4 Şubat 1976’da vefat eden sıkı yontucu Kuzgun Acar’ı özlem ve saygıyla anıyoruz…
“Tüm yontularımda bir çığlık vardır.”
“Kuşun kendisinin değil de hareketinin heykelini yaptım.”
“Çünkü insanoğlunu zaptetmeye imkân yok! ”
“Çivilerimi seviyorum: İrkilmeden yanlarına sokulamadığımız için…”Kuzgun ACAR
Kuzgun Acar’ın “Kuşlar” adlı rölyefi, kuşlarla beraber…
(Fotoğraflayan: Sy)
“Kafkas Tebeşir Dairesi için 140 mask yaptım; 14 oyuncu değiştire değiştire 86’sını kullandı. Zor iştir maskı oyuncuya sevdirmek… Kolay mı, adama “yok ol, silin” diyorsun. Malzemeyi ön-plana çıkarıyorsun. Ancak, önce maskı istemeyen oyuncu, sonradan maskla korkunç bir şekilde bütünleşti. Öyle ki, açılış günü tiyatronun kapısına iki mask koymak istediğimizde, hiçbir oyuncunun elinden maskını alamadık.” (Kuzgun ACAR)
Kuzgun Acar’ın Kafkas Tebeşir Dairesi
için hazırladığı masklardan biri…
*
Bana göre Kuzgun, aynı zamanda ‘Afrikalı bir büyücü’, ‘İstanbullu bir beyefendi’ ve ‘geçen yüzyıldan kalma bir nihilist’ti. Rue Mosieur Le Prince’te bir otelin çatı katında, taraçayı çevreleyen alçak duvarın üstünde bir yandan kafes tellerine inanılmaz formlar verirken öbür yandan gazocağının üstünde mineler yapışını unutmam imkansız. Demir, tel, çivi, mika, sac yani genellikle bir hurdacıda rastlayabileceğiniz o sayısız hırtı pırtı ile kendi evrenine bir biçim veriyordu. Kuzgun için, ister Melquiades deyin ister Afrikalı bir büyücü.
Onat Kutlar
Milliyet Sanat Dergisi, Aralık 1988, Sayı: 205
Kuzgun Acar’ın meyhanesinin, Sinamatek tarafından yayımlanan
Filim Dergisi’ndeki reklam kupürüdür.(1972)
*
(…)1961’de, Paris Bienali’nin bilmem kaçıncı günü, bir Montparnesse gecesinde, Türk olduğumu ve sanatla kıyısından köşesinden ilgilendiğimi bilen büyük sanatçı Giacometti, yanıma yaklaşarak, “Bienalle’nin yontu ödülünü size verdik” dedi. İlkin hiçbir şey anlamadım. Benim, Bienal’de bir eserim yoktu. Sonra büyük usta, Akar ya da Aşar adında bir yontucu tanıyıp tanımadığımı sordu bana. (Fransızca, Kuzgun’un Acar’ını böyle söylüyordu.) O zaman anladım. Ödülü “paslı çivilere” mi verdiklerini sordum. Evet, dedi.
Sonradan öğrendim ki, İtalyan asıllı Giacometti, onüç kişilik seçiciler kurulunun genel eğilimine (üyelerin büyük çoğunluğu, beş yapıtıyla Bienal’e katılan İtalyan Francesco Somaini adlı yontucuyu ödüllendirmek istiyorlarmış) karşı çıkmış ve büyük ödülün Kuzgun’a verilmesini sağlamış. Ertesi sabah ilk işim haberi Kuzgun’a telgrafla bildirmek oldu.(…)Ferit Edgü
“Ölüm mü çaldı kapını Kuzgun, yoksa sen mi ölümün kapısını?”
Politika Gazetesi, 11 Şubat 1976
Evvel Fanzin kapsamında yayımlanan Kuzgun Acar ilgilerinin tümüne https://zaferyalcinpinar.com/blog/?tag=kuzgun-acar adresinden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca bkz: Allah’ın Kuzgun Bir Kuludur