Soldan Sağa; Sena Taşkıran, Alparslan Beyhan, Cem Onur Seçkin, Zafer Yalçınpınar, Emir Alisipahi
26/7/2020 tarihinde, Burgaz Adası Cennet Bahçesi Sahnesi‘nde Türkçe’deki ilk “Simultane Şiir” performansı gerçekleştirildi.
Soldan Sağa; Sena Taşkıran, Alparslan Beyhan, Cem Onur Seçkin, Zafer Yalçınpınar, Emir Alisipahi
26/7/2020 tarihinde, Burgaz Adası Cennet Bahçesi Sahnesi‘nde Türkçe’deki ilk “Simultane Şiir” performansı gerçekleştirildi.
Figüratif soyut sanatın Türkiye’deki en önemli isimlerinden Tiraje Dikmen‘in mirasına dair çok üzücü haberler geliyor, duyuyorum… Sanat tarihimiz kapsamındaki kültürel miras problematiğine yeni bir utanç vesilesi daha eklememek için konuya dair kalıcı çözümler elde etmek, en yüksek düzeyde koruyucu tavırlar sergilemek gerekiyor! (Zy)
Okuyunuz:
Tekin Deniz, 2 Ağustos, 2020, Twitter
İhsan Yılmaz, 5 Ağustos 2020, Hürriyet Gazetesi
İstanbul Üniversitesi, 6 Ağustos 2020, Kamuoyu Açıklaması
Son Güncelleme: 17 Ağustos 2020
Tireje Dikmen kimdir;
https://evvel.org/?s=Tiraje+Dikmen
Dünyanın bir yerinde, zamanın akışının bir ânında doğmuşuz.
Doğduğumuzdan beri üstümüze kimlikler atılmaya başlıyor ve bizse onları sürekli üstümüze giyiyor- giyiyoruz.
Yıllar geçtikçe toplumun, ailenin, koşulların üstümüze bindirdiği yükler ağırlaşıyor, önce hareket etmekte zorlanıyoruz, sonra nefes almakta…
Sonra bir bakmışız ki, üstümüze binen/bindirilen kimliklerin yaratığı sahte benliklerin, gerçekliklerin hamalı olmuşuz. Omzumuzu kaplamış yükler, çıkıyoruz sonu görünmez bir yokuşu- çıkıyoruz. (…)
Rafet Arslan‘ın iç-anlatısının tam metnini https://www.ekdergi.com/yaratici-bir-faaliyet-olarak-delilik-ya-da-karanlik-kahkahanin-cazibesi/ adresinden okuyabilirsiniz.
(…)
Ve karanlık kalkarken denizin üstünden
Bir karga ağzındaki tohumu gri toprağa ekti
Tam siyahın en siyahlaştığı ara
Şafakta kıpkızıl bir yangın yeri
Toprağa düşen tohumlar çürüdü.
(…)
Dr. Hakan Üreten
2020
Dr. Hakan Üreten‘in kaleme aldığı “Geceleri Dirilip Şafakta Ölenlere” başlıklı şiirin tam metnini https://upas.evvel.org/?p=1361 adresinden okuyabilirsiniz.
Ustamız Oruç Aruoba tarafından adıma ithafen imzalanan kitapların -hemen hepsinin- çok değişik hikâyeleri ve anlamları vardır. Bu efemeraların taşıdığı anlamları ve çeşitli detayları Şubat 2021’de Upas Yayın kapsamında yayımlamayı planladığım Usta Defteri‘nde paylaşmak istiyorum. Fakat, Aruoba tarafından adıma ithafen oluşturulmuş öyle özel bir efemera var ki, bu imzanın hikâyesini ve önemini ayrıca vurgulamak gerekiyor.
19 Eylül 2002’de, Oruç Aruoba’yla Galata Köprüsü’ndeki ilk buluşmamızda ben 23 yaşındaydım. Marmara Üniversitesi’nin enstitülerinden birinde ‘Sermaye Piyasası ve Borsa’ üst-başlığında yüksek lisans yapıyordum ve yüksek lisansın tez aşamasına yeni geçmiştim. Aruoba, ekonometri lisansımı ve yüksek lisansımdaki “borsa” başlığını duyduğunda “Orada, borsada, tüm olup bitene baktığımda, bir çeşit tapınma görüyorum,” dedi ve “Tıpkı kutsal mekânlarda gerçekleştirilen ritüeller gibi, tapınma içeren bir düzen var orada…” diye ekledi. Ardından, üzerinde Arapça harfler bulunan bir kâğıt para/banknot (10 Pakistan Rupisi) çıkardı cüzdanından ve banknotun görünmez filigranının gizlendiği boşluğa şunları yazdı:
Zafer’e.-
‘Borsa’da kullanabilir mi, bilmem-
Oruç,
19 Eylül ’02
Bir süre, Aruoba’nın bu hamlesine ve kâğıt paranın üzerine yazdığı nota anlam vermeye çalıştım. Aklıma gelen ilk şey; birçok ülkede banknotların üzerine yazı yazmanın çok büyük bir suç olarak kabul edildiği ve Aruoba’nın bu hamlesinin mali değerler sistemini -veya bizatihi devlet düşüncesini- reddetmek yönünde bir anlam taşıdığıydı. Fakat emin olamıyordum. Yıllar sonra, Aruoba’ya bu hamlesinin anlamını sorduğumda, “Senin borsada veya bir bankada çalışamayacağını o günden biliyordum.” diyecekti, ustamız…
Zafer Yalçınpınar
9 Haziran 2020
Oruç Aruoba’dan
Zafer Yalçınpınar‘a ithafen
imzalı kitaplar…
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Oruç Aruoba çalışmalarının tümüne https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz.
Neoliberal edebiyat çevrelerinde bir “özür” geyiği dönüyor. 15-20 yıldır edebiyatı çöplüğe çevirenler, kalb ve vicdan arayışını terk edip, dilin hakikatine ve haysiyetine ihanet ederek -özellikle de şiirimize- her türlü kötülüğü yapanlar, “özür” dilemeye hazırlanıyorlarmış. Utanmazlıkta lider marka haline gelenler, özür numaralarıyla yeni çöplükler yaratmanın peşindeler. Bilinsin diye söylüyorum: Yeni Sinsiyet Tipolojisi‘nin dileyeceği özürler kabahatlerinden daha pis kokacaktır, kokar.
Ayrıca bkz: Yeni Sinsiyet Hakkında Yazılar
26/7/2020 tarihinde, Burgaz Adası Upas Yayın Buluşması esnasında oynadığımız “Cadavre Exquis” (Zarif Ceset) adlı sürrealist oyun sonucunda oluşan Devrildiğim Her Yerde‘nin tam metnini https://upas.evvel.org/?p=1356 adresinden okuyabilirsiniz.
Ayrıca bkz:
Dürüst Tren Geliyor
Mavi Canavar Kepenk Kapatır
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Sürrealizm” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/gercekustu adresinden ulaşabilirsiniz.
Detaylar ve ulaşım programı için:
https://upas.evvel.org/?p=1333
Facebook Etkinlik Bağlantısı:
https://www.facebook.com/events/915611375516378
Gözümde bir hayvan dikiliyor.
Duyularımı pişiriyorum koyu bir ateşte.
Eski rahimler kurudu ve yeni anne
Bir dünyanın ayak izleriyle yaklaşıyor.
Bu tırmanılmaz cennetin halkı kim?
Çağıran ne?
Bu merhametsiz toprağı kimin kanı kutsallaştırıyor?
İnsan uykumun havzası boyunca yılan gibi sürünen de ne?
Bilmenin diğer tarafı…
Uyanmama hazzının okşaması… Ey başlangıç
Kâfi bir sevgi! Ey nazikçe suskun şekilleri
Son fezanın.
Kenneth Patchen
“Öfkeli ve Işıklı Adam”, Çev: Güzin Ayan
The Poet House, s.8
80’li yılların etkin dergisi Sanat Olayı yayın hayatına
yeni ve bütünleşik bir momentumla devam ediyor!
Bkz: https://sanatolayi.com/
(…) İnsanın her saniye insan olduğunu hatırlaması iyi değil. Kendi üzerine eğilmek zaten kötü; saplantılı bir işgüzarlıkla türün üzerine eğilmek ise daha beter: İçebakıştaki keyfi sefilliklere nesnel bir zemin ve felsefi bir haklılık atfetmek bu. Benliğimizi ezip öğüttükçe, bir kaprise kurban olduğumuzu düşünmekten medet umarız; bütün benlikler bitmek bilmez bir geviş getirmenin merkezi haline gelir gelmez, bir dolambaç üzerinden kendi durumumuzdaki mahzurları umumileşmiş buluruz; kendi kazamız evren düzeyinde geçerli durum, kaide mertebesine erişir. (…)
(…) Önce var olmanın ham gerçeğindeki anormalliği, sonra özgül durumumuzdakini idrak ederiz: İnsan olma şaşkınlığından önce, olma şaşkınlığı gelir. Mamafih şaşakaldıklarımızın ilk verisini halimizdeki uygunsuzluk oluşturuyor olmalı: İnsan olmak, sadece olmaktan daha az doğal. İçgüdüsel olarak hissederiz bunu; nesnelerin mutlu mesut uykusuyla özdeşleşmek için kendimizde… (…)
E.M. Cioran
“Zamana Düşüş”, Çev: Savaş Kılıç
Metis Yay., Temmuz 2020, s.11-13
Ayrıca bkz: https://evvel.org/?s=cioran
Ne zaman ki bıksam
_________yalancı gerçeklerden,
kaypak ve utanmaz baskıdan,
hatırlıyorum kızıl Nâzım’ı
ve gırtlaktan gelen konuşmasını onun:
__________“Selam, kardeşim!
Neden asıyorsun suratını?
__________Boşver!
Şiirin mi tıkandı?
__________Gel hadi, tamamlarız.
Paran mı yok?
__________Buluruz, canını sıkma.
Kız mı yok?
__________Onu da hallederiz!”
Fakat asıl, onu yiyip bitiren bir şey vardı,
ve hep dehşetle akardı bu
____________yüzündeki kırışıklıklardan
“Her şey yolunda fakat,
____________yüreğim acıyor biraz.
Bunda üzülecek ne var!
____________acıyorsa – yaşıyoruzdur!”
Şiir bazıları için
____________oyundur,
bazıları için
________bir tezgâh,
_____________ya da paradır,
Onun gibiler içinse şiir,
________________para değil
_____________________yaradır.
İşte budur Nâzım’ın yürek yarası.
Bir keresinde,
________pek de inanmayarak,
endişeli doktoru bana tembihlemişti:
“Bakınız
________Acı konulardan kaçınınız ki
Acımasın Nâzım’ın yüreği!”
Ne naif doktor…
________O hastanız artık yok.
Temkinleriniz işe yaramadı,
Fakat yüreği,
________sağ kaldı ne var ki,
ölümünden sonra bile devam ediyor acımaya.
Acıyor yüreği,
_______içimdeki acı için.
Acıyor yüreği,
_______Ruslar ve Türkler için,
Nâzım gibi mahpuslarda
_______özgür olanlar için,
Özgür olsalar bile,
_______mahpus olanlar için.
Mahpuslara özgü olan o büyük incelikle,
____________ölümünden sonra bile,
__________________dinlemiyor doktorları.
Acıyor yüreği,
______korkaklık ettiğimizde,
Acıyor yüreği,
______kayıtsız kalınca biz.
Acıyor, bir ötekine
______“Selam kardeşim!
Diyemediğimizde onun gibi içten ve
__________________________yiğitçe..Öyleyse onun gibi, yüreğimiz acıyla vursun ki,
Nâzım’ın acıyan yüreği sonunda huzur bulsun.
Yevgeni YEVTUŞENKO
Сердце Хикмета, 1967
Rusça’dan Çeviren: Mehmet Kerem Baysal
Ç.N.: “Birkaç hafta önce, internette bazı sayfalarda Yevtuşenko’ya atfedilen 1967 tarihli “Сердце Хикмета” (Nâzım’ın Yüreği) adlı bir şiire rastladım. İnternette yaptığım aramalar sonucunda kaynağını doğrulayamasam bile üslubunun Yevtuşenko’nun şiiriyle örtüşmesi sebebiyle şaire ait olduğunu düşündüğüm bu şiirden etkilenerek şiiri Rusça’dan dilimize çevirmek istedim. Yine şiirinin Türkçe çevirisinin Lel Starostov ismiyle bazı sayfalarda paylaşılmış olduğunu gördüm; ne var ki çevirinin tam anlamıyla dilimize aktarılamadığını fark ettim. Şiirin bir başka çevirisini de bulamadım. Sovyet şiirinin önemli isimlerinden olan ve Nâzım’la ahbaplık etmişliği de bilinen Yevtuşenko’nun, Nâzım’ın ölümünün ardından yazdığı bu şiirin Türkçe sesi olma sorumluluğunu, bir Rusça tercüman ve şiirsever olarak üzerimde hissettim. İyi okumalar dilerim.” (Mehmet Kerem Baysal)
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Nâzım Hikmet” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.
Aşağılamalar ve korku,
Ruhların tanrısal ışığında sönen;
Yanıp gitmiş küller olmaya zorluyordu bizi.
Ve eğer ki unutursak gururu,
Yalnızca gri küller olur bizden geriye kalan,
Süslü arabaların tekerlerine yapışan.(…)
Kırıntılardır bize kalan:
Kimimize kitaplar, iç çekişler kimimize,
Kimimize şarkılar, kimisi çocuklarla;
Fakat bu kırıntılarla bile,
Uzaklarda bir yerlerde,
Yaşıyoruz biz, hep ölerek.(…)
Yardım edin, ey Tanrım,
Ki tüm zorlukları aşalım.
Saklamayın yıldızları pencereye
Lütfedin, ey Tanrım
Bir ekmek parçasını,
Ufalayarak güvercinlere.
Yevgeni YEVTUŞENKO
“Молитва”, Rusça’dan Çeviren: Mehmet Kerem Baysal
Şiirin tam metnini https://upas.evvel.org/?p=1320 adresinden okuyabilirsiniz.
Kilyos, Anadolu Feneri, Riva 2020
Fotoğraflar: Zafer Yalçınpınar
Ayrıca bkz: zaferyalcinpinar.tumblr.com
(…)
gösterişsiz mobilyaları
bütünün
içimizden akan
bu bulanık
bu saf
bu topraklı su
(…)
bu yolun sonunu biliyorum dedi
hepsi bildi sonunu yolun
(…)
ovala yorgunluğumu
sağ elimin baş parmağıyla
işaret parmağı arasındaki ovada
(…)
Göker ÜNLÜ
‘Oliver’ın Şarkısı’ adlı şiir kitabından…
The Poet House, Mayıs 2020
“Türkiye’nin en önemli blues gitaristlerinden Yavuz Çetin ile müzisyen, besteci, aranjör ve söz yazarı Bülent Ortaçgil’in birlikte katıldığı 1995 tarihli “Rokoko” programının kaydı YouTube’a yüklendi.
Moğollar’ın bas gitaristi Taner Öngür ile tiyatro sanatçısı Hakan Sepetçi’nin birlikte sundukları ve Flash TV’de yayımlanan televizyon programı “Rokoko”ya 1995 yılında Yavuz Çetin ve Bülent Ortaçgil katıldı.
Yavuz Çetin’in canlı performans konuğu, Bülent Ortaçgil’in de söyleşi konuğu olarak yer aldığı 50 dakikalık programda Çetin “Sahil”, “Hiç Düşünmezsin”, “Fanki Tonki Zonki”, “Bir Kaç Saat” adlı şarkılarının ilk hallerini seslendirdi.”
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Yavuz Çetin” başlıklı ilgilere https://evvel.org/ilgi/yavuz-cetin adresinden ulaşabilirsiniz.
The Poet House bünyesinde İsmail Sertaç Yılmaz‘la birlikte gerçekleştirdiğimiz -ve En Uzun Geceden‘in devamı niteliğinde olan- Dudağının Kenarındaki Çizgi projemiz yayımlandı. Proje kapsamında sunduğu tasarımsal ve siirsel katkılar ile gösterdiği özen için İsmail Sertaç Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum. (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Not:
“Dudağının Kenarındaki Çizgi” adlı şiirle
birlikte üç etkin “yan okuma” yapılabilir:
/1/ Çizgi
/2/ En Uzun Geceden
/3/ En Kısa Gündüzden
Zafer Yalçınpınar‘ın yayımlanan tüm şiirlerini, şiir kitaplarını ve edebiyat çalışmalarını https://zaferyalcinpinar.info adresinden ücretsiz (pdf dosyası biçeminde) okuyabilirsiniz.
(…) Nâzım Hikmet’in şu ana kadar hiçbir yerde yayımlanmayan beş şiiri, Yapı Kredi Yayınları editörlerinin TÜSTAV Komintern Arşivi’nde yürüttüğü çalışmalarla ortaya çıkarıldı. Şiirler kitap-lık dergisinin son sayısında yayımlandı.(…)
Bkz: https://www.birgun.net/haber/nazim-hikmet-in-daha-once-yayimlanmayan-5-siiri-bulundu-306615
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan Nâzım Hikmet başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/tas-ucak adresinden ulaşabilirsiniz.
Oruç Aruoba ve Ayşe Su Selcen
(…) Oruç, benim hocam, arkadaşım, en yakın dert ortağım, macera dostum, hatta çocuğumun manevi dedesiydi.
Gidişi bu kadar yakınken sağlıklı yazı yazmam imkânsız, benim söyleyeceklerimin içinde daha bir süre -yani ben de gidene kadar- a c ı ve
ö z l e m olacaktır. Sonra tümüyle ö z l e m. (…)
(…) 72 yaşında hayata veda eden Oruç Aruoba, sadece ona ait imlalarla dolu ve okura hep sorular soran metinleriyle Türk edebiyatının, şiirinin en kendine özgü isimlerinden biriydi. Başka hiçbir şey yapmamışsa bile ‘Türkçe’ ile felsefe yapmanın yolunu açanlardandır. (…)
Cem Selcen‘in 5 Haziran 2020 tarihinde Hürriyet Kitap Sanat kapsamında kaleme aldığı kıymetli yazının tam metnini https://www.hurriyet.com.tr/kitap-sanat/oruc-gitti-41534459 adresinden okuyabilirsiniz.
Hamiş: EVV3L kapsamında yayımlanan “Oruç Aruoba” başlıklı ilgilerin tümüne https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba adresinden ulaşabilirsiniz.
İkindiliklerde -Cumba-
Emrah Sönmezışık
UPAS Yayın/Şiir, Mayıs 2020, 18 Sayfa
Okumak için: bit.ly/cumbasiir
Emrah Sönmezışık, Kırık Küp‘ten Cumba‘ya uzanan yüklü yolculuğunda, okuyucunun imgelemine ‘bağlanmamış düğümler’ ve ‘yıpranmamış bir deniz’ taşımakta kararlı bir tavır sergiliyor. Sönmezışık’ın icat ettiği şiirsel ilmekleri ve bu ilmeklerin yüklendiği ara-duygulanımları (İkindiliklerde serisini) defalarca okuyarak içselleştirmenizi öneriyorum. (Zafer Yalçınpınar)
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Fotoğraf: Zafer Yalçınpınar, 8 Mayıs 2011
Ustamız Oruç Aruoba, vefat etti…
EVV3L kapsamında yayımlanan Oruç Aruoba Çalışmaları‘na
aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz:
1/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba
2/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/2
3/ https://evvel.org/ilgi/oruc-aruoba/page/3
Artık, Upas Yayın‘ın tüm kitapları Google Play Kitaplar‘dan ücretsiz okunabiliyor: ios ve android cihazlarınıza Google Play Kitaplar uygulamasını yükleyerek ya da books.google.com adresinden masaüstü bilgisayarınızla okuma yapabilirsiniz.
Special Thx: Emrah Sönmezışık
Önemli Not: “Sıkı şiire öncelik vermek” ve “imgelemin özgürleşmesini sağlamak” amacıyla dijital yayıncılık serüvenine başlayan UPAS Yayın‘ın tüm kitaplarını upas.evvel.org adresinden ücretsiz olarak okuyabilirsiniz.
Powered by WordPress | Theme: Aeros 2.0 by TheBuckmaker.com