by Canavar
Kadıköy, 2017
Fotoğraflar: Zy
by Yabancı
Burgaz Adası, 2017
by Rakun
Kadıköy, 2017
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
by Canavar
Kadıköy, 2017
Fotoğraflar: Zy
by Yabancı
Burgaz Adası, 2017
by Rakun
Kadıköy, 2017
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
Dilbilimci, düşünür Noam Chomsky, açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için destek mesajı yayınladı.
“Türkiye’deki iki açlık grevcisi Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, demokratik ilkelere inanan herkesin desteğini hak ediyor. İçinde bulundukları durum vahim bir insan hakları ihlalidir. Grev 100. gününü aşmışken, hijyenik olmayan hapishane koşullarında sağlıkları hızla bozuluyor. Çok geç olmadan grevin sonlanması için, adalet ve haysiyet mücadelelerine saygı gösterilmeli ve iadesini istedikleri iş talepleri bir an önce kabul edilmeli.”
Noam Chomsky
Haberin tam metnine https://www.birgun.net/haber-detay/chomsky-den-gulmen-ve-ozakca-ya-destek-talepleri-kabul-edilmeli-165614.html adresinden ulaşabilirsiniz.
İlker Şaguj, “Kış Algını”
YAYINpasaj69.org, Haziran 2017, 60 Sayfa, Şiir
Kitabın tam metnini pdf biçeminde okumak için: https://bit.ly/kisalgini
PASAJ ekibinin diğer e-kitapları için bkz: https://yayin.pasaj69.org/
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan e-kitap ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/e-kitap adresinden ulaşabilirsiniz.
İtalyan fütürist ressam Joachim Raphaël Boronali‘nin
“Ve Adriyatikte Uyuyan Güneş” adlı eseri…
Joachim Raphaël Boronali
(Ödüllendirilmiş şairlere ithafen…)doğayı anlatan bu ellerim hiç titremiyor
rakiplerimin tarihini
_________ve beceriksizliğini yok ettim
büyük şairlerin bile yazamadığı gerçekleri
___________________ben resmettim
“Ve Adriyatik’te Uyuyan Bir Güneş” gibi
yükselmeye hazır övgülerim
______________başarılarım
herkes biliyor ben büyük bir insanımVe ateşin gücüne sahibim
manşetlere taşıyın beni
bu ülkedeki vicdanın kardeşliğiyim
daha fazla kutlamayla yıkayın beni
ben gerçeğin mucidiyim
muhalefetin ta kendisiyim
_____________sevgilinizim
sanatın başarı ağacı
kokteyllerin ve açılışların amacı
ödül törenlerinin ve köşe yazarlarının baş tacı
papyonların ve bin yıllık ritüellerin anlamıyım
Joachim Raphaël Boronali’nin hayatıyım
bendenizZafer Yalçınpınar
Aralık 2015
1/ “Joachim Raphaël Boronali kimdir?” diyenler için bkz; https://evvel.org/joachim-raphael-boronali-kimdir
2/ “Joachim Raphaël Boronali” adlı şiirin pdf biçemine https://bit.ly/boronali adresinden ulaşabilirsiniz.
3/ Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.
4/ “Yalçınpınar da kimdir?” diyenler için bkz; https://bit.ly/zykimdir
(…)
Üst-kadınlar, üst-erkekler, alt-kadınlar, alt-erkekler; saçlarınıza ak düşecek ama fikirleriniz muallakta kalacak.
Kalbin, ruhun ve beynin tasavvurları, kimyasal ve otomatik reaksiyonlardır. Bunları harekete geçiren akım, içinizden, güneşten veya Büyükayı’dan gelir; Büyükayı nakleder, güneş anlatıp döker, bizlerse hazmettiklerimizi ve hazımsızlıklarımızı terennüm ederiz. Sevgili hanım okurlar, fikirleriniz ne kadar mantık veya gerçek dışı olursa olsun, henüz bir anlaşmadan başkası olmayan bir mutlaklığa dair birer anlaşmadır bunlar.
Gökyüzü omuzlarımıza çökerek batar, bizler de daha güçlü olmak için onu taşırız! Yanlış!
Marangoz iki yaşında bir çocuktan güçlü değildir; zamanın ve mekânın süresi aynıdır; şişman, zayıf, yaşlı veya genç kadın aynı şeydir. Sürekli bir devinim içinde durak yerleri, hayali eksen yatakları arıyorsanız çılgınlıktır bu!
(…)
Kıvrak ve taşkın zekalı arkadaşlarımdan biri bana edebi, görsel ve müzikal eserler arasında farklılıklar bulduğunu söylemişti. Bense onunla aynı fikirde değildim ve bu konuda uzun bir tartışmaya daldık. Hezeyanımız beyinlerimizin artık yavaş yavaş pelteye döndüğü âna kadar yaklaşık bir saat sürdü ve sonunda tüm fizik ve metafizik teorilerdeki boşluğun farkına varabildik!
Tartışmamız sırasında başka bir arkadaşım araya girdi ve kendi üzerine yansıttığı harici ışığı fark etmesiyle zihninin berraklığı aniden karanlığa gömüldü: Işık kelimesi yoktur ama ışık vardır; bu bir titreşim midir, yoksa nem mi? vs…, vs…
“Baş aşağı duran insanlar var, tıpkı bitkiler gibi; o insanlar ayaklarıyla bakıyor dünyaya!” Böyle sonlanınca zekayla ilgili tartışmamız, anlayan ve açıklayan insanların çılgınlığından bir süreliğine kaçabildiğimizi hissettik…
Francis Picabia
“Sonradan Görme İsa”, Çev: Alper Turan, Sel Yay., 2017, ss. 17-19
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Gerçeküstü” ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca bkz: https://evvel.org/?s=francis+picabia
“Oggito” adlı web sitesi sıkı edebiyata çok olumlu/önemli katkılarda bulunuyor. Lirik felsefenin efsane ismi E.M. Cioran tarafından, 1976 yılında, J.L. Borges‘in edebiyat aurasının göstergesel üstünlüğü hakkında kaleme alınmış sıkı bir mektup, Murat Erşen‘in çevirisiyle yayımlandı. Mektubun tam metnine https://oggito.com/emil-ciorandan-borgese-mektup-06201730625 adresinden ulaşabilirsiniz.
Taylan Kara, sert bir eleştiri kaleme almış. Piyasa Edebiyatı-Edebiyat Piyasası’na karşı kullanışlı olabilecek ön yargılardan söz etmiş… Taylan Kara’nın eleştirel listesinin tam metnine https://haber.sol.org.tr/yazarlar/taylan-kara/bok-10-piyasa-edebiyatina-karsi-yargi-listesi-200046 adresinden ulaşabilirsiniz.
Önemli Not: Taylan Kara’nın edebiyat oligarşisine dair gerçekleştirdiği analiz ve eleştirilerin bazılarına https://evvel.org/?s=Taylan+Kara adresinden ulaşabilirsiniz.
“Türkiye yetkililerinden, görünürde yalnızca sürdükleri barışçıl eylemleri nedeniyle tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın hızla ve koşulsuz serbest bırakılmasını, tutuklandıktan sonra Sincan Cezaevine sevk edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın işkence ve kötü muamele görmemesini ve bağımsız doktorlar tarafından sağlanacak, gizlilik ve bilgilendirilmiş onay ilkeleri de dahil olmak üzere tıbbi etiğe uygun bir sağlık hizmetine erişebilmelerini talep ediyoruz. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın barışçıl protesto haklarını kullandıklarını vurgulayarak, Türkiye yetkililerini ifade özgürlüğü haklarına saygı göstermeye çağırıyoruz.”
Uluslararası Af Örgütü’nün yürüttüğü imza kampanyasına katılmak için https://acileylem.org.tr/eylem/nuriyesemih adresini ziyaret edebilirsiniz.
17 Haziran – 1 Temmuz 2017
Tight Aggressive-Kadıköy
“Sokaktan aşina olduğumuz sanatçıların
çalışmalarına bu kez içeriden bakış atacağız.”
Sanatçılar:
Ares Badsector, Alpha Rising, Esk Reyn,
Canavar, Max On Duty, Erin İlkcan Aslan,
Adekan, Enklark Kent, Ekin Deniz Kaya,
Blek, Brot, Odin
Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/312915659131756
Hamiş: EVV3L kapsaamında yayımlanan “Sokak Sanatı” başlıklı ilgilerin yümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
gecelerin yüzüme kapanışı
karanlığın aklıma
__________ yol olduğu sızıntı
bir biçim meselesi
evlerin yeraltına yükselişi
denizlerin boruları dönmesi
tesisatların gökyüzüyle dolması
hepsi hepsi hepsi hepsi hepsi
şiirimin taslağıdırgözlerimin kıyılarına dolanan yalanlar
hiç yoktan hırsızlıkla kurulan yayınevleri
__________________ünlü editörleri
hepsi hepsi hepsi
benim tanınmayışımdırbeş haneli adaların
kıyısında yaşananlar
Zafer Yalçınpınar
Üvercinka Dergisi, Sayı: 32 (Temmuz 2017)
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine ve şiir kitaplarına https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.
Kontrolsüz bir patlamanın yeni bir gökyüzü inşa edeceği var, bu ‘tahayyül’ kesindir. Kontrolsüz bir patlamanın yeryüzünü ve suları kendi biçimine dönüştüreceği, kaleme alınmış tüm uluslararası retoriğin saçmalığını bir tuşla sınırsız kılacağı, bir tuşla sileceği var, bu ‘tahayyül’ kesindir. Kol saatlerinin icadı veya kütle-zaman ölçeğinin fiziki kavramsallığı keşfedilme ânında doğruydu. Tahayyül edilirken, bin yıldır, doğru bir şekilde ‘akla getirildi’. Ancak tahayyülün güzelliğinde akla getirilen her ‘gelecek’, endüst-realitenin vahşetinde sevimli birer ‘tüketim unsuru’ gibi sevgilinin omzuna kondurulan küçük, tüketimsel ve yalancı öpücükler olarak ‘kapitalizm’in gizli ellerinde çöpleştirildi. Kalite ve mükemmellik, teknolojiyi daha güvensiz kılıyor, sürdürülebilirlik ve çevrecilik doğaya daha çok zarar veriyor. İnsan hakları, gönüllü köleliğin kartvizitini oluşturdu. Pazar ve pazarlama, matematiğin hakikat temsilini yok etti. Demokrasi, bugün, truva atı bile değil; Gregor Samsa’nın ruhunun yaygınlaşmasıdır bu topraklarda demokrasi… Çağdaş sanatlar ve mimari, plastik ya da taş bile değil; ölümcül çimentodan kuleler ve hapishane gözenekleri kurdu. Müzeler artık görkemli birer ibadethane ya da mezarlık bile değil; müzeler kahve ile boş zamanın pazarlanmasının merkezleridir.
Anlayalım artık; yeni bir kutsallık inşa edilemiyor. Ülkelerin yenisi ülkelerin yok edilmesinin el-kitabıdır. İnsanlık, ruhunun kendi ruhuna terk edileceği ânın özlemini tahayyül ediyor. Kalbimiz ve dilimiz; anlayış, şefkat, erdem ve vicdanla dolu bir dini açılım değil. Anlayalım artık; kontrolsüz bir patlamanın ruhumuza katacağı yatıştırıcılığı… ‘Bakmak’, kontrolsüz bir patlamanın tahayyül ânlarıyla birlikte önem kazanıyor; ‘anlam’ın yerine geçecek akıl dışı mutluluğun imgelemini, dahası imgelemin özgürleşmesini sağlıyor. Tahminsizliğin büyük geleceğini…
Tahminsizliğin ve sonrasızlığın kargaşayla biçimlenen geleceğini yakinen sevelim. Yeni bir gökyüzünün inşasını tahayyül edelim: Bu arzuyu kabullenelim.
Zafer Yalçınpınar
13 Haziran 2017, Kadıköy
Önemli Not: “Yeni Bir Gökyüzü” başlıklı bu betik, 12-14 Haziran 2017 tarihleri arasında Kadıköy-KargART’ta gerçekleştirilen “Kontrolsüz Patlama” başlıklı karma sergiye kavramsal katılım/çerçeve sağlamak amacıyla kaleme alınmıştır.
Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın Karga Mecmua kapsamında kaleme aldığı yazılar -pdf dosyası biçiminde- https://bit.ly/kargaca adresinde bulunuyor. Yalçınpınar’ın web sitesi ise şu adreste: https://zaferyalcinpinar.com
“Kontrolsüz Patlama”
12-14 Haziran 2017, kargART, Kadıköy
Sanatçılar: Hüseyin Işık, Jeremy Profit, Cleon Peterson, Burak Dak, Emre Orhun, Joe Made This, Cem Güventürk, Zeynep Mar, Işıl Zeynep Demir, Nicolas Daniluk, Raddar, Gökhan Gencay (Uyumsuz İsyan), İlker Çelen (Uzay Çöpü), Tolga Güldallı (Spastik Eroll fanzin), Aşkın Yücelses (Solucan fanzin), Merve Binici & Duygu Deniz Bilgin, Musa Yılmaz, Canavar, Ares Badsector, Esk Reyn, Şevket Kağan Şimşekalp, Ece Ağırtmış, Yağız Gülseven, Tayfun Pekdemir, Gözde Gürel, Daniel Cantrell, Seishiro Matsuyama
Kavramsal arkaplan ve diğer ayrıntılar için bkz:
https://www.futuristika.org/kontrolsuz-patlama/
2006 yılında, TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın onur konuğunun ‘Doğan Hızlan’ olarak belirlenmesiyle (bu türden bir liyakatsizliğin onurlandırılmasıyla) birlikte kitap fuarlarına aktif olarak katılmamaya karar verdim. Sahaflar ve sahafiye/koleksiyon kitapları çerçevesinde gerçekleştirilen birkaç türev etkinliği saymazsak, kitap fuarlarına katılmamak yönündeki kararımı 11 yıl boyunca sıkı sıkıya uyguladım. 11 yıl boyunca hiçbir kitap fuarını gezmedim, hiçbir panele veya ödül törenine dinleyici olarak katılmadım, herhangi bir kitap fuarından bir adet kitap bile satın almadım ve yayımlanmış/basılı kitaplarımı herhangi bir fuarda veya yayınevi standında satışa sunmadım.
Ancak, bu yıl -biraz da kaderin cilvesiyle- gönlünü kıramayacağım ve tüm edebiyat çalışmalarını çok önemsediğim bir editör dostumun zorlamasıyla, 4-9 Haziran 2017 tarihleri arasında (6 gün), 9. Kadıköy Kitap Fuarı’na katılmak durumunda kaldım. Bu zorunlu katılım, kitap fuarları kapsamında sergilenen kötücül “endüst-realite”ye dair bir şeylerin değişip değişmediğini anlamak ve biraz da 2000’li yılların başındaki üniversite öğrenciliğim boyunca ulaşımda kullandığım Haydarpaşa Tren Garı ile anılarımı hatırlamak/tazelemek için iyi bir fırsat oldu.
Hemen söyleyeyim: Kitap fuarlarında hiçbir şey değişmemiş! Okurlarıyla, yazarlarıyla, yayınevleriyle ve belediyesiyle birlikte sergilenen bu tuhaf âyin daha da kötücül bir “endüst-realite” doğrultusunda korkutucu boyutlara ulaşmış. Ülkemizin genelinde olduğu gibi kitap fuarlarında da “nitelik/liyakat/içerik” gerilemiş “yok” denecek kadar azalmış, buna karşın “nicelik/popülizm/sayısallık” üssel olarak artmış. Bu kötücül durumun birçok nedeni var ancak bunlarla uğraşacak, bu nedenleri örnekleriyle birlikte tek tek anlatacak fazladan zamanım yok. Ki zaten, iktidardaki tipolojiyi yıllarca ve sayfalarca anlattık. Aynı tas, aynı hamam…
“Peki, madem öyle, 9. Kadıköy Kitap Günleri kapsamında sen neler yaptın?” denebilir. Yapıp ettiklerimi parçalı biçemde paylaşıyorum:
Kitap Günleri’nde, genel olarak Cemal Süreya Derneği ile Broy Yayınevi standının çevresindeydim. Derneğin standında -4 Haziran 2017 Pazar günü- elimde bulunan çok az sayıdaki ‘Rüzgâr Defteri’ ve ‘Tarihinsancısı’ adlı kitaplarımın basılı nüshaları için imza günü gerçekleştirdim.
Cemal Süreya Derneği ile Broy Yayınevi çevresindeki en büyük kazanımım Mecit Ünal’la tanışmak oldu. 2000’li yılların başında “Sessizlik Saati” adlı şiir kitabını büyük bir hayranlıkla okuduğum Mecit Ünal, şair-yazar kimliğinin yanı sıra Kaz Dağı Çevre Koruma Dayanışması’nı temsilen Kitap Günleri’ne gelmişti ve yüksek sesle, iki büyük pankartla “Zeytinime Dokunma!” diyordu. Ayrıca, B Salonu’nda gerçekleştirilen iki önemli açık oturumda (Demirtaş Ceyhun ile Cemal Süreya’nın odak alındığı geniş katılımlı söyleşilerde) Mecit Ünal’la birlikte konuşmacı olarak bulunduk. Her iki konuşmada da Mecit Ünal’ın söylemlerinin ekseninde “dil hassasiyeti, anti-emperyalist mücadele, doğa, çevre, şiir, kültür ve tarih ilişkisi” bulunuyordu. Bununla birlikte, gerçekleştirilen söyleşilerin tümünde “zeytinlik alanların yok edilerek maden ile sanayi kuruluşlarına imtiyaz verilmesine ilişkin yasa tasarısına” karşı sürdürülen mücadeleyi anlattı ve yüksek sesle “Soframızda zeytin görmek istiyoruz, termik santral değil!” dedi.
7 Haziran 2017 tarihinde İlyas Orak ve Hüseyin Alemdar’la birlikte şair, çevirmen ve grafik sanatçısı Sait Maden’in yaşamına odaklanarak eserlerindeki imgesel gücün incelendiği “Şiirin Yeryüzü Konuğu: Sait Maden” başlıklı bir açık oturum gerçekleştirdik. Açık oturumda Sait Maden’in yaşamı boyunca tasarımını gerçekleştirdiği özel yazı tipleri, logolar, afişler ve kitap kapakları teknik ayrıntılarıyla birlikte tanıtıldı. İlyas Orak, grafik sanatı çerçevesinde Sait Maden çalışmalarının üstünlüğünü vurgularken, Hüseyin Alemdar, Sait Maden’in poetikasını Türk ve dünya şiirindeki örneklerle karşılaştırmalı olarak inceledi. Sait Maden’in Türkçe’ye armağan ettiği Paul Eluard, Charles Baudelaire, Pablo Neruda ve Federico Garcia Lorca gibi ünlü dünya şairlerinden çevirileri, ‘imgesel alan derinliği’, ‘şiirsel yük’ ve ‘şiir dili’ kavramlarıyla birlikte kapsamlı olarak anlatmaya çalıştım.
Cemal Süreya Derneği ile Broy Yayınevi çevresinde Zuhal Tekkanat, Aydan Ay, Melodi Aksoy, Duygu Gündeş, Seyyit Nezir, Rasim Savak, Mustafa Işık, Beyazıt Kahraman, Hüseyin Alemdar, İbrahim Hacıbektaşoğlu, Tamer Tezin ve Berkiz Berksoy ile derinlemesine sohbetler gerçekleştirdik; Cemal Süreya’nın hayatı, edebiyat, şiir, kültür-sanat, çeviri ve yayıncılık üzerine karşılıklı olarak fikir paylaşımlarında bulunduk. Ayrıca, Cemal Süreya Derneği standında bulunan Üvercinka Dergisi’nin tüm sayılarını ve Cemal Süreya’nın eserlerini de tekrardan inceleme fırsatı buldum.
Kadıköy Kitap Günleri kapsamında en çok alışverişi Sel Yayıncılık standından gerçekleştirmişim: Sel Yayıncılık’ın ünlü ‘Geceyarısı Kitapları’ serisinden ‘Emile Zola-Kim Nasıl Ölüyor?’, ‘Honore De Balzac-Paris’ten Cava’ya Yolculuk’, ‘Kazimir Maleviç-İnsanın Esas Gerçekliği: Tembellik’, ‘Jules Renard-Yazmak Üzerine Notlar’ adlı kitapları satın almışım. Bununla birlikte, uzun zamandır bulamadığım ve 2012 yılında Sel Yayıncılık tarafından yeniden yayımlanan ‘Salâh Birsel-Şiir ve Cinayet’ başlıklı kitaba da erişmenin mutluluğunu yaşadım. Yapı Kredi Yayınları’nın ‘Doğan Kardeş Seçme Şiirler’ serisinden ‘Oktay Rifat-Bir Aşka Vuran Güneş’ ile ‘Fazıl Hüsnü Dağlarca-Dağ Uykusu’ adlı şiir seçkileri, Everest Yayınları’nın ‘Keşif’ serisinden Orhan Kemal’in ‘Unutulmuş Öyküler’i, Broy Yayınevi’nin standından ‘Sait Maden-Çağdaş İspanyol Şiiri’ ile gene Sait Maden tarafından yayıma hazırlanarak F. G. Lorca’nın yaşamını ve ölümünü anlatan ‘Cinayet Granada’da İşlendi’ adlı kitaplar satın aldığım sıkı eserlerdi. Eski iş arkadaşım Koray Löker’in sıkı editörlüğünde Kara Plak Yayınevi kapsamında yayımlanarak caz müziği üzerine müzisyen ve eleştirmenlerle çeşitli söyleşileri içeren ‘Batu Akyol-Caz Çok Zor’ adlı kitabı satın almak, hem eski bir dosta selâm vermek hem de Türkiye’deki caz aurasını tekrardan okumak anlamında çok önemliydi.
Kadıköy Kitap Günleri’nde bulunduğum son gün (9 Haziran 2017) Seyyit Nezir’in yayına hazırladığı Üvercinka Dergisi’nin 32. sayısı matbaadan çıktı ve Cemal Süreya Derneği standında okuyucusuyla buluştu. Böylelikle, Üvercinka Dergisi’nin yeni sayısında yayımlanan ‘Ece Ayhan’ın İktidar Karşıtlığı’ başlıklı yazım da Kadıköy Kitap Günleri’ne ‘selâm çakmış’ oldu!
Sonuçta, 9. Kadıköy Kitap Günleri kapsamında bir kavga-gürültü çık(ar)madan gözlem/katılım sürecimi tamamladım. Elbette, dile getirmek istediğim -meclisten dışarı- bir sonsöz var:
“Bu tip kitap fuarlarına bir şekilde dahil olan (düzenleyen, yayımlayan, katılan, konuşan, dinleyen ve satın alan) yüz binlerce insan, işbu fuarların odağı olan kitaplardaki özü/hakikati doğru bir biçimde anlayarak okusalardı ve içselleştirebilselerdi, coğrafyamızın fikir ve edebiyat atmosferi böylesine kötücül bir ‘endüst-realite’ye maruz kalmazdı!”
Kadıköy Kitap Günleri’nde bir adet 50 cl. pet şişe su 1 TL bedelle satılıyordu. Buna karşın, bir kez tuvalet kullanım bedeli 1,5 TL’ydi. Demek istediğimi anlatabildim mi, bilinmez!
Sahicilikle
Zafer Yalçınpınar
12 Haziran 2017, Haydarpaşa
Hamiş: Zafer Yalçınpınar’ın tüm inceleme yazılarına https://zaferyalcinpinar.com/inceleme.html adresinden ulaşabilirsiniz. Kitap incelemeleri ise https://evvel.org/ilgi/kitap-incelemeleri adresinde bulunuyor.
by Rad Dar
burgazada, 2017
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sokak Sanatı” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/duvarda adresinden ulaşabilirsiniz.
şiir ve insanlık tarihi adına…
#zeytinimedokunma
#betonadurde
“Türkiye’deki zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasına neden olacak ‘Üretim Reform Tasarısı’ Meclis Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarının yasalaşması durumunda zeytinlik alanlarında maden ocağı ve sanayi tesisi yapılabilecek… ” (BirGün Gazetesi)
Haberin tam metni ve yasa tasarısıyla ilgili tüm detaylar için bkz:
https://www.birgun.net/haber-detay/uzlasi-aciklamasi
-bir-aldatmaca-zeytinliklerin-olum-fermani-imzalandi-162463.html
Shaft Blues & Jazz Club girişi için İndirim Kuponu (1999)
SHAFT Blues & Jazz Club’ı çok özleyeceğim çünkü…
2000’li yılların başında Kerim Çaplı ile Yavuz Çetin’in canlı performanslarını ilk kez SHAFT sahnesinde izledim. Bir şarkının ruhunu dinleyiciye aktarabilmenin (sıkı ve tuşeli gitaristliğin) ne demek olduğunu SHAFT sahnesinin önünde, Kerim Çaplı ile Yavuz Çetin’i izlerken hissettim, anladım. Kerim Çaplı ve Yavuz Çetin’le SHAFT’ta sohbet edebilme (onlara sorular sorabilme) fırsatı buldum.
Cem Karaca’yı -bir konser sonrasında- SHAFT’ın üst katında otururken gördüğümde heyecanlanıp (onun yanına gidip) Cem Karaca’nın elini SHAFT’ta sıktım.
Gür Akad’ın gitarda sergilediği değişik teknikleri SHAFT sahnesinin önünde öğrendim. Değişik sound pedal setlerinin nasıl oluşturulabileceğini de.
Rock müzikte davul ve bas cümlelerinin gücünü, davul ve bas uyumunun ne kadar önemli/belirleyici bir zemin olduğunu SHAFT’ta sahne alan grupları izlerken fark ettim.
20’li yaşlarımın sonuna kadar Kadıköy’deki en sıkı/canlı performans mekânıydı. Çoğu hafta sonu en sıkı arkadaşlarımla ‘Acil Servis’ adlı grubu izlemeye gittik. Dostlarımla birlikte en güzel, en heyecanlı, en sahici anılarımız SHAFT’ta ve çevresinde yaşanmıştır.
SHAFT’ın sahipleri Sururi ile Bahar Demirtaş onurlu, dost ve cömert insanlardır. Birçok konuda bana destek olmuşlardır.
İlk müzik yazılarımdan biri (Chet Baker Üzerine Kendimle Konuşmalar) 2007 yılının Nisan ayında SHAFT’ın -tek sayı çıkan- müzik dergisinde yayımlandı.
Sonuçta, Kadıköy’deki gençliğimin büyük bir bölümünü SHAFT Blues & Jazz Club’ta yaşadım, diyebiliriz.
SHAFT’ı çok özleyeceğim.
Zafer Yalçınpınar
Haziran, 2017
“Yavuz Çetin, ‘soundcheck’ yaparken… “
Fotoğraf: Z. Yalçınpınar
1999, Shaft Blues & Jazz Club-Kadıköy
“Bend’e çıkarken Yavuz Çetin…”
Fotoğraf: Z. Yalçınpınar
1999, Shaft Blues & Jazz Club-Kadıköy
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Yavuz Çetin” ilgilerinin tümüne https://evvel.org/ilgi/yavuz-cetin adresinden, “Kerim Çaplı” ilgilerine ise https://evvel.org/ilgi/kerim-capli adresinden ulaşabilirsiniz.
“Türkiye’deki zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasına neden olacak ‘Üretim Reform Tasarısı’ Meclis Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarının yasalaşması durumunda zeytinlik alanlarında maden ocağı ve sanayi tesisi yapılabilecek… ” (BirGün Gazetesi)
Haberin tam metni ve yasa tasarısıyla ilgili tüm detaylar için bkz:
https://www.birgun.net/haber-detay/uzlasi-aciklamasi
-bir-aldatmaca-zeytinliklerin-olum-fermani-imzalandi-162463.html
Georges Bataille-Robert Desnos, “Bir Kadavra”, Kült Kitap
Charles Baudelaire, “Şaraba ve Esrara Dair”, Sel Yayınları
Pierre Bourdieu, “Karşı Ateşler”, Sel Yayınları
William Blake, “Cennet ve Cehennemin Evliliği”, Ayrıntı Yayınları
David Harvey, “Neoliberalizmin Kısa Tarihi”, Sel Yayınları
Ayrıca bkz: Sıkı Kitaplar (1)
Zafer Yalçınpınar‘ın Kitap İncelemeleri’ne
https://evvel.org/ilgi/kitap-incelemeleri adresinden ulaşabilirsiniz.
“Shaft, 3 Haziran Cumartesi günü, 18 yaşında iken veda ediyor…
Kurucu işletmeci Sururi Demirtaş’ın eşi, müzik direktörü Bahar Mucuk Demirtaş, Gazete Kadıköy’den Gökçe Uygun’a yaptığı açıklamada, mekanın devredileceğine dair söylentilerin doğru olmadığını belirterek, “Devretmiyoruz Shaft’ı, 18 yılın sonunda kapatma kararı aldık. Orası bambaşka bir mekan olacak. Ne yazık ki, bu devirde canlı müzik yapmak – hele de rock ve blues ise – maliyetler yüzünden giderek imkansızlaşmakta. Bundan sonra da, müzisyen dostlarımızla ve müdavimlerimizle bir yerlerde yollarımız kesişir illa ki… Rock’n Roll asla ölmez!” dedi.
Shaft’ın kapanıyor oluşu müdavimlerini üzdü. 1999’da caz ve blues’u Kadıköy yakasında dinleyicisiyle buluşturmak amacıyla kurulan Shaft, müziğin evrenselliğine ve çoğulluğuna olan inancıyla, sahnesini bugüne kadar binlerce sanatçı ve grupla paylaştı. Yalnız caz ve blues türlerinde değil, 2002’den itibaren başta rock ve hardrock olmak üzere diğer birçok dalda da takipçilerine ulaşabilen önemli bir canlı müzik mekânıydı. Pazartesi akşamları Open Stage konseptiyle ülkenin hemen her yerinden gelen amatör gruplara sahnesini açan Shaft, diğer günlerde hem sürekli grupları hem de alanında öne çıkan sanatçıların konserleriyle haftanın her günü yerli ve yabancı grupların canlı performanslarına yer veriyordu.
Çok yönlü ve çok sesli müzik serüvenine, açıldığı gün Moe Joe grubuyla başlayan Shaft, sonraları Neşet Ruacan, Önder Focan, Emin Fındıkoğlu, Ayşegül Yeşilnil, Nezih Yeşilnil, Sibel Köse, Sarp Maden, Tolga Tüzün, Erkan Oğur gibi önemli ustalarla da sahnesini paylaştı. Öte yandan blues ve rock tarzında da geçmişten günümüze , Yavuz Çetin, Ceremony, Kerim Çaplı, Supradyn, Hayko Cepkin gibi sanatçı ve grupların yanı sıra, Cem Karaca, Kurtalan Ekspres, Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi, Manga, Düş Sokağı Sakinleri, Yaşar Kurt, Pilli Bebek, Çalar Saat, Bluesmobil gibi yerli gruplarla ve Charles Walker Band, Boogie Balagan, John Steel gibi yabancı gruplarla da çalışıyordu.”
Kaynak: OdaTv
Frisco‘da (Amerika, San Francisco’da) bulunan ve beat akımının yazarlarını (J.Kerouac, A. Ginsberg, W. S. Burroughs) dünyaya tanıtan “City Lights Books” adlı yayınevi; aynı zamanda Ece Ayhan‘ın şiir kitaplarının İngilizce çevirilerinin de yayımcısıdır.
EVV3L kapsamındaki
Ece Ayhan İlgileri İndeksi:
https://bit.ly/eceindeks
Ece Ayhan Web Sitesi:
https://zaferyalcinpinar.com/bakissiz.html
9. Kadıköy Kitap Günleri (Haydarpaşa Garı) kapsamında 4 Haziran 2017 Pazar günü 12:00 ile 17:00 saatleri arasında Cemal Süreya Derneği’nin standında (Yener Çakmak Sokak, A-3) imza günü gerçekleştireceğim. Tüm dostları beklerim…
Tüm kitaplarımı, incelemelerimi ve poetika çalışmalarımı
https://zaferyalcinpinar.blogspot.com/ adresinden -pdf dosyası biçiminde
ve bedelsiz olarak- okuyabilir, baskı alabilirsiniz.
Sahicilikle,
Zafer Yalçınpınar
Taksim Dayanışması, Gezi Direnişi’nin, dördüncü yıldönümünü etkinliklerle karşılıyor. Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, “Gezi’de barıştan, özgürlükten, doğadan, eşitlik ve dayanışmadan yana kurduğumuz hayatın peşinde olanların KHK’lerle, ihraçlarla, açlıkla, tutuklamalarla sınandığı bu karanlıkta, dayanışmamızdan vazgeçmiyoruz. ‘Hayır’ bitmedi, mücadeleye devam diyoruz” dedi. (Cumhuriyet Gazetesi)
Haberin tam metni için: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/748264/Hayir_daha_bitmedi__Gezi_dort_yasinda.html
“Anlamı olmayan yazılamaz.
Çünkü yazmak -en az- bir anlam arayışıdır.” (Zy)
SU
yüzün ikiye ayrıldı,
ortasında denizlerin
iki göğün arasında
________yalnızlıktan,
___________korkuyorduk.
Aylalarla dolu bir şiirde
altın ışıklarında fenerin
duvarlara
____sesleniyorduk
______________işsiz:
“Kimiz biz?”
Yeryüzünü baştan aşağı
_______________ânlıyoruz.
Zafer Yalçınpınar
Mayıs 2017
Hamiş: Yalçınpınar’ın tüm şiirlerine https://bit.ly/zypsiir adresinden ulaşabilirsiniz.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com