü AİHM’ne vereceklerini ifade etti ve hazırladıkları raporları Ethem Sarısülük ile ilgili başvurunun bir örneği ile dayanakları olan belgeler listesini, çok sayıda polis saldırısından derlenmiş video ve fotoğraflardan oluşan dijital kayıtları sundu.

İnsan Hakları Derneği Temsilcisi Cengiz Mendillioğlu, Türkiye’de yaşanan ve Mayıs ayından itibaren hızla artan insan hakları ihlalleri hakkında bilgi vererek İHD’nin hazırlamış olduğu raporu sundu.

Öldürülenlerin aileleri adına heyete katılan Mustafa Sarısülük ölümlerin aileler üzerinde yol açtığı etkileri, yaşadıkları olayları, yargıya ve iç hukuk yollarına olan güvensizliklerini anlattı.

Ayrıca heyet tarafından aynı gün, saat 13.00′te Avrupa Konseyi basın salonunda heyeti konseye davet eden Avrupa Konseyi Sol Parlamenterler Grubu adına Ertuğrul Kürkçü’nün takdimi eşliğinde basın toplantısı yapılarak raporlar basına sunuldu.

Avrupa Konseyi’de görüşmelerini tamamlayan heyet, Avrupa Parlamentosunda yapacağı görüşmelerden sonra 10.10.2013 günü AİHM önünde basın açıklaması yaparak hazırlanan başvuru dosyalarını Mahkemeye teslim edecek.”

Türk Tabipler Birliği Temsilcisi Prof. Dr. Feride Tanık
Taksim Dayanışması temsilcisi Mücella Yapıcı
ÇHD temsilcisi ve Sarısülük ailesi vekili Av. Kazım Bayraktar
İHD temsilcisi Cengiz Mendillioğlu
Aileler adına Mustafa Sarısülük

Eki
04
2013
0

Haber: Eskişehir Valisi’nden “Kişiye Özel” Tehdit

“Ali İsmail Korkmaz’ın Gezi Direnişi sırasında dövülerek öldürülmesini aydınlatan gazetecilerden İsmail Saymaz’ı tehdit eden Eskişehir Valisi Tuna, e-postayı kendisinin gönderdiğini kabul etti. Tuna, özür dilemek yerine tepki gösterdi.

Gezi Direnişi sırasında polislerin de aralarında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili yaptığı haberler nedeniyle Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’a e-postayı atarak hakaret ve tehdit eden Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, ilk açıklamasının aksine e-postayı kendisinin gönderdiğini kabul etti. Tuna, özür dilemek yerine e-postanın “kişiye özel” olarak gönderildiğini belirterek, bunu açıklayan Saymaz’a tepki gösterdi. Tuna, Saymaz’ın yaptığı haberlerle kendisini hedef gösterdiğini ileri sürdü.

Korkmaz’ın katledilmesinin aydınlatılmasında yaptığı haberlerle önemli rol oynayan Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’a “Oğlum İsmail, yine rahat durmuyorsun… Bir daha aynı şekilde yorum yaparak bu konuyu işlersen sen adi ve şerefsizsin. Yerin altı da var unutma, eninde sonunda orada görüşeceğiz” diyerek tehdit ve hakaret dolu bir e-posta atmasının ardından İçişleri Bakanlığı inceleme başlatmıştı. Önceki gün e-postası kendisinin göndermediğini savunan Vali Tuna, dün yaptığı açıklamayla maili kendisinin gönderdiğini itiraf etti. Tuna, “Sayın Saymaz, bu müessif olayı kendi penceresinden ve kendi bakış açısı ile ele almaya ve kamuoyumuza çarpıtarak sunmaya devam etmiştir. Söylemediğim ya da kastetmediğim manalar yüklediği sözleri sürekli gündemde tutmaya, özellikle şahsımı hedef haline getirmeye özel bir gayret sarf etmiştir” ifadesini kullandı.

‘Kişeye özel’ tehdit

Vali Tuna, şu ifadeleri kullandı, “Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’ın kişisel e-posta adresine gönderilen e-posta yukarıda ifade edilen yerli yersiz ve süreklilik arz eden yanlış ve çarpıtılmış haberlere sitem, bir manada tepki amacıyla ‘kişiye özel’ olarak gönderilmiştir ve medyada ele alınış biçimine ilişkin kişisel rahatsızlığımı ifade etmenin ötesinde bir anlam taşımamaktadır.”

4 Ekim 2013, Cumhuriyet Gazetesi
Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=445284

Eki
03
2013
0

Taksim Dayanışması’nın Açıklaması: “Gençlerin ölümüne alışmamız mı bekleniyor?”

hfg3_0

Bkz: https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/taksim-dayanismasi-genclerin-olumune-alismamiz-mi-bekleniyor-haberi-80517

“Ülkesine, parkına, doğasına, deresine, sağlıklı çevreye, evine, okuluna, hastanesine, sinemasına, kültür merkezine, meydanına; yani yaşamına sahip çıkan gençlerin İstanbul’da, Eskişehir’de Ankara’da, Antakya’da polis şiddeti ile ölümünü bütün ülke gördü…

Milyonların, bu şiddetin ve ölümlerin sorumlusu “emniyet müdürleri ve valiler” görevlerinden alınsın çığlığı hala ülkenin meydanlarında yankılanmaya devam ediyor. Ne yazık ki bu haklı, bu meşru, bu insani, bu toplumsal talep ülkeyi yönetenlerce görmezden gelinmeye, failler korunmaya devam ediyor.

29 Eylül 2013 günü Gülsuyu mahallesinde uyuşturucu çetelerini yürüyüşle protesto eden gençlere ateş eden ve 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik’in ölümüne biri ağır 5 kişinin yaralanmasına neden olan çetelerin İstanbul’un ortasındaki bu pervasızlığını kabullenemiyoruz.

Barış ve hoşgörünün Gezi Parkından ülkenin bütününe taşınmasını beklerken kentlerine ve yaşam alanlarına sahip çıkan gençlerin ölümüne alışmamız mı bekleniyor? Aylardır mahallesine sahip çıkan gençlere kurşun yağdıran, şimdiye kadar onlarcasının yaralanmasına neden olan çetelerin “derin odaklarca” korunmadan bu pervasızlığı sürdürebileceklerine inanılır mı?

Kentsel dönüşümün, kent yağmasının gündem olduğu her mahallede benzer “çetelerin” ortaya çıkması ve kentine, mahallesine, barınma hakkına sahip çıkanlara karşı silah kullanmasını tesadüf olarak değerlendirmek mümkün değil.

Bilinmelidir ki, toplumsal barışın ve hoşgörünün temelini yurttaşların demokratik talep ve tepkilerinin algılanması oluşturur. Gezi Parkına, yani yaşamına sahip çıkanların ülkenin her yanında olduğu gibi Gülsuyu’nda da kentsel dönüşüm adı altındaki kent yağmasına, uyuşturucu bataklığı yaratmaya çalışan çetelere, onları koruyan ve kollayanlara karşı durması kaçınılmazdır. Bu nedenle Başta Gülsuyu Mahallesi olmak üzere kentsel dönüşüm adı altındaki kent yağmasının durdurulmasını, Hasan Ferit Gedik’in katillerinin bulunmasını, destekçilerinin açığa çıkarılmasını istiyoruz. Şu ana kadarki mücadelesine, taleplerine, yaşam hakkına saygı göstermeyenlerin, Hasan Ferit Gedik’in cenazesine ve ailesine saygı göstermesini, cenaze törenini istediği yerde yapma ve istediği yerde defnetmeleri konusunda çıkarılan engellerin bir an önce ortadan kaldırılmasını istiyoruz.”

TAKSİM DAYANIŞMASI

Eki
02
2013
0

Uluslararası Af Örgütü’nün “Gezi Parkı Eylemleri” Raporu

gap

“Gezi Parkı Eylemleri” Raporu
Uluslararası Af Örgütü
pdf, 71 sayfa

*

Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı kapsamlı raporla ilgili açıklamaya https://www.amnesty.org.tr/ai/node/2281/ adresinden, raporun tam metnine ise (pdf biçeminde, 71 sayfa) burayı tıklayarak  ulaşabilirsiniz.

*

Eki
02
2013
0

Şiir: “İyimserlik” (Nâzım Hikmet)

Şiirler yazarım
basılmaz
basılacaklar ama

Bir mektup beklerim müjdeli
belki de öldüğüm gün gelir
mutlaka gelir ama

Ne devlet ne para
insanın emrinde dünya
belki yüz yıl sonra
olsun
mutlaka bu böyle olacak ama

Nâzım Hikmet
Moskova, 12 Eylül 1957

Eki
02
2013
0

Kalbimiz artık dar geliyor bize!

Yuvarlanıyor, iri, sıcak damlalar
bakır yanaklarımızdan!
Yuvarlanıyor iri sıcak damlalar
kalbimize!
Kalbimiz artık dar geliyor bize!
(…)

Nâzım Hikmet

Eki
02
2013
0

Haber: “Hasan Ferit Gedik’in Ölümü Meclis’te…”

“CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesini TBMM gündemine taşıdı.”

Bkz: https://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=444918

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com