Sizden nefret ediyorum ve kaypak ruhlarınızdan, onlar ki
her rejime göre şekilendirirler kendilerini.
Kaypak ruhlu adamlar , esneyerek sırıtırlar size, sonuna dek açarlar ağızlarını,
ve tıpkı bir ahtopot gibi, sıkıca sararlar dört bir tarafınızı.
Kaypak adam, al pudralarını sürer gizlice:
suratına bir fiske atsan, yapışıp kalır sanki elin üzerine.
Kaypak editör korkarak tutar elindeki seneryoyu,
yazar saplanıp kalmıştır metnin bir köşesinde.
Kaypaklığın kol gezdiği bir ofis vardı eskiden
“evet” lerin nazikçe “hayır” lara dönüştürüldüğü.
Acıyorum sana, seni kaypak sersem, bomboş geçmişin,
sanki tamamen silinmiş mazin.
Ne tutkuları silip yok ettiniz siz, ne büyük düşünceleri
ama ne mutlu, ne heyecanlıydınız yaparken bunları, öyle değil mi?..
Tüm bu pisliklerin üzerinde yükselen, namert bir adamsın sen
bir maça ası, şans getirmeyen…
Andrei Voznesenski
Çev: Duygu Gündeş