(…)Sözcükler, onları tekrar yazanlara, onları söyleyen müzisyene, telaffuz eden kadın oyuncuya, onları görmeden takip eden ve anlamları içinde yitip giden okuyucuya, her birini kaleme almış olanlardan daha anlaşılır görünürler. Yazan, yazmak için arar sözcükleri.(…)Yazan kişinin bakışları donmuş, bedeni hareketsiz kalmıştır, kaçıp giden sözcüklere uzanmıştır yalvaran elleri. Tüm adlar dilin ucundadır. İşin sanatı, gerektiğinde onları çağırabilmek, minicik ve kapkara bedenleri böylelikle yeniden canlandıracak bir sebeple çağırabilmektedir.(…)
Pascal Quignard
Adı Dilimin Ucunda, Çev:Esra Özdoğan, Sel Yay., 2005, s.9-10