
indeks için tıklayınız…
Bugüne kadar yayımlanmış en özel ve kapsamlı Nâzım Hikmet arşiv çalışması M. Melih Güneş tarafından Ocak 2021’de büyük şairin doğumunun 119. yıldönümüne ithafen gerçekleştirildi. “Nâzım Hikmet’in Ellerinin İzinde” başlıklı 700 sayfalık bu “şölen kitap”, yalnızca 1100 adet basıldı ve hors commerce (ticaret dışı) olarak dağıtımı sağlandı. Şaheserin 278 no’lu nüshası Zafer Yalçınpınar Koleksiyonu’nda yer almaktadır.
EVV3L kapsamında yayımlanan
NÂZIM HİKMET İlgileri:
1/ http://evvel.org/ilgi/tas-ucak
2/ http://evvel.org/ilgi/tas-ucak/page/2
3/ http://evvel.org/ilgi/tas-ucak/page/3
4/ http://evvel.org/ilgi/tas-ucak/page/4
5/ http://evvel.org/ilgi/tas-ucak/page/5
7 Aralık 1993’te vefat eden Abidin Dino’yu saygıyla anıyoruz…
1: http://evvel.org/ilgi/abidin-dino
2: http://evvel.org/ilgi/abidin-dino/page/2
EVV3L kapsamında yayımlanan
ABİDİN DİNO Başlıklı ilgilere aşağıdaki
adreslerden ulaşabilirsiniz:
1: http://evvel.org/ilgi/abidin-dino
2: http://evvel.org/ilgi/abidin-dino/page/2
Seçilmiş Hikâyeler Dergisi, Sayı: 30-31, 1951
Orhan Kemal Özel Sayısı (Abidin Dino‘nun çizimleriyle…)
(Kemal) Sülker’e ithafen imzalı (Zafer Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan…)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
Abidin Dino‘nun Nâzım Hikmet çizimlerinden…
(Çizimden haberdar olmamızı sağlayan
sıkı sahhaf Barış Bingöl’e çok teşekkür ederiz.)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerine http://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden, Abidin Dino ilgilerine ise http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Şule Tüzül‘ün kitaba ilişkin olarak “Edebiyat Haber” adlı web sitesi kapsamında kaleme aldığı inceleme yazısını http://www.edebiyathaber.net/abidin-dinodan-fikret-muallaya-bir-vefa-kitabi-sule-tuzul/ adresinden okuyabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgileri tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Soul’n Art sezonun son sergisinde Abidin Dino’yu ağırlıyor. 23 Mayıs – 17 Haziran 2017 tarihleri arasında ziyarete açık olacak olan sergide, sanatçının özel izni ile sınırlı sayıda gerçekleştirilen özgün baskı dizileri bir araya geliyor. Abidin Dino’nun “Son İzler” dizilerinin öne çıktığı sergide 10 adet serigrafisi yer alacak.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Abidin Dino’nun tasarladığı kitap kapaklarına dair Aslı Uluşahin tarafından kaleme alınan “sıkı inceleme yazısı”nın tam metnine http://kulturservisi.com/p/abidin-dinonun-kitap-kapaklari adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Abidin Dino’nun yayıma hazırladığı “Küllük” Dergisi’nin
Eylül 1940 tarihli ilk (ve son) sayısının kapak görüntüsü…
(Dergide İlhan Berk, Hüsamettin Bozok, Orhan Veli,
Fikret Adil yer alıyor… Görüntüyü büyütmek için tıklayınız.)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Yaşar Kemal‘in “Ağrı Dağı Efsanesi” adlı kitabı için
Abidin Dino tarafından can verilen sahnelerden bazıları…
“Sofinin zindandaki halidir.”
“Demirci Hüsonun demir döğdüğüdür.”
“Demirci Hüsonun huzura gelip ağzına geleni Paşaya söylediğidir.”
“Gökteki yıldızdan daha çok bir kalabalığın Paşa sarayını sardığıdır.”
“Yer götürmez bir kalabalığın sarayın üstüne yürüdüğüdür.”
“Her yıl bahar çiçeğe durduğunda ak kuşun
Küp gölüne gelip kanadını som maviye batırdığıdır.”
Hamişler:
1/ İşbu çizimler, “Ağrı Dağı Efsanesi”nin Toros Yayınları tarafından 1992 yılında gerçekleştirilen 11. baskısından alıntılanmıştır.
2/ EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Zahir Güvemli‘nin çizgileriyle…
Abidin Dino
Fikret Âdil
Nâzım Hikmet
Salah Birsel
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz.
Sn. Bekir Akbaş’ın koleksiyonu kapsamındaki Abidin Dino eserlerinden oluşan “YÜZYIL” sergisi, Galeri Nev ve Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle, İstanbul-Taksim’de bulunan Fransız Kültür Merkezi’nde açıldı. Son derece etkileyici, güçlü ve bütünsel bir Abidin Dino sergisiyle karşılaştığımı ifade etmeliyim. “YÜZYIL” sergisinde, Abidin Dino’nun sanat yaşamı boyunca kullandığı ifade biçimleri ve figüratif özellikler ile dönemsel, tematik, teknik nüansların hemen hemen hepsini eşanlı olarak görebiliyoruz. Abidin Dino’nun bilinen çizgi diline aykırı olarak gerçekleştirdiği bazı deneysel/geometrik çalışmalar da ilgi çekici ve önemli öğeler olarak sergide yer alıyor… Abidin Dino’nun sanatıyla ilgilenen herkesin bu sergiyi ziyaret etmesini(kaçırmamasını) öneriyorum. (Zy)
Ayrıca bkz: http://evvel.org/yuz-yil-sergisi-abidin-dino
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
“YÜZYIL”, Abidin Dino
16 Aralık-13 Şubat 2015
Fransız Kültür Merkezi (İstanbul)
“Koleksiyoner Bekir Akbaş’ın uzun zaman önce tutku ve sebatla toplamaya başladığı, ancak hiç sergilemediği Abidin Dino desenleri, 16 Aralık’ta İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde açılacak “Yüz Yıl” dolayısıyla ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
2013 yılında, yaklaşık otuz yıldır düzenli olarak temsil ettiği, Türkiye’de sanatın belki de en “ikonik” figürü Abidin Dino’yu, yüzüncü doğum yıldönümünde, yüz desenin yer aldığı bir sergi ile Ankara’da anan Galeri Nev, İstanbul’lu izleyiciler için Akbaş Koleksiyonu’nu yeniden ziyaret ediyor ve sergiyi yepyeni desenlerle tekrar kuruyor. Galeri Nev aynı zamanda 2013 sergisi sırasında yayımlanan ve bir desen defteri olarak tasarlanan “Yüzyıl” kitabını da sergi vesilesi ile İstanbul’lu bibliyofillerin dikkatine sunuyor.
İstanbul Fransız Kültür Merkezi, Akbaş Koleksiyon’nun oluşma serüvenine tanıklık eden ve Nev sergisinin katalog metnini kaleme alan sanat tarihçi İlhan Alemdar’ı, açılışın ertesi günü, 17 Aralık’ta, söz konusu eserlerin çoğunluğunu oluşturan ve Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” romanı ile Nazım Hikmet’in “Kuvvayi Milliye Destanı”nın aralarında bulunduğu, Abidin’in yakın dostlarının elinden çıkma edebi başyapıtlar için gerçekleştirdiği illüstrasyonların izini de süreceği bir konuşma gerçekleştirmek üzere davet ediyor.” (Tanıtım Metni’nden…)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Nâzım Hikmet, “Yeni Şiirler”, Dost Yayınevi, 2. Baskı, s.112
(Desen, Abidin Dino’ya aittir.)
*
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet ilgilerine http://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden, Abidin Dino ilgilerine ise http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Bilindiği gibi, Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” adlı romanını Abidin Dino resimlemiştir. Milliyet Sanat Dergisi’nin yeni dizisinin Eylül 1980 tarihli 8. sayısında Abidin Dino ile Yaşar Kemal, “Deniz Küstü” serüvenindeki sanatsal birlikteliğin ayrıntıları üzerine birer yazı kaleme almışlar. İşbu yazıların tam metnine http://issuu.com/adabeyi/docs/denizkustu adresinden ulaşabilirsiniz.
Hamişler:
1/ “Deniz Küstü” resimlerinin önemini hatırlatan dostumuz Tekin Deniz‘e çok teşekkür ederiz.
2/ EVV3L kapsamında yayımlanan Abidin Dino ilgilerinin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Adam Yayınları, 1984
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
*
Abidin Dino (Serpil Güvenç)
Bkz: http://haber.sol.org.tr/yazarlar/serpil-guvenc/abidin-dino-83781
“Paris sahaflarında küflenmiş raflarda bulunan kitabın kapak ve birinci sayfasına, Nazım Hikmet’in “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” dediği ressam Abidin Dino, son derece ilginç bir desen çizerek altına Fransızca-Türkçe “A Olga tatlı yarim, Abidin-Tatlı Yarim Olga’ya, Abidin” notunu yazmış. Kitap, 1920’lerden 1950’lere kadar birçok baskıya, acıya, sefalete rağmen inandıkları düşünceler adına boyun eğmeden savaşan genç insanların öyküsü ile başkarakter Ahmet’in, İstanbul, Anadolu ve Sovyet Rusya’da geçen hikâyesini anlatır.”
(Kaynak: EdebiyatHaber.net, Bkz: http://www.edebiyathaber.net/abidin-dinodan-nazimin-son-kitabina-desen/)
E V V E L ‘in Önemli Notu: Yukarıdaki desenle benzeştiğini düşündüğüm bir Abidin Dino desenine şu adresten ulaşabilirsiniz: http://evvel.org/saman-sarisi-icin-abidin-dino
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “İmzalı” ilgilerinin tümüne http://evvel.org/ilgi/imzali adresinden ulaşabilirsiniz. Abidin Dino ilgileri http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinde, Nâzım Hikmet ilgileri ise http://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinde bulunuyor.
“Dilbilimci, öğretim üyesi, çevirmen, yazar ve Abidin Dino’nun eşi Güzin Dino yaşamını yitirdi.
Son 15 gündür Paris’teki bir hastanede tedavi görmekte olan Güzin Dino 103 yaşındaydı. Hayatının çok uzun bir dönemini Abidin Dino’yla paylaşmış olan Güzin Dino’nun cenazesi Paris’te annesi Feride Hanım’ın yanına defnedilecek.”
Bülent Kale, “newala qasaba” adlı mekânında sıkı meselelerin altını çizmeye, alıntılar ve buluntular sunmaya devam ediyor: En son, Sait Faik tarafından 26.10. 1947 tarihli Yedigün Dergisi’nde kaleme alınan “d grubu eleştirisi”ni paylaşmış…
“D Grubu” döneminde Abidin Dino’nun bir çizimi…
(…)
Böyle bir grup, bilmem ilk zamanlarında müşterek birtakım düşüncelerden, yahut paylaşılmış bir resim anlayışından mı doğmuştu? Ama sanmıyorum. Çaresizlikten, çok sevdikleri bir sanattan bir gün; «Usandım. Allah kahretsin boyayı da, fırçayı da, tuvali de!» dememek için hiç de fena olmamış. Bugünkü müthiş kalabalık, doğru dürüst resim seyredilemiyecek kadar kalabalık o günkü ağacın yemişidir.
Ama «d» grubu diye bir şey yoktur. Hem olmamalıdır da. Bu iyi ile kötünün, sakinle delinin, dâhi ile kalpazanın, sıcakla soğuğun bir aradalığı, resmi sevenler, onu benim gibi yarım yamalak anlayanlar için de zararlı. Böylece iyiyi kötüyü karıştırmak tehlikesi çoğalıyor. Hangi resmin iyi hangi resmin kötü olduğunu söyleyecek değilim. Hani onu pek anlayana da rastlamadım. Pek anlayışlı geçinen bir sanat münekkidi bir gün koç resmi önünde bana:
«— İnsana tos vuracak gibi; ne güzel resim değil mi?» demişti.
Vapur resmi düdük öttürecekmiş gibi, kadın resmi sizi sevecekmiş gibi, gurup resmi — ayyaş iseniz — tam vakti kerahet olduğunu haber verir gibi olduğu için mi güzeldir?
Neyse geçelim bunları… Adım atılmıyor salonda. Bir köşede tiyatro artistleri, ötede konservatuvar mensupları, operacılar, kemancılar, viyolonselciler, genç şairler, genç şairler, profesörler, talebeler; anlayışları, giyinişleri, salonlarıyle meşhur hanımlar, ecnebiler, gazeteciler, şehrin maruf simaları hep oradaydı. Resimler de oradaydı. Ama zavallı ressamlar kaybolup gitmişlerdi. Kimleri görmek istemezdim. O müthiş parmakları yapan eli sıkmak isterdim. Canım Abidin, neredesin?
1900 bilmem kaçta yalnız başlarına kalırlarsa bir şey yapamıyacaklarını anlayan altı kişi birleşmişler, resim hayatında bu dördüncü teşekkül olduğu için ismini «d» grubu koymuşlar. Gayeleri halka resmi sevdirmek, kendinden evvelki yarı san’atkârları susturmak. Sonra sonra sayıları artmış, o gün için ezberlenmiş, donmuş telâkkileri yıkan bir hamle ile çalışmışlar. Bugünün belli başlı ressamları haline gelmişler ama o günkü hız da kalmamış. İçlerinden birkaçı müstesna, fazla efendileşmişler. Evet ustalaşmışlar.
On dokuzuncu asır sonu Fransasının o şaşırtıcı Gauguin’lerinin, Cézanne’larının, Utrillo’larının, bu bugünkü Picasso’lara Matisse’lere ulaştıran san’atını elbette benden iyi anlamış olan bugünkü Türk ressamları neden Çallılaşmak üzereler? Galerinin bir çok resimlerinde bir yerine yerleşme, bir «acaba ileri mi gidiyorum» diyen, «aman rahatımı bozmıyayım» diyen bir hal var. Halbuki resim, hayır ressam, bugün herhangi bir D. Parti mebusundan daha ateşli olmalı değil mi? Bu nereden geliyor? Onu araştıracak değilim. Sonra kendimize bakıp fazla konuşmak da işime gelmiyor. Onlar yine bizden iyi! Hiç olmazsa birbirlerinin kıymetini biliyorlar.
Çoğu Türk halkını, belki de şu salona gelemiyecek, geldiği zaman da hayretle, şaşkınlıkla, ama saygı ile resimlere bakacak olan Türk halkını seviyorlar artık. Mevzularının çoğu halk, Türk halkı. İyi, güzel! Yalnız bir şey eksik. Coşkunluk gibi bir şey, hattâ biraz acemilik gibi bir şey, — elleri müstesna — kafalarını, içlerini veriş eksik. Ressamlarımızın iyi gözleri var. İleri kabiliyetleri var. Ama rahatı da sükûnu da bir sevişleri var ki… Bir gün fethe çalıştıklarının bugün esiri olmaları fena tarafları. Anlaşılmıyacaklarından korkuyorlar sanki de pek anlayışlı, pek üstat gözüküyorlar. Bazı resimler insana: «Aman kravatım yana kaçtı, olmaz, sonra serseri derler, olmaz!» diyor…
(…)
Sait Faik
Yedigün Dergisi, 26.10. 1947Bkz: http://newalaqasaba.wordpress.com/2013/04/14/sait-faik-d-grubu-sergisi-ve-resim-uzerine/
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Sait Faik” başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/sait-faik adresinden ulaşabilirsiniz.
“Bekir Akbaş resim koleksiyonunun ana başlıklarından birini oluşturan Abidin Dino desenlerinin büyük bir kısmı bu katalogda derlenmiş. Sadece kendilerine has hikâyeleri olan desenlerin, yüz desenlik büyük hikâyeye, yüz yıllık uzun ömre uyum sağlamaları esas alınarak, yöntemi tematik ya da kronolojik olmayan değerli bir sergi kitabı bu…” (Tanıtım Metni’nden…)
Bkz: http://www.rob389.com/Abidin-Dino-Y%C3%BCzy%C4%B1l/dp/tr/11/9789757529293
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Abidin Dino başlıklı ilgilerin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
İyi ki doğdun Abidin…
Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Abidin Dino ilgilerine
http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden
ulaşabilirsiniz.
23 Mart 2013 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nden…
*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” ilgilerinin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Abidin Dino’nun ölüm döşeğinde çizdiği yedi desenden biri..
(Ölüm mü? Ne buluş!, Sel Yay., 2005)
*
(…)
Uyku dibinden tırman bakalım.
Kuyu ben’im, tırmanan, ben.
Bacak, kol, gövde, baş yabancı, hepsi kendine buyruk, nasıl olmuş da bir araya gelmişler:
Taş bir heykelsin, sırtüstü. Doğrul, doğrulabilirsen.
(…)
Mektep çocukları 3000 yılında bize çok gülecekler.
Farfara.
Birtakım anlamsız sözcüklerin ağlarına takılmış balıklar gibi çaresiz, çırpınıp durduk.
(…)
Zil. Gelen giden yok.Nefes. Gittikçe daralıyor.
Bakış. Gördüğüm ne ki?
Yatak. Kurşun bir kalıp.
(…)
Bir borusun. Beş paralık.
(…)
İlaç saati!
Yemek saati!Ölüm mü?
Ne buluş!Abidin Dino
6. XII.93 (Vefatından bir gün önce…)
“Ölüm mü? Ne buluş!” adlı kitaptan… (Sel Yay., 2005)*
Hamiş: Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan “Abidin Dino” ilgilerinin tümüne http://evvel.org/ilgi/abidin-dino adresinden ulaşabilirsiniz.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com