Son zamanlarda bizim Hz. Müptezel’e (Ali Enver Ercan’a) “tutundurma” desteği verenlerin sayısı artıyor… 3 Aralık 2009 tarihli Cumhuriyet Kitap’ta Selçuk Altun, bizim Hz. Müptezel’e koltuk çıkmış… İlgili kupür aşağıdadır:
Bu garabet parçasını okuduktan sonra, güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. İçimden şöyle demek geldi: “Enver ve Selçuk, ben dün akşam, ikinizi birden düşündüm.”
Hamiş: Hz. Müptezel’in kim olduğuna, neler yaptığına ve aramızdaki husumetin ayrıntılarına şu adresten ulaşılabiliyor: https://zaferyalcinpinar.com/blog/?p=463
Bugün gene ilginç bir olay kulağıma geldi:
Edebiyat “camia”sından olmayan eski bir arkadaşım 3 sene boyunca yazdığı şiirleri toparlayıp Sel Yayınları’na gitmiş… Görüşme sırasında Sel Yayınları’ndaki zevat, sıklıkla şiir kitabı basmadıklarını, sadece -en son- Ah Muhsin Ünlü’nün kitabını bastıklarını ve 1-2 sene boyunca başka şiir kitabı basmayacaklarını söylemiş. Fakat ardından, yan tarafta, Varlığ Yayınları’nın bürosunun olduğunu ve orada “şiir işleri”yle ilgilenen Enver Ercan adında biri olduğunu eklemiş. Kısacası, tıpkı esnafların bir müşteriyi başka bir esnafa yönlendirmesi gibi arkadaşımı Enver Ercan’a yönlendirmiş. Bizim arkadaş da -başına geleceklerden habersiz- tutmuş Enver Ercan’a gitmiş ve “Beni yandan gönderdiler. Şiir kitabımı yayımlamak istiyorum…” demiş saflıkla. Bizim Hz. Müptezel de (Enver Ercan) şiir kitaplarının satmadığından yakınmış ve eğer şiir dosyasının sahibi aynı zamanda ödül sahibi değilse, büyük dergilerde görünmemişse, tanınmamışsa ya da kendi tanıdıklarından değilse, şiir kitabını yayımlayamayacağını söylemiş…
Sonuçta, bu hikâyeyi duyduğumda gülmekten yerlere yattım gene…
Ne diyeyim; Allah herkese akıl fikir versin… Yazara da okura da esnafa da…
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar