Kimi görür ay?
Bana “hoşgelmedin” dedi! Kentin karanlığa karışan dış kesimlerinden. Sarıydı, öylesine sakınımlı ve güzel, görünümün cama yansısında anlamı gördüm -eş- hatırlamadım onu, çünkü yürüttüğüm o, doğmadan, önceden beri. Ürkünç başıboşluğu yayılıyor sonsuz yüzeye, her doku alabildiğince içeriyor yumuşaklığını kaygan tınısından. Böyle bilmek her an korkunç geliyor, sürem o, yaşam payım. Sevgiyi arttırmak istiyorum, güvenle katlamak -benim değil hiçbir şey, kağıt, kalem, aşk- nereden geliyor bu dirim, bu nasıl açılması çiçeklerin, kendiliğinden eşzamanlılığı öyle yalın ve güç şahlanması coşkumun -ve kapanması ve yitişi bir böcek gibikısır ve buyurgan kanatları altında, zor sevi hep. (…)
Nilgün Marmara
“Kağıtlar”, Everest Yay., 1. Baskı, Kasım 2016, s.23