Bir eski zaman söylencesi o, zamansız ve çağdaş yani;
Bir ırmak da öyle.
Bilmez saatin akışını, bir çocuğun soluğu, bir kuşun çığlığı
Artık derinliklerinde kalbimin; onu bir dağ doruğunda bıraktım
Ve ben şimdi bir çöldeyim, ölü bir gemi denizde.
Onarılmaz. Çevreni yok ya da. Bir ölü artığı.
Onu mu demek istiyorum? Hani şu yağmursuz yazları, karsız kışları
Hani şu baharsız baharları?
Onu mu demek istiyorum? Hani şu bırakılmış, ıssız ev içlerini!
Hani şu…
Onu mu demek istiyorum? Bir dev çaldı çocukluğumu!
Onu mu demek istiyorum? Artık dünya uzak uzak uzak
Bir söylence şimdi.
Ali Püsküllüoğlu
“Zamansız”, Arkadaş Yay., 2. Baskı, 2016, s. 17