Oca
08
2014

Tutku, soruları, çözülmüş olduğu sanılan cevaplar içine gömer.

(…)
Cevap olarak tutku aynı zamanda sorusu olduğu şey üzerine bir yargılamadır.: zevk ve acı soru alternatifine gönderme yaparlar, oysa, arzu, dilek, sevgi nefret, tiksinti gibi soru oluşturan şeyler üstüne pozitif bir yargı gerektirirler, alternatif karşıt terimin reddedilmesini ifade ederler. Böylece, soru, tutku aracılığıyla cevap olmuştur. (…)
Tutku, soruları, çözülmüş olduğu sanılan cevaplar içine gömmüş olması açısından retoriktir. Bu nedenle, tutkular üzerine yoğunlaşmak retorik bağlamında her zaman yararlıdır, buna karşılık, soruları açıkça masaya yatıran kanıtlama tutkudan çok akla hitap eder. Dolayısıyla, tutku, dinleyiciyi bir tezi desteklemesi için harekete geçiren güçlü bir depodur. Bu görüş açıları benzerliği güçlendirir ya da dışlanmaya çalışılan tezle farklılık derecesini artırır. Tutkunun işlevi, ötekine, kendisinden kaynaklanan farkı bildirmektir. Bu, ayıran bir sorunla ilgili bir cevaptır ve aşağılayan öfkede tutku vardır, tıpkı yakınlaşmayı amaçlayan aşkta olduğu gibi.
(…)

Michel Meyer
“Retorik”, Çev: İsmail Yergüz, Dost Yay., 2009, ss. 29-30

Yorum yapılmamış »

RSS feed for comments on this post.


Leave a Reply

You must be logged in to post a comment.

Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com