Bugünlerde, “ÖDÜLLERE NEDEN HAYIR DEMELİYİZ” sloganıyla özel bir imza kampanyası düzenleniyor. İşbu önemli kampanyadan Seyyit Nezir‘in “Ödüle hayır mı?” (Aydınlık Gazetesi, 26 Ağustos 2021) başlıklı köşe yazısı sayesinde haberdar olduk. EVV3L’in tüm dostlarından kampanyayı imzalayarak, bu yeni harekete destek vermelerini rica ediyoruz.
Ödüllendirme sistemine karşı duruşumuz ve haysiyetli mücadelemiz 10 yıllardır sürüyor, bu konuda kafamız hiç karışık değil. (Bkz: https://evvel.org/evvel-fanzin-tum-edebiyat-kahyalarina-karsidir) Bizim temellendirmelerimizin özünde şu iki söylem bulunuyor: Ödüller insansızdır! Ödüller kötücül besinlerdir! Ve tabiî ki ödül meselesinde efsanevi şair Ece Ayhan’ın pozisyonu da bizler için son derece belirleyicidir:
“Beni kafakola alamıyorlar. (…) Bir beklentim yok. Bir şey istemiyorum. Ev istemiyorum, rüşvet istemiyorum, para istemiyorum, ödül istemiyorum. Bugüne kadar ödül almayan tek adamım ben.” (Ece Ayhan)
Yeni kampanyanın imza metni analitik açıdan tutarlı ve güçlü söylemlerle çerçevelenmiş:
“Ödüller, sanat eserinin estetik nesne olma özelliğini kirletir ve metalaşmasını sağlar. (…) çeşitli vaatler barındıran ve böylelikle çekici kılınan ödüllerle, ödüle konu olan emeğin sömürü yoğunluğu artırılır ve sistemin bir parçasına dönüştürülür. Ödüller kapitalist toplumun, hırs, rekabet, rakibini alt etme, güç edinme gibi insanlık dışı, hastalıklı ‘değerlerini’ olağanlaştırarak yaygınlaştırır. (…) Ödül sistemi, para kazandırma ve ün sağlama/markalaştırma vaatleriyle ayakta kalır. Oysa sanat bu tarz bir şike ilişkisini asla kabul etmez! Sanat eseri, bir çıkar amacı ve ilişkisi üzerinden inşa edilemez. (…) Ödül verilerek sadece mükâfatlandırma yapılmaz, cezalandırma da yapılır. (…) Sürekli olarak ayrıştırma ve seçkinleştirme kültürü yaratır. Ödüllendirdiklerini öne çıkartır, baskın ve seçkinmiş algısı yaratır. Ödül almamışları, bu sistemi reddedenleri, direnenleri bastırmaya, silikleştirmeye, değersizleştirmeye, hatta aşağılamaya çalışır. (…) Sanatçı ne ayrıcalıklı ne de kutsal bir kişidir. (…) kutsallık bir yandan ast-üst ilişkisini yaratır, bir yandan hizmetkârları belirler; hem ödül alana hem ödül verene hiyerarşik statü kazandırır. Böylece kapitalist hegemonyanın sürekliliğini sağlar. (…) Sizleri ödül sistemine karşı durmaya, tavır almaya ve (…) mücadele etmeye çağırıyoruz.”
Metnin tamamını görmek ve imza vermek için tıklayın! Bu tarihsel tavırda yerinizi almanızı ve tarafınızı belirlemenizi öneriyoruz.